Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde konuştu

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/08/afad-baskani-ali-hamza-pehlivan-17-agustos-depreminin-yil-donumunde-konustu-0-hNXRSSfq.mp4
AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde değerlendirmelerde bulundu.

Balıkesir’de meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından bir haftadır bölgede olan AFAD Genel Başkanı Ali Hamza Pehlivan, 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde açıklamalarda bulundu. Pehlivan, “Gölcük’te gece saat 03.02’de 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremin 26. dönümü bugün. Depremin 26. yıl dönümünde Balıkesir’in Sındırgı ilçesindeyiz. Biliyorsunuz, 10 Ağustos’ta geçen hafta bugün akşam saatlerinde 6,1 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Ve bu vesileyle Kocaeli depreminde, Gölcük depreminde 99 yılında hayatını kaybetmiş olan 18 binin üzerinde vatandaşımızı saygı ve rahmetle anıyorum. O depremde 45 bine yakın vatandaşımız yaralanmıştı. 112 bin bina ağır hasarlı hale gelmişti.16 milyon insan toplamda etkilenmişti. Bir kere daha yakınlarına başsağlığı diliyorum kaybettiğimiz vatandaşlarımızın. Ve böyle afetleri Allah bir daha göstermesin diliyorum. Tabii 99 depremi biliyorsunuz 17 Ağustos’ta ve arkasından 12 Kasım’da da Düzce’de meydana gelmişti. O günün şartlarında tabii imkanların daha kısıtlı olduğu, özellikle arama kurtarma faaliyetlerinden ulaşım, haberleşme, diğer faaliyetlere yönelik değerlendirmeler yapıldığında, sonraki süreçte adeta o depremlerden çıkartılan sonuç. Sonrasında ortaya konulan anlayış ve çalışmalar, bilimsel çalışmalar, 99 depreminin bir dönüm noktası olarak değerlendirilmesine vesile oldu. Ve aslında AFAD kurumumuzun da kuruluş süreçlerini başlangıcı olarak da görebiliriz. AFAD kurulmadan önce üç ayrı genel müdürlük vardı. Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı bünyesinde. Afet İşleri Genel Müdürlüğü o zamanki adıyla Bayındırlık Bakanlığı bünyesinde ve sonrasında başbakanlık bünyesinde kurulmuş olan afet acil durum yönetimi genel müdürlüğü vardı. Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde kendilerinin talimatıyla AFAD Başkanlığı, afet, acil durum yönetimi başkanlığı kuruldu. Burada aslında AFAD’ın kuruluşunu getiren süreç, AFAD’ın kurulmasıyla birlikte bir anlayış, bir paradigma değişimi dönüşümü de yaşanmış oldu. Öncesinde örneğin 99’da ve daha öncesinde kriz yönetimi anlayışına dayalı bir afet yönetimi söz konusuyken AFAD’ın kuruluşuyla birlikte sadece kriz yönetimi anlayışıyla değil, afetleri bir bütün olarak ele alıp, risk odaklı bir yönetim anlayışına geçildi. Bu ne demektir? Bir kriz yönetimi, bir afet ortaya çıktığında o afete etkin müdahale etmeye çalışma ve o süreci yönetmeyle, koordinasyonu yönetmeyle alakalı bir anlayış ortaya ama risk yönetimi odaklı anlayışı şu şekilde tarif edebiliriz. Bir afeti deprem olabilir, sel, taşkın ve benzeri afetler olabilir. Öncesinde risklerin belirlenmesi, risklerin azaltılması, risklerin yönetilmesi ve afetlere hazırlıklı olunmasını ifade ediyor. Devamında elbette afetler olmasını isteriz ama yaşandığında da etkin müdahale, koordinasyon ve devamında sonrasında da iyileştirme. Biz AFAD olarak bu anlayışı bütünleşik afet yönetimi anlayışı olarak ifade ediyoruz. Dolayısıyla yaşanan süreçler, özellikle de en son yaşadığımız 6 Şubat asrı felaketi buralardan edinilen tecrübeler bizim bu bakış açımızı daha da şekillendiriyor ve hem kurumsal kapasitemizi insan kaynağı anlamında arttırıyoruz hem de teknolojik donanım, ekipman ve benzeri donanımımızı da daha iyi noktalara, teknolojik imkanlara daha fazla kullanmaya doğru ilerliyoruz. Bugünlere mesafeler alındığını ifade etmek isteriz” dedi.

Sındırgı depremi

Başkan Pehlivan, Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen depremi de değerlendirdi: “10 Ağustos’ta geçtiğimiz hafta pazar günü Sındırgı ilçemizde meydana gelen deprem neticesinde hemen arama kurtarma çalışmaları başladı. Bir binada 4 vatandaşımız canlı olarak kurtarıldı. 1 vatandaşımız çıkarıldıktan sonra hayatını kaybetti. Allah’tan rahmet diliyorum. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bütün vatandaşlarımıza. Akabinde tabii barınma ihtiyaçlarının karşılanmasıyla ilgili biz AFAD başkanlığı olarak 250 konteyner bölgeye sevk ettik. Saatler içerisinde konteynırlarımız kurulmaya başlandı. İlk 36 saat içerisinde 50’ye yakın konteyner kurmuştuk. Devam eden günlerde Çevre Şehircilik Değişikliği Bakanlığı. hasar tespitleri ve istinaden bu konteyner kurulu çalışmalarımızı arttırdık. Bugün itibariyle 175 konteyneri kurmuş durumdayız. Ayrıca 331 vatandaşımıza da nakdi barınma desteği sağladık. Vatandaşımıza iki seçenek sunmuştuk. Konteynır almak isteyenlere konteyner, ama nakdi olarak talep eden vatandaşlarımıza da nakdi destek ki aile başı yüz 10 bin TL civarında nakdi desteğimiz oldu. Karar vermesini beklediğimiz vatandaşlarımız var 200’ün üzerinde. O vatandaşlarımız da konteyner veya nakdi destek taleplerini bize bildirecekler ki biz onların gelmelerini beklemede ekip arkadaşlarımız kendileri ile görüşüyorlar. Şehircilik Bakanlığımız hasar tespit çalışmalarını tamamladı. Dün itibarıyla askıya çıktı. Biz de diğer barınmayla ilgili geçimli barınmayla ilgili çalışmaları yakından takip ediyoruz. Ben bir kere daha Sındırgı’mıza Balıkesir. ilimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum”.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

“Bu deprem beklenen büyük deprem değil”

Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, başta İstanbul olmak üzere birçok ilde hissedilen 6.2 büyüklüğündeki depremin Marmara Denizi içerisinden geçen Kuzey Anadolu Fayının Orta Marmara segmentinde yaşandığını söyledi. En son aynı yerde 26 Eylül 2019 yılında 5.8 büyüklüğünde bir depremin meydana geldiğini hatırlatan Aykan, 6 yıl sonra aynı yerde 6.2 büyüklüğünde bir depremin olması çok anlamlı, beklenen büyük Marmara depreminin de Orta Marmara segmenti üzerinde yaşanacağını söyledi.

Aynı hat üzerinde 1766 yılında 7,5 büyüklüğündeki büyük depremin İtalya’dan Avusturya’ya kadar birçok coğrafyada hissedildiğini ve tüm Marmara’da tahribata yol açtığını aktaran Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, “Bu bölge tekrarlar nitelikte depremler üretmesi açısından çok önemli bir bölge, böyle bir depremin tekrarı, nüfus yoğunluğunu da düşündüğümüzde tüm Marmara Bölgesinde büyük yıkımlara neden olacaktır. Marmara Denizi’nde, tarihi dönemde 7’nin üzerinde birçok depremler olmuş, en son büyük depremler 1509 ve 1766 tarihinde olmuş, bu depremlerin yaklaşık 250 yıllık bir tekrarlama periyodunun olduğu düşünüldüğünde; en son depremin üzerinden 259 yıl gibi uzun bir süre geçtiği için buranın bir sismik boşluk olduğunu; yani kırılma zamanı gelmiş yakın bir gelecekte büyük bir deprem üretme potansiyelinin olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Tarihi dönemlerde meydana gelen depremler ve yapılmış olan çalışmalara göre bu fay üzerinde 7’nin üzeri, maksimum 7.6 büyüklüğünde bir deprem olabileceğini belirten Aykan, “Orta Marmara segmentinde meydana gelen 6.2 büyüklüğünde deprem beklediğimiz büyük Marmara depremi değil. 6.2 büyüklükten sonra ne kadar zaman sonra büyük bir deprem gelir bunu kesinlikle bilemiyoruz; birkaç saat sonra da olabilir, 1 hafta sonra da, 5 yıl, 10 yıl sonra da olabilir. Sonuç olarak depremin olduğu yer çok anlamlı; bu yüzden de önemli bir riskin olduğunu söyleyebilirim. Bu depremi hafife almamamız gerekiyor. Artçı depremler bir süre devam edecek, vatandaşlarımızın dikkat etmesi gerekiyor. Özellikle binaların da hasar olanların binalarına girmemelerinde, dikkatli olmalarında fayda var” diye konuştu.

Depremin Türkiye’nin, özellikle de Marmara Bölgesi’nin 1’inci önceliği olması gerektiğine vurgu yapan Aykan sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Bu deprem sadece İstanbul’u etkilemeyecek, Marmara Denizi’ne kıyısı olan tüm illeri; İstanbul, Balıkesir, Bursa, Yalova, Çanakkale, Kocaeli, Tekirdağ’ı ağır bir şekilde etkileyecektir. Bu deprem 28 milyonu etkileyecektir. Marmara Bölgesi nüfus yoğunluğu, sanayi, ekonomi, ulaşım, tarihi birikim bakımından en yoğun olan bölge olduğu için burada büyük bir depremin olması Türkiye’nin ekonomisine bir hayli zarar verecektir. Bu yüzden bu depremi çok fazla önemsememiz gerekiyor. Marmara Bölgesinde yaklaşık 6 milyon yapı stoku var ve bu çok fazla bir yapı stoku. Marmara Denizi’nde olacak bir deprem 7’nin üzerinde maksimum 7.6 büyüklüğünde olabilir. Bu yüzden bu depremin hem maliyeti hem kayıpları çok fazla olacaktır.”

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version