Türkiye Basketbol Ligi’ndeki mücadelesine devam eden Çayırova Belediyesi, sezonun dördüncü karşılaşmasında, Yalovaspor Basketbol’a konuk oldu. Maçtan 83-95’lik galibiyetle ayrılan Çayırova Belediyesi, sezona dörtte dörtle başlamış oldu.
Türkiye Basketbol Ligi’nde bu sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan Çayırova Belediyesi, deplasmanda Yalovaspor Basketbol’a konuk oldu. 11 Ekim Cumartesi günü 90. Yıl Spor Salonu’nda oynanan karşılaşmaya Çayırova Belediyesi, baş antrenör Gökhan Güney’in öncülüğünde Ömer Utku Al, Enes Berkay Taşkıran, Hakan Yapar, Roberto Gallinat ve Jamari Traylor ilk beşiyle başladı. Maça hazlı başlayan ve ilk periyottan hücumda ve savunmada başarılı işler yapan Çayırova Belediyesi, çeyreği 17-26 önde kapattı. İkinci periyotla birlikte hücumda Yalova Basketbol’un etkisi artarken, devreye 49-49’luk eşitlikle gidildi.
Gallinat’tan 18 sayı
Üçüncü ve dördüncü çeyrekte de heyecan fırtınası devam eden mücadelede, son periyodun son dakikalarında ağırlığını ve tecrübesini oyuna yansıtan Çayırova Belediyesi, karşılaşmadan 83-95’lik galibiyetle ayrıldı. Çayırova Belediyesi adına maçın en skorer ismi, 18 sayı ile Roberto Gallinat olurken, Erdi Gülaslan’ın 17, Can Uğur Öğüt’ün 16 ve Berkay Candan’ın 14 sayısı galibiyette büyük rol oynadı.
“Dört dörtlük galibiyet”
Maçı yerinde takip eden ve Çayırova’nın devlerini yalnız bırakmayan Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, maç sonunda yaptığı açıklamada, “Dört dörtlük galibiyet, sezonun dördüncü maçında da sahadan galibiyetle ayrılan Çayırova Belediyesi Basketbol takımımızı yürekten kutluyorum. Mücadele, azim ve inançla yolumuza devam ediyoruz” dedi.
Bu galibiyetle birlikte lige dörtte dörtle başlayan Çayırova Belediyesi, sezonun beşinci maçında ligin namağlup ekiplerinden Kipaş İstiklal’i konuk edecek. Maç, 15 Ekim Çarşamba günü saat 20.00’da oynanacak.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kağıtspor’da forma giyen karateci Enes Bulut, başarı merdivenlerini teker teker çıkıyor. Milli Takıma kadar yükselen ve 75 kiloda ülkeyi temsil eden Bulut, Avrupa şampiyonluğuna uzanan yolculuğunu “Mücadeleden asla vazgeçmemek” sözleriyle özetledi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kağıtspor’un altyapısında yetişen milli karateci Enes Bulut, 15 yıldır mavi-beyazlı kulübün formasını giyiyor. 10 yıldır milli takımda yer alan Bulut, yaklaşık 3 yıldır Kocaeli Büyükler A Milli Takımı’nda 75 kilo kategorisinde Türkiye’yi temsil ediyor. Avrupa şampiyonluğuna uzanan yolculuğunu, “Mücadeleden asla vazgeçmemek” sözleriyle özetleyen başarılı sporcu, kariyerini A Milli Takım seviyesinde sürdürmeyi hedefliyor.
Karateyle babam sayesinde tanıştım
Kağıtspor’un yetiştirdiği önemli sporculardan biri olan Enes Bulut, küçük yaşlarda başladığı karateye babasının desteğiyle adım attığını belirterek, “Babam kulüpte antrenördü. O dönem beni sürekli teşvik ediyordu. Beni karşısına geçirip, yumruk ve tekme attırıyordu. Bir gün hevesle antrenmana geldik, geliş o geliş, bir daha çıkamadık” sözleriyle spora başlangıç hikayesini özetledi. Enes Bulut, başarı çıtasını her geçen gün bir adım daha yukarı taşıdığını söyledi.
“Kağıtspor bizim için sadece bir kulüp değil, aile”
Kariyerinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği desteğin önemine vurgu yapan Bulut, “Kağıtspor bizim için sadece bir kulüp değil, bir aile. Başkanlarımız, antrenörlerimiz ve arkadaşlarımız her zaman yanımızda oldu. Bize manevi ve maddi her türlü imkan sağlandı. Biz de bu emeğin karşılığını vermek için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın olmak üzere kulüp başkanımız İbrahim Erçin’e ve baş antrenörümüz Mesut Kalaylı’ya çok teşekkür ederim” dedi.
Eğlenceyle başladı, mesleğe dönüştü
Karateye ilk başladığında bunu bir eğlence olarak gördüğünü ifade eden Bulut, zamanla bu yaklaşımın profesyonel yön kazandığını belirtip, “Küçükken daha çok arkadaş heyecanıyla geliyordum. Babam antrenörüm olduğu için sosyal hayatım kulüpte geçti. İlk başlarda bu işin ciddiyetinin farkında değildim ama ilk madalyamı kazandıktan sonra karate benim için bir meslek haline geldi” diye konuştu.
“Mücadeleyi bırakan her zaman kaybeder”
Spor hayatında zor dönemler yaşadığını ifade eden Enes Bulut, her şeye rağmen mücadele etmekten vazgeçmediğini vurgulayıp, “Çok kez pes etme noktasına geldim. Spor, bir basamak gibidir. Bazen yukarı çıkarsınız, bazen bir anda en aşağıya düşersiniz. Önemli olan yılmadan tekrar tırmanabilmektir. Çünkü bu mücadelede bırakan her zaman kaybeder. En unutamadığı başarım pandemi döneminde elde ettiğim Avrupa şampiyonluğu oldu. O dönem hepimiz için çok zordu. Sosyal imkanlar sınırlıydı, psikolojik baskı büyüktü. Ama yılmadan devam ettim ve o süreç şampiyonlukla sonuçlandı” şeklinde konuştu.
“En özel başarım Gençlik Olimpiyatları”
Kariyerindeki en özel başarıyı 2018 yılında Buenos Aires’te düzenlenen Gençlik Olimpiyatları’nda elde ettiğini dile getiren milli sporcu, bu madalyanın hayatını değiştirdiğini ifade edip, “Daha önce dünya derecelerim vardı ancak Gençlik Olimpiyatları’nda kazandığım madalya benim bu spora yüzümü tamamen dönmeme neden oldu. Aylar süren kamplar, zorlu antrenmanlar ve psikolojik süreçler sonunda o madalya her şeyin karşılığı oldu. Kulüp başkanlarım, antrenörlerim, ailem ve arkadaşlarım bu süreçte hep yanımdaydı. Bu nedenle o madalya bana hep ‘birlik’ hissini çağrıştırıyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin dört bir yanından rahvan at yarışçılarının katılacağı, Gölcük Belediyesi altın kemerli Geleneksel Rahvan At Yarışları Gölcük Koşusu 31 Ağustos Pazar günü başlıyor.
Türkiye Geleneksel Atlı Spor Dalları Federasyonu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Gölcük Belediyesi ve Gölcük Değirmendere Rahvan Atçılar Kulübü işbirliğiyle düzenlenen, Gölcük Belediyesi Geleneksel Rahvan At Yarışları Gölcük Koşusu heyecanı, 31 Ağustos Pazar günü yaşanacak. Gölcük Rahvan At Bakım ve Konaklama Tesisi Koşu pistinde saat 10.00’da başlayacak yarışlara, bu yıl da Türkiye’nin dört bir yanından rahvan at yarışçıları katılacak.
Gölcük Belediyesi Rahvan At Bakım ve Konaklama Tesisi Koşu Pisti’nde yapılacak ödüllü yarışlar; Baş, Baş Altı, Büyük Orta, Küçük Orta, Deste, Dörtlü Tay, Üçlü Tay, İkili Tay, İthal Atlar (A) ve İthal Atlar(B) kategorilerinde heyecana sahne olacak.
Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, yaptığı açıklamada, “Gölcük Belediyesi olarak ata sporcularımızdan olan rahvan atçılığa destek olmayı sürdürüyoruz. Hemşehrilerimizi yarışları ve gösterileri izlemeye davet ediyorum” dedi.
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, İzmit İlçe Başkanlığı 11. Olağan Kongresi’ne katılmak üzere Kocaeli’ye geldi. Büyük coşkuyla karşılanan Başkan Destici, “Bugün Doğu Türkistan’dan Gazze’ye, Kafkaslar’dan Türkmeneli’ne, pek çok Türk ve İslam coğrafyasında kan ve gözyaşı, zulüm, işgaller, soykırımlar vardır. İşte Türk bunlara sessiz kalamaz. Tarihin hiçbir döneminde sessiz kalmamıştır. Bugün de sessiz değildir, yarın da sessiz olmayacaktır ve günü geldiğinde gerekeni mutlaka ama mutlaka yapacaktır. 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de terörist İsrail’in katil başbakanı Netanyahu başta olmak üzere savaş kabinesi, Gazze’de soykırım yapmaktadır. 20 binden fazla masum çocuğu katletmiştir ve bugün yüz binlercesini de açlığa mahkum etmektedir. Çocuklarımız açlıktan hayatını kaybetmektedir. Pek çoğu adeta bir deri bir kemik kalmıştır. O görüntüleri izlemeye hiçbirimizin yürekleri tahammül edememektedir. Ama maalesef başka İslam ülkeleri olmak üzere bütün dünya devletleri ve yöneticileri, ebetteki aralarında buna tepki koyanlar var, açıklama yapanlar var ama uluslararası sorumluluklar nezdinde hiçbir adım atılmamıştır. Atılan adımlar da terörist ve siyonist İsrail tarafından hiçbir şekilde karşılık bulmamakta, hiçbir uluslararası hukuka uymamakta, hiçbir kararı da tanımamaktadır” diye konuştu.
“İslam İşbirliği Teşkilatı aynı anda İsrail’e karşılık vermelidir”
İsrail’in, gücünü Amerika Birleşik Devletleri’nden ve onun hem bugünkü hem de dünkü başkanlarından aldığını söyleyen Destici, “Aslında Amerika Birleşik Devletleri dünyayı yönetiyor gibi gözükse de, esas Amerika’yı yöneten İsrail olduğu için aslında Amerikan eliyle dünyayı yöneten ve idare eden maalesef siyonist İsrail ve onu yöneten Yahudi lobileridir, Yahudi kuruluşlarıdır. Onun için bunu iyi görmemiz lazım, bunu iyi değerlendirmemiz lazım. Ben buradan bir kez daha tüm İslam ülkelerine bir çağrı yapıyorum. Diyorum ki bir araya gelin. İşte şimdi Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan çağrı yaptı. İslam İşbirliği Teşkilatı’nı acil toplantıya çağırdı. Şimdi bu toplantıda şöyle bir karar alınması lazım. İsrail’e bir hafta ya da 10 günlük bir süre verilmeli bütün yardımların içeriye girmesine izin vermesi noktasında tam bir ateşkes. Ve bütün bu İslam ülkeleri, İslam İşbirliği Teşkilatı – yanılmıyorsam 110 üye ülke oraya üye. Hepsi ortak bir yardım kuruluşu hazırlayacak, yardımları hazırlayacaklar. Ve hepsinin 110 İslam bayrağının çekili olduğu gemiler ya da karadan araçlar harekete geçecekler. İsrail şayet buna silahla karşılık verirse, askeri olarak müdahale ederse, o zaman bu 110 ülke aynı anda İsrail’e karşılık vermelidir. Çünkü artık dayanılacak nokta geçilmiştir. Sabır taşı çatlamıştır. Onun için diyoruz ki, korkmaya çekinmeye gerek yok. Dünya savaşı mı çıkacak çıksın, kıyamet mi kopacak kopsun ama o mazlumlar yalnız bırakılmasın” diye konuştu.
“Çin’le ekonomik ilişkilerimizi acilen gözden geçirmeliyiz”
Sessiz kalınmaması gerektiğini söyleyen Destici, “Bugün biz Gazze’ye, Filistin’e, Doğu Türkistan’a sessiz kalırsak, yarın tehlikeyi, zalimi kendi kapımızda görüveririz. Onun için bunlara karşı yapılacak her şeyin mutlaka yapılması lazım. Bakın, Çin de Doğu Türkistan’a zulmediyor. 49 yılından beri işgal altında Doğu Türkistan, 76 yıldır. Aynen İsrail’in Filistin’e yaptığını yaptı benzer dönemlerde. Şu anda da Doğu Türkistan’da Türklere, Müslümanlara karşı Çin’in zulmü ağır şekilde devam ediyor. Biz geçmişten beri söylüyoruz. Türkiye, Çin’le ticarete mahkum değil. Türkiye, Çin’le ilişkilerinin iyi olmasına mahkum değil. Bizden daha çok bize mahkum olan Çin’dir. Ama bakıyoruz, Türkiye’nin şu anda ekonomik sıkıntı çeken ülkemizin dış ticaret açığının yüzde 60’ı ve cari açığının tamamı Çin ile olan ticaretten kaynaklı. Biz Çin’e sadece 5 milyar dolarlık satıyoruz, 65 milyar dolarlık alıyoruz. Arada tam 60 milyar dolar var. Bizim bütün dış ticaret açığımız ne kadar? 100 milyar dolar. Bunun 60 milyar doları Çin’den kaynaklanıyor. Bizim cari açığımız ne kadar? 50 milyar dolar. Bunun tamamı Çin ile olan ticaretten kaynaklanıyor. Onun için hem ekonomik anlamda bize zarar veriyor hem Doğu Türkistan’da hala fiili, kültürel, inanç soykırımı yaptığı için Çin’le ekonomik ilişkilerimizi acilen gözden geçirmeliyiz. Mütekabiliyet esaslarına göre, o benden 5 milyarlık alıyorsa, ben de ondan 5 milyar dolarlık alacağım. Üstünü satmak istiyorsa, en az yüzde 100 vergi koymamız şarttır. Çin’le ticaretimizi eşitlediğimiz anda, dış ticaret açığımız 40 milyar dolara, cari açığımız da kapanıyor ve aşağı yukarı 10 milyar doların üzerinde cari fazla veren bir konuma yükseliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Tarih boyunca her zaman mazlumların yanında, zalimlerin karşısında yer almışızdır”
Konuşmasını sürdüren Başkan Destici, “Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi etnik kökene ve inanca sahip olursa olsun, biz Türkler ve Müslümanlar olarak tarih boyunca her zaman mazlumların yanında, zalimlerin karşısında yer almışızdır. Bundan sonra da mazlumların yanında durmaya, zalimlerin de korkulu rüyası olmaya devam edeceğiz. Türkiye için de tehdit büyüktür. 10 yıl öncesine göre tehdit daha da büyümüştür. Bir taraftan Suriye’deki iç savaş, PKK terör örgütünün Suriye’nin kuzeyinde bir devletleşme aşamasına gelmiş olması, Amerika Birleşik Devletleri’nin başta Yunanistan, Dedeağaç, Batı Trakya, Ege, Girit olmak üzere adeta ülkemizi çepeçevre çevreleyen üsler kurmuş olması, zaten Türkiye’nin içerisinde 20’den fazla üssü var. En son Zengezur koridorunu da 99 yıllığına kiralayarak adeta kuşatmıştır. Kafkaslar’da olmayan ABD bugün artık bu anlaşmayla Kafkaslar’a da yerleşmek adına bir adım atmıştır. Elbette ki tek hedef Türkiye değildir. Elbette ki İran, Çin, Rusya da bu hedefin içerisindedir. Ama hiç şüpheniz olmasın en yakın hedefleri Türkiye. Neden? Çünkü Türkiye çökmemektedir, boyun eğmemektedir. Türkiye’yi ya boyun eğdireceklerdir ya da Türkiye’ye mutlaka müdahale edeceklerdir” dedi.
“İçerideki İmralı canisi, ’ben baş müzakereciyim’ diyor”
“Suriye’nin kuzeyinde PKK’nın uzantısı var. İçeride de ’terörsüz Türkiye’ diye bir süreç yönetildi. Onu da anlamış değilim” diyen Destici, şöyle devam etti:
“Türkiye zaten terörsüz, Türkiye’de terörist mi var? Türkiye’de terör eylemi mi var yıllardır? Türkiye zaten terörsüzdür. Benim kahraman ordum, benim devletim, kahraman askerim, kahraman polisim, hükümetin de koyduğu, iktidarın da koyduğu, Cumhur İttifakı’nın da koyduğu iradeyle zaten 2015’ten sonra başlatılan amansız bir mücadeleyle terörü yok etti. Türkiye’de terörist bırakılmadı. Savunma sanayinde atılan adımlar bu başarıda büyük rol oynadı. Onun için içeride zaten terör yok, terörist yok. İçeride kim var? İçeride siyasi bölücüler var. İmralı canisi var, Kandil’deki yılanlar var, elebaşları var. Bu süreç başlandığında ne dendi? Müzakeresiz, pazarlıksız, şartsız silah bırakacaklar ve kendilerini feshedecekler. Buna hiç kimse hayır demez. Ama şimdi bakıyoruz İmralı tutanakları yayınlanmaya başladı. İçerideki İmralı canisi diyor ki ’ben baş müzakereciyim’ diyor. Olmayan müzakerenin baş müzakerecisi olur mu? Bunlar yalanlanmadı. Şartsız, pazarlıksız silah bırakılacak dendi. Şimdi mecliste komisyon kuruldu. Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu. Peki, ne konuşuluyor bu komisyonda? Bu tür süreçlerin en önemli özelliği şeffaf olmasıdır. Halkın, milletin olup biteni mutlaka duyması ve görmesi gerekir. Onaylar ya da onaylamaz, o milletin vereceği bir karardır. Kapalı kapılar arkasında, gizli oturumlar yaparak bir milletin geleceği tayin edilemez. Millet buna müsaade etmez. Zaten göreceğiz, hep birlikte yaşayacağız. Milletin buna müsaade etmeyeceğine de hep birlikte şahitlik edeceğiz. Neye müsaade etmez millet? Bir, öncelikle terörle, teröristle pazarlık yapılmasına müsaade etmez. Bu millet, devletinin adının, milletinin kimliğinin değiştirilmesine canını verir ama müsaade etmez. Dilinin yanına başka dil eklenmesine ölür ama müsaade etmez. Bu millet geçmişte çok ağır bedeller ödemiştir. Şehitlerimizin kanı hala kurumamıştır. Şehit ailelerimizin, şehitlerimizin çocuklarının, eşlerinin, analarının, babalarının gözyaşı hala dinmemiştir. Dolayısıyla da şehit ailelerimizin, şehitlerimizin eşleri ve çocuklarıyla helalleşme olmadan ya da onların onayı olmadan asla hiçbir süreç kabul edilmez ve sonuçlanamaz.”
“Sadece 20-30 tane teröristin silah bırakmasıyla PKK silah mı bırakmış sayacağız”
PKK’nın silah bırakması ile ilgili ise Destici, “20-30 silah getirildi ve bir kazanın içine atıldı, yakıldı. Eski midir, yeni midir, kullanılır mı, kullanılmaz mı? Bunlar da belli değil. Sadece 20-30 tane teröristin silah bırakmasıyla PKK silah mı bırakmış sayacağız? Kandil’de tüm kadrosuyla PKK dururken, Irak’ta dururken, Süleymaniye’de, hatta Kerkük’te dururken, Mahmur’da dururken ve en önemlisi Suriye’nin kuzeyinde 100 bin kişilik silahlı adamıyla ABD destek komutanlığı varlığıyla dururken biz PKK’ya silah mı bırakıyor diyeceğiz. Onun için komisyondan önce yapılması gereken, PKK’nın tüm unsurlarıyla, yani Kandil’iyle, Süleymaniye’siyle, Suriye’nin kuzeyiyle, Aynel Arabı’yla, Kobani’siyle, Kamışlı’sıyla, Haseke’siyle, İran PJAK’ıyla, PYD-YPG-SDG’siyle silah bırakıp kendini feshettikten sonra bu komisyon çalışmalıdır. PKK hala Suriye’de, Irak’ta, İran’da silahlı güçleri tüm varlığıyla kendisini muhafaza ederken böyle bir komisyonun çalışmasından bence bir sonuç alınamaz. Milletimiz bunu kabul etmez. Onun için önce yapılacak olan, PKK’nın baştan söylendiği gibi tüm unsurlarıyla silahlarını bırakması ve tüm unsurlarının kendisini feshetmesidir” diye konuştu.
“İmralı canisi DEM’in kapanacağını ve onun yerine yeni bir halk kurulacağını açıkladı”
DEM Parti’nin de kendini feshetmesi gerektiğini söyleyen BBP Genel Başkanı Destici, “Bunun başkaca yolu da yoktur. Ben söyledim buna itiraz ettiler. Ama birkaç gün sonra İmralı canisi DEM’in kapanacağını ve onun yerine yeni bir halk kurulacağını açıkladı. Bana cevap yetiştirenler, ona ağızlarını bile açamadılar. Onun için biz terörsüz Türkiye’den yanayız, terörün bitmesinden yanayız. Baştan söylendiği gibi, PKK tüm unsurlarıyla silah bırakacak, kendini tüm unsurlarıyla feshedecek. Terör örgütünden ya da terör eylemlerinden değil, aynı zamanda silahlı mücadeleden vazgeçtiği gibi siyasi görücülükten de vazgeçecekse, elbette bu konuşulabilir. Ama silah bırakmanın karşılığında siyasi bölücülüğe devam edip ve bölücülük talepleri varsa, bu ne devletimiz nezdinde ne de milletimiz nezdinde asla itibar görmemelidir” dedi.
“Asgari ücret ocak ayını beklemeden artan enflasyon düzeyinde artırılmalı ve asgari ücretli nefes almalıdır”
Ekonomik meselelere değinen Başkan Destici, “Maalesef en düşük emekli aylığı 16 bin lira. En düşük ev kirasının 10 bin lira olduğu bir ülkede, 16 bin lirayla eğer tek emekli maaşı varsa, bir hanede bunun geçinmesini, mutlu olmasını nasıl bekleyelim? Aynı şey asgari ücret için de geçerli, 22 bin lira. Yine en düşük ev kirasının 10 bin lira olduğu yerde, 4 kişilik asgari ücretle geçinmeye çalışan bir aile nasıl geçinecek? Nasıl huzurlu ve mutlu olacak? Bunun için bir kere öncelikle emekli aylıkları acilen ve ivedilikle düzeltilmelidir. Hem de kademeli olarak düzeltilmelidir. İkincisi, asgari ücret ocak ayını beklemeden artan enflasyon düzeyinde artırılmalı ve asgari ücretli nefes almalıdır. Pazarda el yakan fiyatlar var. İşin daha kötüsü, daha çirkini, daha ahlaksız olan da nedir? Piyasada 5 lira olan bir ürünün pazarda 50 liraya satılması, piyasada 2 lira olan limonun 100 liraya satılması, piyasada 3 lira olan domatesin 30 liraya satılması. Aynı şey et ve sütte de geçerli. Bunun iki tane sebebi var. Birincisi vurguncular. Bunu çözmenin de iki yolu var. Bu iki tane faturayı kontrol etmeye bakalım. Bir, çiftçiden, üreticiden domates kaça çıkmış? Toptancı onu ondan kaça almış? Marketçiye ya da pazarcıya kaça satmış? İki, faturaya bakacaksınız. Diyelim ki çiftçiden 3 liraya almış, toptancı marketçiye 5 liraya satmış, marketçi de 25 lira yazmış. İşte o marketçinin gereğini yapacaksın. Birincisi süreli, ikincisinde tamamen kapatacaksın, hapis cezası da vereceksin, ayrıca para cezası da vereceksin” ifadelerini kullandı.
“Tarım ve Orman Bakanlığı eliyle kendi üretim çiftliklerini kurmalı”
Konuşmasını sürdüren Destici, “Madem girdi maliyetleri yüksek o zaman devlet girdi maliyetlerini ucuzlatacak. Gerekirse kendisi dışarıdan getirecek, hayvan üreticisine verecek. Ama onu da üreticiler mi yapacak? Orada da kartelleşme var. Beş-on firma ipleri eline almış ve piyasayı istedikleri gibi oluşturuyorlar. O zaman ona da gereken ceza verilecek. Bunun yanında ne yapacaksın? Geçmişte olduğu gibi devlet, Tarım ve Orman Bakanlığı eliyle kendi üretim çiftliklerini kuracak ve vatandaşına eti de, sütü de, peyniri de, yağı da, ekmeği de ucuz yedirecek” dedi.
Programa Büyük Birlik Partisi Kocaeli İl Başkanı Metehan Küpçü, İzmit İlçe Başkanı Battal Moğultay, çok sayıda partili ve belediye başkanları katıldı. Programdan sonra katılımcılara ve halka yemek dağıtımı yapıldı.
Türkiye Basketbol Ligi’nde mücadele edecek ve yeni sezon hazırlıklarına şampiyonluk parolasıyla başlayan Çayırova Belediyesi Basketbol Takımı, ilk antrenmanını gerçekleştirdi.
İki sezondur Çayırova’yı Türkiye Basketbol Ligi’nde temsil eden ve geçtiğimiz sezon play-off yarı finali oynama başarısını gösteren Çayırova Belediyesi, 2025-2026 sezonu hazırlıklarına bugün gerçekleştirdiği ilk antrenmanla başladı. Baş antrenör Gökhan Güney’in öncülüğünde gerçekleştirilen ilk antrenmanda, oyuncuların morallerinin yüksek olduğu gözlemlendi. Yeni sezona süper lig hedefiyle başlayan ve parolanın şampiyonluk olduğu Çayırova Belediyesi Basketbol Takımı, bu sezon genç yetenekler ve tecrübeli isimlerle harmanlanmış kadrosuyla adından sıkça söz ettirecek. Önümüzdeki günlerde yabancı oyuncuların da katılmasıyla tam kadro olarak antrenmanlara devam edecek olan takımın hazırlık maçı takvimi de netlik kazandı.
Çayırova Belediyesi Basketbol Takımı, 2025-2026 hazırlık maçı fikstürü ise şu şekilde; 23 Ağustos Çayırova Belediyesi-Pizzabulls Cedi Osman Basketbol, 27 Ağustos Bursaspor-Çayırova Belediyesi, 30 Ağustos Çayırova Belediyesi-Balıkesir Büyükşehir Belediye, 03 Eylül Tofaş-Çayırova Belediyesi, 06 Eylül Çayırova Belediyesi-Harem Spor, İlkan Karaman Turnuvası 11 Eylül Çayırova Belediyesi-Konya Büyükşehir Belediyesi, İlkan Karaman Turnuvası 13 Eylül Çayırova Belediyesi-Fenerbahçe Koleji.
İSTANBUL'UN KIRKPINAR'I OLARAK BİLİNEN ARNAVUTKÖY YAĞLI GÜREŞLERİNDE BİNLERCE SPORSEVER, PEHLİVANLARIN MÜCADELESİNİ İZLEDİ (BATUHAN TOPRAK/İSTANBUL-İHA)
İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde, Arnavutköy Belediyesi tarafından bu yıl 10’uncusu düzenlenen Geleneksel Yağlı Güreşler, “İstanbul’un Kırkpınar’ı” olma vizyonuyla bir kez daha büyük bir coşkuya sahne oldu. Şehir Parkı’nda kurulan er meydanında binlerce sporsever, 355 pehlivanın kıran kırana mücadelesine tanıklık etti. Organizasyon festival havasında geçerken, finalde altın kemeri Antalya’dan Ali İhsan Batmaz kazandı.
Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayan kortej yürüyüşü ve mehter marşları eşliğinde başlayan etkinliklerde, Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu ve protokol üyeleriyle birlikte çok sayıda vatandaş, Şehir Parkı’ndaki er meydanına yürüdü. Alanda başpehlivanlardan miniklere kadar 14 farklı boyda 355 pehlivan kol bağladı, müsabakalar gün boyu büyük çekişmeye sahne oldu. Başpehlivanların mücadelesi ve festival ortamı, Türkiye’nin dört bir yanından gelen güreş severleri bir araya getirdi. Katılımcılara çeşitli ikramlar sunulurken, etkinlik alanında renkli görüntüler yaşandı. Etkinliğe; Arnavutköy Kaymakamı Mahmut Hersanlıoğlu, Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, AK Parti Arnavutköy İlçe Başkanı Salim Gökhan Gürek, Tarihi Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim, Arnavutköy Güreş Ağası Selçuk Öztürk, Türkiye Güreş Federasyonu temsilcileri, belediye başkan yardımcıları, meclis üyeleri, muhtarlar, STK temsilcileri ve çok sayıda güreş sever katıldı.
Mustafa Candaroğlu: “Bu güreşleri de yıllar boyu sürdüreceğiz”
Düzenlenen programa katılan ve konuşma yapan Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, “Bugün onuncusunu gerçekleştirdiğimiz geleneksel Arnavutköy Yağlı Güreşleri’nde, bir önceki yıla göre katılım ve destek hamdolsun artıyor. Bu da bizi sevindiriyor. Öncelikle burada bizlere destek olan, yanımızda bulunan tüm hemşerilerimize teşekkür ediyorum. Tabii bir geleneği, bir kültürü yaşatmak ve bu geleneksel, tarihi güreşlerimizi vatandaşlarımızla, sporcularımızla ve siz değerli basın mensuplarıyla birlikte sürdürmek bizim asli görevimiz. Bu anlamda bize verdiğiniz destek için teşekkür ederim. Biliyorsunuz, kısa bir süre önce Kırkpınar’ı gerçekleştirdik; 650 yıla yakın bir süredir devam eden yağlı güreşler, Er Meydanı’nda kıymetli sporcularımız ve güreş severlerin desteğiyle sürüyor. Biz de yerel yönetim olarak bu kültürü yaşatmaya ve devam ettirmeye kararlıyız. Güreşlerimiz, ilçemizin merkezinde, ulaşıma çok yakın, otopark sorunu olmayan bir alanda gerçekleşiyor. Bu da hem sporseverler hem de güreş meraklıları için güzel bir fırsat sunuyor. Tüm hemşehrilerimizi bu etkinliklere katılmaya davet ediyoruz. İnşallah bugün gerçekleştirdiğimiz bu güreşleri de yıllar boyu sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Altın kemer Antalya’ya gitti
Gün boyu devam eden müsabakalarda miniklerden başpehlivanlara kadar her kategoride kıyasıya mücadeleler yaşandı. Finalde Antalya’dan Ali İhsan Batmaz, zorlu rakiplerini geride bırakarak Arnavutköy’ün 10. başpehlivanı unvanını ve altın kemeri kazandı.
Tüm boylarda dereceye giren birinciler şu şekilde:
Minik Bir Boy: Hamza Buğra Doruk (Kocaeli)
Minik İki Boy: Atilla Paşaoğlu Yavuz (Sakarya)
Teşvik Bir Boy: Yiğit Baran Avcıyaka (İstanbul)
Teşvik İki Boy: Mustafa Berk Polat (İstanbul)
Tozkoparan Boyu: Salih Yıldız (Kocaeli)
Ayak Boyu: Muhammet Mustafa Kalyon (Yalova)
Deste Küçük Boy: Mustafacav Erdem Ciba (İstanbul)
Deste Orta Boy: Burak Serinkaya (Kocaeli)
Deste Büyük Boy: Serkan Tarım (İstanbul)
Küçük Orta Küçük Boy: Muhammed Ali Başar (Kocaeli)
Avrupa’nın en büyük doğal yaşam parkı Ormanya’da gerçekleştirilen dağ bisikleti turu, doğasever bisiklet tutkunlarını bir araya getirdi. Katılımcılar, dört kilometrelik orman parkurunda doğayla iç içe unutulmaz sürüş deneyimi yaşadı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği Dağ Bisikleti Turu’nun ilk etabı, doğaseverlerin yoğun katılımıyla Ormanya’da gerçekleştirildi. Saat 19.00’da başlayan etkinlikte bisikletliler, Ormanya’nın 4 kilometrelik doğal parkurunda pedal çevirerek doğayla bütünleşti. Meşe ağaçlarının gölgesinde, kuş sesleri ve temiz hava eşliğinde ilerleyen katılımcılar, şehir stresinden uzak zaman geçirdi. Etkinlik; spor yapmak, doğayla vakit geçirmek ve ruhsal yenilenme yaşamak isteyenler için adeta bir kaçış noktası oldu. Tura başlamadan önce tüm katılımcılara kask ve güvenlik ekipmanlarıyla ilgili bilgilendirme yapıldı. Çocuklardan yetişkinlere her yaştan bisiklet severe hitap eden etkinlikte herkes kendi temposunda sürüş gerçekleştirdi. Organizasyon ekibi, parkur boyunca teknik destek ve rehberlik hizmeti sunarak katılımcıların güvenliğini sağladı. Yaklaşık 1 saat süren tur boyunca doğa rehberleri, parkurun flora ve faunası hakkında bilgiler paylaşarak etkinliği eğitici bir deneyime dönüştürdü.
Doğayla iç içe unutulmaz anlar
Yemyeşil doğasıyla bilinen Ormanya’da gerçekleştirilen tur, katılımcılardan büyük beğeni topladı. Ormanın derinliklerinde ilerleyen bisikletliler, karşılarına çıkan sincaplar, kelebekler ve çeşitli kuş türleriyle unutulmaz anlar yaşadı. Şehir yaşamının yoğun temposundan uzaklaşan bisiklet severler, doğayla baş başa kalmanın hem fiziksel hem de zihinsel açıdan yenileyici olduğunu ifade etti. Ormanya Dağ Bisikleti Turu, Temmuz ayı boyunca her Perşembe günü düzenlenmeye devam edecek. Turlar ücretsiz olarak gerçekleştirilecek. Etkinliğe katılmak isteyenler, Büyükşehir Belediyesi’nin resmi web sitesi üzerinden detaylı bilgiye ulaşıp başvuru yapabilecekler.
Gölcük’te düzenlenen Geleneksel Rahvan At Yarışları Değirmendere Koşusu’na, Türkiye’nin dört bir yanından 107 at ve binicileri katıldı. Kıyasıya geçen yarışlarda atlar nefesleri kesti.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Gölcük Belediyesi ve Geleneksel Spor Dalları Federasyonu işbirliği ile düzenlenen Geleneksel Rahvan At Yarışları Değirmendere koşusu, Rahvan At Bakım ve Konaklama Tesisi Koşu Pisti’nde yoğun katılımla gerçekleşti. Gölcük Belediyesi Geleneksel Rahvan At Yarışları Değirmendere Koşusu, büyük ilgi ve katılımla Rahvan At Bakım ve Konaklama Tesisi Koşu Pisti’nde düzenlendi. 11 kategoride yapılan yarışlara, Türkiye’nin dört bir yanından ve Gölcük, Değirmendere’den 107 at katıldı. Büyük heyecan ve çekişme yaşanan yarışlarda; dereceye girenler düzenlenen törenle ödüllendirildi. Çekişmeli yarışlarda baş, baş altı, büyük orta, küçük orta, deste, dörtlü tay, üçlü tay, ikili tay, ithal atlar(A), ithal atlar(B), köylü dörtnal kategorilerinde dereceye girenlere ödülleri takdim edildi.
Dereceye girenler
Baş atlar: 1. Özgür Güven, 2. M. Zaid Oruç, 3. Berker Gün. Başaltı: 1. Berker Gün, 2. Recep Şimşir, 3.İbrahim Barut. Büyük Orta: 1. Niyazi Yavyu, 2. Serhat Kadir, 3.Recep Akbaş. Küçük Orta: 1. Zekiler Gıda, 2. İbrahim Barut, 3.Hasan Hançer. Deste: 1. Akın Grup Hayvancılık, 2. İsmail Tanrıkurt, 3.Mustafa Dinçbaş. Dörtlü Tay: 1.Mehmet Çakar, 2.Serap Polat, 3. Seydi Koçak. Üçlü Tay: 1. İsmet Büyükataman, 2. Cengiz Irak, 3.Süleyman Gökbayrak. İkili Tay: 1 Mustafa Burmaoğlu, 2.Mehmet Uçmaz, 3.İsmail Kellegöz. İthal B: 1.Ahmet Yasin Ulusoy, 2.Nazım Sunar, 3.Rıdvan Erdoğan. İthal A: 1. Ahmet Yasin Ulusoy, 2. Şevki Atman olarak ödül almaya hak kazandı.
Gölcük Belediyesi Rahvan At Bakım ve Konaklama Tesisi Koşu Pisti’nde düzenlenen yarışlarda izleyiciler arasında; MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, Gölcük Kaymakamı Müfit Gültekin, Gölcük Belediye Başkan Vekili Kadir Özdemir, Belediye Başkan Yardımcıları İbrahim Uzuner ve Kürşat Çakıroğlu, MHP İlçe Başkanı Derya Çavdar ile Gölcük ve çevre illerden gelen yüzlerce vatandaş yerini aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’nde düzenlenen ‘2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi’nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Tayyip Erdoğan olarak şahsen faizsiz ekonomi özlemimi bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceğim. Tıpkı ‘Dünya 5’ten büyüktür’ itirazımızda olduğu gibi faize dayalı ekonomik nizamın değişmesi için de mücadeleden geri durmayacağız. Tüm teşviklerimize rağmen ülkemizde katılım bankacılığının yüzde 8,1 oranında kalmasını açıkçası yeterli bulmuyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AlBaraka İslam Ekonomisi Forumu tarafından İstanbul Finans Merkezi’nde, Halkbank’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi’ne katıldı.
“Faizsiz ekonomi özlemimi bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceğim”
Zirvede açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbulumuz’da 3 kıtanın kavşak noktasında 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi münasebeti ile sizleri ağırlamaktan onur duyuyorum. Özellikle yurt dışından şehrimize teşrif eden misafirlerimizi bu kadim şehri bütün yönleri ile yaşamalarını temenni ediyorum. Ülkenizdeki kardeşlerinize selam götürmenizi istirham ediyorum.
Müslümanlar olarak dünya nüfusunun yüzde 25’ini oluşturuyoruz. Ancak İslami finans sektörünün büyüklüğü yaklaşık 2 buçuk trilyon dolar seviyesinde. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi 57 ülkenin dünya ticaretinden aldığı pay yüzde 11 civarındadır. İslam alemi olarak aramızdaki ticaret, yatırım finans ve iş birliği imkanlarını en üst düzeye çıkarmalıyız. İslam ekonomisi için stratejiler teması altında düzenlenen zirvemizde yapılan tartışmaların çok faydalı olacağına inanıyorum. 3 gün sürecek zirvede birbirinden seçkim isimler pek çok önemli meseleyi değerlendirme fırsatı bulacak.
İstanbul’un küresel bir merkez haline gelmesi için attığımız adımlar ülkemizin yanı sıra İslami finans camiasına da yeni fırsatlar sunuyor. İstanbul Finans Merkezi çatısı altında başlattığımız iş birlikleri küresel ekonomiye entegrasyon kadar İslami değerlerimizi koruyan bir model inşa etme gayretimizin de en somut nişanesidir. Katılım Finans’ın İstanbul merkezli gelişmesine büyük önem veriyoruz. Sahip olduğu birikim ve potansiyel İstanbul’a çok ciddi avantaj sağlıyor.
Her alanda alternatif paradigmalara duyulan ihtiyaç kendini giderek daha fazla belli ediyor. İnsan odaklı adaletli merhametli sorumlu bir paradigmaya olan talep artıyor. Cari küresel ekonomik sistem sadece tüketimi ve kar maksimizasyonunu önceleyen sorunlu yapısı ile insani değerleri geri planda tutmakta, eşitsizlikleri beslemekte, üretimsiz bir büyümeyi özendirmektedir. Mevcut sistem ekonomik kalkınmayı destekleyecek çözümler bulmak yerine asıl problemlerin üstünü örtmektedir. Mevcut sistemin bu haliyle devam edemeyeceği birçok uzman ve düşünür tarafından ifade ediliyor.
Yarım asra yaklaşan siyasi hayatı boyunca milletin takdiri ile geldiği tüm görevlerde faize dayalı ekonomik sistemle mücadele etmiş bir kardeşinizim. Gelir adaletini bozan, milyarlarca insanı bir avuç kapitalistin kölesi haline getiren çarpık sisteme daima itiraz ettim yine itiraz ediyorum. Her ne surette olursaolsun, faizi ve faize dayalı bir ekonomik sistemi meşru göremeyeceğimizi sık sık ifade ettim. Bunun yanında faizin ekonomide üretimde ticarette ve sosyal hayatta yol açtığı sorunlara dikat çektim. Rantiyenin sesi olan muhalefet bunda da hep karşımıza dikildi. Doğru olan politikalarda dahi, bu ülkenin hayrına dokunacak yerli ve milli bir duruş sergileyemediler. Oysa insanlığı faize mecbur ve mahkum bırakan küresel sisteme itiraz etmek yerilecek değil, takdir edilecek vakur bir tavırdır. Tayyip Erdoğan olarak şahsen faizsiz ekonomi özlemimi bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceğim. Tıpkı ‘Dünya 5’ten büyüktür’ itirazımızda olduğu gibi faize dayalı ekonomik nizamın değişmesi için de mücadeleden geri durmayacağız. Alternatif çözümlerin toplumda yaygınlaşması için çaba harcayacağız” dedi.
“Ülkemizde katılım bankacılığının yüzde 8,1 oranında kalmasını açıkçası yeterli bulmuyoruz”
Erdoğan, “Dünyada artan eşitsizlikler finansal krizlerin sebep olduğu güven bunalımı ve ciddi ekonomik riskler bizimle birlikte başkalarını da yeni modeller geliştirmeye teşvik ediyor. İslami ekonomi ilkeleri, risk paylaşımını adaleti ve toplumsal dayanışmayı merkeze alan özgün yapısı ile öne çıkıyor. Tüm teşviklerimize rağmen ülkemizde katılım bankacılığının yüzde 8,1 oranında kalmasını açıkçası yeterli bulmuyoruz. Türkiye Varlık Fonu tarafından gerçekleştirilen 1 milyar dolarlık sukuk ihracı kıymetli olsa da önümüzde ciddi mesafe var. Halkbank’ın katılım finans sektöründe hizmet verecek olmasını memnuniyetle karşılıyor, aldıkları bu stratejik karardan ötürü kendilerini tebrik ediyorum. İslami ekonominin faizsiz ekonominin de ötesine geçen boyutları, ilkeleri, umdeleri ve düzenlemeleri ihtiva ettiği unutulmaması mühimdir. Londra’nın yanı sıra İstanbul’un da ev sahipliği yaptığı Al Baraka zirvelerinin bu bakımdan önemli bir rol oynadığını görüyoruz. Al Baraka zirvesi gibi platformlar İslam aleminin farklı coğrafyalarında faaliyet gösteren kuruluşları bir araya getirerek ortak stratejilerin şekillendirilmesine imkan sağlıyor. Zirvenin sonunda ortaya çıkacak stratejilerin yalnızca bugünün değil yarının da ihtiyaçlarına cevap verecek güçlü bir temelin atılmasına vesile olacağı kanaatindeyim. Zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen Al Baraka Forum başta olmak üzere, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimize, Türkiye Varlık Forumuna, İstanbul Finans Merkezine, Halkbank’a, İslam İşbirliği Gençlik Forumu ile İbni Haldun Üniversitesine teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Ekonomik maliyeti 105 milyar doları bulan deprem felaketinin izlerini silmeye çalışıyoruz”
“Küresel ekonomide ticaret savaşlarının alevlendiği, jeopolitik risklerin ise yüksek seyrettiği zorlu bir dönemden geçiyoruz” diyen Erdoğan, “Yüksek küresel borçluluk, yaşlanan nüfus, iklim değişikliği gibi yapısal sorunlar küresel büyüme üzerinde baskılar oluşturuyor. Artan belirsizlikler nedeniyle özellikle bazı sektörlerde ciddi sıkıntılar baş göstermeye başladı. En büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği son 2 yılda ortalama yüzde 0,8 büyüyebildi. Türkiye olarak ekonomik maliyeti 105 milyar doları bulan deprem felaketinin izlerini silmeye çalışıyoruz. Son 2 yılda bu amaçla kullandığımız kaynağın tutarı 75 milyar doları buldu. 201 bin konutun anahtarını teslim ettik. Yıl sonuna kadar 252 bin konutun anahtarlarını depremzedelerimize teslim etmeyi planlıyoruz. Tüm zorluklara rağmen hamdolsun iyi gidiyoruz. Deprem bölgesinde yaralar hızla sarılıyor. Komşumuz Suriye 13,5 yıl süren iç çatışmaların ardından 8 Aralık devrimi ile birlikte yavaş yavaş istikrara kavuşuyor. Rusya – Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik görüşmelere İstanbul’da tekrar ev sahipliği yapmaya hazırlanıyoruz. Vicdanlarımızı kanatan barbarlıkların yaşandığı Gazze’de zulmün durması ve ateşkesin tesisi için çaba gösteriyoruz. İçeride terörsüz Türkiye hedefimize sağlam adımlarla ilerliyoruz. Her şeye karşı çıkan mutlu azınlık dışında siyaset kurumu ve toplumun kahir ekseriyeti terörsüz Türkiye sürecine destek veriyor. 40 yıl boyunca her biri canımızdan bir parça olan kayıplarımız harici ülkemizin 2 trilyon dolarına mal olan bir beladan kurtulmaya çok yakınız. İnşallah sağ duyulu samimi bir süreç yönetimi ile bu sefer menzile varacağımıza inanıyorum” dedi.
“Biz Cumhuriyet tarihinin en düşük enflasyon ve faiz oranlarını yakalamış bir hükümetiz”
Erdoğan, “İki yıldır dirayetle uyguladığımız makro ekonomik istikrar ve reform programımızın olumlu neticelerini görmeye başladık. Temel önceliğimiz olan enflasyonda gözle görülür iyileşmeler kaydettik. Yıllık enflasyon 11 aydır kesintisiz düşüyor. Nisan ayında son 40 ayın en düşük seviyesine geriledik. Hedefimiz net; enflasyonu kalıcı şekilde tek haneli seviyelere indireceğiz. Petrol fiyatlarında düşüş hem enflasyonu hem dış açığı aşağı çekiyor. Merkez Bankamızın brüt rezervleri 153 milyar doları aştı. Mart ayında işsizlik oranı yüzde 7,9’a geriledi. 2005’ten bu yana en düşük seviyeyi gördük. Tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerinde çalışan başına aylık 2 bin 500 TL KOSGEB desteği vermeye başladık. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelede etkin adımlar atıyoruz. Özellikle göz bebeğimiz reel sektörümüzü ihmal etmeden süreci titizlikle yönetiyoruz. KOBİ’lerimiz için desteklerimizi güçlendiriyoruz. Geçtiğimiz hafta imalatçı KOBİ’lerin yatırım ve işletme harcamaları için 30 milyar TL’lik yeni destek pakedi açıkladık. Geride bıraktığımız 2 yılda kayda değer mesafe aldığımız ekonomik programımızı uygulamakta kararlıyız. Türk ekonomisi 19 çeyrektir kesintisiz büyüyerek gücünü bir kez daha ispat etti. Biz Cumhuriyet tarihinin en düşük enflasyon ve faiz oranlarını yakalamış bir hükümetiz. Böyle bir dönemde 3-5 ağacın taşınması bahane edilerek başlatılan Gezi olayları olmasaydı ülkemiz şu anda çok farklı bir konumda olurdu. Gezi kalkışması ile başlayan 15 Temmuz ihaneti ile iyice şiddetlenen ülkemize yönelik saldırılar zinciri yakın zamana kadar devam etti. İstanbul merkezli yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını takip eden sokak terörü ve boykot çağrıları da bu saldırıların devamı niteliğinde idi. Ana muhalefet partisi genel başkanının milli markaları hedef gösteren bununla da yetinmeyip Türkiye’yi yurt dışına şikayet eden sorumsuz tavrı nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu göstermeye kafidir. Ülkemizde tüm umudunu Türkiye’nin ekonomik olarak tökezlemesine bağlamış köhne bir zihniyet var. Bu zihniyetin aktörleri ellerine geçirdikleri her fırsatı Türkiye’ye taş atmak ve milletimizi sırtından hançerlemek için kullanmaktadır. Dedikodular üzerinden siyaset yaptıklarını zannederek kendilerini komik duruma düşürüyorlar. Kendi seçmenleri bile bunların sorunları çözebileceğine inanmıyor. Hırsları akıllarını esir alanlara şunu hatırlatmak istiyorum: Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekirse Türkiye batsın anlayışı ile hareket ederek hiçbir yere varamazsınız.
Kendi çıkarlarını milletin menfaatleri önüne koyan muhterisler bugüne kadar başarılı olamadı. Biz ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hizmet ülkümüzden ayrılmadan yola devam edeceğiz. Emeklilerimizin 4 bin TL olan Kurban Bayramı ikramiyelerini yarından itibaren ödemeye başlayacağımızın müjdesini burada sizlerle paylaşmak istiyorum. 31 Mayıs – 4 Haziran tarihleri arasında sırasıyla Bağkur, emekli sandığı ve SSK’lı olmak üzere yaklaşık 16 milyon emeklimize toplam 57,4 milyar TL’lik ikramiye ödemesi yapacağız” şeklinde konuştu.
Gebze’de, Bizim Yazarlar Kitap Tanıtım Günleri’nde gençlerle bir araya gelen Prof. Dr. Nurullah Genç, “Bol bol okuyup kedimizi geliştireceğiz, sanatı ve tarihimizi öğreneceğiz ki bu ülke güzelleşsin. Yoksa 20 yıl sonra çocuklarınızın küfürleriyle baş başa kalırsınız.” dedi.
Gebze Belediyesi tarafından düzenlenen “Bizim Yazarlar Kitap Tanıtım Günleri” etkinliğinin açılışı, kültür merkezinde gerçekleşti. 25 Mayıs tarihine kadar devam edecek etkinlikte toplam 100 yazar okurlarıyla buluşuyor. Gerçekleşen açılış törenine Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hasan Soba, Prof. Dr. Nurullah Genç, yazarlar ve öğrenciler katıldı. Etkinlikte, 11 yaşında ilk kitabını yazan yazar ile 80 yaşında 53 kitabı bulunan deneyimli yazar gibi geniş yelpazede isimler yer alıyor. Kitapseverler, farklı yaş ve deneyimlerden pek çok yazarı tanıma fırsatı bulacak. “Bizim medeniyetimiz yazı medeniyetidir” diyen Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, “Batı medeniyeti resim ve heykel medeniyetidir. Bizim kütüphanelerimizde el yazması eserlerimiz bin 200 yıllıktır. Ama batıdaki el yazması eserler en fazla 450 yıllıktır. Yazılan her kelimenin gücü ve özü vardır. O özü kavrayıp hayatımıza yansıtabiliyorsak, o zaman üzerimize düşünen vazifeyi yapmış oluyoruz. Sizler bizim ve ülkemizin geleceğisiniz. Bu anlamda çok çalışan ve üreten bir nesil olmalısınız.” ifadelerini kullandı.
“Sanatı ve tarihimizi öğreneceğiz ki bu ülke güzelleşsin”
Ardından Prof. Dr. Nurullah Genç, “Kelimenin Esrarı” konulu söyleşi gerçekleştirdi. Prof. Dr. Nurullah Genç, “Herkes kendinin aynasıdır. Bu sebeple kullandığımız kelimelere dikkat etmeliyiz. Gıybet, küfür kötü süz almış başını gidiyor. Bol bol okuyup kedimizi geliştireceğiz, sanatı ve tarihimizi öğreneceğiz ki bu ülke güzelleşsin. Yoksa 20 yıl sonra çocuklarınızın küfürleriyle baş başa kalırsınız.” ifadelerini kullandı.
Programın sonunda çekilişle kitap seti kazanan okura hediyesini, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz ve Prof. Dr. Nurullah Genç birlikte verdi. “Bizim Yazarlar Kitap Tanıtım Günleri” süresince yazarların imza günleri, söyleşiler ve çeşitli kültürel etkinlikler düzenlenecek. Kitap severler, Gebze Kültür Merkezi’nde birbirinden değerli eserlerle buluşma imkanı yakalayacak.