Kocaeli’de yayımladıkları bir haber sonrası tehdit edilen gazeteciler Hakan Süer ve Abbas Çakar’a yönelik sopalı saldırı girişimi, polisin ve esnafın müdahalesiyle engellendi.
Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti (KOGACE), bir haber sitesinin yöneticileri Hakan Süer ve Abbas Çakar’a yönelik saldırı girişimini kınadı. Cemiyetten yapılan açıklamada, Süer ve Çakar’ın yayımladıkları bir haberin ardından önce telefonla tehdit edildikleri, daha sonra ise pusuya düşürülmek istendiği belirtildi. Açıklamada, gazetecilerin durumu fark ederek emniyet güçlerine haber vermesi üzerine olay yerine gelen polis ekiplerinin, şüpheliler C.K. ve A.K.’yi yanlarındaki sopalarla gözaltına aldığı kaydedildi. Ayrıca, şahısların gözaltına alındıkları sırada da küfür ve saldırgan tavırlarına devam ettikleri aktarıldı.
Saldırı girişiminin basın özgürlüğüne ve toplumun haber alma hakkına yönelik bir tehdit olduğu vurgulanan açıklamada, “Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti olarak bu organize saldırıyı en sert şekilde kınıyoruz. Meslektaşlarımızın yanındayız. Olayın tüm hukuki sürecinin takipçisi olacağız. Faillerin hak ettikleri cezayı almaları için tüm girişimleri kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, gazeteciler Hakan Süer ve Abbas Çakar’a geçmiş olsun dilekleri iletildi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin, 7 ilçede yaklaşık 5 bin bağımsız birimi kapsayan kentsel dönüşüm projesi için kurduğu bilgilendirme ofisleri, vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın tarafından kamuoyuna duyurulan ve kentin en büyük dönüşüm hamlesi olarak nitelendirilen proje kapsamında, 7 ilçe ve 14 bölgede dönüştürülmesi gereken yaklaşık 5 bin bağımsız birim belirlendi.
Yapılan çalışmaya göre kentsel dönüşüm; İzmit’te Körfez (401), Kadıköy (928) ve Karabaş (343); Derince’de Dumlupınar (150), Yavuz Selim (238) ve Çenedağ (394); Gölcük’te Donanma (382) ve Piyalepaşa (276); Karamürsel’de 4 Temmuz (689) ve Kayacık (463); Körfez’de Güney (425); Darıca’da Kazım Karabekir (312) ve Bağlarbaşı (445) ile Çayırova’da Yenimahalle (286) mahallelerindeki bağımsız birimlerden başlayacak.
Süreç ve destekler hakkında bilgilendirme yapılıyor
Projenin açıklanmasının ardından İzmit, Derince, Gölcük, Karamürsel, Darıca ve Çayırova’da kurulan bilgilendirme ofislerine başvuran vatandaşlar, süreç hakkında yetkililerden bilgi alıyor.
Belediye yetkilileri, belirlenen alanlarda hak sahiplerinin yüzde 50+1’inin rızası sağlandığında kesinleşme safhasına geçileceğini belirtti. Bu aşamanın ardından evlerin rayiç değer tespiti yapılarak proje aşamasına geçilecek ve vatandaşlara evleri karşılığında daire teklifleri sunulacak. Anlaşma sağlayan hak sahipleriyle muvafakatname imzalanacak.
Hibe, kredi ve kira desteği sağlanacak
Açıklamaya göre, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hak sahiplerine konut için 875 bin lira, ticari alanlar için ise 437 bin 500 lira hibe verilecek. Bu hibeler, vatandaşın borcundan düşülecek. Kalan borç ise 180 ay vade ile ödenebilecek.
İnşaat sürecinde ev sahiplerine 2025 yılı için aylık 5 bin 500 lira kira desteği verilecek. Kiracılara ise iki kira bedeli tutarında taşınma yardımı yapılacak.
Vatandaşlar projeden memnun
Ofisleri ziyaret eden vatandaşlar, kafalarındaki tüm sorulara yanıt bulduklarını ifade etti. Bir vatandaş, “Sürece başladık. Evraklarımızı tamamlayıp kentsel dönüşüm ile evimizi yenilemek istiyoruz. Buradaki arkadaşlar bize çok yardımcı oldu. Aklımızda soru işareti kalmadı. Müteahhit anlamında sıkıntı yaşamak istemiyoruz. O yüzden gelip bilgi almak istedik” şeklinde konuştu.
Büyükşehir Belediyesi, proje hakkında detaylı bilgi almak isteyen vatandaşların, belediyenin resmi internet sitesinde adresleri ve telefon numaraları yer alan 6 ilçedeki kentsel dönüşüm ofislerini ziyaret edebileceğini bildirdi.
Kocaelispor Teknik Direktörü Selçuk İnan, hakemlerin maçı değil, kaos ortamında bir şeyleri yönetmeye, dengelemeye çalıştığını söyledi.
Trendyol Süper Lig’in 6 haftasında Kocaelispor sahasında karşılaştığı Çaykur Rizespor ile 1-1 berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında karşılaşmayı değerlendiren Kocaelispor Teknik Direktörü Selçuk İnan, “Bazen sözlerime nasıl başlayacağımı bulamıyorum. 6. Senem. Hiç böyle 45 dakika oynamamıştım. Mücadele eden, fazlasıyla pozisyona giren taraf ne derseniz deyin; her şeyi denedik. Ancak 3 puanı alamadık. En büyük mahcubiyetim koşulsuz şartsız her şekilde henüz galibiyet alamamış bir takımın hocası olarak bana ve oyuncu grubuma bu şekilde destek veren camiaya. Onun dışında hiçbir üzüntüm, tereddüdüm yok. İyi oyuncularımız var. 3 puanı bugün sonuna kadar hak ettiler ama bazen istediğiniz sonucu alamıyorsunuz. Bugün nasip olmadı. Oyuncular bu şekilde sahaya inanarak çıkarlarsa bu sahada maç kaybetmeyecekler. Tek üzüntüm bu taraftara 3 puanı yaşatamamış olmak” dedi.
“Zarar verecek kişi bensem bir dakika durmam”
“Aklınızdan istifa geçti mi?” sorusuna İnan, “Hayatımda hep dürüst oldum. Hiçbir şeyden korkmadım. Hayatımda hiç kimseye zarar vermedim. Böyle bir şey hissettiğimde bir saniye durmam. Bütün çalıştığım insanlara, başkanlara, yöneticilere, basına, taraftara saygısızlık yapmadım. Kötü düşünmedim ama onlara saygı duydum. Bazen katılmasam da isyan etmedim, saygı duydum. Bugün zarar verecek kişi bensem bir dakika bile durmam. Benim ilgilendiğim konu; bu oyuncuları buraya getirmek için çok uğraştım, uğraştık. Onlarla çok çalışıyorum, çok zaman geçiyorum. Bu bir nasip işi. Onu kovalıyorum. Hayatım boyunca vicdanım rahat oldu. Kendimi en rahat hissettiğim zaman çalıştığım zaman. Oyuncuları geliştirmeye, onları anlamaya çalışıyorum. Evet eksiklerimiz var. Ligi tanıma eksikliğimiz var, teknik eksikliğimiz var. 1 haftadır bu takımla çalışıyorum. İstesem de aynı 11 ile çıkamıyorum. Neredeyse her hafta farklı; yeni gelen ve hazır olmayan oyuncularımı riske ediyorum, bir an önce maça çıkarmak için. Sakat oyuncuları yeniden oyuna sokmak kolay değil, tekrar sakatlanıyorlar. Bugün yine 2-3 eksiğimiz vardı. Oyuncular ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Biz de mücadele ediyoruz” diye cevap verdi.
“Golcü değil ama gol eksiğimiz var”
Sahada golcü eksikliği hissedip, hissetmemesiyle ilgili Selçuk İnan, “Golcü değil de gol eksikliği var. Çok çalışıyoruz. Futbolu yeni bırakmış biri olarak bizzat kendim çalışıyorum. Her antrenmandan sonra gol çalışması yapıyoruz. Oyuncular yeni yeni geldiler. Bugün golü atabilmek adına her şeyi sahaya yansıttık. Kalite ve sonuçlandırma anlamında sıkıntılar var. Hayatım boyunca bunları yaşadım. Asıl önemli olan oralarda topla buluşabilmek ve pozisyona girebilmek. Sonuçlandırma elbet olacak. Yürekten inanıyorum. Kim olursa olsun gol atmaya başlayacak ve devam edecek. Şu an gol eksiğimiz var mı? Var” diye konuştu.
Güçlü bir takıma karşı oynadıklarını aktaran İnan, “Çok önemli oyunculara sahipler. Bütçe olarak bizim çok üstümüzdeler. Hiç yanaşamadığımız oyuncuları transfer etmeye çalıştılar. Bunlar gerçekler. 90 dakika boyunca Rize’yi hapsetmek, baskılı oynamak hiç kolay değil. Rize’nin tek bir pozisyonu yokken gol yedik. Bruno tabii ki daha fazla çalışacak. Çok da istiyor, mücadele ediyor. Daha fazlasını yapabilecek kalitede, o kaliteyi çıkarmak istiyorum. Bütün takımın daha çok istemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Hakemler maçı değil, kaos ortamında bir şeyleri yönetmeye çalışıyor”
Hakem performansıyla ilgili olarak konuşmak istemediğini belirten Selçuk İnan, “Hakemlerle ilgili bir şey söylemek istemiyorum. Kişisel olarak da bana karşı bir şeyler olacağını hissetmeye başladım. Camia olarak bugün üzgünüz, baştan sona yanlış kararlar verdi. Kendisi de bunu biliyor. Mahcubiyeti var ama buraya geldiğimden beri bu mahcubiyetler Kocaelispor’a oluyor. VAR geldiğinden beri 1-2 defa denk geldi. Her zaman hakemler çok cesaretli olamayabiliyor. Niyetlerinden şüphe etmiyorum, çalışıyorlar. Bence maçı değil, kaos ortamında bir şeyleri yönetmeye, dengelemeye çalışıyorlar. Bu eleştiriyi yapabilirim. Ben bu takımın lideriyim ama camianın da bu konuda daha fazla sesini duyurması gerekiyor” açıklamasında bulundu.
“Sadece birbirleriyle vakit geçirsinler istedim”
Karol’un maçtan 3 gün önce sakatlandığını, Beşiktaş maçına yetişmesini umduğunu açıklayan İnan, antrenmanlara taraftara ve basına neden kapattığının gerekçesini de, “Bu takım futbolcuların takımı. Onları bir şekilde; bu takımın onların olduğunu inandırmamız lazım. Bunun yolları var. Doğru ya da yanlış eleştirebilirsiniz. Hepsinden böyle bir şeyi istedim; başkandan da, yöneticilerden de. Sadece birbirleriyle hareket etsinler diye böyle bir karar aldım” şeklinde ifade etti.
“Beşiktaş yenilmeyecek takım değil. En nihayetinde kazanacağız”
Selçuk İnan, maç kaybedildiğinde ya da berabere kalındığında hormurdanmaların olacağını ifade ederek, “Taraftarın homurdanmasını başımla beraber kabul ediyorum. Hakları da zaten. Önümüzde Beşiktaş maçı var, mücadele ediyoruz. Bu takım, iyi takım. Çok güzel günler göreceğiz. Yürekten inanıyorum. Beşiktaş tabii ki zor bir maç. Yenilmeyecek bir takım değil. Bu mücadelenin daha fazlasını yapacağız. En nihayetinde ise kazanacağız. Bunu zaten göreceksiniz” diyerek sözlerini tamamladı.
Trendyol Süper Lig ekiplerinden Kocaelispor’un Teknik Direktörü Selçuk İnan, Trabzonspor karşılaşmasında gördüğü sarı karta ilişkin, “Herhangi bir ihlal yok, hakaret yok. Buna rağmen sarı kart göstermesi kolaycılık bence. Hakemlerimiz buna çok çabuk başvuruyor ama iyi bir şey değil” dedi.
Kocaelispor, Trendyol Süper Lig’in ikinci haftasında Samsunspor ile oynayacakları maç öncesi Körfez Brunga Tesisleri’nde hazırlıklarını sürdürdü. Antrenman öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Teknik Direktör Selçuk İnan, Trabzonspor maçında istedikleri sonucu alamamalarına rağmen oyuncularının mücadelesinden memnun olduğunu dile getirdi. Maçta sakatlanan Mateus’un durumunun kendilerini üzdüğünü belirten teknik adam, Samsunspor maçının heyecanını yaşadıklarını ifade etti. İnan, taraftarların da desteğiyle bu maçı kazanmak istediklerini vurguladı.
“Sahada benim için hayat duruyor, anı yaşıyorum”
Sahanın kendisi için başka bir alan olduğuna dikkat çeken İnan, şöyle konuştu:
“Hakemlerle konuşmak çok da istediğim bir şey değil. Kendi futbolculuk dönemimde de dışarıda daha sakin bir yapıda olsam da sahanın içi benim için başka bir alan. Orada benim için hayat duruyor, anı yaşıyorum. Oyuncularımızın haksızlığa uğradığını hissettiğim anda mutlaka tepki veriyorum, duramıyorum. Bazen bu tepkilerim aşırı diye de nitelendirilebilir. Bu hakeme bağlı olarak oluyor.”
“Sarı kart gereksizdi”
İnan, Trabzonspor karşılaşmasının 52. dakikasında gördüğü sarı kartla ilgili olarak ise, “Bana sorarsanız çok normaldi. Herhangi bir ihlal yok, hakaret yok. Buna rağmen sarı kart göstermesi kolaycılık bence. Hakemlerimiz buna çok çabuk başvuruyor ama iyi bir şey değil. Çünkü bizim dışarıda oyuncularımızla beraber o anı yaşadığımızı hissetmeleri lazım. Ne zaman bununla ilgili bir konuşma gerçekleşse bunu sürekli dile getiriyorum ama çok karşılık bulmuyor. Sarı kart bence gereksizdi çünkü bir şey yapmamıştım” diye konuştu.
“Kazanma alışkanlığını takıma kazandırmalıyız”
Takıma kazanma alışkanlığı kazandırmak istediğini söyleyen Selçuk İnan, “İnşallah bu Samsun maçıyla beraber buna başlarız. Şehrini, takımını bu kadar seven bir camiadayız. Sahada bugüne kadar hep gösterdiler. Maçlar olduğu zaman hayat duruyor” şeklinde konuştu.
İnan, cumartesi günü oynanacak Samsunspor maçında taraftarlara çağrıda bulunarak, “Cumartesi günü bütün taraftarlarımız gelsinler. Bizi desteklesinler, yanımızda olsunlar. Takımlarına sahip çıksınlar. İnşallah bu maçı kazanırız. Burada maç oynamak kolay değil, bunu rakiplerimize hissettirmeliyiz. Bu baskıyı kurmalıyız” ifadelerini kullandı.
Joseph Nonge: “Kaybetmeyi hak etmedik”
Kocaelispor’a Juventus’tan transfer edilen 2005 doğumlu Joseph Nonge Boende (Jo), ilk kez basın mensuplarının karşısına çıktı. Nonge, “Takım adına iyi şeyler gördüğünüzü düşünüyorum. Kaybetmeyi hak etmedik. Kendimizi daha iyiye götürmek adına çalışmalarımızı yapıyoruz. Umarım önümüzdeki maçlarda mutlu oluruz. Takımda bana yardım eden, beni daha iyiye götüren takım arkadaşlarım ve ağabeylerim var. Birbirimize yardım ediyoruz ve ben tüm performansımı takım için sergiledim. Bu şekilde devam edebilirsek çok daha iyisini yapabiliriz” dedi.
İç sahadaki ilk maç ile ilgili düşüncelerini aktaran Nonge, “Bizler de bu açıdan çok heyecanlıyız. Şehir için, taraftarımız için, hocamız için elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Merih Demiral, Juventus’ta A takımdayken ben de genç takımda oynuyordum. Bu nedenle kendisi ile hiç görüşemedik. Buraya gelmeden önce büyük takımları tanıyordum, onun dışında Türk futbolunu hiç izlememiştim” diye konuştu.
Körfez Brunga Tesisleri’nde gerçekleşen antrenmanda yeşil siyahlı ekip düz koşu ve istasyon çalışması gerçekleştirdi. Trabzonspor deplasmanında sağ diz ön çapraz bağları kopan Mateusz Wieteska tedavisi sebebiyle kadroda yer almadı.
HEKİMSEN Genel Başkanı Uzm. Dr. Adil Kurban, hekim sendikacılığına yönelik ’başarısız’ eleştirilere sert tepki gösterdi. Kurban, “Siz yıllarca sağlık çalışanlarının haklarının erimesine sessiz kaldınız, biz ise güçlü hukuk sistemleri kurup binlerce davayı üyelerimiz lehine kazandık. Siz ne yaptınız?” dedi.
Sağlık alanında sendikal temsil tartışmaları yeniden alevlendi. “Doktor sendikacılığı çıkmazda: Büyük paralar, sıfır kazanım” başlıklı haber sonrası, HEKİMSEN Genel Başkanı Uzm. Dr. Adil Kurban’dan sert tepki geldi. Haberde hekim sendikalarının etkisiz olduğu, büyük bütçelere rağmen kazanım üretmediği öne sürülürken; Kurban, bu eleştirileri gerçek dışı, yanıltıcı ve maksatlı olarak niteledi. Kurban, yıllardır sessiz kalınan yanlış politikalarla sağlık sistemine zarar vermekle eleştirdiği sendikalara, “Bizim yaptıklarımız ortada; peki siz ne yaptınız?’ sözleriyle yüklendi. Kurban ayrıca, HEKİMSEN’in kurduğu hukuk sistemi, sosyal destek projeleri ve kazanımların diğer sendikaların onlarca yıllık faaliyetlerinin çok ötesinde olduğunu vurguladı.
“Sağlık çalışanlarının özlük haklarının tek tek kaybedilmesine sessiz kalmadınız mı”
HEKİMSEN Genel Başkanı Uzm. Dr. Adil Kurban, “Kendilerini, ’Diğer sağlık çalışanlarının temsilcisi’ diye sağlık çalışanını kandıran, onları hekimlere düşman edenlere küçük bir cevabımızdır. Hekim sendikacılığının ne yaptığıyla ilgilenmiyormuşsunuz, ’Bize ne gerek varmış.’ Peki siz ne yaptınız? Yıllarca yanlışları görmezden gelerek sağlık çalışanlarının özlük haklarının tek tek kaybedilmesine sessiz kalmadınız mı? Hekimlerin haklarını yok sayıp ardından hekim maaşını diğer sağlık çalışanı seviyesine indirip bu şekilde onları razı eden ve bunu yaparken sair bakanlıklara karşı hak kaybına uğratan siz değil miydiniz? Bugün binlerce hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanı yurt dışına sizin bu yanlış politikalarınız nedeniyle gitmedi mi?” diyerek yapılan açıklamaya tepki gösterdi.
“Kurduğumuz sistemin, hukuksal altyapının ve sağladığımız faydaların yanına bile yaklaşamadınız”
Konuşmasını sürdüren Kurban, “Üye sayınız bizim 30-40 katımız ama kurduğumuz sistemin, hukuksal altyapının ve sağladığımız faydaların yanına bile yaklaşamadınız. Gelirimiz sizin iddia ettiğinizin 12’de biri bile değilken, en güçlü hukuk sistemini kurduk. Siz ne yaptınız, kaç dava kazandınız? Depremde en büyük desteği biz verdik. Bu yardım bile bazı iç odaklar tarafından bize karşı suçlama konusu haline getirildi. Ama aranızdan bazı sendikacılar çıkıp otel satın aldı, bazıları baskıyla insanları sendikalarına zorla üye yaptı. Oysa bize başta hekimler ve diğer sağlık çalışanları gönüllü ve dik durmak için katıldı” dedi.
“Hekimi ve tıbbı değersizleştirmeye cüret ettiniz”
14 Mart’ı bile Tıp Bayramı olmaktan çıkarıldığını söyleyen Adil Kurban, “Hekimlerin bu mesleğe kattığı değeri ve tıbbı görmezden geldiniz. Dahası, bize üye olan meslektaşlarımızı kendi sendikanıza başvurmuş gibi göstererek sisteme kaydettiniz. Yakalanınca da ’Yanlışlık’ bahanesiyle geçiştirdiniz. E-Devlet sistemi üzerinden üyelik sistemine engel oldunuz. Bu şekilde bizi az göstertip hakların yenmesine neden oldunuz. 2022’de gerçekleştirdiğimiz eylemler, sizin 10 yıllık toplamınızdan daha fazla etki oluşturdu. Siz ise o dönemde hekimlerin ek göstergesine karşı çıkmak için bile birleşip 2 gün eylem yaptınız. Yetmedi, hekime benzeyen bir maketi yaktınız. ’Bu hekim değildi’ dediniz ama bizi kandıramadınız. Bize göre hekimi ve tıbbı değersizleştirmeye cüret ettiniz. Hakların alınmasına engel olup sendikacılık tarihine geçtiniz” ifadelerini kullandı.
“Tatil ve iletişim desteklerine kadar pek çok sosyal imkan oluşturduk”
Her tehdide rağmen bir araya geldiklerini ifade eden Kurban, “Her siyasi görüşten hekim bir çatı altında sadece hakkını aradı. Hukuk sistemimizle 4 bin civarında davayı üyelerimiz lehine kazandık. Bu şekilde Sağlık Bakanlığı ve teşkilatını da kanunlara uymaya zorladık. Üniversite öğretim üyeleri dahil pek çok sağlık çalışanının nöbet ve ek ödemelerini almalarını sağladık. Ankara’da yüzlerce üyemize 2 milyon TL’ye 3+1 kapalı otoparklı, sosyal donatılı konut kazandıracak kooperatifler kurduk. Şimdi 2. etap, 3. etap diye yenilerini kuracağız. Diyarbakır’da aynısını yapıyoruz. Yüzde 32 indirimli filo araç alımından, tatil ve iletişim desteklerine kadar pek çok sosyal imkan oluşturduk. Sigma Yönetmeliği’ni Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık. Türkiye’de ilk kez akademik çalışmaları ödüllendirdik. Getat’ı bilimsel zemine oturtarak tıbba yeniden entegre ettik. 1928’den bu yana ilk defa bir Hekimlik Meslek Kanunu Taslağını biz hazırladık.” açıklamasında bulundu.
“Biz birçok şeyi 5 yılda yaparken siz onlarca yıldır ne yaptınız?”
Teknoloji konusuna değinen Dr. Adil Kurban, “Biz akıllı cep uygulamamızda whatsapp gibi bir uygulamayı da hayata geçirdik. Yurtiçi-yurtdışı nerede olursa olsun üyemizle anlık iletişim kurabiliyor, Türkiye’de yine bir ilk ile hukuki ve psikolojik destek sağlayabiliyoruz. Dine, inanca, kimliğe bakmaksızın; ister Hristiyan ister Yahudi üyemiz olan her hekimin ve sağlık çalışanının hakkını savunuyoruz. Bizim ölçümüz haktır, üstün olanda haktır. Bizde din sorulmaz. Artık devriniz bitti. Bunun çırpınışlarını yaşıyorsunuz. Biz hem tıbbı hem ülkemizi zirvelere taşımak, çalışanların hakkını almak, adaletli bölüşüm için mücadele ediyoruz. Daha sayamadığımız onlarca şeyi ilk kazandıran bizdik. Sizin liderleriniz bile bizim hukuki kazanımlarımızı kendilerininmiş gibi anlatıp yine sağlık çalışanını kandırmadılar mı? Biz bunların ve daha birçok şeyi 5 yılda yaparken siz onlarca yıldır ne yaptınız? diyerek yapılan açıklamaları eleştirdi.
Körfez Belediyesi Çocuk Meclisi üyelerinin nisan ayı meclis toplantısının gündeminde Gazze yer aldı. “Yaşam hakkı herkesindir” diyen çocuklar, gökyüzüne balon bıraktı.
Körfez Belediyesi Çocuk Meclisi üyeleri, nisan ayı meclis toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı öncesinde ilk olarak Körfez Belediyesi Sıfır Atık Müdürlüğü Şefi Ufuk Salih Kaya tarafından öğrencilere geri dönüşüm ve atıklar hakkında bilgiler verildi. Konuyla ilgili projelerden bahseden Kaya, Çocuk Meclisi ile birlikte geri dönüşüm farkındalığına dikkat çekme istediğini bildirdi.
Toplantının bir diğer konusu ise çocuk hakları oldu. Körfez Belediyesi Hukuk İşleri Müdürü Olcay Akgül tarafından öğrencilere hak ve hürriyetlerden bahsedildi. Karşılıklı soru cevap şeklinde yapılan bilgilendirmede öğrenciler merak ettikleri soruları sordular.
Gazze’de yapılan soykırıma değinen çocuklar, oradaki hakların korunamadığından bahsederek, herkesin duyarlı olması gerektiğini söyledi. Toplantıya, Kocaeli IHH Temsilcisi Sümeyye Kokoz da katıldı.
Herkesin doğuştan yaşam hakkına sahip olduğunu söyleyen Meclis Başkanı Buğlem Çağıl, “Yaşam hakkı herkesindir. Bizler Körfez Belediyesi Çocuk Meclisi olarak Filistin’de yapılan katliamı kınıyoruz. Bizler artık şiddetin son bulduğu, her bir çocuğun ve insanın eşit haklar temelinde haklarından yararlandığı bir dünya istiyoruz” dedi.
Meclis bitiminde çocuklar bayrak ve pankartlar açarak, Filistin bayrağı rengindeki balonları gökyüzüne uçurdu.
Kocaeli’de amatör ligdeki U-18 maçında hakeme fiziki saldırıda bulunarak kaburgalarında çatlak ve burnunda kırığa neden olan takımın sporcularına 24’er ay hak mahrumiyeti ve 6 maçtan men cezası verildi. Yöneticilerin de 6 ay hak mahrumiyetiyle cezalandırıldığı olayla ilgili kulüp de 1 maç seyircisiz oynama cezası aldı.
Saldırıya uğrayan hakem raporunu da yazamadı
Kocaeli’de Darıca Marmara Osmangazi Spor ile Gebze Birlikspor arasında 6 Nisan akşamı oynanan 2.Küme U-18 maçında hakem Tunahan Aydemir sahada futbolcuların saldırısına uğradı. Hakem Aydemir’in kaburgasında çatlağa ve burnunda kırığa neden olan saldırı nedeniyle maç da tatil edilmişti. Saldırı sonrasında ve tedavi sürecinin ilk günlerinde hakem Aydemir olaylı maçla ilgili raporunu yazamadığı için disiplin cezaları da belli olmamıştı. İl disiplin kuruluna bu hafta içi ulaşan hakem raporu, gözlemci raporuna eklenerek görüşüldü ve karara bağlandı. İl disiplin kurulu, Darıca Marmara Osmangazi Kulübü’nün sporcu ve yöneticilerine 6 ile 24 ay arası hak mahrumiyeti, maçtan men ve kulübe de saha kapama cezası verdi.
Saldırgan sporcular ve yöneticilerin cezası belli oldu
Kocaeli Futbol İl Disiplin Kurulu’nun kararına göre; Darıca Marmara Osmangazi Spor futbolcuları; Abdulsamet Özyurt ve Semih Bülbül’e 24 ay hak mahrumiyeti cezası verildi. Aynı maçtaki fiziki saldırı olayları yüzünden futbolculardan Osman Özgün 6 ay hak mahrumiyeti, Ahmet Kağan Özkan ise 6 resmi müsabakadan men cezası aldı. Takım yöneticisi Mehmet Burak Özkan’a ve kulüp başkan yardımcısı Fatih Özkan’a da 6 ay hak mahrumiyeti cezası veren il disiplin kurulu, taraftarın sebep olduğu saha olayları nedeniyle kulübe de 1 maç saha kapama cezası verdi.
Saldırıya uğrayan hakemlere desteğe gittiler: Hukuksal ve mental olarak yanınızdayız
Müsabakada başlama vuruşu esnasında 2 dakika hareketsiz kalarak maçı geç başlatıp sporda şiddeti protesto eden hakemlerin derneği ve hakem kurulu da genç hakemler Tunahan Aydemir ve Ersin Demiröz’e geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Hakem Ersin Demiröz yönettiği Çerkesli Spor ile Çayırova Gümüşspor arasındaki U-17 maçının ardından soyunma odasına giderken oyundan ihraç ettiği futbolcunun bıçaklı saldırısına uğramıştı. Kocaeli Futbol İl Hakem Kurulu Başkanı Özhan Kurt ve kurul üyesi Muhammet Yurt ile Türkiye Faal Futbol Hakem ve Gözlemciler Derneği (TFFHGD) Kocaeli Şubesi Başkan Vekili Mehmet Basri Toksagül ve dernek yöneticisi Bakir Samet Başköy, yönettikleri maçlarda uğradıkları saldırılarda yaralanan hakemler; Ersin Demiröz ve Tunahan Aydemir’e yalnız olmadıklarını söyledi. TFFHGD şubesi “Geçtiğimiz günlerde futbol sahalarında hiçbir zaman görmek ve yaşamak istemediğimiz olaylara maruz kalan hakemlerimiz; Ersin Demiröz ve Tunahan Aydemir’in hem hukuksal, hem de mental olarak yanlarındayız” açıklamasında bulundu.
Kocaeli’de amatör ligdeki U-18 maçında hakeme fiziki saldırıda bulunarak kaburgalarında çatlak ve burnunda kırığa neden olan takımın sporcularına 24’er ay hak mahrumiyeti ve 6 maçtan men cezası verildi. Yöneticilerin de 6 ay hak mahrumiyetiyle cezalandırıldığı olayla ilgili kulüp de 1 maç seyircisiz oynama cezası aldı.
Saldırıya uğrayan hakem raporunu da yazamadı
Kocaeli’de Darıca Marmara Osmangazi Spor ile Gebze Birlikspor arasında 6 Nisan akşamı oynanan 2.Küme U-18 maçında hakem Tunahan Aydemir sahada futbolcuların saldırısına uğradı. Hakem Aydemir’in kaburgasında çatlağa ve burnunda kırığa neden olan saldırı nedeniyle maç da tatil edilmişti. Saldırı sonrasında ve tedavi sürecinin ilk günlerinde hakem Aydemir olaylı maçla ilgili raporunu yazamadığı için disiplin cezaları da belli olmamıştı. İl disiplin kuruluna bu hafta içi ulaşan hakem raporu, gözlemci raporuna eklenerek görüşüldü ve karara bağlandı. İl disiplin kurulu, Darıca Marmara Osmangazi Kulübü’nün sporcu ve yöneticilerine 6 ile 24 ay arası hak mahrumiyeti, maçtan men ve kulübe de saha kapama cezası verdi.
Saldırgan sporcular ve yöneticilerin cezası belli oldu
Kocaeli Futbol İl Disiplin Kurulu’nun kararına göre; Darıca Marmara Osmangazi Spor futbolcuları; Abdulsamet Özyurt ve Semih Bülbül’e 24 ay hak mahrumiyeti cezası verildi. Aynı maçtaki fiziki saldırı olayları yüzünden futbolculardan Osman Özgün 6 ay hak mahrumiyeti, Ahmet Kağan Özkan ise 6 resmi müsabakadan men cezası aldı. Takım yöneticisi Mehmet Burak Özkan’a ve kulüp başkan yardımcısı Fatih Özkan’a da 6 ay hak mahrumiyeti cezası veren il disiplin kurulu, taraftarın sebep olduğu saha olayları nedeniyle kulübe de 1 maç saha kapama cezası verdi.
Saldırıya uğrayan hakemlere desteğe gittiler: Hukuksal ve mental olarak yanınızdayız
Müsabakada başlama vuruşu esnasında 2 dakika hareketsiz kalarak maçı geç başlatıp sporda şiddeti protesto eden hakemlerin derneği ve hakem kurulu da genç hakemler Tunahan Aydemir ve Ersin Demiröz’e geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Hakem Ersin Demiröz yönettiği Çerkesli Spor ile Çayırova Gümüşspor arasındaki U-17 maçının ardından soyunma odasına giderken oyundan ihraç ettiği futbolcunun bıçaklı saldırısına uğramıştı. Kocaeli Futbol İl Hakem Kurulu Başkanı Özhan Kurt ve kurul üyesi Muhammet Yurt ile Türkiye Faal Futbol Hakem ve Gözlemciler Derneği (TFFHGD) Kocaeli Şubesi Başkan Vekili Mehmet Basri Toksagül ve dernek yöneticisi Bakir Samet Başköy, yönettikleri maçlarda uğradıkları saldırılarda yaralanan hakemler; Ersin Demiröz ve Tunahan Aydemir’e yalnız olmadıklarını söyledi. TFFHGD şubesi “Geçtiğimiz günlerde futbol sahalarında hiçbir zaman görmek ve yaşamak istemediğimiz olaylara maruz kalan hakemlerimiz; Ersin Demiröz ve Tunahan Aydemir’in hem hukuksal, hem de mental olarak yanlarındayız” açıklamasında bulundu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Son günlerde yolsuzluk iddiaları nedeniyle başlatılan soruşturmalar üzerinden de yargının hedef alınmasını üzülerek takip ediyoruz. Henüz deliller ortaya konulmadan, yargılamalar tamamlanmadan, peşin hükümlerle birilerinin suçsuz ilan edilmesi ya da mahkum edilmesi, hukuk ve hukuk devleti ile asla bağdaşmaz” dedi. Bakan Tunç, boykot çağrısına ilişkin ise “Boykot çağrısı akıl alır bir şey değil” ifadesini kullandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu”na katıldı. Konferansta, ticaret hukukundan kaynaklanan sorunlar ve çözüm önerileri, sözleşme hukuku kapsamında yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu.
“Kocaeli’nin adliyeye ihtiyacı olduğunu biliyoruz, bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz”
Sempozyumda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kocaeli’nin üretim, sanayi ve teknolojinin önde gelen kentlerinden biri olduğunu vurguladı. Kocaeli’nin Türkiye’nin ekonomisine önemli katkılar sağladığına dikkat çeken Tunç, “Kocaeli’nin adliyeye ihtiyacı olduğunu biliyoruz, bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. 1004 bin metrekare kapalı alana sahip proje çalışmamız var. Uygulama projeleri devam ediyor. 25 Ekim’de yapım ihalesini yetiştirmek istiyoruz. Kocaeli’deki fiziki mekan ihtiyacını karşılama gayreti içerisinde olacağız. Kocaeli’miz yeni büyük adalet binasını çoktan hak ediyor” dedi.
“Bugün itibariyle 382 adliye binamız var”
2002 yılında 78 müstakil adliye binası olduğunu ancak bugün itibariyle Türkiye’de 382 adliye binasının bulunduğunu söyleyen Bakan Tunç, “Kapalı alan miktarında 10 kat arttırmış durumdayız. Geçmişte kiralık binalarda faaliyette bulunan yargı mensuplarımız, bugün teknolojik imkanlara kavuşarak, görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Kocaeli’deki bu eksikliği de gidermenin gayreti içerisindeyiz” diye konuştu.
Bakan Tunç, Türkiye’nin son 23 yılda çok büyük mesafeler kat ettiğine dikkat çekerek, özellikle yargıda yapılan çalışmaları anlattı. Tunç, sadece temel kanunları yenilemekle kalmayıp, anayasada hak arama yollarını artıran, hukuk devletini tahkim eden önemli reformlara imza attıklarını ifade etti.
“Basın özgürlüğü endekslerinde Türkiye’yi İsrail’in daha gerisinde göstermek mümkün mü?”
Yargı alanında önemli anayasa değişikliği yapıldığının altını çizen Bakan Yılmaz Tunç, sözlerine şöyle sürdürdü:
“Anayasa mahkemesinin yapısı, hakimler ve savcılar kurulunun yapısı, askeri yargının kaldırılması, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tüm bunlar tarihe karıştı. Hukuk devleti ilkesi güçlendi. ’Hukuk devleti ilkesi güçlendi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik hukuk devletidir’ dediğimde buna itiraz edenler oluyor. ’Adalet Bakanı neden bunu sürekli neden tekrar ediyor, demek ki bir problem mi var?’ diyerek eleştirilere maruz kalıyoruz. Türkiye’de hukuk güvenliğinin olmadığına yönünde bir takım maalesef dezenformasyonlar söz konusu. Hukuk güvenliği endeksi şeklinde, masa başında oluşturulmuş, ülkemizi, yargı camiamızı karalamaya yönelik bir takım endekslerle maalesef haksız ithamlarda da bulunanlar var. Türkiye’nin hukuk güvenliği endeksinde dünya sıralamasında geride olduğunu söyleyenler Türkiye’ye haksızlık yapıyorlar. O listeye baktığımız zaman, ülkemizin üstünde gösterilen birçok ülkede yargı kurumlarının nasıl olduğunu, demokratik seçimlerin bile yapılmadığını gördüğümüzde, bu listenin bir inandırıcılığı söz konusu değil. Masa başında düzenlenmiş, herhangi bir objektif kritere dayanmayan, ülkemizde röportaj yaptıkları kişilerin özellikle muhalif sayılan kişilerden, belli ideolojiye sahip kişilerden görüşler alınarak oluşturuşmuş, yanlı listelerle ülkemizin o sıralamada olduğunu söylemek Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve yargımıza büyük haksızlık. Basın özgürlüğü endekslerinde Türkiye’yi İsrail’in daha gerisinde göstermek mümkün mü? İsrail son 1 yılda 200’den fazla gazeteciyi öldürmüşken, onların yaşam haklarını ihlal etmişken, nasıl İsrail, Türkiye’nin basın özgürlüğü anlamında önünde olabilir. Bu mümkün mü? Özellikle Türkiye hukuk güvenliği noktasında en güvenli ülkelerdendir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı noktasında her zamankinde yargımız bağımsız ve tarafsızdır.”
“Ülkemizin ve yatırımcının menfaatine değildir”
“Hukuk güvenliği olmazsa yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelebilir miydi?” diyen Bakan Tunç, “Ülkemize gelen doğrudan yabancı sermaye tutarı 80 yılda 15 milyar dolar. 2002’den bugüne 23 yılda 273 milyar dolar yabancı sermaye yatırımı geldi. Ülkemiz yüksek standartlı bir demokrasiye kavuştuğu için bu olmuştur ve olmaya devam edecektir. Birileri, özellikle ülkemiz muhalefeti maalesef Türkiye’yi bu noktada karalayarak, ’Hukuk güvenliği yok, ey yatırımcı buraya gelmeyin, burada zorlanırsınız’ demek ülkemizin ve yatırımcının menfaatine değildir” diye konuştu.
“7.5 milyon uyuşmazlık arabulucuların önüne gitmiş”
Arabuluculuğun önemine dikkat çeken Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “12 yılda uygulama başladığı günden itibaren 7.5 milyon uyuşmazlık arabulucuların önüne gitmiş. Bunun 4.5 milyonu anlaşma ile sonuçlanmış. 4.5 milyon 9 milyon kişi demek. Yılda ortalama baktığımızda bin uyuşmazlık, neredeyse 700 mahkemenin yapacağı iş arabulucular tarafından çözümlenmiş. Daha da geliştirmenin gayreti içerisinde olacağız” dedi.
“Boykot çağrısı akıl alır bir şey değil”
Bakan Tunç, konuşmasına şöyle devam etti:
“Son günlerde yolsuzluk iddiaları nedeniyle başlatılan soruşturmalar üzerinden de yargının hedef alınmasını üzülerek takip ediyoruz. Henüz deliller ortaya konulmadan, yargılamalar tamamlanmadan, peşin hükümlerle birilerinin suçsuz ilan edilmesi ya da mahkum edilmesi, hukuk ve hukuk devleti ile asla bağdaşmaz. Biz masumiyet karinesine önem veriyoruz. Lekelenmeme hakkı anayasal bir haktır. Bu konuda yaptığımız özellikle düzenlemelerle, soruşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi imkanları gibi ve diğer ceza mahkemesi kanununda yaptığımız düzenlemelerle bu konuda masumiyet karinesine hep dikkat çekiyoruz. Ancak devam eden soruşturmalarla ilgili dosyanın içeriğini bilmeden, delilleri görmeden daha ilk andan itibaren ’Yargı yanlış yapıyor, olamaz, suçsuz’ demek de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına ters. Özellikle yargı mensuplarını bu konuda tehdit etmek, yargıyı karalamaya yönelik beyanlarda bulunmak, sokak çağrısı yapmak, boykot çağrısı yapmak doğru değildir. Hep beraber yargı sürenini beklemek durumundayız. Zaten soruşturma sonrasında suçlu ile suçsuz ortaya çıkacaktır. Boykot çağrısı akıl alır bir şey değil. İş dünyamız, esnafımız, milletimiz bu boykot çağrısına itibar etmedi. Bunun hiç kimseye faydası yok. Üretimi durdurmanın, esnafın kepenk kapatmasını sağlamanın kime ne faydası olabilir? Ekonomiyi sarsmaya yönelik çabalar milletimiz tarafından takdir görmez, yeri ve zamanı geldiğinde cevabını verir.”
“Hiç kimse yargının yerine geçip, hüküm dağıtamaz”
“Yolsuzluk soruşturmaları aslında ekonomimiz için önemli bir gelişmedir” diyen Bakan Yılmaz Tunç, “Hesap verilebilirlik, şeffaflık, kamu kaynaklarının çarçur edilmesini önlenmeye yönelik yargının tutumu takdir edilmesi gereken ve özellikle saygı duyulması gereken bir tavırdır. Kamu kaynakları hepimizin, tüyü bitmemiş yetimin hakkı çarçur edilirken, yargının buna sessiz kalması mümkün değildir. Yargı yolsuzluk yapandan da, hukuka aykırı davranan da hesap soracaktır. Yapılan budur. Aksi takdirde herkes istediğini yapmaya kalkışır. Yargı süreçlerine zarar vermeyecek, yargıyı etkilemeye yönelik çabalardan kaçınmak gerekir. Yargı bağımsızdır, görevini yerine getirir. Hiç kimse yargının yerine geçip, hüküm dağıtamaz. Bugün yargının attığı her adım, şeffaflıkla gerçekleştirilmektedir. Hukukun üstünlüğüne inanan kimsenin bu süreçten rahatsızlık duymaması gerekir. Yargı ne suçluyu saklar, ne de suçsuzu lekeler. Yeter ki hukuk konuşsun. Adalet yerini bulduğunda ekonomi güçlenir. Sürece yönelik sabırlı, sağduyu ve adalet temelli yaklaşılması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Hukukun üstünlüğüne inanan herkesin bu sürece destek olması gerektiğini ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
“Önemli düzenlemeleri içeren paketler önümüzdeki günlerde milletvekillerimizin huzuruna arz edilecek”
Geciken adaletin adalet olmadığına dikkat çeken Tunç, “Yargının adil ve hızlı karar verebilmesi ile ilgili olarak tedbirlerimizi almaya devam ediyoruz. Mevzuatın yenilenmesine yönelik çalışmalarımıza hala devam ediyoruz. Yargı Reformu Strateji Belgemizi 23 Ocak’ta Cumhurbaşkanımız açıklamıştı. Orada 264 hedef var. Bu hedeflerin içerisinde kurumsal kapasitenin daha da güçlendirilmesi ve süreçlerin hızlandırılmasına yönelik bir takım yenilikler var, hedeflerimiz var. Ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik, soruşturma aşaması, kovuşturma aşaması ve infaz aşaması 3’ü de birbirinden değerli aşamalar. Toplumu suçtan korumaya yönelik önemli düzenlemeleri içeren paketler önümüzdeki günlerde milletvekillerimizin huzuruna arz edilecek. Hukuk yargılarının gecikmeksizin sonuçlandırılması ile ilgili alacağımız tedbirler, sadeleştirmeler var. Duruşmalarla ilgili uzun sürmemesi, ceza davalarında duruşmaların kesintisiz devam etmesi, ara vermeden karara ulaşılması, delillerin baştan toplanmış olması tüm bunlar özellikle uygulamadan kaynaklanan bir takım problemleri çözecek. Önemli tespitlerimiz oldu. Bunu yaparken masa başında bu değerlendirmeleri yaptık. 1-1,5 yıl tüm taraflarla görüştük. Hukukçularımızla görüştük, akademisyenlerimizden görüş aldık, hukuk fakültelerimizden, barolarımızdan ve yargıda görev yapan hakimlerimiz, savcılarımızdan tüm kademelerden aldığım görüşler ve vatandaşlarımıza da açtık. Vatandaşlarımız internet yoluyla bize ulaştı. 55 bine yakın görüş vatandaşlarımızdan geldi. Tüm bunlar derlenerek bir 264 öncelikli hedefi belirledik. Önümüzdeki 2029 yılına kadar geçecek süreci takvimlendireceğiz. Adalete erişime kolaylaştırmaya yönelik, özellikle bazı düzenlemelerimiz olacak. İlk yargı paketimiz ceza adaleti sistemi ile ilgili. 39 maddelik paket hazırlığımız oldu. Özellikle ceza adaletinde son yıllarda karşılaştığımız birçok problemi çözmeye yönelik, suç ve suçluyla mücadeleye yönelik, bilişim suçların önlenmesi ve yargısal süreçlerin etkinliğiyle ilgili, toplumu rahatsız eden trafik suçları özellikle hapis cezasını gerektirenler bu pakette. Ceza adaleti sistemiyle ilgili ilk paketi milletvekillerimizin önüne çok kısa sürede arz etmiş olacağız” diye konuştu.
“Artık hukuk fakültesine bu şekilde geçiş söz konusu olmayacak”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hukuk fakültelerindeki kaliteyi artırmanın önemli olduğunu da aktararak, “Hukuk fakültelerinde başarı sıralaması, hukuk fakültelerinde girişte ilk 100 bine girme şartını bu yıldan itibaren getirmiş bulunuyoruz. Artık Türkiye’nin en başarılı öğrencileri hukuk fakültesine girerek eğitim alacaklar. Hukuk fakültelerine dikey geçiş, ikinci öğretim gibi sistemleri YÖK Başkanımız ile görüşerek kaldırdık. Artık hukuk fakültesine bu şekilde geçiş söz konusu olmayacak. Hukuk mesleklerine giriş sınavının da çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Geçen eylül ayında ilk sınavı yapmıştık. Nisan sonunda da 2’nci sınav yapılacak. Artık hukuk fakültesi mezunları avukatlık stajına başlayabilmek için önce bu sınavı geçmeleri lazım. Hakim-savcı olabilmek için sınava girmeden bunu geçmeleri lazım. Yine başlattığımız bir diğer sistem hakim, savcı yardımcılığı. Artık hakim savcı adaylığını bıraktık yerine 3 yıl süren hakim-savcı yardımcılığına geçtik. 2 bin 75 hakim-savcı yardımcımız görevlerine başlamış bulunuyorlar. Usta-çırak ilişkisi içerinde yetişecekler. Hem görev yapacaklar hem de uygulama yapacaklar. Henüz mesleğe kabul edilmedikleri için karar verme noktasında yetkileri olmayacak ama kürsüye daha donanımlı halde çıkacaklar” dedi.
“2 milyon 383 bin 924 iş uyuşmazlığından 1 milyon 112 bin 189’u anlaşma sağlanmış”
Arabuluculuk sisteminin önemli bir kısmını iş uyuşmazlıklarının teşkil ettiğini vurgulayan Yılmaz Tunç, “İşçi ile işverenin dostane bir şekilde barışarak masadan kalkmasını çok önemsiyoruz. Bu, toplumsal barışa hizmet eden önemli bir durum. Bu anlamda da iş uyuşmazlıklarındaki zorunlu dava arabuluculuk başarıyla sürüyor. Bugüne 2 milyon 383 bin 924 iş uyuşmazlığı arabulucuların önüne gelmiş, 1 milyon 112 bin 189 anlaşma sağlanmış. Dava şartı arabuluculuk olmasaydı iş mahkemelerimizin, 9. Hukuk Dairemizin iş yükü çok daha artmış olacaktı. Zorunlu arabuluculukta başarı oranı yüzde 47. ihtiyari arabuluculukta başarı oranı yüzde 90’ları aşıyor. Ortalamaya baktığımız zaman yüzde 65 gibi bir başarı olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
Son yıllarda yaşanan kira uyuşmazlıklarının da zorunlu arabuluculuk kapsamına alındığına değinen Bakan Tunç, yüzde 25 şartı nedeniyle bir takım istenmeyen, tatsız olayların yaşandığını söyledi. Tunç, “Bunların artık ortadan kalktığını görmek memnuniyet verici. Tabii arabuluculuğun burada çok büyük katkısı oldu. Geçen yıl 1 Eylül’den itibaren kira uyuşmazlıklarında, ortaklığın giderilmesi davalarında, kat mülkiyetinden doğan davalarda, komşuluk hukukundan doğan davalarda, bir de tarımsal hizmet sözleşmelerinden bunlarla ilgili zorunlu arabuluculuğu getirdikten sonra özellikle kiralarda baktığımız zaman neredeyse yarı yarıya uyuşmazlıkların anlaşmaya sonlandığını görüyoruz” şeklinde konuştu.
“Kira uyuşmazlığı başvurularından 127 bin 418’i anlaşma ile sonuçlandı”
1 Eylül 2023’ten itibaren yapılan kira uyuşmazlığı başvuru sayısının 348 bin 341 olduğunu belirten Tunç, “Bu başvurulardan 127 bin 418’i anlaşma ile sağlanmış. Vatandaşımız, adliyeye gitmeden, uzun sürecek yargılama sürecine muhatap olmadan haklarına kavuşmuş oluyorlar. Bunlar memnuniyet verici” ifadelerini kullandı.
“Biz de ilk imza atan ülkelerdeniz”
Arabuluculuğu ’Singapur Sözleşmesi’ ile uluslararası alana taşındığını kaydeden Bakan Tunç, “Ulusal düzeyde bir çözüm yöntemi, uluslararası sitemde 57 ülkenin imza attığı, biz de ilk imza atan ülkelerdeniz. Uluslararası yatırımcı açısından da bu sözleşmeye imza atmamız çok olumlu” dedi.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın, Mutlu Kadın, Güçlü Aile Buluşması’nda kadınların önemine vurgu yaparak, “Kadın sadece birey değil, aynı zamanda nesilleri yetiştiren bir öğretmendir” dedi.
BÜYÜKAKIN’IN ANNESİ DE PROGRAMDAYDI
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Mutlu Kadın, Güçlü Aile Buluşması” sonrası, kadınlara özel aile iftarı gerçekleştirildi. Kocaeli Kongre Merkezi’ndeki iftara Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın eşi Prof.Dr.Figen Büyükakın ve annesi Semra Büyükakın ile katılım sağladı. Ayrıca; Kocaeli Valisi İlhami Aktaş ve eşi Songül Aktaş, TV sunucusu-yazar İkbal Gürpınar ve AK Parti İl Genel Sekreteri Sema Arat da buluşmada yer aldı. Kadın kooperatifleri, kadın muhtarlar, kamu kuruluşları, Anne Şehir Merkezi üyeleri, farklı meslek gruplarından kadınlar ve STK’lardan oluşan büyük bir katılım birlik ve beraberlik içinde iftar sofralarında bir araya geldi.
BÜYÜKAKIN’DAN KADINLARA ANLAMLI MESAJ
İftar programında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın, kadınların toplumsal hayattaki önemine vurgu yaparak, aile yapısının korunması gerektiğini belirtti. Başkan Büyükakın, “Kadın ve erkek, omuz omuza vererek toplumu güçlü kılmalı. 8 Mart, aslında kutlanacak bir gün değil; hak mücadelesinin simgesidir” ifadelerini kullandı.
EN ÖNEMLİ KALE ANNELERİMİZ
Büyükakın şunları söyledi: “Kadın hakları ve özgürlüğü konularında birçok farklı görüş ve fikir akımları ortaya çıkıyor. Ancak bazen bu söylemlerin ardında aile yapısını zayıflatmaya yönelik tehlikeli fikirlerin olduğunu görüyoruz. Özellikle gençlerimiz, sosyal medya ve çeşitli mecralar üzerinden bu akımlara maruz kalıyor. Bu noktada en önemli kale, annelerdir. Çünkü bizleri yetiştiren, bize değerlerimizi öğreten en güçlü figür annelerimizdir. Ben de kendi hayatımda bunu fark ettim. Gençliğimde babamdan etkilendiğimi düşünüyordum, ancak ilerleyen yaşlarımda asıl şekillendirici gücün annem olduğunu fark ettim.
KADIN, BİR ÖĞRETMENDİR
Kadın sadece bir birey değil, aynı zamanda nesilleri yetiştiren bir öğretmendir. Çocuklarına iyiyi, doğruyu, paylaşmayı, helali ve haramı öğreten yine annedir. Toplum olarak güçlü kalabilmemiz için, kadınlarımızın bilinçli ve güçlü olması gerekiyor. Erkeklerin de bu bilinci kavrayarak kadınlarla birlikte, omuz omuza yol alması şarttır.
8 MART KUTLAMA GÜNÜ DEĞİL
8 Mart Dünya Kadınlar Günü hakkında da birkaç kelam etmek istiyorum. 8 Mart, aslında bir kutlama günü değildir. 8 Mart, hakları için mücadele eden, bir fabrikada çıkan yangında hayatını kaybeden kadın işçilerin anısına ortaya çıkmış bir gündür. Bu yüzden ‘kadınlar gününüz kutlu olsun’ gibi bir temenni yerine, kadın haklarının geliştirilmesi ve kadınların toplumda hak ettiği yeri bulması için çalışmamız gerektiğini hatırlamamız gerekiyor.”
ZULMÜ ASLA UNUTMAYIN, UNUTTURMAYIN
Konuşmasının devamında Filistin’de yaşanan insanlık dramına dikkat çeken Büyükakın, “Filistin’deki anaların ve çocukların yaşadığı zulmü asla unutmayın, unutturmayın” diyerek duyarlılık çağrısında bulundu. Ayrıca, Ramazan ayı boyunca devam edecek olan ‘İyilik Kılavuzu’ hareketine destek verilmesi gerektiğini vurguladı.
İYİLİĞİN GÜCÜNÜ KÜÇÜMSEMEYİN
Başkan Büyükakın, iyiliğin yaygınlaşması için bireysel katkının önemine dikkat çekerek, “Kötülerle vakit kaybetmek yerine iyilik yapmaya devam edin. Küçük iyilikler, büyük değişimlerin başlangıcıdır. İyiliğin gücünü asla küçümsemeyin. Her birinizin yapacağı küçük bir iyilik bile bir dalga etkisi yaratabilir. Eğer burada bulunan herkes bir iyilik yaparsa ve bir başkasını da buna teşvik ederse, kısa sürede büyük bir değişim yaratabiliriz. Kocaeli’nde kadınlarımızın bu bilinçle hareket ettiğini görmek beni çok mutlu ediyor” ifadelerini kullandı. İftar programı, duaların okunması ve Ramazan ayının manevi atmosferi içinde geçen keyifli sohbetlerle son buldu.