Kategoriler
Sağlık Haberleri

Türk bilim insanlarından devrim niteliğinde yenilik

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/06/turk-bilim-insanlarindan-devrim-niteliginde-yenilik-0-4a7FWSpM.mp4
Her yıl 8 Haziran’da, insanları beyin tümörlerinin önlenmesi konusunda bilinçlendirmek, eğitmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla kutlanan ‘Dünya Beyin Tümörü Günü’nde, Türk bilim insanları devrim niteliğinde bir yeniliğe imza attı. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevcihan Duru ve Prof. Dr. Tolga Turan Dündar öncülüğündeki bilim insanları, beyin ameliyatlarında yapay zeka destekli nöronavigasyon sistemiyle tümörün temizlenme anını yüzde 98 doğrulukla gerçek zamanlı olarak ekrana yansıtan bir sistem geliştirdi. Bu sistem, doktorlara büyük kolaylık sağlarken, hastaların ikinci bir ameliyat geçirme ihtimalini ortadan kaldırarak sağlık sistemine de önemli katkı sunacak.

Dünyada geçmişten bugüne beyin tümörü ameliyatları, hem cerrahlar hem de hastalar için büyük bir hassasiyet ve önem gerektiriyor. Günümüz mevcut yöntemlerine bakıldığında, çoğunlukla cerrahlar, ameliyat öncesi çekilen MR görüntülerine ve çeşitli cihazlarla ameliyatlarını gerçekleştiriyordu. Ancak bu sistemler, tümörün çıkarılması sırasında oluşan boşluğu canlı olarak gösteremediği için cerrahların işini zorlaştırıyordu. Bu durum, tümörün tam temizlenip temizlenmediği konusunda belirsizlik oluşturabileceği gibi hastaların yeniden ameliyat olmasına da yol açabiliyordu.

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevcihan Duru, öncülüğünde bir grup akademisyen, kolları sıvayarak, tümörün temizlenme anını gerçek zamanlı ameliyat sırasında ekrana yansıtan ve bir nevi cerraha yol haritası çizen yapay zeka destekli nöronavigasyon sistemini geliştirdi. Geliştirilen sistem, cerrahlara ameliyatlarda büyük bir kolaylık sağlarken hastaların da ikinci bir ameliyat riskini ortadan kaldırma görevini yerine getirmiş olacak. Prof. Dr. Duru, yaklaşık iki yıldır süren titiz çalışmanın sonunda ortaya çıkan projenin çıkış noktasını şu sözlerle anlattı:

’’Bir kongrede beyin cerrahlarıyla bir araya gelmiştik. Burada, Prof. Dr. Tolga Turan Dündar ve Prof. Dr. İhsan Doğan hocalarımız yapay zeka ile çözülebileceğini düşündükleri birçok problemden bahsettiler. Bunlardan en önemlilerinden biri, beyin ameliyatları sırasında kullandıkları eski MR görüntüleriydi. Tümörü temizlerken oradaki boşluğu gerçek zamanlı olarak ekranda göremediklerini söylediler. Bu, onlar için çok önemliydi, çünkü navigasyon cihazlarında hala tümör varmış gibi görünüyor, ne kadarının temizlendiğini bilmiyorlardı. Sadece tecrübelerine dayanarak anlıyorlardı. Derinlerde olabilen ameliyatlarda bu boşluğu tam görmeleri mümkün değildi. Bir hocamız ’Keşke ameliyatı yaparken o sırada MR çekilmiş gibi ekranda bu görüntüyü görebilsek’ demişti. Bu bizim için bir ilham kaynağı oldu.’’

“Yüzde 98 doğru tahmin ediyor”

Mevcut sistemlerin zorluklarından yola çıkarak günümüz teknolojiyle çözüm arayışına giren Prof. Dr. Nevcihan Duru, aslında ameliyat esnasında intraoperatif MR cihazları ile hastanın MR’a sokulabileceğini belirtti. Prof. Dr. Duru, “Ameliyat esnasında hastanın MR’a sokulabilmesi hem bazı risk hem de çok pahalı sistemler olduğu için çok sık tercih edilemiyor. Bazı ameliyatlarda ise, tümörün tamamen temizlenip temizlenmediğini anlamak için hastayı ameliyathaneden çıkarıp başka bir ortamda MR çekmeye götürüyorlar. Bu durum, hijyenik olmayan bir ortam oluşturuyor ve ameliyat süreleri uzuyor. Bizim geliştirdiğimiz cihazla birlikte, ameliyat esnasında ultrason cihazıyla beyindeki ultrason görüntülerini alarak, tümörün çıktığı bölgeyi, yani rezeksiyon boşluğunu tahmin edebilen bir sistem geliştirildi. Yapay zeka modelleri, özellikle de yapay sinir ağları kullanarak, bu bölgeyi tahmin edip gerçek zamanlı olarak, sanki tümör çıkmış gibi sentetik MR görüntüsünü ekrana yansıtabiliyoruz. Doktorlar için bu çok değerli, çünkü tümörün tam çıkarılması hayati önem taşıyor. Eğer tümör tam çıkarılmazsa, hasta servise taşındıktan bir süre sonra çekilen MR’da tümörün kaldığı görülebiliyor ve bu da radyoterapi veya yeni bir ameliyat anlamına geliyor. Bizim sistemimiz ise bu boşluğu yaklaşık yüzde 98 doğrulukla tahmin edebiliyor’’ diye konuştu.

“Amacımız hastanın eksiksiz iyileşmesi”

Ameliyat sürelerinin kısalmasına da değinen Prof. Dr. Duru, önceliklerinin hastanın sağlığı olduğunu vurgulayarak, “Aslında biz burada süreye değil, daha çok bunun hayati tarafına ve doğruluğuna bakıyoruz. Ancak hastayı ameliyathaneden çıkarıp MR çekmek saatler bazında ek süre eklerken, bizim sistemimizle gerçek görüntüyü yansıtabildiğimiz için saatler bazında bir süre kısaltması denilebilir. Ama dediğim gibi, burada aslında süre kısaltmadan daha çok hastanın tümörünün tamamen çıkarılması ve ikinci bir ameliyata gerek duymamasını sağlamak’’ şeklinde konuştu.

Hem iyileşmeyi hızlandırıyor, hem de maliyeti düşürüyor

TÜBİTAK projesi olarak geliştirilen çalışmanın onay süreçlerinin devam ettiğini dile getiren Duru, yapay zeka destekli nöronavigasyon sisteminin sadece cerrahlar ve hastalar acısından olumlu etkilerinin olmadığını aynı zamanda sağlık sistemine de büyük katkı sağlayacağına dikkat çekti. Duru, sistemin faydalarını ise, “Bu sistem sayesinde tümöre en doğru yoldan girilmesi, hastaların ameliyat sonrası konuşma, kol veya bacak fonksiyonlarında herhangi bir sıkıntı yaşamamasını sağlıyor. Beyin ameliyatları sonrasında ne yazık ki bazı hastalarımızda ağız kayması, unutkanlık ya da konuşma güçlüğü gibi istenmeyen durumlar oluşabiliyor. Tümörün tam olarak temizlenmesi, hasta için en yararlı durumdur. Eğer tümör temizlenmezse, bu durum tümörün tekrarlamasına veya ani ataklara, uzuvlarda fonksiyon kaybına yol açabiliyor. Bizim bu projemizle, tümörün tamamen temizlenmesi en istenen şey ve biz bu projemizle hastanın sağlığı lehine bir şeyler yapmış oluyoruz. Aynı zaman cerrahlarımıza, yol gösteren, kararlarını destekleyen bir sistem sunuyoruz” şeklinde açıkladı.

Sistemin ekonomik boyutuna da dikkat çeken Prof. Dr. Duru, “Şöyle düşünün; ameliyat bitti, tümör tam temizlenmedi ve bir süre sonra çekilen MR’da tümörün kaldığı anlaşıldı. Bu durumda hastanın tekrar ameliyat olması gerekir. Bunun hem devlete hem hastaya hem de sigorta sistemine getireceği ek maliyeti hayal edin. Yeni sistemimiz, bu tür ek maliyetlerin önüne geçerek sağlık ekonomisine de önemli katkılar sağlıyor’’ diye konuştu.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

BŞEÜ, paydaşı olduğu MARMARAKAF 2025’te yerini aldı

Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin koordinasyonuyla düzenlenen ve kurumlar ile işletmelere nitelikli insan kaynağı temin etme konusunda destek sunmayı amaçlayan Marmara Kariyer Fuarı’nın (MARMARAKAF) açılışı Kocaeli Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Kocaeli Üniversitesinin ev sahipliğinde Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ), de aralarında bulunduğu 14 üniversitenin paydaşlığında düzenlenen Marmara Kariyer Fuarı’nda katılımcılara mesleklerle ilgili detaylı bilgi alma, kariyer planlarını oluşturma, bölgedeki birçok şirketle tanışma, kendi markalarını oluşturma ve girişimcilik konularında düşüncelerini firma kurum ve kuruluşlarla paylaşma fırsatı sunuldu.

Avrupa’nın en büyük kariyer fuarı olan Marmara Kariyer Fuarına, BŞEÜ, Rektörü Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Yurdakul, Genel Sekreter Muhammet Büyük, Kariyer Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. H.Tezcan UYSAL ile Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Fakrullah Tohumcu katıldı.

Kariyer Merkezi Koordinatörlüğü ile Teknoloji Transfer Ofisi Koordinatörlüğü iş birliği ile hazırlanan standımızda; mühendislik, sağlık ve spor alanında patent ve faydalı modeli bulunan Öğretim Elemanları görev alarak fuar alanındaki ziyaretçileri bilgilendirdi. Açılış programı sonrasında BŞEÜ, standını ziyaret eden Rektör Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, fuara katılarak bu büyük organizasyonda Üniversiteyi temsil eden akademik ve idari personellere teşekkür etti.

Rektör Prof. Dr. Kaplancıklı fuara dair verdiği röportajda; Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi olarak böyle kıymetli bir organizasyona partnerlik yaptığımız için çok mutluyum. Avrupa’nın en büyük kariyer fuarı diye her zaman övünerek bahsettiğimiz Marmarakaf bu yılda hem öğrencilerimize hem de sektöre çok vizyoner imkanlar sundu. Öğrencilerimiz kendi kariyerleri ile ilgili planlar yaparken aynı zamanda sektörün ihtiyaçlarına yönelik gerekliliğini karşılamak üzere buralardan bilgiler ediniyor. Bu yönden hem firmalar için hem de öğrencilerimiz için çok faydalı bir etkinlik olacak” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Batı Anadolu Neolitik toplumlarının çevre ile ilişkilerini ortaya çıkaracak projeye TÜBİTAK desteği

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sürekli Eğitim Merkezi (EGESEM) Müdürü Prof. Dr. Fulya Dedeoğlu’nun yürütücüsü olduğu “Batı Anadolu Neolitik Topluluklarının Kaynak Kullanım ve Sürdürülebilirlik Stratejileri: Ekşi Höyük Örneği” başlıklı proje, TÜBİTAK 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu. Proje kapsamında Yukarı Menderes Havzası’nda yer alan arkeolojik yerleşimler üzerinden Neolitik toplulukların çevre ile olan ilişkileri ve doğaya adaptasyon stratejileri incelenecek.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Prof. Dr. Fulya Dedeoğlu makamında ağırlayarak tebrik etti. Prof. Dr. Budak, “Üniversitemizde oluşturduğumuz bilim ekosistemi neticesinde TÜBİTAK’a en çok proje yapan ve projesi en çok kabul gören üniversiteler arasında zirvede yer alıyoruz. Prof. Dr. Fulya Dedeoğlu hocamız ve ekibinin yürüttüğü proje de tarihe ışık tutacak nitelikte. Projeleri TÜBİTAK tarafından desteklenen hocamızı ve ekibini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi.

“Uluslararası nitelikte multidisipliner proje”

Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Fulya Dedeoğlu, “Projemizde Liverpool Üniversitesi, Tübingen Üniversitesi, İzmir Demokrasi Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi, Kırşehir Ahi Evran, Gebze Teknik gibi pek çok ulusal ve uluslararası ortak yer alıyor. Bu araştırma ile Yukarı Menderes Havzası örneği üzerinden Batı Anadolu’da iskân eden neolitik toplulukların çevre ile olan karşılıklı ilişkilerini, çevreyi nasıl etkilediklerini ve çevreden nasıl etkilendiklerini, kaynak tüketim ve sömürü modellerini, insan ya da doğa kaynaklı değişimlere yönelik adaptasyon stratejilerini inceleyeceğiz. Proje; arkeoloji, bioarkeoloji, coğrafya ve jeomorfolojiyi içeren disiplinler arası bir yaklaşımla bu toplulukların çevre davranış modellerini anlamayı amaçlıyor. Projenin uygulanacağı Yukarı Menderes Havzası, topografik ve mikro-çevresel çeşitliliği nedeniyle bu araştırma sorularına cevap verme potansiyeline sahip önemli bir araştırma alanı. Çalışma, havzada kazısı yapılan tek neolitik yerleşim olan Ekşi Höyük başta olmak üzere bölgedeki 18 neolitik yerleşimi kapsıyor. Projenin ana hedefi; iklimsel ve çevresel değişikliklerin neolitik topluluklar üzerindeki etkisini araştırmak, polen çalışmaları, sedimantoloji ve arkeolojik verileri kullanarak geçmişteki çevresel koşulları yeniden inşa etmek ve neolitik topluluklar ile yakın çevreleri arasındaki sosyo-ekolojik ilişkiyi inceleyerek alet, inşaat ve yakıt için odun kullanımı da dahil olmak üzere ormanlık alanların kullanımına yönelik sembolik ve ekonomik motivasyonları anlamaktır” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
KÜLTÜR SANAT Tüm Kültür Sanat Haberleri

Büyükşehir’den üç aylar için anlamlı program

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, mübarek üç aylar vesilesiyle Gebze’de anlamlı bir programa imza attı. Büyükşehir Belediyesi Dini Musiki Topluluğu tarafından seslendirilen ilahiler gönüllere taht kurdu.

 

ÜÇ AYLARIN RUHUNA YOLCULUK

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, üç aylar vesilesiyle anlamlı bir programa imza attı. Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programda Büyükşehir Belediyesi Dini Musiki Topluluğu Şefi ve aynı zamanda Amasya Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi ile Prof. Dr. Fatih Koca’nın eşsiz sohbeti geceyi taçlanırdı. Etkinlikte söylenen ilahiler ise gönüllere taht kurdu. “Üç Aylar’ın Ruhuna Yolculuk: İlahiler ve Sohbetler” adındaki etkinlikte Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, vatandaşların mübarek üç aylarını kutlayarak Ramazan-ı Şerife kavuşma dileklerini iletti.

 

“ALLAH’IN YARATTIĞI HER VAKİT MÜBAREKTİR”

Konuşmasında Hocası Prof. Dr. Mahmut Esen’in, “Her halükarda ve her vakitte Cenabı Allah’a hamdü senalar olsun” sözünü hatırlatan Prof. Dr. Turabi, “Allah’ın yarattığı her vakit mübarektir. Maksatsız hiçbir şey yaratmamıştır. Allah, yarattığı günü, haftayı, ayı, seneyi bir maksat üzere yaratmıştır” dedi. Yüce Allah’ın bazı vakitleri Kur’an-ı Kerim’de bildirdiğini kaydeden Prof. Dr. Turabi, “Recep, Şaban ve Ramazan ayları bize mübarek aylar olarak bildirilmiştir. Kısa bir süre önce ise mübarek Regaip gecesini idrak ettik. Önümüzdeki günlerde Miraç ve bizi Ramazan’a ulaştıracak Berat Gecesi’ne kavuşacağız. Ve bildiğiniz gibi yine bizler için önemli vakitlerden bayramlarımız var. Zamanın mübarekliğini böyle görebiliriz” şeklinde konuştu.

 

BERAT GECESİ VE ELHAMDÜLİLLAH İLAHİLERİ

Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi gerçekleştirilen sohbetin ardından gecenin ilk ilahisini seslendirdi. Kendi bestesi olan “Berat Gecesi” adlı eseri seslendiren Prof. Dr. Turabi hemen ardından Ramazan’a kavuşma sevincini en güzel şekilde yansıtan “Elhamdülillah” ilahisini icra etti. Programın konuğu olan Prof. Dr. Fatih Koca ise mübarek üç ayların önemini dile getirdiği konuşmasında gençlik dönemlerinde Elazığ ve Diyarbakır camilerinde duyduğu salavatı şeriflerin duygusunu konuklarla paylaştı. Anlamlı programda birbirinden güzel ilahilere ses veren Prof. Dr. Koca vatandaşlardan büyük beğeni topladı.

 

PROF. DR. KOCA’DAN BÜYÜKŞEHİR’E TEŞEKKÜR

Prof. Dr. Koca, kendisini böylesine anlamlı ve manevi atmosferi yüksek bir gecede konuk ettiği için Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Programa eşlik eden Büyükşehir Belediyesi Dini Musiki Topluluğu’na da teşekkür eden Prof. Dr. Koca, topluluğun şefi Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi’nin başarılarının devamını diledi. Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi Sorumlusu Ufur Eser de programa katılımlarından dolayı Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi ve Prof. Dr. Fatih Koca’ya teşekkür çiçeği takdim etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Gölcüklüler Mavera Dergisi Sempozyumu’nda buluştu

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2024/12/golcukluler-mavera-dergisi-sempozyumunda-bulustu-0-u3GX63yu.mp4
Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde 6. Mavera Dergisi Sempozyumu düzenlendi.

Gölcük Belediyesi ev sahipliğinde Kazıklı Kervansaray’da Mavera Dergisi Sempozyumu başladı. Sempozyum, 1987 yılında hayatını kaybeden Türk edebiyatının önemli ismi Cahit Zarifoğlu ve arkadaşları “7 güzel Adam” hatırasına ithafen düzenlendi. Sempozyumun açılışına; Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Gölcük Kaymakamı Müfit Gültekin, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, Üniversitelerarası Kurul Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Balcı, Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Akmanşen, Kocaeli İl Kültür ve Turizm Müdürü Fatih Taşdelen, İSU İcra Kurulu Başkanı Yaşar Çakmak, Gölcük Milli Eğitim Müdürü Caferi Tayyar Mert, Gaziler Derneği Gölcük Şubesi Başkanı Mehmet Arslan, akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Sempozyumun açılışında konuşan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, Türk edebiyat dünyasına katkı sunmaya devam edeceklerini söyledi. Başkan Sezer, “Anadolu Mektebi Yönetim Kurulu Başkanı, Geçmiş Dönem Tarım ve Köy İşleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Sami Güçlü başta olmak üzere, sempozyumların yapılmasında büyük emeği olan ve kitaplarının editörlüğünü yapan Prof.Dr.Ali Kurt’a, sempozyum sergisini hazırlayan ve 1.Oturum Başkanlığını yapan Dr. Âlim Kahraman’a, 1.Oturuma katılan, Prof. Dr. Mehmet Narlı’ya, Prof. Dr. Şaban Sağlık’a, Prof. Dr. Beyhan Kanter’a ve sempozyuma bildiri sunan akademisyenlere çok teşekkür ediyorum” dedi. Türk edebiyat tarihinin ele alındığı sempozyumlar serisinin devamı olan Mavera Dergisi Sempozyumu’nda Tarım ve Köy İşleri eski Bakanı Prof. Dr. Sami Güçlü de konuşma yaptı.

Sempozyum hakkında bilgilendirmelerde bulunan sempozyumların düzenleme kurulu başkanı Prof. Dr. Ali Kurt, “Mavera Dergisi’nin birinci neslinin son temsilcisi Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdağ’ın vefatı üzerine hem ona ithafen hem de diğer Maveracı’ları da anmak üzere. Mavera Dergisi sempozyumu düzenlemeye karar verdik. Bu derginin 96 ve 120. sayıları arasında editörlük yapan Alim Kahraman hocamızın koleksiyonundan bir sergi de yapmış olduk bu sergide Alim Kahraman hocamızın kendisine gönderilen mektuplardan birinci dönem şair ve yazarlarının imzalamış olduğu kitaplardan kendi elinde bulunan ilk dönem dergilerden elinde bulunan bütün koleksiyonunu bize açtı ve ilk defa sergide yapmış olduk. Mavera Dergisi Türkiye’nin günümüzün mahfil olması açısından, bir nesil yetiştirme, bir mektep olması açısından önemli günümüze yansıyan önemli etkisi olan dergilerden bir tanesi. Bununla ilgili Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden 23 akademisyenin katılacağı bir sempozyum düzenlenecek. Farklı olan birinci neslin özellikle çocuklarının gözünden birinci neslin maveracıları diye bir oturum yapıyoruz orada Cahit Zarifoğlu’nun, Erdem Beyazıt’ın çocukları konuşacaklar. Dr. Hüseyin Yorulmaz bey bunun moderatörlüğünü yapacak. Zannedersem bu ilginçte olacak daha önce çocuklarının gözünden mavera çok konuşulamamıştı. Sonrasında bunlar hep kitap haline getirilince kalıcı bir eser haline gelecek. Bundan sonra Türk edebiyatında Mavera ile ilgili çalışma yapmak isteyen birisinin başucu kaynak kitabı olacağını düşünüyoruz. Bundan önceki tüm sempozyumların hepsini kitaplaştırdık. Dergi odaklı sempozyum, geleneksel hale getirilen sempozyum Türkiye’de çok yok. Bu anlamda ilkiz bunu devam ettirmeyi düşünüyoruz. Gelecek yıl Nurettin Topçu’nun ölümünün 50. Yılı dolayısıyla Hareket Dergisi’ni odağa alan bir dergi sempozyum yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

KOSTÜ’de uluslararası iş birliği ve yapay zeka eğitim vizyonu güçleniyor

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ) Rektörü ve Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Kurucu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç’ı makamında ziyaret etti. Eğitim, araştırma ve iş birliği konularının görüşüldüğü ziyarette, KOSTÜ’nün üniversite genelinde yapay zeka uygulamalarına verdiği önem de öne çıkan konulardan biri oldu.

Prof. Dr. Elmas, KOSTÜ’nün yapay zeka eğitimleriyle, üniversitenin tüm paydaşlarının bu yenilikçi teknolojiyi kullanarak daha verimli, etkili ve sürdürülebilir çözümler üretebileceğini belirtti. Üniversitenin sağladığı bu eğitimler, hem akademik araştırmalarda hem de idari süreçlerde kaliteyi artırmayı hedefliyor. Bu yapay zeka odaklı eğitimler, sadece öğrencilere teorik bilgi sağlamakla kalmayıp, akademik ve idari kadronun da bu alandaki yetkinliklerini geliştirmeyi hedefliyor. Bu sayede KOSTÜ, dijital dönüşümü yalnızca müfredatla sınırlı tutmayarak, üniversitenin tüm işleyişine entegre ediyor. Bu yenilikçi yaklaşım, üniversitenin rekabet gücünü artırarak küresel arenada daha etkin olmasını sağlıyor.

Prof. Dr. Elmas, DAÜ’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, DAÜ’nün akademik alandaki başarılarını yakından takip ettiklerinin altını çizdi. KOSTÜ hakkında detaylı bilgiler veren Prof. Dr. Elmas, üniversitenin vizyonu, misyonu ve çalışmaları hakkında açıklamalarda bulunarak, KOSTÜ’nün eğitimde kaliteyi artırma çabalarına dikkat çekti. Ziyarette, her iki üniversite arasında eğitim, araştırma ve yapay zeka uygulamaları üzerine iş birliği geliştirilmesi konuları ele alınırken, yükseköğretimde kalite konusu ağırlıklı olarak konuşuldu.

Prof. Dr. Kılıç ise DAÜ’nün bilimsel ve akademik çalışmalarda elde ettiği başarıları vurgulayarak, DAÜ’nün eğitim kalitesinin birçok uluslararası sıralama kuruluşu tarafından tescillendiğini belirtti. Ayrıca, gelecekte yapılabilecek iş birlikleri üzerinde de duruldu ve iki üniversite arasında akademik ve bilimsel işbirliğinin önemine dikkat çekildi.

Ziyaret sonunda Prof. Dr. Kılıç tarafından Prof. Dr. Elmas’a Kıbrıs’a özgü Lefkara işi pano takdim edildi.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version