Kategoriler
SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Covid-19 ’un yeni varyantı ’Eris ’ 9 kişide tespit edildi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Covid-19 ’un yeni varyantı Eris ’in 9 kişide tespit edildiğini açıkladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Hasta etme gücünün (virülansının) düşüklüğünü bildiğimiz Eris varyantı referans laboratuvarımızda yapılan incelemede 9 kişide görüldü. Yurt dışı temaslı ve aynı ildeler. Mevcut tedbirlere ve gündelik hayatımıza devam edeceğiz. Durum başka ülkelerde yaygın, bizde de ortaya çıkması muhtemeldi. Büyüklerimizi, kronik hastalarımızı koruyacağız” ifadelerine yer verdi.

Kaan Taşkın

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Beyin pili, parkinson hastalığında konforu artırıyor

Beyin pilinin uygun ve seçilmiş parkinson hastalarının hayat kalitesini düzelttiğini söyleyen Doç. Dr. Bekir Enes Demiryürek, “Beyin pili tedavisi ile parkinsonun ilaca bağlı yan etkileri de azaltabilir. Beyin pili uygulaması ileri evre parkinson, ailesel titreme (esansiyel tremor) ve istemsiz boyunda kol ve bacaklarda kasılma şeklinde ifade ettiğimiz distoni hastalarında uygulanmaktadır” dedi.

VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Bekir Enes Demiryürek, parkinson hastalığında tercih edilen beyin pili tedavisi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Parkinson hastalığının tanımını yapan Doç. Dr. Demiryürek, “Parkinson hastalığı beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden, kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülen, yavaş ilerleyen bir hareket bozukluğudur. Hastalığının belirtileri; titreme kaslarda katılık (rijidite), hareketlerde yavaşlama (bradikinezi) ve yürüyüş bozuklukları olarak tanımlanabilir. Genellikle 65 yaşından sonra başlayan Parkinson hastalığının yüzde 10 kadarı genetik geçişlidir ve genetik olanlar genellikle genç yaşlarda da ortaya çıkabilmektedir” diye konuştu.

“Beyin pili, uygun ve seçilmiş Parkinson hastalarında hastanın hayat kalitesini düzeltebilir”
Parkinson hastalığında tercih edilen tedavi yöntemlerinden bahseden Doç. Dr. Demiryürek, “Parkinson hastalığı ilerleyen bir hastalık olup ilk 5 yıl ilaçlarla kontrol altında tutulabilmektedir ancak ileri evrelerde ilaçlara ve hastalığın kendisine bağlı donmalar, istemsiz hareketler ve yavaşlamalar gibi yan etkiler nedeniyle hastalarda cihaz destekli tedavi gereksinimi duyulmaktadır. Deri altı iğne tedavisi, ince bağırsağa takılan pompa tedavisi ve beyin pili, uygun ve seçilmiş Parkinson hastalarında hastanın hayat kalitesini düzeltebilir. Bunun yanı sıra, ilaca bağlı yan etkileri de azaltabilir. Beyin pili uygulaması ileri evre Parkinson, ailesel titreme (esansiyel tremor) ve istemsiz boyunda kol ve bacaklarda kasılma şeklinde ifade ettiğimiz distoni hastalarında uygulanmaktadır” şeklinde konuştu.

“Uzman hekim tarafından değerlendirilmeli”
Beyin pilinin her hasta için uygun olamayacağını hatırlatan Demiryürek, “Mutlaka bir nöroloji hekimi tarafından değerlendirilmesi gereklidir. Bunama ileri düzey depresyon ya da şizofreni gibi hastalığı olan hastalarda ve 80 yaş üzeri Parkinson hastalarında beyin pili takılması uygun değildir. Beyin pili ve diğer cihaz destekli tedaviler hastalığı tamamen durdurmaz ancak hastanın yaşam kalitesini ve konforunu artırır” dedi.

“Ameliyat 3-4 saat sürüyor”
Beyin pili ameliyatının detaylı bir operasyon olduğunu ifade eden Doç. Dr. Demiryürek, şu ifadeleri kullandı: “Nöroloji, psikiyatri ve beyin cerrahisi hekimleri tarafından hasta değerlendirildikten sonra beyin pili tedavisine uygun olup olmadığına karar verilmektedir. Ameliyat sırasında hasta uyanık olup lokal anestezi ile başına bir çerçeve takılarak beyindeki hedefler ayrıntılı hesaplanarak hasta ameliyata alınmaktadır. Yaklaşık 3-4 saat süren ameliyatın büyük bölümünde hastanın bilinci açık olup hekim bu sayede hastayı kontrol edilebilmektedir. Bu da ameliyatın başarısını olumlu yönde oldukça etkilemektedir. Ameliyattan sonra hasta yaklaşık 2-3 gün hastanede ağırlanmakta ve takibi yapılmaktadır. İyileşme süresinin yaklaşık 1 hafta ile 10 gün sürmektedir. Beyin pili takılan hasta kısa sürede normal hayatındaki aktivitelerine dönebilmektedir. Piller şarjlı ve şarj edilmeyen piller olarak ikiye ayrılır. Şarj edilmeyen pillerin ömrü Parkinson hastaları için ortalama 5 yıl, istemsiz kasılma (distoni) hastaları için ise 2-3 yıl olarak öngörülmektedir. Sonrasında basit bir cerrahi işlem ile değiştirilebilmektedir. Şarj edilebilen pillerin ise ortama ömrü 15 yıldır. Hastalar ortalama 4-5 günde bir pillerini cep telefonu gibi şarj etmesi gerekmektedir”

“Beyin pili olanların dikkat etmesi gerekenler”
Beyin pili olan hastaların dikkat etmesi gereken durumlara da dikkat çeken Doç. Dr. Demiryürek, “Hastaların beyin pili takılmasından sonra kullandığı ilaçlar genellikle azaltılır ancak tamamen kesilmesi mümkün değildir. Hastaların günlük yaşamlarında diyetlerinde herhangi bir kısıtlamaya ihtiyaçları yoktur. Beyin pili takılan hastaların son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte MR çektirmeleri ya da x-ray cihazlarından geçmelerinde herhangi bir engel bulunmamaktadır” sözlerine ekledi.

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Aşırı sıcaklarda kalbimizi zinde tutmalıyız

Beslenme uzmanı Ertekin Aykaç, sıcak havalarda sağlıklı düşünebilmek için kalbi zinde tutmanın önemine vurgu yaptı.

Aşırı sıcaklarda kalbimizi zinde tutmalıyız

Beslenme uzmanı ve Phanes Beauty kurucu ortağı ve CEO ’su Ertekin Aykaç, sıcak havalarda dikkat edilmesi gerekenler hakkındaa uyarılarda bulundu. Sıcak havalarda hem bedenin hem de ruhun zinde olunması gerektiğini söyleyen Ertekin Aykaç, “Bunun için de bedeni ve ruhu zorlamayacak bir hayat yaşanması zorunluluktur. İnsanımız yöresel ve kültürel olarak ağır yemekleri tercih ediyor.

Yaz aylarında ağır yemeklerden kaçınılmalıdır. Yazın Akdeniz ve Ege yöresi ağırlıklı yemekler tercih edilmesi beden sağlığı açısından rahatlatıcıdır. Ispanak, brokoli gibi yeşil sebzeleri tercih etmek gerekmektedir. Potasyum, lif, folat, kalsiyum ve C vitamini zengin kalp dostu sebzelerdir. Kırmızı meyveler, avokado, yeşil çay, ceviz, keten tohumu ve bitter çikolata gibi ürünleri de beslenme alışkanlığına katmanın faydalarını yaz ayında farkına varacaksınız.

Yaz ayının olmazsa olmazı balık tüketilmelidir. Kalbin zinde olması, aynı vakitte beynin doğru karar alması için sağlıklı beslenme şart. Yapılan yeni araştırmalar gösterdi ki sağlıklı bir kalp, aynı vakit de beynin doğru karar alması için hususi önem taşımaktadır” dedi.

Kategoriler
Kocaeli Şehir Hastanesi SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Prostat hastalığı ile karıştırılıyor: Tedavi edilmezse böbrek yetmezliğine bile sebep olabilir

Özellikle erkeklerin ani olarak idrara sıkışma, idrarı tutamama gibi yaşlılık belirtileri olarak gördüğü veya prostat hastalığı ile karıştırdıkları üretra darlığı, tedavi edilmediği zaman böbrek yetmezliğine bile sebep olabiliyor. Üretra darlığı ameliyatını Kocaeli ’de ilk kez ekibiyle birlikte yapan Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özden Cebeci, “Türkiye ’de bu komplike ameliyatı yapan çok az sayıda merkez var. Kocaeli Şehir Hastanesi de açıldığı günden beri üretra darlığı ameliyatlarının yapıldığı bir merkez haline geldi” dedi.
Daha çok yaşlı erkeklerde, özellikle prostat veya böbrek taşı ameliyatlarından sonra, gençlerde ise kaza gibi sebeplerle idrar kanalında darlık oluşabiliyor. Üretra darlığı denen bu rahatsızlık, zamanında müdahale edilmediği zaman böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına bile sebep olabiliyor. Uzmanlar; ani idrara sıkışma, idrarı tutamama, idrar yapma sırasında ağrı veya yanma hissi oluşması gibi görülen üretra darlığı belirtilerinin, genellikle prostat hastalığı ile karıştırıldığını, yanlış ve geç tanı yüzünden birçok hastanın ağrılı bir süreçle baş başa bırakıldığını ifade ediyor.

Kocaeli ’de ilk
Kocaeli ’de de ilk kez üretra darlığı ameliyatı, Şehir Hastanesi ’nde Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özden Cebeci ve ekibi tarafından başarılı şekilde gerçekleştirildi. Türkiye ’de bu operasyonu gerçekleştiren sayılı doktorlardan biri olan Doç. Dr. Cebeci, vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu.

“Hasta rahatlıkla idrarını yapamaz hale geliyor”
Üretranın, idrarın dışarı çıkmasını sağlayan organ olduğunu ifade eden Doç. Dr. Oğuz Özden Cebeci, “Üretra, kadınlarda 4-5 santim, erkeklerde de 18-20 santim uzunluğundadır. Üretra darlığının sebepleri çok fazladır. Bir kısmını hiç bilemiyoruz ama daha çok yaşlı erkeklerde, özellikle prostat veya böbrek taşı ameliyatlarından sonra idrar kanalının çeşitli sebeplerle travmatize olması sonrası lümenin çapının daralmasıyla oluşur. Normalde üretranın yani idrar kanalının çapı bir santimdir ama bu ameliyatlardan sonra enfeksiyon, kişinin taş düşürmesi gibi sebeplerle idrar kanalı bir santimden zaman zaman bir milimetreye kadar düşüyor ve hasta rahatlıkla idrarını yapamaz hale geliyor. Üretra darlığının sebebi cerrahi işlem geçirme, taş düşürme ve enfeksiyon gibi sebeplerle olabilir” dedi.

“Üretra darlığı prostat hastalığıyla karıştırılabiliyor”
Cebeci, üretra darlığının sıklıkla yaşlı erkeklerde görüldüğünü belirterek, “Kadınlarda da bu hastalık görülüyor. Kadınlarda üretra darlığı akla gelmediği için çoğu zaman tanısı ve tedavisi uzayabiliyor ama erkeklere daha sık görülüyor. Üretra darlığı çok sıklıkla prostat hastalığıyla karıştırılabiliyor, taş düşürmelerle karıştırılabiliyor. Önce tanısını koymamız lazım. Bunun tanısını koymak için çeşitli testler yapıyoruz. Çoğunlukla kapalı ameliyatla başlıyoruz ama bu genelde yüzde 50 başarı şansına sahip. Açık ameliyatta başarı şansı çok daha yüksek” diye konuştu.

“Her merkezde bu ameliyat yapılmıyor”
Üretra darlığı ameliyatlarının her merkezde yapılmadığının altını çizen Cebeci, “Teknik olarak biraz zor bir ameliyat. Fakat Avrupa Üroloji Kılavuzu 2 sene önce, ’İki kere kapalı ameliyat yapıldıktan sonra eğer nüksetmişse açık ameliyat yapın ’ dedi. Bunun için de biz üretra darlığının yapıldığı merkez sayısını artırmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“Kocaeli Şehir Hastanesi üretra darlığı ameliyatlarının yapıldığı merkez haline geldi”
Doç. Dr. Oğuz Özden Cebeci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aslında üretra darlığı ameliyatlarının adı ’üretroplastidir ’. Üretroplasti ameliyatlarının dünyada tarihi çok eski. Üretroplasti 1870 yılında ilk defa yapılmış ve 100 yıldır dünyanın çeşitli merkezlerinde yapılıyor. Türkiye ’de de bu komplike ameliyatı yapan çok az sayıda merkez var. Kocaeli Şehir Hastanesi de açıldığı günden beri üretra darlığı ameliyatlarının yapıldığı bir merkez haline geldi. Üretra darlığı ameliyatı Kocaeli ’de ilk defa yapılıyor. Yaşlılar, ’Ben artık yaşlandım. Böyle idrar yapmam lazım ’ diye düşünüyorlar ama aslında üretra darlığının tanısı çok zor değil. Sadece üroloji uzmanına başvurmaları yeterli. Tedavi süreci bazen komplike olabiliyor ama sonuç olarak üretra darlığı tedavisinde mühim olan hastanın hayat kalitesini arttırmak. Üretroplasti ameliyatı ürolojinin rekonstrüktif üroloji kısmına giriyor. Büyük üniversite merkezlerinde İstanbul ’da, İzmir ’de, Adana ’da var. Anadolu ’nun çeşitli yerlerinde de seçilmiş noktalarda var ama sonuç olarak yoğun olarak yapıldığı birkaç merkez var. Kocaeli Şehir Hastanesi de bunlardan biri.”

“Yeni üretra kanalı oluşturuyoruz”
Kapalı ameliyat yönteminde başarı şansının yüzde 50, açık ameliyatta ise bu oranın yüzde 85, 90 ’lara çıktığını söyleyen Cebeci, “Biz bu ameliyatta idrar kesesinden ama çoğunlukla dudak içinden doku parçası alıp üretraya yama yapıyoruz. Yani yeni üretra kanalı oluşturuyoruz. Bir nevi doku transferi yapıyoruz. Hastaların başvurma sıkıntısından veya diğer hastalıklarla karıştırıldığından dolayı belli bir insidans çalışması yok ama bu hastalar açıkçası kapalı ameliyatları çok sık olmuş oluyor. Mesela geçen hafta bir hastaya açık ameliyat yaptık. Daha önce 47 kere kapalı ameliyat olmuştu. Kapalı ameliyatlar tekrarlıyor. Biz o hastaya 48 ’inci ve inşallah son ameliyatını yaptık. Üretra darlığı insanın hayat kalitesini çok düşüren hastalıktır. Vatandaşlar bu tip bir hastalıktan şüphe ediyorsa üroloji kliniğine başvurması ve çok basit testleri yaptırtarak tanısını koydurması mümkün” dedi.

“Böbrek yetmezliğine sebep olabilir”
Üretra darlığının belirtilerini de anlatan Cebeci, “Üretra darlığı kadınlarda damlatma şeklinde idrar kaçırma olarak kendini gösterebilir. Erkeklerde çok sıklıkla prostat hastalığıyla karıştırılıyor. Yine aynı semptomları veriyor. Sık idrara çıkma, idrar yaptıktan sonra zorlanma, idrarına tam rahat yapamama gibi semptomlarla hastalar bize geliyor. Biz yaptığımız ayırıcı tanılarla doğru tanıyı koyabiliyoruz. Eğer ki hasta randımanlı idrar yapamazsa çok ileri dönemde idrar böbrekte birikerek, böbrek yetmezliğine sebep olabilir” diye konuştu.

12 yılı hastanelerde geçti
Tedavisi için İstanbul ’dan gelen ve 6 ay önce ameliyat olan Volkan Serduman (56), “Üretra hastalığının belirtilerini 18-19 yaşından beri yaşamaya başladım ama bunun üretra darlığı hastalığının belirtileri olduğunu bilmiyordum. Bana üretra hastalığının tanısı 27-28 yaşında kondu. Çok sık idrara çıkma, idrarı çok uzak mesafeli gerçekleştirme gibi belirtiler vardı. Yaklaşık 20 senelik uzun bir yola girdim, bunun 12 senesi hastanelerde geçti. İstanbul ’da defalarca ameliyat kararları alınmasına rağmen ne yazık ki ameliyatı gerçekleştiremedik. Kendi kendimize bulduğumuz günlük çözümlerle ilerlemeye çalıştık. 6 ay önce Kocaeli ’de Oğuz hocanın yanında üretra darlığı ameliyatı oldum, yolun sonuna varmak üzereyim. Çok ufak tefek bazı şeylerimiz kaldı. İnşallah onu da çözeceğiz. Bunun sadece idrar yapamamakla da alakası yok. İleriki zamanlarda böbrekleriniz iflas edebiliyor. Böbrekler iflas ederse zaten vücut iflas ediyor” şeklinde konuştu.

Kategoriler
Özel Hastaneler SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Özel hastanede yanlış teşhis hayatını altüst etti

Kocaeli’de 6 yıl önce gittiği özel hastanede meme kanseri teşhisi konulan, bunun üzerine memesi alınan ancak sonradan kanser olmadığı ortaya çıkan Çiğdem Kışlalı’nın hukuk mücadelesi sürüyor. Hem mesleğini kaybeden hem de özel hayatı altüst olan Kışlalı, “Ben tenis antrenörüydüm, bütün meslek hayatım bitti. Ben bununla para kazanıyordum ama artık sağ kolum kalkmıyor” dedi.

Kocaeli’de 2018 yılında memesinde hissettiği kitle sebebiyle gittiği özel hastanede meme kanseri olduğu söylenerek 3 ameliyat geçiren Çiğdem Kışlalı’nın memesi de alındı. Kışlalı, acı gerçeği sonradan öğrendi. Memesi alınan Kışlalı, kendisine kemoterapi ve ilaç tedavisi verilmemesi üzerine şüphelendi ve ameliyattan aylar sonra patoloji sonucuna ulaştı. Özel hastanenin patoloji kliniğinden çıkan sonucu inceleyen Çiğdem Kışlalı, kanser olmadığını öğrendi. Adeta hayatının şokunu yaşayan Kışlalı, 6 yıldır hukuk mücadelesi veriyor.

Özel hastane ve işlemi yapan doktorlara yönelik açılan davanın 13. celsesi, Kocaeli 1. Tüketici Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya Çiğdem Kışlalı, Avukatı Asuman Arslan hastane avukatı ve doktorlardan T.İ.’nin avukatı katıldı.

“Kayıplara uğradım”
Duruşmada söz hakkı verilen Çiğdem Kışlalı, “Davalılar benim hiçbir yazılı onayım olmadan koktuk altımdan lenf alarak ameliyatımı gerçekleştirmişlerdir. Ancak buna ilişkin yazılı ve sözlü bilgilendirme yapmamışlardır. Benim ameliyat olmak gibi bir düşüncem olmamasına rağmen tamamen davalıların yönlendirmesi ve durumun acil olduğunu söylemesi sebebiyle toplamda 3 kez ameliyat oldum. Davalıların kusuru sebebiyle hem özel hayatım etkilendi hem de maddi ve manevi olarak kayıplara uğradım. Bu sebeple davamın kabulüne karar verilmesini talep ediyorum” dedi.

“Davacının iddialarını kabul etmiyoruz”
T.İ. ’nin avukatı ise yaptığı savunmada, Çiğdem Kışlalı ’dan tüm izinlerin alındığını belirterek, “28/12/2022 tarihli dilekçesinin ekinde davacıdan alınan tüm onaylar bulunmaktadır. Buna lenflerin alınmasına ilişkin onayda dahildir. Davacının iddialarını kabul etmiyoruz. Davacıdan bütün işlemlere ilişkin onay alınmıştır ancak bunların dosyada fiziken çıktıları bulunmuyor olabilir. Böyle ise dosyaya kazandırarak, tekrar ATK ’ya gönderilmesini rica ederiz” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, savunmaların ardından genel cerrahi, plastik ve estetik cerrahi, anestezi ve reanimasyon ile onkoloji uzmanlarından oluşan bilirkişinin yeniden rapor hazırlamasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

“İki doktor resmen beni paniğe soktu”
Duruşmanın ardından açıklamalarda bulunan Çiğdem Kışlalı, “Mememdeki kitle için doktora gidiyorum, ‘Acilen ameliyat olman lazım. Bir gün içerisinde de bütün vücudunu sarabilir, bir yıl içerisinde de ’ deyip iki doktor resmen beni paniğe soktu. Mesainin bitmesine yakınken ben hastaneden koştura koştura açık renkli MR çekilen yerler buluyorum. MR çektiriyorum götürüyorum sonra diyorlar bana ‘Kansersin ’ diyorlar. Bir gün içerisinde ben karar veriyorum bütün aile meclisi toplandı çünkü panik oluyoruz. Ben hayatımda ilk defa gidiyorum ve bana ‘Bir gün içinde de vücudunu sarabilir ’ diyorlar. Benim en büyük hatam belki de şu oldu; Başka hastanelere başka doktorlara gitmedim” dedi.

“İkinci ameliyatta bu silikonları koyduklarında sağ kol altı lenf başlarımı almışlar”
Bilgisi dışında sağ kol altından lenf bezlerinin alındığını belirten Kışlalı, “Ben 3 ameliyat oldum. 9, 6 ve 5 saatlik ameliyatlardı. Artık meme olarak görmediğim için bir obje. Silikonları takıp koydular benim isteğim dışı olan bir şey. Meme dokumu kazıyıp benden yağ almışlar meme yapmışlar. Benim bu ameliyatla ilgili en ufak bir bilgim yok. Ailemin de bir bilgisi yok. Sadece söyledikleri şey ‘Ameliyata gireceğiz kitleyi alacağız eğer sardıysa memeyi alacağız ’ benim bildiğim şey bu. Fakat ikinci ameliyatta bu silikonları koyduklarında sağ kol altı lenf başlarımı almışlar” dedi.

“Tenis antrenörüydüm, bütün meslek hayatım bitti”
Geçirdiği operasyonlar sonucu sağ kolunun işlevselliğini büyük oradan kaybettiğini ifade eden Kışlalı, “Ben tenis antrenörüydüm, bütün meslek hayatım bitti. Yani ben bununla para kazanıyordum artık sağ kolum kalkmıyor. Lenf başlarımın alındığına dair bilgiyi ikinci ameliyattan çıkınca öğrendim. Diyorlar ki ‘lenf başlarınızı aldık yaşasın kanser değilsiniz, ucunda kanser kitlesi yok temiz çıktı ’. Fakat bizim bilgimiz yok. Bu ameliyatı olduğumda kırk altı yaşındayım. Sürekli bol giyiniyorum görüldüğü gibi değil bilirkişiye de görüntüleri gönderildi” diye konuştu.

“Boşanma sebeplerimden birisi oldu”
Bu olay sebebiyle mesleğinin yanı sıra özel hayatının da altüst olduğunu ifade ede Kışlalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “O zamanlar evliydim, bütün hormonal dengem altüst oldu. Görsel, duygusal ve ruhsal olarak sıkıntılarımız olduğu için benim boşanma sebeplerimden birisi oldu. Bu 13. dava. 6 seneden beri devam ediyor. Avukatlarımla geliyorum ifademizi veriyoruz ya da talepte bulunuyoruz bilirkişiye gidiyor. Bir kere bilirkişiye gitti zaten adli tıpa gitti oradan gelen rapor inanılmaz ilginç bir şey. Onlar diyorlar ki ‘Davacının raporda imzalı bir belgesi olmadığı için biz bir şeye karar veremiyoruz. Hakim karar versin ’. Şahit çağırıyorlar. Bir tane bile şahit gelmedi. Şahit yok. Benim imzalı belgelerim yok. ‘Ben kendi isteğimle ameliyat olmak istiyorum, memelerime aldırmak istiyorum ’ diye bir belge imzalamamışım. Hiçbir şey yok ellerinde. Hastanenin onkoloji bölümü başkanına gidip, ‘Ben kanser olmadığım halde beni sizin doktorlarınız ameliyat etti ’ dediğimde bölüm başkanı ‘Kanserden ameliyat olsanız benim servisime yatarsınız. Benim haberim yokken bu ameliyat nasıl oldu? ’ dedi.

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Her 5 çocuktan 1’inde alerji görülüyor

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nejla Çelenk Uysal, “Dünya Sağlık Örgütü öngörüsüne göre şu an dünyada 330 milyon olan astım hasta sayısının 2025 yılında 100 milyon artmasını beklemektedir. Dünya genelinde çocukların yüzde 14’ü astım tanısı ile izlenmektedir. Ülkemizde ise her 10 çocuktan biri astım ya da bronşit, her 5 çocuktan biri ise alerjiktir” dedi.

VM Medical Park Kocaeli Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nejla Çelenk Uysal, çocuklarda görülen alerjilere ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. Çevrede bulunan, normalde çoğu kişide sorun oluşturmayan bazı maddelere bazı kişilerin vücutlarının aşırı tepki vermesinin alerji olarak tanımlandığını belirten Dr. Nejla Çelenk Uysal, “Alerji tanısı genel bir tanım olmakla birlikte çok farklı, hastalık tipleriyle karşımıza çıkabilir. Alerjik astım bronşit, alerjik nezle, alerjik egzama, kurdeşen bunlardan sadece birkaçıdır. Son yıllarda özellikle solunum yolunu tutan alerjik astım, bronşit, alerjik nezle ve gıda alerjilerinin artışı dikkate değerdir. Dünya Sağlık Örgütü öngörüsüne göre şu an dünyada 330 milyon olan astım hasta sayısının 2025 yılında 100 milyon artmasını beklemektedir. Dünya genelinde ise çocukların yüzde 14’ü astım tanısı ile izlenmektedir. Ülkemizde ise her 10 çocuktan biri astım ya da bronşit, her 5 çocuktan biri ise alerjiktir. Alerjiden bağışıklık sistemimiz sorumludur. Bu sistem normalden saptığında zararsız kabul etmesi gereken bazı maddelere karşı aşırı tepki verdiğinde alerjik reaksiyon ortaya çıkmış demektir” dedi.

Beslenme önerisi
Çocuklarda güçlü bağışıklık sistemi için beslenme önerilerinde bulunan Uysal, şu ifadeleri kullandı:
“Çocukları kafein içeren gofret, kakaolu çikolata, kakaolu kahvaltılık gevrek, kakaolu fındık ezmesi gibi gıdalardan; kahve, kola, tein içeren siyah çay, buzlu çay gibi içeceklerden uzak tutmalıyız. Hamur işleri gibi dışarıda hazırlanmış şekerli gıdalardan uzak tutmalı, evde yapılan hamur işleri ise tam tahıllı undan esmer şekerle ve zeytinyağı ile hazırlanmalıdır. Çocuk beslenmesinde şekerden kaçınmak ana hedef olmalıdır. Şeker ihtiyacını meyveli ya da az sütlü tatlılardan, kahvaltıda ise pekmez ve kuşburnu gibi az şekerli marmelatlardan karşılamalıyız. Hayvansal gıdalardan balığın bol tüketilmesi, kırmızı ette kuzu etinin tercih edilmesi, doğal beslenmiş tavuk ve hindi etinin yanında mutlaka bol sebze tüketilmesi gerekmektedir. Meyve suyu yerine meyvelerin kendisini bütün ve lifli tüketmeye teşvik edilmelidir. Çocuk beslenmesinde mutlaka baklagiller bol bitkisel protein kaynağı olarak yer almalıdır”.

Kategoriler
Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Sağlık çalışanları turnuvada ter döktü

İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde bu yıl 14 ’üncüsü düzenlenen 27 takımın katıldığı Sağlıkçılar Futbol Turnuvası, final maçı ile tamamlandı.
Deprem felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlar anısına düzenlenen ve 04.17 adı verilen turnuvanın şampiyonu büyük heyecana sahne olan final maçı sonucunda belirlendi. VM Medikacalpark ile KOÜ Hastanesi takımlarının karşılaştığı final maçı 3-3 beraberlikle tamamlandı. Uzatmalara giden maçta eşitlik bozulmadı ve kazananı penaltı atışları belirledi. Kıyasıya geçen mücadele neticesinde KOÜ Hastanesi turnuvanın şampiyonu olmayı başararak, kupa ve altın madalyanın sahibi oldu. VM Medicalpark takımı ise turnuvada ikinci olarak gümüş madalya kazandı. 3. Darıca Farabi, 4. ise SEKA takımı oldu.
Final maçlarına İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Yüksel Pehlevan da katıldı. Final maçlarının ardından dereceye giren takım ve sporculara kupa ve madalyaları düzenlenen seremoni ile Op. Dr. Yüksel Pehlevan ve protokol üyeleri tarafından takdim edildi.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah ’tan rahmet dileyen Pehlevan, yaraların hep birlikte sarılacağına dikkat çekti. Turnuvada centilmenlik ve sportmenliğin üst seviyede tutulmasından dolayı memnun olduklarını ifade eden Pehlevan, aynı zamanda bu organizasyon ile sağlıklı beslenme ve hareketli yaşama dikkat çekmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Pehlevan ayrıca turnuvayı düzenleyen komite üyelerine, katılan tüm takımlara, sporculara, hakemlere ve emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti.
Konuşmaların ardından protokol ve komite heyeti üyeleri tarafından organizasyonda yer alan en iyi oyuncu, en iyi kaleci, en centilmen oyuncu gibi çeşitli kategorilerde dereceye giren bazı sporculara ödülleri takdim edildi.
Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Burun estetiğinde yaşa dikkat

Burun estetiğinde yaşa dikkat

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, burun estetik ameliyatının 17 yaşından önce olunmaması gerektiğini söyledi.

Son yıllarda özellikle Türkiye ’de en fazla gerçekleştirilen estetik ameliyatlarının başında burun estetiği geliyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, burun estetiği ameliyatının 17 yaşından itibaren yapılması gerektiği konusunda uyardı. Sağun, “Burun estetiği kişinin burnunda kendine göre veya çevresine göre herhangi bir problem olduğu görüldüğü durumlarda erkeklerde 18 yaşından sonra, bayanlarda 17 yaşından sonra yapılan bir işlemdir. Aslında burada yaşını pek sınırlamamak gerekir. 18 yaşına girdikten sonra veya 16 yaşında uzaması tamamen bitmiş olmakta da olabilir. Gelişme devam ettiği halde burun estetiği yaptığında burun büyümesi devam edeceği için bayanlarda 17 yaşını bitirdikten sonra, erkeklerde 18 yaşını bitirdikten sonra yapılabilmektedir. Aynı zamanda nefes alma problemi olan hastalarda çoğunlukla birkaç işlemin ardından burun estetiği yapılabiliyor” diye konuştu.

“Tekrar burun ameliyatı gerekiyorsa en erken ilk operasyondan 6 ay sonra yapılabilir”
Sağun, estetik dışında doğumsal anomalisi olanlarda durumun farklı olduğunu belirterek “Yarık dudak-damak, burunda hemangiom vb. ve travma nedeniyle burunda kayıp oluşanlarda çok daha erken yaşlarda burun estetiği ameliyatı yapılabilir. Eğer hasta daha önceden burnundan bir operasyon geçirdiyse ancak tekrar burun estetiği ameliyatı olması gerekiyorsa en erken ilk operasyondan 6 ay sonra yapılabilir. Ancak bu süre 1, hatta 2 yıla çıkabilir” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Balkan: “Sağlık çalışanlarının maaşları iyileşiyor”

Öz Sağlık İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Sedat Balkan, Sağlık Bakanlığı çalışanlarının maaşlarının yükseldiğini belirterek, sağlık ve sosyal hizmetler çalışanlarının da maaşının artacağını ifade etti.

190 bin işçiyi kapsayan kamunun en büyük toplu iş sözleşmesine imza atan Öz Sağlık İş Sendikası, her ilde şube yönetimleriyle birlikte temsilci toplantılarını yaparak üyelerini bilgilendiriyor. Kocaeli Şube Başkanı Sedat Balkan, geçtiğimiz günlerde gerek temsilci toplantılarında gerekse tüm kuruluşlarda şube yönetimi ile birlikte işçileri doğru bilgilendirmenin çok önemli olduğunu, toplu iş sözleşmesinde kazanılan hakların ne olduklarıyla ilgili bilgilendirilmeleri gerektiğini belirtti.

İmzalanan Kamu Çerçeve Protokolü’nün ardından Sağlık Bakanlığı çalışanlarının maaşlarının yüksek seviyelere geldiğini söyleyen Balkan, sırada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile yapılan ek protokol olduğunu söyledi. Balkan, genel merkezlerinin imzaladığı ek protokol ile 1 Temmuz itibarıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında görev yapan sağlık ve sosyal hizmet işçisinin de maaşlarının yüksek seviyelere geleceğini açıkladı.

“Hakkınız emanetimizdir”
Özellikle Kurban Bayramı öncesi zamlı maaş alacak olan sağlık ve sosyal hizmet işçisinden sahadan oldukça olumlu tepkiler aldığını söyleyen Balkan, “‘İşçinin hakkı bize emanet’ diyen bir genel başkanımız var. Bu süreçte tüm çabalarıyla mücadele verip, toplu iş sözleşmemizi sonuçlandıran Genel Başkanımız Sayın Devlet Sert’e teşekkür ediyoruz. İşçi için mücadelemiz devam edecek” dedi.
Kocaeli Şube Başkanı Sedat Balkan, Şube Başkan Yardımcıları Volkan Kutal ve Sema Malkoç ile birlikte sağlık ve sosyal hizmet emekçisinin sesi olmaya devam edeceklerini belirtti.

Kocaeli’de 4 binin üzerinde üyesi bulunan Öz Sağlık İş Sendikası’nın Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Türkiye geneli üniversite hastanelerinde yetkisi bulunuyor. Ayrıca Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler biriminde de yetkisi bulunan sendika, çalışmalarına Kocaeli ’de yaygın bir şekilde devam ediyor.

Kategoriler
SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Klimaya bağlı “yaz zatürresine” dikkat

Bu yazın tüm Türkiye’de sıcak ve nemli olması ve klima kullanımının da artması bekleniyor. Hem ev hem işyerlerinde serinlemek için açılan klimalar ve havalandırmalar yaz aylarında en sık görülen ve halk arasında “zatürre” olarak bilinen pnomoniye neden oluyor. Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, kış aylarında grip gibi hastalıklar daha fazla iken yaz aylarında ise bu tip zatürrenin daha sık görüldüğüne dikkat çekti.

‘Legionella” adı verilen bakteri neden oluyor.

Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Legionella” bakterisinin klima sularında üremesiyle insanların yaz zatürresine yakalandıklarını ve kış aylarına göre çok daha fazla vakayla karşılaştıkları bilgisini verdi. Klima zatürresinin özellikle kronik rahatsızlığı olanlarda ölümcül olabileceğini belirten Prof. Dr. Şevket Özkaya önemli uyarılarda bulundu. Özkaya, “Klimaların havalandırılmasıyla beraber insanlar ‘lejyoner’ bakterilerini akciğerlerine aldığında ‘klima pnömonisi’ ya da ‘yaz zatürresi’ dediğimiz hastalığa yakalanıyorlar. Bunun özellikle kronik astım, KOAH ve kanser hastalarında ölümcül sonuçlar doğurabileceğini biliyoruz” dedi.

“Klima temizliğine önem verin, uzun süre maruz kalmayın”

Özellikle klimaların iyi temizlenmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özkaya, “Klima zatürresinde grip gibi belirgin değil. Eklem ağrıları, ateş, halsizlik, ishal gibi hafif soğuk algınlığı belirtileriyle seyrettiği için de hemen anlaşılmayabilir. Özellikle kronik hastalığı olanlarda hayati sonuçlar doğurabilir. Ani ısı değişiklerine, örneğin sıcaktan soğuya ve klimalara maruz kalmakla oluşan belirtiler korona ile de karışabilir. Vatandaşlarımız, özellikle kapalı yerlerde kendilerine dikkat etsinler. Klima ayarlarını 22 derecenin altına düşürmesinler. Özellikle de bu ısı değişimlerine uzun süre maruz kalmamalarını öneriyorum” şeklinde konuştu.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version