Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

“Doktor sendikacılığı çıkmazda” eleştirisine sert tepki

HEKİMSEN Genel Başkanı Uzm. Dr. Adil Kurban, hekim sendikacılığına yönelik ’başarısız’ eleştirilere sert tepki gösterdi. Kurban, “Siz yıllarca sağlık çalışanlarının haklarının erimesine sessiz kaldınız, biz ise güçlü hukuk sistemleri kurup binlerce davayı üyelerimiz lehine kazandık. Siz ne yaptınız?” dedi.

Sağlık alanında sendikal temsil tartışmaları yeniden alevlendi. “Doktor sendikacılığı çıkmazda: Büyük paralar, sıfır kazanım” başlıklı haber sonrası, HEKİMSEN Genel Başkanı Uzm. Dr. Adil Kurban’dan sert tepki geldi. Haberde hekim sendikalarının etkisiz olduğu, büyük bütçelere rağmen kazanım üretmediği öne sürülürken; Kurban, bu eleştirileri gerçek dışı, yanıltıcı ve maksatlı olarak niteledi. Kurban, yıllardır sessiz kalınan yanlış politikalarla sağlık sistemine zarar vermekle eleştirdiği sendikalara, “Bizim yaptıklarımız ortada; peki siz ne yaptınız?’ sözleriyle yüklendi. Kurban ayrıca, HEKİMSEN’in kurduğu hukuk sistemi, sosyal destek projeleri ve kazanımların diğer sendikaların onlarca yıllık faaliyetlerinin çok ötesinde olduğunu vurguladı.

“Sağlık çalışanlarının özlük haklarının tek tek kaybedilmesine sessiz kalmadınız mı”

HEKİMSEN Genel Başkanı Uzm. Dr. Adil Kurban, “Kendilerini, ’Diğer sağlık çalışanlarının temsilcisi’ diye sağlık çalışanını kandıran, onları hekimlere düşman edenlere küçük bir cevabımızdır. Hekim sendikacılığının ne yaptığıyla ilgilenmiyormuşsunuz, ’Bize ne gerek varmış.’ Peki siz ne yaptınız? Yıllarca yanlışları görmezden gelerek sağlık çalışanlarının özlük haklarının tek tek kaybedilmesine sessiz kalmadınız mı? Hekimlerin haklarını yok sayıp ardından hekim maaşını diğer sağlık çalışanı seviyesine indirip bu şekilde onları razı eden ve bunu yaparken sair bakanlıklara karşı hak kaybına uğratan siz değil miydiniz? Bugün binlerce hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanı yurt dışına sizin bu yanlış politikalarınız nedeniyle gitmedi mi?” diyerek yapılan açıklamaya tepki gösterdi.

“Kurduğumuz sistemin, hukuksal altyapının ve sağladığımız faydaların yanına bile yaklaşamadınız”

Konuşmasını sürdüren Kurban, “Üye sayınız bizim 30-40 katımız ama kurduğumuz sistemin, hukuksal altyapının ve sağladığımız faydaların yanına bile yaklaşamadınız. Gelirimiz sizin iddia ettiğinizin 12’de biri bile değilken, en güçlü hukuk sistemini kurduk. Siz ne yaptınız, kaç dava kazandınız? Depremde en büyük desteği biz verdik. Bu yardım bile bazı iç odaklar tarafından bize karşı suçlama konusu haline getirildi. Ama aranızdan bazı sendikacılar çıkıp otel satın aldı, bazıları baskıyla insanları sendikalarına zorla üye yaptı. Oysa bize başta hekimler ve diğer sağlık çalışanları gönüllü ve dik durmak için katıldı” dedi.

“Hekimi ve tıbbı değersizleştirmeye cüret ettiniz”

14 Mart’ı bile Tıp Bayramı olmaktan çıkarıldığını söyleyen Adil Kurban, “Hekimlerin bu mesleğe kattığı değeri ve tıbbı görmezden geldiniz. Dahası, bize üye olan meslektaşlarımızı kendi sendikanıza başvurmuş gibi göstererek sisteme kaydettiniz. Yakalanınca da ’Yanlışlık’ bahanesiyle geçiştirdiniz. E-Devlet sistemi üzerinden üyelik sistemine engel oldunuz. Bu şekilde bizi az göstertip hakların yenmesine neden oldunuz. 2022’de gerçekleştirdiğimiz eylemler, sizin 10 yıllık toplamınızdan daha fazla etki oluşturdu. Siz ise o dönemde hekimlerin ek göstergesine karşı çıkmak için bile birleşip 2 gün eylem yaptınız. Yetmedi, hekime benzeyen bir maketi yaktınız. ’Bu hekim değildi’ dediniz ama bizi kandıramadınız. Bize göre hekimi ve tıbbı değersizleştirmeye cüret ettiniz. Hakların alınmasına engel olup sendikacılık tarihine geçtiniz” ifadelerini kullandı.

“Tatil ve iletişim desteklerine kadar pek çok sosyal imkan oluşturduk”

Her tehdide rağmen bir araya geldiklerini ifade eden Kurban, “Her siyasi görüşten hekim bir çatı altında sadece hakkını aradı. Hukuk sistemimizle 4 bin civarında davayı üyelerimiz lehine kazandık. Bu şekilde Sağlık Bakanlığı ve teşkilatını da kanunlara uymaya zorladık. Üniversite öğretim üyeleri dahil pek çok sağlık çalışanının nöbet ve ek ödemelerini almalarını sağladık. Ankara’da yüzlerce üyemize 2 milyon TL’ye 3+1 kapalı otoparklı, sosyal donatılı konut kazandıracak kooperatifler kurduk. Şimdi 2. etap, 3. etap diye yenilerini kuracağız. Diyarbakır’da aynısını yapıyoruz. Yüzde 32 indirimli filo araç alımından, tatil ve iletişim desteklerine kadar pek çok sosyal imkan oluşturduk. Sigma Yönetmeliği’ni Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık. Türkiye’de ilk kez akademik çalışmaları ödüllendirdik. Getat’ı bilimsel zemine oturtarak tıbba yeniden entegre ettik. 1928’den bu yana ilk defa bir Hekimlik Meslek Kanunu Taslağını biz hazırladık.” açıklamasında bulundu.

“Biz birçok şeyi 5 yılda yaparken siz onlarca yıldır ne yaptınız?”

Teknoloji konusuna değinen Dr. Adil Kurban, “Biz akıllı cep uygulamamızda whatsapp gibi bir uygulamayı da hayata geçirdik. Yurtiçi-yurtdışı nerede olursa olsun üyemizle anlık iletişim kurabiliyor, Türkiye’de yine bir ilk ile hukuki ve psikolojik destek sağlayabiliyoruz. Dine, inanca, kimliğe bakmaksızın; ister Hristiyan ister Yahudi üyemiz olan her hekimin ve sağlık çalışanının hakkını savunuyoruz. Bizim ölçümüz haktır, üstün olanda haktır. Bizde din sorulmaz. Artık devriniz bitti. Bunun çırpınışlarını yaşıyorsunuz. Biz hem tıbbı hem ülkemizi zirvelere taşımak, çalışanların hakkını almak, adaletli bölüşüm için mücadele ediyoruz. Daha sayamadığımız onlarca şeyi ilk kazandıran bizdik. Sizin liderleriniz bile bizim hukuki kazanımlarımızı kendilerininmiş gibi anlatıp yine sağlık çalışanını kandırmadılar mı? Biz bunların ve daha birçok şeyi 5 yılda yaparken siz onlarca yıldır ne yaptınız? diyerek yapılan açıklamaları eleştirdi.

Kategoriler
Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Kocaeli’de ASM sayıları artıyor: Hedef bin

Kocaeli İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Yüksel Pehlevan, kent genelinde sağlık yatırımlarının sürdüğünü belirterek, aile sağlığı merkezlerinin sayısını yaklaşık bine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.

İzmit ilçesindeki Kozluk Mahallesi’nde bir binanın zemin katı, aile sağlığı merkezine dönüştürülüyor. İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Yüksel Pehlevan, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Kocaeli’de birinci basamak, ikinci basamak ve üçüncü basamak sağlık yatırımlarının devam ettiğini söyledi. Pehlevan, “Tabii ki koruyucu sağlık hizmetlerinin en önemli olduğu yer birinci basamak sağlık hizmetleridir. Devam etmekte olan 16 aile sağlığı merkezimiz var. Hem inşaat halinde olan hem de ihalesi süren yerlerimiz var. Bunlardan 8’i satın alma yoluyla aldığımız aile sağlığı merkezlerimiz. Şuanda bulunduğumuz yer de satın aldığımız aile sağlığı merkezimiz. Tadilatımızı kısa sürede bitirerek vatandaşların hizmetine sunmuş olacağız” dedi.

“Hekim başına düşen nüfus sayısını azaltmak istiyoruz”
Hedeflerinin, hekim başına düşen nüfus sayısını azaltmak olduğunu vurgulayan Pehlevan, “Daha nitelikli sağlık hizmeti vermek istiyoruz. Vatandaşımızın koruyucu sağlık hizmetinden daha çok faydalanmasını istiyoruz. İlk hedefimiz bu sayıyı 2 bin 500’ün altına düşürmek, daha sonra da 2 binlere düşürmek istiyoruz” diye konuştu.

“Sağlıklı hayat merkezlerinde çok nitelikli hizmet veriyoruz”
Op. Dr. Yüksel Pehlevan, aile sağlığı merkezlerinin yanı sıra, sağlıklı hayat merkezlerinin sayısının da artırıldığına dikkat çekerek, “Şuanda 9 sağlıklı hayat merkezimiz var. Ayrıca inşaat çalışmalarımız da devam ediyor. Yine satın alma yoluyla temin edeceğimiz yerler var. Gerekli personel takviyelerini de yaptık. Sağlıklı hayat merkezlerimizde kanser taramasından diyetisyene, fizyoterapistlerden psikoloğa, bulaşıcı hastalıklarından bağımlılıkla mücadeleye kadar çok nitelikli sağlık hizmeti veriyoruz” şeklinde konuştu.

“Hastanın bir daha randevu almasına gerek kalmıyor”
Sağlık hizmetlerinde dijital entegrasyonun tamamlandığını da belirten Pehlevan, aile sağlığı merkezlerinde görevli hekimlerin, muayene ettikleri hastalar için gerekli gördüklerinde Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden doğrudan ilgili birime randevu oluşturabildiğini söyledi. Pehlevan, “Aile hekimi, uygun gördüğünde hastasını uzman hekime direkt gönderebiliyor. Hastanın bir daha başka randevu almasına gerek kalmadan başvuru yapılabiliyor” ifadelerini kullandı.

“Önümüzdeki 1 yıl içinde bu sayıya ulaşabileceğimize inanıyorum”
Kocaeli’de aile sağlığı merkezi sayısının yaklaşık 700’e ulaştığını belirten İl Sağlık Müdürü Yüksel Pehlevan, “Hedefimiz, yeni yatırımlar ve satın almalarla birlikte binli rakamlara ulaşmak. Önümüzdeki 1 yıl içinde bu sayıya ulaşabileceğimize inanıyorum” dedi.

Kategoriler
SAĞLIK

Beyaz Yürüyüş Sürüyor

Beyaz Yürüyüş Sürüyor

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün” başlıklı 14 Mart Tıp Haftası programı kapsamında düzenlediği “Beyaz Yürüyüş” ikinci gününde Gebze ve İzmit’teydi.

TTB Merkez Konseyi üyelerinden, TTB kol ve çalışma grubu temsilcilerinden, tabip odalarının yönetim kurulu üyelerinden ve hekimlerden oluşan Beyaz Yürüyüş heyeti, sabah saatlerinde İstanbul’dan yola çıktı.

Heyet, Kocaeli’de ilk olarak Gebze Kent Meydanı’nda bir basın açıklaması düzenlendi.

Basın açıklamasında ilk sözü alan Kocaeli Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Kenan Cibaroğulları hekimlerin ve sağlık emekçilerinin artan iş yükü, iş baskısı, beş dakikaya sıkıştırılan muayeneler, maddi zorluklar, sistemin hatalarının sağlık emekçilerine yüklenmesi gibi nedenlerden çok yılgın olduğunu söyledi. Cibaroğulları “Peki siz halkımız, Gebzeliler, siz mutlu musunuz? Modernliği ve büyüklüğü ile övünülen hastanelerde sağlığa erişebiliyor musunuz? Randevu bulabiliyor, ameliyat olabiliyor musunuz? Fiziksel iyilik halinizin dışında ruhsal iyilik haliniz var mı?” sorularını sorarken, açıklamaya katılanlardan “Hayır” yanıtları yükseldi.

Gebze Sendikalar Birliği adına DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 2 Nolu Şube Başkanı Necmettin Aydın; Sağlık Bakanı’nın özel hastane, Milli Eğitim Bakanı’nın özel okul sahibi olduğu bir düzenin ancak patronlara yarayabileceğini belirterek emekçilerin ortak mücadelesinden başka çare olmadığının altını çizdi. Hekim Birliği Sendikası adına Dr. Güven Kara da sağlık alanında ortak mücadelenin önemine dikkat çekti.

Mardin Tabip Odası adına Dr. Volkan Binbaş, Sağlık sistemi hekimleri, sağlık emekçilerini ve halkı yıkıntılar arasında bırakarak çöküyor” diye söze başladı. Yenidoğan skandalı, platin skandalı, stent skandalı gibi örneklerin, buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu söyleyen Binbaş, “Umutsuz değiliz. Çünkü bu ülke çok zengin, çok kültürlü, çok dilli. Eşit, parasız, nitelikli, anadilinde sağlık hizmetinin alınabildiği, kardeşliğin ve barışın hüküm sürdüğü bir ülke mümkün diyerek sözlerini noktaladı.

Basın açıklamasında son sözü TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Pınar Saip aldı. Gebze’de gerek işçi kazalarının ve cinayetlerinin gerekse de hava kirliliğine bağlı hastalıkların ve ölümlerin önlenebilir olduğuna dikkat çeken Saip, işyeri hekimlerinin bağımsız, güvenceli çalışamamalarının da bunun bir sebebi olduğunu kaydetti. Sağlık Bakanlığı’nın hasta sayısı artışıyla övünmesine de tepki gösteren Saip, “Oysa önemli olan halkın hastaneye başvurması değil, hastalanmamasıdır. Bunun için de eşit, parasız, nitelikli, ulaşılabilir, birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu hekimliğin güçlendirildiği bir sağlık sistemi şart” dedi.

Beyaz Yürüyüş heyeti, öğle saatlerinde ise İzmit’e vardı. Merkez Bankası önünden başlayan yürüyüşün ardından İzmit Kent Meydanı’nda basın açıklaması düzenlendi.

Açıklamada ev sahibi olarak ilk sözü alan Kocaeli Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ayşe Engin Arısoy; Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın 22 yılın sonunda geldiği noktayı “sağlıkta çöküş” olarak özetledi. Koruyucu sağlık hizmetlerinin geri plana atılmasından beş dakikada muayene dayatmasına, şiddetten mesleki bağımsızlığı yok eden uygulamalara örnekler veren Ergin Arısoy, Sonuç; her geçen gün eriyen ve insan gücünü yitiren kamusal sağlık alanı, derdine dermen bulamayan hastalar, yapılamayan tedaviler ve ameliyatlar, bulunamayan ilaçlar, peş peşe yaşanan skandallar… Biz, başka bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu dinletene kadar mücadeleye devam edeceğiz dedi.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap; nitelikten çok niceliğe önem veren, insanların hastanelere daha fazla başvurmak zorunda kaldığı ve daha fazla para harcadığı, sağlığın piyasa kurallarına terk edilerek metalaştırıldığı bir sistemin çökmeye mahkum olduğunu vurguladı. Türkiye’de koruyucu sağlık hizmetlerinin önemsizleştirilmesi nedeniyle hastalıkların arttığını, çocuklarda kızamık ve boğmacaya bağlı ölümlerin yaşandığını, kanser tanıların geç konulduğunu hatırlatan Azap sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sistem insanların daha fazla parasını alıyor ama onları daha sağlıklı kılmıyor. Oysa biz, başka bir sağlık sistemi olabileceğini biliyoruz. Çünkü 30 yıldır eleştirmekle kalmıyor; bu yanlışların nasıl düzelebileceğine ilişkin etkinlikler yapıyor, kitaplar çıkarıyor, raporlar hazırlıyor ve tüm bunları halkımızla, meslektaşlarımızla, yöneticilerle paylaşıyoruz. Bizim niyetimiz, irademiz, birikimimiz, kadrolarımız var. Yüksek sesle tekrar söylüyoruz: Başka bir sağlık sistemi mümkün!”

İzmir Tabip Odası adına Dr. Lütfi Çamlı; sağlığın evrensel bir insan hakkı olduğunu, hiçbir zaman alınıp satılır bir metaya dönüştürülmemesi gerektiğini belirtti. Sağlıkta Dönüşüm Programı aracılığıyla tam da böyle bir hataya düşüldüğünü ve insan odaklı olması gereken sağlık sisteminin kâr odaklı hale getirildiğini dile getiren Çamlı, TTB’nin on yıllardır yaptığı uyarıları anımsatarak bugün gelinen noktada başka bir sağlık sisteminin şart olduğunu vurguladı.

Gaziantep-Kilis Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kazım Doğan Eroğulları da “Yıllardır attığımız ‘Sağlıkta ticaret ölüm getirir’ sloganından bize ölüm, patronlara kâr düştü. Bize fabrikalarda, işyerlerinde ölüm düştü. Acil servislerde, yoğun bakımlarda ölüm düştü. Esas çete yenidoğanları öldürenler değil, bu sistemi onların rantı için kuranlardır” dedi. Sayısının artmasıyla övünülen her bir hastaya kâr gözüyle bakıldığının altını çizen Eroğulları, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin mücadelesinin aynı zamanda halkın sağlık hakkı için olduğuna dikkat çekti.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Kocaeli Şubesi Eş Başkanı Murat Harata, Kocaeli Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Funda Atmaca, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına Makina Mühendisleri Odası Kocaeli Şube Başkanı Mehmetali Elma da yaptıkları kısa konuşmalarda başka bir sağlık sistemi için yürütülen mücadelelerin önemine atıfla TTB’nin yanında olduklarını dile getirdi.

Basın açıklamasının ardından Mimarlar Odası Taş Bina Salonu’nda bir forum düzenlendi.

Forumda ilk sözü alan Dr. Alpay Azap, “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün” başlıklı program hakkında bir bilgilendirme yaptı. TTB Merkez Konseyi olarak yenidoğanların ölümüyle sonuçlanan sağlıkta ticarileşme skandalının ardından başka bir sağlık sisteminin tartışılması gerektiğini düşündüklerini ve böyle bir programı önlerine koyduklarını söyleyen Azap, bu önerinin 23 Kasım’da düzenlenen ve 41 tabip odasından 170’i aşkın temsilcinin katıldığı Genel Yönetim Kurulu toplantısında da kabul gördüğünü aktardı. Azap, konuşmasına şöyle devam etti:

“Programımız doğrultusunda ve örgütümüzün 40 yıllık birikimine de dayanarak dokuz ana başlıkta çalışma grupları oluşturduk. Her gruptan mümkün olduğunca öze odaklanan, sade raporlar hazırlamalarını istedik ve çalışmalara başladık. Bu raporlardan çıkan sonuçları önümüzdeki dönemde farklı araçlar kullanarak hekimlerin, sağlık çalışanlarının, sağlık emek-meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin gündemlerine almasını ve böylece kamuoyu oluşmasını sağlayacağız. Bu nedenle bu yılki 14 Mart’ı, bir mücadele programının son ayağı olarak değil, kapsamı ve uzun erimi düşünerek bir başlangıç ayağı olarak görüyoruz. Raporlarımızın sonuçlarını ilk olarak 10 Mart günü İstanbul Tabip Odası’nda paylaşacağız. 14 Mart’tan sonra da peyderpey bu çıktıları tartışmalara açacağız. 14 Mart’ta ve sonraki süreçte neler yapacağımızı 1 Mart’ta Ankara’da düzenleyeceğimiz ve sağlık emek-meslek örgütlerinin de katılımıyla geniş bir platforma dönüştüreceğimiz Büyük Hekim Buluşması/Forumu’nda kararlaştıracağız.”

Azap’ın ardından toplantının katılımcıları kısa sözler alarak sağlık alanında yaşanan sorunlar, çözüm önerileri ve “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün” programı üzerine değerlendirmeler yaptı. Etkinlik, 1 Mart’ta Ankara’da buluşma çağrısının güçlendirilmesi çağrısıyla sona erdi.

Öte yandan Beyaz Yürüyüş heyeti içindeki TTB Aile Hekimliği Kolu üyeleri, Kocaeli’deki aile sağlığı merkezlerine ziyaretler düzenledi. Ziyaretlerde “Eziyet Yönetmeliği” başta olmak üzere yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.

27 Şubat 2025 günü Balıkesir, Bandırma ve Bursa’da, 28 Şubat 2025 günü Bursa ve Eskişehir’de devam edecek olan Beyaz Yürüyüş, 1 Mart 2025 günü Ankara’daki Büyük Hekim Buluşması / Forumu’nda noktalanacak.

Beyaz Yürüyüş programının tamamı için tıklayın.

Kategoriler
Sağlık Haberleri

Hekimler 2025’te Bir Maaşını Devlete Geri Verecek

Hekimsen tarafından yapılan duyuruya göre hekimler bir maaşlarını vergi olarak devlete geri verecek!

EMEKLİ HEKİM MAAŞLARI AÇLIK SINIRI ALTINDA KALDI ! 

Hekimsen Sendikası X medyasından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen 2025 yılı vergi dilimleri, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Belirlenen vergi dilimlerinin, günümüz ekonomisini yeterince yansıtmadığı ve hekimler ile diğer kamu çalışanlarının vergi dilimine daha erken aylarda gireceği açıktır. Kısacası, hekimlerimiz 2025 yılında da maaşlarının büyük bir kısmını vergi olarak ödeyerek, hatta bir maaşlarını kendilerine, bir maaşlarını ise devlete çalışarak geçireceklerdir. Maliye Bakanlığı’nın, vergi adaletini sağlayacak adil bir sistemi bir an önce hayata geçirmesi elzemdir”  #MemuraVergiDilimi15 @HMBakanligi @memetsimsek

(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version