Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Uzmanı uyardı: “Kol ve bacaktaki ani ağrı ve soğukluk, hayatı tehdit edebilir”

Ayak yarası ve baldırında ağrı şikayeti olan kişilerin damarlarının tıkanık olabileceği uyarısında bulunan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Yesin, “Kolunuz veya bacağınız aniden ağrılı, soğuk ve soluk hale gelirse hemen hastaneye gidin. Periferik arter hastalığı nedeniyle atardamarınız tıkanmış olabilir. Gecikme durumunda hayati risk söz konusu olabilir” dedi.

VM Medical Park Kocaeli Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Yesin, özellikle şeker hastalığı olanlarda ve sigara içenlerde çok sık görülen periferik arter hastalığı hakkında uyarılarda bulundu. Periferik arter hastalığının, tıpta “periferik atardamar hastalığı” olarak da bilindiğini ifade eden Doç. Dr. Yesin, “Periferik arter hastalığı, genellikle bacağınızdaki bir atardamarın kısmen veya tamamen tıkanmasıdır. Bu tıkanıklık, yıllar içinde yavaşça veya aniden meydana gelebilir. Kan vücudunuzun bazı bölgelerine ulaşamazsa, doku oksijen eksikliğinden ölür” dedi.

“Sigara içenler, yüksek tansiyon, diyabet ve yüksek kolesterollü kişiler risk altında”

Periferik arter hastalığının sigara içenlerde ve yüksek tansiyon, diyabet ve yüksek kolesterolü olan kişilerde daha fazla görüldüğünü işaret eden Doç. Dr. Mahmut Yesin, şu bilgileri paylaştı:

“Hastalığın belirtileri arasında yürürken gelen ve dinlendiğinizde geçen bir bacakta ağrı veya kramplar bulunur. Şiddetli periferik arter hastalığında ise, bacağınız sürekli ağrıyabilir ve cilt yaralarınız olabilir. Bacak atardamarınız aniden tamamen tıkanırsa, kangren olur ve tıkanıklık hemen açılmazsa ampütasyona (kesilmesine) dahi sebep olabilir. Bu yüzden, kolunuz veya bacağınız aniden ağrılı, soğuk ve soluk hale gelirse hemen hastaneye gidin. Atardamarınız tıkanmış olabilir”

Periferik arter hastalığında riski artıran bazı faktörler olduğunu işaret eden Doç. Dr. Mahmut Yesin, bunlar arasında ateroskleroz (damar sertleşmesi, yağlanması), sigara içmek, diyabet, yüksek kolesterol, ailede damar hastalığının varlığı, erkek olmak ve obez olmanın en büyük risk faktörleri olarak başta geldiğini belirtti.

“Bu belirtilere dikkat edilmeli”

Mahmut Yesin, periferik arter hastalığında atardamarın kişide zamanla daralması sonucu görülen belirtileri ise şöyle sıraladı:

“Yürüdüğünüzde oluşan ve kısa bir dinlenmeyle geçen bacakta ağrı, sızı, kramp veya yorgunluk hissi (aralıklı topallama), eskiden olduğu kadar uzağa yürüyememe, dinlenirken bile ağrı hissetme, ayak parmaklarınızda veya topuğunuzda yaralar, iyileşmesi uzun süren cilt yaraları. Belirtileriniz aniden kötüleşirse, hemen bir doktora görünün”

“Tedavide ilaç ya da anjiyo uygulanabilir”

Periferik arter hastalığında tedavi yollarına değinen Doç. Dr. Mahmut Yesin, kan akışını artırmaya yardımcı olan ilaçların kullanılabileceğini veya gerekmesi durumunda anjiyoplasti (balon-stent tedavisi) uygulanabileceğini ifade etti. Doç. Dr. Yesin, geç kalınmış vakalarda eğer kol veya bacak hücreleri ölmüşse, ilgili organın kesilmesi (cerrahi olarak çıkarılması) gerekebileceğini de sözlerine ekledi.

“Periferik arter hastalığını önlemek için 9 hayati öneri”

Periferik arter hastalığının bazı hayat tarzı değişiklikleri ve önlemlerle önlenebileceğini işaret eden Mahmut Yesin, “igara içmeyi bırakın. Haftada 3 gün, günde en az 30 dakika yürüyün. Kan damarlarınızı daraltan soğuktan kaçının. Bazı soğuk algınlığı ve sinüs ilaçları gibi kan damarlarınızı daraltan belirli ilaçlardan kaçının. Yara ve enfeksiyonları önlemek için ayaklarınıza iyi bakın. Kan şekeri seviyenizi kontrol edin (diyabetiniz varsa). Kan basıncınızı ve kolesterol seviyenizi düşürün. Kilo verin. Aktif olun ve egzersiz yapın” ifadelerini kullandı.

“Erken teşhisle bacak kesilmelerinin önüne geçilebilir”

Erken teşhis konulduğunda periferik arter hastalığının tedavisinin çok kolay olup bacak kesilmelerinin önüne geçilmesinin mümkün olduğunu dile getiren Doç. Dr. Mahmut Yesin, “Ameliyatsız yöntemle damarlar açıldıktan sonra yaralar daha hızlı iyileşir ve ampütasyon riski neredeyse tamamen ortadan kalkar” şeklinde konuştu.

Kategoriler
SAĞLIK Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

3 Mart Dünya Omega 3 Gününde Anlamlı Mesaj: “Deni̇zleri̇mi̇z Kalp Damar Sağlığı İçi̇n Önem Arz Edi̇yor”

Denizler, kalp damar sağlığı için önem arzediyor.

Orzaks İlaç, Türk Kardiyoloji Derneği, Türkiye Çevre Eğitim Vakfı ve Deniz Yaşamını Koruma Derneği’nin 3 Mart Dünya Omega 3 Günü özelinde düzenledikleri etkinlikte, denizlerin temizliğinin sağlığımızla ilişkisi vurgulandı. Orzaks İlaç Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu, “3 Mart Dünya Omega 3 Günü’nde denizlerimizin temizliği, su altı yaşamının çeşitliliği ve Omega 3’ün kalp sağlığımız için önemine dikkat çekmek istedik” dedi.

Kalp sağlığı, bağışıklığı güçlendirme, göz ve beyin sağlığını destekleme, trigliserid ve kan basıncı seviyelerini düşürme, romatizmal eklem iltihabına iyi gelme ve depresyonun etkilerini azaltarak ruh sağlığını iyileştirme gibi vücudumuzda çok çeşitli faydalı etkileri olan Omega 3’e dikkat çekmek için tüm dünyada 3 Mart tarihinde Dünya Omega 3 Günü etkinlikleri düzenleniyor.

Vücudumuzda pek çok farklı sistemde kritik rol üstlenen Omega 3, en fazla sardalya, hamsi, somon, uskumru, istiridye, ringa ve havyarda bulunuyor. Türkiye Beslenme Rehberi verilerine göre 19-50 yaş arasındaki kadınların günlük 1,1 gr, erkeklerin 1,6 gr Omega 3 tüketmesi öneriliyor.

Proje kapsamında Deniz Yaşamını Koruma Derneği’nin Türkiye’de bir STK’ya ait tek Mavi Bayraklı tekne ve yine Türkiye’deki 10 Mavi Bayraklı tekneden biri olan Valmira isimli yelkenli ile Marmara Denizi’nde profesyonel dalgıç ekibi ile dalış gerçekleştirildi. Yapılan dip temizliğinin ardından, Alimoğlu’nun da içinde yer aldığı ekip ile birlikte denizden çıkarılan çöpler ayrıştırılarak geri dönüşüme kazandırıldı. Ayrıca hayalet ağlara takılan deniz canlıları kurtarılıp tekrar sulara bırakıldı.

6 dalıcı ile yaklaşık 400 m2 bir alanda 6 dalıcı ile ortalama 6 metre derinliği 37 dakikalık bir dalıştan 7 çuval plastik, cam, metal, ambalaj vb. çöp çıkarıldı. Bunların yanı sıra büyük plastik ve metal parçalar ve deniz dibine terk edilmiş bir hayalet av aracı da çıkarıldı.

“Toplum sağlığına ve çevreyi yaşanabilir hale getirmeye odaklanıyoruz”

Sadece ticari başarı elde etmekle kalmayıp topluma karşı sorumluluklarını da yerine getirdiklerini kaydeden Alimoğlu, “Bugün topluma katkı sağlama adına ülkemiz için çok değerli STK’ların desteğiyle Mavi Bayrak Mavi Kalp projemizi hayata geçiriyoruz. Aynı amaç için toplandığımız Türk Kardiyoloji Derneği, Deniz Yaşamını Koruma Derneği, Türkiye Çevre Eğitim Vakfı’na katkıları ve destekleri için çok teşekkür ediyorum” dedi.

Alimoğlu, “Mavi Bayrak Mavi Kalp projesi bizim için çok kıymetli bir şeyi işaret ediyor “Omega 3”. Bazı omega 3 takviyeleri, balıklardan veya deniz ürünlerinden elde edilir. Günümüzde deniz kirliliği, bu tür takviyelerin güvenliği ve kalitesi üzerinde endişelere yol açabilir. Balık yağı veya diğer deniz kaynaklı omega 3 takviyeleri, kirlilik seviyelerini kontrol etmek ve güvenliği sağlamak için titizlikle işlenmelidir. Tam da bu sebeplerden dolayı deniz temizliğin de farkındalık oluşturarak gelecek nesillere karşı olan sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlatıyoruz. 3 Mart Dünya Omega 3 Günü’nde denizlerimizin temizliği, su altı yaşamının çeşitliliği ve omega 3’ün kalp sağlığımız için önemine dikkat çekmek istedik. Hep birlikte, daha iyi bir dünya için adım atıyoruz” şeklinde konuştu.

“Deniz yaşamını korumak için çalışıyoruz”

Projeye destek olan Deniz Yaşamını Koruma Derneği Başkanı Volkan Narcı ise “Deniz yaşamını sürdürülebilir ve adil yöntemlerle korumak, bu yolda bilimsel çalışmalar ve projeler üretmek için misyonumuz; denizlerin, dolayısıyla doğa ve insan hayatının yaşanabilirliğini ve sürdürülebilirliğini güçlendirmek için doğayla birlikte çözümler üretmek ve uygulamaya geçirmektir. Denizlerimizin akciğeri olan Mercan Resiflerinin restorasyonu, korunması, Tavşan Adası’nın deniz koruma (MPA) ile korunan alanlar oluşturulması, su altı ve su üstünde yaşayan canlıların yaşayabilmesi için hayalet ağların temizlenmesi gibi çalışmaları Marmara Denizi’miz için hayata geçirirken, diğer denizlerimiz için de çalışmaya devam ediyoruz” açıklamasını yaptı.

Uluslararası partnerleri, kamu, özel sektör ve sivil toplumu bir araya getiren çalışmalar yürüttüklerini aktaran Volkan Narcı, “Akdeniz, Ege ve Karadeniz deniz yaşamını korumak ve etki oluşturmak için birlikte çalışıyoruz. Binlerce gönüllümüz ile milyonlarca yaşama dokunduğumuzun farkındalığı ile deniz dibi temizlikleri yaparak da birlikte fark oluşturmaya devam ediyoruz” dedi.

“Denizlerimiz önemli bir besin kaynağı sağlamasının yanı sıra ruhumuza da hitap ediyor’’

Türk Kardiyoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, “Sağlıklı bir kalp için psikososyal ve çevresel faktörlerin önemi yadsınamaz. Üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemizde denizlerimiz, soluduğumuz oksijenin yüzde 70’inin kaynağı olması sebebiyle olmazsa olmazımız. Ayrıca Omega 3 kaynağı olan denizlerimiz insanımızın kalp damar sağlığı için çok yararlı olan yüzme sporunu yapabilmesi ve barındırdığı çeşitli balık ve canlı türleri ile önemli bir besin kaynağı olması yanı sıra ruhumuza da hitap ediyor” şeklinde konuştu.

‘’Çevre sağlığı olmadan, insan sağlığı olmaz’’

Türkiye Çevre Eğitim Vakfı Genel Müdürü Almıla Kından Cebbari, “Çevre sağlığı olmadan insan sağlığı olmaz sloganı ile faaliyetlerimizi yürüttüğümüz Uluslararası Mavi Bayrak Programı’nda, denizlerin sağlığının insan sağlığı için ne kadar önemli olduğunu her fırsatta anlatmaya çalışıyoruz. Sağlıklı bir kalp ve vücut için gerekli olan Omega 3 için de en önemli kaynak konumunda. Dünyayı ve denizleri temiz tutmak istiyorsak bu, tek başına bir kurum veya kuruluşun başarabileceği bir şey değil, tüm toplum ve kurumlar birlikte hareket etmeye ihtiyacımız var. Bu birlikteliğin bir parçası olan tüm paydaşlarımıza destekleri için teşekkür ederiz” dedi.

“Toplumsal ve çevresel sorumluluğumuzu yerine getirmek için kararlıyız”

Orzaks İlaç Pazarlama Direktörü Müge Turan, “Toplum sağlığına ve çevreye karşı sorumluluklarımızın bilinciyle hayata geçirilen ‘Mavi Bayrak Mavi Kalp’ projesini duyurmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. 3 Mart Dünya Omega 3 Günü’nde denizlerimizin temizliği, su altı yaşamının çeşitliliği ve Omega 3’ün insan vücudunun normal fonksiyonlarındaki önemine dikkat çekmek, projedeki öncelikli amacımız. Bu projenin yanı sıra, çevresel sürdürülebilirlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine bağlı kalarak, projelerimizin devamlılığı şirket misyonumuz için de önemli bir nokta olarak konumlanmaktadır” dedi.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version