Kategoriler
Tüm Türkiye Haberleri TÜRKİYE

“İslam Zirvesi” ortak bildirgesi yayımlandı

Suudi Arabistan ’ın başkenti Riyad ’da İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen 8. Olağanüstü İslam Zirvesi’nin ardından yayımlanan ortak bildirgede, Gazze Şeridi ’ne yönelik saldırıları savaş suçu olarak betimlemesi talep edilirken, Kimyasal Silahların Yasaklanması Teşkilatı ’na İsrail ’in kimyasal silah kullanımını araştırması yönünde çağrı yapıldı.

Suudi Arabistan ’ın başkenti Riyad ’da İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen 8’inci Olağanüstü İslam Zirvesi’nin ardından ortak bildirge yayımlandı. Bildirgede, “İsrail’in Gazze Şeridi’nde ve Kudüs-ü Şerif dahil olmak üzere Filistin topraklarının tamamında Filistin halkına yönelik saldırılarını görüşmek ve bahsekonu saldırganlığa ve saldırganlığın yol açtığı insani faciaya karşı durduğumuzu, buna ve İsrail ’in işgali süreklileştirmek ve Filistin halkını başta özgürlük ve kendi ulusal topraklarının tamamı üzerinde bağımsız ve egemen bir devlet kurma hakkı olmak üzere tüm haklarından mahrum bırakmaya yönelik tüm diğer yasadışı faaliyetlerini durdurmak için çalıştığımızı teyit ederiz” ifadeleri kullanıldı.

Bildirgede, “Filistin davasının merkeziliğini teyit ederek, tüm enerjimiz ve kapasitemizle, işgal altındaki tüm toprakları kurtarmak ve başta kendi kaderini tayin etme ve 4 Haziran 1967 sınırlarında kurulmuş bağımsız, egemen ve başkenti Kudüs-ü Şerif olan devletlerinde yaşama hakkı olmak üzere, tüm devredilemez haklarını yerine getirmek için verdikleri meşru mücadelede kardeş Filistin halkının yanında yer aldığımızı teyit ederiz” denildi.

Bildirgede, “Stratejik bir seçeneği içeren, adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın tesis edilmesinin, bölge halklarının güvenliğini ve istikrarını garanti altına alan ve halkları şiddet ve savaş döngüsünden koruyan tek yöntem olduğunu ve bunun İsrail işgalini sona erdirmeden ve Filistin davasını iki devletli çözüm temelinde çözmeden gerçekleştirmenin imkansız olduğu” vurgulandı.

“Filistin davası es geçilerek bölgesel barışa ulaşmak imkansız”

“Filistin davasını es geçerek veya Filistin halkının haklarını görmezden gelerek, İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından desteklenen Arap Barış Girişimi ’ni ana kaynak olarak almadan bölgesel barışa ulaşmanın imkansızlığının” aktarıldığı bildirgede, “İsrail ’in, çatışmanın devamı ve şiddetlenmesinden ve şiddetin Filistin halkının haklarına ve İslam ile Hristiyan kutsallarına yönelmesinden, sistemli politika ve faaliyetlerinden ve işgale sebebiyet veren tek taraflı, hukuk dışı adımlardan, adil ve kapsamlı bir barışın sağlanabilmesini engellemekten sorumlu tutulduğu” ifade edildi.

Bildirgede, “Filistin halkı güvenlik ve barışa kavuşmadan ve gasp edilen tüm haklarını geri almadan, İsrail ’in ve diğer hiçbir bölge ülkesinin güvenlik ve barışa kavuşamayacağını ve İsrail işgalinin devam etmesinin bölgesel güvenlik ve istikrara ve küresel güvenlik ve barışa tehdit oluşturduğu” belirtildi.

Nefret ve aşırıcılık kültürünü sürdüren tüm tekliflerin kınandı

“Nefret ve ayrımcılığın her türlüsü ile nefret ve aşırıcılık kültürünü sürdüren tüm tekliflerin kınandığı” belirtilen bildirgede, “İsrail ’in Gazze Şeridi ’ne yönelik olarak başlattığı kitlesel savaş suçu anlamına gelen misilleme saldırısının ve Batı Şeria ile Kudüs-ü Şerif ’te işlediği barbarca suçların feci yansımalarına ve İsrail ’in saldırganlığını durdurmayı reddetmesinden dolayı savaşın genişlemesine yönelik olarak ortaya çıkan gerçek tehlikeye ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ’nin (BMGK) uluslararası hukuku devreye sokarak İsrail ’in saldırganlığına son verememesi acziyetine karşı uyarıyoruz” denildi.

Bildirgede, Gazze Şeridi ’ne yönelik saldırılara ilişkin yer alan 31 madde şöyle:

“1. İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırganlığını ve bu saldırı sırasında sömürgeci işgal hükümetinin ve Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Batı Şeria’daki Filistin halkına karşı işlediği savaş suçlarını ve barbar, vahşi ve insanlık dışı katliamları kınar

2. Bahse konu misilleme saldırının meşru müdafaa veya herhangi başka bir bahaneye sığınılarak tanımlanmasını reddeder ve derhal durdurulmasını talep eder

3. BMGK ’yı derhal kesin ve bağlayıcı bir karar alarak, saldırganlığın sona erdirilmesini ve müstemlekeci işgal yetkililerinin uluslararası hukuku, uluslararası insancıl hukuku ve sonuncusu BM Genel Kurulu ’nda 26 Ekim 2023 tarihinde düzenlenen 10. Acil Durum Özel Oturumu ’nda kabul edilen A/Es-10/L.25 sayılı kararı olmak üzere tüm uluslararası meşruiyet kararlarını ihlal eden faaliyetlerini sona erdirmesini talep eder; bunu yapmakta başarısızlığa uğramanın İsrail ’in masum sivilleri, çocukları, yaşlıları ve kadınları öldüren ve Gazze ’yi yıkıma uğratan vahşi saldırganlığına devam etmesi manasına gelecektir

4. Tüm devletleri, işgal yetkililerine, ordusu ve terörist yerleşimcilerin Filistin halkını öldürmek, evlerini, hastanelerini, okullarını, camilerini, kiliseleri ve tüm mallarını yok etmek için kullandığı silah ve mühimmat ihracatını derhal durdurmaya çağırır

5. BMGK ’yı, derhal bir karar alarak, İsrail ’in Gazze Şeridindeki hastaneleri barbarca yok etmesini, bölgeye ilaç, gıda ve yakıt girişini engellemesini, elektriği, su arzını ve iletişim ile internet dahil olmak üzere tüm temel hizmetleri kesmesini kınayarak, bunları uluslararası hukukça tanımlanmış savaş suçu olarak betimlemesini talep eder ve bahse konu kararın işgalci güç İsrail ’i, uluslararası hukuka riayet etmeye ve derhal bahse konu barbarca ve insanlığa sığmayan tedbirleri sona erdirmesini ve İsrail ’in Gazze Şeridine yıllardır uygulamakta olduğu ablukayı kaldırması gerekliliğini de içermesi gerektiğini ifade eder

6. Gazze ’ye yönelik ablukanın kırılarak, Arap, Müslüman ve uluslararası insani yardım konvoylarının (gıda, ilaç ve yakıt dahil) Gazze Şeridi ’ne derhal girmesinin mecbur kılınmasını talep eder; Uluslararası teşkilatlara bu sürece katılmaları çağrısı yapar; bahsekonu teşkilatların Gazze Şeridi ’ne girmesi zorunluluğuna vurgu yapar; üyelerinin korunması ve görevlerini tam olarak yerine getirmelerinin sağlanması ve BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı ’nın (UNRWA) desteklenmesi gerektiğini vurgular

7. İsrail’in Gazze’ye yönelik acımasız saldırısının sonuçlarıyla yüzleşmek için Mısır Arap Cumhuriyeti’nin attığı tüm adımları destekleyin ve Gazze Şeridi’ne acil, sürdürülebilir ve yeterli bir şekilde yardım ulaştırma çabalarını destekler

8. Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısından, İsrail’in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki tüm Filistin topraklarında Filistin halkına karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlara ilişkin soruşturmayı tamamlamasını talep eder ve İİT ile Arap Ligi genel sekreterliklerine bu konunun takibi ve İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde işlediği suçları belgelemek için iki ortak uzmanlaşmış yasal izleme birimi kurması ve İsrail tarafından işlenen tüm uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk ihlallerine ilişkin hukuki argümanlar hazırlaması ile İsrail ’in Gazze Şeridi’ndeki ve Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Filistin topraklarının geri kalanındaki Filistin halkına karşı uyguladığı ihlalleri izleyecek bir birim kurması için yetkilendirir. Bahse konu birim, kuruluşundan 15 gün sonra raporunu, Dışişleri Bakanları seviyesinde toplanacak Arap Ligi Konseyine ve İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi’ne sunacaktır, bahse konu rapor devamında aylık olarak sunulmaya devam edilecektir

9. Filistin Devleti’nin, Uluslararası Adalet Divanı’nın tavsiye niteliğindeki görüş süreci de dahil olmak üzere İsrail işgal yetkililerinin Filistin halkına karşı işledikleri suçlardan sorumlu tutulmasına yönelik hukuki ve siyasi girişimlerini ve BM İnsan Hakları Konseyi kararıyla kurulan İşgal Altındaki Filistin Toprakları Hakkında Bağımsız Uluslararası Araştırma Örgütü’nün bu suçları soruşturmasına ve misyonunu engellememesine izin verilmesini destekler

10. Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekreterliklerine, işgal makamlarının Filistin halkına karşı işlediği tüm suçları belgeleyen ve İsrail’in yasa dışı eylemlerini ve insanlık dışı uygulamalarını açığa çıkaracak dijital medya platformları kurması için yetkilendirir

11. (32.) Arap Zirvesi ile 14. İslam Zirvesi Başkanı konumundaki Suudi Arabistan ’ın yanı sıra, Ürdün, Mısır, Katar, Türkiye, Endonezya ve Nijerya Dışişleri Bakanlarını, İİT ve AL ’nin tüm üye devletleri adına, Gazze ’ye yönelik savaşın sona erdirilmesi ve kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması adına kabul edilen uluslararası şartnameler çerçevesinde ciddi ve gerçek bir siyasi sürecin başlatılması için uluslararası eylemde bulunmak için yetkilendirir

12. Tüm İİT ve Arap Ligi Üye Ülkelerine, kolonici işgal yetkililerinin insanlığa karşı işledikleri suçları durdurmaları yönünde atılabilecek tüm diplomatik, siyasi ve hukuki önlemleri uygulama çağrısı yapar”

13. Uluslararası hukukun uygulanmasında çifte standardı reddederek, çifte standart uygulamasının İsrail ’i uluslararası hukuktan koruyan ve İsrail ’i uluslararası hukukun üstüne yükselten ülkelerin güvenilirliğini ciddi anlamda zedelediği ve insani değerler sisteminin seçerek uygulanmasının tehlikeli olduğu yönünde uyarı yapar, Arap ve İslam ülkelerinin pozisyonlarının bahse konu çifte standartlardan etkileneceğini ve bunun da kültürler ve medeniyetler arası uçurumu daha da açacağını teyit eder

14. 1949 Dördüncü Cenevre Sözleşmesi ve 1977 Protokolü ’ne göre bir savaş suçu olan, yaklaşık 1,5 milyon Filistinli ’nin Gazze’nin kuzeyinden güneyine doğru yerinden edilmesini kınar ve tüm Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına, sömürge işgal yetkililerinin bu sefil insanlık dışı durumu sürdürme girişimlerine karşı durmaya çağrıda bulunur ve yerinden edilmiş bu insanların evlerine ve bölgelerine derhal geri dönmeleri gerektiğini vurgular

15. Gazze Şeridi veya Kudüs dâhil Batı Şeria içinde, ister topraklarının dışında olsun, bireysel veya toplu olarak zorla yer değiştirilmesi, zorla yerinden edilmesi, sürgün edilmesi veya başka bir yere sürülmesi yoluyla, Filistin halkının veya bölge ülkelerinin hilafına Filistin Davası ’nın bertaraf edilmesine yönelik her türlü girişimi tamamen reddeder ve bunu bir kırmızı çizgi ve bir savaş suçu sayar

16. Filistinli sivillerin öldürülmesini ve hedef alınmasını, insani değerlerimiz temelinde ve uluslararası hukuka ve uluslararası insancıl hukuka uygun biçimde kınar; Uluslararası toplumun Filistinli sivillerin öldürülmesine ve hedef alınmasına karşı, tüm insanların eşit yaşama hakkı olduğunu ve bu hususta milliyet, ırk veya din temelinde ayrımcılık yapılamayacağını teyit edecek biçimde, acil ve hızlı adımlar atması gerektiğini vurgular

17. Tüm tutukluların, gözaltında tutulanların ve sivillerin derhal bırakılması gerekliliğine vurgu yapar, sömürgeci işgal yetkililerinin binlerce Filistinli tutukluya karşı işledikleri menfur suçları kınar ve uluslararası teşkilatlara bahse konu suçların derhal durdurulması ve faillerinin kovuşturulması için baskı yapması çağrısında bulunur

18. İşgal güçleri tarafından gerçekleştirilen cinayet suçlarına, yerleşimcilerce gerçekleştirilen terör eylemlerine ve bu kişilerin işgal altındaki Batı Şeria ’daki Filistin köylerinde, şehirlerinde ve kamplarında işledikleri suçlara ve El Aksa Camii ile tüm İslam ve Hristiyan kutsal yerlerine yönelik saldırılarına bir son verilmesi gerekliliğini vurgular

19. İşgalci güç İsrail ’in sorumluluğunu yerine getirerek, yerleşimlerin inşası ve genişletilmesi, topraklara el koyulması ve Filistinliler ’in yerinden edilmesi başta olmak üzere, işgale sebebiyet veren tüm yasadışı eylemlerini sona erdirmesi gerekliliğine vurgu yapar

20. İşgal güçlerinin Filistin şehirleri ve kamplarına yönelik askeri operasyonlarını kınar, yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen terörizmi kınar ve uluslararası topluma, yerleşimci derneklerini ve örgütlerini, uluslararası terörizm listelerine dahil edilmesi çağrısı yapar ve Filistin halkının, başta insan hakları olmak üzere, korunma, kalkınma, güvenlik, kendi kaderini tayin hakkı ve kendi topraklarında kendi bağımsız devletlerini kurma hakkı olmak üzere tüm diğer dünya halklarının yararlandığı haklardan yararlanması gerekliliğini teyit eder

21. İsrail’in Kudüs’teki İslam ve Hristiyan kutsal mekanlarına yönelik saldırılarını ve İsrail’in ibadet özgürlüğünü ihlal eden yasa dışı uygulamalarını kınar ve kutsal mekanların mevcut hukuki ve tarihi statüsüne saygı gösterilmesinin gerekliliğini ve mübarek Mescid-i Aksa/Mescid-i Haram-ı Şerif, 144 bin metrekarelik toplam alanıyla Müslümanlara özel bir ibadethane olduğunu, Kudüs Vakıflar ve Mescid-i Aksa İşleri Dairesi Başkanlığının, Mescid-i Aksa ’yla ilgili tüm işleri yönetmek ve Mescid-i Aksay ’a girişi düzenleme görevi olduğunu, bunun Kudüs ’teki İslam ve Hristiyan kutsal mekanları üzerindeki tarihi Haşimi muhafazası görevi çerçevesinde ifa edildiğini teyit eder ve Kudüs Komitesi’nin işgal yetkililerinin kutsal şehre yönelik uygulamalarının önünde duran rolünü ve tüm çabalarını destekler

22. Başta bir bakanın Gazze Şeridi ’ndeki Filistin halkı üzerinde nükleer silahların kullanılmasına yönelik tehdidi olmak üzere İsrail işgal hükümeti bakanlarınca yapılan nefret dolu, aşırıcı ve ırkçı eylem ve söylemleri kınar, bu eylem ve söylemlerin küresel barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit ihtiva ettiğini ifadeyle, Ortadoğu ’nun nükleer silahlardan ve tüm diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölgeye dönüşmesi için, BM çerçevesinde bir konferansın toplanmasını ve bahse konu tehditle mücadeleyi gündeme almasını önerir

23. Gazetecilerin, çocukların ve kadınların öldürülmesini, sağlık görevlilerinin hedef alınmasını ve İsrail ’in Gazze Şeridi ve Lübnan ’a yönelik saldırılarında tüm dünyada yasaklanmış beyaz fosforun kullanımını kınar, İsrail ’in Lübnan ’ı “taş devrine” döndürme yönündeki söylemlerini ve tehditlerini kınar ve çatışmanın büyümesinin önlenmesi adına, Kimyasal Silahların Yasaklanması Teşkilatına İsrail ’in kimyasal silah kullanımını araştırması yönünde çağrı yapar

24. Barışa bağlılığın, İsrail işgalini sona erdirmek, Arap-İsrail çatışmasını uluslararası hukuka uygun biçimde ve 242 (1967), 338 (1973), 497 (1981), 1515 (2003) ve 2334 (2016) sayılı Güvenlik Konseyi kararları dahil olmak üzere ilgili uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak çözmek için stratejik bir çözüm olduğunu yeniden teyit eder ve ortak, uzlaşılmış Arap pozisyonu mahiyetindeki ve Ortadoğu ’da barışı yeniden yeşertmek için girişilen tüm çabaların temeli olan, İsrail ’le barışmanın ve İsrail ’le normal ilişkiler kurmanın ön koşulunun, İsrail ’in tüm Filistin ve Arap toprakları üzerindeki işgalini sona erdirmesi, bağımsız ve egemen Filistin Devletinin 4 Haziran 1967 sınırlarına riayet ederek, Doğu Kudüs başkentli olarak kurulması, Filistin halkının, başta kendi kaderini tayin, Filistinli mültecilerin yurda geri dönüşü ve tazminat hakları olmak üzere devredilemez tüm haklarının tanınmasını esas alan 2002 Arap Barış Girişiminin tüm hükümlerine ve önceliklerine bağlılığını vurgular, bu çerçevede, Filistinli mülteciler için BM Genel Kurulunun 1948 yılında aldığı 194 sayılı kararın çerçevesinde adil bir çözüme kavuşmasını destekler

25. Uluslararası toplumun derhal, iki devletli çözüm temelli, Filistin halkının tüm meşru haklarını, başta bağımsız, egemen devletlerini 4 Haziran 1967 sınırları çerçevesinde, Doğu Kudüs başkentli olarak kurma hakları olmak üzere tüm haklarını karşılayan ve İsrail ’le güvenlik ve barış içinde yan yana yaşamasını, tüm uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi ’nin tüm unsurları çerçevesinde ciddi ve hakiki bir barış süreci başlatması ihtiyacını vurgular

26. Filistin Davasına 75 yılı aşkın süredir bir çözüm bulunamamasının ve İsrail ’in sömürgeci işgalini ve iki devletli çözümün altını oymak üzere koloni yerleşimler inşa etmek ve bunları genişletmek suretiyle sistemli politikalarına karşı duramamasının ardında; ayrıca, İsrail işgaline bazı taraflarca gösterilen karşılıksız destek ve (İsrail ’in) sorumlu tutulmaktan korunması, bahse konu tarafların, İsrail tarafından işlenen ve küresel barış ve güvenliğin geleceği üzerinde ciddi sonuçları olabilecek suçları görmezden gelmenin tehlikelerine ilişkin yapılan uyarıların dikkate alınmaması yatmakta ve mevcut durumun ciddi biçimde kötüleşmesine neden olduğunu vurgular

27. Filistin Kurtuluş Örgütü ’nün, Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğuna vurgu yaparak, tüm Filistinli grup ve güçlere FKÖ çatısı altında toplanma ve FKÖ ’nün liderliğindeki ulusal ortaklık çerçevesindeki sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapar

28. Gazze ’nin Doğu Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria ’dan ayrılmasını içeren tüm önerileri reddeder ve Gazze ’nin geleceğine yönelik tüm yaklaşımların, Gazze ve Batı Şeria ’nın özgür, bağımsız, egemen, Doğu Kudüs başkentli ve 4 Haziran 1967 sınırları çerçevesinde kurulmuş Filistin Devleti içindeki birliğini garanti altına alacak kapsayıcı bir çözüm içinde yer alması konusunda ısrarını belirtir

29. Uluslararası hukuk, uluslararası meşruiyet kararları ve “barış ülkesi” prensibi çerçevesinde, belirli bir zaman aralığında ve uluslararası garantilerle birlikte, İsrail ’in 1967 ’de işgal ettiği Doğu Kudüs dahil olmak üzere Filistin topraklarının, ayrıca, işgal altındaki Golan Tepeleri, Lübnan ’a ait Şiba Çiftlikleri ve Kafr Shuba tepeleri ile al-Mari kentinin dış bölgelerindeki işgalin sona erdirilmesi ve iki devletli çözümün uygulanabilmesi amacıyla, uluslararası bir barış konferansının en kısa zamanda toplanması çağrısı yapar

30. Kurulmasına 14. İslam Zirvesi ’nde tarafından karar verilen İslami Mali Güvenlik Ağı ’nın, Filistin Devleti Hükümeti ve UNRWA’ya, maddi katkı ile mali, ekonomik ve insani destek sağlanması adına etkinleştirilmesi çağrısı yaparak; böylece İsrail saldırganlığının yol açtığı büyük yıkımın hafifletilmesine yardımcı olmak üzere, ateşkes sağlandıktan sonra Gazze’nin yeniden inşası için uluslararası ortakların harekete geçirilmesinin gerekliliğini teyit eder

31. İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterini ve Arap Ligi Genel Sekreterini, işbu bildirgenin uygulanmasını takip etme ve müteakip İİT ve Arap Ligi oturumlarında teşkilatlarına rapor sunma konusunda yetkilendirir.”

Kategoriler
Tüm Türkiye Haberleri TÜRKİYE

Trabzonspor yükselişe geçti

Trendyol Süper Lig’in 12. haftasında Trabzonspor sahasında Konyaspor’u 2-1 mağlup etti.

Maçtan Dakikalar

21. dakikada Adil Demirbağ’ın uzaklaştıramadığı topu önüne alan Onuachu’nun vuruşunda meşin yuvarlak üstten auta çıktı.

29. dakikada ceza sahası içinde Cikalleshi’nin kale sahası içine yerden pasında Calvo’nun boş kaleye göndermek istediği meşin yuvarlak üst direkten oyun alanına döndü. Dönün topu Uğurcan Çakır kontrol etti.

32. dakikada ceza sahası içine sol çaprazdan giren Cicaldau’nun vuruşunda kaleci Uğurcan Çakır topu kornere çeldi.

49. dakikada Pepe yarı sahadan aldığı topla birlikte rakiplerinden sıyrılarak ceza sahası içine girdi. Meşin yuvarlağı Onuachu’nun önüne bıraktı. Bu oyuncunun vuruşunda kaleci Bernardoni topu kornere çeldi.

59. dakikada Pepe’nin pasında ceza sahası içinde topla buluşan Onuachi’nun vuruşunda top kaleci Bernardoni’nin solundan ağlarla buluştu. 1-0

62. dakikada Onuachu sağ çaprazdan topla birlikte ceza sahası içine girdi. Vuruşunda meşin yuvarlak kaleciden döndü. İkinci vuruşunda ise top üstten auta çıktı.

74. dakikada Moreno Duran ceza sahası dışından yerden vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Uğurcan Çakır’da kaldı.

77. dakikada Oliveira’nın ceza sahası sol çaprazından ortasında Andreasen’in kafa vuruşunda meşin yuvarlak filelere gitti. 1-1

85. dakikada Enis Destan kale sahasına gönderdiği topla buluşan Onuachu meşin yuvarlağı ağlara yolladı. 2-1

Hakemler: Cihan Aydın, Serkan Ok, Volkan Ahmet Narinç

Trabzonspor: Uğurcan Çakır, Mehmet Can Aydın (Benkovic dk. 89), Baniya (Enis Destan dk. 82), Denswill, Larsen, Berat Özdemir (Bakasetas dk. 46), Mendy, Abdulkadir Ömür, Visca (Trezeguet dk. 69), Pepe, Onuachu
Yedekler: Muhammet Taha Tepe, Bardhi, Fountas, Kerem Şen, Umut Güneş, Arif Boşluk
Teknik Direktör: Abdullah Avcı

Konyaspor: Bernardoni, Ahmet Oğuz (Almeida Paz dk. 76), Uğurcan Yazğılı (Cebrail Karayel dk. 89), Adil Demirbağ, Calvo, Yasir Subaşı, Robert Muric (Prip Andreasen dk. 68), Soner Dikmen, Cicaldau (Yunus Mallı dk. 89), Moreno Duran, Cikalleshi (Oliveira dk. 68)
Yedekler: Deniz Ertaş, Kahraman Demirtaş, Niko Rak, Oğulcan Ülgün, Nzonzi
Teknik Direktör: Hakan Keleş

Goller: Onuachi (dk. 59 ve 85) (Trabzonspor), Prip Andreasen (dk. 77) (Konyaspor)
Sarı kartlar: Adil Demirbağ, Soner Dikmen, Calvo (Konyaspor), Onuachu (Trabzonspor)

Gökmen Şahin

Kategoriler
Tüm Türkiye Haberleri TÜRKİYE

Öğrencilere Atatürk rozeti taktılar

Düzce Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü, sosyal farkındalık çalışması kapsamında Atatürk ’ün 85. ölüm yıldönümü dolayısıyla hazırladıkları Atatürk Rozetlerini Millet Kütüphanesinde bulunan öğrencilere taktı.

Düzce Belediyesi, eğitim noktasında her kesime hitap eden yatırımların yanı sıra sosyal belediyecilik çatısı altında bünyesinde eğitim gören öğrencileri eğitmeye ve sosyal farkındalıklarını arttırmaya yönelik etkinliklerle buluşturmayı ihmal etmiyor. Bu doğrultuda hareket eden Kültür İşleri Müdürlüğü, Atatürk ’ün 85. ölüm yıldönümü öncesinde farkındalık oluşturmak için etkinlik düzenledi. Millet Kütüphanesi personelleri tarafından hazırlanan etkinlikte kütüphanede bulunan öğrencilere anlamlı bir sürpriz gerçekleştirildi.

Ders çalışan öğrencilerle bir araya gelen personeller, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ’ün öldüğü saati gösteren rozetleri öğrencilere takarak bu önemli günün unutulmamasını sağladı. Kütüphane de bulunan öğrenciler bu anlamlı çalışmadan ötürü kütüphane personellerine teşekkürlerini iletti.

Kategoriler
Tüm Türkiye Haberleri TÜRKİYE

Başkan Kesikbaş ’tan 10 Kasım mesajı

Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ’ün vefatının 85 ’inci yılı dolayısıyla yayınladığı mesajında, Büyük Önder Atatürk ’ü sevgi, saygı, şükran ve minnetle andıklarını ifade etti.

ESO Başkanı Kesikbaş, mesajında şunları kaydetti;

“Başarılı bir komutan ve devlet adamı olmasının yanı sıra yaşadığı çağa damga vuran, ilkeleriyle ve öngörüsüyle yolumuzu aydınlatmaya devam eden Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ’ü bir 10 Kasım ’da daha saygı, şükran ve minnetle anıyoruz. Türk Ulusunun tarihindeki en zor ve zahmetli döneminde içinde bulunduğu durumdan çekip çıkaran, ‘muasır medeniyet ’ hedefi ile ülkemizi aydınlık yarınlara taşıyan düşüncelerin mimarı olan Atatürk, bizlere bağımsızlığın önemini her daim vurgulamış ve sahip çıkmamızı konusunda görev vermiştir. Ömrünü ülkemizin bağımsızlığına, aydınlanmasına ve Cumhuriyetin korunmasına adayan Gazi Atatürk ’ün, ekonomide de ortaya koyduğu hedefler bugün bizim omuzlarımızdadır. Gösterdiği hedeflere yürürken ülkemizi daha ileri seviyelere ulaştırma çabasına devam edeceğimizin bilincindeyiz. Bu vesile aramızdan ayrılan Büyük Önderin yüksek hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.”

Kategoriler
Tüm Türkiye Haberleri TÜRKİYE

Balıkta en çok ilgi hamsiye

Kayseri ’de balıkçılık yapan Ali Akçakaya, vatandaşların kılçıksız, hazırlanmasının kolay ve fiyatının da ekonomik olmasından dolayı en çok ilgiyi hamsiye gösterdiklerini söyledi.

Vatandaşların kılçıksız olması, hazırlanmasının kolay olması ve fiyatının da ekonomik olmasından dolayı küçük balıklara ilgi gösterdiğini ve hamsinin fiyatının 50-60 TL bandında olduğunu belirten Balıkçı Ali Akçakaya, “Balık durumları bu sene gayet güzel. Keyifli geçiyor. Balıkçılığımız yoğun geçiyor. Küçük balıklara talep fazla. Fiyatlar çok makul durumda. Vatandaşların talep göstermesinin 2 sebebi var. Birincisi ekonomik olması, ikincisi de taze olması. Önemli olan 2 sebep budur. Bu küçük balıklar yüzey balığı. Kılçıklarının az olması, pişmesi kolay. Hızlı sürede pişiyor. Ondan dolayı tercih meselesi çoğalıyor. Diğer balık grupları biraz daha işçiliklidir. Uğraşmak gerektiğinden dolayı daha az talep görüyor. Hamsinin fiyatı son zamanlarda 50-60 TL bandında değişmektedir. Hamsiye ve istavrite yoğun bir şekilde talep var. Yoğunluk genelde iş çıkış saatinde gerçekleşiyor. Gün içerisinde biraz daha sakin oluyor. Balığa yoğunluk var ancak mevsim şartları normal seyrettiğinden dolayı vatandaşlar biraz düşünceli oluyorlar. Havaların sıcak gittiğinden dolayı ‘balık iyi midir? Kötü müdür? ’ diye kaygıları oluyor. Ancak bu kaygılarını biz gideriyoruz. Balığı koruyan buzdur. Bizler de ona özen gösteriyoruz. Balıkçılık sezonu başladı. Şu anda da gayet güzel ve kıvamında, tüketilebilir durumda. Fiyatı da çok ekonomik. Rakamlar çok güzel. O yüzden vatandaşların talebi fazla. Diğer deniz mahsullerimizin fiyatları da 150-200 TL civarında seyrediyor. Tabii biraz daha farklı ürünler var. Onların fiyatları da yüksek oluyor. Balık büyüdükçe fiyatı da yükseliyor. Büyük balığın fiyatı büyük oluyor, küçük balığın fiyatı küçük oluyor” şeklinde konuştu.

Vatandaşları balık konusunda uyaran Akçakaya, “Vatandaşlarımız balık tüketirken dikkatli olsunlar. Taze ürün aldıklarından emin olsunlar. Fiyata ve etikete odaklanmasınlar. Ürünlere çok dikkat etsinler” dedi.

Kategoriler
Tüm Türkiye Haberleri TÜRKİYE

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ülkemizde 3 günlük milli yas ilan edilmiştir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Çoğu çocuk ve masum sivillerden oluşan binlerce şehidimize duyduğumuz saygının bir gereği olarak ülkemizde 3 günlük milli yas ilan edilmiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile Türkiye ’de 3 günlük milli yas ilan edildiğini açıklayarak, “Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı büyük acıları yüreğimizde hissediyoruz. Çoğu çocuk ve masum sivillerden oluşan binlerce şehidimize duyduğumuz saygının bir gereği olarak ülkemizde 3 günlük milli yas ilan edilmiştir” ifadelerine yer verdi.

 

Kategoriler
Tüm Türkiye Haberleri TÜRKİYE

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Fırsatçılık peşinde koşanlara kesinlikle nefes aldırmayacağız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Konut ve kira sektöründe piyasanın dengesini bozan, fahiş fiyat artışlarına yol açan kişi ve kurumlara yönelik ağır yaptırımlar uygulayacağız. Adil, dürüst, özenli ve makul şekilde hareket etmeyerek fırsatçılık peşinde koşanlara kesinlikle nefes aldırmayacağız. Aynı şekilde çimento ve hazır beton sektöründeki dengesiz fiyat artışlarını da yakın takibimize aldık” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İkiz Kuleler ’de düzenlenen 26. Geleneksel Tüketici Ödülleri törenine katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Kabine toplantılarının ilk gündem maddesini her zaman deprem bölgesinde yürütülen inşa ve ihya faaliyetlerinin oluşturduğunu aktararak, “Orta Vadeli Program ’da (OVP) olduğu gibi ekonomiyle ilgili hazırladığımız yol haritalarında da önceliği daima bölgenin ayağa kaldırılmasına veriyoruz. Meclisi ’mize sunduğumuz ek bütçede bölgeye 762 milyar lira ayırmıştık. 2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon lira için kaynak tahsis edeceğiz. Önümüzdeki üç yıl boyunca depremzede şehirlerimizin ihyası için toplam 3 trilyon lira tutarında bir kaynak kullanacağız. Deprem konutlarımızın inşası hızla sürüyor. Depremde yıkılan iş yerlerimizi ve ticarethanelerimizi yeniden yapıyoruz. Konutlar haricinde deprem bölgesinde ticari alan vasfına sahip 170 bin bağımsız bölüm inşa edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da depremzedelerimizi sırf siyasi tercihlerinden dolayı onlara hakaret eden insanların insafına bırakmayacağız. Devlet ve millet dayanışması ile inşallah bu zor günlerin üstesinden alnımızın akıyla hep beraber geleceğiz” diye konuştu.

“Farklı bahanelerin arkasına gizlenerek vatandaşın malına, rızkına, lokmasına kast eden açgözlülerle karşılaştık”

Erdoğan, korona virüs salgını ile küresel ekonominin alışık olmadığı bir girdaba sürüklendiğini ifade ederek, “Hemen her alanda üretim aksadı. Tedarik zincirlerinde kırılmalar oldu. Küresel ticaret aylar boyunca durma noktasına geldi. Türkiye, salgın krizini istihdam, ticaret, üretim, turizm dahil tüm boyutları ile en başarılı şekilde yöneten ülkelerden biri olmuştur. Bu kritik süreçte muhalefetin tüm baskısına rağmen ekonomide vahim sonuçları olabilecek fevri adımlardan uzak durduk. Geniş bir yelpazede verdiğimiz destek ve teşviklerle çarkların kesintisiz dönmesini sağladık. Aynı tavrı, Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği küresel ekonomik krizde de gösterdik. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla ülkemizi büyütmeye dayalı bir ekonomi modeli uyguladık. Elbette tüm dünyada son 60-70 yılın en yüksek rakamlarına ulaşan enflasyon oranları bizleri de olumsuz etkiledi. Halen de etkiliyor. Avrupa ’dan Amerika ’sına kadar herkes, istihdam kaybına yol açmadan enflasyonu dizginlemeye yönelik politikalar uyguluyor. Biz bu muhataralı süreci son dönemde biraz daha ağır yaşadık. Küresel sıkıntılara tamamen tamahkarlıktan ve fırsatçılıktan kaynaklı fiyatlama davranışları eklenince bizim yükümüz daha da arttı. Ortada ekonomik hiçbir gerekçeyle açıklanamayacak afaki rakamlar gördük. Farklı bahanelerin arkasına gizlenerek vatandaşın malına, rızkına, lokmasına kast eden açgözlülerle karşılaştık” dedi.

“Adil, dürüst, özenli ve makul şekilde hareket etmeyerek fırsatçılık peşinde koşanlara kesinlikle nefes aldırmayacağız”

Erdoğan, seçimlerden sonra yeni kabinenin en öncelikli konularından birinin belirli sektörlerde oluşan balonu söndürmek olduğunu kaydederek, “Attığımız kararlı adımlarla otomobil fiyatlarından başlayarak birçok alanda ciddi mesafe aldık. Alınan tedbirler, kesilen cezalar ve diğer engellemeler sayesinde otomotiv piyasasında yaşanan spekülatif fiyat artışları ortadan kalkmaya başladı. Daha bir ay öncesine kadar güya araç kıtlığından dolayı fiyatlar sürekli artarken, bugün artık indirimleri, hatta kampanyaları konuşuyoruz. Benzer bir tablonun konut ve kira fiyatlarında yaşanacağına inanıyoruz. Konut ve kira sektöründe piyasanın dengesini bozan, fahiş fiyat artışlarına yol açan kişi ve kurumlara yönelik ağır yaptırımlar uygulayacağız. Adil, dürüst, özenli ve makul şekilde hareket etmeyerek fırsatçılık peşinde koşanlara kesinlikle nefes aldırmayacağız. Aynı şekilde çimento ve hazır beton sektöründeki dengesiz fiyat artışlarını da yakın takibimize aldık. Devletimiz, Asrın Felaketi ’nin yaralarını sarmaya, bir an önce vatandaşlarını güvenli yuvalarına kavuşturmaya çalışırken birilerinin aşırı kar hırsıyla farklı işlere tevessül etmesine asla tahammülümüz yoktur. Denetimler sonucunda şayet burada da bir sorun, sıkıntı, fırsatçılık tespit edersek gereği neyse onu yapmaktan çekinmeyeceğiz. Milletimizi haksız fiyat artışlarından, stokçuluktan, güvensiz ürünlerden ve aldatıcı ticari uygulamalardan korumaya kararlılıkla devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye Yüzyılı hedeflerine ilerlerken bilinçli tüketicilerin sağlıklı bir ekonominin temeli olduğu düsturu ile hareket ettiklerine dikkati çeken Erdoğan, “Ticaret Bakanlığımızın görevleri arasında tüketicilerimizin ekonomik çıkarları ile sağlık ve güvenliklerinin korunması da vardır. Esasen batılı ülkeler tüketici haklarının önemini 1960 ’lı yıllarda kavrayıp evrensel tüketici haklarını ilan etse de bizim kültürümüzde Ahilik Teşkilatı aracılığı ile yüzyıllar önce tüketicilerin hakları korunmaktaydı. Ahilik sisteminde Tüketiciyi aldatan, yanıltan ve onların haklarını gözetmeyenler papucunun dama atılması suretiyle yaptırıma tabi tutulur ve Ahilik Teşkilatı ’ndan dışlanırdı. Çünkü bizim nazarımızda tüketici hakkı aynı zamanda bir kul hakkı ve en temel insan hakkıdır. Bizi aldatan bizden değildir. Bu hadis-i şerif ile esnaf, tüccar ve üreticinin uyması gereken ilkeler yüzyıllar önce belirlenmiştir. Tüketicinin korunması ile ilgili tüm taraflara önemli görevler düşüyor. Esnafımızın müşteri memnuniyetini ön planda tutması, rekabet ortamını koruması, tüketiciye kaliteli mal ve hizmet sunması gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.

“Müşterisinin hakkını gözeten tüm işletmelerimize ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum”

Tüketicilerin bilinçli alışveriş yapmasının, haklarını bilmesinin, gerektiğinde ise söz konusu haklarını kullanmasının önem arz ettiğini söyleyen Erdoğan, “Satın aldığı mal ve hizmetle ilgili tüketiciye ‘git nereye şikayet edersen et ’ diyen bir anlayışın ticari hayatta kalıcı olması mümkün değildir. Bir dönem yaygın olan, ‘satılan mal geri alınmaz ’ tabelalarının birçok yerde kaldırıldığını, kanunda tanınan hakların tüketicilere verildiğini görüyoruz. Müşterisinin hakkını gözeten tüm işletmelerimize ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Tüketici hakkının bir kul hakkı olduğu düsturundan hareketle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemde Zabıta Tüketici Hakları Amirliği ’ni ilk defa biz kurduk ve çok güzel çalışmalar yaptık. İstanbul ’da başlayan bu uygulama bugün birçok belediyemizde Zabıta Tüketici Hakları Birim Amirliği kurulmasına vesile oldu. Bu tavrımızı, hükumete geldiğimizde de devam ettirdik” dedi.

“(E-ticarette) Ne serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz verecek ne de piyasada tekelleşmelerin ortaya çıkmasına göz yumacağız”

Erdoğan, 85 milyon vatandaşı sağlıksız ve güvensiz ürünlerden, satıcı ve sağlayıcıların haksız uygulamalarından, aldatıcı vaat ve reklamlarından korumak maksadıyla birçok adım attıklarının altını çizerek, “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ’u güncel bir bakış açısıyla 2014 yılında tümüyle yenileyerek geliştirdik. Vatandaşlarımızdan gelen şikayetler ve talepler doğrultusunda bu hukuki çerçeveyi idari düzenlemeler ile sürekli güçlendiriyoruz. Bu süreçte teftiş ve kontrol faaliyetlerimizi de artırarak sürdürüyoruz. Bu denetimler içinde yıllık hacmi 800 milyar liraya ulaşan ve genel ticarete oranı yüzde 17,7 ’ye yükselen elektronik ticaret alanında faaliyet gösteren firmalar da yer alıyor. Burada ne serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz verecek ne de piyasada tekelleşmelerin ortaya çıkmasına göz yumacağız. Özellikle sayı itibarıyla ticaret hayatımızın çoğunluğunu temsil eden esnaf, tüccar, KOBİ ’lerimizi agresif ticaret hamleleri karşısında koruyacağız. Reklam Kurulumuz vasıtasıyla ticari reklam ve haksız ticari uygulamaları denetliyor, gerekli idari yaptırımları uyguluyoruz. Türkiye genelinde 211 noktada bulunan tüketici hakem heyetlerimiz ile vatandaşlarımızın yaşadığı tüketici sorunlarının çözümü noktasında önemli roller üstleniyor. Sadece 2022 yılında 600 bin tüketicimizin satıcılarla yaşadığı sorunlar, tüketici hakem heyetleri vasıtasıyla kolayca çözüme bağlandı. Böylece yargımızın iş yükü de hafifletilmiş oldu” diye konuştu.

“Türkiye olarak üretmekten, ihraç etmekten, katma değeri yüksek ürünlerle ticaretimizi güçlendirmekten başka bir çıkış yolumuz görünmüyor”

Erdoğan, yerli üretimin korunmasının ve israfın önlenmesinin üzerinde durulması gereken bir başka konu olduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:

“Türkiye ’de üretilen malların ve hizmetlerin kullanımı ülke ekonomisine ciddi katkı sağlarken istihdamımızı artırıyor, en can sıkıcı meselemiz olan dışa bağımlılığı azaltıyor. Yerli üretimin önemi, hamdolsun milletimiz tarafından günden güne çok daha iyi anlaşılıyor. Yurt içinde üretilen ürünleri tercih ettiğini belirten tüketicilerin oranı bir yıl içinde yaklaşık 7 puan artarak yüzde 69,2 ’ye yükseldi. Temennimiz, milletimizin yurt içi üretime yönelik teveccühünün daha iyi bir noktaya gelmesidir. Hükumetimizin israfın önlenmesine, sıfır artık politikasına ve yurt içi üretimin teşvik edilmesine yönelik hamlelerine hem özel sektörün hem de vatandaşlarımızın dahil olmasını bekliyoruz. Türkiye olarak üretmekten, ihraç etmekten, katma değeri yüksek ürünlerle ticaretimizi güçlendirmekten başka bir çıkış yolumuz görünmüyor. Önümüzdeki 3 yıl içinde ihracatımızı 300 milyar dolara, turizm gelirlerimizi 70 milyar doların üzerine, ekonomik büyüklüğümüzü 1,3 trilyon dolara, fert başına milli geliri 15 bin dolara çıkarmayı istiyorsak, 85 milyon hep birlikte daha çok çalışacak, daha çok tasarruf edecek, özellikle israfı asgari seviyeye düşüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.”

Törende Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Erdoğan ’a İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini icra ettiği dönemde Zabıta Tüketici Hakları Amirliği ’ni kurduğu dönemin nostaljik tablosunu hediye etti.

Mustafa Cenik – Cem Geçim

Kategoriler
Tüm Türkiye Haberleri TÜRKİYE

Başkentte 3.6 büyüklüğünde deprem

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, saat 21.42’de merkez üssü Ankara’nın Kalecik bölgesinde 3.6 büyüklüğünde meydana geldi. Yerin 7.42 km derinliğinde meydana gelen deprem hafif bir şekilde hissedildi.

Kategoriler
Tüm Türkiye Haberleri TÜRKİYE

Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde arazi kavgası! Çok sayıda kişi hayatını kaybetti

Alınan bilgilere göre, Bismil ilçesi Serçeler köyünde husumetli iki aile arasında sabah saatlerinde tarla sürme nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışma sonrası buğday ekili arazinin ateşe verilmesiyle aileler arasında silahlı kavga çıktı. Uzun namlulu silahların kullanıldığı kavgada O.T., S.T., H.T., M.C.T. ile M.E.A., S.A., M.A., Y.A., Ö.A hayatını kaybederken, M.A. ve A.A. yaralandı. İddiaya göre yanan araziyi söndürmek için olay yerine giden 21 GP 558 ve 21 GR 681 plakalı traktörler uzun namlulu silahlarla tarandı. Çok sayıda merminin isabet ettiği traktörlerin görüntüsü dehşete düşürdü.

Olayla ilgili 3 savcı görevlendirildi

Öte yandan Bismil Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin başlatılan soruşturma çerçevesinde 3 savcı görevlendirildi.

Kategoriler
Tüm Türkiye Haberleri TÜRKİYE

Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde arazi kavgası: 8 ölü

Alınan bilgilere göre, Bismil ilçesi Serçeler köyünde husumetle aileler arasında tarla sürme nedeniyle tartışma yaşandı. Bugün ekili tarlanın ateşe verilmesiyle aileler arasında silahlı kavga yaşandı. Olayda ilk belirlemelere göre 8 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesi üzerine olay yerine sağlık ve kolluk kuvvetleri sevk edildi. Yaralılar ve ölenler olay yerinden alınarak kentteki hastanelere sevk edildi.
Köyde havada destekli geniş güvenlik önlemleri alındı. Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su’nun ilçeye gideceği öğrenildi.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version