Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

17 Ağustos’tan geriye kalan yürek burkan hikaye: Kardeşinin düğün davetiyesini vermek için gelmiş

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/08/17-agustostan-geriye-kalan-yurek-burkan-hikaye-kardesinin-dugun-davetiyesini-vermek-icin-gelmis-0-KeAMfjET.mp4
Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden Sakaryalılar, Serdivan Deprem Şehitliği’nde yad edildi. 26 yıl önce yaşanan depremde hayatını kaybeden Burak Şen’in, kardeşinin düğün davetiyesini babaannesine götürmek için geldiği Sakarya’da felakete yakalanarak hayatını kaybettiğini anlatan acılı anne, “Oğlum, Sakarya’da yaşayan babaannesinin yanına kızımın düğün davetiyesini vermek için gelmişti. Depremin yıl dönümünde İstanbul’dan geliyoruz buraya” dedi.

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 26’ncı yıl dönümü dolayısıyla Serdivan Deprem Şehitliği’nde anma programı düzenlendi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan anma programına katılan vatandaşlara helva ve su ikram edilirken, deprem şehitleri mezarları başında ziyaret edilerek yad edildi. O gece Sakarya’da babaannesinin yanında depreme yakalanarak hayatını kaybeden 23 yaşındaki Burak Şen’in hikayesi ise yürekleri dağladı. İstanbul’da yaşayan genç, kardeşinin düğün davetiyesini babaannesine teslim etmek ve misafir olmak için Sakarya’ya gelmişti. Ancak felaket, onu ve dedesini sevdiklerinden kopardı. Ayrıca Burak Şen’in, doğum gününün depremden yalnızca iki gün sonra olması da yürekleri dağladı.

“Babaannesine davetiye götürmüştü”

Acılı anne Sema Rahmanoğlu, yıllar geçse de dinmeyen acısını, “Biz İstanbul’da yaşıyoruz. Oğlum, Sakarya’da yaşayan babaannesinin yanına misafir olarak gitti hem de kızımın düğünü olacaktı davetiyeyi götürdü. Takdir-i ilahi, depreme burada yakalanarak hayatını kaybetti. Biz her sene yıl dönümünde İstanbul’dan geliyoruz. O depremin olduğu gece de İstanbul’daydık biz. Ve ben sadece depremin İstanbul’da olduğunu düşündüm. Biz radyodan Sakarya yerle bir oldu diye duyunca oğluma yöneldik hemen. Oğlum yaşasaydı mutlaka bana haber verirdi, gelirdi. Daha sonrasında eşimle birlikte Sakarya’ya geldik. Maalesef acı haberi aldık. Babaannesi depremden sağ kurtuldu, dedesi vefat etti. 23 yaşında evli değildi, bir buçuk sene olmuştu askerden geleli” sözleri ile dile getirdi.

“Oğlum, gelinim ve 7 aylık torunumu kaybettik”

Depremde oğlu, gelin ve 7 aylık torununu kaybeden ve enkaz altından çıkarılan Meliha Saraç ise, “Çok acılar yaşadık. Deprem olduğunu bile anlamadık o gece. Ben de enkazın altından çıkarıldım eşim ile birlikte. Biz kurtulduk ama maalesef yavrularım kurtulamadı. Evde 5 kişiydik; oğlum, gelinim ve 7 aylık torunum depremde vefat etti” diye konuştu.

“Depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor”

Serdivan İlçe Kaymakamı Ali Candan’da programda yaptığı konuşmada, “Acı bir gerçek ama bizim devlet ve millet olarak depremlere hazır olmamız gerekiyor. Devletimiz bu konuda AFAD özellikle gerçekten çok büyük mesafeler kat etti. Belediyelerimiz, imar konusuna çok dikkat ediyorlar. Ama deprem hayatımızın bir gerçeği, ülkemiz deprem kuşağında, hazırlıklı olmamız gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

Kategoriler
ÖZEL HABER

Prematüre Bebeği̇n Yaşam Mücadelesi̇ Acı Sonla Bi̇tti̇

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde özel bir hastanede erken doğumla dünyaya gelen Ediz Yekta bebek, yoğun bakımda henüz 73 günlükken hayatını kaybetti. Sevk taleplerine rağmen bebeklerinin yoğun bakımda tutulduğunu ve yüksek dozda potasyum verilerek kalbinin durduğunu iddia eden aile ise şikayetçi oldu ancak soruşturma izni verilmedi.

Birgül Oturak, yaklaşık 1,5 yıl önce Özel Gebze Yüzyıl Hastanesi’nde erken doğum yaptı. Bin 30 gram olarak dünyaya gelen Ediz Yekta bebek, prematüre ve solunum sıkıntısı sebebiyle kuvöze konuldu. Çeşitli tedaviler uygulanan Ediz Yekta, 29 Ağustos 2023’de henüz 73 günlükken hayatını kaybetti. Bebeklerinin ölümüyle hayatları alt üst olan Birgül ve Deniz Oturak çifti, ihmal olduğu iddiasıyla hastane ve doktor M.F.Ş’den şikayetçi oldu.

Soruşturma izni verilmedi

Yapılan incelemeler sonucunda, hekimlik tedavi uygulamasında bir hata veya ihmal olmadığı ve gerekli tedavilerin yapıldığına dair bir değerlendirme yapılarak 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun gereğince soruşturma izni verilmedi.

“Defalarca bebeğimin sevkini istedim fakat bana izin verilmedi”

Süreci ve yaşananları anlatan 2 çocuk annesi Birgül Oturak, “Yaklaşık 1,5 yıl önce Özel Gebze Yüzyıl Hastanesi’nde doğum yaptım. Bebeğim erken doğduğu için kuvöze alındı. Doktoru M.F.Ş’ydi. Bebeğim 72 gün yoğun bakımda kaldı. 72 günün sonunda defalarca bebeğimin sevkini istedim fakat bana izin verilmedi. ’Buradan daha iyi bir yer bulamazsın’ denildi” dedi.

“112’ye müracaat ettim, 6 saat sonra bebeğimin ölüm haberi geldi”

Gözyaşlarını tutmakta zorlanan Birgül Oturak, Ediz Yekta’nın tedavisi sırasında beyin kanaması geçirdiğini öğrendiğini söyleyerek, “Bebeğimin sevkini istediğimde bana bunun doğru olmadığı söylendi. Beyin kanamasını öğrendiğim zaman ise ’Ufak çaplı, önemli değil’ gibi şeyler denildi. Ben farklı doktorlara ulaştım. Onlara sordum, onlardan öğrendim. Bebeğimi oradan almazsan öleceğini söylediler. Bebeğimin vücudunda yoğun bir diplokok olduğu ve yaşama şansının yüzde 20 olduğu uyarısında bulundular. Ben bebeğimi almak için 112’ye müracaat ettim. Zaten 5-6 saat sonra bebeğimin ölüm haberi geldi. M.F.Ş. bana bebeğimin sevkini vermedi” diye konuştu.

“Beni o hastanede çok sıkıştırdılar”

Oturak, “Doktoru, ’Durumu iyi gidiyor. Aileye teslim edeceğim’ gibi şeyler söylerdi. Geçtiğimiz günlerde aynı hastanede 3 bebeğini kaybeden Hamide Hanımın da dediği gibi. Onlar 4. bebekleri Cemre’nin sevkini aldıktan 10 gün sonra Ediz Yekta öldü. Birçok söylendi. Farklı doktorlara danışma imkanı vermediler. Beni o hastanede çok sıkıştırdılar. Tamamen etrafımı kapattılar. Ben artık başka doktorlara sormaya başlamıştım. Bir doktor bana, ’Ne yap, et bebeğini oradan kurtar’ demişti. Ben de kendilerine, ’Bebeğimi artık almak istiyorum’ dedim. Eve geldiğimde 112’yi aradım. 112 hastane ile görüşmüş. Zaten 5-6 saat sonra da bebeğimin ölüm haberi geldi. Ben M.F.Ş’nin yenidoğan çetesi ile bağlantısı olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“Soruşturma izni verilmedi”

Ediz Yekta’nın ölümünün ardından şikayetçi olduklarını kaydeden Birgül Oturak, “Epikriz raporuna baktığımda yüksek dozda potasyum verilerek ani kalp durması üzerine soruşturma izni için müracaat ettik ancak bize soruşturma izni verilmedi. Ne olur artık başka bebekler ölmesin. Biz bu hastanede 6-7 bebeğin daha öldüğünü biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Ediz Yekta’nın babası Deniz Oturak ise “Adli süreci başlattıktan sonra öncelikle İl Sağlık Müdürlüğü’nden ifadeye çağırdılar. Bu süreci anlatmamız istendi. Biz gereken ifadeyi verdik. Bundan birkaç ay öncede İlçe Sağlık Müdürlüğü’nden aradılar ve sonucu almamız istendi. Sonucu aldığımızda, doktorun verdiği ifadeye göre soruşturmaya yer olmadığını söylediler. Doktorun ifadeleri yalan, yanlış. Anlattıklarının hiçbirini uygulamadığını düşünüyoruz. Eşimin de söylediği gibi, biz o doktorun çete ile bağlantılı olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version