Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut, karşılaşmayı değerlendirdi. Palut, “Ofansif manada bizim için hiç iyi maç değildi. 1 puanı kazan olarak görüyorum” dedi. Ali Sowe içinse “Kendine çekidüzen vermeli” ifadelerini kullandı.
Trendyol Süper Lig’in 6. haftasında Çaykur Rizespor, deplasmanda Kocaelispor ile 1-1 berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında teknik direktör İlhan Palut açıklamalarda bulundu. Palut, “Maç öncesinde baktığımız zaman iki takımın da puan olarak lige iyi başlayamadığını söyleyebiliriz. Kocaelispor cephesine baktığınızda oynadığı her maçta mücadele ortaya koyan ama puan anlamında istedikleri noktaya bunu taşıyamayan takım görünümündeydi. Bu maçta büyük bir istek ve coşkuyla maça başlayacaklarını bekliyorduk. Önde karşılamaya çalışalım, kazandığımız topları kolay kaybetmeyelim diye konuştuk. Her ne kadar Kocaelispor’a pozisyon vermesek de ilk 30 dakikada sahada rakip kaleyi bulmakta zorlanan, oyunu kendi alanında kabullenen takım görüntüsü vardı bizim adımıza. Oyuncu değiştirmek zorunda kaldım, sistemi değiştirdim. Hazırlanışı ve bitirişi çok iyi bir gol de attık. Sonra top eline çarptı ve beraberlik. İkinci yarı daha dengeli bir oyundu. Kocaelispor topa biraz daha fazla sahip oldu ama net pozisyon onlar da bulamadı, biz de bulamadık. Ofansif manada bizim için hiç iyi maç değildi. Berabere biten maçlarda bazı takımlar 1 puan kazanırken bazı takımlar 2 puan kaybeder. Bugün bu ivme Kocaelispor’daydı. Gösterdiğimiz performansa nazaran aldığımız 1 puanı kazanç olarak görüyorum. İyi oynamadık. Mücadelelerinden dolayı oyuncularımı kutluyorum. Kocaelispor’a da kalan maçlarında başarılar diliyorum” dedi.
“Öyle bir şey olduysa en sert şekilde tavrımı takınacağım”
Penaltı noktasına su dökülmesi ve eşelenmesiyle ilgili kulübeden direktif verilmesi iddiasıyla ilgili soruya Palut, “Tüm samimiyetimle söylüyorum ne böyle bir konuşma, ne direktif duydum ne de gördüm. Biz buna tenezzül edecek insanlar değiliz. Rakibin ayağını kaydırıp da penaltıyı kaçırtmalarını sağlayacak insanlar değiliz. Böyle bir şeyden korkarım. Ben bunu mutlaka kontrol edeceğim. Böyle bir şey olmuşsa bir daha bunun olmaması için en sert şekilde tavrımı takınacağım. İnşallah başka ayrıntılar vardır. Öteki türlü kötü ve bize yakışmayan bir davranış” diye yanıtladı.
“Ali Sowe kendine çekidüzen vermek zorunda”
Ali Sowe’un performans düşüklüğü hakkında İlhan Palut, “Futbolcu istenilen performansı göstermediğinde soru sorulduğunda okları direkt ona çevirmek bir teknik adam için çok doğru değil. Aile içinde çözmemiz gereken bir durum. Ama kendisine çekidüzen vermeli, açık ve net söyleyeceğim. Ben de görüyorum. ‘İyi değil ama almalı mıyım, top gelir içeri atar mı, 10 dakika sonra düzelir mi, rakiple iyi mücadele eder mi?’ gibi düşünceleri bana çok yaşatıyor. Ne verdiği belli, soru işaretleri olmayan bir oyuncu. Gol atmaması değil, bu kadar çok top kaybı yaşatması bizim için problem. Bizim yardımımızdan fazla bireysel çaba göstererek bizim adımıza yıpratıcı olan süreci inşallah atlatacağız” sözlerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milletimizin hasretini çektiği büyük ve güçlü Türkiye’ye kavuşmamıza çok az kaldı. Zulümle, krizle, çatışmayla boğuşan coğrafyamızda barış rüzgarlarının esmesine inanın çok az kaldı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş Tüpraş Stadyumu’nda gerçekleştirilen Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yaz Okulları Finali Programı’na katıldı. Gençleri selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, TÜGVA mensuplarına teşekkür ederek, “Kalbi güzel, zihni açık, heyecanı yüksek evlatlarımızla buluştuğumuz bu programda emeği geçen her bir kardeşime şükranlarımı iletiyorum. Sevgili gençler, 81 ilimizde 400 bin öğrencinin katıldığı yaz okullarında gençlerimiz 6 hafta boyunca dolu dolu zaman geçirdiler. Bir yandan milli ve manevi değerlerimizi kuşanırken, diğer yandan farklı spor dallarında kendilerini geliştirdiler. Türkiye Gençlik Vakfımız maşallah hem eğitim, hem kültür, sanat ve spor faaliyetleriyle 11 yıldır çok kıymetli hizmetler veriyor. Vakıf okulları, doğa kampları, münazara yarışmaları, kitap okuma kulüpleri gibi programlarla milyonlarca gencimize ulaşıyor. İslam dünyasını ilgilendiren bütün meselelerde TÜGVA milletimize yakışan vicdanlı, onurlu, merhametli bir duruş sergiliyor. Vakfımızın daha pek çok alandaki başarılı çalışmalarıyla iftihar ediyoruz” diye belirtti.
“Her bir gencimizi ihlasla kucaklayacak, muhabbetle bağrımıza basacağız”
Türkiye’de gençleri marjinal grupların insafına bırakmayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii şunu da gayet iyi biliyoruz, ellerine geçirdikleri her fırsatı TÜGVA’ya saldırmak için kullananları rahatsız eden de işte bu hizmetlerdir. Polise asit atan, taş atan, molotof atan, esnafın malını mülkünü yağmalayan değil, vatana, millete, ümmete sevdalı gençlerin yetişmesini istemiyorlar. TÜGVA’ya karşı hükümetleri bu yüzden ama onlara bugün kötü bir haberim var. Onları daha uzun yıllar rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Gençlerimizi marjinallerin insafına terk etmeyeceğiz. Her bir gencimizi ihlasla kucaklayacak, muhabbetle bağrımıza basacağız. Bugün bir kez daha medeniyet değerlerimizin şuurunda yeni kuşakların yetişmesi için varını yoğunu ortaya koyan her bir kardeşime, her bir TÜGVA mensubuna, yöneticisine, gönüllüsüne teşekkür ediyorum. Anadolu’nun toprağından kaynayan bir kan, cemiyet için harcanan emek, bin yıllık tarih, güçlü bir devlet ve ebedi olduğuna inanmış bir ruh. Evet, rahmetli Nurettin Topçu’nun bu sözlerle tarif ve taltif ettiği gençlik işte burada. Sultan Alparslan’ı Sultan Fatih’le, Selahattin Eyyubi’yi Yavuz Selim’le, Kanuni’yi Sultan Abdülhamid’le buluşturan gençlik işte burada. Malazgirt akınlarını, Çanakkale savunmasıyla, milli mücadeleyi 15 Temmuz destanıyla birleştiren gençlik işte burada. Köklerini bilen, mazisini tanıyan, geçmişi geleceğe taşıyan gençlik işte burada. Mekke’yi Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye, Horasan’dan Kudüs’e, Kırım’dan Gazze’ye, Gönül coğrafyasını kucaklayan gençlik işte burada. Üstad’ın ifadesiyle, dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, ölçünün davacısı gençlik işte burada” dedi.
İktidarları öncesi gençlerin çok sıkıntı çektiğini belirten Erdoğan, “Sevgili gençler, sizler dünyaya gözlerinizi AK Parti iktidarında açtınız. Ülkesine ve milletine sevdalı kadroların yönetiminde büyüyorsunuz. Bakın anne ve babalarınız gerçekten sancılı, sıkıntılı günler yaşadı. Yasaklara, baskılara haksızlıklara karşı, kararlı bir mücadele yürüttük. Kat sayı zulmünü kılık kıyafet yasaklarını başörtüsü üzerindeki baskıları, tek tek ortadan kaldırdık. 28 Şubat’ın kirli ve kibirli zihniyetini bir daha geri gelmemek üzere tarihin çöp sepetine yolladık. Ayrıca eğitimde fırsat eşitliği başta olmak üzere, sizlerin önüne açacak pek çok düzenlemeyi, hayata geçirdik. 81 ilimizi eğitim kurumlarımızla kütüphanelerle, yurtlarla, gençlik ve spor tesisleriyle bilim merkezleriyle, gençlerimiz için donattık. Elbette önümüzde gidecek daha çok yolumuz var. Daha ülkemize kazandıracağımız pek çok reform, yatırım, hizmet var” diye konuştu.
“Coğrafyamızda barış rüzgarlarının esmesine inanın çok az kaldı”
Erdoğan, “Milletimizin hasretini çektiği büyük ve güçlü Türkiye’ye kavuşmamıza çok az kaldı. Zulümle, krizle, çatışmayla boğuşan coğrafyamızda barış rüzgarlarının esmesine inanın çok az kaldı. Allah’ın izniyle sizlere terörün olmadığı her metrekaresinde huzurun, güvenliğin, refahın, kardeşliğine kemer olduğu bir Türkiye’yi teslim edeceğiz. Son nefesimize kadar sizlerin hizmetinde olmaya inşallah devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir kere şunu her zaman aklınızın bir köşesinde tutmanızı rica ediyorum. Sizler ebeveynlerinizin yanı sıra bu milletin evlatlarısınız. O yüzden daima iyinin, doğrunun ve haklının yanında saf tutacaksınız. Bilginizi ahlakınızla, şahsiyetinizi merhametinizle süsleyeceksiniz. Çok okuyacak, çok öğrenecek, çok öğreteceksiniz. Size bakanlar hayranlık duyacak. Sizi görenlerin kalbi umutla dolacak. Sizi yolunuzdan döndürmek isteyecekler. Ümitlerinizi, hevesinizi, şevkinizi kırmaya çalışacaklar. Son LGS tartışmasında olduğu gibi size iftira atacak, size kara çalacaklar. Bunlardan asla ayılmayacaksınız. Zorbalıklara boyun eğmeyeceksiniz. Moralinizi hiçbir zaman bozmayacaksınız. Onlara en güzel cevabı başarılarınızla vereceksiniz. Okullarınızın duvarlarına astıracağınız şeref tablolarıyla vereceksiniz. Türkiye ve dünya çapında elde edeceğiniz derecelerle vereceksiniz. Unutmayın, hiç kimse bu ülkede size üvey evlat muamelesi yapamaz. Eğitiminizle, ufkunuzla, karakterinizle, önünüze koyduğunuz hedeflerle sizden sonrakilere örnek olacaksınız. Her şeyin yeri, zamanı, şartları vardır. Hepsinin ötesinde Rabbimizin çizdiği bir kader planı vardır. Bu yüzden, bizim bugün farklı sebeplerle yapamadıklarımızı yarın inşallah sizler başaracaksınız. Ben karşımda işte böyle bir gençlik görüyorum” ifadelerini kullandı.
“Gazze’de son asrın en vahşi soykırımı yaşanıyor”
Gazze’de yaşananlara ilişkin de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnanıyorum ki her biriniz Gazze’de yaşananları takip ediyorsunuz. Filistinli kardeşlerimiz, Siyonist cinayet şebekesinin yüzde 90’ını yerle yeksan ettiği Gazze’de açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla mücadele ediyor. Her gün karnı sırtına yapışmış masum bebeklerin, çocukların, kadınların şehadet haberini alıyoruz. Gazze’deki masumlar gıda dağıtım merkezi olarak adlandırılan kıyım merkezlerinde bitkinlikten bayılıyor. Kalleş kurşunların hedefi oluyor. Anne ve babalar enkazların arasında kilometrelerce yol yürüyüp bir çuval un alabilmek, bir yudum suya erişebilmek için canlarını tehlikeye atıyor. Benzerlerini yalnızca toplama kamplarında göreceğimiz sahnelerin çok daha kötüsü şu an Gazze’de sözde medeni dünyanın gözleri önünde yaşanıyor. Şunu bugün bir kez daha açık açık ifade ediyorum. Gazze’de son asrın en vahşi soykırımı yaşanmaktadır. Gazze’de sadece çocuklar, sadece bebekler değil, insanlık adına ne varsa masumların kanından beslenen bir avuç caninin elinde yok edilmektedir” şeklinde konuştu.
“Bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulamak sizin ne haddinize?”
Gazze’deki vahşete ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren ülkenin Türkiye olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’deki mazlumların hakkını korkusuzca savunan hükümet, Türkiye Cumhuriyeti hükümetidir. Terör devleti İsrail’in karşısında dimdik duran iktidar, bizim iktidarımızdır. Şunu sizin ve ailelerinizin özellikle bilmesini isterim. Gazze’deki kardeşlerimizi bir an olsun yalnız bırakmadık. 101 bin tonu aşan insani yardımlarımızla kardeşlerimizin yanında olduk. İsrail’le ticareti tamamen durdurarak Filistin halkının yanında olduk. Diplomatik temaslarımızla, uluslararası alandaki çabalarımızla Gazze’nin yanında olduk. Daha burada sayamayacağımız nice destekle, nice yardımla Gazze’nin ve Gazzeli mazlumların yanında olduk. İsrail’den aferin almak için Filistin direnişine terör iftirası atanlara rağmen Gazze’nin kahraman evlatlarına sırtımızı dönmedik. Tehdit edildik, gizli açık pek çok operasyona maruz kaldık. Ama hiçbir zaman Filistin’i ve Filistin davasını savunmaktan vazgeçmedik” dedi.
“Sevgili gençler, değerli kardeşlerim, şimdi bakıyorsunuz birileri çıkıyor bizim Filistin davasına olan sarsılmaz desteğimizi sorgulamaya kalkıyor” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Buradan edep ve adap dışı ifadelerle hükümetimize edep alanlara sadece şunu söylüyorum. Bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulamak sizin ne haddinize? Daha düne kadar topraklarını savunan Gazzelilere terörist diyen siz değil miydiniz? Madem mazlumun yanındayız diyorlar, madem mazlumun yanındaydınız, peki 14 yıl boyunca Suriye’de neredeydiniz? 1 milyon insan katledilirken, Suriyeli kardeşlerimiz zulüm görürken, işkence görürken neredeydiniz? Halep’te, Derağa’da, Humus’ta, Hama’da mazlumların üzerine varil bombaları yağarken neden sesiniz çıkmadı, neden konuşmadınız? Karabağ ülkemizin desteğiyle azatlık mücadelesi verirken, işgalcilerin tezleriyle cana Azerbaycan’a iftira atan siz değil miydiniz? Libya’ya yardıma gittiğimizde, Libya’dan bize ne diyen siz değil miydiniz? Kusura bakmayın, kimseyi kandıramazsınız. Çünkü siz hiçbir zaman mazlumların yanında olmadınız. Çünkü siz Orta Doğu’ya hiçbir zaman kardeşlik penceresinden bakmadınız. Ümmet olmanın ne demek olduğunu anlamadınız. Bu duyguyu hiçbir zaman yüreğinizde hissetmediniz. Şimdi çıkmış kapkara sicilinize bakmadan bizi eleştiriyorsunuz. Kabine üyelerimizi eleştiriyorsunuz. Bakanlarımıza seviyesizce dil uzatıyorsunuz. Ne yaparsanız yapın, bize kara çalamayacaksınız. Filistin halkının kalbindeki Türkiye sevdasını, Tayyip Erdoğan sevdasını söküp atamayacaksınız. Türk milletinin bir asır sonra kardeşleriyle yeniden kucaklaşmasına engel olamayacaksınız. Siz inkar etseniz de tarih bizim dik duruşumuzu yazıyor. Türkiye’nin verdiği zorlu mücadele mümin gönüllere iftihara katılıyor. Şuna da tüm yüreğimizle inanıyoruz. Hürriyetin o kızıl kapısı mutlaka açılacak. Gazzeli kardeşlerimiz öz yurtlarında şehit kanlarıyla sulanmış o mübarek topraklarda inşallah ebediyen özgürce yaşayacak. O kutlu gün geldiğinde Allah nasip ederse biz de orada olacağız. Kardeşlik görevimizi yerine getirmenin gönül huzuruyla orada olacağız. Zor zamanda hakkı haykırmanın gururuyla orada olacağız. Zalimler karşısında dik durmanın şerefiyle orada olacağız.”
Gebze’de, Bizim Yazarlar Kitap Tanıtım Günleri’nde gençlerle bir araya gelen Prof. Dr. Nurullah Genç, “Bol bol okuyup kedimizi geliştireceğiz, sanatı ve tarihimizi öğreneceğiz ki bu ülke güzelleşsin. Yoksa 20 yıl sonra çocuklarınızın küfürleriyle baş başa kalırsınız.” dedi.
Gebze Belediyesi tarafından düzenlenen “Bizim Yazarlar Kitap Tanıtım Günleri” etkinliğinin açılışı, kültür merkezinde gerçekleşti. 25 Mayıs tarihine kadar devam edecek etkinlikte toplam 100 yazar okurlarıyla buluşuyor. Gerçekleşen açılış törenine Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hasan Soba, Prof. Dr. Nurullah Genç, yazarlar ve öğrenciler katıldı. Etkinlikte, 11 yaşında ilk kitabını yazan yazar ile 80 yaşında 53 kitabı bulunan deneyimli yazar gibi geniş yelpazede isimler yer alıyor. Kitapseverler, farklı yaş ve deneyimlerden pek çok yazarı tanıma fırsatı bulacak. “Bizim medeniyetimiz yazı medeniyetidir” diyen Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, “Batı medeniyeti resim ve heykel medeniyetidir. Bizim kütüphanelerimizde el yazması eserlerimiz bin 200 yıllıktır. Ama batıdaki el yazması eserler en fazla 450 yıllıktır. Yazılan her kelimenin gücü ve özü vardır. O özü kavrayıp hayatımıza yansıtabiliyorsak, o zaman üzerimize düşünen vazifeyi yapmış oluyoruz. Sizler bizim ve ülkemizin geleceğisiniz. Bu anlamda çok çalışan ve üreten bir nesil olmalısınız.” ifadelerini kullandı.
“Sanatı ve tarihimizi öğreneceğiz ki bu ülke güzelleşsin”
Ardından Prof. Dr. Nurullah Genç, “Kelimenin Esrarı” konulu söyleşi gerçekleştirdi. Prof. Dr. Nurullah Genç, “Herkes kendinin aynasıdır. Bu sebeple kullandığımız kelimelere dikkat etmeliyiz. Gıybet, küfür kötü süz almış başını gidiyor. Bol bol okuyup kedimizi geliştireceğiz, sanatı ve tarihimizi öğreneceğiz ki bu ülke güzelleşsin. Yoksa 20 yıl sonra çocuklarınızın küfürleriyle baş başa kalırsınız.” ifadelerini kullandı.
Programın sonunda çekilişle kitap seti kazanan okura hediyesini, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz ve Prof. Dr. Nurullah Genç birlikte verdi. “Bizim Yazarlar Kitap Tanıtım Günleri” süresince yazarların imza günleri, söyleşiler ve çeşitli kültürel etkinlikler düzenlenecek. Kitap severler, Gebze Kültür Merkezi’nde birbirinden değerli eserlerle buluşma imkanı yakalayacak.
Kocaelispor Teknik Direktörü İsmet Taşdemir, MKE Ankaragücü maçı sonrası, “İstemediğimiz bir oyun oldu ama en azından maçı kurtardık. Benim için duraklama dönemi ama 5 maç kazanırsak şampiyon oluruz” dedi.
Trendyol 1. Lig’de 29. hafta karşılaşmasında Kocaelispor konuk ettiği MKE Ankaragücü ile 1-1 berabere kaldı. Karşılaşmanın ardından Kocaelispor Teknik Direktörü İsmet Taşdemir, “Zorluk derecesi yüksek maçlardan birini oynadık. Özellikle ilk yarı istediğimiz oyunu oturtamadık, rakip bizden daha iyi oynadı. İkinci yarı çok daha farklı, en azından mağlubiyeti istemeyen oyuncu grubu vardı. Bulundukları yer kötü, düşmemeye oynuyorlar ama rakip çok kaliteli bir takım. İkinci yarı kaybetmeme adına verilen mücadeleyi sevdim, beğendim ama 4 haftadır galip gelemiyoruz. Ligin bu haftaları çok zor. 4 haftadır galip gelemiyoruz ama puan farkını da koruyabildik. Çünkü maç kazanmak zorlaştı. Üzerine eksikler de gelince bizim için daha da zorlaştı. Yenilmedik ama yenilebilirdik de. İstemediğimiz bir oyun oldu ama neticesinde kaybetmeyi istemeyen oyuncu grubuyla en azından maçı kurtardık. Yenilmeden yolumuza devam ediyoruz” dedi.
“En iyi sonucu alabilecek değişiklikler yapmaya çalıştık”
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İsmet Taşdemir oyun sistemi ve oyuncu değişiklikleri konularında, “Çift forvet başladık. Rakip 3-5-2 oynuyordu, biz de onlara karşı 3-5-2 başladık. İkinci yarı kendi oyunumuza döndük. 4-4-2’ye de döndük, daha sonra Barış’ı sağ beke aldık. Elimizdeki oyuncularla en iyi sonucu alabilecek değişiklikler yapmaya çalıştık. Vukovic geldiğimden beri çok konuşuluyor. Çok iyi bir karakter ve profesyonel. 1-2 eksik olduğu yer var ve onları söylüyoruz. Onları yaptığında bize çok yararı oluyor. Kendi içimizde olan durumlar. Bugün yedekti ama bir haftada 3 maç oynadık. İlk iki maçta da ilk 11 başladı. Bu maçta daha dinlenmiş oyuncu tercih ettik, Cihat da gol atmıştı. Daha iyi gelebilirdi ama gelmedi. Muharrem tercihinde ise çok iyi sol ayağı var ve kaliteli oyuncu. Bazı rakip takımlarda çabuk, süratli, atletik oyuncu olduğu zaman Yunus’u tercih ediyoruz. Bütün oyuncularımızdan maksimum verimi alıp oynatmaya çalışıyoruz. Rakibin çok maçlarını izliyor ve analiz yapıyoruz. O doğrultuda kadro çıkarıyoruz. Tamamen rakiple be oynayacağımız oyunla alakalı kadro çıkarıyoruz” yanıtını verdi.
“5 maç kazanırsak şampiyon oluruz”
Galibiyet hesabıyla ilgili olarak İsmet Taşdemir, “5 galibiyet bizi şampiyon yapar. 10 puan ödeyiz, 9 maç kaldı, üçüncü ile aramızda. Bizim için önemli olan orası. 3 takımın da Karagümrük ve Gençlerbirliği’nin de, bizim de Malatya maçını çıktığınızda 8 maç kalıyor. Şu anda da 3 maçtan fazla avantajımız var. Dolayısıyla 5 maç bizi şampiyon yapacaktır” ifadelerini kullandı.
“Markao çok duygusal. Performansında çok daha fazlasını verebilir”
Markao’nun kazanılması ve Mehmet Yılmaz tercihi konusundaki soruya ise Taşdemir, “Markao çok duygusal. Kolay etkilenebiliyor. Biz iyi futbolcu olduğunu da, sıkıntılı süreçten geçtiğini de biliyoruz. Ciddi ameliyat geçirdiğini ve sezon başı kampını yapamadığını, tam olarak fiziksel açıdan hazır olmadığını biliyoruz. Her geçen gün üzerine koyuyor. Duygusal olduğu için kazanma şansımız da çok yüksek. Biz kazanmaya çalışıyoruz. Bizim için önemli bir oyuncu. Onun gerçek performansı değil, çok daha fazlasını verebilir. Kilit maçlarımızda daha çok ön plana çıkarır diye bekliyorum. Bizim sağ bekimiz Mehmet Yılmaz. Uzun süredir forma giyememesi, daha sonra bir maçta forma geldiğinde doğru değerlendirememesinden dolayı o maçta Onur’u oynatmıştık ve memnun kalmıştık. Ters bir şey olduğunda 3’lüye dönebiliriz diye bu şekilde başladık. Barış’ın bize faydalı olacağını düşündük. Çok güzel orta yaptı, maça katkı da verdi. Onu da tebrik ediyorum. Hepsi bizim oyuncularımız. Şampiyonluk yolunda hepsinin faydası olacaktır. Hiç ummadığımız oyuncu şampiyonluk getirecektir” diye konuştu.
“Mendes riskli dönerse haftaya oynatmayacağım. Bir maç kaybedebilirim ama Mendes’i kaybedemem”
Mendes’in dönüşü ve önümüzdeki hafta oynanacak Fatih Karagümrük maçıyla ilgili olarak da İsmet Taşdemir, “Herkse can havliyle oynuyor ve lideri devirmek istiyorlar. En uç noktalarda oynuyor ki normal bu. Olması gereken bu. Bizim buna reaksiyon verip daha iyisini oynamamız lazım. Biz geldikten sonra takım bir pik yaptı. 8 maçta 6 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyetle yolumuza devam ettik. Şu an kendi adıma duraklama dönemi diye değerlendirebilirim. Sezon sonuna kadar bir takım pik gitmez, iniş ve çıkışlar olacaktır. Bunun bir kafayı kaldırıp yukarı gitmesi olacaktır. Eksik olduğumuzda, bütün oyuncularımızın hepsiyle çalıştığımızda daha farklı olacağını düşünüyorum. Riskli yetişirse Mendes’i haftaya düşünmüyorum. Bir tane maç kaybedebilirim ama Mendes’i kaybedemem. Onların da zaafları var. Bence iyi bir maç olacak. Biz orada yine kazanmak için oynayıp inşallah kazanıp döneceğiz” sözlerini kaydetti.
TFF 2. Lig ekibi Belediye Derincespor’un Bölgesel Amatör Lig takımı Gebzespor’a devri konusunda düğümü çözecek olan Gebze’nin 3. Lig’e çıkıp çıkmaması olacak. Mor Menekşeler profesyonel olursa iki kulüp de yola devam edecek, çıkamazsa Derince kapatılıp yarışma hakları devredilecek. Resmi değişimi yapılan ancak fiziki devri yapılmayan Belediye Derincespor pürüz yaşanan maddeler aşılamazsa iade edilecek.
TFF 2. Lig Kırmızı Grup’ta mücadele eden Belediye Derincespor’un ekonomik sorunları nedeniyle gündeme gelen bölgesel amatör ligde bulunan Gebzespor’a satılması konusunda Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) resmi internet sitesindeki güncelleme kafaları karıştırdı. TFF sitesinde Belediye Derincespor’un kulüp başkanı Yusuf İzzettin Öztürk olarak revize edildi. Kent kamuoyunda satışın tamamlandığı yönündeki iddialara her iki kulüp başkanı da resmiyette değişiklik yapılsa da bazı pürüzlerin henüz aşılmadığını, herhangi bir devir teslim olmadığını, mahremiyeti açısından kamuoyuyla paylaşmadıkları başlıklarda anlaşma sağlanamazsa kulübün geri iade yapılacağını söyledi.
“Aramızda sorun yok ama pürüzler aşılamazsa iade edilecek”
İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirinin sorularını yanıtlayan Gebzespor Kulübü Başkanı Yusuf Öztürk, “Aramızda herhangi bir sorun yok. Ağabey-kardeşiz ancak bazı konularda pürüz var. Aşabilirsek yeni planlamalar devreye girecek fakat anlaşma sağlanamazsa kulübün kağıt üzerinde iadesi yapılacak. İsmi değişiklik oldu ama aramızda ufak pürüzler var. Kağıt üzerinde kulüp bizim üstümüzde olsa da anlaşamadığımız bazı başlıklar var. Onları halledersek devam edeceğiz. Anlaşamazsak zaten aldığımız gibi iade ederiz, bu noktada sıkıntı yok. Zaten biz kulübü alsak da sezon sonuna kadar bütün yapısıyla beraber Nevzat Başkan devam edecek” dedi.
“Gebzespor 3. Lig’e çıkarsa iki takım da yoluna devam edecek”
Bütün hesapların Gebzespor’un 3. Lig’e çıkıp çıkmamasıyla alakalı olduğunun altını çizen Yusuf Öztürk, “Gebzespor şu an iyi gidiyor. Eğer 3.lige çıkarabilirsek iki kulübü de devam ettirmek istiyoruz. Çıkaramazsak amacımız; Derince’nin yarışma haklarını alıp Gebzespor’u 2. Lig’den devam ettirmek. Derince’yi düşünme amacımız bu. Her şey Gebzespor’un çıkmasıyla alakalı. Belediye Derincespor da ligde çabasına devam ediyor. Kadrosunu güçlendirdi. Oradaki çocuklar da bizim çocuklarımız, Nevzat bizim kardeşimiz. Aynı şehrin takımları, çocuklarıyız. Bizim o çocukları gönderme gibi bir niyetimiz hiç olmadı, olmayacak. Anlaşırsak ve kulübü alırsak da aynı çocuklarla devam etmeyi planlıyoruz. Bu takım Gebze’ye de gelse o çocuklarla devam etmeyi düşünüyorum” diye konuştu.
“Altyapıdaki sporcularla ilgili de oturup konuşacağız”
Belediye Derincespor’un alt yapısında oynayan yüzlerce çocuk ve ailelerinin belirsiz bekleyiş yaşamasıyla ilgili olarak da soruya yanıt veren Yusuf Öztürk, “Eğer ki bizim yapabileceğimiz bir şey olursa tabii ki yapacağız. O çocuklar da bizim çocuklarımız. Yapabildiğimizi yapacağız. Biz bu kulübü aldık da gerisi ne olursa olsun gibi düşüncemiz asla yok. Ama ne yapabiliriz, nasıl yaparız, hep beraber oturup konuşacağız” ifadelerini kullandı.
“Gebze’de sıkıntımız şu; tek stat var ve bütün maçlar orada oynanıyor”
Belediye Derincespor’un borçları ve devre konu rakamlarla ilgili açıklama yapmayı doğru bulmadığını belirten, anlaşma sağlanıp da takımın Gebze’ye götürülmesi halinde saha sorunu ve çim zemin yapılması konusunda ise Öztürk, “Şu an stadın zeminini çime yapma düşüncemiz yok. Ama sıkıntımız; bizim orada saha yok. Metin Oktay çalışmadan dolayı kapalı. Alaattin Kurt Stadı var ve bütün maçlar orada oynanıyor. Tamam, profesyonel lige çıkacağız da sadece kendimizi düşünüp hareket edemeyiz. Gerekirse maçları başka yerde oynayacağız. Çocuklara saha ayarlayabilirsek ki Pelitli’de bir sahamız var. Orası çıkarsa ve onları oraya taşıyabilirsek tabii ki çim saha yapmak istiyoruz. Şu an Gebze’de bir saha var ve bütün maçlar orada oynanıyor. Kulübün borçları ya da ne kadara devir olacağıyla ilgili herhangi bir şey demem etik olmaz. Kulübün başkanı hala Nevzat’tır. Kağıt üzerinde belki bizde ama anlaşıp da bize geçmeden benim bir şey söylemem yanlış olur” şeklinde konuştu.
“Bizi yıllardır dışarda görüyorlar. Bunu ortadan kaldırmak istiyorum”
Şehirdeki İzmit- Gebze ayrımını ortadan kaldırmak istediğini de vurgulayan Öztürk, sözlerine şöyle devam etti: “Burada en başta diyeceğim şey; oradaki bütün çocuklar bizim çocuklarımız. Biz de bu kentin çocuklarıyız. Yıllardan beri bizi hep dışarda görüyorlar. Ben bunu ortadan kaldırmak istiyorum. Hepimizin aynı şehrin takımı ve insanları olduğumuzu göstermek istiyorum. Derince’nin de bizi sahiplenmesini istiyorum. Maçlarımıza gelmelerini istiyorum. Bizi çağırsınlar biz de gidelim. Kardeşlik olsun istiyorum. Alırsak zaten Nevzat da devam edecek. Bizim ikinciye kulüp yönetelim gibi çalışmamız yok. Eğer 3.lige çıkarsak iki takım devam eder, Nevzat orada devam eder. Takım çıkmazsa biri amatörde, biri profesyonelde iki takımı kaldıramayız. Ama ikisi de profesyonel olursa orda oynayamayanları Gebzespor’a indiririz. Pilot takım gibi düşünelim. İkisi de profesyonel olursa yönetmek daha kolay olur. Nevzat ile bizim kafa yapılarımız, bakış açılarımız uyduğu için çok rahat yönetiriz. Çıkamazsak tek takım üzerinden devam etmek istiyorum.”
“Bir hafta, on gün içinde tamamen netleşecek”
Öztürk, “Her şeyin hayırlısı olsun. Önümüzdeki günlerde hepsi belli olacak. Gizli saklı hiçbir şeyimiz yok bizim. Bazı şeyleri söyleyemiyorsam Nevzat’ı ilgilendiren konulardır. Ekonomik sıkıntı devam ederse; başka yere gideceğine, Gebze’ye gelsin. Hepimiz sahip çıkalım. Hayırlısıyla anlaşabilirsek, inşallah da Gebze çıkarsa kardeş kardeş yürür gideriz, iki takımı da yürütürüz. Biz oradaki yarışı da bırakmayacağız. O takımı alırsak da sezon sonuna kadar gideceğiz. Kimseyi ortada bırakamayız. Bize güvenip gelen insanlar var. Bir hafta, on gün içinde bu konular tamamen netleşecek. Sonrasında belki birlikte açıklama yaparız” sözlerini kaydetti.
Nevzat Bayram: “Herhangi bir sorun yok ama birkaç gün süreye ihtiyacımız var”
Kağıt üzerinde değişimin yapıldığını ancak fiili olarak herhangi bir devir yapılmadığını, bazı konulardaki pürüzlerin henüz giderilmediğinin altını çizen Belediye Derincespor Kulüp Başkanı Nevzat Bayram, “Bazı özel püf noktalar var. Şu an kağıt üzerinde olmasa da kulüp başkanıyım. Kulübü teslim ettiğimiz, yarın maça gelecekleri, antrenmanlara gelecekleri durum yok. Öte yandan Yusuf ağabeyle aramızda herhangi bir olumsuzluk ya da problem de da yok. Henüz uzlaşma sağlayamadığımız konu da mali değil. İkimiz de aynı kafadayız. Sadece bazı pürüzlerle ilgili birkaç gün daha süreye ihtiyacımız var” dedi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Kaşkaldere (95 Evler) D-100 Altı Kavşak ve Bağlantı Yolları’nın açılışı gerçekleştirildi. Proje kapsamında özellikle Derince ve Körfez ilçeleri arasında konforlu bir ulaşım sağlandı.
Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt, programda yaptığı açıklamada, projenin hayata geçirilmesinden duyduğu mutluluğu ifade ederek, “Çok yoğun bir trafik ile karşı karşıyaydık. Büyükşehir Belediyemizden istediğimiz bir projeydi. Başkanımız ve ekibi böylesine değerli bir projeyi ilçemize kazandırdı” dedi.
Söğüt, başta Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ve ekibi olmak üzere, projede emeği geçenlere teşekkür etti.
“Teşekkür etmeniz lazım”
Projenin detayları hakkında bilgi veren Başkan Tahir Büyükakın ise proje tutarının altyapıdan üstyapıya kadar 361 milyon TL’ye olduğunu ifade etti. Büyükşehir tarafından yapılan ulaşım yatırımlarına değinen Büyükakın, “Bana, ’Bunu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na yaptırdın, sen yapmadın. Onu neden anlatıyorsun?’ diyorlar. Bakanlığa yaptırmış olsam bile bu zaten ayrıca bir başarı. Neden başarı? Eskiden, ’Bu kent Türkiye’nin ekonomisine katkı veriyor, hak ettiğini alamıyor’ diyerek eleştiriyordunuz. Şimdi buna teşekkür etmeniz lazım ama etmiyorsunuz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yapmış olsa bile teşekkür etmek lazım. Bakanlık yapıyor da, sonra bizim bütçemizden kesiyor. Her ay proje bittikten sonra bütçemizden kesinti başlar. Şuana kadar Şehir Hastanesi tramvay hattı ile ilgili her ay bizden zaman zaman 100 milyon lira, 120 milyon lira olmak üzere kesintiler yapılıyor. Bugüne kadar bizden Şehir Hastanesi tramvay hattı için toplam 930 milyon lira kesildi” diye konuştu.
“İnşallah çok yakında bitecek”
Başkan Büyükakın, sözlerine şöyle devam etti:
“Şimdi metro projeleri de aynı şekilde. Mesela Gebze metrosunu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yapıyor. Kuzey metronun inşaatı başladı, onu da Bakanlık yapıyor ama devreye alındıktan sonra bedeli Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinden kesilecek aslında. Bizim kaynaklarımıza kalsa çok uzun yıllar alacak projeyi erkene çekmiş oluyoruz. Tamamını Bakanlık verse daha da güzel ama öyle olmuyor, bakanlık yaptıktan sonra belediyenin kaynaklarından tahsil ediyor. Gebze’deki metro 15,7 kilometre. İnşallah çok yakında bitecek”
“Sorun efendiliğimiz mi?”
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin kente kazandırdığı Kartepe Teleferiği ile ilgili Büyükakın, “1994 seçimlerini çok iyi hatırlıyorum. Seçim beyannamelerinde teleferik ve tramvay vaatleriydi. Yapmadılar. Teleferik Kocaeli’nin 50 yıllık hayaliydi. Yılan hikayesine dönmüştü. Geçen dönemde yapıldı bitti. ’Yapmıyorsunuz’ diyorlardı, yapmaya başladık, ’Siz bunu bitiremezsiniz’ dediler. Bitirdik, ’Vizyonunuz bu mu?’ diyorlar. ’Yapmadınız?’ diye soruyordunuz. Capsler yapıyordunuz, beni o teleferik vagonlarına binmiş şekilde paylaşıyordunuz sosyal medyada. Bakın biz size bunu da yapmıyoruz. Genel başkanınıza doğru bilgi vermiyorsunuz. Cadde isimlerini verip, ’Orada gezsene’ diye bizim cumhurbaşkanımıza laf söyletiyorsunuz. Orada gelin beraber gezelim bakalım, siz kaç kilometre yol yürüyebileceksiniz. Bizim yaptığımız işleri kendiniz yapmış gibi satıyorsunuz. Sorun efendiliğimiz mi? Sorun sakin sakin anlatmamız mı, illa bağırmak mı gerekiyor? İlla kırıcı, dökücü sözler söylemek mi gerekiyor?” şeklinde konuştu.
“Ey İmamoğlu, sizin kadar bizim aklımız popülizm yapmaya ermiyor mu?”
İzmit Körfezi’nde yürütülen temizlik çalışmalarına da değinen Büyükakın, bu çalışma için 23 arıtma tesisinin çalıştırıldığını, bunun da yıllık enerji maliyetinin yaklaşık 700 milyon TL olduğunu söyledi. Büyükakın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na seslenerek, “Benim aklım sizin kadar çalışmıyor mu? Ey İmamoğlu, sizin kadar bizim aklımız popülizm yapmaya ermiyor mu? Deniz ne olacak? Zor durumda olan öğrencimizi de ortada bırakmıyoruz. Vergimizi de yatırıyoruz. Öğrencimize de yardım ediyoruz, emeklimize de yardım ediyoruz ama ifşa etmiyoruz. 32 diş sırıtıp insanları ifşa etmiyoruz. Gizli saklı yapıyoruz, kimse bilmiyor. İhtiyacı olana kartı veriyoruz, gidip ihtiyacını alıyor. İnsanın niyeti hayır olacak, göz boyama olmayacak. Allah’ın izniyle biz bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Onlar ne derlerse desinler. Ne kadar karalamaya çalışırlarsa çalışsınlar. Hizmet burada, vatandaş o hizmeti görüyor. Bundan sonra bedavaya konuşmak yok, her söylediğinizin cevabını alacaksınız ama biz yine efendiliğimizden taviz vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği tarafından düzenlenen ESİAD 3. Yatırım Zirvesi sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Karşıyaka Stadı ile ilgili açıklama yapan Başkan Tugay, “Hükümet yapmıyor, yapmayacağı kesin. Bu bizim İzmir’e olan, Karşıyaka’ya olan borcumuz. Bakanlık bize o alanı tahsis eder etmez bir an önce ihalesini yapacağız ve inşaatı başlayacak” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, yapılması planlanan Karşıyaka Stadı, yatırımlar ve çeşitli konular hakkında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Karşıyaka Stadı için 2025 yılında 250 milyon TL kaynak ayrıldığı, stadın temelinin atılıp atılmayacağının sorulması üzerine Başkan Dr. Cemil Tugay, “İhalesi yapılacak, dolayısıyla temeli atılacak ve inşaatı ilerleyecek diye düşünerek bütçeyi ayırdık. Yıl içinde düzenlemelerle miktar da artırılabilir. Önemli olan işi en hızlı şekilde bitirmek. Adaylığımdan, Karşıyaka Belediye Başkanlığımdan beri söylüyorum. Hükümet yapmıyor, yapmayacağı kesin. Bolca yerel yönetim eleştirisi yaptılar ama kendileri hiçbir şeyi ilerletmediler” dedi.
“Bizim yapmamız lazım”
Statla ilgili alanın devri için yazışmaların son aşamaya geldiğini açıklayan Tugay, “Geçen dönem hukuki engeller kalktığında gidip bakanla bizzat görüştüğümüzde, bakan ‘Biz buraya para ayırmayacağız, yapmayacağız’ dedi. Dolayısıyla bizim yapmamız lazım. Onurla, gururla bunu yapabileceğimizi söyledim. Bu bizim İzmir’e olan, Karşıyaka’ya olan borcumuz. Bütün kulüplerimiz ayrı ayrı değerli. Ama 1912 yılında kurulmuş olan Karşıyaka Spor Kulübü’ne sahip çıkmak İzmir Büyükşehir Belediyesi de dahil, İzmir’in tüm kurumlarının sorumluluğudur. O nedenle bakanlık bize o alanı tahsis eder etmez, inşaata başlayacağız. Yazışmada son aşamadayız, inşallah alanı verecekler. Ondan sonra bir an önce ihalesini yapacağız ve inşaat başlayacak. Bu sene içerisinde inşaatı da başlar, temeli de atılır. İnşallah en kısa zamanda da bitiririz” şeklinde konuştu.
“Hiçbir çalışma görmüyoruz”
İzmir’e yatırım konusunda hükümeti eleştiren Başkan Tugay, “Hükümetin İzmir’de yaptığı bazı harcamalar tabii ki var. En çok okul yapımıyla ilgili bütçe ayrılmış. Bizim bir trafik sorunumuz var, ikinci çevre yolunu projelendirdiler. Biz de bunu desteklediğimizi söylüyoruz. Aslında Hamza Dağ adayken ikinci çevre yolunun ne kadar değerli olduğunu, hükümet eliyle yapılacağını söyledi. Bununla ilgili bugün hiçbir çalışma görmüyoruz. En önemli konulardan biri bu. Diğer bir önemli konu İzmir Limanı. İzmir Limanı ölüyor. Her geçen yıl ciddi bir kapasite azalması yaşıyor. Limanın eskimiş altyapısının yenilenmesi lazım. Onun ötesinde navigasyon kanalı yapılması lazım. Bunlarla ilgili hiçbir çaba yok. İZBAN konusu da var. İnsanlar belediyeyi suçluyor ama aslında demiryolunun altyapısıyla ilgili çalışma sorumluluğu TCDD’de. Geçmiş yıllarda kaynak ayırmadığı gibi bu sene de hatların kullanımıyla ilgili yaptığı yüzde 300 zamla belediyeden para alıp yatırıma kullanmaya çalışıyor” dedi.
“İzmir’i sevmiyorlar”
Çandarlı Limanı’nın kötü projelendirme sonucunda durduğunu belirten Tugay, Aliağa’daki özel limanları örnek gösterdi. Tugay, “İzmir’in doğal yapısını bozacak yatırımlara izin veriyorlar. Ama gerçekten bizim ihtiyacımız olan sorunlara yönelik çalışmalar yapmıyorlar. Belediye yapsın, yapmalı ama belediyeyi de adeta ‘nasıl engelleriz’ diye çalışıyorlar. İzmir’i sevmiyorlar, oldum olası bu aydın, çağdaş kenti sevmiyorlar. Görkemli binalarda konfor içinde yaşarken ülkedeki insanların sefaletini, açlığını görmek istemiyorlar. Bunun markalaştığı yer İzmir. En fazla bu konuda eziyet edilen yer İzmir. Ne olursa olsun İzmir halkı onurludur, İzmir Büyükşehir Belediyesi tüm çalışanlarıyla beraber kente sonuna kadar sahip çıkmak için üzerine düşeni yapacaktır. Bu dönem arkadaşlarımızla biz, gerçekten elimiz yüreğimizde bütün gücümüzle sahada olacağız. Körfez’i de temizleyeceğiz, trafikle ve kentsel dönüşümle ilgili çalışmalarımızı da yapacağız. Söylediğimiz sosyal konutları da yapacağız. Önümüze ne kadar engel çıkarırlarsa çıkarsınlar bizi durduramayacaklar. Kimse asla başını öne eğmesin” diye konuştu.