Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 26. yılında, Türkiye tarihinin en büyük kentsel dönüşüm projelerinden biri olan İzmit Cedit Mahallesi’ndeki şantiye alanında açıklamalarda bulundu. Kentsel dönüşüm çalışmalarının hız kesmeden sürdüğüne dikkati çeken Büyükakın, “Depreme güvenli, başınıza yıkılmayacak, eskisinden daha değerli, yollarına itfaiye araçlarının girebildiği, daha güvenli, daha konforlu bir yaşam alanı oluşuyor” dedi.
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin merkez üssü Kocaeli, felaketin 26. yılında yaralarını sarmaya ve geleceğe daha güvenli hazırlanmaya devam ediyor. Bu süreçte öncü bir rol üstlenen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, deprem kuşağında yer alan kentte benzer acıların tekrarlanmaması adına kentsel dönüşüm projelerini kararlılıkla sürdürüyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile koordineli şekilde yürütülen çalışmalarla, zamanla yıpranmış riskli yapıların yerine depreme dayanıklı ve güvenli yaşam alanları inşa ediliyor.
Bu kapsamda hayata geçirilen en büyük projelerden biri olan İzmit Cedit Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi, TOKİ işbirliğiyle yürütülüyor. 126 dönümlük alanda gerçekleştirilen projede, hak sahipleriyle yüzde 99 gibi rekor bir uzlaşma oranına ulaşıldı.
“4 yapı mahkeme sürecinde”
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Türkiye tarihinin en büyük kentsel dönüşüm projelerinden biri olan İzmit Cedit Mahallesi’ndeki şantiye alanında, kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında değerlendirmelerde bulundu. 1999 depreminden sonra kentte yaklaşık 1500 orta hasarlı bina tespit edildiğini aktaran Büyükakın, “Binaların sahipleri ’Biz bu binaları yapacağız’ dediğinde o haliyle kalıyordu. Ama biz ikna ederek, ’Biz yıkalım, yıkma imkanınız yoksa belediye imkanlarıyla yıkalım’ vesaire diyerek yaklaşık işte bin 100, bin 200 bandına indi. Yeterli mi? Yeterli değil ama insanlar ’Biz bu binayı güçlendireceğiz’ dediklerinde de bizim o binayı yıkma şansımız yok. 4’ü tarihi eser olan 28 ağır hasarlı yapı vardı. Bunların da 4’ü mahkeme sürecinde ama geri kalanların bir şekilde yıkımını gerçekleştirdik” dedi.
“Nerelerde dönüşüm yapılması gerektiğini biliyoruz”
Büyükakın, kentteki mevcut yapı stokunun yüzde 51’inin 1999 depreminden önce inşa edildiğini ve bu binaların ciddiyetle incelenmesi gerektiğini belirterek, “Onları da tamamladık. Onlarla ilgili gerekli çalışmaları bitirdik ve nerelerde dönüşüm yapılması gerektiğini biliyoruz ve yapıyoruz” diye konuştu.
“Toplamda 150 bin bağımsız birimin dönüştürülmesi için çalışmalar devam ediliyor”
Bu kapsamda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile birlikte toplam 15 noktada kentsel dönüşüm çalışması gerçekleştirdiklerini ifade eden Büyükakın, şöyle konuştu:
“Depremden bugüne kadar da gerek belediyemizin Kent Konut şirketi, gerekse TOKİ eliyle kentte yaklaşık 30 bin konut üretimi gerçekleştirildi. Önümüzdeki süreçte de toplamda 150 bin bağımsız birimin dönüştürülmesi için çalışmalar devam ediliyor. Bunlar kolay işler değil. Hakikaten çok teferruatlı, zor, hassas bir şekilde yürütülmesi gereken işler. Ona gayret ediyoruz. Her bir yeri, kendine has özellikleriyle değerlendiriyoruz. Çünkü her nokta aynı değil. Şu an içinde bulunduğumuz yerle, şehrin merkezinde, yürüyüş yolunun olduğu bölge aynı yerler değiller ya da daha yukarıdaki bir bölge aynı yer değil. Her birinin kendi içinde, şartları farklı farklı. Ayrı ayrı çalışıyoruz her birinde. İnşallah 10 yıllık bir zaman dilimi içinde bu çalışmaların yola girmiş olmasını hedefliyoruz”
“Daha konforlu bir yaşam alanı oluşuyor”
Dönüşüm sürecinde vatandaşların fedakarlık gösterdiğini ancak sonucun herkes için kazançlı olduğunu vurgulayan Başkan Büyükakın, bu çalışmanın getireceği değere dikkati çekerek, “Bu mahallede bir daire 2 milyon lira, 3 milyon lira bandındaysa, bu binalar bittiğinde bunlar da 5 milyon, 6 milyon lira bandında oluyor. Evet bu arada buradan taşınanların bir yerde yeni yaşam kurmaları gerekiyor, kira ödüyorlar, verdiğimiz destekler onları tam karşılamıyor. Bunların hepsi doğru ama sonuçta da depreme güvenli, başınıza yıkılmayacak, eskisinden daha değerli, yollarına itfaiye araçlarının girebildiği, daha güvenli, daha konforlu bir yaşam alanı oluşuyor. Burada işte bu dengeyi gözetmek lazım. Orada işleri kolaylaştırmak lazım” diye konuştu.
“Bu binalar yenilenecek”
Depremin değil, dayanıksız binaların öldürdüğünü bir kez daha hatırlatan Büyükakın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1999 depreminin üzerinden 26 yıl geçti. Depremde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyoruz. ’Keşke olmasaydı. Allah bir daha göstermesin’ diyoruz. Ama şunu da biliyoruz ki deprem öldürmüyor, binalar öldürüyor. Depremde eğer siz yer yüzeyinde oluşan yarığın içine düşmediyseniz, depremden dolayı ölmüyorsunuz. Ya da başınıza bir şey düşmediyse, ağaç devrilmediyse. Binanın içindeyseniz ya binanın içindeki eşyalar ya da yıkılan bina, sizin hayatınızı kaybetmenize sebep oluyor. Bu binalar yenilenecek. Binaların yenilenmesi sırasında ’Kaç kuruş zarar ettik, ne kadar kar ettik?’ Bu hesap hiçbir canın kıymetiyle ölçülmez. Hiçbir maddi ve benzeri hesap bir canla eşdeğer değildir. Dolayısıyla biraz oradan bakıp bu süreçleri hızlı gerçekleştirmemiz gerektiğini unutmamak gerekiyor”
“El birliğiyle hareket edilmeli”
Kentsel dönüşümün kolay olmadığını ve el birliğiyle hareket edilmesi gerektiğinin altını çizen Büyükakın, “Hemşehrilerimiz de bu süreçlerin hızlanmasına katkı sağlarsa inşallah daha hızlı şekilde dönüşüm gerçekleşir. Bu deprem bir daha olacak bunu biliyoruz. Çünkü bütün afet bölgelerinde bu depremler belli aralıklarla tekrarlanıyor. O deprem tekrarlandığı zaman binalarımız hazır olursa Allah’ın izniyle can kaybı da olmaz diyoruz” ifadesini kullandı.
Dönüşüm için 0,69 faizli kredi imkanı
Büyükakın, evini dönüştürmek isteyen Kocaelililer için Dünya Bankası aracılığıyla sunulan 2,5 milyon liraya kadar, 180 ay vadeli ve 0,69 faiz oranlı kredi imkanının önemine de değinerek, “0.69 faiz oranı gerçekten çok cazip bir faiz oranı. Enflasyonist şartlar da dikkate alındığında o faiz oranıyla alınan kredi neredeyse ödendiğinde, ödenmemiş gibi oluyor. Yani gerçek değeri ödenmemiş oluyor. Dolayısıyla bireysel olarak konutlarını dönüştürmek isteyen hemşehrilerimizin o irtibat bürolarına hızlıca temas kurup kendi binalarının yenilenmesiyle ilgili o krediden yararlanmalarında fayda var. Çünkü o kredi sınırsız bir kredi değil. Şehrimize tanınmış kısıtlı bir imkan ve kısıtlı sayıda kullanım mümkün. İnşallah orada da zaman kaybetmezlerse, irtibat noktalarımızla bağlantı kurarlarsa dönüşümü gerçekleştirecek çok sayıda hemşehrimiz olacaktır” dedi.
Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, mahalle buluşmalarında bakanlığın Sultanorhan Mahallesi’nde bir bölgede kentsel dönüşüm kararı verdiği müjdesini verdi.
Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz mahalle buluşmalarına tekrar başladı. “Hoş Sohbet” konseptiyle düzenlenen mahalle buluşmalarının ilk durağı Sultanorhan Mahallesi oldu. Samimi ortamda gerçekleşen buluşmada Başkan Büyükgöz, mahalle sakinlerinin taleplerini dinledi. Vatandaşların ilgiyle takip ettiği programda Başkan Büyükgöz, Gebze genelinde hayata geçirilen projeler ve hizmetler hakkında da bilgi verdi. Göreve geldikleri günden bu yana ilçenin dört bir yanında alt yapıdan üst yapıya, sosyal hizmetlerden çevre düzenlemelerine kadar pek çok alanda önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Başkan Büyükgöz, Gebze’yi daha yaşanabilir şehir haline getirmek için gece gündüz çalıştıklarını vurguladı.
Sultanorhan Mahallesi’nde bir bölgede kentsel dönüşüm kararı
Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz mahalleyle ilgili projelerden bahsederken, “Bildiğiniz gibi hal binasını buradan taşıdık. Yakında aynı alanda bulunan itfaiyeyi de millet bahçesinin sanayi tarafına taşıdığımız zaman 17 dönümlük alan temizlenmiş olacak. Buraya yapılacak kongre merkezi başlayana kadar da bu alanı büyük araçlar için otopark olarak değerlendireceğiz. Bakanlığımız Sultanorhan Mahallesi’nde bir bölgede kentsel dönüşüm kararı verdi. Bu kentsel dönüşümün sınırlarını da önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağız. Bakanlığımız bu bölgede kentsel dönüşüm için fikir çalışmalarına başladı”. ifadelerini kullandı.
Başkan Büyükgöz hizmet ve proje sunumun ardından mahalle sakinlerinin sorularını cevapladı.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Kentimizin deprem riskine karşı dayanıklı hale getirilmesi, sadece bugünün değil, geleceğin Bursa’sı için de kritik bir öneme sahiptir. Bu doğrultuda kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırdık. Depreme dayanıklı Bursa, öncelikli hedefimizdir” dedi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası’ndaki Şubat ayı değerlendirme toplantısına, Başkan Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları, daire başkanları ve çok sayıda basın mensubu katıldı. Başkan Mustafa Bozbey, kentsel dönüşüm ve dirençlilik başta olmak üzere birçok başlıkta önemli açıklamalarda bulundu.
Kentsel dönüşümde yeni dönem
Bursa’yı yaşanabilir, dirençli ve sürdürülebilir bir geleceğe taşımanın en büyük öncelikleri olduğunu söyleyen Bozbey, kentsel dönüşümü sadece fiziksel bir yenilenme olarak değil, yeşil alanları, sosyal donatıları, ulaşım altyapısını ve toplumsal dayanışmayı içeren kapsamlı bir süreç olarak gördüklerini belirtti. Hedeflerinin insan odaklı, doğayla uyumlu ve kültürel mirası koruyan projeler hayata geçirmek olduğunu ifade eden Başkan Bozbey, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Bursa’daki tarihi ve kültürel mirasın zaman içindeki plansız yapılaşma ve depreme dayanıksız yapı stoku sebebiyle risk altında olduğunu dile getirdi. Bu nedenle Bursa’da insan odaklı ve sürdürülebilir bir kentsel dönüşüm modelini oluşturmayı hedeflediklerini anlatan Başkan Bozbey, “Bursa, aktif fay hatlarının kesiştiği bir noktada yer alıyor ve tarih boyunca da birçok yıkıcı deprem yaşamıştır. Kentimizin deprem riskine karşı dayanıklı hale getirilmesi, sadece bugünün değil, geleceğin Bursa’sı için de kritik bir öneme sahiptir. Bu doğrultuda bilimsel veriler ışığında kentimizin risk haritalarını oluşturarak kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırdık. Depreme dayanıklı Bursa, öncelikli hedefimizdir. Hedeflerimiz, riskli bölgelerin belirlenmesi ve önceliklendirilmesi, zemin etütleriyle yapı güvenliğinin artırılması, kent dokusuna uygun, sürdürülebilir dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi, vatandaşlarımızın haklarını koruyan, uzlaşı odaklı bir dönüşüm modeli oluşturulmasıdır. Bu kapsamda kentimizin her köşesinde kapsamlı bir dönüşüm seferberliği başlattık” diye konuştu.
“Bursa’da varlığı tespit edilmiş 9 fay hattı bulunuyor”
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü çalışmaları ve yeni projeleri de basın mensuplarıyla paylaşan Başkan Bozbey, Bursa’nın depremselliği ile ilgili sunum yaptı. Bursa’nın aktif deprem üreten önemli bir tektonik kuşak bölgesinde yer aldığını ve tarih boyunca yıkıcı depremlerle karşı karşıya kaldığını anlatan Başkan Bozbey, bunlardan en önemlilerinin 1855 yılında meydana gelen depremler olduğunu hatırlattı. 28 Şubat 1855 Bursa Depremi’nin merkez üssünün Uluabat Gölü’nün güneyinden geçen Uluabat fayı üzerinde olduğunun düşünüldüğünü söyleyen Başkan Bozbey, “En büyük hasar, Kestel’den Akçalar’a kadar uzanan bölgede gözlenmiştir. 11 Nisan 1855 depreminin merkez üssünün ise şehir içinde, Uludağ eteklerini takip eden kırıklar üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Daha yakın tarihlerde ise 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki Kocaeli Depremi, Marmara Denizi içine uzanan Kuzey Anadolu Fayı’nın bölgemiz için büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu göstermiştir. Sismik tehlike analizleri yapılırken iki ana unsur üzerinde durulmalıdır. Deprem üretebilecek aktif fay hatları ve bölgenin zemin yapısı. Bursa’da, MTA tarafından resmî olarak varlığı tespit edilmiş 9 fay hattı bulunmaktadır” dedi.
“Zemin yapısını detaylı şekilde analiz edebildiğimiz noktaya geldik”
Bursa’nın deprem riski altında olduğunun bilindiğini, ancak bugüne kadar yaşanan afetlerden ders çıkarılmadığını söyleyen Başkan Bozbey, deprem başta olmak üzere tüm doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak için kentin tüm kurumlarının ve halkın el ele vermesinin, bir kentsel dirençlilik seferberliğinde yer almasının büyük önem taşıdığını ifade etti. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı (JICA) ile birlikte yürüttüğü ‘Bursa Deprem Riskini Azaltma ve Önleme Projesi’nin 2023-2026 yıllarını kapsayan 3 buçuk yıllık bir süreç boyunca devam edeceğini açıklayan Başkan Bozbey, “Bu projenin en önemli çıktısı, Bursa’nın Kentsel Dirençlilik Planı’nın oluşturulması olacak. Projemiz çerçevesinde Prof. Dr. Şerif Barış, Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu ve Prof. Dr. Beyhan Bayhan’dan akademik destek alıyoruz. Projemizin üç önemli çıktısı bulunuyor. Birincisi, deprem riskinin, bina riskinin, altyapı ve kamu binalarının riskinin değerlendirilmesidir. İkincisi, kentsel dirençlilik planının hazırlanmasıdır. Bu plan, makro ve mikro anlamında üst ölçekli, alt ölçekli planlara da veri teşkil edecek. Üçüncüsü, planı tüm dokümanlarla entegre edeceğiz. Böylece bölgede yaşanacak bir depremde kayıpları minimize etme şansımız olacak. 2013 yılında Tübitak-Marmara Araştırma Merkezi ile birlikte yürütülen Bursa Sismik Tehlike Değerlendirme Projesi’nin verilerini güncelleyerek, yeni zemin etütleri ve Japon uzmanların katkılarıyla değerlendirmeler yaptık. Bu çalışmalar sonucunda kentimizin zemin yapısını en detaylı şekilde analiz edebildiğimiz bir noktaya geldik” diye konuştu.
“Yapı envanterinin de bu verilere eklenmesi gerekir”
Nüfusun büyük kısmının yaşadığı Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer ilçeleri için mikro bölgeleme etütleri gerçekleştirdiklerini söyleyen Başkan Bozbey, Yıldırım ve Osmangazi ilçelerindeki çalışmaların tamamlandığını, Nilüfer için de çalışmaların devam ettiğini ifade etti. Elde edilen verilerin, mevcut zemin değerlendirmesiyle bütünleştirildiğini ve yeni veriler geldikçe güncellenmeye devam edildiğini anlatan Başkan Bozbey, böylece kentin zemin yapısını en detaylı şekilde analiz edebilir hale geldiklerini dile getirdi. MTA verilerine göre kentten geçen tüm fayların ve resmi olarak tescillenmemiş, ancak bilim insanlarının tespit ettiği ‘havza-kesen’ fayları için 12 farklı deprem senaryosu oluşturduklarını belirten Başkan Bozbey, “Bu çalışmalar, kentin sismik risklerini ortaya koyan çok önemli bilimsel veriler sağlamaktadır. Ancak, deprem riskini belirlemek için sadece zemin verileri yeterli değildir. Yapı envanterinin de bu verilere eklenmesi gerekir. Bu çerçevede, Bursa’daki yapı stokunu detaylıca analiz ettik. Geçmiş yıllarda tespit edilen 520 bin bina bulunuyordu. Bugün bu sayı 628 bine ulaştı. Binaların yapım yılı, bulunduğu zemin, kat sayısı gibi verileri dijital ortamda analiz ettik. Akademik danışmanlarımız ve Japon uzmanlarımızın belirlediği kriterlere göre bu yapıların afet risk durumunu tespit ettik. En kötü senaryoda 122 bin binanın deprem riski taşıdığını, yaklaşık 26 bin binanın ise yıkılma tehlikesi altında olduğunu ortaya koyduk. Yalnızca bina stokunu değil, kamu binalarını, okulları, hastaneleri, barajları, altyapı tesislerini, köprüleri, raylı sistemleri, havaalanını ve limanları da afet direnci açısından inceledik. Japon uzmanlarımız saha tespitleri yaparak analizler gerçekleştirdi. Böylece, kamu yapılarının ve altyapı tesislerinin risk analizlerini de projemize dahil etmiş olduk” dedi.
“Bilimsel veriler ışığında adımlar atmaya devam edeceğiz”
İlerleyen süreçte sanayi yapılarının da analizinin gündeme geleceğini ifade eden Başkan Bozbey, elde edilen bilgilerin Bursa’nın 2050 vizyonunu belirleyecek olan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’na altlık teşkil edeceğini dile getirdi. Bu kapsamda Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden 35’e yakın akademisyenle birlikte çalıştıklarını söyleyen Başkan Bozbey, “Kentsel Dirençlilik Planı, imar planlarından ulaşım projelerine, kentsel dönüşümden afet müdahale stratejilerine kadar pek çok alanda yol gösterici olacak. Kritik yol ağları, insani yardım noktaları, afet esnasında kapanma riski taşıyan bölgeler belirlendi. Böylece kentimizin ana ulaşım aksları ve kritik tesisleri afet esnasında işlevini sürdürebilecek şekilde planlanacak. Bu süreçte kentimizin geleceğini güvence altına almak için katkı sağlayan tüm kurumlara teşekkür ediyorum. Projemizin üçüncü ve son aşaması, Kentsel Dirençlilik Planı’nın izlenmesi sürecidir. Böylece belirlenen hedeflerin ne ölçüde uygulandığını takip edeceğiz. Gerektiğinde yeni önlemler alarak süreci daha da güçlendireceğiz. Kentimizi depreme dayanıklı hale getirmek için bilimsel veriler ışığında kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“Afetlere karşı dirençli bir kent için önemli adım attık”
2050 vizyonlu hazırlanmakta olan Çevre Düzeni Planı çalışmalarının, başta yer bilimleri olmak üzere makroform, ulaşım, sanayi, doğal yapı, çevre sorunları, iklim değişikliği, teknik altyapı gibi 15 sektörde 35’e yakın uzman akademisyenin öncülüğünde sürdürüldüğünü belirten Başkan Bozbey, çalışmalar kapsamında büyük oranda plansız kentleşen Bursa’nın kentsel dönüşüm odaklı yeni bakış açısıyla tasarlanmasının ön plana alındığını açıkladı. Aynı zamanda Bursa’nın ulaşım gibi kronik ana sorunlarının bu kapsamda çözüm odaklı değerlendirilmesinin öngörüldüğünü söyleyen Başkan Bozbey, “Yeni planlama anlayışımızla, geçmişte yapılan planlama hatalarını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Yaşanabilir, yeşil bir Bursa için güçlü ulaşım aksları ve yaya öncelikli bir bakış açısıyla ilerliyoruz. Çocuklarımızın okullarına yürüyerek veya bisikletle güvenle gidebildiği, insan ölçeğinde tasarlanmış, yapı düzenlemelerini de kapsayan Uludağ’ın ekolojik değerlerini gözeten bir planlama modeli geliştirdik. Bu model, kamu üzerindeki altyapı yükünü azaltmayı da amaçlayarak, büyük imar adaları oluşturulmasını esas alıyor. Bursa’mızı afetlere karşı daha dirençli bir kent hâline getirmek için önemli bir adım attık. Birleşmiş Milletler Afet Risk Azaltma Ofisi tarafından yürütülen ‘Şehirleri dirençli yapma programı-MCR2030’a üye olduk. Dünya genelinde 1792 şehir içinde Türkiye’den katılan 6 büyükşehir belediyesinden biri olmaktan gurur duyuyoruz. Bu program, kentlerin afetlere hazırlık seviyesini belirleyerek riskleri azaltmalarına rehberlik ediyor. Bursa olarak afet yönetimi konusundaki çalışmalarımızı uluslararası platformlarda paylaşacak, diğer şehirlerin başarılı uygulamalarından faydalanacağız” dedi.
“Kentsel dönüşüm sürecini hızlandırdık”
Bursa’da kentsel dirençliliğin sağlanması için en önemli araçlardan birinin kentsel dönüşüm olduğunu vurgulayan Başkan Bozbey, kentsel dönüşümün yalnızca bina yenilemekten ibaret olmadığını bildiklerini ifade etti. Bütüncül yaklaşımı sağlamak için ‘Kentsel Dönüşüm Ana Planı’na ihtiyaç duyulduğunu aktaran Bozbey, “Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi olarak da bilinen bu ana planın hazırlanması, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından da riskli ve rezerv alanların tespiti için zorunlu tutuluyor. Bugüne kadar hazırlanmayan bu kritik çalışmayı biz ele aldık ve 2025 yılı içinde tamamlamış olacağız. 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı, Kentsel Dirençlilik Planı ve Kentsel Dönüşüm Ana Planı birbirleriyle entegre olacak. Bu üç plan, kentimizin gelecekte nasıl şekilleneceğini, rezerv gelişim bölgelerini, kentimizin acil ihtiyaç duyduğu ulaşım projelerini ve afetlere karşı dirençliliğimizi artırmaya yönelik politikalarımızı kapsayacak şekilde bir bütün olarak ele alınacak. Planlı gelişmiş alanlarda kentsel dönüşüm sürecini hızlandırdık. 0,50 emsal artışı ile oluşturulan kentsel dönüşüm modeline ilişkin çalışmalarımızı tamamladık. Bu modelin kriterleri titizlikle belirlendi” diye konuştu.
230 bin kişilik nüfus, 28 bin 500 bina ve 100 bin bağımsız bölüm
Bu kapsamda yürütülen ‘Bursa Güçleniyor’ ilke kararları çerçevesinde ada bazlı dönüşüm şartlarının, emsal artışı düzenlemelerinin, artan nüfusa karşılık ayrılması gereken donatı alanlarının, ticaret alanları ve farklı yapı nizamları gibi konuların üzerinde detaylı çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Başkan Bozbey, Bursa’nın daha sürdürülebilir ve dirençli bir kent yapısına kavuşması amacıyla yapılan planlamaların, kentin yeşil dokusunu yeniden canlandırmayı, ekolojik dengeyi koruyarak modern yaşamı desteklemeyi amaçladığını söyledi. Bu dönüşüm sürecinin Bursa’nın daha yaşanabilir, çevre dostu ve güvenli bir kent olmasını sağlayacağını belirten Başkan Bozbey, “Deprem riski taşıdığı hepimizce bilinen Bursa’mızı dirençli bir kent haline getirmek için akademik çevrelerden meslek odalarına, ilçe belediyelerinden kamu kurumlarına, özel sektör temsilcilerinden yerel halka kadar tüm paydaşlarla iş birliği içinde hareket ediyoruz. Belediyemizin kendi imkânlarıyla yürüttüğü kentsel dönüşüm projelerini toplam 230 bin kişilik nüfusu, 28 bin 500 binayı ve 100 bin bağımsız bölümü doğrudan etkileyecek kapsama kavuşturduk. Belediyemizin Kentsel Dönüşüm Dairesi, İmar ve Şehircilik Dairesi, Ulaşım Dairesi ve iştirakimiz BURKENT AŞ, bu dönüşüm sürecinde koordinasyonu sağlayarak sadece güvenli bir kent oluşturmakla kalmayıp, yıllardır çözüme kavuşamamış ulaşım, sosyal yaşam alanları eksikliği gibi temel kentleşme sorunlarını da çözmek için çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor” dedi.
Kentsel dönüşüm projeleri
Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında Bursa’nın farklı noktalarında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen projeler hakkında da bilgi veren Başkan Bozbey, 5 farklı noktada kurulan kentsel dönüşüm irtibat ofislerinde ekiplerin vatandaşlara her türlü bilgilendirmeyi yaptığını ve bürokratik işlemlerde destek sağladığını ifade etti. 60 metre genişliğinde, 29 kilometre uzunluğunda yeni ‘Kuzey Bulvarı’nın yapılmasının da planlandığını açıklayan Başkan Bozbey, Demiryolu Altı Kentsel Dönüşüm Projesi, Gaziakdemir Kentsel Dönüşüm Projesi, Sıcaksu Kentsel Dönüşüm Projesi, Dikkaldırım ve İstanbul Caddesi Kentsel Dönüşüm projeleri,Altıparmak-Merinos arası Kentsel Tasarım Projesi, 1050 Konutlar Kentsel Dönüşüm Projesi, Hamitler ve Yiğitler Kentsel Dönüşüm projeleri, Güney Bulvarı ile Karapınar-Değirmenönü Kentsel Dönüşüm Projesi, Arabayatağı ve Orhangazi Terminal Kentsel Dönüşüm Projeleri’nde gelinen durum ve çalışmalarla ilgili ayrıntılı bilgiler verdi.
Büyükşehir’in mali tablosu
Mali tabloyla ilgili bilgilerde veren Başkan Bozbey, Büyükşehir Belediyesi’nin Ocak ayında borcunun 9 milyar civarına düştüğünü belirtti. Nisan ile Ocak ayı arasında borcu yüzde 11 civarında azalttıklarını anlatan Başkan Bozbey, “BUSKİ’nin borcu Nisan ayına göre yüzde 38 civarında artmış durumda. Şirketlerin borçlarında da yüzde 19 civarında düşüş var. Döviz cinsinden borçlarımız da 827 milyon dolara düşmüş durumda. Büyükşehir Belediyesi’nin iç borcunda yüzde 33 civarında artış var. Dış borcunda yüzde 14 civarında azalma var. Müteahhit borçları düşmüş durumda. Şeffaf bir yönetim oluşturduk. Her konuyu kamuoyuyla paylaşacağız. Doğru bildiğimizin arkasında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Büyükşehir’in diğer çalışmaları hakkında da bilgi veren Başkan Bozbey, basın mensuplarının sorularını da tek tek cevapladı.