Kartepe Belediyesi ile Kocaeli Kızılay Kan Merkezi işbirliğinde “Birbirimize Candan Bağlıyız” sloganıyla kan ve kök hücre bağış kampanyası düzenlendi.
Kartepe Belediyesi Hizmet Binası’nda 11’incisi gerçekleştirilen kampanya, personel ve vatandaşlardan ilgi gördü. Gün boyu süren etkinlikte gönüllü bağışçılar, hem kan hem de kök hücre bağışında bulunarak hayat kurtarmaya katkı sağladı.
Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman, kan ve kök hücre bağışının toplumsal bir sorumluluk olduğuna dikkat çekerek, “Kan bağışı bir hayat kurtarmaktır. Kartepe Belediyesi olarak bu tür sosyal sorumluluk projelerine her zaman destek olmaya devam edeceğiz. Gönüllü tüm bağışçılarımıza teşekkür ediyorum” dedi.
Etiket: Kan

Kars’ta mera ve muhtarlık anlaşmazlığı nedeniyle çıkan silahlı çatışmada babasının ölümünden sorumlu tuttuğu Maksut Beğtaş’ı Kocaeli’de öldüren sanık Uğurcan B., ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık, yaşadığı travmayı atlatamadığını ve Konya’da tedavi gördüğünü söyleyerek, “Olay sebebiyle pişman değilim” dedi.
Olay, 6 Ocak tarihinde 4 Temmuz Mahallesi Eski İzmit Caddesi’nde meydana geldi. ATM önünde bekleyen Maksut Beğtaş (56), Uğurcan B. tarafından silahlı saldırıya uğradı. Beğtaş kanlar içinde yerde kalırken, şüpheli ise olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekipleri, Beğtaş’ın hayatını kaybettiği belirlendi.
Olaya ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği, cinayeti işleyen Uğurcan B’yi (22) yakalamak için çalışma başlattı. Olayın ardından ticari taksiyle İstanbul Sancaktepe’ye kaçtığı belirlenen zanlı, polis ekiplerince suç aletiyle birlikte kıskıvrak yakalandı. İfadesi sonrasında Uğurcan B., emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Cinayet anı saniye saniye güvenlik kamerasına da yansıdı.
“Muhtarın evinde gerçekleştirecekleri saldırıya ilişkin bir toplantı yaptılar”
Olayla ilgili açılan davanın ilk duruşması, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma salonunda sadece tutuklu sanık Uğurcan B. ve taraf avukatları hazır bulundu. Olayı anlatan tutuklu sanık Uğurcan B., “Olaydan 3 yıl önce babam Hakan B. ve Maksut Beğtaş arasında muhtarlık ve mera ile ilgili bir anlaşmazlık başladı. 1 yıl kadar önce ise bu uyuşmazlığı çözmüştük ancak Maksut, ailesini toplayarak bize saldırmak için tekrar köye geldi. Muhtarın evinde gerçekleştirecekleri saldırıya ilişkin bir toplantı yaptılar. Bu toplantıya jandarma müdahalede bulundu ve şahıslar bulundukları yerden ayrıldılar ancak ertesi gün biz meradayken bize saldırıda bulundular. Maksut ve beraberinde Okan Beğtaş, Barış Kanat, Berat Beyhan, Murat Beyhan silahla üzerimize ateş açtılar. Olay esnasında yengem Gülen B. ve babam Hakan yaralandı. Olaya jandarma müdahale etti” dedi.
“Şahısların bize saldırısı sebebiyle babam yaralanarak vefat etti”
Kendisinin ve karşı taraftan bazı kişilerin o olay sebebiyle tutuklandığını belirten Uğurcan B., “Ben cezaevindeyken babam yaralandıktan 6 gün sonra vefat etti. 2 ay kadar tutuklu kaldıktan sonra tahliye oldum ancak karşı taraf hala cezaevindeydi. Çıktığımda ailem kan davası olmaması için olayın peşini bırakmamı istedi fakat ben yaşadığım bu olayı bir türlü atlatamamıştım, psikolojim bozuldu. Süreç içerisinde ailemle de geçinemedim. Kendimi toparlamak için Konya’ya geldim” diye konuştu.
“Maksut’u gördüğümde yine aklıma babamın vuruluş anı geldi”
Konya’da psikolojik tedavi gördüğünü söyleyen Uğurcan B., “Olayın meydana getirdiği sinir ve öfkeyi aşamadım, Maksut ve ailesinin bulunduğu yeri araştırmaya başladım. Bizim yaşadığımız yer küçük bir yer olduğu için herkes herkesi tanır, tamamen kendim araştırarak Maksut’un Karamürsel’de yaşadığını öğrendim. Olay günü Konya’dan Karamürsel’e geldim, araçla bir süre dolaştım, daha sonrasında kafeye oturdum. Bu süre içerisinde, ’Maksut ile karşılaşsam ne yaparım?’ diye düşündüm. Bu esnada Maksut’u bankanın önünden geçerken gördüm, peşinden gittim. Maksut’u gördüğümde yine aklıma babamın vuruluş anı geldi. Başka bir şey düşünemedim, arka arkaya ateş ettim, olay sonrasında koşarak uzaklaştım” şeklinde konuştu.
“Maksut, babamın ölümüne sebep olduğu için öfkeme yenildim, pişman değilim”
Uğurcan B., silahını Konya’da hayvan pazarındaki tanımadığı bir şahıstan temin ettiğini ifade ederek, “Kimseden yardım almadım. Kan davası gibi bir niyetim yoktu. Maksut, babamın ölümüne sebep olduğu için öfkeme yenildim. Kan davası gibi bir niyetim olsaydı maktulün hala köyde yaşamakta olan ailesine karşı da eylemim olurdu ancak Maksut Beğtaş babamın ölümünde doğrudan sorumlu olduğu için eylemi ona karşı gerçekleştirdim. Olay sebebiyle pişman değilim, tahliyemi istiyorum” ifadelerini kullandı.
Akıl sağlığı rapor istendi
Sanığın akıl sağlığının değerlendirilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan rapor talep edildi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilerek, duruşma ertelendi.
“Kardeşim Hakan’ı öldürmekten tutuklu”
Ayrıca, Maksut Beğtaş’ın kızı Canan Beğtaş’ın iddianamedeki ifadesine ulaşıldı. Beğtaş, “Hakan B.’nin öldürülmesi sebebiyle B. ailesi ile aramızda kan davası meydana geldi. Bu nedenle Karamürsel’e göç ettik. Hakan, muhtar olduğu sırada köyde meralarla ilgili kanunu uygulamaya başladı. Hakan B., babam Maksut Beğtaş’a; ’Bana 5 bin TL verirsen mera kanunu kaldırırım’ diye söyledi. Babam ise bunu kabul etmedi. Ardından Hakan B. ile babam Maksut arasında sürtüşmeler yaşandı. 2023 yılında muhtarlık seçiminde babam Hakan B’yi desteklemedi. Bu sebeple Hakan, babama daha çok kinlendi. 2023 yılı ağustos ayında Hakan ile dayımın ailesi arasında tartışmalar meydana geldi. Tartışmadan sonraki gün Hakan, dayımın evine doğru ateş etti. Bunun üzerine taraflar arasında silahlı çatışma oldu. Hakan yaralandı, ardından ise hayatını kaybetti. Kardeşim Okan Beğtaş da Hakan’ı öldürme suçundan tutuklandı, hala cezaevinde. Olayların daha da büyümemesi için biz de Kars’tan ailecek Karamürsel’e yerleştik, şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
Sigara ve tütün ürünleri yalnızca akciğerleri değil, ağız sağlığını da ciddi şekilde tehdit ediyor. Diş ve diş eti hastalıklarının temel nedenlerinden biri olan bu alışkanlık, aynı zamanda ağız kanseri riskini de artırıyor.
31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü kapsamında, Biruni Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden Prof. Dr. Burcu Karaduman, sigara ve elektronik sigaranın ağız sağlığındaki olumsuz etkilerine dikkat çekerek “Tütün ve tütün ürünlerinin tamamı ağız ve diş sağlığın da yıkıcı etkiye sahip. Sigara bırakıldıktan ilk 20 gün içinde hasar onarım süreci başlıyor” şeklinde konuştu.
Ağız sağlığına çifte tehdit
Prof. Dr. Karaduman’a göre sigara, ağız içindeki kan akışını yavaşlatarak diş etlerinin savunma sistemini zayıflatıyor. Tükürük üretimini azaltarak ağız florasının doğal dengesini bozuyor. Bunun sonucu olarak ağız kokusu, diş çürükleri ve diş taşı oluşumu gibi problemler yaygınlaşıyor. Sigara içenlerde diş eti kanaması gibi uyarı belirtileri daha az görülüyor çünkü nikotin damarları daraltarak bu sinyalleri gizleyebiliyor; bu da hastalığın fark edilmeden ilerlemesine neden olabiliyor.
Elektronik sigaralar da ciddi risk taşıyor
Elektronik sigaraların da masum olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Karaduman, bu cihazların sıvı nikotin, ağır metaller ve uçucu organik bileşikler gibi zararlı maddeler içerdiğini belirtti. Bu bileşenler ağızda iltihaplanma ve diş eti hastalıklarına yol açabiliyor. Geçici tat kaybının da kullanıcılar arasında sık görüldüğünü ifade eden Karaduman, elektronik sigaraların ağız kuruluğu oluşturarak diş eti problemlerini tetikleyebileceğini de söyledi.
Sigarayı bırakınca neler değişir
Karaduman, sigaranın bırakılmasının ardından diş etlerinde genellikle birkaç hafta içinde iyileşme gözlendiğini, ilk 20 gün içinde kan dolaşımının toparlandığını, bağışıklık sisteminin güçlendiğini ve ağız florasının yeniden denge kazandığını ifade etti. Bu süreçte geçici olarak diş eti kanamaları yaşanabileceğini, bunun iyileşme sürecinin doğal bir parçası olduğunu ve paniğe gerek olmadığını, bu durumda bir diş hekimiyle görüşmenin faydalı olacağını vurguladı.
Diş kaybı sadece estetik değil
Diş kaybının yalnızca estetik bir mesele olmadığını vurgulayan Karaduman, özellikle arka diş eksikliklerinin çiğnemeyi zorlaştırdığını, ön diş kayıplarının ise konuşma ve özgüveni olumsuz etkilediğini söyledi. Dişlerin aynı zamanda yüz şeklinin korunmasında da önemli bir işlevi olduğunu hatırlattı.
Ağız kanserinin farkındalığı düşük
Türkiye’de ağız kanseri konusundaki farkındalığın yetersiz olduğuna dikkat çeken Karaduman, her yıl yüzlerce kişinin bu hastalıkla karşılaştığını ve dilin yanları, ağız tabanı ile dudakların en çok etkilenen bölgeler olduğunu belirtti. 7-10 günden uzun süren yaralar, kırmızı veya beyaz lekeler, şişlikler ya da protezlerin aniden uyumsuz hale gelmesi gibi durumların ağız kanserinin erken belirtileri olabileceğini ifade etti.
Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde belediye binasının içinde bir ihalenin ardından çıkan kavgada eski MHP ilçe başkanının da aralarında bulunduğu 3 kişi yaralandı. Bıçaklama anı kameralara an be an yansırken, Kırkpınar başpehlivanlarından Ahmet Taşçı yaşananlara, “Esnafımızı bıçaklayanlar başkan yardımcısının odasından çıktı” diyerek tepki gösterdi.
Olay, 18 Mart Salı günü sabah saatlerinde Karamürsel Belediyesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, düzenlenen çay bahçesi ihalesi sonrası eski MHP Karamürsel ilçe Başkanı Çetin Öksüz ayağından bıçaklandı. Öksüz’ün yeğeni ve ismi öğrenilemeyen bir kişi daha yaralandı. Yaralılar, ilk müdahalelerinin ardından hastaneye kaldırıldı. Polis, 3 şüpheliyi gözaltına alındı.
Kavgada yaralanan Çetin Öksüz ile olaylara şahitlik eden eski başpehlivan Ahmet Taşçı, İhlas Haber Ajansı (İHA) Muhabirine açıklamalarda bulundu.
“Ahmet Çalık benim kanımı döktün”
Kavganın ihale ile ilgisinin olmadığını söyleyen Çetin Öksüz, “Belediye Başkanı Ahmet Çalık’ın açıklamalarını izlemekteyim.
Biz orada iki grup olarak gösteriliyoruz. Oraya biz ihaleye gitmedik kesinlikle. Biz ilçedeydik. Saldırganlar sözde oraya ihaleye geliyorlar. Biz asla oraya kavgaya gitmedik. Tabii, ses yükselmeleri oldu. Ben bu yüzden oğlumu dışarı çıkardım. Dışarda oğluma yönelik ’Mehmet kim?’ diye bağırdılar, Mehmet’e ’Hayırdır’ diyerek saldırdılar. Daha sonra Ahmet Bey (Çalık) çıkıp, ’Ben bu adamları tanımam’ diyor. Bu adamları tanıyorsun Ahmet Bey. Bu adamları tanıdığını da kanıtlayacağım. Benim kanımı döktün. 20 senedir, 40 sendir kan dökülmemiş, sen geldin 1 yılda kan döktürdün. Bu kanın bedelini de ödeyeceksin. Bunu tehdit olarak söylemiyorum, hukuki yolardan bu işin peşini bırakmayacağım. Yalan konuşmayacaksın Ahmet Çalık, yalan konuşmayacaksın. Biz oraya sadece seninle oturmaya ve haklarımızı savunmaya gelmiştik” dedi.
“İhaleye fesat karıştıran Ahmet Çalık’tır”
Karamürsel Belediyesi’nde güvenlik önleminin alınmadığına da dikkat çeken Öksüz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Orada ihaleye fesat karıştıran Ahmet Çalık’tır. Ahmet Çalık, ihalelerle uğraşacağına Karamürsel’i geliştirmek için uğraş. Eşine, dostuna söz vermiş olabilirsin. Söylediğim gibi, Ahmet Taşçı’nın yerini başkasına söz vermiş. Sen Ahmet abinin yerini nasıl söz verirsin? Ama senin bunu neden yaptığını biliyoruz, hırsın var. Kanım seni neden rahatsız etti? Neden benim kanımı döktün? Saldırganları neden oraya silahla, bıçakla sokturttun? İhale günü polis çağrılması lazımdı oraya ama sen bunu bilinçli yaptın. Polis olsa bunlar olmayacaktı, orada başka bir firmanın ihalesi vardı”
“Kişiye özel şartnameler uygulandı”
Olayların nasıl geliştiğini aktaran Ahmet Taşçı ise “Böyle bir olay yaşanmasını hiç istemezdik. Esnafa sorun çıkarıldı. İhaleye çıkacak yerlerle ilgili olarak çok farklı şartlar sunuldu esnafımıza. Tabii esnafımız bunlara razı gelmedi. Kişiye özel şartnameler uygulandığı duyulunca, hep beraber iki defa başkana (Ahmet Çalık) bu sorunları anlatmak için gittik. İkisinde de olumlu sonuç alamadık. En son gittiğimizde, bir arkadaşımızın kiralamış olduğu yere yaptığı yatırımların geri ödenmesine dair herhangi bir ibare bulunmadığından büyük bir mağduriyet yaşadığını gördük ve bunu başkanla görüşmek istedik ancak bir sonuç alamadık. İhalenin yapılacağı gün, yürütmeyi durdurma kararına ilişkin evrakı teslim etmek istediğimizde ise bu olaylar yaşandı” şeklinde konuştu.
“Esnafımızı bıçaklayanlar başkan yardımcısının odasından çıktı”
İhale gününü anlatan Taşçı, “İhale gününde çok dedikodu vardı. Özellikle bu kişilerin İstanbul’dan buraya geldikleri konuşuluyordu. Hatta olaylar olurken başkan yardımcısını odasından çıkıp bizim esnafımızı bıçaklayanlar bunlardır. Bunların da Karamürsel Belediye Başkan Yardımcısının odasında muhafaza edildiği halkın dilinde. Yaralanan 3 kişi var. Birisi Çetin Öksüz, diğeri onun yeğeni, biri de belediye başkan yardımcısının şoförü olduğunu söylüyorlar ama o bu konuya dair şikayetçi olmadı. Neden şikayetçi olmadığını da anlamadım. Diğer arkadaşlar hastaneye gitti. Hastanede yaraları tedavi edildi ve bugün evlerinde istirahatteler” dedi.
“Karamürsel’de yönetim eksiği olduğu ortaya çıkmıştır”
Taşçı, belediyeye uzlaşma için gidildiğini ancak böyle bir olayın yaşandığını ifade ederek, “Oraya anlaşmaya, uzlaşmaya gidilmişti fakat çıkan sonuç bu. İhale konusunu da başkana anlatamadık. Israrla kendi düşüncelerini, usulsüz olan kişiye özeli olan şartnameleri dikte etmiştir. Bu gün Karamürsel’de yönetim eksikliği olduğu ortaya çıkmışıdır. Çünkü 20 yıldır bu ihaleler oluyor ve herkesin hakkı korunarak bu ihaleler yapılıyordu. Ama bu yönetim her şeyi karmakarışık etti. Şuanda esnaf bu olaydan dolayı çok muzdarip. Halk çalkalanıyor. Bu durum adliyeye düşmüş durumda ve esnaf bu işin peşini bırakmayacak” diye konuştu.
Böbrek hastalığının dünyada ve Türkiye’de sık görülen bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Betül Kalender Gönüllü, “Böbrek hastalığından korunmak için sağlıklı beslenmek, hareketli olmak, ideal vücut ağırlığımızı korumak, kan basıncı ve kan şekerimizi ölçtürmek, tuzu azaltmak gerekmektedir” dedi.
VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Betül Kalender Gönüllü, 13 Mart Dünya Böbrek Günü dolayısıyla böbrek hastalığı ve sağlığı hakkında açıklamalarda bulundu.
Böbreklerin vücuttaki önemli organlardan biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gönüllü, “Yaşamımızın sürdürülmesinde, genel sağlığımızın korunmasında çok önemli görevleri vardır. İdrar oluşturarak kandan toksinleri ve fazla sıvıyı uzaklaştırırlar, kan basıncı kontrolünü sağlarlar. Kırmızı kan hücrelerinin üretiminden, D vitamininin aktifleşmesinden sorumludurlar. Böbrek hastalığında, yaşam süresini kısaltan kalp damar hastalıkları ortaya çıkmaktadır. Kısaca böbrekler vücudumuzdaki her organı, her hücreyi etkileyecek işlevlere sahiptir” dedi.
“Sık görülen bir hastalıktır”
Böbrek hastalığının dünyada ve Türkiye’de sık görülen bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Gönüllü, “Erken evrelerde genellikle belirti vermez. Böbrek hastalığına erken evrelerde tanı koyabilirsek, diyaliz/nakil gerektirecek aşamaya ilerlemesini durdurabiliriz. Diyabet, hipertansiyon, obezite, kalp damar hastalıkları, tekrarlayan böbrek taş hastalığı, ailede böbrek hastalığı olması gibi böbrek hastalığı riskinin yüksek olduğu kişilerde, basit kan ve idrar testleri ile erken evre/gizli böbrek hastalığı kolaylıkla tespit edilebilir. Erken evre böbrek hastalarında hastalığın ilerlemesini durduracak pek çok tedavi seçeneği vardır” diye konuştu.
“Tuz tüketimi azaltılmalı”
Böbrek hastalığını tedavi etmek yerine, bu hastalığı önlemenin daha sosyal ve ekonomik bir yaklaşım olduğunu belirten Gönüllü, “Böbrek hastalığından korunmak için, sağlıklı beslenmek, hareketli olmak, ideal vücut ağırlığımızı korumak, kan basıncı ve kan şekerimizi ölçtürmek, tuzu azaltmak gerekmektedir. Yeterli su içmek, sigaradan ve alkol tüketiminden kaçınmak, reçetesiz ilaç veya bitkisel ürün kullanmamak da önemlidir” ifadelerini kullandı.
“Düzenli kontroller yapılmalı”
Düzenli kontrollerin önemine de dikkat çeken Prof. Dr. Gönüllü, “Böbrek sağlığımızı korumak için, sağlıklı yaşam tarzını benimsemeliyiz. Eğer böbrek hastalığı risk grubundaysak, erken tanı için böbreklerimizi düzenli olarak kontrol ettirmeliyiz” şeklinde konuştu.
Soğuk havaların yüksek tansiyonu olan bireyler için endişe kaynağı olabileceğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ekmekci, “Ancak gerekli önlemleri alarak ve sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürerek soğuk havanın tansiyon üzerindeki etkilerini azaltmak mümkündür. Kendilerini sıcak tutacak önlemler alarak, susuz kalmayarak, aktif kalarak, stresi ve diyeti yöneterek tansiyon hastaları kış aylarında güvende ve sağlıklı kalabilirler” dedi.
VM Medical Park Pendik Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ekmekci, soğuk havanın tansiyon hastaları üzerindeki etkileri hakkında açıklamalarda bulundu.
Yüksek tansiyonu olan kişiler için soğuk havanın endişe kaynağı olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Ekmekci, “Kışın soğuğu, tansiyonun yükselmesine neden olarak kardiyovasküler komplikasyon riskini artırabilir. Vücudumuz soğuk sıcaklıklara maruz kaldığında, kan damarlarımız daralır veya büzülür. Bu daralma periferik (uç) direnci artırarak kalbin kan pompalamasını zorlaştırır. Sonuç olarak, kalp yeterli kan akışını sürdürmek için daha fazla çalışmak zorunda kalır ve bu da tansiyonda artışa neden olur. Ayrıca soğuk stres tepkisi adrenalin ve noradrenalin gibi hormonların salınımını tetikler ve bu durum da tansiyonun artmasına katkıda bulunur. Tüm bunların yanı sıra, soğuk hava vücudumuzun ısı kaybetmesine neden olarak ekstremitelere (kol ve bacaklara) giden kan akışının azalmasına yol açabilir. Kan akışındaki bu azalma, kan damarlarımızın daha da daralmasına ve kan basıncının daha da artmasına neden olabilir. Kırılması zor bir kısır döngüdür” diye konuştu.
“Soğuk havalarda kalp krizi ve felç riski artabilir”
Soğuk havalarda yüksek tansiyonun oluşturabileceği risklere değinen Prof. Dr. Ekmekci, “Yüksek tansiyon, kalp krizi, felç ve böbrek hastalığı dâhil olmak üzere kardiyovasküler hastalıklar için önemli bir risk faktörüdür. Soğuk havada kan basıncı yükseldiğinde, bu komplikasyonların riski artar. Ayrıca bilimsel çalışmalar kış aylarında kalp krizi ve felç sayısının arttığını göstermiştir” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ekmekci, ayrıca, yüksek tansiyonun aşağıdaki komplikasyonlara da yol açabileceğini belirtti:
“Böbrek hasarı: Yüksek tansiyon böbreklere zarar vererek kronik böbrek hastalığına veya hatta böbrek yetmezliğine yol açabilir.
Görme kaybı: Yüksek tansiyon gözlerdeki kan damarlarına zarar vererek görme kaybına veya hatta körlüğe yol açabilir.
Periferik arter hastalığı: Yüksek tansiyon, bacaklardaki ve kollardaki kan damarlarının daralmasına neden olarak ağrıya, uyuşukluğa ve güçsüzlüğe yol açabilir.”
“Alınabilecek önlemler”
Soğuk havalarda tansiyon hastası olan bireylerin nelere dikkat etmeleri gerektiğinden bahseden Prof. Dr. Ekmekci, “Soğuk havada yüksek tansiyonla ilişkili riskler önemli olsa da, bunları azaltmak için atılabilecek adımlar vardır. Vücut ısısını korumak ve soğuk stresini önleyecek giysiler giyin. Bunlara şapka, atkı, eldiven ve sıcak çoraplar da dâhildir. Özellikle aşırı soğuk havalarda (ayaz havası) uzun süre soğuk havaya maruz kalmaktan kaçının. Herhangi bir değişikliği tespit etmek için tansiyonunuzu düzenli kontrol edin. Bu, evde bir tansiyon cihazı veya bir sağlık hizmeti sağlayıcısının ofisinde yapılabilir. Hipertansiyonu kötüleştirebilecek dehidratasyonu önlemek için bol sıvı için. Günde kabaca 8 bardak su içmeyi hedefleyin. Soğuk stres tepkisini en aza indirmek için evden çıkamadığımız zamanlarda stres azaltıcı aktivitelere katılın” ifadelerini kullandı.
“Soğuk havalarda tansiyon hastaları için beslenme önerileri”
Kış aylarında sağlıklı tansiyonu korumak için dengeli beslenmenin çok önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ekmekci, “Potasyum alımı artırılmalıdır. Muz, yapraklı yeşillikler ve tatlı patates gibi potasyum açısından zengin yiyecekler tansiyonu düşürmeye yardımcı olabilir. Doyurucu çorbalar ve güveçler vücut ısısını korumaya ve temel besinleri sağlamaya yardımcı olabilir. Susuz kalmamak ve sıcak kalmak için çay veya ıhlamur gibi sıcak içecekler içilebilir. Hipertansiyonu artırabileceğinden aşırı tuz tüketiminden kaçının” açıklamasında bulundu.
“Egzersiz ve fiziksel aktivitenin önemi”
Soğuk havalarda bile kardiyovasküler sağlığı korumak için düzenli egzersizin şart olduğunu belirten Prof. Dr. Ekmekci, “Hareketli bir yaşam tarzı ile tansiyon düşürülebilir, dolaşım iyileştirilebilir, kardiyovasküler zindelik artırılabilir ve stresi azaltılabilir. Ancak soğuk havalarda egzersiz yaparken önlem almak da çok önemlidir. Herhangi bir yeni egzersiz programına başlamadan önce, güvenli ve etkili olduğundan emin olmak için bir kalp muayenesinden geçin. Vücut ısısını korumak ve soğuk stresini önleyici giysiler giyin. Egzersiz sırasında yeterli sıvı alın. Aşırı soğuk havalarda egzersiz yapmaktan kaçının” dedi.
“Uzman hekime mutlaka danışılmalı”
Kış aylarının yüksek tansiyonu olan kişiler için zorlayıcı olabileceğini fakat alınabilecek önlemlerle olumsuz etkilerden korunulabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Ekmekci, “Ancak gerekli önlemleri alarak ve sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürerek soğuk havanın tansiyon üzerindeki etkilerini azaltmak mümkündür. Tansiyon hastaları kendilerini sıcak tutacak önlemler alarak susuz kalmayarak, aktif olarak, stresi ve diyeti yöneterek kış aylarında güvende ve sağlıklı kalabilirler. Unutmayın, herhangi bir yeni egzersiz veya diyet programına başlamadan önce bir değerlendirmeden geçmek ve kardiyovasküler sağlığı izlemek için düzenli kontroller yapmak önemlidir. Doğru yaklaşımla tüm yıl boyunca sağlıklı ve mutlu kalmak mümkündür” dedi.
Ramazan öncesi kritik seviye
Kış aylarının gelmesiyle birlikte artan hastalıklarla ters orantılı olarak kan bağış oranları düşen Türk Kızılay’da stoklar alarm veriyor. Yaklaşan ramazan ayı öncesinde bağışların daha da düşeceğini öngören Kızılay yetkilileri, stokları doldurabilmek için vatandaşlara kan bağışı çağrısı yaptı.
Kan stoklarının riskli seviyeye düştüğünü, kış aylarının ve ramazanın kan bağışına etkisini, afet durumunda beslenme görevlerine ilişkin kapasitelerini test ettiklerini ve 2024 yılı rakamlarını paylaşan Türk Kızılay Kocaeli İl Merkezi Başkanı İbrahim Pay, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu.
“Kan stoklarımız şu an oldukça düşük seviyede”
Kış aylarında hastalıkların artmasıyla kan bağışının azaldığının altını çizen Pay, “İnsanlar kendini korumak için evlerinden çıkmıyor. Hastalıklar ve gribal enfeksiyonlar kan bağışını azaltıyor. Bizim kan stoklarımız riskli seviyelere geldi. Kan stoklarımız şu an oldukça düşük seviyede. Önümüz de ramazan. İnsanımız oruçlu oluyor. Ramazanda da kan bağışında süre kısıtı oluyor, iftardan sonraya kalıyor. İsteriz ki ramazan öncesinde bu konuda vatandaşlarımız daha çok kan bağışı yaparak ramazanı daha rahat geçirmemizi sağlasın. Ramazana kadar kış ayı için stoklarımızı yükseltmemiz gerekiyor. Hemşehrilerimizden ve vatandaşlarımızdan bu konuda kan bağışı desteklerini rica ediyoruz. Değerli iyilikseverlerimizi kan vermeye davet ediyorum. Kan versinler, can versinler. Kan versinler bir vatandaşımızın can dostu olsunlar. Kan acil değil, sürekli bir ihtiyaçtır. Bütün vatandaşlarımızı kan vermeye davet ediyorum” dedi.
Ramazan da iftar sonrası gece 00.00’a kadar açık olacak
Kocaeli’de 3 noktada sabit kan alma merkezleri olduğunu belirten Pay, “Kocaeli’de kan vermek isteyen bağışçılarımız Yahya Kaptan’daki kan merkezimize ve Gebze Kent Meydanı’ndaki kan alma noktamıza her gün saat 18.30’da kadar, Anıtpark’taki sabit kan alım noktamıza ise haftanın 6 günü saat 18.30’a kadar bağışlarını yapabilirler. Ramazan ayında ise iftardan sonra her gün gece 24.00’e kadar kan alma noktalarımız hizmet vermeye devam edecek. Kurum ve kuruluşlarımız, özel sektör, firmalar, fabrikalar, kamu kurumlarımız bize toplu halde kan vereceklerine dair talep oluşturduklarında da biz seyyar ekiplerimizle o mahalde kan bağışlarını kabul ediyoruz. Bu konuda kamu kurumlarımız bize desteği var. Ama bir miktar daha fazla yaparak- kan bağışlayan işçilere o gün bir saat izin vermek gibi, öğleden sonra evine gitmesi gibi- genel işleyişi aksatmayacak şekilde pozitif ayrımcılık yapmalarını bekliyoruz” diye konuştu.
“350 bin insanımıza dokunduk”
Kan bağışı dışındaki desteklere de değinen ve her vatandaşa ulaşmak istediklerini kaydeden İbrahim Pay, “Kentimizde 2024 yılında yaklaşık 350 bin insanımıza dokunduk. Yarıya yakını kıyafet, gıda kolisi, kırtasiye desteği olmak üzere sosyo-ekonomik destek. Diğer etkinliklerimizde de vatandaşımızla beraber olduk. Hedefimiz; daha çok vatandaşımıza ulaşmak. Türkiye’de ise geçtiğimiz sene Kızılay yaklaşık 45 milyon insanımıza ulaştı. Biz de kentimizde bu paralelde sayıyı yükseltmek istiyoruz. Ayrıca önümüz malum ramazan. Bağışçılarımızın zekat, fidye ve fitrelerine veya diğer bağışlarına talibiz. İhtiyaç sahiplerine ramazan ayı özelinde gıda kolisi dağıtıyoruz. Nakdi yardımlarımız var. İnsanın yüzünde tebessüm oluşturacak her türlü sosyo-ekonomik ve psikolojik katkıyı yapmaya çalışıyoruz. Asrın felaketinin 2.yıldönümüydü. Depremde şehit olan tüm vatandaşlarımıza ve Kızılaycılarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Şu an Kızılay deprem bölgesinde halen faaliyetlerini sürdürmekte. En son kişi sağ salim evine huzur içine çıkana kadar biz orada olacağız. Halen aşevi yemek faaliyetlerimiz devam etmekte. Gençlerimiz liseye ve üniversiteye hazırlansın diye kütüphaneler yapıyoruz. İlk planda 10-12 kütüphane olacak şekilde çalışmalarımız var” ifadelerini kullandı.
“Bugün bana, yarın başkasına lazım olur. Vatandaşlık görevimiz”
Kan veren bir vatandaş, “Vatandaşlık görevimizi yerine getirdik. Bu her vatandaş için geçerlidir. Kan vermek vücudun yenilenmesini sağlıyor, bağışlık sistemini düzenliyor. İnsanların sağlığı açısından da kan vermek daha verimli olduğu için veriyoruz. Herkesi vatandaşlık görevini yerine getirsin” dedi.
Farklı nedenlerle kan bağışı yapmak üzere Kızılay Kocaeli Kan Bağış Merkezi’ne giden gönüllü bağışçılardan Oğuzhan Koç, “Düzenli olarak Kızılay kan bağışçısıyım. Sizleri de kan vermek için buralara bekliyoruz. Kan vermek hayat kurtarır. Bunun için sizleri de burada görmek isteriz. Gelin hep beraber kan kardeşi olalım” diye konuştu.
“Herkes kan versin”
Kan bağışında bulunmadan önce form dolduran, ardından şeker ve tansiyonu ölçülen, geçmiş rahatsızlıklarını da dile getirdikten sonra Kızılay’ın doktoruyla birebir görüşen Selim Deniz, sonrasında kan verdi. Vatandaşlara çağrıdan bulunan Deniz, “Arkadaşım ameliyat olduğu için kan verdim. Daha önce de vermiştim. Herkes kan versin isterim. Yeter ki sağlık olsun. Başka bir şey istemiyorum” ifadelerini kullandı.
“Hepimiz kan vermeye daha çok gelmeliyiz”
Oğlu Burak Bostan ile birlikte yakınına kan vermek için bağışta bulunan Yusuf Bostan, “İnsanlara sağlık açısından ve hastalara destek açısından kan vermek iyi bir şey. Lütfen herkes kan versin” dedi. Burak Bostan ise “Hepimiz kan vermeye daha çok gelmeliyiz. 3 ayda bir kan vermeye devam etmeliyiz. İnsanların ihtiyacı olduğu için kan vermeliyiz. Bugün bize, yarın hepimize. Bugün kan bize gelir, yarın hepimize yardımcı olur. Hepimiz kan vermeye devam edelim” şeklinde konuştu.
Ayak yarası ve baldırında ağrı şikayeti olan kişilerin damarlarının tıkanık olabileceği uyarısında bulunan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Yesin, “Kolunuz veya bacağınız aniden ağrılı, soğuk ve soluk hale gelirse hemen hastaneye gidin. Periferik arter hastalığı nedeniyle atardamarınız tıkanmış olabilir. Gecikme durumunda hayati risk söz konusu olabilir” dedi.
VM Medical Park Kocaeli Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Yesin, özellikle şeker hastalığı olanlarda ve sigara içenlerde çok sık görülen periferik arter hastalığı hakkında uyarılarda bulundu. Periferik arter hastalığının, tıpta “periferik atardamar hastalığı” olarak da bilindiğini ifade eden Doç. Dr. Yesin, “Periferik arter hastalığı, genellikle bacağınızdaki bir atardamarın kısmen veya tamamen tıkanmasıdır. Bu tıkanıklık, yıllar içinde yavaşça veya aniden meydana gelebilir. Kan vücudunuzun bazı bölgelerine ulaşamazsa, doku oksijen eksikliğinden ölür” dedi.
“Sigara içenler, yüksek tansiyon, diyabet ve yüksek kolesterollü kişiler risk altında”
Periferik arter hastalığının sigara içenlerde ve yüksek tansiyon, diyabet ve yüksek kolesterolü olan kişilerde daha fazla görüldüğünü işaret eden Doç. Dr. Mahmut Yesin, şu bilgileri paylaştı:
“Hastalığın belirtileri arasında yürürken gelen ve dinlendiğinizde geçen bir bacakta ağrı veya kramplar bulunur. Şiddetli periferik arter hastalığında ise, bacağınız sürekli ağrıyabilir ve cilt yaralarınız olabilir. Bacak atardamarınız aniden tamamen tıkanırsa, kangren olur ve tıkanıklık hemen açılmazsa ampütasyona (kesilmesine) dahi sebep olabilir. Bu yüzden, kolunuz veya bacağınız aniden ağrılı, soğuk ve soluk hale gelirse hemen hastaneye gidin. Atardamarınız tıkanmış olabilir”
Periferik arter hastalığında riski artıran bazı faktörler olduğunu işaret eden Doç. Dr. Mahmut Yesin, bunlar arasında ateroskleroz (damar sertleşmesi, yağlanması), sigara içmek, diyabet, yüksek kolesterol, ailede damar hastalığının varlığı, erkek olmak ve obez olmanın en büyük risk faktörleri olarak başta geldiğini belirtti.
“Bu belirtilere dikkat edilmeli”
Mahmut Yesin, periferik arter hastalığında atardamarın kişide zamanla daralması sonucu görülen belirtileri ise şöyle sıraladı:
“Yürüdüğünüzde oluşan ve kısa bir dinlenmeyle geçen bacakta ağrı, sızı, kramp veya yorgunluk hissi (aralıklı topallama), eskiden olduğu kadar uzağa yürüyememe, dinlenirken bile ağrı hissetme, ayak parmaklarınızda veya topuğunuzda yaralar, iyileşmesi uzun süren cilt yaraları. Belirtileriniz aniden kötüleşirse, hemen bir doktora görünün”
“Tedavide ilaç ya da anjiyo uygulanabilir”
Periferik arter hastalığında tedavi yollarına değinen Doç. Dr. Mahmut Yesin, kan akışını artırmaya yardımcı olan ilaçların kullanılabileceğini veya gerekmesi durumunda anjiyoplasti (balon-stent tedavisi) uygulanabileceğini ifade etti. Doç. Dr. Yesin, geç kalınmış vakalarda eğer kol veya bacak hücreleri ölmüşse, ilgili organın kesilmesi (cerrahi olarak çıkarılması) gerekebileceğini de sözlerine ekledi.
“Periferik arter hastalığını önlemek için 9 hayati öneri”
Periferik arter hastalığının bazı hayat tarzı değişiklikleri ve önlemlerle önlenebileceğini işaret eden Mahmut Yesin, “igara içmeyi bırakın. Haftada 3 gün, günde en az 30 dakika yürüyün. Kan damarlarınızı daraltan soğuktan kaçının. Bazı soğuk algınlığı ve sinüs ilaçları gibi kan damarlarınızı daraltan belirli ilaçlardan kaçının. Yara ve enfeksiyonları önlemek için ayaklarınıza iyi bakın. Kan şekeri seviyenizi kontrol edin (diyabetiniz varsa). Kan basıncınızı ve kolesterol seviyenizi düşürün. Kilo verin. Aktif olun ve egzersiz yapın” ifadelerini kullandı.
“Erken teşhisle bacak kesilmelerinin önüne geçilebilir”
Erken teşhis konulduğunda periferik arter hastalığının tedavisinin çok kolay olup bacak kesilmelerinin önüne geçilmesinin mümkün olduğunu dile getiren Doç. Dr. Mahmut Yesin, “Ameliyatsız yöntemle damarlar açıldıktan sonra yaralar daha hızlı iyileşir ve ampütasyon riski neredeyse tamamen ortadan kalkar” şeklinde konuştu.
Kartepe’de kan ve kök hücre bağışı
Kartepe’de “Birbirimize Candan Bağlıyız” sloganıyla düzenlenen kan ve kök hücre bağış kampanyasına vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
“Birbirimize Candan Bağlıyız” sloganıyla Kartepe Belediyesi ve Kocaeli Kızılay Kan Merkezi Müdürlüğü’nün işbirliğinde düzenlenen kan ve kök hücre bağış kampanyası büyük ilgi gördü. Kartepe Belediyesi Hizmet Binası’nda düzenlenen kan bağışına belediye başkan yardımcıları, birim müdürleri, muhtarlar, belediye personelinin yanı sıra vatandaşlarda yoğun ilgi gösterdi. Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman, kan bağışının önemine dikkat çekerek, “Kan bağışı, insan hayatını kurtarmanın en etkili yollarından biridir. Herkesin düzenli olarak bu sorumluluğu üstlenmesi gerekir. Düzenlediğimiz bu kampanya ile hemşehrilerimizin duyarlılığını bir kez daha görmek beni gururlandırdı. Katılım gösteren vatandaşlarımıza, çalışma arkadaşlarıma ve Kızılay ekibine yürekten teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.
Kartepe Belediyesi, bu tür organizasyonların devam edeceğini belirterek, tüm vatandaşları kan bağışı konusunda daha duyarlı olmaya davet etti.
Başiskele’de Dünya Diyabet Günü dolayısıyla vatandaşlara ücretsiz kan şekeri ölçümü yapıldı.
Başiskele Belediyesi ve İlçe Sağlık Müdürlüğü iş birliğinde Barbaros Mahallesi Kapalı Semt Pazarı önünde kurulan stantlarda vatandaşları diyabet hastalığı konusunda bilinçlendirmek için ücretsiz kan şekeri ölçümü yapıldı. Açlık ve tokluk kan şekerleri yüksek çıkan vatandaşlara, diyabet hastalığı hakkında bilgiler vererek sağlıklı beslenme konularında uyarılarda bulunuldu. Etkinlikte diyabet konusunda bilgilendirici broşürler dağıtıldı. Etkinlikte kolon kanserine de dikkat çekmek amacıyla vatandaşlara gaitada gizli kan kiti de verildi.