Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Çocuklarda tedavi edilmeyen influenza böbrek tıkanmasına neden olabilir

Bahar aylarında ‘B’ tipi influenza hastaları oranında artış yaşanacağını belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Bekir Muhsin Arpaözü, çocuklu aileleri uyardı. İnfluenzanın genellikle hafif seyretmesine rağmen bazı durumlarda ağır atlatılabileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Arpaözü, “Çocuğunuzda kas ağrısı var ve yürümesinde aksaklık varsa mutlaka doktora başvurun. Çünkü kas iltihaplanması tedavi edilmezse sonucu böbrek tıkanmasına kadar gidebilir. Bu da ‘çocuğunuzun diyalize girmek zorunda kalması’ demektir” dedi.

İnfluenza(Grip) A ve B tipi olarak 2 farklı grupta görülmektedir. Bunların salgın zamanları ise değişmektedir. Kış döneminde özellikle A tipi görülürken bahar başlangıcında B tipini görmeye başlarız. Şuanda hastaneye başvuran hastalarının yaklaşık yüzde 20-30’unda influenza tespit ettiklerini belirten Çakmak Erdem Hastanesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Bekir Muhsin Arpaözü, “Ama bu oran zannediyorum ki önümüzdeki birkaç hafta içinde artacaktır. ‘B’ patlaması yaşayacağız. Hasta sayımız normalinden kat kat fazla olacaktır. Bu yüzden ailelerin böyle olmadan bu konuda uyanık olup önlem alması oldukça önemli” açıklamasını yaptı.

“Bol su içilip istirahat edilirse kas hasarı iyileşir”

İnfluenzanın kendini öksürük, yüksek ateş, kusma, genel durumda bozukluk olması gibi belirtilerle gösterdiğini söyleyen Uzm. Dr. Arpaözü şunları söyledi:

“Çocukların çoğu influenzayı ayakta atlatır. Bazı çocuklarda ise çok ağır seyredebilir. Buna bağlı zatürreler görülebilir. Bazen beslenme bozuklukları nedeniyle serum tedavisi alması için yatırdığımız hastalar da olur. Aileler influenza dönemlerinde sıklıkla korku içinde ‘çocuğum yürüyemiyor’ diyerek bizlere başvurur. En sık bacak ağrıları olur. Uyluk ve baldırdaki kaslar tutulur. İnfluenza bu kaslarda yoğun şekilde iltihaplanma yapar. Çocukların kaslarında harabiyete sebep olur. Çoğunlukla iyi seyirlidir. Bu durum 1-5 gün içinde atlatılabilir. Ailelerin bu konuda dikkat etmesi gereken şey çocukların bol sıvı almasıdır. Kas hasarı olduğunda ortaya çıkan zehirli maddeler, kandan böbrek yoluyla atılır. Bu çok fazla olursa böbreklerde tıkanmaya sebep olur. Bu tıkanmanın olmaması için istirahat yani kasları kullanmaması ve bol sıvı alması çok önemlidir.”

“Böbrekleri hasar görmemesi için hastanede sıvı tedavisi veriyoruz”

Tedavi yöntemlerini anlatan Uzm. Dr. Arpaözü, “Hastaya ağrı kesici ve ateş düşürücü veriyoruz. Gerekli çocuklarda böbrekleri hasar görmemesi için hastanede sıvı tedavisi veriyoruz. Bazen influenzaya bağlı beslenme bozuklukları da olabilir. Çocuklarda da yatarak serum tedavisi uyguluyoruz. Böbrek hasarı olmaması için olabildiğince erken dönemde çocuğun böyle bir hastalığı olduğunu tespit edip o yönde tedavisinin başlanması lazım. Böbrek hasarı gördüğümüz çocuklar genellikle doktora geç başvuranlardan çıkıyor” açıklaması yaptı.

“Lütfen çocuğunuzu ıhlamur ve bitki çayı ile tedavi etmeye çalışmayın”

Uzm. Dr. Arpaözü, “Ailelerden özellikle istediğim bir şey var; çocuklarıyla ilgili bir rahatsızlık varsa evde kendileri bunu tedavi etme yönüne gitmesinler. Çok ağır gribal enfeksiyonlar geçiren çocuklar, sadece ıhlamur, bitki çaylarıyla evde tedavi edilmeye çalışıldığı için kötü durumlar yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla ailelerin çocuklarıyla ilgili bir şikâyetleri varsa doktora başvurunlar” şeklinde konuştu.

“En iyi PCR testiyle tespit ediliyor”

İnfluenzayı yapılan iki ayrı test ile tespit edebildiklerini belirten Uzm. Dr. Arpaözü, “Bunlardan birisi hızlı testtir. Bunun sonuçları bir saat içinde çıkar. Ancak güvenilirliği biraz daha düşüktür. Diğeri ise PCR testidir. PCR testinin sonuçlanması biraz daha uzun sürer. 6-12 saatte kesin tanıyı koyar” dedi.

Kategoriler
SAĞLIK

Robotik Cerrahi ile kadın kanserlerine geçit yok

Kadın kanserlerinde başarı ile kullanılan Robotik Cerrahisi hakkında bilgi veren Doç. Dr. Sema Karakaş, “Robotik ameliyatlarda kullanılan yeşil boya ve özel görüntüleme sistemi ile kanserin izi sürülüyor. Bununla küçük tümör hücresi bile yakalanabiliyor. Robotik cerrahi ile kadın kanseri ameliyatları konforlu. Robotik cerrahi ile ertesi günü taburcu olan hastalar var. Hem ameliyatta , hem ameliyat sonrası komplikasyon az. Hastaların hastanede yatış süresi kısa oluyor” dedi.

Robotik cerrahinin başarı ile kullanıldığı ameliyatlardan biri de kadın kanserleri. Rahim iç tabakası , rahim ağzı, erken evre yumurtalık kanseri ameliyatlarında robotik cerrahi kullanılıyor. Robotik teknoloji ile Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2,5 yıldır kadın kanserleri ameliyatları tamamen devlet güvencesinde yapılıyor. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Sema Karakaş, robotik cerrahi ile en çok rahim iç zarı ameliyatı yaptıklarını belirtti.

Onkolojik ameliyatlar hakkında bilgi veren Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Sema Karakaş, “Bakanlık ödemesinde daha çok onkolojik ameliyatlar yapılıyor. Onkolojik ameliyatlar arasında da rahim iç zarı kanseri, rahim ağzı kanseri ve vulva kanserinde kullanıyoruz. En çok endometrium yani rahim iç zarı kanseri ameliyatları yapılıyor. Önceden bu ameliyatlar açık olarak yapılıyordu, sonra teknolojinin gelişmesi ile birlikte minimal invaziv dediğimiz laparoskopi ile yapılmaya başlandı, laparoskopik sistem çok yaygın ama robot Avrupa’da bile çok az merkezde var. Türkiye’de ise hem özel hem kamu hastanelerinde aktif olarak kullanılıyor” dedi.

“Görüntülme sistemi ve yeşil floresan boya ile kanser takibi”

Robotik cerrahinin; görüntüleme sistemi ( infrared) ile birlikte ICQ denilen yeşil renk floresan boyanın kullanılmasına imkan veren teknolojisi sayesinde en küçük kanser hücresinin bile tespit edilebildiğini belirten Doç.Dr. Sema Karakaş, ”Robotun jinekolojik kanserlerde avantajı sadece değil küçük kesilerden ,estetik kaygılarla yapılan ameliyatlar değil, aynı zamanda robot için özel görüntüleme sistemi var. İnfrared sistemini (görüntüleme ) kullanarak rahim ağzından ıcq denilen ve ameliyatlarda güvenle kullanılan floresan yeşil madde veriyoruz . Bu madde tümörle bekçi lenf nodu arasındaki kanalı takip edip ediyor. Kanserin gitme ihtimali olan bekçi lenf bezesine tutunup en küçük kanser hücresini bile görmemize yardım ediyor. Patoloji uzmanlarımız tarafından yapılan ince kesitlerle özel incelemeler sayesinde buradaki küçük tümör hücresi bile yakalanabiliyor.

Robotun içinde ve bazı laporoskopik cihazların içinde infrared teknolojisi bulunuyor. Yeşil renkli floresan etkisi oluşturan boyanın rahim ağzından verilmesine ve bu boyanın gittiği kanal boyunca takip edilmesine imkan sağlıyor. Dediğimiz gibi tümörün bekçi lenf noduna gelip gelmediğini gösteriyor. Küçük tümör hücreleri gelmiş mi, metastaz olmuş mu onu anlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Rahim tümörlerinin yüzde 80 rahimle sınırlı olsa da yüzde 15 oranında metastaz yapma ihtimali olduğunu kaydeden Doç. Dr. Karakaş,” Rahim kanseri yüzde15 lenf nodu metastazı yapar, lenfe sıçrar. Kalan yüzde 85 kısmı için hastayı boşuna mı ameliyat ediyoruz diye bir soru işareti oluyor. Bunun için önerilen de tüm lenf nodlarını çıkarmak. Böyle olunca da hastanın bacaklarında kocaman şişmeler , lenf ödem , damar yaralanmaları ,uzun ameliyat süreleri ,hastanede yatış gibi pek çok sıkıntı oluyor. Bunun yerine tümörle lenf nodu arasındaki bağlantıyı ıcq dediğimiz yeşil boya ile işaretli lenf bezesini gördüğümüz zaman bunu patoloji uzmanları tarafından ince kesit incelettirip burada gerçekten sıçrama var mı onu anlayabiliyoruz, böylece hastayı tüm lenf bezelerini çıkartmaktan da kurtarıyoruz. Kanser ameliyatları uzun sürüyor, bir süre sonra kas yorgunluğuna bağlı el titremesi oluyor. Robotik cerrahi insana bağlı olabilecek riskleri minimalize ediyor. Ellerde titreme olmuyor, robutun kolları ile 540 derece dönebiliyor, bu özellik dikiş atarken , herhangi bir kanama olduğunda o kanamayı durdurmak büyük avantajlar sağlıyor. İki boyutlu değil üç boyutlu görüntüleme ile birlikte daha fazla çözünürlükte seçici davranarak ameliyatlarımızı gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

“Robotik cerrahi ile ertesi günü taburcu olan hastalar var”

Robotik Cerrahi ile kanser ameliyatı olan kadınlara önemli avantajlar sağladığını vurgulaya Karakaş,” Robotik cerrahi ile ertesi günü taburcu olan hastalar var. Burası merkez hastane, Türkiye’de ve dünyada az merkez yapıyor. Robotik cerrahi ile kadın kanseri ameliyatları konforlu , ertesi gün taburcu ettiğimiz hastalar var. Hem ameliyatta , hem ameliyat sonrası komplikasyon az. Hastaların hastanede yatış süresi kısa oluyor. Tamamen devlet güvencesinde , hastaların ek bir ödeme yapmalarına gerek olmuyor. Aynı zamanda daha az ağrı oluyor. Böylece maliyete baktığımızda aslında normalde açık ameliyatla hastaları 5-7 gün arası yatırırken, robotik sistemle 1-2 güne çıkarıyoruz hastaları” dedi.

Kategoriler
Kocaeli Devlet Hastanesi SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Kocaeli Devlet Hastanesi Çalışanları 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı Coşkuyla Kutladı

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 100. Yılı Kocaeli Devlet Hastanesi çalışanları tarafından coşkuyla kutlandı. Hastane yönetimi tarafından düzenlenen etkinlik saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başladı.

Etkinlikte açılış konuşmasını yapan Kocaeli Devlet Hastanesi Başhekimi Uz. Dr. Adem Çakır, tüm çalışanların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayarak, “Özgürlük ve bağımsızlığımızın simgesi olan Cumhuriyet’imizin 100. yıl dönümünü hep birlikte çoşkuyla kutlamanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. “Allah bu millete bir daha ‘İstiklal Marşı’ yazdırmasın!..” dedi. Günün anlam ve önemine binaen tüm hastane çalışanlarına bayrak ve teşekkür belgesi takdim edildi. Etkinlik pasta ikramıyla son buldu.

Kategoriler
Kocaeli Devlet Hastanesi SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

1-7 Ekim Emzirme Haftası kapsamında Kocaeli Devlet Hastanesi’nde stant açıldı.

1-7 Ekim Emzirme Haftası kapsamında Kocaeli Devlet Hastanesi’nde stant açıldı.

Anne ve anne adaylarının emzirme konusunda farkındalığını artırmak amacıyla Kocaeli Devlet Hastanesi’nde stant açıldı. 1-7 Ekim Emzirme Haftası kapsamında açılan stant da Kocaeli Devlet Hastanesi Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Emine Ataman, Sağlık Bakım Hizmetleri Müdür Yardımcıları Abdurrahman Çelik ve Pınar Mermer, İdari Mali İşler Müdürü Bora Akargöl, İdari Mali İşler Müdür Yardımcısı Abdulselami Tatar ve Hastane birim sorumlularıyla birlikte çok sayıda hastane çalışanı yer aldı.

Açılan stantta anne ve anne adaylarına emzirme sürecinin önemi, doğru emzirme teknikleri, sıkça karşılaşılan sorunlar ve çözümleri gibi birçok konuda önemli bilgiler verilerek broşürler dağıtıldı. Etkinlikte ayrıca yaş pasta kesilerek hastalara ikram edildi.

Kategoriler
Kocaeli Devlet Hastanesi SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Kocaeli Devlet Hastanesi’nin Diyabet Okulu eğitimleri devam ediyor

Kocaeli Devlet Hastanesi’nde 2008 yılından bu yana Diyabet (Şeker) hastalarının yaşam kalitesini artırmak ve farkındalık kazandırmak amacıyla başlatılan Diyabet Okulu eğitimleri tüm hızıyla devam ediyor.

Alanında uzman eğitimcilerin katılımıyla Eylül ayında gerçekleşen ve 3 saat süren eğitimlerde Sağlıklı Beslenme Alışkanlıkları, Düzenli Egzersiz, İlaç Kullanımı, Ayak Sağlığı ve Diyabetin Psikolojik Etkileri gibi birçok önemli konuda eğitimler verildi.

Eğitime katılan diyabetli bireylere ve yakınlarına, Kocaeli Devlet Hastanesi Başhekimi Uz. Dr. Adem Çakır, Başhekim Yardımcısı Uz. Dr. Nurcan Çubukçu, Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Emine ATAMAN, Sağlık Bakım Hizmetleri Müdür Yardımcıları Abdurrahman Çelik ve Pınar Mermer ile Diyabet Hemşiresi Seher Güneş tarafından belge takdim edildi.

Devam eden eğitimlere katılmak isteyen Diyabetli ve yakınları Kocaeli Devlet Hastanesi poliklinik binası 2. katında bulunan Diyabet Eğitim Polikliniğine ücretsiz başvurabilirler.

Kategoriler
SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Covid-19 ’un yeni varyantı ’Eris ’ 9 kişide tespit edildi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Covid-19 ’un yeni varyantı Eris ’in 9 kişide tespit edildiğini açıkladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Hasta etme gücünün (virülansının) düşüklüğünü bildiğimiz Eris varyantı referans laboratuvarımızda yapılan incelemede 9 kişide görüldü. Yurt dışı temaslı ve aynı ildeler. Mevcut tedbirlere ve gündelik hayatımıza devam edeceğiz. Durum başka ülkelerde yaygın, bizde de ortaya çıkması muhtemeldi. Büyüklerimizi, kronik hastalarımızı koruyacağız” ifadelerine yer verdi.

Kategoriler
SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Covid-19 ’un yeni varyantı ’Eris ’ 9 kişide tespit edildi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Covid-19 ’un yeni varyantı Eris ’in 9 kişide tespit edildiğini açıkladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Hasta etme gücünün (virülansının) düşüklüğünü bildiğimiz Eris varyantı referans laboratuvarımızda yapılan incelemede 9 kişide görüldü. Yurt dışı temaslı ve aynı ildeler. Mevcut tedbirlere ve gündelik hayatımıza devam edeceğiz. Durum başka ülkelerde yaygın, bizde de ortaya çıkması muhtemeldi. Büyüklerimizi, kronik hastalarımızı koruyacağız” ifadelerine yer verdi.

Kaan Taşkın

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Beyin pili, parkinson hastalığında konforu artırıyor

Beyin pilinin uygun ve seçilmiş parkinson hastalarının hayat kalitesini düzelttiğini söyleyen Doç. Dr. Bekir Enes Demiryürek, “Beyin pili tedavisi ile parkinsonun ilaca bağlı yan etkileri de azaltabilir. Beyin pili uygulaması ileri evre parkinson, ailesel titreme (esansiyel tremor) ve istemsiz boyunda kol ve bacaklarda kasılma şeklinde ifade ettiğimiz distoni hastalarında uygulanmaktadır” dedi.

VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Bekir Enes Demiryürek, parkinson hastalığında tercih edilen beyin pili tedavisi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Parkinson hastalığının tanımını yapan Doç. Dr. Demiryürek, “Parkinson hastalığı beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden, kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülen, yavaş ilerleyen bir hareket bozukluğudur. Hastalığının belirtileri; titreme kaslarda katılık (rijidite), hareketlerde yavaşlama (bradikinezi) ve yürüyüş bozuklukları olarak tanımlanabilir. Genellikle 65 yaşından sonra başlayan Parkinson hastalığının yüzde 10 kadarı genetik geçişlidir ve genetik olanlar genellikle genç yaşlarda da ortaya çıkabilmektedir” diye konuştu.

“Beyin pili, uygun ve seçilmiş Parkinson hastalarında hastanın hayat kalitesini düzeltebilir”
Parkinson hastalığında tercih edilen tedavi yöntemlerinden bahseden Doç. Dr. Demiryürek, “Parkinson hastalığı ilerleyen bir hastalık olup ilk 5 yıl ilaçlarla kontrol altında tutulabilmektedir ancak ileri evrelerde ilaçlara ve hastalığın kendisine bağlı donmalar, istemsiz hareketler ve yavaşlamalar gibi yan etkiler nedeniyle hastalarda cihaz destekli tedavi gereksinimi duyulmaktadır. Deri altı iğne tedavisi, ince bağırsağa takılan pompa tedavisi ve beyin pili, uygun ve seçilmiş Parkinson hastalarında hastanın hayat kalitesini düzeltebilir. Bunun yanı sıra, ilaca bağlı yan etkileri de azaltabilir. Beyin pili uygulaması ileri evre Parkinson, ailesel titreme (esansiyel tremor) ve istemsiz boyunda kol ve bacaklarda kasılma şeklinde ifade ettiğimiz distoni hastalarında uygulanmaktadır” şeklinde konuştu.

“Uzman hekim tarafından değerlendirilmeli”
Beyin pilinin her hasta için uygun olamayacağını hatırlatan Demiryürek, “Mutlaka bir nöroloji hekimi tarafından değerlendirilmesi gereklidir. Bunama ileri düzey depresyon ya da şizofreni gibi hastalığı olan hastalarda ve 80 yaş üzeri Parkinson hastalarında beyin pili takılması uygun değildir. Beyin pili ve diğer cihaz destekli tedaviler hastalığı tamamen durdurmaz ancak hastanın yaşam kalitesini ve konforunu artırır” dedi.

“Ameliyat 3-4 saat sürüyor”
Beyin pili ameliyatının detaylı bir operasyon olduğunu ifade eden Doç. Dr. Demiryürek, şu ifadeleri kullandı: “Nöroloji, psikiyatri ve beyin cerrahisi hekimleri tarafından hasta değerlendirildikten sonra beyin pili tedavisine uygun olup olmadığına karar verilmektedir. Ameliyat sırasında hasta uyanık olup lokal anestezi ile başına bir çerçeve takılarak beyindeki hedefler ayrıntılı hesaplanarak hasta ameliyata alınmaktadır. Yaklaşık 3-4 saat süren ameliyatın büyük bölümünde hastanın bilinci açık olup hekim bu sayede hastayı kontrol edilebilmektedir. Bu da ameliyatın başarısını olumlu yönde oldukça etkilemektedir. Ameliyattan sonra hasta yaklaşık 2-3 gün hastanede ağırlanmakta ve takibi yapılmaktadır. İyileşme süresinin yaklaşık 1 hafta ile 10 gün sürmektedir. Beyin pili takılan hasta kısa sürede normal hayatındaki aktivitelerine dönebilmektedir. Piller şarjlı ve şarj edilmeyen piller olarak ikiye ayrılır. Şarj edilmeyen pillerin ömrü Parkinson hastaları için ortalama 5 yıl, istemsiz kasılma (distoni) hastaları için ise 2-3 yıl olarak öngörülmektedir. Sonrasında basit bir cerrahi işlem ile değiştirilebilmektedir. Şarj edilebilen pillerin ise ortama ömrü 15 yıldır. Hastalar ortalama 4-5 günde bir pillerini cep telefonu gibi şarj etmesi gerekmektedir”

“Beyin pili olanların dikkat etmesi gerekenler”
Beyin pili olan hastaların dikkat etmesi gereken durumlara da dikkat çeken Doç. Dr. Demiryürek, “Hastaların beyin pili takılmasından sonra kullandığı ilaçlar genellikle azaltılır ancak tamamen kesilmesi mümkün değildir. Hastaların günlük yaşamlarında diyetlerinde herhangi bir kısıtlamaya ihtiyaçları yoktur. Beyin pili takılan hastaların son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte MR çektirmeleri ya da x-ray cihazlarından geçmelerinde herhangi bir engel bulunmamaktadır” sözlerine ekledi.

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Aşırı sıcaklarda kalbimizi zinde tutmalıyız

Beslenme uzmanı Ertekin Aykaç, sıcak havalarda sağlıklı düşünebilmek için kalbi zinde tutmanın önemine vurgu yaptı.

Aşırı sıcaklarda kalbimizi zinde tutmalıyız

Beslenme uzmanı ve Phanes Beauty kurucu ortağı ve CEO ’su Ertekin Aykaç, sıcak havalarda dikkat edilmesi gerekenler hakkındaa uyarılarda bulundu. Sıcak havalarda hem bedenin hem de ruhun zinde olunması gerektiğini söyleyen Ertekin Aykaç, “Bunun için de bedeni ve ruhu zorlamayacak bir hayat yaşanması zorunluluktur. İnsanımız yöresel ve kültürel olarak ağır yemekleri tercih ediyor.

Yaz aylarında ağır yemeklerden kaçınılmalıdır. Yazın Akdeniz ve Ege yöresi ağırlıklı yemekler tercih edilmesi beden sağlığı açısından rahatlatıcıdır. Ispanak, brokoli gibi yeşil sebzeleri tercih etmek gerekmektedir. Potasyum, lif, folat, kalsiyum ve C vitamini zengin kalp dostu sebzelerdir. Kırmızı meyveler, avokado, yeşil çay, ceviz, keten tohumu ve bitter çikolata gibi ürünleri de beslenme alışkanlığına katmanın faydalarını yaz ayında farkına varacaksınız.

Yaz ayının olmazsa olmazı balık tüketilmelidir. Kalbin zinde olması, aynı vakitte beynin doğru karar alması için sağlıklı beslenme şart. Yapılan yeni araştırmalar gösterdi ki sağlıklı bir kalp, aynı vakit de beynin doğru karar alması için hususi önem taşımaktadır” dedi.

Kategoriler
Kocaeli Şehir Hastanesi SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Prostat hastalığı ile karıştırılıyor: Tedavi edilmezse böbrek yetmezliğine bile sebep olabilir

Özellikle erkeklerin ani olarak idrara sıkışma, idrarı tutamama gibi yaşlılık belirtileri olarak gördüğü veya prostat hastalığı ile karıştırdıkları üretra darlığı, tedavi edilmediği zaman böbrek yetmezliğine bile sebep olabiliyor. Üretra darlığı ameliyatını Kocaeli ’de ilk kez ekibiyle birlikte yapan Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özden Cebeci, “Türkiye ’de bu komplike ameliyatı yapan çok az sayıda merkez var. Kocaeli Şehir Hastanesi de açıldığı günden beri üretra darlığı ameliyatlarının yapıldığı bir merkez haline geldi” dedi.
Daha çok yaşlı erkeklerde, özellikle prostat veya böbrek taşı ameliyatlarından sonra, gençlerde ise kaza gibi sebeplerle idrar kanalında darlık oluşabiliyor. Üretra darlığı denen bu rahatsızlık, zamanında müdahale edilmediği zaman böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına bile sebep olabiliyor. Uzmanlar; ani idrara sıkışma, idrarı tutamama, idrar yapma sırasında ağrı veya yanma hissi oluşması gibi görülen üretra darlığı belirtilerinin, genellikle prostat hastalığı ile karıştırıldığını, yanlış ve geç tanı yüzünden birçok hastanın ağrılı bir süreçle baş başa bırakıldığını ifade ediyor.

Kocaeli ’de ilk
Kocaeli ’de de ilk kez üretra darlığı ameliyatı, Şehir Hastanesi ’nde Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özden Cebeci ve ekibi tarafından başarılı şekilde gerçekleştirildi. Türkiye ’de bu operasyonu gerçekleştiren sayılı doktorlardan biri olan Doç. Dr. Cebeci, vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu.

“Hasta rahatlıkla idrarını yapamaz hale geliyor”
Üretranın, idrarın dışarı çıkmasını sağlayan organ olduğunu ifade eden Doç. Dr. Oğuz Özden Cebeci, “Üretra, kadınlarda 4-5 santim, erkeklerde de 18-20 santim uzunluğundadır. Üretra darlığının sebepleri çok fazladır. Bir kısmını hiç bilemiyoruz ama daha çok yaşlı erkeklerde, özellikle prostat veya böbrek taşı ameliyatlarından sonra idrar kanalının çeşitli sebeplerle travmatize olması sonrası lümenin çapının daralmasıyla oluşur. Normalde üretranın yani idrar kanalının çapı bir santimdir ama bu ameliyatlardan sonra enfeksiyon, kişinin taş düşürmesi gibi sebeplerle idrar kanalı bir santimden zaman zaman bir milimetreye kadar düşüyor ve hasta rahatlıkla idrarını yapamaz hale geliyor. Üretra darlığının sebebi cerrahi işlem geçirme, taş düşürme ve enfeksiyon gibi sebeplerle olabilir” dedi.

“Üretra darlığı prostat hastalığıyla karıştırılabiliyor”
Cebeci, üretra darlığının sıklıkla yaşlı erkeklerde görüldüğünü belirterek, “Kadınlarda da bu hastalık görülüyor. Kadınlarda üretra darlığı akla gelmediği için çoğu zaman tanısı ve tedavisi uzayabiliyor ama erkeklere daha sık görülüyor. Üretra darlığı çok sıklıkla prostat hastalığıyla karıştırılabiliyor, taş düşürmelerle karıştırılabiliyor. Önce tanısını koymamız lazım. Bunun tanısını koymak için çeşitli testler yapıyoruz. Çoğunlukla kapalı ameliyatla başlıyoruz ama bu genelde yüzde 50 başarı şansına sahip. Açık ameliyatta başarı şansı çok daha yüksek” diye konuştu.

“Her merkezde bu ameliyat yapılmıyor”
Üretra darlığı ameliyatlarının her merkezde yapılmadığının altını çizen Cebeci, “Teknik olarak biraz zor bir ameliyat. Fakat Avrupa Üroloji Kılavuzu 2 sene önce, ’İki kere kapalı ameliyat yapıldıktan sonra eğer nüksetmişse açık ameliyat yapın ’ dedi. Bunun için de biz üretra darlığının yapıldığı merkez sayısını artırmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“Kocaeli Şehir Hastanesi üretra darlığı ameliyatlarının yapıldığı merkez haline geldi”
Doç. Dr. Oğuz Özden Cebeci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aslında üretra darlığı ameliyatlarının adı ’üretroplastidir ’. Üretroplasti ameliyatlarının dünyada tarihi çok eski. Üretroplasti 1870 yılında ilk defa yapılmış ve 100 yıldır dünyanın çeşitli merkezlerinde yapılıyor. Türkiye ’de de bu komplike ameliyatı yapan çok az sayıda merkez var. Kocaeli Şehir Hastanesi de açıldığı günden beri üretra darlığı ameliyatlarının yapıldığı bir merkez haline geldi. Üretra darlığı ameliyatı Kocaeli ’de ilk defa yapılıyor. Yaşlılar, ’Ben artık yaşlandım. Böyle idrar yapmam lazım ’ diye düşünüyorlar ama aslında üretra darlığının tanısı çok zor değil. Sadece üroloji uzmanına başvurmaları yeterli. Tedavi süreci bazen komplike olabiliyor ama sonuç olarak üretra darlığı tedavisinde mühim olan hastanın hayat kalitesini arttırmak. Üretroplasti ameliyatı ürolojinin rekonstrüktif üroloji kısmına giriyor. Büyük üniversite merkezlerinde İstanbul ’da, İzmir ’de, Adana ’da var. Anadolu ’nun çeşitli yerlerinde de seçilmiş noktalarda var ama sonuç olarak yoğun olarak yapıldığı birkaç merkez var. Kocaeli Şehir Hastanesi de bunlardan biri.”

“Yeni üretra kanalı oluşturuyoruz”
Kapalı ameliyat yönteminde başarı şansının yüzde 50, açık ameliyatta ise bu oranın yüzde 85, 90 ’lara çıktığını söyleyen Cebeci, “Biz bu ameliyatta idrar kesesinden ama çoğunlukla dudak içinden doku parçası alıp üretraya yama yapıyoruz. Yani yeni üretra kanalı oluşturuyoruz. Bir nevi doku transferi yapıyoruz. Hastaların başvurma sıkıntısından veya diğer hastalıklarla karıştırıldığından dolayı belli bir insidans çalışması yok ama bu hastalar açıkçası kapalı ameliyatları çok sık olmuş oluyor. Mesela geçen hafta bir hastaya açık ameliyat yaptık. Daha önce 47 kere kapalı ameliyat olmuştu. Kapalı ameliyatlar tekrarlıyor. Biz o hastaya 48 ’inci ve inşallah son ameliyatını yaptık. Üretra darlığı insanın hayat kalitesini çok düşüren hastalıktır. Vatandaşlar bu tip bir hastalıktan şüphe ediyorsa üroloji kliniğine başvurması ve çok basit testleri yaptırtarak tanısını koydurması mümkün” dedi.

“Böbrek yetmezliğine sebep olabilir”
Üretra darlığının belirtilerini de anlatan Cebeci, “Üretra darlığı kadınlarda damlatma şeklinde idrar kaçırma olarak kendini gösterebilir. Erkeklerde çok sıklıkla prostat hastalığıyla karıştırılıyor. Yine aynı semptomları veriyor. Sık idrara çıkma, idrar yaptıktan sonra zorlanma, idrarına tam rahat yapamama gibi semptomlarla hastalar bize geliyor. Biz yaptığımız ayırıcı tanılarla doğru tanıyı koyabiliyoruz. Eğer ki hasta randımanlı idrar yapamazsa çok ileri dönemde idrar böbrekte birikerek, böbrek yetmezliğine sebep olabilir” diye konuştu.

12 yılı hastanelerde geçti
Tedavisi için İstanbul ’dan gelen ve 6 ay önce ameliyat olan Volkan Serduman (56), “Üretra hastalığının belirtilerini 18-19 yaşından beri yaşamaya başladım ama bunun üretra darlığı hastalığının belirtileri olduğunu bilmiyordum. Bana üretra hastalığının tanısı 27-28 yaşında kondu. Çok sık idrara çıkma, idrarı çok uzak mesafeli gerçekleştirme gibi belirtiler vardı. Yaklaşık 20 senelik uzun bir yola girdim, bunun 12 senesi hastanelerde geçti. İstanbul ’da defalarca ameliyat kararları alınmasına rağmen ne yazık ki ameliyatı gerçekleştiremedik. Kendi kendimize bulduğumuz günlük çözümlerle ilerlemeye çalıştık. 6 ay önce Kocaeli ’de Oğuz hocanın yanında üretra darlığı ameliyatı oldum, yolun sonuna varmak üzereyim. Çok ufak tefek bazı şeylerimiz kaldı. İnşallah onu da çözeceğiz. Bunun sadece idrar yapamamakla da alakası yok. İleriki zamanlarda böbrekleriniz iflas edebiliyor. Böbrekler iflas ederse zaten vücut iflas ediyor” şeklinde konuştu.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version