https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/09/turkcellden-teknofestte-5g-ile-kitalararasi-otonom-surus-0-F58PRT6F.mp4 Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, “5G, Türkiye’nin dijital ekonomisini büyütecek stratejik bir kaldıraç rolü üstlenecek. Verimliliği artıracak, yeni iş modellerini mümkün kılacak ve ülkemizi bölgesel dijital üs konumuna taşıyacak. 30 yılı aşan birikimimiz, stratejik iş birliklerimiz ve güçlü insan kaynağımızla 5G’ye hazırız. 5G denildiğinde de akla gelen ilk operatör Turkcell olacak” dedi.
Turkcell, dünyanın en büyük teknoloji festivali TEKNOFEST kapsamında ilklerden birine daha imza attı. TÜBİTAK’ın Gebze Kampüsü’ndeki yerli ve yüzde 100 elektrikli otonom araç, Atatürk Havalimanı’nda yer alan Turkcell standından başarıyla kontrol edildi. Şirketin TEKNOFEST 2024’te düzenlediği demo gösterimde, Kocaeli’nde bulunan bir iş makinası, Adana’daki Turkcell standından kontrol edilmişti. Bu Mayıs ayında ise KKTC’de düzenlenen TEKNOFEST’te de bir başka yeniliğe daha imza atarak karadan denize ilk 5G denemesini başarıyla gerçekleştirmişti.
“5G, Türkiye’nin dijital ekonomisini büyütecek stratejik bir kaldıraç”
Söz konusu demo gösteriminin 5G’nin sağladığı hız, güvenlik ve verimliliği gösterdiğine dikkat çeken Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, “5G sadece bir hız artışı değil; tüm iş kollarında ve hayatın her alanında dönüştürücü etki oluşturacak bir teknoloji. Sanayi, ulaşım, sağlık, eğitim ve akıllı şehirlerde köklü bir dönüşümü mümkün kılarken dijitalleşmede yeni bir çağ açıyor. Gerek iletişimde gerekse de ulaşımda yeni bir dönemi müjdeliyor. Otonom araçlar, nesnelerin interneti (IoT) ve yapay zekâ uygulamaları, yaşantımızın rutin birer parçası haline gelecek” ifadelerini kullandı.
5G’nin aynı zamanda Türkiye’nin dijital ekonomisini büyütecek stratejik bir kaldıraç olarak verimliliği artıracağını belirten Dr. Ali Taha Koç, “Bu yeni nesil iletişim teknolojisi, yeni iş modellerini mümkün kılacak ve ülkemizi bölgesel dijital üs konumuna taşıyacak. Şirket olarak, Türkiye’nin 5G’ye geçişinde öncü rol üstleniyoruz. TÜBİTAK iş birliğiyle, yeni nesil teknolojilerin toplumla buluşma noktası TEKNOFEST’te gerçekleştirdiğimiz deneme, şirketimizin 5G’ye ne denli hazır olduğunun bir göstergesi. Turkcell olarak; stadyumlardan havalimanlarına kadar halka açık alanlarda 5G deneyimi yaşatarak bu teknolojiyi günlük hayatın bir parçası haline getiriyoruz. Stratejik iş birliklerimiz, güçlü insan kaynağımız ve 30 yılı aşan birikimimizle bu teknolojiyi halkımıza sunmak için gün sayıyoruz” dedi.
“5G denilince akla gelen ilk operatör Turkcell olacak”
Şirketin 5G alanındaki hazırlık ve yatırımlarına da değinen Dr. Ali Taha Koç şöyle devam etti: “5G teknolojisi, tam anlamıyla 1 Nisan 2026 itibarıyla hayatımıza girecek. Kurulduğumuz günden beri, ülkemize 28 milyar doları aşkın yatırım yaptık. Bu yatırımların önemli bir kısmı, mobil altyapımızı güçlendirmek ve yeni teknolojilere hazırlık için kullanıldı. Türkiye’nin en çok mobil altyapı yatırımı yapan ve en geniş baz istasyonu ağına sahip operatörüyüz. 4.5G altyapımızın 5G’ye dönüşümü için çalışmalarımızı tamamladık. Şebekemizin büyük bölümünü modernize ettik. Yeni nesil baz istasyonlarının şebekemize entegrasyonunu sağladık. Altyapı ve regülasyon hazırlıklarımızı gerçekleştirdik. En geniş baz istasyonu ağı, artan fiberleşme oranı ve yapay zekâ destekli şebeke mimarimizle gerek teknik gerekse de finansal olarak 5G’ye hazırız. 2G, 3G ve 4.5G’de olduğu gibi 5G’de de standartları biz belirleyeceğiz. 5G denince akla gelen ilk operatör yine Turkcell olacak.”
5G ile uzaktan sür, puanları topla
Şirket 17-21 Eylül arasında düzenlenen TEKNOFEST 2025 İstanbul programı kapsamında etkinliklerini sürdürdü. Yapılan açıklamaya göre, etkinliğe özel geliştirilen yarışma konsepti ile 5G bağlantılı otonom aracın sürüş parkuruna sanal hedefler konumlandı. 5G bağlantısı ile aracı kontrol eden yarışmacılar, manevralar yaparak bu hedef noktalardaki puanları toplamaya çalışıyor. TÜBİTAK BİLGEM ekibi tarafından araç üzerinde geliştirilen LİDAR destekli 3D canlı haritalama özelliği de Turkcell 5G teknolojisi sayesinde gerçek zamanlı şekilde deneyimleniyor. Ayrıca bu yıl şirketin öncülüğünde ilk kez gerçekleştirilen 5G Konumlandırma Yarışması’nda ödül alan ekiplere ödülleri de yine TEKNOFEST kapsamında verilecek.
Trendyol, teknoloji ve dijitalleşmeyle yerel kalkınmayı desteklemek amacıyla yürüttüğü Yarının Köyleri projesinin detaylarını bu yıl 80’incisi gerçekleşen ve dünya liderlerinin katıldığı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında New York’taki BM Genel Merkezi’nde düzenlediği ‘Kapsayıcı Kırsal Kalkınmayla Dijital Uçurumu Kapatmak: Sürdürülebilir Kalkınmada Özel Sektörün Katkısı’ adlı özel bir panelde anlattı.
E-ticaret platformu Trendyol, teknoloji ve dijitalleşmeyle kırsal bölgelerde fırsat eşitliği sağlamak, kadınları ve gençleri teknolojiyle güçlendirmek, girişimciliği ve yerel kalkınmayı desteklemek amacıyla Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Türkiye’nin farklı bölgelerindeki kırsal alanlarda yürüttüğü ‘Yarının Köyleri’ projesini, New York’ta BM’nin geleceği birlikte inşa etme temasına odaklanan ve 80’inci yılı kapsamında düzenlenen özel etkinlik kapsamında Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde anlattı.
Panelin açılış konuşmaları Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız ve BM Genel Sekreter Yardımcısı, UNDP Dış İlişkiler ve Savunuculuk Bürosu Direktörü Susan Brown tarafından yapıldı. Panele konuşmacı olarak Trendyol Grubu Başkan Yardımcısı Sinan Cem Şahin, UNDP SKA’lar için Özel Finansman Başkanı Şebnem Şener ve UNDP Dijital Ofisi Dijital Ortaklıklar ve Katılım Başkanı Yung Ping Chan katılırken, panelin moderatörlüğünü UNDP Avrupa ve Orta Asya Bölgesi Direktör Yardımcısı Nick René Hartmann üstlendi. “Kapsayıcı Kırsal Kalkınmayla Dijital Uçurumu Kapatmak: Sürdürülebilir Kalkınmada Özel Sektörün Katkısı” (Bridging the Digital Divide for Inclusive Rural Growth: A Private Sector Contribution to Sustainable Development) başlıklı panelde Trendyol’un Yarının Köyleri projesi ile toplumsal fayda oluşturmak için dijitalleşmeyi odağa alarak ortaya koyduğu sürdürülebilir kalkınma modelinin detayları katılımcılarla paylaşıldı.
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız, panelde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 2015 yılında kabul edildiğinde, bu amaçlara ulaşmak yalnızca hükümetlerin müdahalesini değil, aynı zamanda tüm sektörlerin, özellikle de özel sektörün tam katılımını gerektiriyordu. Günümüzde, kalkınmanın finansmanı açığının yıllık 4 trilyon dolara ulaşmasıyla, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın finansmanı konusu en acil sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Yakın zamanda düzenlenen IV. Uluslararası Kalkınma Finansmanı Konferansı’nda (FFD4) özel sektörün finansman açığını kapatmadaki rolünün öneminin tanınmasının tesadüf olmadığı belirtilmiş, konferansın sonuç bildirgesi olan ‘Sevilla Taahhüdü’nün özel sektörün Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın finansmanındaki önemi açıkça ortaya koyulmuştu. Bu çerçevede UNDP Türkiye’nin Trendyol ile birlikte, dijital dönüşümün faydalarının ülkemizin her köşesine ulaşmasını sağlamak için çıktığı yolculuğu memnuniyetle karşılıyoruz. Trendyol’un 2022 yılından bu yana “Yarının Köyleri” girişimiyle olağanüstü bir iş ortaya koyduğuna, girişimin yerel ürünleri markalaştırmaya ve bunları doğrudan tüketicilerle buluşturmaya odaklanmasının kırsal ekonomileri canlandırmak ve kültürel mirasımızı korumak için atılmış önemli bir adım olduğuna inanıyoruz. Proje, özel sektörün dijital uçurumu nasıl etkili şekilde kapatabileceğinin ve Türkiye genelindeki kırsal toplulukları nasıl güçlendirebileceğinin en güzel örneklerinden birini teşkil ediyor. Bu projenin UNDP ile birlikte hayata geçiriliyor olması da ayrı bir önemi haiz.”
BM Genel Sekreter Yardımcısı, UNDP Dış İlişkiler ve Savunuculuk Bürosu Direktörü Susan Brown, “Trendyol ile kurulan Yarının Köyleri gibi ortaklıklar aracılığıyla UNDP, yerel üreticileri dijital değer zincirlerine entegre ederek, sürdürülebilir iş modelleri oluşturarak ve kapsayıcı ekonomileri teşvik ederek özel sektörün kırsal kalkınmayı nasıl destekleyebileceğini gösteriyor. Birlikte, kırsal alanları teknolojinin eşitsizliği azalttığı ve herkes için yeni fırsatlar oluşturduğu inovasyon ve dayanıklılık merkezlerine dönüştürüyoruz” açıklamasında bulundu.
“Yereldeki ilhamı Küresel etkiye dönüştürüyoruz”
Trendyol’un bundan 15 yıl önce İstanbul’da başladığı yolculuğunu, günümüzde 250 binden fazla satıcıyı 42 milyondan fazla müşteriyle buluşturan, bölgesel bir teknoloji platformu olarak sürdürdüğünü ifade eden Trendyol Grubu Başkan Yardımcısı Sinan Cem Şahin, “Platform olarak, faaliyet gösterdiğimiz her alanda pozitif etki oluşturma vizyonuyla hareket ediyoruz. Türkiye’nin dijital dönüşüm yolculuğunda toplumsal faydaya ve kapsayıcı büyümeye katkımızı bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bu vizyonun en somut örneklerinden biri olan Yarının Köyleri projesi, kırsal alanlardaki dijital uçurumu kapatmayı, kadınlar ve gençler başta olmak üzere herkese dijital fırsat eşitliği sunmayı hedefliyor” dedi.
Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yarının Köyleri ile amacımız, teknoloji ve dijitalleşmeyi kırsal bölgeler için fırsat eşitliğine dönüştürmek. Biz çabalarımızın toplumsal faydaya da dönüşmesi gerektiğine inanıyoruz. İlkini iki yıl önce açtığımız dijital merkezlerimiz sayesinde yerel üreticilerin, kooperatiflerin ve kadınların kendi markalarını kurmasını sağladık. Gençlerin geleceğin becerileriyle donatılarak robotik olimpiyatlarında dünya sahnesine çıkmasına aracı olduk. Akıllı tarım uygulamaları ve eğitimlerle yerel üreticilerin ürünlerini yenilikçi ve katma değerli hale getirmesinin, Körfez bölgesinden Azerbaycan’a, Avrupa’ya uzanan bir coğrafyada müşterilerle buluşturmasının yolunu açtık. Tüm bunlar, teknolojik desteğin yerel ilhamla birleşmesiyle küresel ölçekte nasıl etki oluşturabileceğimizi gösteriyor.”
Dijital Merkezlerde yaklaşık 4 bin kişiye eğitim
Bugüne kadar Adana’nın Kürkçüler, İzmir’in Ulamış, Sakarya’nın Taraklı ve Diyarbakır’ın Bağıvar köylerinde kurulan Yarının Köyleri dijital merkezleri, kısa sürede kırsalda yer alan toplulukların gelişmesine büyük katkı sağladı. İzmir Ulamış’ta arıcılıkla uğraşan bir aile, aldığı dijital eğitimlerin ardından kendi markasını kurarak üç kovanla başladığı üretimi 400 kovana çıkarırken, Adana Kürkçüler’de eğitim alan öğrencilerin kurduğu robotik takımı, geniş çaplı uluslararası robot olimpiyatlarında çok sayıda takımı geride bırakarak kasım ayında İtalya’da gerçekleştirilecek dünya finalinde ülkemizi temsil etmeye hak kazandı.
Yarının Köyleri girişimcilerinin ürünleri yalnızca kendi çevrelerinde değil, Türkiye genelinde de satılan; Azerbaycan, Orta ve Doğu Avrupa ve Körfez ülkelerine ihraç edilen markalara dönüştü. Panelde Şeyma Aydıner’in ürettiği doğal giyim ve tekstil ürünlerini, Adana Kürkçüler Dijital Merkezi’nde aldığı eğitimlerle Azerbaycan’dan Körfez ülkelerine kadar nasıl ulaştırdığına yer veren başarı hikayesinin videosu da katılımcılarla paylaşıldı.
Dijital merkezlerde bugüne kadar 4 bine yakın kişi eğitimlerden yararlandı. Yarının Köyleri Sosyal Etki Analizi sonuçlarına göre pilot köylerdeki akıllı tarım uygulamaları sayesinde sulamada verimlilik yüzde 28 arttı, pestisit kullanımı yüzde 30 azaldı. Merkezlerde edindikleri deneyimleri diğer köylere taşıyan katılımcılar, dayanışma kültürünü güçlendiren gönüllü bir ağ oluşturdu.
Projede bir diğer önemli adım da Trendyol’un platformu üzerinden açılan Yarının Köyleri Butiği oldu. Yüzlerce yerel ve bölgesel ürün bu sayede milyonlarca müşteriyle buluşuyor. Kadın üreticilerin el emeği, yerel tarım ürünleri ve kültürel tasarımlar ulusal ve uluslararası ölçekte görünürlük kazanıyor. Ayrıca proje kapsamında işini kurmuş veya büyütmüş girişimciler, Yarının Köyleri Butiği’nde işlerini daha fazla geliştirmek için birçok destekten faydalanıyor.
BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına katkı
Yarının Köyleri projesi, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na amaç 4 ‘Nitelikli Eğitim’, amaç 5 ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ ve amaç 8 ‘İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme’ kapsamında katkı sunuyor. Kadınların ekonomik olarak güçlenmesi, gençlerin dijital beceriler kazanması, akıllı tarım uygulamalarıyla üretimin verimliliğinin artması ve kültürel mirasın korunması, Yarının Köyleri’nin ana hedefleri arasında yer alıyor. E-ticaret platformu, 2028 yılına kadar Türkiye’nin farklı bölgelerinde toplam 10 dijital merkez kurarak kırsal kalkınmayı sürdürülebilir ve kapsayıcı bir anlayışla desteklemeyi hedefliyor.
Dilovası Belediyesi, e-Ruhsat sistemini kamuoyuna tanıttı. Yeni sistemle birlikte vatandaşların belediyeye gelmeden, evrak taşıma derdi olmadan internet üzerinden ruhsat başvurusu yapabileceğini ifade eden Başkan Ramazan Ömeroğlu, sürecin dijital ortamda takip edilebileceğini vurguladı.
Dilovası Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen lansman programına meslek odalarının temsilcileri, teknik uzmanlar, belediye yetkilileri katıldı. Tanıtım programında konuşan Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu, göreve geldikleri ilk günden itibaren vatandaş odaklı, dijitalleşmeyi önceleyen bir belediyecilik anlayışıyla hareket ettiklerini belirtti. Başkan Ömeroğlu, “Bugün hem ilçemiz hem de belediyemiz adına önemli ve gurur verici bir adımı atıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Söz verdiğimiz gibi çağın gereklerine uygun bir hizmet anlayışını hayata geçiriyoruz” dedi.
Yeni sistemle birlikte vatandaşların belediyeye gelmeden, evrak taşıma derdi olmadan internet üzerinden ruhsat başvurusu yapabileceğini ifade eden Ömeroğlu, sürecin dijital ortamda takip edilebileceğini vurguladı. Eksik belgelerin anlık olarak görülebileceğini belirten Başkan, böylece zaman ve emek kaybının da önüne geçileceğini dile getirdi.
Yeni sistemin sadece vatandaşlara değil, sektör profesyonellerine de kolaylık sağladığını ifade eden Başkan Ömeroğlu, “Mimarlarımız, mühendislerimiz projelerini doğrudan dijital ortamda yükleyebilecek. Geri bildirim süreçleri hızlı ve kayıtlı olacak. Belediyemizin teknik ekipleriyle doğrudan dijital yolla iletişim kurulabilecek” ifadelerini kullandı.
Kağıt kullanımını azaltarak çevreye duyarlı bir belediyecilik anlayışını da benimsediklerini belirten Ömeroğlu, “Doğayı koruyor, sürdürülebilir kamu hizmetini önemsiyoruz. Bu sistem aynı zamanda çevremize olan sorumluluğumuzu da yansıtıyor” diye konuştu.
Konuşmasının sonunda dijitalleşme sürecinin devam edeceğini belirten Ramazan Ömeroğlu, “Bu daha başlangıç. Yeni sistemlerle, modern altyapılarla, kullanıcı dostu platformlarla Dilovası’nı daha yaşanabilir, daha akıllı bir şehir haline getireceğiz. Bu süreçte emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma ve sabırla bekleyen vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin YouTube kanalı üzerinden canlı olarak yayınlanan Fenerbahçe Beko’nun EuroLeague Finali karşılaşması eş zamanlı 137 bin izleyiciye ulaştı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, dijitalleşme vizyonunu güçlü şekilde ortaya koyuyor. Avrupa’nın en prestijli basketbol organizasyonu EuroLeague Finali’nde Fenerbahçe Beko’nun şampiyonluk mücadelesi, belediyenin YouTube kanalı üzerinden canlı olarak yayınlandı ve rekor izlenmeye ulaştı. Yayın anında eş zamanlı 137 bin izleyiciye ulaşan Kocaeli Büyükşehir YouTube kanalı, dijital mecralarda örnek başarıya imza attı. Final karşılaşması boyunca elde edilen yüksek etkileşim oranları, izlenme süresi, beğeni ve paylaşım sayıları ile yalnızca sporseverlerin değil, dijital iletişim dünyasının da dikkatini çekti.
Milyonlara erişmeyi başardı
Bu büyük organizasyonu sadece dev ekranlarla sınırlı tutmayan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, maçı dijital platformlara taşıyarak sosyal medya üzerinden milyonlara erişmeyi başardı. Böylece hem spora hem de toplumsal heyecana katkı sunan dijital yayıncılık örneği sergiledi. Öte yandan final maçı, S Sport kanalının şifresiz olarak uydudan yayınlamasıyla Türkiye genelinde daha geniş kitlelerce canlı takip edildi. Bu karar, milyonlarca sporseverin tarihi maçı erişilebilir biçimde izlemesine imkân sağladı.
Çayırova Belediyesi’nin yakın dönemde uygulamaya aldığı e-İmar Dijital İmar Yönetim Sistemi’nin tanıtım ve bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi.
Çayırova Belediyesi, geçtiğimiz aylarda da e-İmar uygulamasını devreye almıştı. Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, e-İmar Dijital İmar Yönetim Sistemi’nin Tanıtım ve Bilgilendirme Toplantısı konusunda, müteahhitler, proje müellifleri, yapı denetim firmaları ve kamu kurum temsilcileriyle bir araya geldi.
Çayırova Belediyesi Kültür Salonu’nda düzenlenen programda açıklamalarda bulunan Başkan Çiftçi, “Çayırova Belediyesi olarak dijitalleşme yolunda önemli bir adım attık. Yeni Dijital İmar Uygulamamızı; müteahhitlere, proje müellifleri, yapı denetim firmaları ve kamu kurum temsilcilerine tanıttık. Hizmet sürecini hızlandıran, şeffaflığı artıran ve tasarruf sağlayan bu uygulamanın hayata geçirilmesinde emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma ve programa katılım sağlayan kıymetli paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Çayırova’da dijital dönüşüm yolculuğumuz kararlılıkla devam edecek” dedi.
Sakarya Üniversitesi ev sahipliğinde 6-7 Mayıs 2025 tarihlerinde düzenlenecek panel serisinde, sürdürülebilir girişimcilik odağında dijital fikir üretimi ve proje geliştirme temaları ele alınacak; farklı üniversitelerden seçilen 150 öğrenciye mentörlük desteği sağlanacak.
Sakarya Üniversitesinde faaliyet gösteren Avrupa Birliği ve Proje Yönetimi Öğrenci Topluluğu koordinasyonunda hazırlanan ve Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından desteklenen “Sürdürülebilir Girişimcilik İçin Dijital Fikirler” adlı Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) projesinin panel etkinlikleri, 6-7 Mayıs 2025 tarihlerinde Sakarya Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezinde katılımcılarını ağırlayacak.
Etkinlikte, sürdürülebilirlik, girişimcilik ve dijitalleşme ekseninde akademisyenler, iş insanları ve gençler bir araya gelecek. Sürdürülebilir Ekonomide Dijitalleşmenin Rolü, Sosyal Girişimcilik, Döngüsel Ekonomide Teknolojik İnovasyon, Yeşil Finans ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi başlıklarda düzenlenecek beş panel ile gençlerin farkındalık düzeyleri artırılacak; oluşturacakları fikirleri sürdürülebilir iş modellerine dönüştürülecek. Başta Sakarya Üniversitesi olmak üzere, Kocaeli ve Düzce Üniversitelerinden seçilecek 150 öğrenci, panel etkinliklerinin sonunda iş ve proje fikirlerini, etkinliğin ikinci gününde yapılacak proje pazarında yatırımcılar ve akademisyenlerle paylaşacak. Yapılacak değerlendirme sonucunda başarılı olan proje ve iş fikirlerine bir yıl boyunca mentörlük desteği sağlanacak.
Etkinlikte, üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirmeyi, dijital becerilerin gelişmesini sağlamayı ve gençlerin kariyer planlarına yön vermeyi hedefleniyor.
Büyükşehir Belediyesi, ailelerin bilinçlenmesine katkı sunan etkinliklerine hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda Kadın Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen “Ailem Kocaeli Buluşmaları”, 13 Nisan’da Gebze’de aileleri bir araya getirecek.
13 NİSAN’DA GEBZE OSMAN HAMDİ BEY’DE
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, ailelere yönelik düzenlediği etkinliklere devam ediyor. Bu bağlamda Büyükşehir, “Dijital Baba” olarak tanınan araştırmacı, yazar ve bilişimci Orhan Toker’i Gebze’de aileler ile bir araya getirecek. Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde 13 Nisan Pazar günü saat 19.00’da gerçekleşecek programda “Teknoloji ile Bilinçli Ebeveynlik” konusu ele alınacak. Dijital çağın sunduğu fırsatlar ve beraberinde getirdiği riskler üzerine önemli bilgiler paylaşılacak.
AİLELERE DİJİTAL DÜNYADA BİLİNÇLİ REHBERLİK
Ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı teknoloji kullanımı geliştirmesine yönelik önerilerin sunulacağı etkinlikte teknoloji bağımlılığı, dijital güvenlik ve aile içi iletişim konuları da ele alınacak. Tüm ailelere açık olan program, ebeveynlerin dijital dünyada daha bilinçli hareket etmelerine katkı sağlamayı amaçlıyor.
Kocaeli’de kütüphanelerde görev yapan personelle bir araya gelen yazar Tarık Tufan, “İnsanlar artık kitap okumak yerine ekrana baktıkları bir dünyayı yaşıyor. Dijitalleşmeye yokmuş gibi davranamayız. Ama bu böyle diye dijitalliğin bize dayattığı ruh haline teslim olmamız gerekmiyor” dedi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kütüphaneler Haftası kapsamında yazar Tarık Tufan’ı kütüphanelerde görev yapan personelle bir araya getirdi. Tufan katılımcılara yazarlık serüvenini, edebiyatla kurduğu ilişkiyi ve kitapların dönüştürücü gücünü paylaştı. Katılımcılar program boyunca Tarık Tufan’a sorular yönelterek yazarla birebir etkileşim kurma fırsatı buldu. Etkinlikte, kitap okuma alışkanlıklarının dijitalleşme karşısında nasıl dönüştüğüne değinen Tufan, “İnsanların kitapla olan ilişkileri azalıyor. Dijital dünya, insanların ekrana bakarak zaman geçirdiği gerçekliğe dönüştü. Bunu geriye döndüremeyiz ama dijitalleşmenin ruh haline teslim olmak zorunda da değiliz” diye konuştu.
“İnsanlar artık kitap okumak yerine ekrana baktıkları bir dünyayı yaşıyor”
Konuşmasına devam eden Tufan, “Sizinle aynı dünyadan bir iş yapıyorum. Yazarlık yapıyorum, roman yazıyorum. Hepimiz aslında kitabın etrafında dolaşıyoruz. Bu açıdan bakıldığında bu durum bizi yakınlaştırıyor. İnsanlar daha az kitap alıyor. Kütüphaneler de ağırlıklı olarak genç arkadaşların ders çalışmak için kullandıkları mekanlar haline geliyor. Pek çoğunun ders çalışmak için mekâna ihtiyacı var ve kütüphaneleri de kullanmak istiyorlar. Türkiye’nin her yerinde böyle. Anlaşılabilir bir şey. İnsanların kitapla olan münasebetlerinin gün geçtikçe azalmasının anlaşılabilir sebepleri var. Dijitalleşme, internet bunun başında geliyor. İnsanlar artık kitap okumak yerine bir metinle uzun zaman geçirmek yerine ekrana baktıkları bir dünyayı yaşıyor. Bu kaçınılmaz. Bunu geriye döndüremeyiz. Dijitalleşmeye yokmuş gibi davranamayız. Ama bu böyle diye dijitalliğin bize dayattığı ruh haline teslim olmamız gerekmiyor” şeklinde konuştu.
“53 bin aktif üyemiz, 80 bin basılı ve 30 bin dijital kitabımız var”
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Murat Yavuz ise belediye olarak kütüphanelere büyük önem verdiklerini belirtti. Kent genelinde 9 kütüphane bulunduğunu ve bunlardan birinin 24 saat açık olduğunu dile getiren Yavuz, Ramazan ayında öğrenciler için sahur ikramı yaptıklarını, gençlerin çalışmaya devam ettiğini ifade etti. Yavuz, “Bugün 53 bin aktif üyemiz, 80 bin basılı ve 30 bin dijital kitabımız var. İzmit, Gebze ve Dilovası millet bahçelerinde yeni kütüphanelerimiz çok yakında hizmete açılacak. Artık sadece kitap raflarını değil, niteliği de önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.
Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri açılış programında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Program kapsamında, ülkemiz sanayisinin, KOBİ’lerinin ve kamu kurumlarının dijital dönüşümünde önemli rol üstlenecek 5 konsorsiyum Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri ağına dahil oldu. Bunun yanında 4 konsorsiyum da mükemmeliyet mührü almaya hak kazandı” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki Bilişim Vadisi’nde düzenlenen Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri (ADİM) açılış programına katıldı. Programda konuşan Bakan Kacır, bugün Avrupa Birliği ile bilim, teknoloji ve inovasyon alanındaki güçlü iş birliğini daha da ileriye taşıyacak önemli bir adımın daha atıldığına dikkat çekerek, program vesilesiyle Avrupa Birliği ile ortak hedeflerin yeniden belirlenerek, eşgüdüm halindeki çalışmaların pekiştirileceğini ifade etti.
“Dünya yeniden şekilleniyor”
Dünyanın, hiç olmadığı kadar büyük bir dönüşüm ve değişim rüzgarıyla yeniden şekillendiğini dile getiren Bakan Kacır, “Baş döndürücü hızla gelişen teknolojiler, küresel güç dengelerini ve rekabet faktörlerini yeniden tanımlıyor. Sosyal hayattan iş süreçlerine, üretim modellerinden tüketici davranışlarına kadar her alanda dinamikleri de kökten değiştiriyor. Artık makinelerin nesnelerin interneti sayesinde birbiriyle iletişim kurduğu, yapay zeka ve büyük veri analitiğiyle üretim süreçlerini otomatik olarak optimize ettiği bir dönemde yaşıyoruz. İnsansız üretim gerçekleştiren karanlık fabrikaların ütopik bir hayal olmaktan çıkıp, endüstriyel üretimin yeni normallerinden biri haline geldiğini söylememiz mümkün. Dijital devrim olarak nitelendirilen bu gelişmeler, daha verimli iş süreçleriyle yüksek kaliteli ürün ve hizmet imkanı sunarken, düşük maliyetli iş gücünü de rekabet avantajı olmaktan çıkarıyor” dedi.
“Dijital dönüşümü çok boyutlu şekilde ele alıyoruz”
Mevcut tabloyu ve trendleri doğru okuyan ülkelerin rekabet güçlerini artıracaklarını aktaran Kacır, “Değişime ayak uyduramayanlar ise üretim kabiliyetlerini kaybedecek. Bizler bu büyük değişim ve dönüşüm dalgasını, Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda ülkemizi katma değerli üretim ve teknoloji geliştirmede dünyada hak ettiği konuma taşımak için önemli bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, sunduğumuz finansman destekleri ve teşviklerle, nitelikli insan kaynağı ve altyapı gibi hususlarda güçlü bir mekanizma kurgulayarak, dijital dönüşümü çok boyutlu şekilde ele alıyoruz. Sanayimizin dijitalleşme sürecini hızlandıran, işletmelerimize rehberlik eden bir kurum olma misyonuyla hareket ediyoruz. Şüphesiz, firmalar için dijital dönüşüm yolculuğu, mali zorlukların yanında yetkinlik eksikliği ve dijital dönüşüme nereden ve nasıl başlanacağına dair belirsizlikler ile karmaşık hale gelebiliyor” diye konuştu.
“300 milyon avro kaynağı KOBİ’lerimizin dijital dönüşüm projelerine sunuyoruz”
Firmaların karşılaştığı güçlükleri bertaraf etmek adına geçen aylarda Dijital Dönüşüm Destek Programını hayata geçirdiklerini vurgulayan Bakan Kacır, “Programımızın ilk aşamasında, firmaların mevcut dijital olgunluk seviyelerini baz alarak ihtiyaç ve ölçeklerine uygun, kapsamlı bir yol haritası oluşturmalarını ve buna uygun şekilde yatırım ihtiyaçlarını tespit etmelerini bekliyoruz. Kapsamı, hedefi ve niteliği açısından değerlendirdiğimiz yatırımları öncelikli teşvik uygulamamız çerçevesinde destekliyoruz. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasından sağladığımız 300 milyon avro kaynağı KOSGEB finansman desteğiyle KOBİ’lerimizin dijital dönüşüm projelerine sunuyoruz. İşletmelerimizin dijital dönüşüm kapsamında finansman ihtiyaçlarını karşılayan programlarla birlikte, verimliliklerini ve rekabet güçlerini artıracak modern altyapılar oluşturmak üzere önemli adımlar attık. Büyük veri ve yapay zeka araştırmalarını desteklemek üzere, 35 bin dizüstü bilgisayara eşdeğer güçte olan süper bilgisayarımız ARF’ı devreye aldık. Ayrıca EuroHPC Ortak Girişimi üyeliğimiz sayesinde, dünyanın 8. en güçlü süper bilgisayarı MareNostrum 5’e doğrudan erişim imkanına da sahibiz. Sanayimizi yalın üretimle buluşturan ve mevcut iş gücümüzü Dördüncü Sanayi Devrimi’ne uygun yetkinliklerle donatan model fabrikalarımızın sayısını 10’a çıkardık. Önümüzdeki süreçte ise Kocaeli, Denizli, Trabzon, Malatya, Sakarya ve Tekirdağ’da 6 yeni model fabrika daha kuracağız” şeklinde konuştu.
“7 bin 300’den fazla projeye 33,2 milyar lira destek sağladık”
TÜBİTAK’ın sanayiye yönelik destek programları kapsamında, dijital dönüşüm alanında 7 bin 300’den fazla projeye 33,2 milyar lira destek sağladıkları bilgisini veren Bakan Mehmet Fatih Kacır, “Yüksek teknoloji yatırımları için Ar-Ge’den seri üretime uçtan uca bütüncül bir destek mekanizması sunan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’mızın dijital dönüşüm çağrısıyla 22,8 milyar lira yatırımı harekete geçirdik. Ülkemiz tarihinin en büyük ölçekli teşvik programı HIT-30 kapsamında, hiper ölçekte veri merkezleri ile endüstriyel robotik sistemler başlıklarında çıkacağımız yeni çağrılarla, yerli teknoloji ekosistemimizi güçlendirecek stratejik yatırımları teşvik etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“4 konsorsiyum da mükemmeliyet mührü almaya hak kazandı”
Bakan Mehmet Fatih Kacır, yüksek başarımlı hesaplama ve yapay zeka gibi alanlarda stratejik altyapıların kurulumuna ve bu alanlarda ihtiyaç duyulan insan kaynağının yetiştirilmesine finansman sağlayan “Dijital Avrupa Programı”na katıldıklarına dikkat çekerek, “Ülkemizin 2023 yılında bu programa katılımı sonucunda sanayicilerimiz, girişimcilerimiz, üniversitelerimiz program kapsamında kurulan kritik altyapılardan faydalanma imkanına kavuştular. Avrupa Komisyonu tarafından açılan çağrılara başvurmaya hak kazandılar. Bugüne kadar ülkemizden 68 kurum ve kuruluş 14 milyon avroluk fona erişim elde etti. Tabii Dijital Avrupa Programının en önemli bileşenlerinden biri de Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri. Yetkin insan kaynağıyla, test ve araştırma altyapısıyla donatılmış bu merkezler, yalnızca Avrupa genelinde sanayi, KOBİ’ler ve kamu kurumlarına dijital dönüşüm desteği sağlamakla kalmayacak, oluşturacakları iş birliği ağıyla farklı ülkelerdeki merkezler ve dijital altyapılar arasında etkin bir entegrasyon sağlayacak. Program kapsamında, ülkemiz sanayisinin, KOBİ’lerinin ve kamu kurumlarının dijital dönüşümünde önemli rol üstlenecek 5 konsorsiyum Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri ağına dahil oldu. Bunun yanında 4 konsorsiyum da mükemmeliyet mührü almaya hak kazandı. Bu vesileyle, başarılarından ötürü ADİM’lerimizi tebrik ediyorum” diye konuştu.
Bakan Kacır, konuşmasına şöyle devam etti:
“ADİM’lerimiz; hazır giyim, tekstil, alüminyum, beyaz eşya, otomotiv, makine ve tarım gibi ülkemiz açısından öncelikli sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerimizin yapay zeka, bulut bilişim, yüksek başarımlı hesaplama gibi ileri dijital teknolojileri iş süreçlerine entegre etmelerinde yol gösterici bir rol üstlenecek. Yatırım öncesi test, prototipleme ve finansmana erişim desteği sağlayacak. Bin 500 işletmenin dijital olgunluk değerlendirmesini gerçekleştirerek bu firmalara dijital dönüşüm yol haritaları hazırlayacak. Mentörlük ve danışmanlık desteği sunacak. Merkezler, aynı zamanda Avrupa’da kurulan süper bilgisayarlar, yapay zeka fabrikaları, yapay zeka test ve deney tesisleri ve veri merkezleri gibi dijital altyapılara erişimde KOBİ’lerimize ve araştırmacılarımıza rehberlik edecek. Teknik uzmanlık, yatırım öncesi test, beceri geliştirme, finansmana erişim ve ağ oluşturma gibi alanlarda hizmet sunacak olan ADİM’lerin, Türkiye’nin Dijital Avrupa Programı ve diğer uluslararası inisiyatiflerdeki başarısını daha ileriye taşıyacak önemli birer ara yüz olacağına inanıyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak; sanayimizin üretim alt yapısını katma değerle, yüksek teknolojiyle besleyip güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Ülkemizin dünyanın önde gelen teknoloji üretim merkezleri arasında yer almasını sağlayacak hamleleri tek tek hayata geçirmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Dijital Avrupa Programı ve Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri kapsamında hayata geçirdiğimiz projeler işte bu vizyonun bir nişanesidir.”
Programda, Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri ağına dahil olan firmalara plaket takdim edildi.
Programa, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın yanı sıra Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanvekili Yusuf Tancan, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Hans Ossowski, Avrupa Birliği Teknolojik Egemenlik, Güvenlik ve Demokrasiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Henna Virkkunen, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu, Gebze Jandarma Komutanı Üsteğmen Muharrem Poyrazoğlu ve davetliler katıldı.
Sakarya Üniversitesi öğrencileri tarafından hazırlanan “Siber Zorbalığa Karşı Gençlik İttifakı” adlı proje, Avrupa Dayanışma Programı-Dayanışma Projeleri (ESC30-SOL) çerçevesinde desteklenmeye hak kazandı.
Sakarya Üniversiteleri öğrencileri Yusuf Buğra Kılıç ve Kayra Kaan Kabakçıoğlu’nun eş koordinatörlüğünde başvurusu yapılan ve Araştırma Dekanlığı Proje Uzmanı Öğr. Gör. Sadık Demirbağ’ın koçluğunu üstlendiği “Siber Zorbalığa Karşı Gençlik İttifakı” isimli proje, 453 başvuru arasından seçilen 32 proje arasında yer alarak 9 bin 204 Avro hibe desteği kazandı. Araştırma Üniversitesi’ olma yolunda proje ekosistemine öğrencilerini de dahil eden Sakarya Üniversitesi, araştırma ve geliştirme kültürünü öğrencileri arasında yaygınlaştırarak başarılı sonuçlar almaya başladı. ‘Siber Zorbalığa Karşı Gençlik İttifakı’ isimli proje, Avrupa Dayanışma Programı – Dayanışma Projeleri (ESC30-SOL) çerçevesinde kabul edilen ilk proje oldu. 12 ay süresince devam edecek proje çerçevesinde gençlerin dijital dünyada bilinçli bireyler olarak yetişmelerini sağlamayı ve siber zorbalıkla mücadelede toplumsal farkındalığı artırmayı hedefliyor. Proje çerçevesinde, siber güvenlik ve siber zorbalık konularında kapsamlı eğitim programları gerçekleştirerek, katılımcıların dijital dünyada karşılaşabilecekleri tehditlere karşı bilinçlenmeleri sağlanacak.
Sakarya Üniversitesi, Düzce Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek farkındalık çalışmaları ile geniş bir akademik topluluğa ulaşılması hedefleniyor. Ayrıca, dijital güvenlik atölyeleri, bilinçlendirme kampanyaları ve toplumsal dayanışma ağları oluşturularak bireylerin siber tehditlere karşı güçlendirilmesi amaçlanıyor. Proje çerçevesinde, özellikle kadınların siber zorbalık karşısında korunmasına yönelik özel çalışmalar da yapılacak ve bu konuda etkin çözümler geliştirilecek. Akademisyenler ve öğrencilerle iş birliği içinde siber zorbalığa karşı politika önerileri oluşturulacak ve elde edilen keşifler ve öneriler İçişleri Bakanlığı ile İletişim Başkanlığı’na sunularak, ulusal düzeyde karar alma süreçlerine katkı sağlanacak. Proje, siber güvenlik farkındalığını artırmayı, gençlerin dijital dünyada bilinçli bireyler olarak yetişmelerini sağlamayı, siber zorbalık mağdurlarına yönelik destek mekanizmaları oluşturmayı ve toplumsal dayanışmayı güçlendirerek dijital güvenliği yaygınlaştırmayı hedefliyor. Araştırma Dekanlığı Proje Uzmanı Öğr. Gör. Sadık Demirbağ’ın koçluğunu üstlendiği projenin ekibinde Yazılım Mühendisliği Öğrencileri, Yusuf Buğra Kılıç ve Kayra Kaan Kabakçıoğlu, Bilgisayar Mühendisliği Öğrencisi Samet Ayan, Sosyoloji Mezun Öğrencisi Yaren Şükre, Coğrafya Yüksek Lisans Öğrencisi Gülbin Abatay ve İktisat Bölümü Öğrencisi Ömer Faruk Acar yer alıyor.