Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Mevlana, 751’inci vuslat yıl dönümünde Kocaeli’de yad edildi

Kocaeli’de Hazreti Mevlana’nın 751. vuslat yıl dönümü dolayısıyla anma programı düzenlendi. “Yad-ı Mevlana” programında, aslına uygun sema mukabelesi gerçekleştirildi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile Uluslararası Mevlana Vakfı işbirliğinde organize edilen program, Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Hz. Mevlana’nın 23. kuşak torunu ve Uluslararası Mevlana Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Azra Çelebi Kumcuoğlu’nun, mukabele ve yapılacak ritüellerle ilgili bilgi aktarımı yaptığı programda, Mevlevi dervişlerinin katılımıyla aslına uygun sema mukabelesi gerçekleştirildi.

Sema mukabelesinin bir dua olduğunu ve gösteride alkış olmamasını isteyen Kumcuoğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ev sahipliği yapmasından dolayı teşekkür etti.

Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş ise programda yaptığı açıklamada, “Anadolu’muz, erenlerin, ariflerin, alimlerin, ozanların, abdalların, şairlerin, gönül insanlarının yurdudur. Gönül insanlarının bol ve bereketli olarak yetiştiği bu topraklar, insanlık düşün tarihine çok ciddi katkılar sunmuş, faziletin, erdemin, merhametin, sevginin ve aşkın ne olduğunu, nasıl olduğunu, yaşayarak ve yaşatarak göstermiştir. Sadece kendi çıkarı için yaşayan modern insan, insani değerlerden uzaklaştıkça aslında kendi kuyusunu kazımakta, kendi hazin sonuna yaklaşmaktadır. İşte tam da bu noktada bizim Mevlana’mız, Yunus’umuz, Hacı Bektaş’ımız ve Anadolu irfanımız devreye girmekte, insana insan olduğunu hatırlatmaktadır” dedi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

En uzun gecede, 12. Yetim Gecesi buluşmasına yoğun ilgi

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) ile Türkiye Gençlik Vakfı ve birçok STK’nın destek verdiği 12. Geleneksel Yetim Gecesi, Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

PROTOKOL KATILIM SAĞLADI

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, İHH, TÜGVA ve birçok STK’nın destek verdiği “12. Geleneksel Yetim Gecesi” Kocaeli Kongre Merkezi’nde yoğun katılımla gerçekleşti. Programa; Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, AK Parti Kocaeli İl Başkanı Şahin Talus, İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Akmanşen, İHH Genel Başkan Yardımcısı Reşat Başer, İHH Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Hatice Cevher, İHH Kocaeli Şube Başkanı İsmail Yeşildal, TÜGVA Kocaeli İl Temsilcisi Mustafa Salın, İlim Yayma Cemiyeti Kocaeli Şube Başkanı Feyzi Utaş, STK temsilcileri ve basın mensupları katıldı.

 

GAZZE İÇİN BAĞIŞTA BULUNULDU

Vatandaşların ve protokolün yoğun ilgi gösterdiği gecede, el emeği göz nuru ürünler fuaye alanında kurulan stantlarda sergilenirken program kapsamında Sanatçı Mustafa Cihat sevilen ezgilerini seslendirdi. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda Yazar Hayati İnanç da birçok önemli konuya değindiği söyleşi gerçekleştirdi. Programda İHH’nın çeşitli ülkelerdeki yetimhanelerine canlı bağlantılar yapılırken protokol üyeleri ve vatandaşlar cep telefonlarından SMS atarak Gazze için bağışta bulundular. Programda ayrıca Kum Sanatının yetenekli temsilcilerinden Veysel Çelikdemir, Filistin konulu kumdan görsel sunum gerçekeştirdi. 

 

“EN UZUN GECEDE HAYIRLI BİR İŞ”

Protokol konuşmaları kapsamında katılımcılara hitap eden ve böylesine anlamlı bir gecede hitapta bulunduğu için memnuniyetini dile getiren Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, “Yılın en uzun gecesini böyle güzel bir hayır işinde geçirmek çok güzel bir duygu. İçimizin kan ağladığı Gazze’de ve Filistin’de onlarca çocuğun yetim kaldığı, onlarca insanın katledildiği sadece dini duygular değil insani duyguların da hiçbir şekilde ortaya konulmadığı bir katliam yaşanıyor. Sadece Türkiye gibi birkaç ülkede elden gelen tüm imkanlarla siz kıymetli vatandaşlarımızla beraber önemli işler gören STK’larımızla elimizden gelen tüm tepkiyi ortaya koyuyoruz. Bu güzel organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Allah sayınızı arttırsın, iyi ki varsınız” ifadelerini kullandı.

 

“GAZZE, YETİM ÇOCUKLAR ŞEHRİ”

Böylesine güzel bir organizasyonun 12 yıldır Kocaeli’de devam etmesinden memnuniyet duyduğunu ifade eden Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ise, “En uzun gecenin yaşandığı 21 Aralık’ta bu güzel organizasyonun yapılmasının da ayrı bir önemi var. Evvela sizlere teşekkür etmek istiyorum. Bu programlarımız büyük bir heyecanla sizlerin büyük bir katılımıyla gerçekleşiyor. Bu salonda bulunanlar kadar dışarıda izleyenler de var. Sizler sahiplendikçe bu gibi organizasyonlar oluyor. Allah sayınızı arttırsın. Sizlerle gurur duyuyoruz. Bir yetimler ülkesi olsa ve ona bir başkent seçiyor olsak neresi olurdu? O başkent Gazze olurdu. Gazze yetim çocuklar şehri. Darül Eytam diye bir vakıf var. Ben Bilecik Valiliği yaptığım dönemden biliyorum. Abdülhamit Han da orada bir Darül Eytam adında bir mekan yaratmış. Bu bizim kültürümüzde de var aslında. Yetimlerin başının okşandığı medeniyet bizim medeniyetimiz. Yetimlere sahip çıkılan bir medeniyetimiz var. Yetim vakfı olarak da Gazze’ye özellikle sahip çıkmak gerekiyor. Yetimlerin baş şehrine sahip çıkmamız gerekiyor. Orada o kadar çok çocuk annesiz ve babasız kaldı ki oraya başka bir hassasiyet göstermemiz gerekiyor. Dünyanın içinden geçtiği şu dönemde bu tür programlar insanlara, insanlığın manasını hatırlatacak programlardır” şeklinde konuştu. 

 

BÜYÜKŞEHİR’E TEŞEKKÜR

Vatandaşların yoğun ilgisine teşekkür ederek konuşmasına başlayan İHH Kocaeli Şube Başkanı İsmail Yeşildal, “Kocaeli’de çok güzel bir gelenek oluştu. Artık insanlar 21 Aralık gününü iple çeker oldular. İnsanlarımız salonlara sığmadılar taştılar, dışarıda bir bu kadar daha insanımız var. İHH İnsani Yardım Vakfı Kocaeli Şubesi olarak 12 yıldır biz hizmet ediyoruz, bu programımızın da 12. yılı, gerçekten rabbim bize güzel eserler ortaya koymayı nasip etti. Bunda birçok kişi ve kurumun katkısı ve emeği var. Öncelikle Kocaeli Büyükşehir Belediyemize teşekkür etmek istiyorum. Ne zaman güzel bir iş yaptıysak bizi desteklediler. Tabi ki başta değerli başkanımıza da teşekkür etmek istiyoruz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

“Sizler, kararlılığın ve umudun simgelerisiniz”

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın, Dünya Engelliler Günü nedeniyle yayınladığı mesajda, “İnsanı insan yapan en değerli şeyin, yüreğindeki sevgi ve gönlündeki merhametti” dedi. Başkan Büyükakın, engelli bireylerin bu sevgi ve merhamet aynasında bizlere kararlılığın, umudun ve insan ruhunun sınır tanımaz gücününün simgesi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Onlar, tüm engelleri aşarak hayatın her alanında var olma mücadelesi verirken, aslında hepimize bir insanın neler başarabileceğini de gösteriyor. İnsan, insana emanettir sözünden hareketle bizler de Kocaeli’de her bireyin hayalini gerçekleştirebileceği, özgürce gezebileceği bir şehir oluşturma çabası içindeyiz. Çünkü bir şehir, içinde yaşayan herkes için erişilebilir, kapsayıcı ve adil olduğu ölçüde insanidir. Sevgiyle yoğrulan bir toplumun, her bireye dokunan bir medeniyetin ancak bu anlayışla yükselebileceğine inanıyoruz.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak, şehirdeki her bireyin hayatını daha yaşanabilir kılmak için projeler üretiyor, hizmetler sunuyoruz. Engelli bireylerimizin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatta hak ettiği yere ulaşması için attığımız her adımda onların gülen yüzü, bizim en büyük ödülümüzdür. Hepimiz biliyoruz ki sevgiyle dokunan eller, inançla kurulan bağlar, kararlılıkla atılan adımlar, hayata anlam katar. Bizler, “Birlikte Daha Güçlü Bir Kocaeli” diyerek, hiçbir bireyi geride bırakmayan bir anlayışı hakim kılmak için çalışıyoruz.

Hayallerine ulaşan bir gencin tebessümünde, engelleri aşan bir annenin azminde ve dayanışmanın sıcak dokunuşunda hepimizin geleceğe dair umutları büyür. Bizim görevimiz, bu umudu çoğaltmak, onların karşılaştığı tüm engelleri ortadan kaldırarak yaşamlarını kolaylaştırmaktır.

Dünya Engelliler Günü vesilesiyle, engelli bireylerimizin her biriyle gurur duyduğumuzu, her zaman yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Onların mutluluğu, bizim mutluluğumuzdur; onların hayalleri, bizim yol haritamızdır. Gönülleri engin, azimleri örnek olan tüm kardeşlerimizin bu anlamlı gününü kutluyor, ailelerine ve onlara destek olan herkese en kalbi şükranlarımı sunuyorum.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Çocuklarımıza önce biz rol model olacağız

Bu yıl “Savaşın ve Acının Edebiyatı” teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, yoğun ilgi ile Kocaeli Kongre Merkezinde devam ediyor. Akçakoca Salonunda yazarlar İlkay Buharalı, Ahmet Ümit, Saniye Bencik Kangal ve Merve Gülcemal kitapseverler ile bir araya geldi. Yazar Saniye Bencik Kangal, “Okurlarım soruyor, hocam çocuğum çok tablete ve telefona bakıyor, hiç elinden bırakmıyor. Ne yapmamız lazım? Önce biz rol model olacağız, önce biz elimizdeki telefonu biz bırakmalıyız. Çocuğumuz kitap okumuyorsa önce biz rol model olacağız’’ dedi.

 

“İNSAN OLUNUR MU? İNSAN DOĞULUR MU?”

“Çocuğumun Beyninde Neler Oluyor?” adlı söyleşide konuşan yazar Saniye Bencik Kangal, “Bir soru ile başlıyoruz. İnsan olunur mu insan doğulur mu?

İnsan olmanın birincil koşulu elbette dünyaya insan olarak gelmektir. Fiziksel olarak bir insan görünümüne sahip olmam demek beni insan yapmıyor. Benim insan olmam için başka bir şeye ihtiyacım var. Neye ihtiyacım var sosyal etkileşime ihtiyacım var. O nedenle biz insan olarak doğmuyoruz. İnsan oluyoruz. Bizler insan olmayı öğreniyoruz. Kimler aracılığı ile öğreniyoruz? Bebek doğdu eve geldi kimler var? Anne, baba, kardeş, babaanne, anneanne, dayı, amca, teyze, hala ve dede var. Bakın 10 kişiyi geçmiyor. Peki bunlar arasında en aktif kim? Anne, baba, kardeş varsa bakıma yardım eden dede, baba ama diğerleri evimize arada gelip çıkıyorlar. Dolayısı ile çocuğum insan olmayı nasıl öğrenecek? Benim gözlerime bakarak öğrenecek, benim cümlelerimle dünyaya bakış acımla benim tutumlarımla öğrenecek. Kurtla büyüyen kurt gibi olduğuna göre benimle büyüyende benim gibi olacak” dedi. 

 

BAŞKOMSER NEVZAT’I TANIYOR MUSUNUZ?

“Sıradışı Bir Kanun Adamı Başkomser Nevzat” adlı söyleşide konuşan ve Kocaeli Kitap Fuarının Türkiye’nin en başarılı kitap fuarlarından birisi olduğunu belirten şair ve yazar Ahmet Ümit, “Başkomser Nevzat’ı tanıyor musunuz, bu adamı siz bende çok seviyorsunuz, bende çok kıskanıyorum. Bir kısım okurlarımda Başkomser Nevzat sizsiniz, hayır ben gariban bir yazarım. Ben şimdi ilk polisiye yazmaya başladığım zaman kendi kendime bir şey söyledim. Dünyaca ünlü polisiye romanlarındaki sabit karakterlerin yerine her polisiye romanında farklı bir karakter ve hikaye olacak dedim. Nereden çıktı Başkomser Nevzat. Şöyle çıktı, Sis ve Gece’yi yazdım ve çok büyük bir ilgi gördü. O dönem ki gazeteciler çok ilgi gösteriyor, polisiye roman yazan bir adam çıkmış diye” şeklinde konuştu.

 

“BEN TÜRKİYE’Yİ BİRLEŞTİREN BİR YAZARIM”

Ülkedeki sorunlar ve olaylar üzerine de eserlerindeki hikaye ve konuların ele aldığını belirten Ahmet Ümit, “Hepimiz gibi sizler gibi Türkiye’de yaşayan herkes gibi ülkedeki yozlaşma, cinayetler, rahatsız olduğumuz şeyler, uyuşturucunun artması beni rahatsız ediyor. Bu Türkiye’de yaşayan her namuslu vatandaş gibi bu durumlar içimi acıtıyor. Ben Türkiye’yi birleştiren bir yazarım. Hepimizin farklı görüşleri olabilir, farklı inançlarımız olabilir farklı cinsiyetlerimiz tabi ki olacaktır. Biz hepsine saygı duyarız. Biz edebiyatla buluşan, güzellikle buluşan, iyilikle buluşan, doğrulukla buluşan, adaletle buluşan, özgürlükle buluşan, kimsenin kimseye karışmadığı bir anlayışa sahibiz. Benim romanlarımda bu vardır. Böyle bir Türkiye özlüyoruz. Herkesin kardeş olduğu, kimsenin kimseye başörtüsüne, eteğine, mini eteğine, başındaki örtüye, kıyafetine, inancına, inançsızına karışmadığı, hep beraber sımsıkı kenetlendiğimiz bir Türkiye istiyoruz. Böyle bir Türkiye’yi özlüyoruz. Çünkü bu ülke bunu hak ediyor. Bizim çok zengin, çok güzel bir kültürümüz var” dedi.

 

“İNSAN ALLAH İLE BAĞLARINI DUYGULAR ÜZERİNDEN OLUŞTURUR”

“Gençliği Kaybetmek mi? Kazanmak mı?” adlı söyleşide konuşan ve çocuklara yetişme döneminde gerekli uyarı ve önerilerin verilmesi gerektiğini ifade eden yazar Merve Gülcemal, “Çocuklarımıza hiç mi bir şey söylemeyeceğiz, tabi ki söyleyeceğiz. Ama tabi ki bu kabalıkla katı kalplilikle temeli oluşturmadan olmamalıdır. Gençliğe gelmeden başlıyor iş. Sen bir anda bina olsun istiyorsun ama sen daha binanın temelini atmamışsın. Bizim Allah sığınmakla beraber şu ehemmiyette olmamız lazım. Ben bu evladımın temelini elhamdülillah sağlam attım. Mayasını samimiyetle ihlasla bağlarımızı çok kuvvetli bir şekilde yaparak kardım. Bunu benim diyebilmem lazım. Bu nerede başlıyor, gençlikte değil, çocukluk bile değil bu bebeklikte başlıyor. Hatta bunun öncesine de gidebilirsiniz. Bir çocuğun din eğitimi eş seçiminde, genç kızlık, genç beyefendilik döneminde bile başlıyor. Peygamberimiz, yiyip içtiklerinize temiz olmasına dikkat edin evlatlarınız bunlardan hasıl olur diyor. Diyorlar ki; insan Allah ile bağlarını duygular üzerinden oluşturur. Sevgi, güven, korku, güç gibi kavramlar üzerinde Allah ile bağlarını kurar. Bu bağların temeli ne zaman ve kimlerle atılır. Çocuk, dünyaya geldiği ilk günden itibaren sevgi ve güven duygularını annesinden, korku, sığınma, güç duygu ve kavramlarının temellerini baba ile atar” dedi. Sunucu ve Yazar İlkay Buharalı ise “Uyanış ve Tuzakları” adlı söyleşisinde, medya dünyası iş hayatına ve YouTube programı tecrübelerini aktararak, kitapseverlere çeşitli tavsiyelerde bulundu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

“Filistin’de hedef çocuklar ve çocuk doğuran anneler”

Kocaeli’de düzenlenen kitap fuarında Filistin meselesine değinen Yazar Erem Şentürk, “Filistin’de hedef çocuklar ve çocuk doğuran anneler. Çünkü insanların çocuklarını öldürürseniz onların yaşama sevincini ve mücadele direncini kırarsınız. Çocuk yoksa direnmenin de bir anlamı yoktur. Çocuğun olmadığı yerde hayatın hiçbir anlamı kalmıyor” dedi.

Bu yıl “Savaşın ve Acının Edebiyatı” teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, yoğun ilgi ile devam ediyor. Karamürsel Alp Salonunda yazarlar Mine Sota ve Erem Şentürk kitapseverler ile bir araya geldi. Millet ve devlet için çocukların ve yeni nesillerin çok önemli olduğunu vurgulayan Yazar Erem Şentürk, “Şuan Filistin’de önce çocuklar öldürülüyor. Niye önce çocuklar öldürülüyor daha sonra anneler öldürülüyor. Doğrudan, şahsen, bilerek, kasten bir hedef var. Hedef çocuklar ve çocuk doğuran anneler. Neden böyle? Çünkü insanların çocuklarını öldürürseniz onların yaşama sevincini ve mücadele direncini kırarsınız. Çocuk yoksa direnmenin de bir anlamı yoktur. Bir ülkenin devamlılığı için nüfustan kıymetli başka hiçbir şey yoktur. Çocuk olmaz ise okul yapmaya gerek var mı? Dolayısı ile çocuk olmaz ise okula gerek olmadığı gibi aslında çocuğun olmadığı bir millette de devlete gerek yoktur. Ne yapacaksın devleti? Sınırlar, bayrak, devlet, millet, ülke ne gerek var ki bunlara. Çocuğun olmadığı yerde hayatın hiçbir anlamı kalmıyor. Dünyanın tüm sistemi alt üst oluyor. Eğer çocuk yoksa, yeni nesil yoksa, tüm sistem alt üst oluyor” diye konuştu.

“İnsanlık kadar büyük bir değer var mı?”

“Aklı Olan Delirsin” adlı söyleşide konuşan Yazar Mine Sota ise “Psikolojik bazda insanın, psikolojik rahatsızlıklara sebep olan şeyin en başında yaşadığı olayın anlamsızlığı gelir. Anlamını bulamadığınız şeyin anlamı yok değildir. O anlamsız değildir, biz ona anlam veremiyoruzdur. İyi insan olmak için gayret edenlerin gözünden anlarım. Onların duruşu ve samimiyeti bile başkadır. İnsan, dünyanın geri kalan sürecinde öyle bir sürece girdi ki artık sona yaklaştık. Bu sürecin sonunda sadece iyi insanların kalacağı ve tek geçerli akçenin iyi bir insan olmak olacağı bir sürece girdik. Merhametin adının enayilik olduğu bir dönemde, iyi niyetin saflık olarak algılandığı bir dönem, alttan almanın bir eziklik olduğu dönemde, hiçbir idealin paranın üzerine geçemediği daha doğrusu tercih edilmediği bir dönemde eğer kendinizi anlamlı bir hedef arıyorsanız; en azından insan kalmayı seçebilirsiniz. İnsanlık kadar büyük bir değer var mı?” şeklinde konuştu.

Öte yandan, sevilen şair ve yazar Sinan Yağmur, “Yunus Emre ve Yürek Terapisi” adlı söyleşi ile 14. Kocaeli Kitap Fuarı’na katıldı. Yağmur, ilgiyle izlenen söyleşinde, Yunus Emre’nin hayatından kıssalar anlatarak, bu önemli ozanın hayatının tüm insanlığa örnek olması gerektiğini söyledi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Prof. Dr. Erol Göka, “İnsan dünyaya aile olarak geldi”

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu 14. Kocaeli Kitap Fuarı, Kocaeli Kongre Merkezi’nde devam ediyor. 2020 yılında kültür ve sanat hayatına uzun süreli katkıları nedeniyle Türkiye Yazarlar Birliği’nin “Üstün Hizmet Ödülü”nü almaya hak kazanan Prof. Dr. Erol Göka, Kocaeli Kitap Fuarı’na konuk oldu. Selim Sırrı Paşa Salonu’nda “Günümüz Ailesinde Değişen Roller ve Sorunlar” adlı bir söyleşini gerçekleştiren Göka, “ İnsan dünyaya aile olarak geldi. Bu evrensel yapıyı sürdürmeliyiz” dedi.

 

“AİLEYİ KORUMALIYIZ”

Aile kavramının giderek azaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Göka, “Son yüzyılda en çok dibe vuran şeylerden birisi aile ve akrabalık. Sebebi ise dünyanın düzeni. Sizin çocuklarınız da giderek akrabalarınızı tanımayacak. Kötü ama gerçek. Aile her devirde var oldu. Aileyi korumalıyız. Evrensel insani değerlere bağlı olarak yaşamalıyız” ifadelerini kullandı.

 

“YAŞAMAK SANATA BENZER”

Dünya Ruh Sağlığı Günü dolayısıyla da düşünlerini katılımcılarla paylaşan Prof. Dr. Göka, ruhsal bakımdan sağlıklı olan insanların yaşama sorumluluğunu üstlenebilen insanlar olduğunu söyledi. Yaşamayı sanata benzeten Prof. Dr. Göka, sözlerini şu sözlerle tamamladı: “Psikolojik dayanıklılık göstermeliyiz. Hayatla baş edebilmenin yolu yaşamda var olan paradoksları doğru şekilde ele almaktır. Ancak bütün insanlar yalnızdır. Eşimizin yanındayken bile yalnızız. Çünkü onun bizim hissettiklerimizi hissetmek imkansızdır. Bu yalnızlığımızı kabul etmek zorundayız. Ancak yalnızlığımızı kabul ettiğimizde daha özgür hissederiz. Yaşamak bir sanattır. Her sanatta olduğu gibi sanatçılık ancak pratik tecrübe ile kazanılır.” Prof. Dr. Göka’ya konuşmasının sonunda Büyükşehir Belediyesi’nin Kocaeli’nin tanıtımı için hazırlamış olduğu “Havadan Fotoğraflarla Kocaeli” adlı kitap hediye edildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Başkan Tugay’dan akıllı yönetim sistemi hedefi “Dünyanın en ileri şehirlerinden biri haline gelmeyi hedefliyoruz”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2. Kamusal Hizmetlerde Yapay Zekâ Kullanımı Çalıştayı’na katıldı. Yeni nesil belediyecilik hizmeti sunmak için çalıştıklarını kaydeden Başkan Tugay, İzmir’i akıllı yönetim sistemleri konusunda dünyanın en ileri şehirlerinden biri haline getirmeyi hedeflediklerini söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi İnovasyon ve Teknoloji AŞ (İZTEKNOLOJİ) ile İzmir Planlama Ajansı (İZPA) iş birliğiyle gerçekleştirilen Kamusal Hizmetlerde Yapay Zekâ Kullanımı konulu çalıştayın ikincisi, Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Çalıştayda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Yeni nesil belediyecilik hizmeti sunmak için yola çıktık. ‘Akıllı Kent İzmir’ hedefimiz kapsamında teknolojik gelişmeleri, dijitalleşmeyi, yapay zekâ teknolojilerini kullanarak akıllı yönetim sistemlerini şehrimize taşıyacağız. Bu doğrultuda hedefimiz, kentimizi sadece Türkiye’nin değil dünyanın en ileri şehirlerinden biri haline getirmek” dedi.

“Daha fazla veriye ihtiyaç var”

Yapılan pek çok hizmette daha fazla veriye ve verileri daha hızlı analiz etmeye ihtiyaç olduğunu ifade eden Başkan Tugay, “Yapmaya çalıştığımız şey bu. Teknoloji şirketimizle, yapay zekâ konusunda araştırmalarımızla, hizmetlerimizi dijitalleştirerek hızlandırma çabamızla, aslında önümüzdeki 10-20 yılı hedefleyen çalışmalar yapıyoruz. Bu şehirde hatalı trafik düzenlemesi nedeniyle nerede trafiğin daha sıkıntılı olduğunu bilmek istiyorum. İnsanlar otobüs duraklarında daha az beklesin, doğru seferleri düzenleyelim diye hangi otobüs seferi verimli ya da verimsiz bilmek istiyorum. Enerji ve su verimliliği konusunda verileri neredeyse anlık analiz etmeye ihtiyacımız var. Bunlar için gelişme göstermek istiyoruz” dedi.

“Bırakalım teknoloji ilerlesin, bilim çalışsın”

Bilimin ve teknolojinin hangi noktalardan hangi konuma geldiğinin görülmesi ve anlaşılması gerektiğini belirten Başkan Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Teknoloji ve bilimi küçümsemeye çalışan insanları, teknolojiyi cep telefonu, araba ve uçağa indirgeyenleri çok komik buluyorum. Teknoloji, yaşamımızı kolaylaştıran bir şey ve bilim bizi daha çok insan yapıyor. Bir tarafımızda duygularıyla rengarenk bir dünyası olan bir varlık olarak insan var ama insanı insan yapan şey; öğrenen, öğretilen, öğrendikleri üzerine analiz eden, yeni şeyleri yapabilen varlık olması ve bunun sonu yok. Bence bizler insan olmanın iyi ve doğru yönlerini sahiplenmesini öğrendiğimizde, tüm evrenin değerini bilen insanlar dünyaya hakim olduğunda ne yapay zekâdan ne de başka insandan korkmamıza gerek kalmayacak. Bizi yok eden şey hırslarımız, hastalıklarımız, psikopatlıklarımız. İnsanların bunlardan arınması gerek. Bana göre insan ve makine, simbiyotik yaşam içinde yaşayacak ve o insanlar iyi insanla olacak. Tez zamanda hepimizin iyiliği için çalışmayı seçmek, hepimizin en önemli görevi. Bırakalım teknoloji ilerlesin, bilim çalışsın ve biz de işin parçası olalım.”

Yapay zekâ ve teknolojinin üç etkisi

Çalıştayda yapay zekânın geleceğine ilişkin konuşan İZPA Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu, teknolojinin üç etkisi olduğunu ve bu etkilerin yerine geçme, iş süreçlerini zenginleştirme ve ilham verme/tetikleme etkisi olduğunu belirtti. Konuşmasında verilerle örnekler veren Velibeyoğlu, “Yapay zekâ, iş verimliliğini yüzde 31 iyileştiriyor. Yüzde 21 oranında yeni iş sahaları açıyor. Yerine geçme etkisi ise herkesin korktuğu bir konu. Buna göre yapay zekâ, ABD’de yüzde 38, Almanya’da yüzde 35 otomasyon ile devam edecek. Bu da alışık olduğumuz bazı işlerin artık olmayacağı anlamına geliyor. En çok etkilenecek sektörler ulaşım, imalat sanayi ve ticaret gibi görünüyor. Bu da demektir ki bu alanlarda otomasyon etkisi yüksek hissedilecek. Verilere göre gelecekte yeni sınıf ortaya çıkacak. 50 yıl içinde nüfusun yüzde 80’i sadece yaşama hakkını kullanacak. Türkiye nüfusuna baktığımızda 2100’de ortalama yaş 52 olacak. 65 yaş üstü nüfus ise yüzde 35 olacak. Bu yüzden 80’in çoğunun işgücünden çekileceğini söyleyebiliriz. Bu da karanlık bir tablo çiziyor. Üçüncü etkide, yaratıcı düşünme noktasında insanlar hala biraz daha önde. Yapay zekâ, bağlam ve analiz konusunda daha zayıf. Fakat geldiğimiz noktada iki uç görünüyor. İlki, insan ve yapay zekânın birleşimi. İkincisi de yapay zekâ yeni yönetici sınıflar ve güç ilişkileri yaratacak. Bu da başka bir dünyanın kapısını aralıyor. Biz bunun eşiğindeyiz. Önemli olan, bunu nasıl yöneteceğimiz ya da bununla nasıl başa çıkacağız” değerlendirmesini yaptı.

“Dijital ikiz İzmir hedefi”

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZTEKNOLOJİ Genel Müdürü Emrecan Durmaz ise dijital ikiz İzmir hedefiyle hareket ettiklerini belirterek “Daha fazla vakit kaybetmeden somut projelerle bu süreci örelim istiyoruz. Akademisyenlerimizi, şehrimizin start up’larını, belediyemizin yöneticilerini somut projelerin konuşulacağı, konu başlıkları belli masalarda bir araya getirme hedefiyle toplandık. İnanıyorum ki bugünkü konu başlıklarımızda somut işleri planlayacağız ve yakın gelecekte ulaşım, altyapı, şehir planlama, afet ve iklim krizine kadar birçok konuda İzmir’in dijital ikizi üzerinden karar alabilecek noktaya geleceğiz” ifadelerini kullandı.

“Hızlı karar vermek, etkin ve verimli yönetmek istiyoruz”

Çalıştayda konuşan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, “Hem İZTEKNOLOJİ hem de İZPA ile yakın çalışıyoruz. Kentimize katkıda bulunmayı çok istiyoruz. Yapay zekâ, karar destek modelleriyle karar vericilerin önüne büyük resmi gösteren sistemdir. Karar verme hala insana kalacak. Yapay zekâ, doğru karar vermek için doneleri bir araya getiriyor. Asıl olan yine insandır. Kentin yararına bu teknolojiyi getirmeye çalışıyoruz. Hızlı karar vermek, etkin ve verimli yönetmek istiyoruz” sözlerine yer verdi.

Teknoloji ve gelecek

Çalıştay kapsamında Teknoloji ve Gelecek Danışmanı ve YouTube İçerik Üreticisi Elif Çetin de teknolojinin evrimi ve yapay zekâyla ilgili kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Çetin, teknolojinin gücünü iyi ve doğru şekilde kullanarak daha refah, daha sürdürülebilir, daha kapsayıcı bir gelecek inşa edilebileceğini vurguladı.

“Akıllı Kent İzmir” hedefi

“Akıllı Kent İzmir” hedefi çerçevesinde düzenlenen çalıştayda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üst düzey yöneticileri, ilgili birim sorumluları, akademisyenler ve girişimciler bir araya geldi. Programda gruplara ayrılan katılımcılar, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yapay zekâ teknolojilerinin nasıl kullanılabileceğini, dijitalleşme süreçlerini, veri odaklı çalışma yaklaşımlarını, veri analitiği ile süreçlerin ve kaynak kullanımının nasıl optimize edilebileceğini ve yapay zekâ sayesinde vatandaş memnuniyetinin nasıl artırılabileceğini tartıştı. Çalıştayda ulaşım ve kent planlama ile afet ve dirençlilik konularının dijital ikizi, toplu ulaşım, akıllı trafik, sosyal politikalar, çevre ve körfez, kültür, turizm ve spor, kentsel planlama, gıda ve tarım teknolojileri ile iletişim konu başlıklarında fikir üretildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Saliha Erdim, “Çocuklar, anne ve babalarının aynasıdır”

Bu yıl “Savaşın ve Acının Edebiyatı” teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, yoğun ilgi ile Kocaeli Kongre Merkezi’nde devam ediyor. Akçakoca Salonu’nda yazarlar Yavuz Yiğit ve Saliha Erdim kitapseverler ile bir araya geldi. Çocuğun 0-7 yaş dönemindeki aile eğitiminin çok önemli olduğunu vurgulayan Yazar Saliha Erdim, “Bu dönem çocuğun gördüğünün, sezdiğinin, hissettiğinin, hayatının her aşamasında onu etkileyecek kadar en derinlere kodlandığı dönemdir. Çocuklar anne ve babaların aynasıdır” dedi. 

 

“0-7 YAŞ HAYATIMIZIN ‘ÇÜNKÜ’ DÖNEMİDİR”

Allah’ın ‘insanı hiçbir şey bilmez olarak yaratık’ ayetine atıfta bulunan Yazar Saliha Erdim, “Rabbimiz buyuruyor ki, ‘biz insanı hiçbir şey bilmez olarak yarattık.’ Peki insan nerede öğreniyor, ailede öğreniyor. Nasıl öğreniyor? 0-7 yaş arasında öğrenerek öğreniyor. Anne ve baba ne yaparsa onu görüyor. Söylediklerini algılama, idrak etme ve gereğini yapma gibi akıl ve muhakeme olguları henüz olmadığı için soyut kavramaları görerek algılıyor. 0-7 yaş hayatımızın “çünkü” dönemidir. Bu da yaptıklarımızı modellediğimiz içindir. Çocuğa ‘başını niye kapatıyorsun’ derseniz ‘annem kapatıyor diye ben de kapatıyorum’ der. ‘Niye namaz kılıyorsun?’ ‘Çünkü babam namaz kılıyor’ der. ‘ Niye şunu yaptın çünkü abim de yapıyor’ der. O yüzden iyi bir insan yetiştirmek istiyorsanız; 0-7 yaş önemli. Dindar bir evlat yetiştirmek istiyorsanız; 0-7 yaş. İnsanları seven, insanlara değer veren, kendisine değer veren bir evlat yetiştirmek istiyorsanız; 0-7 yaş” şeklinde konuştu.

 

“EN AHLAKLI OLMAMIZ GEREKEN YER AİLEMİZDİR”

Yazar Erdim ilgiyle izlenen söyleşisinde anne ve baba arasındaki ilişkinin çocuğu doğrudan etkilediğine dikkat çekti  “Anne ve babanın birbirine bakışındaki duyguyu bile çocuk sezer. Anne ve baba birbirine güzel mi bakıyor sinirli mi bakıyor diye algılamalar yapar” diyen Erdim, “Çocuk anne ve baba arasındaki bakışı anlar, anne şudur baba şudur, çocuk olmak şudur diye tanımlar oluşturur. Kendi zihninde bunları bir anlama dönüştürür. Çocuğa nasihat verirsiniz çocuğum saygılı ol dersin, çok doğru bir söylemdir. Sen çocuğuna saygı duymazsan çocuk saygıyı öğrenemez. Anne ve baba, evde başka davranıp dışarıda başka davranırsa çocuk şunu öğrenir, dışarıda iyi olmak zorundasın evde nasıl olduğun önemli değil. Şuan toplumun  böyle bir derdi var. Dışarda melek içerde zehir zemberek. Bizim aile hayatımız en iyi halimizi sergilememiz gereken yerdir. En ahlaklı olmamız gereken yer ailemiz yani kalemiz. Ben eşime kötü davrandığımda çocuğumun dengesini bozacağımı bileceğim” ifadelerini kullandı.

 

“GÖSTERİŞ ÇAĞINDA YAŞIYORUZ”

Akçakoca Salonu’nda Yazar Yavuz Yiğit ise “Heyecan Aşısı Nasıl Yapılır?” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Y Kuşağına ait çocukların son sokak çocukları olduğunu, 2000’li yılların başında doğanların da bu çerçeve içerisine dahil edilebileceğini ifade eden yazar şöyle konuştu:  “Ama 2010’dan sonra doğan çocuklar artık sokak çocukları değil. Sokak kalmadı çünkü sokakta alan kalmadı. Eskiden aileler çocuklarını sokağa ve top sahasına rahatça gönderiyordu. Ama şimdi bakıyorum şuan çocuklarınızı, otobüse bindirip bir yere göndermezsiniz. Sokak çocuğu olmak insana takım çalışmasını katar, sokak çocukları daha dayanıklıdır.”

 

ÜÇ TEMEL SORUN

Günümüz çocuklarının üç temel sorunu olduğunu kaydeden; bunlardan birincisini ise bolluk paradosku olarak belirleyen yazar  şunları söyledi:  “Birçok seçeneğin içerisinde yaşıyorlar. Bu bolluk içerisinde çocuklarımız ve gençlerimiz tercihte bulunmada zorlanıyorlar. Bu devrin çocuklarının ikinci büyük sorunu; aşırı bir gösteriş çağında yaşıyoruz. Çocuklar ve gençler sosyal medyadan dünyanın birçok yerindeki en zevkli yiyecek ve eğlencesini görebiliyor. Ülkemizde gençlere soruluyor ‘elinizde imkân olsa yurt dışında yaşamak ister misiniz?’ Sonuçta yüzde 65, ‘evet yurt dışında yaşamak istiyorum’ diyor. Fransa’da bu durum yüzde 70, İngiltere’de yüzde 72, aslında oradaki gençlerde başka bir yerde yaşamak istiyor. Biz burada o kadar çok mutsuz hissettiriliyoruz. İnsanlık tarihin  en iyi çağını yaşıyor. 1980’de reflü olsanız midenizin yarısını alıyorlardı. Bugün hastalık bir ilaç ile tedavi ediliyor. 1930’da dünya ortalama yaşam ömrü 35, o dönemin müreffeh ülkelerinden İngiltere’de ortalama ömür süresi 40 yıldır. Ama şimdi biz daha mutsuzuz sebebi neden eskiden kimse bizim gözümüzün önünde bizi kıskandırmıyordu. Elinizde telefondan birçok farklı şehirdeki insanların faaliyetlerini görebiliyorsunuz. Ama aslında elindeki telefonunla mutlu da olabilirdin. Bu sosyal medya hayatımıza son 15 yılda soktu bir şeydir. Gençler ve çocuklarla alakalı üçüncü sorunumuzda dikkat dağınıklığı sorunu yaşıyoruz. Bu devirde dikkatinizi bir yere yarım saat odaklamanız bütün firmalar tamamen zarardır.”

 

İYİ, DOĞRU VE DÜRÜSTLÜK ERDEMLERİNİN ÖNEMİ

Konuşmasının son bölümünde çocukların ve gençlerin yetiştirilmesinde iyi, doğru ve dürüstlük gibi erdemlerin dikkate alınmasının gerekliliğine dikkat çeken Yazar Yiğit, film ve çizgi film karakterlerinden örnek vererek, çocukların ve gençlerin her zaman buradaki iyi karakterleri tutarak, tercih ederek ve bunun bilincinde olarak yetiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Yazar Yiğit, “Günün sonunda yetenekli çocuklar yetiştireceğiz evet, çocuklara bir dava vereceğiz ama erdemli  insan, insan haklarına saygılı insan yetiştireceğiz. İnsan onuruna değer veren bir çocuklar yetiştirmezsek, günün sonunda yetenekli bir çocuğun manası yok” dedi. Yazar Yiğit, söyleşisinin sonunda okurlarından gelen sorulara da yanıt verdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
EĞİTİM Tüm Eğitim Haberleri

Yazar Ayaz” Eğitim su gibi ekmek gibi bir ihtiyaçtır”

Bu yıl “Savaşın ve Acının Edebiyatı” teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, yoğun ilgi ile Kocaeli Kongre Merkezinde devam ediyor. Süleyman Paşa Salonundaki söyleşilerde yazarlar Mehmet Rıza Ayaz, Çiğdem Zülfikar, Erdal Kara ve Umut Dinçşahin kitapseverlerle bir araya geldi. Yazar Mehmet Rıza Ayaz, eğitimin gıda gibi hava gibi bir ihtiyaç olduğunu belirterek bir insanın, milletin ve devletin güçlü olabilmesi için iyi bir eğitim almasının şart olduğunu belirtti.

 

 

“KONSANTRASYON BİLİNÇLİ SEÇİMLER YAPMAYI SAĞLAR”

İnsanın farklı yaş dönemlerinde de farklı zihinsel kapasiteler ortaya çıkardığını ifade eden Araştırmacı Yazar Çiğdem Zülfikar “O yüzden kendini tanımak ve yönetmek konusunda ‘adanmak’ anahtarlardan bir tanesidir. Bir kişi düşünce kalıplarını değiştirdiği müddetçe hayatını değiştirebilir. Çevresel koşulları her zaman değiştiremezsin ama zihnimize bir bekçi ve filtre koyarak zihnimizi kontrol edebiliriz” şeklinde konuştu.

 

“EĞİTİM GERÇEK BİR İHTİYAÇTIR”

Süleyman Paşa Salonundaki “Çocuk Yaşta Evlilik ve Eğitimin Önemi” söyleşisinde konuşan Yazar Mehmet Rıza Ayaz, “İnsanı Allah beyin olarak çok büyük bir kapasite ile yaratmıştır. Beynimizi bilgi ile doğru ile her gün daha anlamlı şeylerle doldurmamız lazım. İnsanın kalbi ve beyni boşluğu kabul etmez. Eğer boşluk olursa orada başarısızlık gelir. İnsan öğrenmeye ve gelişmeye otomatik olarak yaratılmış ve bizim DNA yapımız buna göre programlanmıştır. Eğitim gerçek bir ihtiyaçtır. Hayatta gıda gibi barınma gibi eğitim de çok önemlidir. Bir insanın, bir milletin ve bir devletin güçlü olabilmesi için iyi bir eğitim, iyi bir öğretim görmesi gerekiyor” dedi.

 

“KIYAYA VURAN ÖYKÜ” KISA FİLMİ İZLENDİ

Savaş, savaşta yaşanan zorluklar ve çocukların savaşlarda yaşadığı zorluklar üzerine çeşitli değerlendirmelerde bulunan Yazar Erdal Kara’nın konuşmasından sonra yazarın kendisine ait “Kıyaya Vuran Öykü” adlı kısa filmin gösterimi gerçekleştirildi. Gösterim sonrasında Yazar Kara ve katılımcılar, kısa film üzerine değerlendirmelerini dile getirdiler. Yazar Umut Dinçşahin ise “Elveda Yorgunluk” adlı söyleşisinde yorgunluğun giderilmesine yönelik ve bu bağlanmadaki birçok konu hakkında katılımcılara sunum gerçekleştirdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Büyükakın: Gazze’de tüm değerler yok edildi

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Gazze’de devam eden İsrail saldırılarının 1. yıldönümünde acı ve gözyaşının dinmesi dileğiyle, “Uluslararası insan hakları örgütleri, basın kuruluşları ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu soykırıma daha ne kadar seyirci kalacak? Bu utancı ne kadar daha taşıyacaklar?” dedi.

 

BAŞKAN BÜYÜKAKIN’DAN AÇIKLAMA

Başkan Büyükakın, sosyal medya hesabında şunları kaydetti; “Bugün 7 Ekim. Bir yıldır süren İsrail saldırılarında, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere binlerce masum Filistinli hayatını kaybetti. 10 binden fazla Filistinli çocuk kayıp, 100 bine yakın insan yaralı ya da sakat durumda. Gazze’de zor şartlar altında görev yapan 172 gazeteci öldürüldü, 500’den fazla sağlık görevlisi ve insani yardım çalışanı hayatını kaybetti.

 

BUNA NE KADAR SEYİRCİ KALINACAK

Camiler, hastaneler, okullar ve ambulanslar hedef alındı. Tüm bu saldırılar, dünyanın gözleri önünde ve adeta meydan okunarak gerçekleştirildi.

Gazze’de sadece masum insanlar değil, aynı zamanda Birleşmiş Milletler sistemi, Batı’nın savunduğunu iddia ettiği değerler ve insanlığın adil bir dünyada yaşama umudu da yok edilmiştir. Uluslararası insan hakları örgütleri, basın kuruluşları ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu soykırıma daha ne kadar seyirci kalacak? Bu utancı ne kadar daha taşıyacaklar?

 

MAZLUMUN YANINDA OLDUK

Türkiye olarak, tarih boyunca her zaman mazlumun yanında durduk. Allah’ın izniyle, Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, ecdadımızdan aldığımız vicdanlı ve adaletli duruştan taviz vermeden, bir kuru ekmeğe, bir yudum suya, bir tas çorbaya muhtaç olan Gazzeli çocukların, kadınların ve mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version