Kategoriler
Özel Hastaneler SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Özel hastanede yanlış teşhis hayatını altüst etti

Kocaeli’de 6 yıl önce gittiği özel hastanede meme kanseri teşhisi konulan, bunun üzerine memesi alınan ancak sonradan kanser olmadığı ortaya çıkan Çiğdem Kışlalı’nın hukuk mücadelesi sürüyor. Hem mesleğini kaybeden hem de özel hayatı altüst olan Kışlalı, “Ben tenis antrenörüydüm, bütün meslek hayatım bitti. Ben bununla para kazanıyordum ama artık sağ kolum kalkmıyor” dedi.

Kocaeli’de 2018 yılında memesinde hissettiği kitle sebebiyle gittiği özel hastanede meme kanseri olduğu söylenerek 3 ameliyat geçiren Çiğdem Kışlalı’nın memesi de alındı. Kışlalı, acı gerçeği sonradan öğrendi. Memesi alınan Kışlalı, kendisine kemoterapi ve ilaç tedavisi verilmemesi üzerine şüphelendi ve ameliyattan aylar sonra patoloji sonucuna ulaştı. Özel hastanenin patoloji kliniğinden çıkan sonucu inceleyen Çiğdem Kışlalı, kanser olmadığını öğrendi. Adeta hayatının şokunu yaşayan Kışlalı, 6 yıldır hukuk mücadelesi veriyor.

Özel hastane ve işlemi yapan doktorlara yönelik açılan davanın 13. celsesi, Kocaeli 1. Tüketici Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya Çiğdem Kışlalı, Avukatı Asuman Arslan hastane avukatı ve doktorlardan T.İ.’nin avukatı katıldı.

“Kayıplara uğradım”
Duruşmada söz hakkı verilen Çiğdem Kışlalı, “Davalılar benim hiçbir yazılı onayım olmadan koktuk altımdan lenf alarak ameliyatımı gerçekleştirmişlerdir. Ancak buna ilişkin yazılı ve sözlü bilgilendirme yapmamışlardır. Benim ameliyat olmak gibi bir düşüncem olmamasına rağmen tamamen davalıların yönlendirmesi ve durumun acil olduğunu söylemesi sebebiyle toplamda 3 kez ameliyat oldum. Davalıların kusuru sebebiyle hem özel hayatım etkilendi hem de maddi ve manevi olarak kayıplara uğradım. Bu sebeple davamın kabulüne karar verilmesini talep ediyorum” dedi.

“Davacının iddialarını kabul etmiyoruz”
T.İ. ’nin avukatı ise yaptığı savunmada, Çiğdem Kışlalı ’dan tüm izinlerin alındığını belirterek, “28/12/2022 tarihli dilekçesinin ekinde davacıdan alınan tüm onaylar bulunmaktadır. Buna lenflerin alınmasına ilişkin onayda dahildir. Davacının iddialarını kabul etmiyoruz. Davacıdan bütün işlemlere ilişkin onay alınmıştır ancak bunların dosyada fiziken çıktıları bulunmuyor olabilir. Böyle ise dosyaya kazandırarak, tekrar ATK ’ya gönderilmesini rica ederiz” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, savunmaların ardından genel cerrahi, plastik ve estetik cerrahi, anestezi ve reanimasyon ile onkoloji uzmanlarından oluşan bilirkişinin yeniden rapor hazırlamasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

“İki doktor resmen beni paniğe soktu”
Duruşmanın ardından açıklamalarda bulunan Çiğdem Kışlalı, “Mememdeki kitle için doktora gidiyorum, ‘Acilen ameliyat olman lazım. Bir gün içerisinde de bütün vücudunu sarabilir, bir yıl içerisinde de ’ deyip iki doktor resmen beni paniğe soktu. Mesainin bitmesine yakınken ben hastaneden koştura koştura açık renkli MR çekilen yerler buluyorum. MR çektiriyorum götürüyorum sonra diyorlar bana ‘Kansersin ’ diyorlar. Bir gün içerisinde ben karar veriyorum bütün aile meclisi toplandı çünkü panik oluyoruz. Ben hayatımda ilk defa gidiyorum ve bana ‘Bir gün içinde de vücudunu sarabilir ’ diyorlar. Benim en büyük hatam belki de şu oldu; Başka hastanelere başka doktorlara gitmedim” dedi.

“İkinci ameliyatta bu silikonları koyduklarında sağ kol altı lenf başlarımı almışlar”
Bilgisi dışında sağ kol altından lenf bezlerinin alındığını belirten Kışlalı, “Ben 3 ameliyat oldum. 9, 6 ve 5 saatlik ameliyatlardı. Artık meme olarak görmediğim için bir obje. Silikonları takıp koydular benim isteğim dışı olan bir şey. Meme dokumu kazıyıp benden yağ almışlar meme yapmışlar. Benim bu ameliyatla ilgili en ufak bir bilgim yok. Ailemin de bir bilgisi yok. Sadece söyledikleri şey ‘Ameliyata gireceğiz kitleyi alacağız eğer sardıysa memeyi alacağız ’ benim bildiğim şey bu. Fakat ikinci ameliyatta bu silikonları koyduklarında sağ kol altı lenf başlarımı almışlar” dedi.

“Tenis antrenörüydüm, bütün meslek hayatım bitti”
Geçirdiği operasyonlar sonucu sağ kolunun işlevselliğini büyük oradan kaybettiğini ifade eden Kışlalı, “Ben tenis antrenörüydüm, bütün meslek hayatım bitti. Yani ben bununla para kazanıyordum artık sağ kolum kalkmıyor. Lenf başlarımın alındığına dair bilgiyi ikinci ameliyattan çıkınca öğrendim. Diyorlar ki ‘lenf başlarınızı aldık yaşasın kanser değilsiniz, ucunda kanser kitlesi yok temiz çıktı ’. Fakat bizim bilgimiz yok. Bu ameliyatı olduğumda kırk altı yaşındayım. Sürekli bol giyiniyorum görüldüğü gibi değil bilirkişiye de görüntüleri gönderildi” diye konuştu.

“Boşanma sebeplerimden birisi oldu”
Bu olay sebebiyle mesleğinin yanı sıra özel hayatının da altüst olduğunu ifade ede Kışlalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “O zamanlar evliydim, bütün hormonal dengem altüst oldu. Görsel, duygusal ve ruhsal olarak sıkıntılarımız olduğu için benim boşanma sebeplerimden birisi oldu. Bu 13. dava. 6 seneden beri devam ediyor. Avukatlarımla geliyorum ifademizi veriyoruz ya da talepte bulunuyoruz bilirkişiye gidiyor. Bir kere bilirkişiye gitti zaten adli tıpa gitti oradan gelen rapor inanılmaz ilginç bir şey. Onlar diyorlar ki ‘Davacının raporda imzalı bir belgesi olmadığı için biz bir şeye karar veremiyoruz. Hakim karar versin ’. Şahit çağırıyorlar. Bir tane bile şahit gelmedi. Şahit yok. Benim imzalı belgelerim yok. ‘Ben kendi isteğimle ameliyat olmak istiyorum, memelerime aldırmak istiyorum ’ diye bir belge imzalamamışım. Hiçbir şey yok ellerinde. Hastanenin onkoloji bölümü başkanına gidip, ‘Ben kanser olmadığım halde beni sizin doktorlarınız ameliyat etti ’ dediğimde bölüm başkanı ‘Kanserden ameliyat olsanız benim servisime yatarsınız. Benim haberim yokken bu ameliyat nasıl oldu? ’ dedi.

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Her 5 çocuktan 1’inde alerji görülüyor

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nejla Çelenk Uysal, “Dünya Sağlık Örgütü öngörüsüne göre şu an dünyada 330 milyon olan astım hasta sayısının 2025 yılında 100 milyon artmasını beklemektedir. Dünya genelinde çocukların yüzde 14’ü astım tanısı ile izlenmektedir. Ülkemizde ise her 10 çocuktan biri astım ya da bronşit, her 5 çocuktan biri ise alerjiktir” dedi.

VM Medical Park Kocaeli Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nejla Çelenk Uysal, çocuklarda görülen alerjilere ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. Çevrede bulunan, normalde çoğu kişide sorun oluşturmayan bazı maddelere bazı kişilerin vücutlarının aşırı tepki vermesinin alerji olarak tanımlandığını belirten Dr. Nejla Çelenk Uysal, “Alerji tanısı genel bir tanım olmakla birlikte çok farklı, hastalık tipleriyle karşımıza çıkabilir. Alerjik astım bronşit, alerjik nezle, alerjik egzama, kurdeşen bunlardan sadece birkaçıdır. Son yıllarda özellikle solunum yolunu tutan alerjik astım, bronşit, alerjik nezle ve gıda alerjilerinin artışı dikkate değerdir. Dünya Sağlık Örgütü öngörüsüne göre şu an dünyada 330 milyon olan astım hasta sayısının 2025 yılında 100 milyon artmasını beklemektedir. Dünya genelinde ise çocukların yüzde 14’ü astım tanısı ile izlenmektedir. Ülkemizde ise her 10 çocuktan biri astım ya da bronşit, her 5 çocuktan biri ise alerjiktir. Alerjiden bağışıklık sistemimiz sorumludur. Bu sistem normalden saptığında zararsız kabul etmesi gereken bazı maddelere karşı aşırı tepki verdiğinde alerjik reaksiyon ortaya çıkmış demektir” dedi.

Beslenme önerisi
Çocuklarda güçlü bağışıklık sistemi için beslenme önerilerinde bulunan Uysal, şu ifadeleri kullandı:
“Çocukları kafein içeren gofret, kakaolu çikolata, kakaolu kahvaltılık gevrek, kakaolu fındık ezmesi gibi gıdalardan; kahve, kola, tein içeren siyah çay, buzlu çay gibi içeceklerden uzak tutmalıyız. Hamur işleri gibi dışarıda hazırlanmış şekerli gıdalardan uzak tutmalı, evde yapılan hamur işleri ise tam tahıllı undan esmer şekerle ve zeytinyağı ile hazırlanmalıdır. Çocuk beslenmesinde şekerden kaçınmak ana hedef olmalıdır. Şeker ihtiyacını meyveli ya da az sütlü tatlılardan, kahvaltıda ise pekmez ve kuşburnu gibi az şekerli marmelatlardan karşılamalıyız. Hayvansal gıdalardan balığın bol tüketilmesi, kırmızı ette kuzu etinin tercih edilmesi, doğal beslenmiş tavuk ve hindi etinin yanında mutlaka bol sebze tüketilmesi gerekmektedir. Meyve suyu yerine meyvelerin kendisini bütün ve lifli tüketmeye teşvik edilmelidir. Çocuk beslenmesinde mutlaka baklagiller bol bitkisel protein kaynağı olarak yer almalıdır”.

Kategoriler
Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Sağlık çalışanları turnuvada ter döktü

İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde bu yıl 14 ’üncüsü düzenlenen 27 takımın katıldığı Sağlıkçılar Futbol Turnuvası, final maçı ile tamamlandı.
Deprem felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlar anısına düzenlenen ve 04.17 adı verilen turnuvanın şampiyonu büyük heyecana sahne olan final maçı sonucunda belirlendi. VM Medikacalpark ile KOÜ Hastanesi takımlarının karşılaştığı final maçı 3-3 beraberlikle tamamlandı. Uzatmalara giden maçta eşitlik bozulmadı ve kazananı penaltı atışları belirledi. Kıyasıya geçen mücadele neticesinde KOÜ Hastanesi turnuvanın şampiyonu olmayı başararak, kupa ve altın madalyanın sahibi oldu. VM Medicalpark takımı ise turnuvada ikinci olarak gümüş madalya kazandı. 3. Darıca Farabi, 4. ise SEKA takımı oldu.
Final maçlarına İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Yüksel Pehlevan da katıldı. Final maçlarının ardından dereceye giren takım ve sporculara kupa ve madalyaları düzenlenen seremoni ile Op. Dr. Yüksel Pehlevan ve protokol üyeleri tarafından takdim edildi.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah ’tan rahmet dileyen Pehlevan, yaraların hep birlikte sarılacağına dikkat çekti. Turnuvada centilmenlik ve sportmenliğin üst seviyede tutulmasından dolayı memnun olduklarını ifade eden Pehlevan, aynı zamanda bu organizasyon ile sağlıklı beslenme ve hareketli yaşama dikkat çekmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Pehlevan ayrıca turnuvayı düzenleyen komite üyelerine, katılan tüm takımlara, sporculara, hakemlere ve emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti.
Konuşmaların ardından protokol ve komite heyeti üyeleri tarafından organizasyonda yer alan en iyi oyuncu, en iyi kaleci, en centilmen oyuncu gibi çeşitli kategorilerde dereceye giren bazı sporculara ödülleri takdim edildi.
Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Burun estetiğinde yaşa dikkat

Burun estetiğinde yaşa dikkat

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, burun estetik ameliyatının 17 yaşından önce olunmaması gerektiğini söyledi.

Son yıllarda özellikle Türkiye ’de en fazla gerçekleştirilen estetik ameliyatlarının başında burun estetiği geliyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, burun estetiği ameliyatının 17 yaşından itibaren yapılması gerektiği konusunda uyardı. Sağun, “Burun estetiği kişinin burnunda kendine göre veya çevresine göre herhangi bir problem olduğu görüldüğü durumlarda erkeklerde 18 yaşından sonra, bayanlarda 17 yaşından sonra yapılan bir işlemdir. Aslında burada yaşını pek sınırlamamak gerekir. 18 yaşına girdikten sonra veya 16 yaşında uzaması tamamen bitmiş olmakta da olabilir. Gelişme devam ettiği halde burun estetiği yaptığında burun büyümesi devam edeceği için bayanlarda 17 yaşını bitirdikten sonra, erkeklerde 18 yaşını bitirdikten sonra yapılabilmektedir. Aynı zamanda nefes alma problemi olan hastalarda çoğunlukla birkaç işlemin ardından burun estetiği yapılabiliyor” diye konuştu.

“Tekrar burun ameliyatı gerekiyorsa en erken ilk operasyondan 6 ay sonra yapılabilir”
Sağun, estetik dışında doğumsal anomalisi olanlarda durumun farklı olduğunu belirterek “Yarık dudak-damak, burunda hemangiom vb. ve travma nedeniyle burunda kayıp oluşanlarda çok daha erken yaşlarda burun estetiği ameliyatı yapılabilir. Eğer hasta daha önceden burnundan bir operasyon geçirdiyse ancak tekrar burun estetiği ameliyatı olması gerekiyorsa en erken ilk operasyondan 6 ay sonra yapılabilir. Ancak bu süre 1, hatta 2 yıla çıkabilir” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Balkan: “Sağlık çalışanlarının maaşları iyileşiyor”

Öz Sağlık İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Sedat Balkan, Sağlık Bakanlığı çalışanlarının maaşlarının yükseldiğini belirterek, sağlık ve sosyal hizmetler çalışanlarının da maaşının artacağını ifade etti.

190 bin işçiyi kapsayan kamunun en büyük toplu iş sözleşmesine imza atan Öz Sağlık İş Sendikası, her ilde şube yönetimleriyle birlikte temsilci toplantılarını yaparak üyelerini bilgilendiriyor. Kocaeli Şube Başkanı Sedat Balkan, geçtiğimiz günlerde gerek temsilci toplantılarında gerekse tüm kuruluşlarda şube yönetimi ile birlikte işçileri doğru bilgilendirmenin çok önemli olduğunu, toplu iş sözleşmesinde kazanılan hakların ne olduklarıyla ilgili bilgilendirilmeleri gerektiğini belirtti.

İmzalanan Kamu Çerçeve Protokolü’nün ardından Sağlık Bakanlığı çalışanlarının maaşlarının yüksek seviyelere geldiğini söyleyen Balkan, sırada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile yapılan ek protokol olduğunu söyledi. Balkan, genel merkezlerinin imzaladığı ek protokol ile 1 Temmuz itibarıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında görev yapan sağlık ve sosyal hizmet işçisinin de maaşlarının yüksek seviyelere geleceğini açıkladı.

“Hakkınız emanetimizdir”
Özellikle Kurban Bayramı öncesi zamlı maaş alacak olan sağlık ve sosyal hizmet işçisinden sahadan oldukça olumlu tepkiler aldığını söyleyen Balkan, “‘İşçinin hakkı bize emanet’ diyen bir genel başkanımız var. Bu süreçte tüm çabalarıyla mücadele verip, toplu iş sözleşmemizi sonuçlandıran Genel Başkanımız Sayın Devlet Sert’e teşekkür ediyoruz. İşçi için mücadelemiz devam edecek” dedi.
Kocaeli Şube Başkanı Sedat Balkan, Şube Başkan Yardımcıları Volkan Kutal ve Sema Malkoç ile birlikte sağlık ve sosyal hizmet emekçisinin sesi olmaya devam edeceklerini belirtti.

Kocaeli’de 4 binin üzerinde üyesi bulunan Öz Sağlık İş Sendikası’nın Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Türkiye geneli üniversite hastanelerinde yetkisi bulunuyor. Ayrıca Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler biriminde de yetkisi bulunan sendika, çalışmalarına Kocaeli ’de yaygın bir şekilde devam ediyor.

Kategoriler
SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Klimaya bağlı “yaz zatürresine” dikkat

Bu yazın tüm Türkiye’de sıcak ve nemli olması ve klima kullanımının da artması bekleniyor. Hem ev hem işyerlerinde serinlemek için açılan klimalar ve havalandırmalar yaz aylarında en sık görülen ve halk arasında “zatürre” olarak bilinen pnomoniye neden oluyor. Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, kış aylarında grip gibi hastalıklar daha fazla iken yaz aylarında ise bu tip zatürrenin daha sık görüldüğüne dikkat çekti.

‘Legionella” adı verilen bakteri neden oluyor.

Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Legionella” bakterisinin klima sularında üremesiyle insanların yaz zatürresine yakalandıklarını ve kış aylarına göre çok daha fazla vakayla karşılaştıkları bilgisini verdi. Klima zatürresinin özellikle kronik rahatsızlığı olanlarda ölümcül olabileceğini belirten Prof. Dr. Şevket Özkaya önemli uyarılarda bulundu. Özkaya, “Klimaların havalandırılmasıyla beraber insanlar ‘lejyoner’ bakterilerini akciğerlerine aldığında ‘klima pnömonisi’ ya da ‘yaz zatürresi’ dediğimiz hastalığa yakalanıyorlar. Bunun özellikle kronik astım, KOAH ve kanser hastalarında ölümcül sonuçlar doğurabileceğini biliyoruz” dedi.

“Klima temizliğine önem verin, uzun süre maruz kalmayın”

Özellikle klimaların iyi temizlenmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özkaya, “Klima zatürresinde grip gibi belirgin değil. Eklem ağrıları, ateş, halsizlik, ishal gibi hafif soğuk algınlığı belirtileriyle seyrettiği için de hemen anlaşılmayabilir. Özellikle kronik hastalığı olanlarda hayati sonuçlar doğurabilir. Ani ısı değişiklerine, örneğin sıcaktan soğuya ve klimalara maruz kalmakla oluşan belirtiler korona ile de karışabilir. Vatandaşlarımız, özellikle kapalı yerlerde kendilerine dikkat etsinler. Klima ayarlarını 22 derecenin altına düşürmesinler. Özellikle de bu ısı değişimlerine uzun süre maruz kalmamalarını öneriyorum” şeklinde konuştu.

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Uzmanından uyarı: “Sıcaklarda sindirimi kolay, hafif yiyecekleri tercih edin”

Yaz aylarının gelmesi ve artan hava sıcaklıkları sebebiyle beslenme uzmanı Ertekin Aytaç, sindirimi kolay olan hafif yiyecekler tercih edilerek, bol bol su tüketilmesi gerektiğini söyledi.

Uzmanından uyarı: “Sıcaklarda sindirimi kolay, hafif yiyecekleri tercih edin”

Beslenme uzmanı ve Phanes Yönetim Kurulu üyesi Ertekin Aytaç, sıcaklıkların artmasıyla birlikte sindirimi kolay olan hafif yiyeceklerin tüketilmesi gerektiğini söyledi. Daha çok su tüketilmesi gerektiğini de hatırlatan Aytaç, “Özellikle sıcaklıkların yükseldiği şu günlerde beslenme ile ilgili en fazla dikkat etmemiz gereken en önemli kural bol su tüketilmesidir. Çünkü yaz mevsimi vücudun kolayca susuz kaldığı ve temel mineralleri kaybettiği bir zamandır. Vücuttaki su içeriği azaldığında, şiddetli yorgunluğa ve bitkinliğe yol açar. Düzenli su tüketimi ideal vücut sıcaklığını dengede tutar. Sağlıklı bir insan günde en az 8 bardak su içmelidir. Vücut ısısını artıran yüksek kalorili ve zor sindirilen besinlerden kaçınılmalıdır. Yüksek su içeriğine sahip yiyecekler hem daha kolay sindirilir hem de vücudunuzu ferahlatır. Yumurta, kırmızı et, tavuk, kurubaklagiller sindirimi uzun sürdüğü için, vücut ısısının artmasına neden olur ve ölçülü olarak tüketilmelidir. Yumurta haşlama olarak veya salatalarda, et ürünleri ızgara veya sebze yemeklerinin içerisinde az miktarda tüketilebilir. Yaz mevsiminde zengin sebze çeşitlerinden daha çok faydalanılmalıdır. Kış sebzeleri patates, turp, havuç daha çok nişasta içerir. Bu nedenle sindirimi zor besinlerdir” dedi.

“Yemeklerde pul biber ve karabiber yerine taze yeşil biber kullanmak daha iyidir”
Uzman Aytaç, yaz aylarında baharat kullanımının da azaltılması gerektiğini belirterek, “Yaz aylarında baharatlı ve tuzlu yiyecekler tüketmek sağlığınıza zarar verir. Baharatlı besinlerde yine vücudumuzda ısı üretimine neden olur. Kışın ısınmak için özellikle içeceklerde tükettiğimiz tarçın, zencefil, zerdeçal gibi baharatlardan uzak durmakta fayda var. Yine yemeklere eklediğimiz, pul biber, karabiber, kekik vücut ısısını artırarak rahatsız edebilir. Yemeklerde pul biber ve karabiber yerine taze yeşil biber kullanmak daha iyidir” diye konuştu.

Kategoriler
Kocaeli Şehir Hastanesi SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Şehir hastanesine yeni hat

Nisan ayında hasta kabulüne başlayan Kocaeli Şehir Hastanesi ’ne vatandaşların kolay ulaşımının sağlanması amacıyla yeni bir hat daha hizmete alındı.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Nisan ayının ilk haftasında hasta kabulüne başlayan Kocaeli Şehir Hastanesi için ulaşım planlarını düzenlemeye devam ediyor. Ulaşım dairesi başkanlığı daha önce Kocaeli Şehir Hastanesi için 8 yeni hat kurmuştu. Vatandaşların rahat ve hızlı ulaşımı için SH3 hattı da pazartesi günü seferlerine başlayacak.

SH3 gidiş güzergahı; Tavşantepe Caddesi, Dilek Sokak, Ata Sokak, Gülcanlar Sokak, Okan Sokak, Demir Sokak, Cephanelik, Kocaeli Şehir Hastanesi.

SH3 dönüş güzergahı; Kocaeli Şehir Hastanesi, Cephanelik, Demir Sokak, Okan Sokak, Gülcanlar Sokak, Ata Sokak, Dilek Sokak, Tavşantepe Caddesi olarak belirlendi.

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Yaz yaklaşıyor, havuza girecekler dikkat!

Havuza girecekler dikkat!

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, temiz olmayan havuzlar sebebiyle dış kulak iltihabının yaz aylarında arttığını ifade ederek, havuza girecek vatandaşlara uyarılarda bulundu. Sağun, “Yaz aylarında artış gösteren ve tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen rahatsızlığın sık görülmesinin en önemli sebebi; temizliğinden emin olunmayan havuz sularıdır. Kirli denizlerde ve düzenli bakımı yapılmayan havuzlarda yüzmek eklenince dış kulak enfeksiyonu kaçınılmaz olur” dedi.

Yaz ayları yaklaşıyorken, Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, havuza girecek vatandaşlara uyarılarda bulundu. Sağun; havuz, deniz ve duşta kulağa su kaçması sebebiyle dış kulak yolu enfeksiyonunun ortaya çıkabileceğini belirtti. Sağun, özellikle temizliğinden emin olunmayan havuz sularının bu gibi sağlık sorunlarında en önemli etkenlerden biri olduğunun altını çizdi.

“Dış kulak enfeksiyonu kaçınılmaz olur”
Temizliğinden emin olunmayan havuzlarda dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Ömer Faruk Sağun, “Yaz aylarında artış gösteren ve tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen rahatsızlığın sık görülmesinin en önemli sebebi; temizliğinden emin olunmayan havuz sularıdır. Her ne kadar dış kulak yolu iyi korunan ve kendi kendini temizleyebilen bir yapıya sahip olsa da mantar, virüs ve bakteri gibi çeşitli enfeksiyonlar bu bölgeyi etkileyebilir. Dış kulak yolunu kaplayan koruyucu yağlı tabakayı ortadan kaldıran her türlü etken bakterilerin ciltten içeri girmesine ve dış kulak enfeksiyonuna neden olur. Özellikle aşırı suda kalma ve çeşitli aletlerle dış kulak yolu temizliği yapmaya çalışanlarda koruyucu yağlı tabaka zarar görmektedir. Buna bir de kirli denizlerde ve düzenli bakımı yapılmayan havuzlarda yüzmek eklenince dış kulak enfeksiyonu kaçınılmaz olur” diye konuştu.

“Bazı hastalarda ağrı, kişinin ağzını açıp kapatmasına engel olabilecek kadar şiddetli”
Sağun, iltihabın en rahatsız edici belirtisinin kulakta ağrı olduğunu ifade ederek, “İşitme kaybı, kulakta tıkanıklık ve ağrınız varsa acilen bir doktora danışmanız gerekli. Bazı hastalarda ağrı, kişinin ağzını açıp kapatmasına bile engel olabilecek kadar şiddetlidir. Dış kulak yolunun şiş ve akıntı ile dolu olması sebebiyle hastalar muayene sırasında da ağrı hissedebilmektedir” dedi.

“Hastaya uygun antibiyotikli ve kortizonlu damamlar genellikle yeterlidir”
Hastanın durumuna göre tedavi belirlenip, uygulanması gerektiğinin altını çizen Ömer Faik Sağun, “Hastalığın tedavisinde hastaya uygun olarak seçilen antibiyotikli ve kortizonlu damlalar genellikle yeterlidir. Bazı durumlarda ise tedavinin yanı sıra hekim tarafından yapılacak kulak bakımına da ihtiyaç duyulmaktadır. Dış kulak yolu çok şiş olan hastalarda damlalar kullanılamaz. Bu vakalarda dış kulak yoluna yerleştirilen pamuklar, ilaçlarla devamlı ıslatılarak tedavi etkili hale getirilmektedir” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Burun farkıyla kariyer

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, kariyer yapmak isteyen kişilerin estetik operasyonlara yöneldiğini belirterek, “Toplumda kariyer estetiği olarak adlandırılan estetik ve medikal bakımlara başvuranların sayısı her geçen gün artmaktadır. Estetik kaygılar kadınlarda ve erkeklerde farklılıklar gösterse de, her iki cinsin de en başta tercih ettiği yöntem burun estetiği ameliyatlarıdır” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, iş dünyasındaki yoğun rekabetin birçok kişiyi estetik açıdan daha güzel olmaya teşvik ettiğini belirterek, “Burnu büyük yönetici yerini, estetik burunlu güzel veya yakışıklı yöneticiye bırakıyor. İş hayatında görünüşün ve prezantabl özelliklerin önemine vurgu yapılıyor. Çalışanlar işlerine olduğu kadar kılık kıyafetlerine, görünüşlerine özellikle de yüzlerine özen gösteriyor. Her basamağında bir güç savaşı olan kurumsal hayatta, daha güzel ya da yakışıklı olmak, etkileyici olmak için önem kazanıyor. Bunun sonucunda da erkek ve kadın bireyler dış görünümleri için daha fazla vakit ve bütçe ayırmaya başlıyor” dedi.

“Estetik burun ameliyatları büyük önem taşır”
Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, sözlerine şöyle devam etti: “Modern ve hızlı yaşamın beraberinde getirdiği kariyer hedefi, başarı, güç, otorite, herkesçe kabul görme, beğenilme ve takdir edilme arzusu gibi beklentilerin yaşanmadığı bir iş hayatından bahsetmek neredeyse mümkün değildir. Bu sebeple de toplumda kariyer estetiği olarak adlandırılan estetik ve medikal bakımlara başvuranların sayısı her geçen gün artmaktadır. Estetik kaygılar kadınlarda ve erkeklerde farklılıklar gösterse de, her iki cinsin de en başta tercih ettiği yöntem burun estetiği ameliyatlarıdır. Burun yüzün tam ortasında bulunan ve gözler, kaşlar, ağız ve çene gibi yüzün diğer parçalarıyla görsel olarak etkileşim içinde olan bir yapıdır. Yüz güzelliğini en fazla etkileyen faktör burun şeklidir. İnsan ilişkilerinde yüz yüze olduğumuz düşünüldüğünde, yüzün diğer parçalarıyla ve kendi içinde oranlı ve uyumlu olan bir burun yüz güzelliği için vazgeçilmezdir. Öyle ki bir kişi iş hayatında ne kadar başarılı olursa olsun, burun yapısında göze batan herhangi bir problemi var ise, ilk tanışma anında karşı tarafta negatif bir etki bile bırakabilir. Burundaki şekil bozuklukları yüzünüzün kendi içindeki ahengini bozarak dış görünümünüzü etkiler, burun tıkanıklığına neden olarak sağlığınızı bozar ve tüm bunların sonucu olarak psikolojinizi, insan ilişkilerindeki özgüveninizi etkileyebilir. Bu tarz durumlarla karşılaşmamak veya kişinin aynaya baktığında kendini daha iyi hissedeceği bir görüntüyü elde edebilmek için estetik burun ameliyatları büyük önem taşır. Birçok insan beğendiği bir ünlünün ya da kişinin burnuna sahip olmak ister. Bazıları da kendilerini iş hayatında daha karizmatik, sert ifadeli ya da daha güzel ve sempatik gösterecek bir burnun hayalini kurar”

“Sizi hiç müdahale edilmemiş gibi görünen estetik ve doğal bir burun mutlu edecektir”
Burun ameliyatı yapılırken hastanın karakteristik özelliklerinin önemli olduğunu vurgulayan Sağun, “Burun yapısında aşırı bir deformasyon yoksa sadece var olan kusurlu bölge düzeltilmelidir. Tabii ki ameliyat öncesi hastanın beklentileri ve istekleri göz önünde bulundurulur. Ancak doktorun hastayı bu konuda bilinçlendirmesi ve operasyon süreci hakkında detaylı bilgi vermesi çok önemlidir. Bu noktada doktor seçimi de büyük önem kazanır. Unutmayın. Sizi olduğunuzdan başka biriymiş gibi gösteren orantısız bir burun değil, hiç müdahale edilmemiş gibi görünen estetik ve doğal bir burun mutlu edecektir. Mutlu ve özgüveni tam olan bir bireyin de iş hayatında başarıya ulaşması tesadüf olmayacaktır” sözlerine ekledi.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version