Kategoriler
Kocaeli Devlet Hastanesi SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Ofis Çalışanlarında Sağlık Riskleri

Ofis Çalışanlarında Sağlık Riskleri

Kocaeli Devlet Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Bahar Yalçın, ofis çalışanlarının uzun süreli hareketsiz kalmasının kronik hastalık riskini artırdığını belirterek özellikle kalp-damar, diyabet ve kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarının hareketsiz yaşamla doğrudan ilişkili olduğunu vurguladı.

Dr. Yalçın, “Gün boyu masa başında uzun süre oturmak, metabolizmanın yavaşlamasına ve kan dolaşımının olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Bu durum özellikle hipertansiyon, diyabet ve kolesterol sorunu olan kişilerin sağlığını ciddi şekilde tehdit edebilir” dedi.

Ofis çalışanlarına düzenli aralıklarla kısa yürüyüşler yapmalarını tavsiye eden Dr. Yalçın, “Mümkünse masa başında esneme hareketleri uygulamalarını ve öğle aralarında hafif egzersizler yapılabilir. Ayrıca sağlıklı beslenme, su tüketiminin artırılması ve ekran başında uzun süre kalmaktan kaçınılmalı” dedi.

Rutin kontrollerin aksatılmaması gerektiğini de hatırlatan Dr. Bahar Yalçın, “Kronik hastalığı olan veya risk altında bulunan ofis çalışanları, herhangi bir sağlık sorunu hissettiklerinde vakit kaybetmeden doktora başvurmalı. Erken önlem almak, ciddi komplikasyonları önlemede büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

Modern yaşamın getirdiği hareketsizliğe karşı farkındalığın artırılmasının, toplum sağlığını korumada kritik bir rol oynadığını belirten Dr. Yalçın, işverenlerin de çalışanlarının sağlığını destekleyici ortamlar yaratmasının önemine dikkat çekti.

Kategoriler
Kocaeli Devlet Hastanesi SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Kocaeli Devlet Hastanesi Evde Sağlık Hizmetleri’nden 100. Yaş Ziyareti

Kocaeli Devlet Hastanesi Evde Sağlık Hizmetleri’nden 100. Yaş Ziyareti

Kocaeli Devlet Hastanesi Evde Sağlık Hizmetleri Birimi çalışanlarından anlamlı ziyaret

Kocaeli Devlet Hastanesi Evde Sağlık Hizmetleri Birimi çalışanları, daha önce tedavisini evde sürdürdükleri emekli Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Şener’i 100. yaşında yalnız bırakmadı.

Meslek hayatı boyunca binlerce hastaya şifa dağıtan ve kentte sevilen isimlerden biri olan Şener, asırlık ömrünün gururunu ailesiyle birlikte yaşarken, sağlık çalışanlarının gerçekleştirdiği sürpriz ziyaretle büyük mutluluk yaşadı.

Evde Sağlık Hizmetleri ekibi, Şener’i 100. yaşında ziyaret ederek hem moral verdi hem de sağlık kontrollerini gerçekleştirdi. Şener, sağlık ekibine yakın ilgilerinden dolayı teşekkür etti.

Bu ziyaret, evde sağlık hizmetlerinin yalnızca tedavi değil, aynı zamanda hastaların moral ve motivasyonunu da desteklemeyi amaçladığının en güzel örneklerinden biri oldu.

[kanews-related-post title=”Kocaeli Devlet Hastanesi Haberleri” ids=”83621″ tag=”div”][kanews-related-post title=”Kocaeli Devlet Hastanesi Haberleri” ids=”81283″ tag=”div”]
Kategoriler
Kocaeli Devlet Hastanesi SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Müjde! Kocaeli Devlet Hastanesi’nde İki Önemli Poliklinik Hizmete Başladı

Müjde! Kocaeli Devlet Hastanesi’nde İki Önemli Poliklinik Hizmete Başladı

Kocaeli Devlet Hastanesi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği ile Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Poliklinikleri Hizmete Başladı.
 
Kocaeli Devlet Hastanesi, artan hasta yoğunluğu ve bölge halkının ihtiyaçları doğrultusunda önemli bir adım atarak Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği ile Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniklerini hizmete açtı. Yeni poliklinikler, kadın hastalıkları, gebelik takibi ve çocuk sağlığı alanlarında vatandaşlara daha hızlı ve kapsamlı sağlık hizmeti sunmayı hedefliyor.

Uzm. Dr. Sinan ARSLAN
Kocaeli Devlet Hastanesi Başhekimi

Kadın ve çocuk sağlığının, toplum sağlığının temelini oluşturduğunu vurgulayan Kocaeli Devlet Hastanesi Başhekimi Uz. Dr. Sinan Arslan, “Bu nedenle hastanemizde bu alandaki hizmetleri daha güçlü hale getirmek istedik. Yeni polikliniklerimizle birlikte, bölge halkına daha hızlı, daha nitelikli ve daha konforlu sağlık hizmeti sunmayı amaçlıyoruz.” dedi.
 
Polikliniklerde görev yapacak hekimleri de tanıtan Arslan, “Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Hakan Demirel, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanları Dr. Nazan Abak ve Dr. Yasin Güleç, hastalarımıza kapsamlı sağlık hizmeti sunmak için görevlerine başladı. Bu birimlerimizde Emzirme Danışmanlığı, Gelişim Takibi ve rutin kontrol hizmetleri de sunulacak.” ifadelerini kullandı.
 
Yeni polikliniklerin mevcut yoğunluğu azaltacağına da dikkat çeken Arslan, “Polikliniklerimizin hasta kabulüne başlamasıyla birlikte hastalarımız sağlık hizmetlerine daha kolay erişebilecek. Polikliniklerimiz hafta içi her gün 08.40 ile 16.20 saatleri arasında hizmet verecek” dedi.
 
Vatandaşlar ise bu gelişmeden oldukça memnun. Hastaneye çocuğunu getiren bir veli, “Çocuklarımızın kontrolleri için başka yerlere gitmek zorunda kalıyorduk. Burada böyle bir hizmetin başlaması bizim için büyük kolaylık oldu. Hem vakitten kazanıyoruz hem de daha düzenli takip imkânı buluyoruz.” sözleriyle memnuniyetini dile getirdi.
 
Hizmete giren yeni birimle birlikte, özellikle kadın ve çocuk hastalarının daha konforlu ve nitelikli bir sağlık hizmetine kavuşması hedefleniyor.

[kanews-related-post title=”Kocaeli Devlet Hastanesi Haberleri” ids=”71367″ tag=”div”]
Kategoriler
Kocaeli Devlet Hastanesi SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Okullar Açıldı, Uzmanlardan Enfeksiyon Uyarısı: “Basit Önlemlerle Korunmak Mümkün”

Okullar Açıldı, Uzmanlardan Enfeksiyon Uyarısı: “Basit Önlemlerle Korunmak Mümkün”

Yaz tatilinin sona ermesiyle birlikte öğrenciler yeniden ders başı yaptı. Ancak uzmanlar, özellikle sonbahar aylarının yaklaşmasıyla birlikte okullarda solunum yolu enfeksiyonları başta olmak üzere bulaşıcı hastalıklarda artış yaşanabileceği konusunda uyarıyor.

Kocaeli Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Nur Yılmaztürk, kalabalık sınıflar ve kapalı alanlarda enfeksiyon riskinin arttığını vurgulayarak hem aileleri hem de okul yönetimlerini önlem almaya çağırdı.

Hijyen Kurallarıyla Büyük Ölçüde Önlenebilir
Okul çağındaki çocuklarda en sık karşılaşılan hastalıkların üst solunum yolu enfeksiyonları ve bağırsak enfeksiyonları olduğunu belirten Dr. Yılmaztürk, “Okulların açılması kaçınılmaz olarak enfeksiyon riskini artırır, ancak bu durum alınacak basit ama etkili önlemlerle önemli ölçüde kontrol altına alınabilir. Bu hastalıkların yayılmasını engellemenin en etkili yolu, hijyen kurallarına dikkat etmektir. Çocukların düzenli el yıkama alışkanlığı kazanması, kişisel eşyalarını paylaşmaması ve sınıfların sık sık havalandırılması oldukça önemlidir.” dedi.

Sağlıklı Yaşam Alışkanlıkları da Önemli
Dr. Yılmaztürk, yalnızca hijyen kurallarına uymanın değil, çocukların bağışıklık sistemini güçlendirecek sağlıklı yaşam alışkanlıklarının da önem taşıdığını ifade ederek, “Çocukların yeterli uyuması, dengeli beslenmesi ve her gün açık havada hareket etmesi bağışıklık sistemini güçlü tutar. Özellikle okul döneminde fast food ve şekerli gıdaların yerine bağışıklığı destekleyen sağlıklı atıştırmalıklar tercih edilmelidir. Ayrıca çocuklar açık havada zaman geçirmeye teşvik edilmelidir.” dedi. Ayrıca ailelerin bu alışkanlıkları yalnızca hastalık dönemlerinde değil yıl boyunca sürdürülebilir hale getirmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Yılmaztürk, velilerin bu noktada önemli sorumluluklar taşıdığını hatırlattı.

[kanews-related-post title=”Kocaeli Devlet Hastanesi Haberleri” ids=”81283″ tag=”div”]

Hastalığı Olan Çocuklar Evde Dinlenmeli
Çocukların okula gönderilmeden önce sağlık durumlarının mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini belirten Dr. Yılmaztürk, “Ateş, öksürük, halsizlik, ishal gibi belirtiler gösteren çocukların bir süre evde dinlenmesi hem iyileşme süreci açısından hem de diğer öğrencilerin sağlığı için gereklidir. Ailelerin, öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin iş birliği içinde hareket etmesi, hem bireysel hem de toplum sağlığı açısından büyük önem taşır.” dedi.

Okullara Çağrı: Ortak Alanlar Denetlenmeli
Okul yönetimlerine de önerilerde bulunan Dr. Yılmaztürk, “Kantin, yemekhane ve tuvalet gibi ortak kullanım alanlarının düzenli olarak temizlenmesi ve denetlenmesi şart. Ayrıca öğrencilere yönelik temel hijyen eğitimlerinin verilmesi, farkındalık açısından son derece etkili olacaktır.” dedi.

Aşı Takvimi İhmal Edilmemeli
Son olarak velilere çocuklarının aşı takvimini kontrol etmeleri çağrısında bulunan Dr. Yılmaztürk, özellikle grip aşısı ve diğer önleyici aşıların ciddi enfeksiyonlara karşı koruyucu rol üstlendiğini söyledi.

Kategoriler
Kocaeli Devlet Hastanesi SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Kocaeli Devlet Hastanesi’nde İç Hastalıkları Uzmanı göreve başladı

Kocaeli Devlet Hastanesi’nde İç Hastalıkları Uzmanı göreve başladı

Kocaeli Devlet Hastanesi, yeni bir uzman doktoru daha kadrosuna kattı. İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Dr. Yusuf Hanazay, Ağustos ayı itibarıyla hasta kabulüne başladı.

İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Dr. Yusuf Hanazay kimdir ?
Dr. Yusuf Hanazay, 2015 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. 2021 yılında Kocaeli Üniversitesi’nde İç Hastalıkları uzmanlık eğitimini tamamlamış, ardından Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 4 yıl süreyle görev yapmıştır. Ağustos 2025 itibarıyla Kocaeli Devlet Hastanesi’nde İç Hastalıkları Uzmanı olarak hasta kabulüne başlamıştır.

Kategoriler
Sağlık Haberleri

Türk bilim insanlarından devrim niteliğinde yenilik

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/06/turk-bilim-insanlarindan-devrim-niteliginde-yenilik-0-4a7FWSpM.mp4
Her yıl 8 Haziran’da, insanları beyin tümörlerinin önlenmesi konusunda bilinçlendirmek, eğitmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla kutlanan ‘Dünya Beyin Tümörü Günü’nde, Türk bilim insanları devrim niteliğinde bir yeniliğe imza attı. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevcihan Duru ve Prof. Dr. Tolga Turan Dündar öncülüğündeki bilim insanları, beyin ameliyatlarında yapay zeka destekli nöronavigasyon sistemiyle tümörün temizlenme anını yüzde 98 doğrulukla gerçek zamanlı olarak ekrana yansıtan bir sistem geliştirdi. Bu sistem, doktorlara büyük kolaylık sağlarken, hastaların ikinci bir ameliyat geçirme ihtimalini ortadan kaldırarak sağlık sistemine de önemli katkı sunacak.

Dünyada geçmişten bugüne beyin tümörü ameliyatları, hem cerrahlar hem de hastalar için büyük bir hassasiyet ve önem gerektiriyor. Günümüz mevcut yöntemlerine bakıldığında, çoğunlukla cerrahlar, ameliyat öncesi çekilen MR görüntülerine ve çeşitli cihazlarla ameliyatlarını gerçekleştiriyordu. Ancak bu sistemler, tümörün çıkarılması sırasında oluşan boşluğu canlı olarak gösteremediği için cerrahların işini zorlaştırıyordu. Bu durum, tümörün tam temizlenip temizlenmediği konusunda belirsizlik oluşturabileceği gibi hastaların yeniden ameliyat olmasına da yol açabiliyordu.

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevcihan Duru, öncülüğünde bir grup akademisyen, kolları sıvayarak, tümörün temizlenme anını gerçek zamanlı ameliyat sırasında ekrana yansıtan ve bir nevi cerraha yol haritası çizen yapay zeka destekli nöronavigasyon sistemini geliştirdi. Geliştirilen sistem, cerrahlara ameliyatlarda büyük bir kolaylık sağlarken hastaların da ikinci bir ameliyat riskini ortadan kaldırma görevini yerine getirmiş olacak. Prof. Dr. Duru, yaklaşık iki yıldır süren titiz çalışmanın sonunda ortaya çıkan projenin çıkış noktasını şu sözlerle anlattı:

’’Bir kongrede beyin cerrahlarıyla bir araya gelmiştik. Burada, Prof. Dr. Tolga Turan Dündar ve Prof. Dr. İhsan Doğan hocalarımız yapay zeka ile çözülebileceğini düşündükleri birçok problemden bahsettiler. Bunlardan en önemlilerinden biri, beyin ameliyatları sırasında kullandıkları eski MR görüntüleriydi. Tümörü temizlerken oradaki boşluğu gerçek zamanlı olarak ekranda göremediklerini söylediler. Bu, onlar için çok önemliydi, çünkü navigasyon cihazlarında hala tümör varmış gibi görünüyor, ne kadarının temizlendiğini bilmiyorlardı. Sadece tecrübelerine dayanarak anlıyorlardı. Derinlerde olabilen ameliyatlarda bu boşluğu tam görmeleri mümkün değildi. Bir hocamız ’Keşke ameliyatı yaparken o sırada MR çekilmiş gibi ekranda bu görüntüyü görebilsek’ demişti. Bu bizim için bir ilham kaynağı oldu.’’

“Yüzde 98 doğru tahmin ediyor”

Mevcut sistemlerin zorluklarından yola çıkarak günümüz teknolojiyle çözüm arayışına giren Prof. Dr. Nevcihan Duru, aslında ameliyat esnasında intraoperatif MR cihazları ile hastanın MR’a sokulabileceğini belirtti. Prof. Dr. Duru, “Ameliyat esnasında hastanın MR’a sokulabilmesi hem bazı risk hem de çok pahalı sistemler olduğu için çok sık tercih edilemiyor. Bazı ameliyatlarda ise, tümörün tamamen temizlenip temizlenmediğini anlamak için hastayı ameliyathaneden çıkarıp başka bir ortamda MR çekmeye götürüyorlar. Bu durum, hijyenik olmayan bir ortam oluşturuyor ve ameliyat süreleri uzuyor. Bizim geliştirdiğimiz cihazla birlikte, ameliyat esnasında ultrason cihazıyla beyindeki ultrason görüntülerini alarak, tümörün çıktığı bölgeyi, yani rezeksiyon boşluğunu tahmin edebilen bir sistem geliştirildi. Yapay zeka modelleri, özellikle de yapay sinir ağları kullanarak, bu bölgeyi tahmin edip gerçek zamanlı olarak, sanki tümör çıkmış gibi sentetik MR görüntüsünü ekrana yansıtabiliyoruz. Doktorlar için bu çok değerli, çünkü tümörün tam çıkarılması hayati önem taşıyor. Eğer tümör tam çıkarılmazsa, hasta servise taşındıktan bir süre sonra çekilen MR’da tümörün kaldığı görülebiliyor ve bu da radyoterapi veya yeni bir ameliyat anlamına geliyor. Bizim sistemimiz ise bu boşluğu yaklaşık yüzde 98 doğrulukla tahmin edebiliyor’’ diye konuştu.

“Amacımız hastanın eksiksiz iyileşmesi”

Ameliyat sürelerinin kısalmasına da değinen Prof. Dr. Duru, önceliklerinin hastanın sağlığı olduğunu vurgulayarak, “Aslında biz burada süreye değil, daha çok bunun hayati tarafına ve doğruluğuna bakıyoruz. Ancak hastayı ameliyathaneden çıkarıp MR çekmek saatler bazında ek süre eklerken, bizim sistemimizle gerçek görüntüyü yansıtabildiğimiz için saatler bazında bir süre kısaltması denilebilir. Ama dediğim gibi, burada aslında süre kısaltmadan daha çok hastanın tümörünün tamamen çıkarılması ve ikinci bir ameliyata gerek duymamasını sağlamak’’ şeklinde konuştu.

Hem iyileşmeyi hızlandırıyor, hem de maliyeti düşürüyor

TÜBİTAK projesi olarak geliştirilen çalışmanın onay süreçlerinin devam ettiğini dile getiren Duru, yapay zeka destekli nöronavigasyon sisteminin sadece cerrahlar ve hastalar acısından olumlu etkilerinin olmadığını aynı zamanda sağlık sistemine de büyük katkı sağlayacağına dikkat çekti. Duru, sistemin faydalarını ise, “Bu sistem sayesinde tümöre en doğru yoldan girilmesi, hastaların ameliyat sonrası konuşma, kol veya bacak fonksiyonlarında herhangi bir sıkıntı yaşamamasını sağlıyor. Beyin ameliyatları sonrasında ne yazık ki bazı hastalarımızda ağız kayması, unutkanlık ya da konuşma güçlüğü gibi istenmeyen durumlar oluşabiliyor. Tümörün tam olarak temizlenmesi, hasta için en yararlı durumdur. Eğer tümör temizlenmezse, bu durum tümörün tekrarlamasına veya ani ataklara, uzuvlarda fonksiyon kaybına yol açabiliyor. Bizim bu projemizle, tümörün tamamen temizlenmesi en istenen şey ve biz bu projemizle hastanın sağlığı lehine bir şeyler yapmış oluyoruz. Aynı zaman cerrahlarımıza, yol gösteren, kararlarını destekleyen bir sistem sunuyoruz” şeklinde açıkladı.

Sistemin ekonomik boyutuna da dikkat çeken Prof. Dr. Duru, “Şöyle düşünün; ameliyat bitti, tümör tam temizlenmedi ve bir süre sonra çekilen MR’da tümörün kaldığı anlaşıldı. Bu durumda hastanın tekrar ameliyat olması gerekir. Bunun hem devlete hem hastaya hem de sigorta sistemine getireceği ek maliyeti hayal edin. Yeni sistemimiz, bu tür ek maliyetlerin önüne geçerek sağlık ekonomisine de önemli katkılar sağlıyor’’ diye konuştu.

Kategoriler
Sağlık Haberleri

Uzmanlardan ‘Hemoroid’ uyarısı: “Tuvalette kalma süresi 5-6 dakikayı geçmemeli”

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/06/uzmanlardan-hemoroid-uyarisi-tuvalette-kalma-suresi-5-6-dakikayi-gecmemeli-0-FRTCGmnZ.mp4
Halk arasında basur olarak bilinen hemoroidal hastalığa karşı uyarılarda bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cem Gezen, “Hemoroid tüm bireylerde olan bir dokumuz ama hemoroidal hastalık olduğunda problem çıkıyor. Normal popülasyonda yüzde 25’lere varan oranda görebiliyoruz. Teknolojiyle daha içli dışlı olmamızla, büyük abdest yaparken tuvalette uzun zaman geçirmemizin bunu artırdığı zaten biliniyor. ‘Aman tuvalette gazete, dergi okumayın’ derdik şimdi telefonlarla yer değiştirdi, tuvalette kalma süremiz 5-6 dakikayı geçmemeli” dedi.

Halk arasında basur olarak bilinen insan vücudunda bulunan hemoroid dokusunun sarkması, genişlemesi sonrası kaşıntı, ağrı, kanama gibi şikayetlere neden olarak hemoroidal hastalık oluşturduğunu belirten uzmanlar uyarıyor. Bu rahatsızlığın kişilerin yaşam kalitesini etkilediğine dikkat çeken Medipol Mega Üniversite Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Cem Gezen ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi İstanbul Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Uzm. Dr. Zeynep Betül Yıldız, vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Gezen, ABD’de yapılan tuvalette cep telefonu gibi teknolojik cihazlarla ilgilenilerek uzun süre geçirilmesinin hastalık üzerindeki etkisine yönelik sonuçlar ortaya koyan araştırmadan bahsederken uzmanlar, hastalığa karşı kişilerin aşırı alkol ya da baharatlı yiyecekler tüketmekten, hareketsiz yaşamdan uzak durması, su tüketimine dikkat etmesi gerektiğini aktararak uyarılarını sıraladı.

“Yüzde 25’lere varan oranda görebiliyoruz”

Kişilerin yaşam tarzı ve beslenme şeklinin hastalıkta etkili olabildiğini söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cem Gezen, “Hemoroid aslında tüm bireylerde olan bir dokumuz ama hemoroidal hastalık halk arasında basur denilen hastalık olduğunda o zaman problem çıkıyor. Hemoroidal hastalık makat bölgesinde şişlik olarak fark ettiğimiz oluşumlardır. Bunlar damar ve yastıkçıkların belirginleşmesidir. Normal popülasyonda yüzde 25’lere varan oranda görebiliyoruz. Makatta ıslaklık, şişlik, ağrı, temizlenmede zorlanma, kanama gibi bulgularla bizi uyarabiliyor. Ne olursa olsun kabızlıkla mücadele etmeliyiz. Kabız kaldıktan sonra hemoroidler fazlalaşabiliyor. Aşırı alkol, acı yeme, ağırlıkları kaldırma, uzun süre ayakta durma maalesef tetikliyor. Kabızlığın baş nedenlerinden bir tanesi; fast food. Büyüklerimizin dediği gibi tencere yemekleri, lifli gıdalar, sebzeler bunun önlenmesinde başrol oynuyor. Muhakkak sebze, meyve ve bol su tüketimi gerekli. Eğer toparlayamıyorsa sıcak oturma banyoları yapılır, ilaç tedavisi ile önüne geçilmesi sağlanır. Başarılamıyorsa olabildiğince yapmak istemememizle birlikte ameliyat da gözümüzün önündedir. Bunlar, gaz ve büyük abdest kaçırmaya engel olur, olabildiğince tutmak isteriz ama aşırı kanamalar, iltihaplanmalar, büyük abdest yaptıktan sonra rahatsızlıklar, makat ıslaklıkları oluyorsa o zaman ameliyatı da planlayabiliriz” dedi.

“Kanama hemoroidden geliyor diye bir kural yok”

Makattan gelen kanamanın başka sebepleri de olabileceğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Gezen, “Kanama hemoroidden geliyor diye bir kural yok, uzun süreli kanamalarda muhakkak kolonoskopi de yapılmalı. Zaman içinde teknolojiyle daha içli dışlı olmamızla büyük abdest yaparken tuvalette uzun zaman geçirmemizle bunu artırdığı zaten biliniyor. Tuvalette çok uzunca zaman geçirdiğimizde uzun ıkınmalarda basınç artıyor veya oturur pozisyonda kalınca damar dönüşümü azaldığı için staz (kan akışının yavaşlaması durumu) oluşuyor. Teknoloji ilerliyor, hepimiz telefonlarda uzun zaman geçiriyoruz. Haber okumaktır, telefona bakmaktır bunlarla zaman geçirilmemesi, ortalama 5-6 dakika üzerinde tuvalette büyük abdest yaparken zaman geçirilmemesi, aşırı ıkınılmaması, süreyi uzatmamak gerekir ki hemoroidal hastalıkları önlememiz için yapılan çalışmalar da zaten bunu gösteriyor” şeklinde konuştu.

“Tuvalette kalma süremiz 5-6 dakikayı geçmemeli”

ABD’de de yapılan tuvalette teknolojik cihazların kullanımıyla ilgili bir araştırmadan bahseden Prof. Dr. Gezen sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD’de yapılmış, 125 hasta üzerinden yapılmış, sorgulandığı zaman da ‘Tuvalette telefonunuzla oynuyor musunuz, ne kadar zaman geçiriyorsunuz, haberlere bakıyor musunuz’ diye soruluyor. Cevap alınanların, uzun süre geçirenlerin yüzde 40’ında hemoroidal hastalık tespit edilmiş. Şöyle de bir sonuca varılmış; uzun süre geçirenlerde riskin daha fazla olduğu. Daha geniş çalışmalara gerek olmakla birlikte daha önceden de bildiğimiz gibi tuvalette uzun süre geçirme hemoroidal hastalıkların nedenlerin bir tanesi. Teknoloji ilerledikçe maalesef bunlarla karşılaşıyoruz. Akıllı telefonlardan önce ‘Aman tuvalette gazete, dergi okumayın’ diyorduk, bir zaman o alışkanlıklar vardı. Şimdi daha kolayı telefonlarla bu alışkanlıklarla yer değiştirdi. Ağrı, şişlik, kanama muhakkak hekim başvurusu gereklidir, muayenelerimize göre eğer kanama uzun sürüyorsa kolan kanseri riskimiz her zaman aklımızda, muhakkak kolonoskopi yapılacak. Pıhtı yapabilir, çok ağır şikayetlerle gelebilir. Hekimlerle tedavi yönlendirilmeli çünkü sosyal medyada önerilerin bir kısmında sonrasında sıkıntılar olabilir, bu riski hiçbir zaman göze almamalılar. Tuvalette kalma süremiz 5-6 dakikayı geçmemeli”

“Tuvalette oyalanmayın, kendinizi zorlamayın”

Kişilerin şikayetlerine kulak vermesi gerektiğini aktaran Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Zeynep Betül Yıldız, belirtilerin başka hastalıkları da tarifleyebileceğine dikkat çekti. Hastalığın erken evresinde ilaç tedavisi, yaşam ve beslenme tarzı değişikliklerinin yapılabileceğini aktaran Uzm. Dr. Yıldız, acı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulması, lifli gıdalarla beslenme, bol su tüketiminin önemine dikkat çekti. Hastalığın kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebildiğini söyleyen Yıldız, tedavi seçeneklerine yönelik de bilgi verdi.

Sözlerini sürdüren Uzm. Dr. Yıldız, “Makattaki damarların aşırı zorlanmaya veya uzun süre tuvalette kalmaya bağlı genişlemesinin sonucu oluşan bir hastalık. Ülkemizde diğer ülkelere göre daha fazla. Artık telefon ve mobil cihazlarla tuvalet kullanma sürecinin artmasına bağlı olarak oradaki damarlarda da genişleme oluyor, bunlar çok etkiliyor. Biz de hastalar özellikle söylüyoruz, su içmeleri, hareketli olmaları, yürüyüş yapmaları ve bağırsak hareketlerini düzenlenmesi için beslenme önerilerinde bulunuyoruz. Acılı, baharatlı ürünler tüketen hastalarda bunlar daha sık görülüyor. Hastalara özellikle söylediğimiz; tuvalette işiniz bittiği zaman kalkın, oyalanmayın hatta tuvalette kendinizi zorlamayın, tuvaletinizi yapamıyorsanız kalkın. Operasyon sürecinde açık, kapalı cerrahi ve lazer dediğimiz yöntemleri var. Günlük su ihtiyacımızı karşılamamız gerekiyor, hastalara soruyoruz ne kadar su içiyorsun diye ‘İçiyorum’ diyor, kaç bardak dediğimizde ‘2,3 bardak’ bu kimse için yeterli bir miktar değil, en az 2- 2,5 litre su içmeleri gerekiyor. Kabız kaldığında aşırı zorlamaya bağlı basur oluyor veya basuru aşırı şiştiği için de hasta tuvaleti erteleye erteleye bu sefer daha da sıkıntılı yapamama süreçlerine giriyor” dedi.

Kategoriler
Sağlık Haberleri SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Sigara her nefeste dişleri içten çürütüyor

Sigara ve tütün ürünleri yalnızca akciğerleri değil, ağız sağlığını da ciddi şekilde tehdit ediyor. Diş ve diş eti hastalıklarının temel nedenlerinden biri olan bu alışkanlık, aynı zamanda ağız kanseri riskini de artırıyor.

31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü kapsamında, Biruni Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden Prof. Dr. Burcu Karaduman, sigara ve elektronik sigaranın ağız sağlığındaki olumsuz etkilerine dikkat çekerek “Tütün ve tütün ürünlerinin tamamı ağız ve diş sağlığın da yıkıcı etkiye sahip. Sigara bırakıldıktan ilk 20 gün içinde hasar onarım süreci başlıyor” şeklinde konuştu.

Ağız sağlığına çifte tehdit
Prof. Dr. Karaduman’a göre sigara, ağız içindeki kan akışını yavaşlatarak diş etlerinin savunma sistemini zayıflatıyor. Tükürük üretimini azaltarak ağız florasının doğal dengesini bozuyor. Bunun sonucu olarak ağız kokusu, diş çürükleri ve diş taşı oluşumu gibi problemler yaygınlaşıyor. Sigara içenlerde diş eti kanaması gibi uyarı belirtileri daha az görülüyor çünkü nikotin damarları daraltarak bu sinyalleri gizleyebiliyor; bu da hastalığın fark edilmeden ilerlemesine neden olabiliyor.

Elektronik sigaralar da ciddi risk taşıyor
Elektronik sigaraların da masum olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Karaduman, bu cihazların sıvı nikotin, ağır metaller ve uçucu organik bileşikler gibi zararlı maddeler içerdiğini belirtti. Bu bileşenler ağızda iltihaplanma ve diş eti hastalıklarına yol açabiliyor. Geçici tat kaybının da kullanıcılar arasında sık görüldüğünü ifade eden Karaduman, elektronik sigaraların ağız kuruluğu oluşturarak diş eti problemlerini tetikleyebileceğini de söyledi.

Sigarayı bırakınca neler değişir
Karaduman, sigaranın bırakılmasının ardından diş etlerinde genellikle birkaç hafta içinde iyileşme gözlendiğini, ilk 20 gün içinde kan dolaşımının toparlandığını, bağışıklık sisteminin güçlendiğini ve ağız florasının yeniden denge kazandığını ifade etti. Bu süreçte geçici olarak diş eti kanamaları yaşanabileceğini, bunun iyileşme sürecinin doğal bir parçası olduğunu ve paniğe gerek olmadığını, bu durumda bir diş hekimiyle görüşmenin faydalı olacağını vurguladı.

Diş kaybı sadece estetik değil
Diş kaybının yalnızca estetik bir mesele olmadığını vurgulayan Karaduman, özellikle arka diş eksikliklerinin çiğnemeyi zorlaştırdığını, ön diş kayıplarının ise konuşma ve özgüveni olumsuz etkilediğini söyledi. Dişlerin aynı zamanda yüz şeklinin korunmasında da önemli bir işlevi olduğunu hatırlattı.

Ağız kanserinin farkındalığı düşük
Türkiye’de ağız kanseri konusundaki farkındalığın yetersiz olduğuna dikkat çeken Karaduman, her yıl yüzlerce kişinin bu hastalıkla karşılaştığını ve dilin yanları, ağız tabanı ile dudakların en çok etkilenen bölgeler olduğunu belirtti. 7-10 günden uzun süren yaralar, kırmızı veya beyaz lekeler, şişlikler ya da protezlerin aniden uyumsuz hale gelmesi gibi durumların ağız kanserinin erken belirtileri olabileceğini ifade etti.

Kategoriler
Sağlık Haberleri SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

’’Kesim yapılırken hijyen kurallarına dikkat edilmeli’’

Kurban kesiminde hijyen kurallarına vurgu yapan Aile Hekimi Uzm. Dr. Didem Altay Gazi ’’Özellikle kurban kesimi sırasında hijyen kurallarına uyulmaması durumunda ciddi sağlık problemleriyle karşı karşıya kalabiliriz. Herhangi bir olumsuzluk yaşamamak için öncelikle yetkili kesim yerlerini tercih etmeliyiz. En önemlisi kurbanlık seçerken hayvanın sağlıklı olmasına dikkat etmemiz gerekir’’ dedi.

Kurban bayramına sayılı günler kaldı. Bayramın birinci günü birçok alanda kurban kesimleri yapılacak. Kurban kesimi sırasında dikkat edilmesi gerekenler ve hijyen kurallarına uyulmaması durumunda hangi hastalıklar ortaya çıkabileceği konusunda Liv Hospital Aile Hekimi Uzm. Dr. Didem Altay Gazi, şu açıklamalarda bulundu:

’’Kurban bayramı, sadece dini vecibelerin yerine getirilmesiyle sınırlı kalmamalı; hayvan sağlığı, insan sağlığı ve çevre güvenliği açısından da dikkatle ele alınmalıdır. Özellikle kurban kesimi sırasında hijyen kurallarına uyulmaması durumunda ciddi sağlık problemleriyle karşı karşıya kalabiliriz. Herhangi bir olumsuzluk yaşamamak için öncelikle yetkili kesim yerlerini tercih etmeliyiz. Ama tabi ki en önemlisi kurbanlık seçerken hayvanın sağlıklı olmasına dikkat etmemiz gerekir. Kurbanı kesecek kişinin uzman olmasına dikkat edilmesi gerekirken hijyen açısından en önemli unsurların başında kesim sırasında kullanılacak olan bıçak ve diğer aletlerin hijyenik olmasıdır.

’’Malta humması ve Şarbon’a dikkat’’
Kesim sırasında hijyen kurallarına uyulmaması durumunda hem kesim yapan kişilerde hem de kesilen kurbanın etini tüketen kişilerde bazı hastalıklara neden olabilir. Özellikle hayvandan insana bulaşabilen Malta humması, şarbon ve kist hidatiği ile karşı karşıya kalabiliriz. Yüksek ateş, terleme, kas ağrıları, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtiler varsa eğer Malta hummasına yakalanmış olabilirsiniz. Malta Humması özellikle hasta hayvanların etinin ve sütünün çiğ olarak tüketilmesi ya da enfekte hayvanların kanı veya dokusuyla temas edilmesi durumunda insana bulaşabilir.

’’Deride oluşan yaralar şarbona işaret olabilir’’
Bacillus anthracis adlı bakterinin yol açtığı şarbon, şarbonlu hayvanların eti ya da kanıyla temas edilmesi, deri, solunum ve sindirim sistemi yoluyla bulaşabilir. Özellikle deride oluşan kabarık ve siyah yaralarla kendini gösterir. Şarbonda ayrıca yüksek ateş ve solunum sıkıntısı da görülür.

’’Kesilen hayvanların iç organları imha edilmeli’’
Kurban kesiminden sonra özellikle hayvanların iç organlarının imha edilmesi gerekir. Çünkü büyükbaş ve küçükbaş hayvanların bağırsaklarında bulunan echinococcus paraziti, köpeklerin bu organları yemesi durumunda vücudundan insana bulaşarak kist hidatiği hastalığına neden olabilir. Etin pişirilmeden ya da az pişirilerek tüketilmesi durumunda da parazit insana geçebilir. Kist hidatiği hastalığı; karın ağrısı, karında şişlik, nefes darlığı şeklinde kendisini belli eder.

’’Etin temizlenmemesi gıda kaynaklı enfeksiyonlara neden olabilir ’’
Etin temizlenmemesi durumunda mide bulantısı, kusma, ishal ve yüksek ateş gibi belirtilerle ortaya çıkan salmonelloz enfeksiyonu ile karşılaşabilirsiniz. Coli enfeksiyonu ise özellikle EHEC suşları ciddi bağırsak enfeksiyonlarına ve böbrek yetmezliğine neden olabilir. Listeria monocytogenes bakterisinin neden olduğu Listeriozis enfeksiyonu, hamileler ve bağışıklığı zayıf bireylerde ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

’’Çiğ etle temas eden yüzeyler iyice temizlenmeli’’
Hem kendimizin hem çevremizdekilerin sağlığını korumak adına, kesim sırasında özellikle koruyucu eldiven ve önlük kullanılmalıdır. Etler buzdolabında 4 derecede muhafaza edilmelidir. Etler iyice pişirildikten sonra tüketilmelidir. Özellikle çiğ et ve pişmiş gıdalar ayrı kaplarda tutulmalı, çiğ etle temas eden yüzeyler iyice temizlenmelidir.’’

Kategoriler
Kocaeli Devlet Hastanesi SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Kocaeli Devlet Hastanesi’nden Gerçeği Aratmayan Afet Tatbikatı

Kocaeli Devlet Hastanesi’nden Gerçeği Aratmayan Afet Tatbikatı

Kocaeli Devlet Hastanesi’nde gerçekleştirilen geniş kapsamlı afet tatbikatı, gerçeği aratmayan sahneleriyle dikkat çekti. Afet ve acil durumlara karşı hazırlık amacıyla düzenlenen tatbikat, hem senaryo gerçekçiliği hem de katılımcıların koordinasyonu açısından takdir topladı.

Tatbikata; Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Koordinasyon Merkezi (SAKOM), Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığı (ASKOM), İzmit Trafik Şube Müdürlüğü ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Defin Hizmetleri ekipleri de destek verdi. Kurumlar arası iş birliğiyle yürütülen çalışmalarda, afet anında sağlık hizmetlerinin kesintisiz şekilde sürdürülebilmesi hedeflendi.

Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) çerçevesinde yapılan tatbikat, görevli hizmet gruplarının rollerini netleştirmeyi, müdahale süreçlerini daha etkin planlamayı ve sağlık altyapısının dayanıklılığını test etmeyi amaçladı.

Senaryoya göre gerçekleşen uygulamalarda, özellikle büyük çaplı bir deprem sonrası yaşanabilecek acil müdahale durumları ele alındı. Yaralı tahliyesinden triyaj uygulamalarına, hastane içi koordinasyondan dış birimlerle iletişime kadar birçok kritik aşama başarıyla test edildi.

Tatbikatı izleyen yetkililer ve vatandaşlar, çalışmanın gerçekliğine ve detaycılığına hayran kaldı. Kocaeli Devlet Hastanesi yetkilileri, afetlere her an hazır olmanın önemine dikkat çekerek benzer çalışmaların periyodik olarak sürdürüleceğini ifade etti.

[kanews-related-post title=”Kocaeli Devlet Hastanesi Haberleri” ids=”68272″ tag=”div”]
Telefon
WhatsApp
Exit mobile version