Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Aileler, kaybettikleri evlatları için yürüdüler: “Mücadeleye devam edeceğiz”

İstanbul’da bıçaklanarak hayatını kaybeden Mattia Ahmet Minguzzi’nin annesi Yasemin Minguzzi ve evlatlarını kaybeden aileler Kocaeli’de yürüyüş düzenledi.

Kocaeli’nin İzmit ilçesinde Mattia Ahmet Minguzzi’nin annesi Yasemin Minguzzi ve evlatlarını kaybeden aileleler yürüyüş düzenlendi. Merkez Bankası önünden başlayan yürüyüş, İzmit yürüyüş yolunun sonuna kadar devam etti. Yürüyüşe Hodri Meydan taraftar grubu da destek verdi. Açıklamalarda bulunan Derya Umman “Oğlumu geri verin” diyerek feryat etti.

“Bugün okullar açıldı ve benim çocuğum okula gidemedi”

“Bugün okullar açıldı ve benim çocuğum okula gidemedi, bu çok acı bir şey” diyen Minguzzi, “Misafir olarak kaldığım bir ailenin evinde sabah 9 gibi uyandım evin yanında bir okul olduğunu bilmiyordum. Mikrofondan muhtemelen okul müdürüydü haydi çocuklar sıraya ara ara isim söylüyordu, Zeynep, Ayşe, Ahmet. 3 kere Ahmet ismini duydum. Bugün okullar açıldı ve benim çocuğum okula gidemedi, bu çok acı bir şey. Hepimiz çok acılı aileleriz, gerçek hayatta gerçekten yaşamıyoruz yarı ölü gibiyiz. Bu yaşadığımız normal değil. Yüzümü yıkadım bir kahve yaptım kendime İnstagram’a girdim iki polis şehit olmuş. Bu yapan 16 yaşında ’iblis diyoruz biz onlara’ öyle değil mi? Bakın onlar durmuyor biz de durmayacağız. Mücadeleye devam edeceğiz. Benim hiçbir şeyden korkum yok, canımdan can gitmiş zaten. Söyleyecek başka bir şey bulamıyorum, hiç durmaya niyetim yok” ifadelerine yer verdi.

“Türk gençliğine çok güveniyorum”

Yasemin Minguzzi, “Kocaeli’nde ki gençleri 2 Ekim’de Ahmet’in davasına bekliyorum. Özellikle gençler, neden gençler diyorum? Türk gençliğine çok güveniyorum. Binin otobüse gelin. Destek olun. Sizin bağırmalarınız mahkeme salonlarına kadar geliyor ve öyle bir destek alıyorum ki sizden. 2 Ekim’de benim içinde ağır olacak çünkü katillerin 4’ü birden geliyor ve yüz yüze olacağız. Aramızda inanın 2 metre mesafe bile yok. Ne kadar kalabalık olup ne kadar sesimizi duyurursak o kadar iyi olacak” dedi.

“Suça sürüklenen çocuk yoktur, katil çocuk vardır”

“Suça sürüklenen çocuklar diye adlandırıyorlar ama suça sürüklenen çocuk yoktur, katil çocuk vardır” açıklamalarında bulunan Orhan Umman, “Evladımızı kaybettik bizde suça sürüklenen çocuklar diye adlandırıyorlar ama suça sürüklenen çocuk yoktur, katil çocuk vardır. 3 kişi tarafından darp edilerek vefat etti benim oğlum, bizde adalet için buradayız. 2 yıl yatıp dışarı çıktı bir tanesi, oğlumu verin” dedi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Kadın girişimcinin 22 yıllık emeği bir gecede yok oldu

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/08/kadin-girisimcinin-22-yillik-emegi-bir-gecede-yok-oldu-0-U5RpxZYM.mp4
Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde 22 yıllık emeğini adadığı 40 tavuğu köpek saldırısında telef olan kadın girişimci Fatma Yılmaz, “Benim bu zararım, bu emeklerim ne olacak? Onlar çocuklarım gibiydi” dedi.

Uzunçiftlik Mahallesi’nde yaşayan 45 yaşındaki Fatma Yılmaz, dün sabah kümesine girdiğinde korkunç manzarayla karşılaştı. Gece saatlerinde kümese giren köpeklerin, 40 tavuğu telef ettiği öğrenildi. Emekleri bir gecede yok olan Fatma Yılmaz, “Sabah namazından sonra kümese geldiğimde tavuklarımın içler acısı halini gördüm, hepsi telef olmuştu. Görünce şok geçirdim, ayaklarım tutuldu. Çocuk gibi baktım onlara, emek verdim. Hepsinin ismi vardı. Siyah olanları ’kara oğlum’, beyaz olanları ’küçük oğlum’ diye severdim. Benim için onlar çocuk gibiydi” dedi.

“Tavuklarla geçimimi sağlıyordum”

20 yılı aşkın süredir yumurta ve süt satarak geçimini sağladığını belirten Fatma Yılmaz, daha önce de kümesinin köpeklerin saldırısına uğradığını ve yetkililere defalarca şikayette bulunduğunu belirtti. Önceki şikayeti üzerine muhtarın köpekleri toplattığını ancak hayvanların 1,5 ay sonra geri geldiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:

“Bugün muhtar tekrar köpekleri toplatmış ancak tavuklarım gittikten sonra bir anlamı kalmadı. Defalarca şikayet ettim. Zabıta ekipleri sürekli kapıma gelerek horoz ve tavukların ötmesinden dolayı şikayet olduğunu söylüyordu. O olay için sürekli kapımı çalan kişiler, köpek olayında kapıma gelmediler. Sokak hayvanları can da benim tavuklarım can değil mi? Ben o kadar emek veriyorum, uğraşıyorum. Ben tavuklarla geçimimi sağlıyordum. Yumurta satıyorum, süt satıyorum. Benim zararım ne olacak? Zararından geçtim onlarla manevi bağım vardı”

“Beni ne şikayetler ne de köpekler yıldıramayacak”

Telef olan tavuklarının her birine isimle seslendiğini ve hepsinin değerli cinsler olduğunu anlatan Yılmaz, kadın girişimci olarak kendisine destek yerine sürekli köstek olunduğunu dile getirdi. Fatma Yılmaz, “Niye bana hep köstek oluyorlar? Ben bunu anlamış değilim. Ya şikayet ediyorlar ya da köpek yiyor” diye konuştu.

“Ben düştüğüm zaman daha güçlü kalkarım”

Tavuklarını o halde görünce büyük bir şok yaşadığını ifade eden Yılmaz, yaşadığı büyük üzüntüye rağmen pes etmeyeceğini de vurguladı. Mücadelesine daha güçlü bir şekilde devam edeceğini belirten Yılmaz, “Ben düştüğüm zaman daha güçlü kalkarım. Daha fazla tavuk yetiştireceğim. Beni ne şikayetler ne de köpekler yıldıramayacak” ifadesini kullandı.

“Bu tavuklar benim 22 yıllık emeklerim”

Tavuklarının telef olmasıyla 22 yıllık emeğinin heba olduğunu vurgulayan Yılmaz, kendi geçimini sağladığını, eşinden bile para almadığını söyledi. Maddi zararının çok büyük olduğunu ifade eden Yılmaz, “Bir tavuk şu an 500-600 liradan aşağı değil. Cins tavuklarım vardı, onların değeri daha fazla. Benim bu zararım, benim bu emeklerim ne olacak? Onlar çocuklarım gibiydi” diye konuştu.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Kurumsal hayatın stresini hobisiyle atıyor

Kocaeli’de iş stresinden uzaklaşmak isteyen Asuman Aldemir, Bodrum’da gördüğü ışıklı su kabaklarından ilham alarak başladığı hobisini eski bir ahırı dönüştürdüğü atölyede sürdürüyor. Aldemir, el emeğiyle yaptığı ürünleri ise sadece sevdiklerine hediye ediyor.

Uzuntarla Mahallesi’nde yaşayan 48 yaşındaki Asuman Aldemir, 4 yıl önce tatil için gittiği Bodrum’un Gümüşlük beldesinde gördüğü ışıklı su kabağı süslemelerinden etkilenerek hayatında yeni bir yolculuğa çıktı. Uzun yıllar kurumsal firmalarda insan kaynakları müdürü olarak görev yapan Aldemir, iş hayatının stresinden uzaklaşmak amacıyla başladığı bu hobiye zamanla tutkuyla bağlandı. Bu ilgisini geliştiren Aldemir, Uzuntarla’daki evinin yanında bulunan eski bir ahırı kendi elleriyle atölyeye dönüştürdü. Asuman Aldemir, atölyede su kabağını işleyerek gece lambası, avize ve çeşitli dekoratif süs eşyaları üretiyor.

“İlk denemem başarılı olmadı”

Su kabağı süslemesine hobi olarak başladığını ifade eden Aldemir, “Hobi amaçlı yaptığım ürünleri sevdiklerime armağan ediyorum. Bu süs kabaklarını ilk kez Bodrum Gümüşlük’te görmüştüm. Açıkçası el emeği ürünleri yapmayı çok seven biri olduğum için bunu satın almak yerine, ’Ben de yapabilirim’ diye düşündüm ve Gümüşlük’ten ham kabak aldım. Buralarda bu kabağı bulabilmek pek mümkün değildi. İlk denemem tabii ki başarılı olmadı ama sonrasında babam kendi bahçesinde su kabakları yetiştirmeye başladı. Onlarla yavaş yavaş bu işe başladım. Doğal olarak malzeme almam da gerekiyordu. Örneğin boncuğun tedariki zor, Türkiye’de çoğu yerde bulamıyorsunuz. Matkabım da özel. Tüm malzemelerimi topladıktan sonra keyif amaçlı ışıklı su kabakları yapmaya başladım ve devam ediyorum” dedi.

“Tamamen hayal gücünüze kalmış”

Yapım süreci hakkında bilgi veren Aldemir, “Ham kabağın dışında küf gibi görünen sağlıklı korunması için tabakası var. O tabakayı tel ile yıkıyorum. Sonrasında objenin resmini çiziyorum, bu tamamen hayal gücünüze kalmış. Zaten benim için de en güzel yanı bu. Sonra matkapla deliyorum. Deldikten sonra isteğe göre bazen boyuyorum, bazen ham haliyle bırakıyorum. En sonunda ise boncuğu ve ışığını takıyorum” diye konuştu.

Satmıyor, sevdiklerine hediye ediyor

Asuman Aldemir, ürünlerini ticari amaçla yapmadığını vurgulayarak, “Benim işim tamamen hobi amaçlı. Önemli olan benim için yaparken keyif alabilmek ve o keyfi de alıyorum. Çok enteresan talepler de geliyor. Şu an mesela kuru kafa yapıyorum, arkadaşımın oğlu istemişti. Yeğenlerime, kardeşime, evlenen kuzenlerime hediye ediyorum” şeklinde konuştu.

“Benim için değerli ve önemli bir alan”

Atölyesi hakkında konuşan Aldemir, “Burayı hobi olarak planladım. Şu an içinde bulunduğumuz atölye eski bir ahırdı. Yaptığım dekorasyon çok hoşuma gitti. Örneğin süslemelerde kullandığım taşları dereden topladım, harcını kendim yaptım. Benim için değerli ve önemli bir alan. Burayı yaşam alanı haline getirdim” ifadelerini kullandı.

“İş yerindeki bütün stresi hobiyle atıyorum”

Bu uğraşıların kendisi için bir terapi olduğunu dile getiren Aldemir, “İş yerindeki bütün stresi hobiyle atıyorum. Elimle yaptığı her şey beni inanılmaz rahatlatıyor. Bu kabak lambası olabilir, el işi olabilir. Bu hobime başlarken bana, ’Tamamlayamazsın Asuman’ dediler ama bu konuda istikrarlı gittim. Bu konuda başarılı olduğumu düşünüyorum. Ben fiziksel yorgunluğa ihtiyaç duyuyorum. Bu beni rahatlatıyor. Fiziki anlamda yorulduğum zaman beynimdeki bütün stres, sıkıntı tamamen yok oluyor. İnsan yapmak istediklerini yapabilmeli. ’Ben bunu yapamam’, ’Bu benim elimden gelmez’ gibi cümleler benim tercih ettiğim ve söylediğim şeyler değil. Birebir aynısı olması şart değil ama kendi emeğiniz ve zevkinizi katıyorsunuz” dedi.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version