Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

“Uzun süre tedavi edilmeyen reflü kansere yol açabilir”

Tedavi edilmeyen reflünün ciddi hastalıklara sebep olabileceğini vurgulayan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Feridun Aysu, “Reflü önlem alınmadığı takdirde, özofagus alt uçta iyileşmeyen yaralara sebep olup ciddi kanamalara sebep olabilir. Ayrıca, yemek borusunun alt ucunda kronik tahriş, uzun yıllar sonunda prekanseröz lezyonlara ve hatta kansere bile yol açabilir” dedi.

VM Medical Park Gebze Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Feridun Aysu, gastroözofageal reflü hastalığı ve cerrahi tedavi seçenekleri hakkında bilgilendirmede bulundu. Reflünün tıpta “mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması” olarak tanımlandığını ifade eden Op. Dr. Aysu, “Reflüyü tetikleyen faktörlerin başında mide fıtığı gelir. Mide fıtığı, mideyi karın boşluğunda tutmaya yarayan diyafram kaslarının gevşeklik göstermesi sonucunda midenin bir kısmının göğüs boşluğuna geçmesidir. Mide asit içeriğini artıran etkenler, reflüsü olan hastada mide sıvısının daha tahriş edici olmasını da tetikler. Baharatlı, yağda kızartılmış, ekşili yiyecekler bunlardan bazılarıdır” dedi.

“Mide ekşimesi görülebilir”

Reflü hastalığında görülen belirtilerden bahseden Op. Dr. Aysu, “Reflü şikayetleri mide ekşimesi, göğüste ağrılı yanma, boğaz ağrısı, kronik öksürük, kusma, ağız kokusu, mide kanaması şeklinde olabilir” diye konuştu.

“Baharatlı yiyecekler ve çikolata reflüyü tetikleyebilir”

Op. Dr. Aysu, reflüye neden olan bazı etkenleri ise “Baharatlı, yağda kızartılmış, ekşili yiyecekler, hazır gıdalar, kahve, çikolata, sigara, stres, mide içi basıncını artıran gastrit ve karın içi basıncını artıran fazla kilo, gebelik, ağır yük kaldırmayı gerektiren işler, ıkınmak ve öksürük” şeklinde sıraladı

“Ciddi kanamalara neden olabilir”

Önlem alınmayan reflünün ciddi hastalıklara sebep olabileceğini söyleyen Aysu, “Reflü önlem alınmadığı takdirde özofagus alt uçta iyileşmeyen yaralara sebep olup ciddi kanamalara sebep olabilir. Ayrıca yemek borusunun alt ucunda kronik tahriş, uzun yıllar sonunda prekanseröz lezyonlara ve hatta kansere bile yol açabilir” ifadelerini kullandı.

“Endoskopiyle teşhis mümkün”

Tanı konma sürecine ilişkin de bilgiler veren Op. Dr. Feridun Aysu, “Reflü şikayetleri ile doktora başvurulması durumunda yapılacak endoskopik inceleme, reflünün varlığıyla ilgili bilgi vereceği gibi beraberinde mide fıtığının eşlik edip etmediğini de gösterecektir. Başka sebeplerle yapılan toraks BT (akciğer tomografisi) incelemelerinde de zaman zaman mide fıtığı tespit edildiğini de görmekteyiz” dedi.

“İlaç kullanımı tercih edilebilir”

Reflüye iyi gelen etkenlere dikkat çeken Aysu, “Reflü için kullanılması önerilen ilaçlar mide asitliğini azaltan ve mide asitli içeriğine karşı özofagus mukozasını koruyacak ilaçlar olacaktır. Bunların kullanımının yanı sıra, risk faktörlerinin azaltılmasına yönelik tedbirler ile şikayetlerini gideremeyen kişiler için ameliyat alternatifi de mevcuttur” diye konuştu.

Reflüde tercih edilen cerrahi tedavileri de anlatan Op. Dr. Aysu, “Reflü hastalığına çoğunlukla mide fıtığı eşlik etmektedir. Mide fıtığına yönelik yapılacak cerrahiye ‘funduplikasyon’ adı verilmiştir. Funduplikasyon cerrahisinde midenin sol diyafram altında bulunan fundus denilen bölümü, özofagus alt ucu etrafına belli ölçülerde sarılır. Günümüzde artık sıklıkla laparoskopik olarak gerçekleştirilen bu cerrahi işlem, hasta açısından kolay atlatılır bir yöntem olmakla birlikte, oldukça yüksek oranlarda da şikayetlerin giderilmesini sağladığından sık tercih edilir olmuştur” cümlelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

İki yılda şifa kapısı oldu: 2 milyon 530 bin muayene

Kurulduğu günden bu yana binlerce hastaya şifa olan Kocaeli Şehir Hastanesi, modern teknolojisi ve güçlü sağlık kadrosuyla iki yılda bölgenin sağlık üssü haline geldi. 2024 yılında 2 milyon 530 bin muayenenin gerçekleştiği hastanede, düzenlenen törenle yıl dönümü kutlandı.

Bölgenin sağlık alanındaki en önemli yatırımlarından biri olan Kocaeli Şehir Hastanesi, açılışının ikinci yıl dönümünü düzenlenen törenle kutladı. 3 Nisan 2023’de kapılarını açan hastane, geçen iki yıl içinde hem Kocaeli’nin hem de çevre illerin sağlık yükünü büyük ölçüde üstlenerek vatandaşlara yüksek standartlarda sağlık hizmeti sundu.

Programa, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Şehir Hastanesi Başhekimi Bahri Elmas ve çok sayıda sağlık çalışanı katıldı.

“Hastanemiz, sadece Kocaeli’nin değil, ülkemiz için de önemli bir sağlık yatırımıdır”

Başhekim Bahri Elmas, hastanenin ikinci yılını kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, “Sizleri şahsım ve hastanem adına saygı ve hürmetle selamlıyorum. Kocaeli Şehir Hastanesi, modern sağlık hizmetleri ile öne çıkan, hasta ve çalışan odaklı yaklaşımıyla geleceğin hastanesi vizyonunu benimseyen bir kurumdur. Hastanemiz sadece Kocaeli için değil, bölgemiz ve ülkemiz için de önemli bir sağlık yatırımıdır” dedi.

“Günde yaklaşık 10 bin kişi buraya geliyor”

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da yaptığı konuşmada, Şehir Hastanesi’nde verilen hizmetin büyüklüğüne değindi. Büyükakın, “Günde yaklaşık 10 bin kişi buraya geliyor. 10 bin kişi dediğiniz, Anadolu’da büyük ölçekli bir ilçe nüfusu kadar bir hareketliliğe denk geliyor. Yılların tecrübesiyle söylüyorum, buranın idaresi adeta bir endüstriyel tesisin idaresi gibi. Burada inanılmaz bir hizmet sunuluyor” diye konuştu.

Kocaeli Valisi İlhami Aktaş ise tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ederek, şöyle konuştu:

“Bu tür tesislerin yapılması, işletilmesi ve bugünkü haline getirilmesi büyük fedakarlıklar gerektiriyor. İki yıl içinde burada tedavi gören milyonlarca vatandaşımızı düşündüğümüzde, bu yatırımın ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkıyor. Bu hizmetlerin vatandaşlara ulaştırılması ve erişiminin kolaylaştırılması açısından bu yatırımlar çok kıymetli. Bu anlamda, başta sağlık kahramanlarımız olmak üzere başhekimimizden tüm çalışanlarımıza kadar emeği geçen herkese vatandaşlarımız adına şükranlarımı sunuyorum”.

Konuşmaların ardından pasta kesildi.

Toplam bin 280 yatak sayısının bulunduğu Kocaeli Şehir Hastanesi’nde, 58’i akademik kadroda yer alan 722 hekim, bin 299 ebe-hemşire, 126 lisansiyer sağlık personeli, bin 71 diğer kamu çalışanı ile destek hizmetleri yürüten bin 346 firma çalışanı görev yapıyor.

Hastanenin ikinci yılında, ilk yıla kıyasla sağlık hizmetlerine erişimin önemli ölçüde genişlediği, toplam muayene sayısının yüzde 30’luk bir artışla 2 milyon 530 bine yükseldiği, acil muayene sayısının yüzde 23 artışla 530 bine ulaştığı, il dışına yapılan hasta sevklerinin de yüzde 27 oranında azaldığı öğrenildi.

Ayrıca, yatan hasta sayısının yüzde 22 artarak yaklaşık 67 bine çıktığı, ameliyathanelerde gerçekleştirilen operasyon sayısının yüzde 61’lik artışla 90 bine çıktığı, yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hasta sayısının da artan yatak kapasitesiyle birlikte yüzde 46’lık bir artışla 14 bin 700’e yükseldiği bildirildi.

Kategoriler
Sağlık Haberleri Tüm Sağlık Haberleri

Merdiven çıkarken dizde oluşan ağrıya dikkat

Günlük hayatta fark etmeden atılan binlerce adım, yıllar içinde dizlerde yorgunluğa neden oluyor. Diz kireçlenmesinin özellikle merdiven inip çıkarken ya da uzun süre yürüdükten sonra ağrıyla kendini belli ettiğini belirten Uzman Dr. Mert Sancar, diz kireçlenmesi hakkında bilgi verdi.

Her adımda vücudun tüm yükünü taşıyan diz eklemleri, yıllar içinde sessizce yıpranıyor. Bu yıpranma zamanla “gonartroz” olarak adlandırılan, halk arasında “diz kireçlenmesi” olarak bilinen hastalığa yol açıyor. Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Mert Sancar, diz kireçlenmesinin diz ekleminde yer alan kıkırdak dokunun aşınmasıyla başladığını söyleyerek, “Kıkırdak, eklem yüzeylerinin rahatça hareket etmesini sağlayan koruyucu bir tabakadır. Bu doku bozulduğunda, kemikler birbirine sürtünmeye başlar ve bu durum ağrı, sertlik, şişlik ve hareket kısıtlılığına neden olur. Yaşlanma, fazla kilo, geçirilmiş diz yaralanmaları, genetik yatkınlık ve bazı romatizmal hastalıklar gonartrozu kolaylaştıran etkenlerdir” dedi.

Kilo kontrolü önem taşıyor
Gonartrozun genellikle dizde özellikle merdiven inip çıkarken ya da uzun süre yürüdükten sonra hissedilen ağrı ile kendini belli ettiğine değinen Uzm. Dr. Mert Sancar, “Zamanla dizde şekil bozukluğu, çıtırtı sesi, sabahları tutukluk hissi ve oturup kalkarken zorlanma gibi şikâyetler gelişir. Tanı, hasta öyküsü ve fizik muayene ile birlikte basit bir röntgen ile rahatlıkla konabilir. Gerektiğinde MR gibi görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir. Gonartroz tedavisi, hastalığın evresine ve hastanın yaşam kalitesine göre belirlenir. İlk aşamada kilo kontrolü, kasları güçlendirmeye yönelik egzersizler, baston veya dizlik gibi yardımcı ekipmanlar önerilir. Fizik tedavi uygulamaları da ağrının azaltılmasında ve eklemin korunmasında oldukça etkilidir” şeklinde konuştu.

İlaçların yan etkilerine dikkat
Gonartrozun tedavisinde ağrı kesici ve iltihap giderici ilaçlar, krem veya jel formunda sürülen topikal ilaçların kullanılabildiğini ifade eden Uzm. Dr. Mert Sancar, “Ancak bu ilaçlar uzun süreli kullanımda mide, böbrek ve kalp üzerindeki yan etkileri nedeniyle dikkatli alınmalıdır. Ağrı kesici, iltihap giderici ilaçların yanında diz içi enjeksiyonların da bu sorunda kullanıldığını söylemek mümkündür” diye görüş verdi.

Erken evrede hyaluronik asit enjeksiyonları uygulanabilir
İlaç ve fizik tedaviye yeterli yanıt vermeyen hastalarda diz içine yapılan enjeksiyonların son yıllarda önemli bir tedavi seçeneği haline geldiğine değinen Uzm. Dr. Mert Sancar, “Bu uygulamalar, doğrudan eklem içine yapıldığından daha etkili ve hedefe yönelik sonuçlar sağlayabilir. Diz içine kortizon enjeksiyonları tercih edilen bir yöntemdir. Bu yöntem iltihaplı durumlarda etkili ve hızlı ağrı giderici etki sağlar. Ancak yılda 2-3 defadan fazla önerilmez, zira kıkırdak üzerine olumsuz etkileri olabilir. Kortizon dışında kullanılan hyaluronik asit enjeksiyonları da eklem sıvısının kalitesini artırır, sürtünmeyi azaltır, dizin ‘yağlanmasını’ sağlar. Özellikle erken ve orta evredeki hastalarda işe yarar” dedi.

Diz kireçlenmesinde yeni nesil tedaviler
Kişinin kendi kanından alınan ve iyileştirici hücrelerden zenginleştirilmiş bir sıvının ekleme verilmesiyle yapılan PRP’nin de diz kireçlenmesinde uygulanabildiğini belirten Uzm. Dr. Mert Sancar, “Bunların yanında kök hücre uygulamaları ve kolajen enjeksiyonları da kullanılır. Genellikle hastanın yağ dokusundan ya da kemik iliğinden elde edilen kök hücreler, hasarlı dokuya ‘yenilenme’ sinyali verir. Deneyimli ekipler tarafından uygulandığında fonksiyonel faydalar sağladığı görülmüştür. Kolajen enjeksiyonları da tercih edilen bir yöntemdir. Vücutta doğal olarak bulunan kolajenin dışarıdan desteklenmesi ile kıkırdak dayanıklılığı artırılmaya çalışılır. PRP ya da hyaluronik asitle birlikte uygulanabilir. Ayrıca, eksozom tedavisi de diz kireçlenmesinde kullanılan bir diğer yöntemdir. Bu yöntem, hücreler arası iletişimi sağlayan minik ‘haberci kesecikler’ olan eksozomların diz içine verilmesiyle uygulanır. Eksozomlar, doku yenilenmesini uyaran sinyaller içerir ve hasarlı bölgelerde onarıcı süreçleri başlatabilir. PRP ve kök hücre tedavilerinin etkilerini destekleyici niteliktedir. Her ne kadar bilimsel araştırmalar hâlen devam etse de, eksozom tedavisi günümüzde bazı özel kliniklerde diz kireçlenmesi tedavisine destek amacıyla uygulanmaktadır ve klinik deneyimlerle olumlu geri dönüşler alınmaktadır” şeklinde görüş verdi.

“Enjeksiyonların yeterli olmadığı durumda cerrahi önerilir”
Tüm yöntemlere rağmen hastaların günlük aktivitelerini yapmakta zorlanma varsa, cerrahi seçeneklerin gündeme geldiğini ifade eden Uzm. Dr. Mert Sancar, “Bunlar arasında artroskopik temizleme işlemleri, kemik hizalama ameliyatları (osteotomi) ve ileri vakalarda diz protezi ameliyatları yer alır. Gonartroz, yaşla birlikte görülme sıklığı artan ancak doğru yönetildiğinde hastanın yaşam kalitesini koruyabildiği bir hastalıktır. Tedavi seçenekleri klasik yöntemlerden ileri biyolojik uygulamalara kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. Her hastanın ihtiyacı farklı olduğundan, tedavi planı bireye özel olarak şekillendirilmelidir” dedi.

Kategoriler
Sağlık Haberleri SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Tek tuşla teşhis: İşte diş hekimlerinin yeni yardımcısı

Türkiye’de yalnızca 5 merkezde kullanılan yapay zeka destekli diş muayene sistemi, Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ’de devreye alındı. Yapay zeka destekli “Craniocatch” sistemi, diş çürüklerinden kemik kaybına kadar pek çok hastalığı tespit ederek erken teşhis imkanı sunuyor. Önümüzdeki süreçte bu sistemin ağız kanseri teşhisinde de kullanılması hedefleniyor.

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ) Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi, yapay zeka destekli muayene dönemini başlattı. “Craniocatch” isimli yapay zeka programı, hastalıkları teşhis edip tedavi planı önererek diş hekimlerine yardımcı oluyor. Uygulamayı yaklaşık bir aydır kullanan Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, sistemin gelecekte kanser teşhisine de katkı sunabileceğini belirtti. Türkiye’de yalnızca 5 hastanede kullanılan bu teknolojinin, Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ’de devreye alındığı öğrenildi.

“Tanı koyuyor, yetmiyor tedavi yöntemi sunuyor”

KOSTÜ Diş Hekimliği Fakültesi’nde Ağız, Diş, Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı’nda görevli Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, “Craniocatch” isimli yapay zeka programının detaylarını anlattı. Bu programı yaklaşık bir aydır kullandıklarına dikkat çeken Öçbe, “100’den fazla hastayı yapay zeka ile muayene ettik. Hasta ilk muayeneye geldiğinde, rutin görüntüleme yöntemi olan 2 boyutlu panoramik röntgen çekiliyor. Craniocatch, bu panoramik radyografiyi analiz ederek hem anatomik noktaları belirliyor hem de çürük, periodontal hastalıklar gibi mevcut rahatsızlıkların tanısını koyuyor. Bununla da kalmayıp hasta için bu mevcut hastalıkların tedavi planını oluşturuyor. ’Bu diş çürük, buna dolgu yapılması lazım, kemik kaybı var, diş boşluğu var, implant yapılması gerekiyor’ gibi bize detaylı tedavi yöntemi sunuyor” dedi.

“Kocaeli’de ilk”

Hastanın herhangi bir zararlı etkiye maruz kalmadığını vurgulayan Dr. Öçbe, yapay zeka programının hasta yönetim sistemiyle entegre çalıştığını söyledi. Sistemin işleyişini de anlatan Öçbe, “Hasta röntgeni çekildiğinde tek bir tuşa basmamız yeterli oluyor. Röntgen analizi butonunu bastığımızda hastanın tüm mevcut hastalıkları ve tedavi yöntemleri bize sunulmuş oluyor. Yapay zeka kullanarak ağız muayenesi yapıyoruz. Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ Diş Hekimliği Fakültesi’nde bu sistemi kullanıyoruz. Türkiye genelinde de sayılı üniversitelerde yer alıyor. Biz de kendi verilerimizle bu derin öğrenme algoritmasını geliştirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

“Diş hekimleri olarak alışma sürecine giriyoruz”

Yapay zekanın muayene sürecine katkısına değinen Dr. Öçbe, şu bilgileri verdi:

“Şu an için sistemin verdiği verileri kontrol etmemiz gerektiğinden, muayene süresini kısaltmıyor. Ancak gelecekte ek algoritmalarla süreç daha hızlı hale gelebilir. Dünyada diş hekimleri olarak buna alışma sürecine giriyoruz. Beraber çalışmayı öğrenebileceğimiz bir zaman diliminde muayene süresini de kısaltacağını, tanıyı kolaylaştıracağını düşünüyorum. Türkiye’de bu algoritmanın kullanım yerinin 5’ten az olduğunu biliyorum. Umarım giderek yaygınlaşır”

Tanı ve tedavi yöntemi sunuyor

Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, kullandıkları bu algoritmanın tanı sürecine katkısına ilişkin de detaylı bilgilendirmelerde bulundu. Öçbe, “Yapay zeka algoritması, anatomik noktaları tespit ediyor. Çürük, diş eti hastalıkları, periodontal hastalıklara bağlı olarak kemik kayıpları gibi bir çok şeyi tespit edilebiliyor. Diş çürüklerinin büyüklüğüne göre tedavi endikasyonun dolgu ya da kanal tedavisini seçiyor. Ayrıca çene kemiği içerisinde bulunan radyoopak ya da radyolüsent kemik içi lezyonları tespit edebiliyor ve bunlar için ön tanı sunabiliyor. Hastanın sahip olduğu diş dolgularda uyumsuzluk ya da yeni başlayan çürük varsa bunu gösterebiliyor. Bir röntgen çekildiğinde hastada gözüken tüm anatomik noktaları tek tek görebiliyoruz. Bu eğitimde de öğrenciler için sık başvurduğumuz bir yöntem. Klasik anlamda öğrenciyle röntgeni değerlendirirken, ’Burası neresi?’ diye sorduğumuzda bilebiliyor, bilemiyor veya karıştırıyor. Craniocath ile beraber bu anatomik noktaların hepsini tek seferde gördüğümüzde farklı renklerle etiketlenmiş birçok alan öğrencinin aklına çok iyi yer ediyor” dedi.

“Bu algoritma kanseri teşhis edebilecek boyuta gelebilir”

Öçbe, Craniocath’ın gelecekte hastalıkları daha erken teşhis edebilme potansiyeline sahip olduğunu da vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

“Kullandığımız Craniocatch algoritması mevcut hastalıkların tanısına yönelik bir sistem. Fakat dünyada yapay zeka radyoloji alanında çok fazla ilerledi. Artık yapılan çalışmalarda yapay zeka radyomiks uygulamaları bir ağız kanserinin prognozunu bize sunabiliyor. ’Bu kanser ve radyoterapi uygulanırsa iyileşebilir, tümör küçülebilir ya da radyoterepi tümöre hiç etki etmeyecek’ diyor. O zaman boşu boşuna hastalar radyoterapi almamaya başlıyor. Yapay zekayı, radyomiksi bu anlamda dünyada kullanan örnekler mevcut. Biraz daha veriye ihtiyaç var. Farklı toplumlardan, farklı üniversitelerden, ülkelerden gelecek verilerle radyomiksin ağız kanserini tespit etmedeki ya da prognozunu belirlemedeki hatta hastanın yaşam süresini belirlemedeki rolü de giderek önem kazanacak. Bu algoritma kanseri teşhis edebilecek boyuta gelebilir. Şu ana kadar bu hala geliştirilme aşamasında kısa zamanda bunun da başarılacağını düşünüyorum”

“Bilgisayar başındayken öğrenebiliyor hale geleceğiz”

Yapay zekanın hasta üzerindeki önemine de değinen Öçbe, “Normalde biz 3 boyutlu tomografik kesitlerde bir lezyonu farklı gri tonlarında görüyoruz. Bu gri tonları gözümüzle ayırt edebildiğimiz skalanın ötesinde, radyomiksle daha derin analiz edildiğinde lezyonun ön tanısı bile konulabiliyor. Histopatolojik değerlendirme, lezyonun kesin tanısı için altın standarttır. Fakat yalnızca yapay zeka radyomiks uygulamaları kullanılarak, lezyonun histopatolojik değerlendirmeye yakın bir ön tanısı elde edilebiliyor. Bu sayede, daha bilgisayar başındayken, biyopsi almadan, cerrahi işlem yapmadan ve örneği laboratuvara göndermeden lezyon hakkında bilgi sahibi olabileceğiz” şeklinde konuştu.

“Her bölümde yapay zeka dersleri veriyoruz”

KOSTÜ’nün yapay zekaya büyük önem verdiğini belirten Öçbe, “Biz KOSTÜ olarak hem iç işleyişimizde hem de akademik çalışmalarımızda, öğrencilerimizin eğitim süreçlerinde yapay zekayı yoğunlukla kullanıyoruz. Rektörümüzün bu konuya verdiği önem ve bizlere verdiği destek sayesinde mühendislik fakültesi, diş hekimliği fakültesi, hemşirelik gibi KOSTÜ’nün her bölümünde yapay zeka dersleri veriyoruz” şeklinde konuştu.

“Yapay zekanın işimizi elimizden alacağını düşünmüyorum”

Yapay zekanın diş hekimlerinin işini tehdit edip etmediği sorusuna yanıt veren Dr. Melisa Öçbe, “Craniocatch’ın CEO’su, aynı zamanda çok saygı duyduğumuz ve örnek aldığımız Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi uzmanı olan Prof. Dr. İbrahim Şevki Bayrakdar, ’Yapay zeka diş hekimlerinin işini elinden almayacak. Ama gelecekte yapay zeka ile çalışabilen diş hekimleri daha avantajlı olacak’ der. Ben de buna yüzde 100 katılıyorum. Bu sebeple en kısa zamanda yapay zekayı tüm işleyişlerimizde dahil etmemizin hepimizin faydasına olacağını düşünüyorum. Yapay zekanın işimizi elimizden alacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Tiroit hastalarına önemli uyarı

Tiroit hastalarının Ramazan ayında ilaçlarını nasıl kullanması gerektiğini belirten Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Temiz, “Tiroit ilacı kullanan hastalar, ilaç tedavileri hekimleri tarafından uygun şekilde düzenlenerek, ilaçlarını sahurda veya iftarda almak kaydıyla oruç tutabilirler” dedi.

VM Medical Park Gebze Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Temiz, tiroit hastalarının Ramazan’da nelere dikkat etmesi gerektiği hakkında açıklamalarda bulundu. Tiroit hastalıklarının kısaca ne olduğundan bahseden Uzm. Dr. Temiz, “Tiroit hastalıkları hipotiroidi (tiroidin az çalışması) veya hipertiroidiye (tiroidin aşırı çalışması) yol açan tiroit hormon dengesinin bozulduğu hastalıkların yanında nodüler tiroit, guatr gibi tiroit hormonlarının etkilenmediği farklı tablolardan da oluşan bir hastalık grubudur” dedi.

“Her hastanın tıbbi durumuna göre oruç tutması gerekir”

Tiroit hastalarının oruç tutup tutmayacağı konusunda bilgi veren Uzm. Dr. Temiz, “Tiroitte nodül varlığı eğer tiroit hormonlarını etkilemiyor ve tiroit ilacı kullanımı gerektirmiyorsa oruç tutmasına engel değildir. Hipotiroidi ve hipertiroidide ise bozulmuş olan tiroit hormon dengesinin uygun ilaç tedavisiyle yeniden sağlanmış ve hastalığın kontrol altına alınmış olması bu hastaların güvenle oruç tutabilmesi için gereklidir. Tiroit hormonlarının dengede olmaması, özellikle de yandaş hastalıklar varlığında oruç tutulması hasta için riskli olabilir. Bunun yanında tiroit kanseri dolayısıyla ameliyat olan ve tiroit değerleri katı bir aralıkta tutulması gereken hastalarda da oruç tutulması risk oluşturabilir. Her tiroit hastasının tıbbi durumunun farklı olduğunu unutmamalıyız. Bundan dolayı oruç tutmak isteyen tiroit hastalarının öncesinde mutlaka takipli oldukları hekime oruç tutmalarının uygun olup olmadığı yönünde danışması ve hekimin önerilerine uyması gerekmektedir” diye konuştu.

“Sahurda veya iftarda ilaçlar alınabilir”

Tiroit hastalarının Ramazan ayında ilaçlarını nasıl kullanması gerektiğini de söyleyen Temiz, “Günümüzde hipotiroidi hastalarını sıkça görmekteyiz. Bu hastaların kullandığı levotiroksin içeren ilaçların emilimi için gerekli olan faktörlere Ramazan ayında da dikkat edilmesi tiroit değerlerinin bozulmaması için önemlidir. Tiroit ilacı kullanmakta olan hastalar, ilaç tedavileri hekimleri tarafından uygun şekilde düzenlenerek, ilaçlarını sahurda veya iftarda almak kaydıyla oruç tutabilirler. Levotiroksini sahur yemeğinden 30 dakika önce aç karnına içilmeli ve öncesinde de mümkün olduğunca uzun bir gece açlığı olmasına dikkat etmeliyiz. Normalde levotiroksin 8-10 saat gece açlığı sonrası sabah aç içilmelidir. Ramazan’da iftar-sahur arasında 8 saatlik açlığı sağlamak zor olsa da gece geç saatlerde yemek yememeye özen gösterilmelidir. Levotiroksin ilacının emilimini olumsuz etkileyen mide koruyucu, asit giderici mide ilaçları, demir ve kalsiyum gibi minerallerin sahurda alınmamasına dikkat edilmelidir. Hipertiroidi hastalarının kullandığı antitiroit ilaçları ise günlük dozunu değiştirmeden bölerek sahurda ve iftarda yemekle beraber alınmasında bir sakınca yoktur” şeklinde konuştu.

“Ramazan’da beslenme önerileri”

Tiroit hastalarının Ramazan ayında nasıl beslenmesi gerektiğini de anlatan Uzm. Dr. Temiz, “Sağlıklı çalışan bir metabolizma için yeterli su tüketimi Ramazan’da da çok önemlidir. Günde 2-2.5 litre olmak üzere su tüketimini iftar-sahur arasında zamana yayarak sağlamalıyız. Hipotiroidi hastalarında sıklıkla karşılaşılan kabızlık sorununda da yeterli su tüketimi önemlidir. Su tüketiminin yanında özellikle meyve ve sebzelere beslenmemizde yer vererek yeterli lif alımı da sağlanmalıdır” dedi.

Kategoriler
Sağlık Haberleri SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Tiroit hastalarına önemli uyarı

Tiroit hastalarının Ramazan ayında ilaçlarını nasıl kullanması gerektiğini belirten Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Temiz, “Tiroit ilacı kullanan hastalar, ilaç tedavileri hekimleri tarafından uygun şekilde düzenlenerek, ilaçlarını sahurda veya iftarda almak kaydıyla oruç tutabilirler” dedi.

VM Medical Park Gebze Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Temiz, tiroit hastalarının Ramazan’da nelere dikkat etmesi gerektiği hakkında açıklamalarda bulundu. Tiroit hastalıklarının kısaca ne olduğundan bahseden Uzm. Dr. Temiz, “Tiroit hastalıkları hipotiroidi (tiroidin az çalışması) veya hipertiroidiye (tiroidin aşırı çalışması) yol açan tiroit hormon dengesinin bozulduğu hastalıkların yanında nodüler tiroit, guatr gibi tiroit hormonlarının etkilenmediği farklı tablolardan da oluşan bir hastalık grubudur” dedi.

“Her hastanın tıbbi durumuna göre oruç tutması gerekir”

Tiroit hastalarının oruç tutup tutmayacağı konusunda bilgi veren Uzm. Dr. Temiz, “Tiroitte nodül varlığı eğer tiroit hormonlarını etkilemiyor ve tiroit ilacı kullanımı gerektirmiyorsa oruç tutmasına engel değildir. Hipotiroidi ve hipertiroidide ise bozulmuş olan tiroit hormon dengesinin uygun ilaç tedavisiyle yeniden sağlanmış ve hastalığın kontrol altına alınmış olması bu hastaların güvenle oruç tutabilmesi için gereklidir. Tiroit hormonlarının dengede olmaması, özellikle de yandaş hastalıklar varlığında oruç tutulması hasta için riskli olabilir. Bunun yanında tiroit kanseri dolayısıyla ameliyat olan ve tiroit değerleri katı bir aralıkta tutulması gereken hastalarda da oruç tutulması risk oluşturabilir. Her tiroit hastasının tıbbi durumunun farklı olduğunu unutmamalıyız. Bundan dolayı oruç tutmak isteyen tiroit hastalarının öncesinde mutlaka takipli oldukları hekime oruç tutmalarının uygun olup olmadığı yönünde danışması ve hekimin önerilerine uyması gerekmektedir” diye konuştu.

“Sahurda veya iftarda ilaçlar alınabilir”

Tiroit hastalarının Ramazan ayında ilaçlarını nasıl kullanması gerektiğini de söyleyen Temiz, “Günümüzde hipotiroidi hastalarını sıkça görmekteyiz. Bu hastaların kullandığı levotiroksin içeren ilaçların emilimi için gerekli olan faktörlere Ramazan ayında da dikkat edilmesi tiroit değerlerinin bozulmaması için önemlidir. Tiroit ilacı kullanmakta olan hastalar, ilaç tedavileri hekimleri tarafından uygun şekilde düzenlenerek, ilaçlarını sahurda veya iftarda almak kaydıyla oruç tutabilirler. Levotiroksini sahur yemeğinden 30 dakika önce aç karnına içilmeli ve öncesinde de mümkün olduğunca uzun bir gece açlığı olmasına dikkat etmeliyiz. Normalde levotiroksin 8-10 saat gece açlığı sonrası sabah aç içilmelidir. Ramazan’da iftar-sahur arasında 8 saatlik açlığı sağlamak zor olsa da gece geç saatlerde yemek yememeye özen gösterilmelidir. Levotiroksin ilacının emilimini olumsuz etkileyen mide koruyucu, asit giderici mide ilaçları, demir ve kalsiyum gibi minerallerin sahurda alınmamasına dikkat edilmelidir. Hipertiroidi hastalarının kullandığı antitiroit ilaçları ise günlük dozunu değiştirmeden bölerek sahurda ve iftarda yemekle beraber alınmasında bir sakınca yoktur” şeklinde konuştu.

“Ramazan’da beslenme önerileri”

Tiroit hastalarının Ramazan ayında nasıl beslenmesi gerektiğini de anlatan Uzm. Dr. Temiz, “Sağlıklı çalışan bir metabolizma için yeterli su tüketimi Ramazan’da da çok önemlidir. Günde 2-2.5 litre olmak üzere su tüketimini iftar-sahur arasında zamana yayarak sağlamalıyız. Hipotiroidi hastalarında sıklıkla karşılaşılan kabızlık sorununda da yeterli su tüketimi önemlidir. Su tüketiminin yanında özellikle meyve ve sebzelere beslenmemizde yer vererek yeterli lif alımı da sağlanmalıdır” dedi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Konaklama Merkezi hastaların sıcak yuvası oldu

Kocaeli’ne farklı şehirlerden tedavi olmak için gelen hasta ve hasta yakınları, Büyükşehir’in İzmit’teki Barınma ve Konaklama Merkezi’nde en iyi şekilde misafir ediliyor

 

Şehir dışından gelen hastalar ve yakınları Büyükşehir’e emanet;

Konaklama Merkezi hastaların sıcak yuvası oldu

 

Büyükşehir Belediyesi’nin “Barınma ve Konaklama Merkezi”, Türkiye’nin dört bir yanından gelen hasta ve hasta yakınlarını ağırlıyor. Kocaeli’ndeki büyük bir ihtiyacı gideren merkez, misafirlerine sıcacık bir yuva sunuyor.

 

HASTA VE YAKINLARININ SICAK YUVASI OLDU

Kocaeli Büyükşehir’in sosyal sorumluluk faaliyetleri kapsamında evi olmayan ve sokakta yaşamak zorunda kalan vatandaşlara hizmet verdiği Barınma ve Konaklama Merkezi, farklı şehirlerinden Kocaeli’ne tedavi olmaya gelen vatandaş ve yakınlarına da kapılarını açıyor. Kocaeli Üniversitesi ve Kocaeli Şehir Hastanesi gibi devasa sağlık kurumlarına sahip olan Kocaeli’ne hastalıkların tedavisi için gelen vatandaşlar ile refakatçileri, tedavi süreçleri boyunca Barınma ve Konaklama Merkezi’nde misafir ediliyor. Vatandaşların tedavi gördüklerine dair doktor tarafından imzalanan evrakları ilgili görevliye teslim etmesiyle merkeze kaydı yapılıyor ve kendisine uygun oda tahsisi yapılıyor.

 

HASTANIZ SİZE, SİZ DE BİZE EMANETSİNİZ”

Büyükşehir Belediyesi’nin İzmit’teki Barınma ve Konaklama Merkezi’nde vatandaşlara 3 öğün yemek, çay ve çamaşırlarının yıkanması gibi hizmetler ücretsiz olarak veriliyor. Bununla birlikte vatandaşın güvenliğinin kayıt altına alındığı merkezde nöbetçi personeller 24 saat hizmet sunuyor. Büyükşehir’in “Hastanız Size, Siz de Bize Emanetsiniz” sloganıyla başlattığı bu hizmet vatandaşlardan tam not alıyor.

 

“BÖYLE BİR HİZMET BİZİ MUTLU ETTİ”

28 kişinin aynı anda rahat bir şekilde konaklayabildiği merkeze Düzce’den gelen ve Kocaeli’ndeki bir sağlık kuruluşunda kanser tedavisi gören emekli Fevzi Çiçek, “Düzce’de ameliyat olduğum doktorum beni Kocaeli’ndeki bir sağlık kuruluşuna yönlendirdi. Buradaki hastanede tedavi gördüğüm doktorum da Büyükşehir Belediyesi’nin böyle bir hizmetinin olduğunu söyleyerek beni buraya yönlendirdi. Konakladığımız yerde tüm hizmetleri alıyoruz. Buradaki personel arkadaşlar da gayet ilgililer. Eşim ile birlikte burada kalıyoruz. Ayrıca servis hizmetinden yararlanıyoruz. Hastaneye gidip gelirken bizi servis araçları ile tedavimiz için götürüp getiriyorlar. Böyle bir hizmetin Kocaeli’nde verilmesi bizi çok mutlu etti. Ulaşımız da çok kolay. Hafta sonu Düzce’ye gitmiştim. Dönerken İzmit’te otogarda indim. Tramvaya bindim ve hemen buradaki durakta indim. Gerçekten buranın ulaşımı çok kolay” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Bu merkez hastaların sıcak yuvası oldu

Kocaeli’ye farklı şehirlerden tedavi olmak için gelen hasta ve hasta yakınları, İzmit’teki Barınma ve Konaklama Merkezi’nde en iyi şekilde misafir ediliyor.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal sorumluluk faaliyetleri kapsamında evi olmayan ve sokakta yaşamak zorunda kalan vatandaşlara hizmet verdiği Barınma ve Konaklama Merkezi, farklı şehirlerinden Kocaeli’ye tedavi olmaya gelen vatandaş ve yakınlarına da kapılarını açıyor. Kocaeli Üniversitesi ve Kocaeli Şehir Hastanesi gibi devasa sağlık kurumlarına sahip olan Kocaeli’ye hastalıkların tedavisi için gelen vatandaşlar ile refakatçileri, tedavi süreçleri boyunca Barınma ve Konaklama Merkezi’nde misafir ediliyor. Vatandaşların tedavi gördüklerine dair doktor tarafından imzalanan evrakları ilgili görevliye teslim etmesiyle merkeze kaydı yapılıyor ve kendisine uygun oda tahsisi yapılıyor.

Barınma ve Konaklama Merkezi’nde vatandaşlara 3 öğün yemek, çay ve çamaşırlarının yıkanması gibi hizmetler ücretsiz olarak veriliyor. Bununla birlikte vatandaşın güvenliğinin kayıt altına alındığı merkezde nöbetçi personeller 24 saat hizmet sunuyor.

“Konakladığımız yerde tüm hizmetleri alıyoruz”

28 kişinin aynı anda rahat bir şekilde konaklayabildiği merkeze Düzce’den gelen ve Kocaeli’deki bir sağlık kuruluşunda kanser tedavisi gören emekli Fevzi Çiçek, “Düzce’de ameliyat olduğum doktorum beni Kocaeli’deki bir sağlık kuruluşuna yönlendirdi. Buradaki hastanede tedavi gördüğüm doktorum da Büyükşehir Belediyesi’nin böyle bir hizmetinin olduğunu söyleyerek beni buraya yönlendirdi. Konakladığımız yerde tüm hizmetleri alıyoruz. Buradaki personel arkadaşlar da gayet ilgililer. Eşim ile birlikte burada kalıyoruz. Ayrıca servis hizmetinden yararlanıyoruz. Hastaneye gidip gelirken bizi servis araçları ile tedavimiz için götürüp getiriyorlar. Böyle bir hizmetin Kocaeli’de verilmesi bizi çok mutlu etti. Ulaşımız da çok kolay. Hafta sonu Düzce’ye gitmiştim. Dönerken İzmit’te otogarda indim. Tramvaya bindim ve hemen buradaki durakta indim. Gerçekten buranın ulaşımı çok kolay” dedi.

Kategoriler
BELEDİYELER Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Tüm Belediye Haberleri

Bu merkez hastaların sıcak yuvası oldu

Kocaeli’ye farklı şehirlerden tedavi olmak için gelen hasta ve hasta yakınları, İzmit’teki Barınma ve Konaklama Merkezi’nde en iyi şekilde misafir ediliyor.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal sorumluluk faaliyetleri kapsamında evi olmayan ve sokakta yaşamak zorunda kalan vatandaşlara hizmet verdiği Barınma ve Konaklama Merkezi, farklı şehirlerinden Kocaeli’ye tedavi olmaya gelen vatandaş ve yakınlarına da kapılarını açıyor. Kocaeli Üniversitesi ve Kocaeli Şehir Hastanesi gibi devasa sağlık kurumlarına sahip olan Kocaeli’ye hastalıkların tedavisi için gelen vatandaşlar ile refakatçileri, tedavi süreçleri boyunca Barınma ve Konaklama Merkezi’nde misafir ediliyor. Vatandaşların tedavi gördüklerine dair doktor tarafından imzalanan evrakları ilgili görevliye teslim etmesiyle merkeze kaydı yapılıyor ve kendisine uygun oda tahsisi yapılıyor.

Barınma ve Konaklama Merkezi’nde vatandaşlara 3 öğün yemek, çay ve çamaşırlarının yıkanması gibi hizmetler ücretsiz olarak veriliyor. Bununla birlikte vatandaşın güvenliğinin kayıt altına alındığı merkezde nöbetçi personeller 24 saat hizmet sunuyor.

“Konakladığımız yerde tüm hizmetleri alıyoruz”

28 kişinin aynı anda rahat bir şekilde konaklayabildiği merkeze Düzce’den gelen ve Kocaeli’deki bir sağlık kuruluşunda kanser tedavisi gören emekli Fevzi Çiçek, “Düzce’de ameliyat olduğum doktorum beni Kocaeli’deki bir sağlık kuruluşuna yönlendirdi. Buradaki hastanede tedavi gördüğüm doktorum da Büyükşehir Belediyesi’nin böyle bir hizmetinin olduğunu söyleyerek beni buraya yönlendirdi. Konakladığımız yerde tüm hizmetleri alıyoruz. Buradaki personel arkadaşlar da gayet ilgililer. Eşim ile birlikte burada kalıyoruz. Ayrıca servis hizmetinden yararlanıyoruz. Hastaneye gidip gelirken bizi servis araçları ile tedavimiz için götürüp getiriyorlar. Böyle bir hizmetin Kocaeli’de verilmesi bizi çok mutlu etti. Ulaşımız da çok kolay. Hafta sonu Düzce’ye gitmiştim. Dönerken İzmit’te otogarda indim. Tramvaya bindim ve hemen buradaki durakta indim. Gerçekten buranın ulaşımı çok kolay” dedi.

Kategoriler
Sağlık Haberleri SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

BAH Darıca Hastanesi, Sağlık Bakanlığı’nca ’Obezite Cerrahi Uygulama Merkezi Belgesi’ ile tescillendi

Büyük Anadolu Hastaneleri(BAH), obezite cerrahisi ameliyatlarında, Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen ‘Obezite Cerrahi Uygulama Merkezi Tescil Belgesi’ ile tescillendi.

Tescil belgesi, obezite tedavisinde etkin ve sürdürülebilir mücadelenin uygulanması için, obezite hastalarını multidisipliner bir yaklaşım modeli ile tedavi etmek amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından kriterleri sağlayan hastanelere veriliyor. Yeni yönetmelik gereği Sağlık Bakanlığı Tescil Belgesi alan hastanelerde, obezite ve metabolik cerrahi yapılmasına izin veriliyor.

Büyük Anadolu Hastaneleri, uzun yıllara dayanan deneyim, uzman kadro, donanım ve hasta memnuniyeti odaklı hizmetleriyle sektörde referans hastaneler olma yolculuğuna, Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen ‘Obezite Cerrahi Uygulama Merkezi Tescil Belgesi’ni de alarak güvenle yoluna devam ediyor.

“Türkiye’de bakanlık tarafından tescilli sayılı hastanelerden birisi”

Obezite cerrahisi ameliyatları konusunda bölgenin önemli sağlık kuruluşlarından biri olan Büyük Anadolu Darıca Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Sağlık Bakanlığı tarafından verilen tescil belgesi hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Şahin, “Darıca ve Samsun’da bulunan hastanelerimiz, birçok hastalığa zemin hazırlayan ve kendisi de başlı başına hastalık olarak değerlendirilen obezitenin tedavisini multidisipliner bir bakış açısıyla gerçekleştirmektedir. Darıca hastanemiz yapmış olduğumuz tüm alt yapı çalışmaları sonrasında, Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık müdürlüğü yetkililerince yerinde yapılan denetim sonrasında Sağlık Bakanlığı’nca tam not alarak, Obezite Cerrahisi Uygulama Merkezi olarak belgelendirilmiş ve Türkiye’de güvenle obezite ameliyatı yapılabilecek Sağlık Bakanlığı’nca tescilli sayılı hastanelerden biri olmaya hak kazanmıştır” dedi.

Prof. Dr. Şahin, şunları söyledi:

“Ülkemizde ve dünyada son yıllarda, özellikle sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve paketli rafine gıda tüketimi nedeniyle artış gösteren obezite ile mücadelede önemli bir yer tutan cerrahi uygulamaların bakanlık kriterlerini sağlayan sağlık kurumlarına verilmesi sonucunda, multidisipliner yaklaşım ile cerrahi öncesi ve sonrası hastanın düzenli sağlık kontrolleri ve uzman kadro tarafından verilen eğitimlere katılması ile güvenli tedavi kriterlerinin ve hasta memnuniyetinin üst düzeyde karşılanması sağlanmış olacaktır. Bu vesileyle, Darıca Hastanemizin Obezite Cerrahisi Uygulama Merkezi Tescil Belgesi almasında katkısı olan tüm ekibimizi yürekten tebrik ediyorum.”

Büyük Anadolu Sağlık Grubu, Darıca ve Samsun’da yer alan Hastaneleri ile, hasta odaklı sağlık hizmeti anlayışıyla, dahili ve cerrahi branşlarda 29 yıldır hastalarına hizmet vermeye devam ediyor.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version