https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/09/kocaelideki-vahsette-yasak-iliski-iddiasi-0-6EUyP5Jc.mp4 Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde sevgilisini ve kardeşini öldüren şahsın intihar ettiği olayla ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. Evli olan şahsın, aralarındaki ilişkiyi karısına açıklayan hemşire sevgilisini ve kardeşini öldürdüğü iddia edildi. Sevgilisi tarafından katledilen kadın ve kardeşi, Sakarya’nın Sapanca ilçesinde toprağa verildi.
Olay, dün saat 21.30 sıralarında Ataevler Mahallesi Yaz sokak ile Başkent Sokak kesişiminde meydana geldi. İddiaya göre, Şehir Hastanesi’nde hemşire olan görev yapan bir çocuk annesi İpek Genç (35) ile kardeşi Abdullah Barış Genç’in (23), apartmanın önünde bekleyen ve aralarındaki ilişkiyi karısına açıkladığı ileri sürülen iki çocuk babası Erhan Derse (35) tarafından önleri kesildi. İddiaya göre, Erhan Derse yanında getirdiği silahını çıkartarak, İpek Genç ile kardeşi Abdullah Barış Genç’e ateş etti ardından aynı silahla yaşamına son verdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Olay yerindeki müdahalenin ardından ambulanslarla çevre hastanelere taşınan yaralılar, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olay yeri inceleme ekipleri, sokakta uzun süre delil araştırması yaptı, görgü tanıklarının ifadelerine başvuruldu.
Abla ve kardeş son yolculuklarına uğurlandı
Önleri kesilerek öldürülen abla ve kardeşin cenazeleri hastane işlemleri sonrasında ailelerine teslim edilerek Sakarya’nın Sapanca ilçesine getirildi. Sapanca Merkez Camii’nde ikindi ezanı sonrasında kılınan cenaze namazının ardından bir çocuk annesi İpek Genç ve kardeşi Abdullah Barış Genç, Sapanca Kemer Mezarlığı -2’ye defnedildi. Cenaze namazında ise babanın güçlükle ayakta durması, gözyaşı dökerek sessiz kalması yürekleri dağladı.
Olay, saat 21.30 sıralarında Ataevler Mahallesi Yaz sokak ile Başkent Sokak kesişiminde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Şehir Hastanesi’nde hemşire olan görev yapan bir çocuk annesi İpek Genç (35) ile kardeşi Abdullah Barış Genç’in (23), apartmanın önünde bekleyen ve ayrılmak istediği sevgilisi olduğu ileri sürülen Erhan Derse (35) tarafından önleri kesildi. İddiaya göre, Erhan Derse yanında getirdiği silahını çıkartarak, İpek Genç ile kardeşi Abdullah Barış Genç’e ateş etti; ardından aynı silahla yaşamına son verdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Olay yerindeki ilk müdahalenin ardından ambulanslarla çevre hastanelere taşınan yaralılar, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Olay yeri inceleme ekipleri, sokakta uzun süre delil araştırması yaptı, görgü tanıklarının ifadelerine başvuruldu.
https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/09/iki-kardesin-olduruldugu-olayda-harac-iddiasi-0-wVhlydNM.mp4 Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bir kafede çıkan silahlı çatışmada iki kardeşin hayatını kaybetmesine ilişkin hazırlanan iddianame kabul edildi. İddianamede, tutuklu sanıklar Furkan G. ve Oğuzhan S. hakkında ’kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası; diğer iki sanık hakkında ise ’suç delillerini yok etme’ ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından çeşitli oranlarda hapis cezaları istendi. İfadelere göre ise olayın ’haraç’ isteme meselesi yüzünden çıktığı iddia edildi.
Olay, 6 Eylül 2024’de Kozluk Mahallesi Sekapark’ta bulunan kafede meydana geldi. İddiaya göre, kafenin eski çalışanı Hasan Akın ve ağabeyi Ahmet Akın ile işletme sahipleri arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Hasan Akın (27) ve Ahmet Akın (30) silahla vurularak yaralandı. Hastaneye kaldırılan Hasan Akın olay günü, abisi Ahmet Akın ise 7 Eylül’de hayatını kaybetti. Olaya ilişkin geniş çaplı inceleme başlatan polis ekipleri, aralarında işletme sahiplerinin de olduğu toplam 13 şüpheliyi gözaltına alındı. İfadeleri alınan şüphelilerden 11’i serbest bırakılırken, Furkan G. ile Oğuzhan S. tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İddianame kabul edildi
Olayla ilgili hazırlanan iddianame, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, sanık Furkan G. (33) hakkında Ahmet ve Hasan Akın’a yönelik ’kasten öldürme’ suçundan iki kez müebbet hapis, bir kişiyi silahla yaralama suçundan ise 4,5 yıla kadar hapis cezası istendi.
Sanık Oğuzhan S. (31) için ise Hasan Akın’ı ’kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan 3 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Tutuksuz sanıklar Bedirhan B. (25) ve Fahri A. (20) hakkında ise ’suç delillerini yok etme’ ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından çeşitli oranlarda hapis cezaları istendi.
Olay anı birebir anlatıldı
İddianamede, otopsi ve olay yeri inceleme raporlarına da yer verildi. Raporlara göre, Hasan Akın’ın vücudunda 5, ağabeyi Ahmet Akın’ın vücudunda ise 3 mermi giriş yarası tespit edildi. Olay yerinde 10 boş kovan bulundu.
İncelenen güvenlik kamerası kayıtlarına göre, sanık Furkan G. ile maktul Ahmet Akın arasında başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Furkan G.’nin Ahmet Akın’a yumruk atmasının ardından çıkan arbedede, sanık Oğuzhan S.’nin maktul Hasan Akın’a silah doğrultarak ateş ettiği, sanık Furkan G.’nin de silahını çektiği anlar kayıtlara yansıdı.
Oğuzhan S.’nin ise maktul Hasan Akın’a silah doğrultup ateş ettiği belirlendi. Arbedede Ahmet Akın ve Hasan Akın ağır şekilde yaralandı. Görgü tanıkları, olay sırasında maktullerden birinin tabanca taşıdığını, olay sonrasında ise bu silahın çevredeki bir kişi tarafından alındığını aktardı.
Haraç meselesi
İddianamede yer alan şüpheli ifadelerine göre, sanık Furkan G. olayın maktul Hasan Akın’ın kendisinden haraç istemesi sonucu geliştiğini ve korktuğu için ateş ettiğini savundu. Sanık Oğuzhan S. ise olayın aniden geliştiğini ve kendisini korumak amacıyla silah kullandığını öne sürdü.
“300 bin TL verdim”
Müşteki Nuri G. ifadesinde, Hasan Akın’ın yaklaşık 8 yıl önce iş yerlerinde garson olarak çalışmaya başladığını, son bir yıl öncesine kadar ise nargile bölümünde görev yaptığını belirtti. Başlarda sorun yaşanmadığını ancak son 1-1,5 yıldır Akın’ın müşterilerle kavga ettiğini, huzursuzluk çıkardığını ve darp olaylarına karıştığını ifade etti. Bunun üzerine Hasan Akın’ı nargile bölümüne çektiğini ve işletmeci yaptığını anlattı.
Nuri G., Akın’ın taşkınlıkları devam ettiğini, ayrıca uyuşturucu kullandığını ve sattığını düşündüğünü belirterek, işten çıkarma kararı aldığını söyledi. Hasan Akın’a eylül ayına kadar işten ayrılması için süre verdiğini, başlangıçta direnç gösterdiğini ancak 300 bin TL teklif etmesi üzerine bu miktarı muhasebecisi aracılığıyla ödediğini de ifade etti.
“Haksız kazanç elde etmeyi amaçladığını düşünüyorum”
İşten ayrıldıktan sonra Hasan Akın’ın yeni nargileci ve tedarikçilerini tehdit etmeye başladığını iddia eden Nuri G., “Hasan, oğlum Furkan’dan para talebinde bulundu. Bu şekilde bizi bezdirip, haksız kazanç elde etmeyi amaçladığını düşünüyorum” dedi.
“Olayın temel nedeni, Hasan ve Ahmet’in sürekli para talebinde bulunması”
Nuri G., ifadesinde olay gününü de şöyle anlattı:
“Olay günü Hasan, abisi Ahmet Akın ve yanında bir kişiyle iş yerimize geldi. Ahmet ile oğlum kapalı bölümde tartıştı, ardından kavga çıktı. Hasan, yanında yaklaşık 15-20 kişilik bir grupla gelerek tehditlerde bulundu. Silah sesleri sonrası yaralandı ve hastaneye giderek rapor aldı. Olayın temel nedeni, Hasan ve Ahmet’in sürekli para talebinde bulunması ve haksız kazanç elde etme girişimi var.”
“Kalabalık grubun benden bir miktar para tahsil etmek için geldiğini düşündüm”
Sanık Furkan G., olayın Hasan Akın ve abisi Ahmet Akın’ın iş yerine silah ve kalabalık bir grupla gelmesi sonucu gerçekleştiğini belirterek, “Bu olaydan önce Hasan, dayım Yusuf Yavuz Yiğit’i arayarak para talebinde bulundu. Kendisine, ’10 yılın hakkı bu mu? hakkımı yedirme, 3-5 milyon versinler gideyim’ demiştir. Olayın yaşandığı akşam yanında getirdiği kalabalık grubun benden bir miktar para tahsil etmek için geldiğini düşünmekteydim. Olay anında korktuğum ve silah kullanmayı bilmediğim ve maktullerden Ahmet Akın’ın belinde silah gördüğüm için etrafıma rastgele ateş ettim. Kaç kez ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Ateş etme anında tabancam arızalı olduğu için bir kez basmama rağmen 3 kez ateş almıştır. Bu husus kriminal rapor sonucu ortaya çıkacaktır. Olaydan sonra ne kadar koştuğumu bilmiyorum ancak tekrar geri döndüm ve kalabalığın içerisinden geçerek Hasan ile Fatih’in geldiği yürüyüş yolunun hemen yanında bulunan yeşillik alandan doğru arka otopark kısmına çıktım. Daha sonra ise yan yola çıkarak yaya olarak tek başıma doğru koştum. İlerleyen saatlerde ise polislerin bize ulaşmasıyla kendi rızamla teslim oldum ve olayda kullandığım tabancayı da teslim ettim” ifadelerini kullandı.
“İki aydır Hasan benden haraç istiyordu”
Olay sebebiyle pişman ve üzgün olduğunu dile getiren Furkan G., “Ben bunu öldürülme korkusuyla yaptım. Aylardır Hasan bana ’Seni öldüreceğim’, ’Abim seni öldürecek’ diye tehdit ettiği için çok korku içerisindeydim. Ahmet’i gördükten sonra babamı ve beni öldüreceğini düşünmüştüm. Daha sonrasında dükkana çok hızlı bir şekilde gelmeleri beni planlı bir şekilde öldürmeye geldiklerini düşünmeye sevk etti. İki aydır Hasan benden haraç istiyordu, ben bu içinde bulunduğum durumdan dolayı aşırı bir şekilde bunaldım” şeklinde konuştu.
“Amacım kendimi korumaktı”
Oğuzhan S. de, olay günü Marina Kafe’de çalıştığını ve Hasan Akın ile Ahmet Akın’ın kapalı bir bölümde tartıştığını gözlemlediğini belirtti. Fatih Ö.’nün de dışarı çıkıp konuşmalar yaptığını duyduğunu anlattı. Kavga çıktığında içeri girerek ayırmaya çalıştığını, Hasan Akın’ın kendisine doğru gelmesi üzerine belinden tabanca çıkarıp yere doğru iki el ateş ettiğini söyleyen Oğuzhan S., ateş ederken Hasan ile 2-3 adım mesafe olduğunu, kimseyi hedef almadığını ve amacının kendini korumak olduğunu kaydetti.
“Öldürme olayına katılmadım”
Sanık Bedirhan B. ise olay sırasında Oğuzhan’ın S.’nin eline tabanca verdiğini, ne yapacağını bilemediğini, bu nedenle ’kasten öldürme’ suçuna katılmadığını belirtti. Bedirhan B., Hasan Akın ve kalabalık grup kafe önüne geldiğinde olayları izlediğini ve ardından tabancayı güvenli bir yere bıraktığını söyledi.
“Olay yerinde bulunmadım”
Sanık Fahri A., hastanede bulunduğu sırada Berkay Y.’nin yönlendirmesiyle bir tabanca aldığını ve arabasına koyduğunu belirterek, “Silahı poşet içinde aldım ve sonrasında Berkay tarafından teslim alındı. Olay yerinde bulunmadım ve suç işleme kastım yoktu” diye konuştu.
Berkay Y. ise olay günü Marina Kafe’ye gittiğini, kalabalık ve silah seslerini duyduğunu, kendisine verilen tabancayı alıp olay yerinden uzaklaştığını aktardı.
Kocaeli’de milli halterci Vahdet Bekir Gencan’a yönelik silahlı saldırıya ilişkin yargılanan 4 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanıklardan Mert G., kız arkadaşının Gencan tarafından taciz edildiğini, olay yerine konuşmak için gittiklerini ancak silahlı eylemi Furkan G.’nin gerçekleştirdiğini iddia etti. Furkan G. ise Mert G.’nin kendisine kırmızı reçeteli ilaç verip, eline de silah tutuşturarak eylemi yaptırdığını öne sürdü.
Olay, 7 Ekim 2024 tarihinde İzmit’te bulunan Vinsan Spor tesisleri önünde meydana geldi. Milli halterci Vahdet Bekir Gencan (27), spor kulübü önünde silahla ayaklarından vuruldu. Kanlar içinde kalan Gencan, hastaneye kaldırılırken, Furkan G. (23), Erdem A. (20), Yusuf O. (24) ve Mert G. (23) gözaltına alındı. İfadeleri alınan şüpheliler tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İddianameden
Hazırlanan iddianamede, şüphelilerin savunmalarında müştekiyi korkutmak amacıyla ateş ettiklerini ileri sürdükleri ancak dosya kapsamındaki GPS kayıtları ve diğer delillerin bu savunmayı çürüttüğü belirtildi. Şüphelilerin olaydan önce keşif amacıyla bölgeye geldikleri, tespit edilmemek için başkalarına ait kimlik bilgileriyle otel kaydı yaptırdıkları, olay yerine giderken araç plakasını söktükleri kaydedildi. İlk ateşten sonra müşteki kaçmasına rağmen kovalanarak tekrar ateş edildiği, diğer şüphelilerin de araçla müştekiyi takip ettiği, bu nedenle öldürmeye yönelik kastın bulunduğu ifade edildi. İddianamede, Yargıtay içtihatları da dikkate alınarak, şüphelilerin suçu işleme kararı aldıktan sonra cayma imkanı bulunmasına rağmen vazgeçmedikleri, planlarını yaptıktan sonra ruhi sükunete ulaşıp eylemi gerçekleştirdikleri, bu nedenle suçun tasarlayarak işlendiğinin kabul edilmesi gerektiği vurgulandı.
Şüpheli Mert’in azmettirmesiyle diğer şüphelilerin fikir ve eylem birliği içinde hareket ettikleri, tetikçi olarak seçilen şüpheli Furkan’ın ateş ettiği, olay anında yanlarında ele geçirilemeyen silahların da bulunduğu, amaç gerçekleşmediğinde bu silahların kullanılmasının planlandığı ifade edildi.
Bu kapsamda şüpheliler Erdem ve Yusuf’un eyleme katkılarının “yardım etme” sınırını aştığı, ancak netice gerçekleşmediği için suçun teşebbüs aşamasında kaldığı aktarıldı. Ayrıca, şüpheli Erdem’in 6136 sayılı yasa kapsamında yasak olan ruhsatsız silahı temin ederek şüpheli Furkan’a verdiği belirtildi.
Ayrıca otelde tabanca ve 47 fişek ele geçirildiği öğrenildi.
“Plakaları ben çıkarmadım, rüzgardan düştü”
“Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma” suçlarından yargılanan sanıkların ilk duruşması, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Furkan G. (23), Erdem A. (20), Yusuf O. (24), Mert G. (23) ve taraf avukatları katıldı.
Olaya ilişkin savunma yapan ve azmettirme suçundan yargılanan Mert G., “Böyle bir olay yaşanmasını istemezdim. Kız arkadaşım B., Vahdet Bekir Gencan’ın kendisini rahatsız ettiğini ve taciz ettiğini söyledi. Telefonla kız arkadaşımla bu olayı konuşurken arkadaşlarım da yanımdaydı. Onlarla bunu duyduğu için olanları kendilerine anlattım. Biz sadece kendisiyle konuşmak için olay yerine gittik. Ancak Furkan araçtan inerek ilk önce kendisi konuşacağını söyledi. Kısa bir süre sonra silah sesi duydum. Furkan’ın ateş edeceğinden haberim yoktu. Biz sadece konuşmaya gittik ancak böyle bir olay oldu. Böyle bir olay olduğu için pişmanım. Olayda dahlim yoktur. Olay öncesi oradan geçtiğim doğrudur, müştekinin orada olup olmadığını görmek istedim. Plakaları ben çıkarmadım, rüzgardan düştü. Arkadaşlarımı da olayı gerçekleştirmeleri için azmettirmedim. Üzerinde silah olduğunu bilmiyordum. Olay anında alkollüydüm” diye konuştu.
“Mert, araçta bana silah vererek şahsı vurmamı söyledi”
Savunması için söz hakkı verilen Furkan G., abisinin askerlik vazifesi sırasında şehit düştüğünü, psikolojik sorunlar sebebiyle uyuşturucu ve alkol kullanmaya başladığını, çok kez bırakmak istediğini ancak başarılı olamadığını söyledi. Olay günü de uyuşturucu almaya gittiğini söyleyen Furkan G., “Bir süre sonra arkadaşım Erdem’in tanıdığı yanımıza geldi ve birlikte otele gittik. Orada alkol ve uyuşturucu kullandık. Mert isimli şahıs Kocaeli’ye gitmeyi teklif etti, biz de kabul ettik. Yolda manzaralı bir yerde durduk, fotoğraf çektik. Mert bana sürekli alkol verdi ve bitirene kadar içirdi. Alkolü içtikten sonra şuurumu kaybettim. Gözümü açtığımda oteldeydim. O sırada yanımdakilerin bir video izlediğini gördüm. Ne olduğunu sorduğumda, ateş ettiğim anın görüntülerini gösterdiler ve o anda olayı hatırladım. Mert, araçta bana silah vererek şahsı vurmamı söyledi. Yusuf ise daha sonra bana, Mert’in içkimin içine kırmızı reçeteli hap koyduğunu anlattı. Bu nedenle hiçbir şey hatırlamadığımı ve kötü hissettiğimi düşünüyorum. Olaydan sonra polis bizi otelde yakaladı. Dört gün boyunca verilen ilacın etkisindeydim. Korkutmak amacıyla bana söyleneni yaptım, yere doğru ateş ettim. Erdem’in olay günü hesabıma gönderdiği para ise anneler günü dolayısıyla üstümde nakit olmadığı için gönderilmişti” ifadelerini kullandı.
“Otel odasında silah olduğunu bilmiyordum”
Olay günü alkollü olduğunu söyleyen Erdem A. da, “Furkan’ın dediği gibi şuurumuz kapalıydı. Araç içinde silah sesine uyandım. İlk ifadeyi de uyuşturucunun etkisi altındayken verdim. Annesine hediye alacağı için Furkan’a bin lira göndermiştim. Aracı Mert kullanıyordu. Yusuf, Furkan ve benim şuurumuz yerinde değildi. Otele abimin ismini vererek giriş yaptım. Başka bir bilgi vermedim. Mert bize müştekiye ilişkin bazı şeyler anlattı ancak biz sadece eğlenmek amacıyla oraya gittik. Otel odasında silah olduğunu bilmiyordum” dedi.
“Benim kimse ile husumetim yoktur”
Tutuklu sanık Yusuf O. ise “Olay günü alkollüydüm, hiçbir şey hatırlamıyorum. Benim kimseyle husumetim yoktur. Biz otelde kaldık, Kocaeli’ye gezmeye geldim. Sonra bu olay yaşandı. Olay anında araçta uyuyordum, silah sesine uyandım. Mert’in, Furkan’ın viskisine ilaç attığını hatırlamıyorum. Otel odasında ele geçen tabanca ve kurşunların kime ait olduğunu bilmiyorum” dedi.
Mahkeme heyeti, 4 sanığın da tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/09/annesi-ve-kiz-kardesini-olduren-zanli-cinayeti-iste-bu-yuzden-islemis-0-D6dFhVfT.mp4 Kocaeli’nin Gebze ilçesinde annesi Dursune Bilgili ve üvey kardeşi Havva Nur’u öldüren 17 yaşındaki M.İ.G.’nin ifadesi ortaya çıktı. Zanlı, annesinin kendisine zaman zaman şiddet uyguladığını, kardeşini daha çok sevdiğini ve ölen babasına sürekli hakaret ettiğini iddia ederek, cinayetleri de olay günü babasına yine hakaret etmesi üzerine işlediğini söyledi. Annenin sosyal medya hesabında oğluyla olan fotoğraflarını ise “Canım oğlum sen yanımda ol yeter”, “Tek dayanağım canım oğlum” notlarıyla paylaştığı görüldü.
Olay, dün saat 17.30 sıralarında Beylikbağı Mahallesi 302. Sokak’ta bulunan bir apartmanın üçüncü katında meydana geldi. Komşular, daireden gelen ağır koku sebebiyle durumu polise bildirdi. İhbar üzerine adrese itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kapının kilitli olması sebebiyle daireye balkondan giren itfaiye ekipleri, anne Dursune Bilgili ve kızı Havva Nur Anzerli’yi hareketsiz yatarken buldu. Sağlık ekiplerinin yaptığı ilk incelemede, anne ve kızın yaklaşık 8-10 gün önce hayatını kaybettiği belirlendi. Dursune Bilgili’nin eşinden boşandığı öğrenildi.
Korkunç olaya ilişkin geniş çaplı inceleme başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro ekipleri, cinayeti Dursune Bilgili’nin oğlu M.İ.G.’nin (17) işlediğini tespit etti. M.İ.G., Kadıköy Moda Sahili’nde yakalandı. Gözaltına alınan zanlının işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.
Önce annesini, ardından üvey kardeşini öldürdü
Yapılan araştırmada, zanlı M.İ.G.’nin, Dursune Bilgili’nin 2017 yılında vefat eden ilk eşi Y.G.’den olan oğlu olduğu anlaşıldı. Annesi ve üvey kardeşini öldüren 17 yaşındaki M.İ.G., ifadesinde cinayetlere giden süreci anlattı. Zanlı, annesinin kendisine zaman zaman şiddet uyguladığını, kardeşini daha çok sevdiğini ve ölen babasına sürekli hakaret ettiğini iddia ederek, cinayetleri de olay günü babasına yine hakaret etmesi üzerine işlediğini söyledi. Bu arada, öldürülen 5 yaşındaki Havva Nur’un babasının ise, anne Dursune Bilgili’nin dini nikahlı eşi olduğu ve halen cezaevinde bulunduğu öğrenildi.
“Tek dayanağım canın oğlum”
Öte yandan, hayatını kaybeden Dursune Bilgili’nin sosyal medya hesabında, oğluyla çekilmiş bir fotoğrafını “Canım oğlum sen yanımda ol yeter” notuyla paylaştığı görüldü. Bilgili’nin bir başka paylaşımında ise oğlu için “Tek dayanağım canım oğlum” ifadelerini kullandığı anlar yer aldı.
Dursune Bilgili, sabah saatlerinde Gebze Pelitli Mezarlığı’nda toprağa verilirken, 5 yaşındaki Havva Nur Anzerli ise İstanbul’da amcaları tarafından defnedildi.
Beylikbağı Mahalle Muhtarı Osman Şahin, gazetecilere yaptığı açıklamada, üzücü bir olay yaşandığını ifade ederek, “Hiçbir yerde istemeyeceğimiz bir tür olaydan mahallemizin sakinlerinden bir ablamızla küçük bir çocuğu vefat etmiştir. Komşuların söylemesine göre, olayın 10 gün önce olduğu söyleniyor ama net bir bilgi değil” dedi.
Dursune Bilgili’nin 4 yıldır mahallede ikamet ettiğini belirten Şahin, “Eşinin de cezaevinde olduğu söyleniyor” ifadelerini kullandı.
Olay, 5 Eylül Cuma günü saat 03.00 sıralarında Çayırova ilçesi Özgürlük Mahallesi Yunus Emre Caddesi’nde yaşandı. Caddede yürüyen kimliği belirsiz bir şahıs, elindeki el yapımı patlayıcıyı binanın önüne fırlattı. Meydana gelen patlamada, park halindeki 5 otomobil ile bir evin camlarında hasar oluştu. Patlamayı gerçekleştiren şahıs, olayın ardından yaya olarak kaçtı. İhbar üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edilirken, olay yeri inceleme ekipleri de çevrede detaylı çalışma yaptı. O anlar güvenlik kamerasına da yansıdı.
Saldırının altından suç örgütü çıktı
Olaya ilişkin Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri geniş çaplı inceleme başlattı. 120 iş yeri ve çevre güvenlik kamerasının incelenmesiyle olayın, Ercan Yılmaz suç örgütü tarafından gerçekleştirildiği belirlendi. Olayın faili, aynı gün saat 23.50’de İstanbul’da düzenlenen operasyonla yakalanırken, ikinci bir eyleme hazırlık aşamasında üzerinde 1 adet el bombası ele geçirildi. Failin saklanmasına yardım eden 6 kişi ile birlikte gözaltına alındığı, saldırıda kullanılan bir motosikletin de ele geçirildiği açıklandı.
Devam eden operasyonlarda örgütün azmettiricisi ve işbirlikçisi olduğu değerlendirilen 2 şüpheli Ordu’da, 1 şüpheli ise Kocaeli’de yakalandı. Böylece saldırıyla bağlantılı toplam 10 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden 1’i adli işlemlerin ardından serbest bırakılırken, 9’u Gebze Adliyesi’ne sevk edildi.
7 şüpheli tutuklandı
Olayla ilgili Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, “Kocaeli ili Çayırova ilçesinde 05.09.2025 tarihinde 03.00 sıralarında gerçekleştirilen el bombalı saldırı eylemi ile ilgili olarak “Silahla Yağma, Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Maksadıyla Silahla Yağma, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme” suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında tespit edilen C.E.A. isimli şüphelinin başka ülkede olması sebebiyle yakalanamadığı, E.Y. isimli şüphelinin başka suçtan halen tutuklu olduğu, yakalanan şüphelilerden K.T.’nin kolluk ifadesi sonrası serbest bırakıldığı, T.Ö. isimli şüphelinin adli kontrol şartıyla, diğer şüpheliler F.G., M.K., M.F.Y., Y.K., U.Ö., Ö.E., T.E. ve S.E isimli 8 şüphelinin ise tutuklama talebi ile Gebze Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk işleminin yapıldığı, Gebze Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından yapılan sorgu işlemi sonrası şüpheliler T.Ö. ve Ö.E. hakkında adli kontrol kararı verildiği, diğer şüpheliler F.G., M.K., M.F.Y., Y.K., U.Ö., T.E. ve S.E isimli 7 şüpheli hakkında tutuklama kararı verildiği anlaşılmakta, olayla ilgili Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma devam etmektedir” denildi.
https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/09/kocaelide-bombali-saldirinin-altindan-3-milyonluk-harac-cikti-0-wwltp4e9.mp4 Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde 5 otomobilin hasar gördüğü bombalı saldırının arkasından 3 milyon TL’lik haraç isteyen suç örgütü çıktı. Kocaeli polisinin 120 güvenlik kamerasını tek tek inceleyerek kimliğini belirlediği şahıs, İstanbul’da ikinci bir saldırıya hazırlanırken üzerinde el bombasıyla birlikte kıskıvrak yakalandı. Ordu’ya uzanan operasyonlarda saldırıyla bağlantılı toplam 10 kişi gözaltına alındı.
Olay, 5 Eylül Cuma günü saat 03.00 sıralarında Özgürlük Mahallesi Yunus Emre Caddesi’nde yaşandı. Caddede yürüyen kimliği belirsiz bir şahıs, elindeki el yapımı patlayıcıyı binanın önüne fırlattı. Meydana gelen patlamada, park halindeki 5 otomobil ile bir evin camlarında hasar oluştu. Patlamayı gerçekleştiren şahıs, olayın ardından yaya olarak kaçtı. İhbar üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edilirken, olay yeri inceleme ekipleri de çevrede detaylı çalışma yaptı. O anlar güvenlik kamerasına da yansıdı.
Saldırının altından suç örgütü çıktı
Olaya ilişkin Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri geniş çaplı inceleme başlattı. 120 iş yeri ve çevre güvenlik kamerasının incelenmesiyle olayın, Ercan Yılmaz suç örgütü tarafından gerçekleştirildiği belirlendi. Olayın faili, aynı gün saat 23.50’de İstanbul’da düzenlenen operasyonla yakalanırken, ikinci bir eyleme hazırlık aşamasında üzerinde 1 adet el bombası ele geçirildi. Failin saklanmasına yardım eden 6 kişi ile birlikte gözaltına alındığı, saldırıda kullanılan bir motosikletin de ele geçirildiği açıklandı.
Devam eden operasyonlarda örgütün azmettiricisi ve işbirlikçisi olduğu değerlendirilen 2 şüpheli Ordu’da, 1 şüpheli ise Kocaeli’de yakalandı. Böylece saldırıyla bağlantılı toplam 10 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden 1’i adli işlemlerin ardından serbest bırakılırken, 9’u Gebze Adliyesi’ne sevk edildi.
3 milyon TL detayı
Şahısların, Yunus Emre Caddesi’nde faaliyet gösteren bir inşaat firmasından yaklaşık 3 milyon TL haraç istedikleri ve firmanın bu parayı vermemesi üzerine eylemi gerçekleştirdikleri öğrenildi.
Olay, saat 03.00 sıralarında Özgürlük Mahallesi Yunus Emre Caddesi’nde yaşandı. İddiaya göre, cadde üzerinde yürüyen kimliği belirsiz bir şahıs, elindeki patlayıcı olduğu tahmin edilen cismi binanın önüne fırlattı. Cismin yere düşmesiyle birlikte meydana gelen patlamada, park halindeki 4 otomobil ile bir evin camlarında hasar oluştu. Patlamayı gerçekleştiren şahıs, olayın ardından yaya olarak kaçtı. İhbar üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edilirken, olay yeri inceleme ekipleri de çevrede detaylı çalışma yaptı. O anlar güvenlik kamerasına da yansıdı.
“Binaya molotof benzeri bir şey atılmış”
Patlama sırasında mahalle sakinleri korku dolu anlar yaşadı. Olaya ilişkin gördüklerini anlatan bir mahalleli, “Saat 03.00 sıralarında büyük bir patlama oldu. Camdan dışarı baktım ama herhangi bir şey göremedim. Daha sonra dışarı çıktığımda polisleri ve insanları gördüm. Karşı binaya molotof benzeri bir şey atılmış. Araçlarda ve çevrede ciddi hasar vardı” dedi.
Polis ekipleri, patlamaya neden olan şüpheliyi yakalamak için geniş çaplı çalışma başlattı.
Olay, Çoban Mustafa Paşa Camii’nde meydana geldi. Eski Milletvekili Cemalettin Kaflı’nın cenaze törenine katılan Enes T., İYİ Partili eski yönetici Tekin Y. tarafından darbedildi. Olay yerinden ambulansla hastaneye kaldırılan Enes T., o anları kayda aldı. Enes T, cenaze aracının yanında şahsın kendisine ağır hakaretler ettiğini ve sert bir cisimle kafasına defalarca vurduğunu ifade ederek, şikayetçi oldu.
“Sert bir cisimle defalarca kafama vurdu”
Olayı anlatan Enes T., “Uzun yıllardır Kocaeli’de gazetecilik yapıyorum. Bugün bir saldırıya uğradım. Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliye Camii’nde eski Milletvekili Cemalettin Kaflı’nın cenazesine katılım sağlamıştım. O sırada içeriye İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan girdi ve yanında birkaç kişi vardı. Bir tanesinin de yönetimden olduğunu biliyorum, ismi de Tekin Y. Kendisi beni görünce hiçbir sebep olmadan dış kapıya çağırdı. Orada cenaze aracının yanında bana ağır hakaretler ederek beni darp etmeye başladı. Yaralandım, şu anda hastanedeyim. Lütfü Türkkan’ı da uyarmak istiyorum. Yani yanındaki bir şahıs, nasıl bana böyle bir harekette bulunabilir? Şikayetçiyim. Sert bir cisimle defalarca kafama vurdu” dedi.
“Siyasi bir yönü yoktur”
Olay sonrası sosyal medya hesabından açıklama yapan Tekin Y, “Geçtiğimiz günlerde dükkanıma gelerek veresiye telefon almak isteyen şahıs, gazeteci olduğunu, siyasetle uğraştığımdan dolayı kendisine işimin düşeceğini, veresiye vermemin iyi olacağını söyledi. Kendisine bunu yapamayacağımı söyledim. Bugün bir cenazede kendisiyle karşılaştığımızda bana hakaretler savurarak benim açığımı aradığını, ‘Elime düşeceksin’ diyerek beni tehdit etti. Bunun üzerine kendisiyle arbede yaşandı. Bütün olay bundan ibaret, siyasi bir yönü yoktur” ifadelerini kullandı.
Edinilen bilgiye göre, olay 21 Ağustos Perşembe günü Başiskele’de meydana geldi. Durakta yolcu indiren özel halk otobüsü şoförünün yanına yaklaşan bir kişi, “Ne oldu abi? Ne bakıyorsun? Niye öyle bakıyorsun?” dedikten sonra araca bindi. Sürücünün üzerine yürüyen şahıs, “Niye öyle baktığını anlatsana bana? Gebertirim seni. Bir daha sakın kimseye öyle bakma” diyerek tehditler savurduktan sonra otobüsten indi.
SS 70 Nolu Yeniköy Minibüs-Otobüs ve Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı Volkan Sözen, olayı güvenlik kamerasından izlediğini ve büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Son dönemde üç kooperatifin birleşmesiyle güzergah ve duraklarda değişiklikler olduğunu belirten Sözen, şoförlerin yolcu kaçırmamak için duraklara daha dikkatli bakmak zorunda kaldığını ifade etti.
Sözen, olayın tamamen yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Yolcu bize yabancı, biz de yolcuya yabancıyız. Onun için sürekli duraklardaki yolculara, yolcu kalmasın diye bakmak zorundayız. Olayın yaşanmasının tek sebebi, ’Neden bana baktın?’. Bu da çok üzücü bir durum. Bu bakma meselesi büyütülmemesi lazımdı. Ben bu arkadaşın güvenlik güçleri tarafından yakalanıp gerekli işlemlerin yapılmasını istiyorum”
“Şoförün ruh hali bozuldu”
Şoförün olay nedeniyle iki gün çalışamadığını ve psikolojisinin bozulduğunu dile getiren Sözen, “Onun da ruh hali bozuldu. O da üzüldü, canı sıkıldı, kızdı. Ses çıkartmamasının tek sebebi arabadaki yolcuların güvenliğidir. Acil bir şekilde bu arkadaşın yakalanıp gerekli işlemlerin yapılmasını arzu ederim” ifadelerini kullandı.