Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Milli halterciye silahlı saldırıda sanıklar suçlamaları birbirine attı

Kocaeli’de milli halterci Vahdet Bekir Gencan’a yönelik silahlı saldırıya ilişkin yargılanan 4 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanıklardan Mert G., kız arkadaşının Gencan tarafından taciz edildiğini, olay yerine konuşmak için gittiklerini ancak silahlı eylemi Furkan G.’nin gerçekleştirdiğini iddia etti. Furkan G. ise Mert G.’nin kendisine kırmızı reçeteli ilaç verip, eline de silah tutuşturarak eylemi yaptırdığını öne sürdü.

Olay, 7 Ekim 2024 tarihinde İzmit’te bulunan Vinsan Spor tesisleri önünde meydana geldi. Milli halterci Vahdet Bekir Gencan (27), spor kulübü önünde silahla ayaklarından vuruldu. Kanlar içinde kalan Gencan, hastaneye kaldırılırken, Furkan G. (23), Erdem A. (20), Yusuf O. (24) ve Mert G. (23) gözaltına alındı. İfadeleri alınan şüpheliler tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İddianameden

Hazırlanan iddianamede, şüphelilerin savunmalarında müştekiyi korkutmak amacıyla ateş ettiklerini ileri sürdükleri ancak dosya kapsamındaki GPS kayıtları ve diğer delillerin bu savunmayı çürüttüğü belirtildi. Şüphelilerin olaydan önce keşif amacıyla bölgeye geldikleri, tespit edilmemek için başkalarına ait kimlik bilgileriyle otel kaydı yaptırdıkları, olay yerine giderken araç plakasını söktükleri kaydedildi. İlk ateşten sonra müşteki kaçmasına rağmen kovalanarak tekrar ateş edildiği, diğer şüphelilerin de araçla müştekiyi takip ettiği, bu nedenle öldürmeye yönelik kastın bulunduğu ifade edildi. İddianamede, Yargıtay içtihatları da dikkate alınarak, şüphelilerin suçu işleme kararı aldıktan sonra cayma imkanı bulunmasına rağmen vazgeçmedikleri, planlarını yaptıktan sonra ruhi sükunete ulaşıp eylemi gerçekleştirdikleri, bu nedenle suçun tasarlayarak işlendiğinin kabul edilmesi gerektiği vurgulandı.

Şüpheli Mert’in azmettirmesiyle diğer şüphelilerin fikir ve eylem birliği içinde hareket ettikleri, tetikçi olarak seçilen şüpheli Furkan’ın ateş ettiği, olay anında yanlarında ele geçirilemeyen silahların da bulunduğu, amaç gerçekleşmediğinde bu silahların kullanılmasının planlandığı ifade edildi.

Bu kapsamda şüpheliler Erdem ve Yusuf’un eyleme katkılarının “yardım etme” sınırını aştığı, ancak netice gerçekleşmediği için suçun teşebbüs aşamasında kaldığı aktarıldı. Ayrıca, şüpheli Erdem’in 6136 sayılı yasa kapsamında yasak olan ruhsatsız silahı temin ederek şüpheli Furkan’a verdiği belirtildi.

Ayrıca otelde tabanca ve 47 fişek ele geçirildiği öğrenildi.

“Plakaları ben çıkarmadım, rüzgardan düştü”

“Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma” suçlarından yargılanan sanıkların ilk duruşması, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Furkan G. (23), Erdem A. (20), Yusuf O. (24), Mert G. (23) ve taraf avukatları katıldı.

Olaya ilişkin savunma yapan ve azmettirme suçundan yargılanan Mert G., “Böyle bir olay yaşanmasını istemezdim. Kız arkadaşım B., Vahdet Bekir Gencan’ın kendisini rahatsız ettiğini ve taciz ettiğini söyledi. Telefonla kız arkadaşımla bu olayı konuşurken arkadaşlarım da yanımdaydı. Onlarla bunu duyduğu için olanları kendilerine anlattım. Biz sadece kendisiyle konuşmak için olay yerine gittik. Ancak Furkan araçtan inerek ilk önce kendisi konuşacağını söyledi. Kısa bir süre sonra silah sesi duydum. Furkan’ın ateş edeceğinden haberim yoktu. Biz sadece konuşmaya gittik ancak böyle bir olay oldu. Böyle bir olay olduğu için pişmanım. Olayda dahlim yoktur. Olay öncesi oradan geçtiğim doğrudur, müştekinin orada olup olmadığını görmek istedim. Plakaları ben çıkarmadım, rüzgardan düştü. Arkadaşlarımı da olayı gerçekleştirmeleri için azmettirmedim. Üzerinde silah olduğunu bilmiyordum. Olay anında alkollüydüm” diye konuştu.

“Mert, araçta bana silah vererek şahsı vurmamı söyledi”

Savunması için söz hakkı verilen Furkan G., abisinin askerlik vazifesi sırasında şehit düştüğünü, psikolojik sorunlar sebebiyle uyuşturucu ve alkol kullanmaya başladığını, çok kez bırakmak istediğini ancak başarılı olamadığını söyledi. Olay günü de uyuşturucu almaya gittiğini söyleyen Furkan G., “Bir süre sonra arkadaşım Erdem’in tanıdığı yanımıza geldi ve birlikte otele gittik. Orada alkol ve uyuşturucu kullandık. Mert isimli şahıs Kocaeli’ye gitmeyi teklif etti, biz de kabul ettik. Yolda manzaralı bir yerde durduk, fotoğraf çektik. Mert bana sürekli alkol verdi ve bitirene kadar içirdi. Alkolü içtikten sonra şuurumu kaybettim. Gözümü açtığımda oteldeydim. O sırada yanımdakilerin bir video izlediğini gördüm. Ne olduğunu sorduğumda, ateş ettiğim anın görüntülerini gösterdiler ve o anda olayı hatırladım. Mert, araçta bana silah vererek şahsı vurmamı söyledi. Yusuf ise daha sonra bana, Mert’in içkimin içine kırmızı reçeteli hap koyduğunu anlattı. Bu nedenle hiçbir şey hatırlamadığımı ve kötü hissettiğimi düşünüyorum. Olaydan sonra polis bizi otelde yakaladı. Dört gün boyunca verilen ilacın etkisindeydim. Korkutmak amacıyla bana söyleneni yaptım, yere doğru ateş ettim. Erdem’in olay günü hesabıma gönderdiği para ise anneler günü dolayısıyla üstümde nakit olmadığı için gönderilmişti” ifadelerini kullandı.

“Otel odasında silah olduğunu bilmiyordum”

Olay günü alkollü olduğunu söyleyen Erdem A. da, “Furkan’ın dediği gibi şuurumuz kapalıydı. Araç içinde silah sesine uyandım. İlk ifadeyi de uyuşturucunun etkisi altındayken verdim. Annesine hediye alacağı için Furkan’a bin lira göndermiştim. Aracı Mert kullanıyordu. Yusuf, Furkan ve benim şuurumuz yerinde değildi. Otele abimin ismini vererek giriş yaptım. Başka bir bilgi vermedim. Mert bize müştekiye ilişkin bazı şeyler anlattı ancak biz sadece eğlenmek amacıyla oraya gittik. Otel odasında silah olduğunu bilmiyordum” dedi.

“Benim kimse ile husumetim yoktur”

Tutuklu sanık Yusuf O. ise “Olay günü alkollüydüm, hiçbir şey hatırlamıyorum. Benim kimseyle husumetim yoktur. Biz otelde kaldık, Kocaeli’ye gezmeye geldim. Sonra bu olay yaşandı. Olay anında araçta uyuyordum, silah sesine uyandım. Mert’in, Furkan’ın viskisine ilaç attığını hatırlamıyorum. Otel odasında ele geçen tabanca ve kurşunların kime ait olduğunu bilmiyorum” dedi.

Mahkeme heyeti, 4 sanığın da tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Eski eş dehşet saçmıştı, cinayeti oğlunun işlediğini iddia etti

Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde eski eşi Sözen Tutci’yi öldürdüğü, öz olmadığını düşündüğü oğlunu yaraladığı gerekçesiyle yargılanan sanık, ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık savunmasında, cinayeti oğlunun işlediğini ve kendisinin üzerine attığını iddia etti.

Olay, 27 Temmuz 2024 tarihinde Yeni Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’ndeki apartmanda meydana geldi. Eski eşi Sözen Tutci’nin (55) evine gelen Mustafa Y. (49), tabancayla ateş etti. Kurşunların hedefi olan kadın kanlar içinde yerde kalırken, Mustafa Y. müdahale etmeye çalışan oğlu Vedat Y.’yi (33) de bacağından vurdu. Vedat Y. de babasına silahla ateş ederek yaraladı.

Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerince yapılan kontrolde Sözen Tutci’nin hayatını kaybettiği belirlendi. Hastanedeki tedavisinin ardından gözaltına alınan Vedat Y., tekerlekli sandalye ile sevk edildiği adliyede adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ağır yaralanan Mustafa Y., Kocaeli Şehir Hastanesi’nde yaklaşık 1 ay süren tedavisinin ardından taburcu edildi. Gözaltına alınan Mustafa Y., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Baba ve oğlu hakkında dava açıldı

Mustafa Y. hakkında, “Tasarlayarak kadına karşı ve boşandığı eşe yönelik kasten öldürme”, Tasarlayarak altsoya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs”, “Konut dokunulmazlığını ihlal”, “Ruhsatsız ateşli silah ve mermi bulundurma ve taşıma suretiyle 6136 sayılı yasaya muhalefet” suçlarından; oğlu Vedat Y. hakkında ise babasına yönelik eylemi için “Üstsoya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan dava açıldı.

“Eşim 1 aylık hamileyken benimle evlendi, Vedat benim oğlum değil”

Olaya ilgili açılan davanın ilk duruşması, Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Mustafa Y., tutuksuz sanık Vedat Y., müştekiler, tanık ve taraf avukatları katıldı. Sözen Tutci’yi öldürme suçunu kabul etmeyen Mustafa Y., “Vedat benim öz oğlum değil. Evlendiğimde 15 yaşındaydım. Eşim benden 8 yaş büyüktü ve 1 aylık hamileyken yanıma geldi. Vedat üniversiteden mezun olunca evde sorunlar çıkarmaya başladı. Ancak benim sorun çıkardığımı söyleyerek evden ayrılmamı istedi. Kabul ettim ve Mersin’e gittim, orada evlendim. Uzun süre sonra oğlum Eyüp’ü aradım. Vedat telefonu oğlumun elinden alarak bana sinkaflı küfürler etti. En son annesini tuzağa düşürmüş. Annesini başka biriyle yatak odasında kameraya çekmiş. Bu olaylar nedeniyle hatta birinci kattan atladım, intihar etmeye kalkıştım, ayaklarım kırıldı” dedi.

“Vedat işlediği cinayeti benim üstüme yıkmaya çalışıyor”

Olay günü hesap sormak için Mersin’den Kocaeli’ye geldiğini söyleyen Mustafa Y., “İnternette eski karımın müstehcen videolarını izledim. 648 müstehcen videosu var. Geçen sene trafik kazasında ölen oğlum Sinan bana silah hediye etmişti. O silahı da kenedimi korumak amacıyla yanıma aldım ve Kocaeli’ye geldim. Silah almamın sebebi daha önce Vedat’ın beni ölümle tehdit etmesinden dolayıdır. Kimseyi öldürmek amacında değildim. Eve gelince Vedat beni darp etti. Kendimi onun elinden kurtarmak amacıyla Vedat’a sadece 5 kez ateş ettim. Eşim silahı alarak balkondan attı. Ne yaptığını sorduğumda, silahı balkondan attığını söyledi. Daha sonra yanında bulunan silahla beni ve annesini vurdu. Kesinlikle Sözen’i ben vurmadım. Vedat’ın kullandığı silah bana ait değildir. Silaha bakılsaydı parmak izim bulunmaz. Boş kovanlardan neden parmak izi alınmadı. Alınsaydı Vedat’ın parmak izi olduğu görünürdü. Vedat işlediği cinayeti benim üstüme yıkmaya çalışıyor. Ben içeri girdiğimde Vedat boğazıma dayandı, kendimi korumak için ateş ettim. Beni tahliye etmeniz lazım” diye konuştu.

“Annemi ben vurmadım”

“Üstsoya yönelik kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan tutuksuz yargılanan Vedat Y., “Olay günü annemle beraber oturup çay içiyorduk. Kapı çaldı, kapının deliğinden bakınca kimseyi göremedim. Kapıyı açınca Mustafa Y’yi elinde silahla gördüm. 4-5 el ateş etti. Ben de içeri girip kapıyı kilitledim. Ateş etmeye devam ettiğini duyunca çıktım, beni ve annemi diz üstü çöktürdü. Annemi göğsünden yaraladı. Ben de üstüne atladım, annemse balkona kaçtı. O da annemin peşinden koştu. Ondan düşen silahı alarak rastgele ateş açtım. Annemi ben vurmadım. Annem görüş açımda değildi. Kendisi uyuşturucu bağımlısı olduğu için evham yapıyor ve onun oğlu olmadığımı söylüyor. Mustafa Y’yi öldürme kastım yoktu. Annemi ve kendi canımı korumak istedim. Birçok kez bize tehdit etti. Biz bir türlü ondan kurtulamadık” şeklinde konuştu.

“Otelde 3 gün kalmış, evin yanında çimenlerde saklanmış”

Olayı görmediğini söyleyen müşteki Eyüp Y., “İnsanlıktan nasibini almamış olan şahıs deliye yatıyor. Keşke hiçbirimiz onun çocuğu olmasaydık ancak maalesef ki öyleyiz. Küçüklükten beri bunu planladığını söylüyordu. Annem namusu, şerefiyle yaşamış bir insan. Babamın annem hakkında söyledikleri yalan. Tek hatamız onu öldürmememizdir. Onun sonucunda annem öldü. Otelde 3 gün kalmış, evin yanında çimenlerde saklanmış. Cinayeti planlayarak yapmış” ifadelerini kullandı.

“Uzaklaştırma kararı aldırmıştık”

Babasının tüm iddialarını yalanlayan müşteki Hasan Y., “Babam, annemi defalarca arayarak tehdit etti. Anneme iftiralarda bulundu. Babam bize çok fazla şiddet eyleminde bulunmuştur. Söyledikleri yalandır. Daha önce hakkında uzaklaştırma kararı da aldırıştık” diye konuştu.

Tanık olarak dinlenen maktulün abisi Feyzettin Tutci, “Mustafa ile 12 yıldır konuşmuyorum. Sanık Mustafa’ya silah verdiğim ve kız kardeşimi öldürmesine dair bir şey söylediğim iddiası yalandır” şeklinde konuştu.

Sanığın abisi Mahmut Y. ise tanıklık etmek istemedi.

Mahkeme heyeti, Mustafa Y’nin tutukluluk halinin devamına, Vedat Y’nin yurt yurt dışı çıkış yasağının devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Kategoriler
Asayiş Haber

Kaçan motosikletliyi vuran polise 25 yıl hapis

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2024/12/kacan-motosikletliyi-vuran-polise-25-yil-hapis-0-GJV3nBmi.mp4
Kocaeli’de “dur” ihtarına uymayıp plakasız motosikletiyle kaçtığı iddia edilen şüpheliye ateş ederek ölümüne sebep olan polis memuru son kez hakim karşısına çıktı. Son sözünde, “Bu kazada taraf olmak istemezdim, pişmanım” diyen sanık, 25 yıl hapse çarptırıldı.

Olay, 13 Eylül’de Gebze’deki Mimar Sinan Mahallesi Mimar Sinan Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, 21 yaşındaki Kerem Uzun, plakasız motosikletiyle seyir halindeyken polisin “dur” ihtarına uymadı. Motosikletiyle kaçmaya çalışan Uzun’a polis İ.S. tarafından ateş edildi. Kurşunun isabet ettiği Uzun motosikletinden düştü. Hastaneye kaldırılan Uzun, yapılan tüm müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Ateş eden polis memuru İ.S. ise tutuklandı.

Tutuklu sanık İ.S.’nin Gebze 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmada cumhuriyet savcısı mütalaasını sundu. Mütalaada; toplanan deliller, dinlenen müştekiler, tanıkların beyanları, CD çözüm tutanağı, ölü muayene ve otopsi tutanağı, Adli Tıp Kurumu ve kriminal raporları dikkate alındığında, sanığın “Muhtemel kastla adam öldürme” suçunu işlediğinin tespit edildiği belirtilerek, “kasten öldürme” suçundan cezalandırılması talep edildi.

“Sanık kendisine verilen emir ve talimatlara uymamıştır”

Müşteki avukatı, olay anında sanığın elini havaya paralel şekilde kaldırarak ateş ettiğini ifade ederek, “Olayda doğrudan kasıt vardır. Sanık bir takım düşüncelerle hareket ederek doğrudan kasıtla müteveffayı öldürmüştür. Hatta sonradan olay yerine gelen ekip arkadaşlarından motosikleti kullanan tanık beyanlarında da sanığın panik halinde olduğundan bahsetmiştir. Sanık deneyimli bir polis memurudur. Kendisi Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na (PVSK) aykırı şekilde hareket etmiştir. Kendisine verilen emir ve talimatlara uymamıştır” dedi.

“Mütalaayı kabul etmiyoruz”

Sanık avukatı ise mütalaayı kabul etmediklerini ve ayrıntılı şekilde savunma dilekçesi sunacaklarını belirterek, “Biz gerek iddianamedeki gerekse mütalaadaki olayın oluş şekline dair anlatımları kabul etmiyoruz. Ceza yargılaması gerçeğin ortaya çıkması için yapılan yargılamadır. Dosya içindeki kamera görüntülerini geçen celse hep beraber izledik. Siz sanığa görüntüleri sordunuz, silahın hangi anda patladığını sordunuz. Sanık da kendi durumunu ifade etti. Sanığın elini yere paralel şekilde tutmuş olması, paralel tuttuğu anda silahını ateşlediği anlamına gelmez. Silahın patladığı an muğlaktır. Olay müvekkilin söylediği şekilde gerçekleşmiştir. Elini paralel tuttuğu anda atış yapmamış, silahını dolduruş yaptığı sırada silah patlamıştır” şeklinde konuştu.

Suçun kasten öldürme değil, taksir kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen sanık avukatı, “Müvekkil, ’Müteveffa ölürse ölsün’ kastıyla hareket etmemiştir. Zira silahında 13-14 adet mermi bulunmakla birlikte sadece 1 el ateş etmiştir. Öncesinde ikisi arasında husumet yoktur, karşılıklı iletişimleri de yoktur” diye konuştu.

“Bu kazada taraf olmak istemezdim”

Son sözü sorulan tutuklu polis memuru, “Bu kazada taraf olmak istemezdim. Olay nedeniyle pişmanım. Kerem’in ailesine başsağlığı dilerim” ifadelerini kullandı. Sanık İ.S., tutukluluk halinin kaldırılmasını da talep etti.

Kararını açıklayan mahkeme heyeti, İ.S.’yi “kasten öldürme” suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırdı.

“Kararın yanlış olduğu düşüncesindeyiz”

Duruşma sonrası açıklama yapan sanık avukatı Azad Ölmez, “Duruşmada 25 yıllık bir cezaya hükmedildi. Takdir mahkemenindir ancak gerekli itirazlarımızı yapacağız ancak kararın yanlış olduğu düşüncesindeyiz. İçeride çok gergin bir ortam yoktu” dedi.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version