Kategoriler
Sağlık Haberleri SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Tek tuşla teşhis: İşte diş hekimlerinin yeni yardımcısı

Türkiye’de yalnızca 5 merkezde kullanılan yapay zeka destekli diş muayene sistemi, Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ’de devreye alındı. Yapay zeka destekli “Craniocatch” sistemi, diş çürüklerinden kemik kaybına kadar pek çok hastalığı tespit ederek erken teşhis imkanı sunuyor. Önümüzdeki süreçte bu sistemin ağız kanseri teşhisinde de kullanılması hedefleniyor.

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ) Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi, yapay zeka destekli muayene dönemini başlattı. “Craniocatch” isimli yapay zeka programı, hastalıkları teşhis edip tedavi planı önererek diş hekimlerine yardımcı oluyor. Uygulamayı yaklaşık bir aydır kullanan Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, sistemin gelecekte kanser teşhisine de katkı sunabileceğini belirtti. Türkiye’de yalnızca 5 hastanede kullanılan bu teknolojinin, Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ’de devreye alındığı öğrenildi.

“Tanı koyuyor, yetmiyor tedavi yöntemi sunuyor”

KOSTÜ Diş Hekimliği Fakültesi’nde Ağız, Diş, Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı’nda görevli Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, “Craniocatch” isimli yapay zeka programının detaylarını anlattı. Bu programı yaklaşık bir aydır kullandıklarına dikkat çeken Öçbe, “100’den fazla hastayı yapay zeka ile muayene ettik. Hasta ilk muayeneye geldiğinde, rutin görüntüleme yöntemi olan 2 boyutlu panoramik röntgen çekiliyor. Craniocatch, bu panoramik radyografiyi analiz ederek hem anatomik noktaları belirliyor hem de çürük, periodontal hastalıklar gibi mevcut rahatsızlıkların tanısını koyuyor. Bununla da kalmayıp hasta için bu mevcut hastalıkların tedavi planını oluşturuyor. ’Bu diş çürük, buna dolgu yapılması lazım, kemik kaybı var, diş boşluğu var, implant yapılması gerekiyor’ gibi bize detaylı tedavi yöntemi sunuyor” dedi.

“Kocaeli’de ilk”

Hastanın herhangi bir zararlı etkiye maruz kalmadığını vurgulayan Dr. Öçbe, yapay zeka programının hasta yönetim sistemiyle entegre çalıştığını söyledi. Sistemin işleyişini de anlatan Öçbe, “Hasta röntgeni çekildiğinde tek bir tuşa basmamız yeterli oluyor. Röntgen analizi butonunu bastığımızda hastanın tüm mevcut hastalıkları ve tedavi yöntemleri bize sunulmuş oluyor. Yapay zeka kullanarak ağız muayenesi yapıyoruz. Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ Diş Hekimliği Fakültesi’nde bu sistemi kullanıyoruz. Türkiye genelinde de sayılı üniversitelerde yer alıyor. Biz de kendi verilerimizle bu derin öğrenme algoritmasını geliştirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

“Diş hekimleri olarak alışma sürecine giriyoruz”

Yapay zekanın muayene sürecine katkısına değinen Dr. Öçbe, şu bilgileri verdi:

“Şu an için sistemin verdiği verileri kontrol etmemiz gerektiğinden, muayene süresini kısaltmıyor. Ancak gelecekte ek algoritmalarla süreç daha hızlı hale gelebilir. Dünyada diş hekimleri olarak buna alışma sürecine giriyoruz. Beraber çalışmayı öğrenebileceğimiz bir zaman diliminde muayene süresini de kısaltacağını, tanıyı kolaylaştıracağını düşünüyorum. Türkiye’de bu algoritmanın kullanım yerinin 5’ten az olduğunu biliyorum. Umarım giderek yaygınlaşır”

Tanı ve tedavi yöntemi sunuyor

Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, kullandıkları bu algoritmanın tanı sürecine katkısına ilişkin de detaylı bilgilendirmelerde bulundu. Öçbe, “Yapay zeka algoritması, anatomik noktaları tespit ediyor. Çürük, diş eti hastalıkları, periodontal hastalıklara bağlı olarak kemik kayıpları gibi bir çok şeyi tespit edilebiliyor. Diş çürüklerinin büyüklüğüne göre tedavi endikasyonun dolgu ya da kanal tedavisini seçiyor. Ayrıca çene kemiği içerisinde bulunan radyoopak ya da radyolüsent kemik içi lezyonları tespit edebiliyor ve bunlar için ön tanı sunabiliyor. Hastanın sahip olduğu diş dolgularda uyumsuzluk ya da yeni başlayan çürük varsa bunu gösterebiliyor. Bir röntgen çekildiğinde hastada gözüken tüm anatomik noktaları tek tek görebiliyoruz. Bu eğitimde de öğrenciler için sık başvurduğumuz bir yöntem. Klasik anlamda öğrenciyle röntgeni değerlendirirken, ’Burası neresi?’ diye sorduğumuzda bilebiliyor, bilemiyor veya karıştırıyor. Craniocath ile beraber bu anatomik noktaların hepsini tek seferde gördüğümüzde farklı renklerle etiketlenmiş birçok alan öğrencinin aklına çok iyi yer ediyor” dedi.

“Bu algoritma kanseri teşhis edebilecek boyuta gelebilir”

Öçbe, Craniocath’ın gelecekte hastalıkları daha erken teşhis edebilme potansiyeline sahip olduğunu da vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

“Kullandığımız Craniocatch algoritması mevcut hastalıkların tanısına yönelik bir sistem. Fakat dünyada yapay zeka radyoloji alanında çok fazla ilerledi. Artık yapılan çalışmalarda yapay zeka radyomiks uygulamaları bir ağız kanserinin prognozunu bize sunabiliyor. ’Bu kanser ve radyoterapi uygulanırsa iyileşebilir, tümör küçülebilir ya da radyoterepi tümöre hiç etki etmeyecek’ diyor. O zaman boşu boşuna hastalar radyoterapi almamaya başlıyor. Yapay zekayı, radyomiksi bu anlamda dünyada kullanan örnekler mevcut. Biraz daha veriye ihtiyaç var. Farklı toplumlardan, farklı üniversitelerden, ülkelerden gelecek verilerle radyomiksin ağız kanserini tespit etmedeki ya da prognozunu belirlemedeki hatta hastanın yaşam süresini belirlemedeki rolü de giderek önem kazanacak. Bu algoritma kanseri teşhis edebilecek boyuta gelebilir. Şu ana kadar bu hala geliştirilme aşamasında kısa zamanda bunun da başarılacağını düşünüyorum”

“Bilgisayar başındayken öğrenebiliyor hale geleceğiz”

Yapay zekanın hasta üzerindeki önemine de değinen Öçbe, “Normalde biz 3 boyutlu tomografik kesitlerde bir lezyonu farklı gri tonlarında görüyoruz. Bu gri tonları gözümüzle ayırt edebildiğimiz skalanın ötesinde, radyomiksle daha derin analiz edildiğinde lezyonun ön tanısı bile konulabiliyor. Histopatolojik değerlendirme, lezyonun kesin tanısı için altın standarttır. Fakat yalnızca yapay zeka radyomiks uygulamaları kullanılarak, lezyonun histopatolojik değerlendirmeye yakın bir ön tanısı elde edilebiliyor. Bu sayede, daha bilgisayar başındayken, biyopsi almadan, cerrahi işlem yapmadan ve örneği laboratuvara göndermeden lezyon hakkında bilgi sahibi olabileceğiz” şeklinde konuştu.

“Her bölümde yapay zeka dersleri veriyoruz”

KOSTÜ’nün yapay zekaya büyük önem verdiğini belirten Öçbe, “Biz KOSTÜ olarak hem iç işleyişimizde hem de akademik çalışmalarımızda, öğrencilerimizin eğitim süreçlerinde yapay zekayı yoğunlukla kullanıyoruz. Rektörümüzün bu konuya verdiği önem ve bizlere verdiği destek sayesinde mühendislik fakültesi, diş hekimliği fakültesi, hemşirelik gibi KOSTÜ’nün her bölümünde yapay zeka dersleri veriyoruz” şeklinde konuştu.

“Yapay zekanın işimizi elimizden alacağını düşünmüyorum”

Yapay zekanın diş hekimlerinin işini tehdit edip etmediği sorusuna yanıt veren Dr. Melisa Öçbe, “Craniocatch’ın CEO’su, aynı zamanda çok saygı duyduğumuz ve örnek aldığımız Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi uzmanı olan Prof. Dr. İbrahim Şevki Bayrakdar, ’Yapay zeka diş hekimlerinin işini elinden almayacak. Ama gelecekte yapay zeka ile çalışabilen diş hekimleri daha avantajlı olacak’ der. Ben de buna yüzde 100 katılıyorum. Bu sebeple en kısa zamanda yapay zekayı tüm işleyişlerimizde dahil etmemizin hepimizin faydasına olacağını düşünüyorum. Yapay zekanın işimizi elimizden alacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
Sağlık Haberleri SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Tiroit hastalarına önemli uyarı

Tiroit hastalarının Ramazan ayında ilaçlarını nasıl kullanması gerektiğini belirten Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Temiz, “Tiroit ilacı kullanan hastalar, ilaç tedavileri hekimleri tarafından uygun şekilde düzenlenerek, ilaçlarını sahurda veya iftarda almak kaydıyla oruç tutabilirler” dedi.

VM Medical Park Gebze Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Temiz, tiroit hastalarının Ramazan’da nelere dikkat etmesi gerektiği hakkında açıklamalarda bulundu. Tiroit hastalıklarının kısaca ne olduğundan bahseden Uzm. Dr. Temiz, “Tiroit hastalıkları hipotiroidi (tiroidin az çalışması) veya hipertiroidiye (tiroidin aşırı çalışması) yol açan tiroit hormon dengesinin bozulduğu hastalıkların yanında nodüler tiroit, guatr gibi tiroit hormonlarının etkilenmediği farklı tablolardan da oluşan bir hastalık grubudur” dedi.

“Her hastanın tıbbi durumuna göre oruç tutması gerekir”

Tiroit hastalarının oruç tutup tutmayacağı konusunda bilgi veren Uzm. Dr. Temiz, “Tiroitte nodül varlığı eğer tiroit hormonlarını etkilemiyor ve tiroit ilacı kullanımı gerektirmiyorsa oruç tutmasına engel değildir. Hipotiroidi ve hipertiroidide ise bozulmuş olan tiroit hormon dengesinin uygun ilaç tedavisiyle yeniden sağlanmış ve hastalığın kontrol altına alınmış olması bu hastaların güvenle oruç tutabilmesi için gereklidir. Tiroit hormonlarının dengede olmaması, özellikle de yandaş hastalıklar varlığında oruç tutulması hasta için riskli olabilir. Bunun yanında tiroit kanseri dolayısıyla ameliyat olan ve tiroit değerleri katı bir aralıkta tutulması gereken hastalarda da oruç tutulması risk oluşturabilir. Her tiroit hastasının tıbbi durumunun farklı olduğunu unutmamalıyız. Bundan dolayı oruç tutmak isteyen tiroit hastalarının öncesinde mutlaka takipli oldukları hekime oruç tutmalarının uygun olup olmadığı yönünde danışması ve hekimin önerilerine uyması gerekmektedir” diye konuştu.

“Sahurda veya iftarda ilaçlar alınabilir”

Tiroit hastalarının Ramazan ayında ilaçlarını nasıl kullanması gerektiğini de söyleyen Temiz, “Günümüzde hipotiroidi hastalarını sıkça görmekteyiz. Bu hastaların kullandığı levotiroksin içeren ilaçların emilimi için gerekli olan faktörlere Ramazan ayında da dikkat edilmesi tiroit değerlerinin bozulmaması için önemlidir. Tiroit ilacı kullanmakta olan hastalar, ilaç tedavileri hekimleri tarafından uygun şekilde düzenlenerek, ilaçlarını sahurda veya iftarda almak kaydıyla oruç tutabilirler. Levotiroksini sahur yemeğinden 30 dakika önce aç karnına içilmeli ve öncesinde de mümkün olduğunca uzun bir gece açlığı olmasına dikkat etmeliyiz. Normalde levotiroksin 8-10 saat gece açlığı sonrası sabah aç içilmelidir. Ramazan’da iftar-sahur arasında 8 saatlik açlığı sağlamak zor olsa da gece geç saatlerde yemek yememeye özen gösterilmelidir. Levotiroksin ilacının emilimini olumsuz etkileyen mide koruyucu, asit giderici mide ilaçları, demir ve kalsiyum gibi minerallerin sahurda alınmamasına dikkat edilmelidir. Hipertiroidi hastalarının kullandığı antitiroit ilaçları ise günlük dozunu değiştirmeden bölerek sahurda ve iftarda yemekle beraber alınmasında bir sakınca yoktur” şeklinde konuştu.

“Ramazan’da beslenme önerileri”

Tiroit hastalarının Ramazan ayında nasıl beslenmesi gerektiğini de anlatan Uzm. Dr. Temiz, “Sağlıklı çalışan bir metabolizma için yeterli su tüketimi Ramazan’da da çok önemlidir. Günde 2-2.5 litre olmak üzere su tüketimini iftar-sahur arasında zamana yayarak sağlamalıyız. Hipotiroidi hastalarında sıklıkla karşılaşılan kabızlık sorununda da yeterli su tüketimi önemlidir. Su tüketiminin yanında özellikle meyve ve sebzelere beslenmemizde yer vererek yeterli lif alımı da sağlanmalıdır” dedi.

Kategoriler
SAĞLIK Gölcük Devlet Hastanesi

Başkan Sezer, sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı’nı kutladı

Başkan Sezer, sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı’nı kutladı

Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, Gölcük İlçe Sağlık Müdürlüğü ve Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi Başhekimliğini ziyaret ederek çalışanların Tıp Bayramlarını kutladı.

Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla İlçe Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Serkan Şenel ve Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Aziz Çardak’ı makamında ziyaret etti. Ziyaretlerde Başkan Sezer, mesai mefhumu gözetmeksizin çalışan tüm sağlık çalışanlarının Tıp Bayramını tebrik etti.

[kanews-related-post title=”Gölcük Devlet Hastanesi Haberleri” ids=”53756″ tag=”div”]
Kategoriler
Sağlık Haberleri SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

BAH Darıca Hastanesi, Sağlık Bakanlığı’nca ’Obezite Cerrahi Uygulama Merkezi Belgesi’ ile tescillendi

Büyük Anadolu Hastaneleri(BAH), obezite cerrahisi ameliyatlarında, Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen ‘Obezite Cerrahi Uygulama Merkezi Tescil Belgesi’ ile tescillendi.

Tescil belgesi, obezite tedavisinde etkin ve sürdürülebilir mücadelenin uygulanması için, obezite hastalarını multidisipliner bir yaklaşım modeli ile tedavi etmek amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından kriterleri sağlayan hastanelere veriliyor. Yeni yönetmelik gereği Sağlık Bakanlığı Tescil Belgesi alan hastanelerde, obezite ve metabolik cerrahi yapılmasına izin veriliyor.

Büyük Anadolu Hastaneleri, uzun yıllara dayanan deneyim, uzman kadro, donanım ve hasta memnuniyeti odaklı hizmetleriyle sektörde referans hastaneler olma yolculuğuna, Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen ‘Obezite Cerrahi Uygulama Merkezi Tescil Belgesi’ni de alarak güvenle yoluna devam ediyor.

“Türkiye’de bakanlık tarafından tescilli sayılı hastanelerden birisi”

Obezite cerrahisi ameliyatları konusunda bölgenin önemli sağlık kuruluşlarından biri olan Büyük Anadolu Darıca Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Sağlık Bakanlığı tarafından verilen tescil belgesi hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Şahin, “Darıca ve Samsun’da bulunan hastanelerimiz, birçok hastalığa zemin hazırlayan ve kendisi de başlı başına hastalık olarak değerlendirilen obezitenin tedavisini multidisipliner bir bakış açısıyla gerçekleştirmektedir. Darıca hastanemiz yapmış olduğumuz tüm alt yapı çalışmaları sonrasında, Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık müdürlüğü yetkililerince yerinde yapılan denetim sonrasında Sağlık Bakanlığı’nca tam not alarak, Obezite Cerrahisi Uygulama Merkezi olarak belgelendirilmiş ve Türkiye’de güvenle obezite ameliyatı yapılabilecek Sağlık Bakanlığı’nca tescilli sayılı hastanelerden biri olmaya hak kazanmıştır” dedi.

Prof. Dr. Şahin, şunları söyledi:

“Ülkemizde ve dünyada son yıllarda, özellikle sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve paketli rafine gıda tüketimi nedeniyle artış gösteren obezite ile mücadelede önemli bir yer tutan cerrahi uygulamaların bakanlık kriterlerini sağlayan sağlık kurumlarına verilmesi sonucunda, multidisipliner yaklaşım ile cerrahi öncesi ve sonrası hastanın düzenli sağlık kontrolleri ve uzman kadro tarafından verilen eğitimlere katılması ile güvenli tedavi kriterlerinin ve hasta memnuniyetinin üst düzeyde karşılanması sağlanmış olacaktır. Bu vesileyle, Darıca Hastanemizin Obezite Cerrahisi Uygulama Merkezi Tescil Belgesi almasında katkısı olan tüm ekibimizi yürekten tebrik ediyorum.”

Büyük Anadolu Sağlık Grubu, Darıca ve Samsun’da yer alan Hastaneleri ile, hasta odaklı sağlık hizmeti anlayışıyla, dahili ve cerrahi branşlarda 29 yıldır hastalarına hizmet vermeye devam ediyor.

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Uzmanından Ramazana özel uyarı: “Ağız bakımı aksatılırsa dişler hızla çürüyebilir”

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/03/uzmanindan-ramazana-ozel-uyari-agiz-bakimi-aksatilirsa-disler-hizla-curuyebilir-0-1QtKDnZL.mp4
Ramazan ayında ağız ve diş bakımına ekstra dikkat edilmesi gerektiğini belirten Arş. Gör. Ecem Nur Salman, “İftardan ve sahurdan sonra dişlerimizi mutlaka iki dakika fırçalıyoruz. Ramazan boyunca ağız bakımını aksatırsak, dişler hızlı bir şekilde çürüyebilir. Buna dikkat etmemiz gerekir” uyarısında bulundu.

Ramazan ayının gelmesiyle ağız ve diş bakımının doğru şekilde yapılması da önemli. Konu hakkında çeşitli önerilerde bulunan İstanbul Beykent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Ana Bilim Dalı Arş. Gör. Ecem Nur Salman, “Uzun süreli açlıkta ve susuzlukta tükürük üretimimiz azalır. Bu da ağız kokusuna ve çürük oluşumuna yol açabilir. Bu nedenle iftar ve sahurdan sonra bol su tüketerek tükürük salgımızı destekleyebiliriz” açıklaması yaptı.

“Tatlı yedikten sonra ağzımızı suyla çalkalayıp dişlerimizi temizlemeliyiz”

“Diş fırçalamayı aksatmamalısınız” diyen Salman, “Diş ipi kullanmak, ağız gargarası yapmak ve dil temizliği yapmak hem bakteri oluşumunu hem de ağız kokusu oluşumunu önler. Aynı zamanda iftardan sonra fazla şeker tüketmemeye dikkat etmemiz gerekir. Tatlı yedikten sonra mutlaka ağzımızı suyla çalkalayıp dişlerimizi temizlememiz gerekir. Lifli sebzeler ve süt ürünleri, ağız bakımını destekler. Asitli, kafeinli içecekler ise diş minesini aşındırabilir. Bunların kullanımlarını sınırlandırabiliriz” şeklinde konuştu.

“Sigara kullananlar ekstra dikkat etmeli”

Sigara kullanımını her halükarda önermediklerini belirten Salman, “Ramazan ayında sigara kullanıldığında ağız kokusu ve kuruluğu artabilir. Sigara içenlerin buna ekstra dikkat etmesini öneriyorum. Ağız bakımına ekstra özen gösterip dişlerini mutlaka fırçalamalarını, diş ipi ve ağız gargarası kullanmalarını tavsiye ediyorum” dedi.

“Dilde biriken besinler, ağız kokusuna daha fazla sebep olur”

Salman son olarak şunları söyledi:

“Dişlerimizi fırçalarken fazla sert davranmadan, hafif bir şekilde diş etinden dişe doğru süpürme hareketi yapmalıyız. Aynı zamanda dişlerin arkalarını da fırçalamayı unutmuyoruz. Bunun yanı sıra dilde biriken besinler, ağız kokusuna daha fazla sebep olur. Dil temizliği çok önemli. Sağlıklı bir ağız, oruç süresince konforunuzu destekler. Siz de bu öneriler ile Ramazan ayında ağız ve diş sağlığınızı koruyarak geçirebilirsiniz. Herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum.”

Kategoriler
SAĞLIK

Beyaz Yürüyüş Sürüyor

Beyaz Yürüyüş Sürüyor

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün” başlıklı 14 Mart Tıp Haftası programı kapsamında düzenlediği “Beyaz Yürüyüş” ikinci gününde Gebze ve İzmit’teydi.

TTB Merkez Konseyi üyelerinden, TTB kol ve çalışma grubu temsilcilerinden, tabip odalarının yönetim kurulu üyelerinden ve hekimlerden oluşan Beyaz Yürüyüş heyeti, sabah saatlerinde İstanbul’dan yola çıktı.

Heyet, Kocaeli’de ilk olarak Gebze Kent Meydanı’nda bir basın açıklaması düzenlendi.

Basın açıklamasında ilk sözü alan Kocaeli Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Kenan Cibaroğulları hekimlerin ve sağlık emekçilerinin artan iş yükü, iş baskısı, beş dakikaya sıkıştırılan muayeneler, maddi zorluklar, sistemin hatalarının sağlık emekçilerine yüklenmesi gibi nedenlerden çok yılgın olduğunu söyledi. Cibaroğulları “Peki siz halkımız, Gebzeliler, siz mutlu musunuz? Modernliği ve büyüklüğü ile övünülen hastanelerde sağlığa erişebiliyor musunuz? Randevu bulabiliyor, ameliyat olabiliyor musunuz? Fiziksel iyilik halinizin dışında ruhsal iyilik haliniz var mı?” sorularını sorarken, açıklamaya katılanlardan “Hayır” yanıtları yükseldi.

Gebze Sendikalar Birliği adına DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 2 Nolu Şube Başkanı Necmettin Aydın; Sağlık Bakanı’nın özel hastane, Milli Eğitim Bakanı’nın özel okul sahibi olduğu bir düzenin ancak patronlara yarayabileceğini belirterek emekçilerin ortak mücadelesinden başka çare olmadığının altını çizdi. Hekim Birliği Sendikası adına Dr. Güven Kara da sağlık alanında ortak mücadelenin önemine dikkat çekti.

Mardin Tabip Odası adına Dr. Volkan Binbaş, Sağlık sistemi hekimleri, sağlık emekçilerini ve halkı yıkıntılar arasında bırakarak çöküyor” diye söze başladı. Yenidoğan skandalı, platin skandalı, stent skandalı gibi örneklerin, buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu söyleyen Binbaş, “Umutsuz değiliz. Çünkü bu ülke çok zengin, çok kültürlü, çok dilli. Eşit, parasız, nitelikli, anadilinde sağlık hizmetinin alınabildiği, kardeşliğin ve barışın hüküm sürdüğü bir ülke mümkün diyerek sözlerini noktaladı.

Basın açıklamasında son sözü TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Pınar Saip aldı. Gebze’de gerek işçi kazalarının ve cinayetlerinin gerekse de hava kirliliğine bağlı hastalıkların ve ölümlerin önlenebilir olduğuna dikkat çeken Saip, işyeri hekimlerinin bağımsız, güvenceli çalışamamalarının da bunun bir sebebi olduğunu kaydetti. Sağlık Bakanlığı’nın hasta sayısı artışıyla övünmesine de tepki gösteren Saip, “Oysa önemli olan halkın hastaneye başvurması değil, hastalanmamasıdır. Bunun için de eşit, parasız, nitelikli, ulaşılabilir, birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu hekimliğin güçlendirildiği bir sağlık sistemi şart” dedi.

Beyaz Yürüyüş heyeti, öğle saatlerinde ise İzmit’e vardı. Merkez Bankası önünden başlayan yürüyüşün ardından İzmit Kent Meydanı’nda basın açıklaması düzenlendi.

Açıklamada ev sahibi olarak ilk sözü alan Kocaeli Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ayşe Engin Arısoy; Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın 22 yılın sonunda geldiği noktayı “sağlıkta çöküş” olarak özetledi. Koruyucu sağlık hizmetlerinin geri plana atılmasından beş dakikada muayene dayatmasına, şiddetten mesleki bağımsızlığı yok eden uygulamalara örnekler veren Ergin Arısoy, Sonuç; her geçen gün eriyen ve insan gücünü yitiren kamusal sağlık alanı, derdine dermen bulamayan hastalar, yapılamayan tedaviler ve ameliyatlar, bulunamayan ilaçlar, peş peşe yaşanan skandallar… Biz, başka bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu dinletene kadar mücadeleye devam edeceğiz dedi.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap; nitelikten çok niceliğe önem veren, insanların hastanelere daha fazla başvurmak zorunda kaldığı ve daha fazla para harcadığı, sağlığın piyasa kurallarına terk edilerek metalaştırıldığı bir sistemin çökmeye mahkum olduğunu vurguladı. Türkiye’de koruyucu sağlık hizmetlerinin önemsizleştirilmesi nedeniyle hastalıkların arttığını, çocuklarda kızamık ve boğmacaya bağlı ölümlerin yaşandığını, kanser tanıların geç konulduğunu hatırlatan Azap sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sistem insanların daha fazla parasını alıyor ama onları daha sağlıklı kılmıyor. Oysa biz, başka bir sağlık sistemi olabileceğini biliyoruz. Çünkü 30 yıldır eleştirmekle kalmıyor; bu yanlışların nasıl düzelebileceğine ilişkin etkinlikler yapıyor, kitaplar çıkarıyor, raporlar hazırlıyor ve tüm bunları halkımızla, meslektaşlarımızla, yöneticilerle paylaşıyoruz. Bizim niyetimiz, irademiz, birikimimiz, kadrolarımız var. Yüksek sesle tekrar söylüyoruz: Başka bir sağlık sistemi mümkün!”

İzmir Tabip Odası adına Dr. Lütfi Çamlı; sağlığın evrensel bir insan hakkı olduğunu, hiçbir zaman alınıp satılır bir metaya dönüştürülmemesi gerektiğini belirtti. Sağlıkta Dönüşüm Programı aracılığıyla tam da böyle bir hataya düşüldüğünü ve insan odaklı olması gereken sağlık sisteminin kâr odaklı hale getirildiğini dile getiren Çamlı, TTB’nin on yıllardır yaptığı uyarıları anımsatarak bugün gelinen noktada başka bir sağlık sisteminin şart olduğunu vurguladı.

Gaziantep-Kilis Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kazım Doğan Eroğulları da “Yıllardır attığımız ‘Sağlıkta ticaret ölüm getirir’ sloganından bize ölüm, patronlara kâr düştü. Bize fabrikalarda, işyerlerinde ölüm düştü. Acil servislerde, yoğun bakımlarda ölüm düştü. Esas çete yenidoğanları öldürenler değil, bu sistemi onların rantı için kuranlardır” dedi. Sayısının artmasıyla övünülen her bir hastaya kâr gözüyle bakıldığının altını çizen Eroğulları, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin mücadelesinin aynı zamanda halkın sağlık hakkı için olduğuna dikkat çekti.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Kocaeli Şubesi Eş Başkanı Murat Harata, Kocaeli Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Funda Atmaca, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına Makina Mühendisleri Odası Kocaeli Şube Başkanı Mehmetali Elma da yaptıkları kısa konuşmalarda başka bir sağlık sistemi için yürütülen mücadelelerin önemine atıfla TTB’nin yanında olduklarını dile getirdi.

Basın açıklamasının ardından Mimarlar Odası Taş Bina Salonu’nda bir forum düzenlendi.

Forumda ilk sözü alan Dr. Alpay Azap, “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün” başlıklı program hakkında bir bilgilendirme yaptı. TTB Merkez Konseyi olarak yenidoğanların ölümüyle sonuçlanan sağlıkta ticarileşme skandalının ardından başka bir sağlık sisteminin tartışılması gerektiğini düşündüklerini ve böyle bir programı önlerine koyduklarını söyleyen Azap, bu önerinin 23 Kasım’da düzenlenen ve 41 tabip odasından 170’i aşkın temsilcinin katıldığı Genel Yönetim Kurulu toplantısında da kabul gördüğünü aktardı. Azap, konuşmasına şöyle devam etti:

“Programımız doğrultusunda ve örgütümüzün 40 yıllık birikimine de dayanarak dokuz ana başlıkta çalışma grupları oluşturduk. Her gruptan mümkün olduğunca öze odaklanan, sade raporlar hazırlamalarını istedik ve çalışmalara başladık. Bu raporlardan çıkan sonuçları önümüzdeki dönemde farklı araçlar kullanarak hekimlerin, sağlık çalışanlarının, sağlık emek-meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin gündemlerine almasını ve böylece kamuoyu oluşmasını sağlayacağız. Bu nedenle bu yılki 14 Mart’ı, bir mücadele programının son ayağı olarak değil, kapsamı ve uzun erimi düşünerek bir başlangıç ayağı olarak görüyoruz. Raporlarımızın sonuçlarını ilk olarak 10 Mart günü İstanbul Tabip Odası’nda paylaşacağız. 14 Mart’tan sonra da peyderpey bu çıktıları tartışmalara açacağız. 14 Mart’ta ve sonraki süreçte neler yapacağımızı 1 Mart’ta Ankara’da düzenleyeceğimiz ve sağlık emek-meslek örgütlerinin de katılımıyla geniş bir platforma dönüştüreceğimiz Büyük Hekim Buluşması/Forumu’nda kararlaştıracağız.”

Azap’ın ardından toplantının katılımcıları kısa sözler alarak sağlık alanında yaşanan sorunlar, çözüm önerileri ve “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün” programı üzerine değerlendirmeler yaptı. Etkinlik, 1 Mart’ta Ankara’da buluşma çağrısının güçlendirilmesi çağrısıyla sona erdi.

Öte yandan Beyaz Yürüyüş heyeti içindeki TTB Aile Hekimliği Kolu üyeleri, Kocaeli’deki aile sağlığı merkezlerine ziyaretler düzenledi. Ziyaretlerde “Eziyet Yönetmeliği” başta olmak üzere yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.

27 Şubat 2025 günü Balıkesir, Bandırma ve Bursa’da, 28 Şubat 2025 günü Bursa ve Eskişehir’de devam edecek olan Beyaz Yürüyüş, 1 Mart 2025 günü Ankara’daki Büyük Hekim Buluşması / Forumu’nda noktalanacak.

Beyaz Yürüyüş programının tamamı için tıklayın.

Kategoriler
BELEDİYELER Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Tüm Belediye Haberleri

Yürüyemeyen fil hastası kadına ambulans desteği

Kocaeli’de hastalığı sebebiyle yürüme kabiliyetini kaybeden kadın her türlü hava şartlarına rağmen belediyenin ambulansıyla hastaneye taşınıyor.

Başiskele ilçesindeki Camidüzü köyünde ikamet eden 66 yaşındaki fil hastası Sultan Karaca, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin mavi ambulans hizmetinden faydalanıyor. Hastalığın ilerlemesi neticesinde yürüme kabiliyetini kaybeden Karaca’ya, Büyükşehir 13 yıldır hasta nakil ambulansıyla hizmet veriyor. Belirli aralıklarla hastaneye gitmesi gerektiğini ve bunu normal araçlarla gerçekleştiremediğini aktaran Sultan Karaca, “Ulaşımımı Büyükşehir sağlıyor. Bu hizmet için Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a teşekkür ederim” dedi.

Randevu alınabiliyor
Durumu stabil olan ve herhangi acil bir müdahale gerektirmeyen ancak başka bir araçla hastaneye gitme imkanı bulunmayan felçli, oksijen destekli, ameliyat olmuş ya da engeli nedeniyle ambulansla taşınması gereken hastalar, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin mavi ambulans hizmetinden faydalanabiliyor. Mavi ambulans hizmetinden yararlanmak isteyen hastalar, hastaneye gidecekleri günden en az 1 gün önce 153 numaralı Çağrı Merkezi’ni arayarak randevu oluşturabiliyor.

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Her 10 Çocuktan Birinde Nöro-Gelişimsel Bozukluk Görülüyor

Her 10 Çocuktan Birinde Nöro-Gelişimsel Bozukluk Görülüyor

Uzmanlara göre her 10 çocuktan birinde nöron-gelişimsel bozukluk yaşadığını ifade ediyor.

Hiperaktivite, dikkat eksikliği, öğrenme ve konuşma bozuklukları, otizm… Çocukların beyin gelişiminde ve sinir sistemi işlevlerinde ortaya çıkan aksaklıklarla ilişkili olan ve nörogelişimsel bozukluk olarak adlandırılan bu tablolar oldukça sık görülüyor. Genetik yatkınlık, epigenetik ve birçok çevresel faktörlerin görülme riskini artırdığı nörogelişimsel bozukluklar genellikle çocukluk çağında başlıyor ve erkek bireylerde daha sık gözlemleniyor. Bu bozukluklar çocukluk çağında belirginleşip, bilişsel, sosyal, duygusal veya motor becerilerde zorluklara yol açabiliyor. Her 10 çocuktan birinde nörogelişimsel bozukluk görülüyorken, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocukların % 5-7’inde kendini gösteriyor ve 36 çocuktan 1’inde otizm şeklinde ortaya çıkıyor. Memorial Diyarbakır Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Bölümü’nden Uz. Dr. İbrahim Zeyrek, nörogelişimsel bozukluklar hakkında en çok merak edilen soruların yanıtlarını paylaştı.

Akranlarla iletişim kurmada zorluklar gözlemlenebiliyor

Ebeveynlerin en çok merak ettiği konuların başında nörogelişimsel bozuklukların belirtileri ve nedenleri gelmektedir. Bir uzmandan profesyonel yardım almadan önce anne ve baba adaylarının gözlem sonucu bir uzmana danışmalı mıyız? Sorusunun cevabını hangi sorularla arayacağı hususu önem taşımaktadır.  Belirtiler bozukluğun türüne göre değişiklik gösterse de genel olarak iletişim ve sosyal etkileşimde zorluk, konuşmada gecikme, dikkat dağınıklığı, hiperaktivite ve dürtüsellik, akademik becerilerde zorlanma, motor becerilerde koordinasyon eksikliği, davranışlarda tekrarlayıcılık veya sınırlı ilgi alanları ile gelişimsel kilometre taşlarını geç tamamlama olarak sayılabilmektedir.

 Birbirinden farklı nörogelişimsel bozukluklar saptanabilir

 En sık görülen nörogelişimsel bozukluklar arasında otizm spektrum bozukluğu (OSB), dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (dehb), öğrenme güçlükleri (disleksi, diskalkuli, disgrafi), zihinsel yetersizlik, dil ve konuşma bozuklukları ile tik bozuklukları yer almktadır. Bu bozuklukların genellikle önemli bir kısmı yaşam boyu devam eder. Ancak semptomların şiddeti zamanla değişebilir. Erken müdahale ve sürekli destekle bireylerin bağımsızlık ve işlevsellik seviyeleri artırılabilir. Pek çok nörogelişimsel bozuklukta genetik faktörlerin önemli bir rolü vardır. Ancak çevresel faktörler, beyin gelişimini etkileyen prenatal (doğum öncesi) ve perinatal (doğum sırasındaki) durumlar da etkili olabilmektedir. Özellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda genetiğin rolü çok büyüktür. DEHB’de genetik faktörlerin rolü %70-80 civarındadır. Otizmde 800 den fazla gen sorumlu bulunmuştur. Ancak çoğu vaka sporadik olarak sonradan oluşmaktadır. Zihinsel yetersizlikte genetik kökenli vakaların %30-35’inde etken saptanabilmektedir. Saptanabilen genetik nedenler arasında en sık görülenler Down Sendromu ve Frajil X Sendromudur. Özgül öğrenme bozukluğunda da klinik örneklemde yüksek düzeyde genetik nedenler tespit edilmiştir.

Erken tanı bireysel bağımsızlık ve işlevsellik sürdürmeyi mümkün kılıyor

 Nörogelişimsel bozukluklarda erken tanı ve müdahale sağlıklı bir gelişim süreci için kritik öneme sahiptir. Çocuğun gelişimini destekleyen bireyselleştirilmiş eğitim ve terapi planları, uzun vadeli sonuçları olumlu yönde etkilemektedir. İlk 5 yaş beyin gelişimi açısından kritik önem arz eder daha fazla olmaktadır. Uygun tedavi ve müdahalelerle bireyin işlevselliği ve yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir. Özelikle otizmde erken ve yoğun özel eğitimin önemi çok büyüktür. Özel eğitim, konuşma terapisi, davranış terapisi, ilaç tedavisi (özellikle DEHB, otizmde eş hastalık durumunda ve bazı tik bozuklukları için) ve aile eğitimi destek programları erken müdahale ile çocuğun hayatta tek başına bazı becerileri kazanması ve hayata adapte olması şansını artırmaktadır. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

 

[kanews-related-post title=”Editörün Seçtikleri” ids=”46048″ tag=”div”]
Kategoriler
Kocaeli Şehir Hastanesi SAĞLIK

Kocaeli Şehir Hastanesi’nde Yenilikçi Eğitim

Kocaeli Şehir Hastanesi’nde Yenilikçi Eğitim: “Yapay Temporal Kemik Diseksiyon Kursu Başarıyla Tamamlandı”

Kocaeli Şehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi (KBB&BBC) Kliniği tarafından 11-12 Ocak 2025 tarihlerinde düzenlenen “Yapay Temporal Kemik Diseksiyon Kursu,” Türkiye’nin farklı illerinden 12 KBB&BBC klinik asistan doktorunun katılımıyla başarıyla tamamlandı.

Açılış Programı

Kursun ilk günü, Kocaeli Şehir Hastanesi Konferans Salonu’nda düzenlenen bir programla başladı. Açılış konuşmalarını KBB&BBC Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Selahattin Genç ve Kocaeli Şehir Hastanesi Başhekim Vekili Doç. Dr. Hamdi Taner Turgut gerçekleştirdi. Konuşmalarda, modern teknolojilerin tıp eğitimine katkısı ve kursun mesleki gelişime olan etkisi vurgulandı.

Yerli ve Milli Teknoloji Kullanımı

Kursta, hastane klinik asistanları tarafından yerli ve milli olarak üretilen 3D yazıcı teknolojisiyle hazırlanmış temporal kemik modelleri kullanıldı. Bu yenilikçi modeller üzerinde katılımcılar:

  • Kortikal mastoidektomi
  • Koklear implantasyon
  • CWDTM
  • Labirentektomi
  • Endolenfatik kese dekompresyonu
  • Total fasiyal dekompresyon cerrahilerini başarıyla uyguladılar.

Yüksek anatomik doğruluk sağlayan bu modeller, cerrahi eğitimde gerçek hasta üzerindeki uygulamalara yakın bir deneyim sunarak katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı.

Eğitim ve Yenilik

Uzman eğitmenlerin rehberliğinde yapılan uygulamalı eğitimler, katılımcıların cerrahi becerilerini geliştirmesine ve anatomik oryantasyonlarını derinleştirmesine olanak sağladı. Prof. Dr. Selahattin Genç, kursun sadece cerrahi tekniklerin öğretilmesi değil, aynı zamanda modern teknolojilerin tıp eğitimine entegrasyonu açısından da öncü bir çalışma olduğunu belirtti. Gelecekte bu modellerin farklı alanlarda kullanımının artırılabileceğini ifade etti.

Sertifika Takdimi

İki gün süren kurs, katılımcılara sertifikalarının takdim edilmesiyle sona erdi. Katılımcılar, kurs boyunca edindikleri deneyimlerin mesleki hayatlarına önemli katkılar sağlayacağını dile getirdi.

Bu özgün eğitim modeli, Kocaeli Şehir Hastanesi’nin tıp eğitimindeki yenilikçi yaklaşımını bir kez daha ortaya koydu.

Kategoriler
Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Uzmanlardan ’Sahte alkol’ uyarısı: “Kendi ayağıyla gelen entübe etmek zorunda kaldığımız hastalar oldu”

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/01/uzmanlardan-sahte-alkol-uyarisi-kendi-ayagiyla-gelen-entube-etmek-zorunda-kaldigimiz-hastalar-oldu-0-ppAgKPb8.mp4
Sahte alkol can kayıplarına neden olurken uyarılarda bulunan Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Abuzer Özkan, “Ayın 10’undan itibaren 7 ciddi vakamız oldu. 2’si ölümle sonuçlandı, 5’i hala entübe, bir tanesine birkaç kere kalp masajı yapmak zorunda kaldık. Kendi ayağıyla gelen entübe etmek zorunda kaldığımız hastalar oldu. Şüpheli alkol tüketimiyle ilgili bir hikaye alabiliyorsak hızlanabiliyoruz yoksa şikayetler genelde diğer hastalıklarda da görülen şeyler. Alkolün orijinalinin de sahtesinin de tüketilmesini kesinlikle istemiyoruz” dedi.

Türkiye genelinde sahte alkole karşı denetimler ve önlemler sürerken bugünlerde hastanelere başvuruların da devam ettiği öğrenildi. Can kayıplarına neden olan sahte alkolle ilgili İstanbul Valiliği bir dizi önlem alırken uzmanlar da uyardı. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği’nden Doç. Dr. Abuzer Özkan da alkolün zararları, sahte alkol zehirlenmesi durumunda yapılması gerekenler gibi konularda bilgi verdi.

“Kendi ayağıyla gelmesine rağmen entübe etmek zorunda kaldığımız hastalar oldu”

Son zamanlardaki başvurulara yönelik konuşan Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Abuzer Özkan, “Ayın 10’undan itibaren yaklaşık 6 gün içinde 7 tane ciddi vakamız oldu. Bunlardan hemen hemen hepsini yoğun bakıma yatırdık, 2’si ölümle sonuçlandı. 5 tanesi de hala entübe, bir tanesinin de durumu çok ciddi. Kötü sonuçlanabilir çünkü birkaç kere kalp masajı yapmak zorunda kaldık. Çok ciddi kan parametrelerinde bozulmayla geldiler hatta yoğun takip etmemize rağmen bir türlü toparlayamadık. Muhtemelen metil alkol oranını yüksek kullanmış olabilirler çünkü 15-20 cc toksik etki yaparken 100-150 cc ölümle sonuçlanıyor. Genel itibariyle birkaç hastamızın Fatih bölgesinde aldığını ailesinden aldığımız hikayeyle öğrendik. Bir tanesini 112 servisi getirdi, 2 tanesi kendi ayağıyla geldi ama bunlar çok hızlı kötüleşiyorlar. Kendi ayağıyla gelmesine rağmen çok hızlı bir şekilde bilinci kapanıp entübe etmek zorunda kaldığımız hastalar oldu. Kısmi bir zehir gibi bir şey, sahte alkol dediğimiz metil alkol, endüstriyel alanda kullanılan bir şey” dedi.

“Şikayetler genelde diğer hastalıklarda da görülen şeyler”

Sahte alkol tüketimi sonrası kişilerde oluşabilecek problemlere ilişkin bilgi veren ve vatandaşlara uyarılarda bulunan Doç. Dr. Özkan sözlerine şöyle devam etti: “Bağırsak, mide şikayetleriyle kendisini gösterir, bulantı kusma, bazen halsizlik olabilir, bilinç değişikliği olabilir, baş ağrısı yapar. Tükettikten sonra bu gibi şikayetleri olan hastaların özellikle bu dönemlerde bir hastaneye başvurmalarında fayda var. Kendilerini iyi hissediyor olabilirler ama çok kısa sürede çok istemediğimiz sonuçlarla neticelenebilir. Sahte alkol zehirlenmelerindeki ölümlerin yüksek olmasının sebeplerinden biri de bu; şikayetler genelde diğer hastalıklarda da görülen şeyler. Şüpheli alkol tüketimiyle ilgili bir hikaye alabiliyorsak hızlanabiliyoruz yoksa biraz daha süreç alabiliyor çünkü laboratuvar parametrelerini beklemek zorunda kalıyoruz. Alkolün orijinalinin de sahtesinin de tüketilmesini kesinlikle istemiyoruz. Damarları bozar, beyin kanaması yapabilir, yılbaşı döneminde yani öncesinde ve hafif sonrasında başvurularda bir artış oldu”

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version