Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Bu sempozyumda savaşın dini, hukuki ve insani boyutları gözler önüne seriliyor

Kocaeli’de düzenlenen Uluslararası 4. İslam Kültür ve Medeniyeti Sempozyumu’nda savaşın dini, hukuki ve insani boyutları gözler önüne seriliyor.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı, Uluslararası 4. İslam Kültür ve Medeniyeti Sempozyumu’nda savaşın dini, hukuki ve insani boyutları çok yönlü ele alındı. Kocaeli Kongre Merkezi’nde başlayan sempozyuma Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’da katıldı. Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Kahraman ve Suriye Acil Durum ve Afet Yönetimi Bakanı Raid Es Salih sempozyuma katıldı. Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, çağdaş savaşların klasik anlamda savaş tanımına uymadığını belirtti. Özellikle Filistin, Yemen ve Doğu Türkistan gibi coğrafyalarda yaşananların, uluslararası hukukta tanımı yapılmış bir savaş değil, kültürsüzlüğün ve vicdansızlığın ürünü olan sistematik katliamlar olduğunu vurguladı. Aktaş, bu eylemlerin genellikle Müslüman halklara yönelik olduğunu belirterek, “Bugün insanlık öldürülüyor” ifadesiyle küresel vicdanın suskunluğunu eleştirdi.

“Savaşın ekonomik ve ideolojik boyutları da var”

Savaş, güç, iktidar ve medeniyet kavramları üzerine konuşma yapan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, savaşın yalnızca askeri değil, aynı zamanda ekonomik ve ideolojik boyutlarıyla değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kapitalizmin geç evrelerinin kendi savaş mekanizmalarını nasıl kurduğuna dikkat çeken Büyükakın, doğal kaynaklar, insan sermayesi ve ekonomik iktidar mücadelesinin savaşın temel dinamiklerinden biri olduğunu ifade etti. Başkan Büyükakın, Yunan mitolojisi, Protestanlık-Katoliklik ayrımı ve İslamiyet’in insani merkezli yaklaşımı gibi örneklerle, modern dünyanın temelini oluşturan zihni yapının doğru okunmadan savaş, hukuk ve güç ilişkilerinin anlaşılamayacağını dile getirdi. Bu kapsamda savaş ile soykırım ve çatışma kavramlarının ayrıştırılması gerektiğini, soykırımın çok daha farklı bir boyut taşıdığını belirterek, bu konuların cesaretle konuşulması gerektiğinin altını çizdi.

Başkan Büyükakın, bu tür sempozyumların farklı disiplinlerin katkısıyla daha da derinleşeceğini ve hukuk, uluslararası ilişkiler gibi alanların da sürece dâhil edilmesi gerektiğini ifade etti.

“Zulüm tüm dünyada devam ediyor”

Zulmün yalnızca Gazze’de değil, Ukrayna gibi dünyanın farklı coğrafyalarında da sürdüğünü hatırlatan Başkan Büyükakın, savaşların zaman zaman demokrasi, hak ya da başka kılıflarla meşrulaştırıldığını söyledi. Kötülüğü tamamen ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını belirten Başkan Büyükakın, ancak iyiliği çoğaltmak ve kötülüğü engellemek adına mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Mazlum milletlerin kendi kahramanlık hikâyelerini anlatmalarının önemine işaret eden Büyükakın, bu sempozyumun da bu anlamda önemli bir işlev gördüğünü belirtti ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.

“14 yılda Suriye’de toplum bölündü”

Sempozyumun uluslararası konukları arasında yer alan Suriye Acil Durum ve Afet Yönetimi Bakanı Raid Es Salih, ülkelerindeki savaşın toplumsal yapıya etkilerini değerlendirdi. 14 yıllık savaş sürecinde Suriye toplumunun ciddi şekilde parçalandığını belirten Es Salih, bu süreçte hem fiziksel hem de sosyal yıkım yaşandığını ifade etti. Savaşın etkilerinin yalnızca silahlarla değil, toplumun bütün dinamikleriyle mücadele etmesi gereken bir olgu olduğuna dikkat çekti.

Çok sayıda katılımcının yer aldığı sempozyum oturumlarla devam etti. Sempozyum, 19-20 Nisan tarihlerinde Darıca Balyanoz Eğitim Tesisleri’nde sürecek. Etkinlik; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli Müftülüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Kocaeli İlahiyat Vakfı, İNSAMER ve Dijital Hafıza Derneği tarafından organize ediliyor.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Selvi; “Milli Mücadele, o dönemin edebiyatının temellerini oluşturdu”

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Türkiye’nin etkinlik ve ziyaretçi sayısı bakımından en büyük kitap fuarı olan Kocaeli Kitap Fuarı’nda etkinlikler devam ediyor. Prof. Dr. Haluk Selvi; “Milli Mücadele döneminin kırılma noktası İzmir’in işgalidir. Bu işgale Türk halkının tepkisi edebi anlamda çok sert olmuştur” dedi.

 

TÜRK İSTİKLAL HARBİ

14. Kocaeli Kitap Fuarı’na katılan Prof. Dr. Haluk Selvi, İstiklal Harbi ve Edebiyatımız konulu söyleşide okurlarıyla Karamürsel Alp Salonu’nda bir araya geldi. Prof. Dr. Haluk Selvi; “Osmanlı Devletinin son 20 yılı savaşlarla doluydu. Bir yandan da Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı yıllardı fikir olarak. Milli mücadele dediğimiz 1918 – 1922 tarihleri arası dönemi, Türk İstiklal Harbi olarak adlandırıyoruz. Kurtuluş Savaşı olarak adlandırıyoruz. Bu savaş verilirken yazışmalarda bu durum Mücahade-i Milliye diye geçiyordu. Bu ne demek milli cihat demektir. Hristiyan dünyasına karşı savaş veriyorsun yani inancımıza göre bir cihat yürütüyorsun.” açıklamasında bulundu.

 

EDEBİYATÇILAR MİTİNGLERE KATILDI

Savaşta bile edebiyata önem verildiğini ifade eden Selvi; “Savaş insanların hep uzak durduğu bir konu olmasına rağmen atalarımız, ‘sulhu saha hazır ol cenge’ der. Yani, böyle bir coğrafya da yaşıyorsan savaşa hazır olmalısın. Bugün Ortadoğu’da bunu görüyoruz. Edebiyat oradan çıkıyor. Bu durumu bizim tarihimizde de görüyoruz. Milli Mücadele döneminde yaşadığımız olaylar o dönemin edebiyatının temellerini oluşturdu. Örnek verecek olursan İzmir’in işgali. Milli Mücadele döneminin kırılma noktasıdır. İşgal İzmir’e münhasır değildi. İşgal, Anadolu’dan Antep ile başladı. Ardından Edirne ve İstanbul kuşatıldı. Bizim edebi anlamdaki tepkilerimiz Yunanların İzmir’e çıkması kadar sert olmadı. Bunun en büyük nedeni Yunan’ın İzmir’i işgal ederken ilhak maliyetiyle gelmiş olması. Yani topraklarımızı kendi topraklarına katmak istemeleri. İstanbul’u işgal ederken hep geçici olduklarını Türklerin burada kalacaklarını ifade ettiler ama İzmir’den Uşak’a kadar işgal girişimi çok sert tepkilere neden oldu. Anadolu’nun 4 bir yanında mitingler düzenlendi. O dönem İstanbul’da da mitingler düzenlendi. Dönemin en meşhur edebiyatçıları 4 büyük mitinge katılmıştır. Edebiyatçılar bu mitinglerde konuştu. Halide Edip Adıvar’ın konuşması, kalabalıklara yemin ettirilmesi, kürsünün siyah bir bayrakla kapatılması. Ayasofya’yı almak için geliyorlar diye konuşması halkı coşturmuştur” ifadesini kullandı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

“İzmir’in işgaline Türk halkının tepkisi edebi anlamda çok sert olmuştur”

14. Kocaeli Kitap Fuarı’na katılan Prof. Dr. Haluk Selvi, “Milli Mücadele döneminin kırılma noktası İzmir’in işgalidir. Bu işgale Türk halkının tepkisi edebi anlamda çok sert olmuştur” dedi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Türkiye’nin etkinlik ve ziyaretçi sayısı bakımından en büyük kitap fuarı olan kitap fuarında etkinlikler devam ediyor. 14. Kocaeli Kitap Fuarı’na katılan Prof. Dr. Haluk Selvi, “İstiklal Harbi ve Edebiyatımız” konulu söyleşide okurlarıyla Karamürsel Alp Salonu’nda bir araya geldi. Prof. Dr. Haluk Selvi gerçekleştirdiği söyleşide, “Osmanlı Devleti’nin son 20 yılı savaşlarla doluydu, bir yandan da fikir olarak Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı yıllardı. Milli mücadele dediğimiz 1918-1922 tarihleri arası dönemi, Türk İstiklal Harbi olarak adlandırıyoruz. Kurtuluş Savaşı olarak adlandırıyoruz. Bu savaş verilirken yazışmalarda bu durum Mücahede-i Milliye diye geçiyordu. Bu ne demek milli cihat demektir. Hristiyan dünyasına karşı savaş veriyorsun yani inancımıza göre bir cihat yürütüyorsun” açıklamasında bulundu.

“İzmir’in işgali Milli Mücadele döneminin kırılma noktasıdır”

Savaşta bile edebiyata önem verildiğini ifade eden Selvi, “Savaş insanların hep uzak durduğu bir konu olmasına rağmen atalarımız, ’Sulhu saha hazır ol cenge’ der. Yani, böyle bir coğrafya da yaşıyorsan savaşa hazır olmalısın. Bugün Ortadoğu’da bunu görüyoruz. Edebiyat oradan çıkıyor. Bu durumu bizim tarihimizde de görüyoruz. Milli Mücadele döneminde yaşadığımız olaylar o dönemin edebiyatının temellerini oluşturdu. Örnek verecek olursak İzmir’in işgali. Milli Mücadele döneminin kırılma noktasıdır. İşgal İzmir’e münhasır değildi. İşgal, Anadolu’dan Gaziantep ile başladı. Ardından Edirne ve İstanbul kuşatıldı. Bizim edebi anlamdaki tepkilerimiz Yunanların İzmir’e çıkması kadar sert olmadı. Bunun en büyük nedeni Yunan’ın İzmir’i işgal ederken ilhak maliyetiyle gelmiş olması. Yani topraklarımızı kendi topraklarına katmak istemeleri. İstanbul’u işgal ederken hep geçici olduklarını Türklerin burada kalacaklarını ifade ettiler ama İzmir’den Uşak’a kadar işgal girişimi çok sert tepkilere neden oldu. Anadolu’nun 4 bir yanında mitingler düzenlendi. O dönem İstanbul’da da mitingler düzenlendi. Dönemin en meşhur edebiyatçıları 4 büyük mitinge katılmıştır. Edebiyatçılar bu mitinglerde konuştu. Halide Edip Adıvar’ın konuşması, kalabalıklara yemin ettirilmesi, kürsünün siyah bir bayrakla kapatılması. Ayasofya’yı almak için geliyorlar diye konuşması halkı coşturmuştur” ifadesini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

“İzmir’in işgaline Türk halkının tepkisi edebi anlamda çok sert olmuştur”

14. Kocaeli Kitap Fuarı’na katılan Prof. Dr. Haluk Selvi, “Milli Mücadele döneminin kırılma noktası İzmir’in işgalidir. Bu işgale Türk halkının tepkisi edebi anlamda çok sert olmuştur” dedi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Türkiye’nin etkinlik ve ziyaretçi sayısı bakımından en büyük kitap fuarı olan kitap fuarında etkinlikler devam ediyor. 14. Kocaeli Kitap Fuarı’na katılan Prof. Dr. Haluk Selvi, “İstiklal Harbi ve Edebiyatımız” konulu söyleşide okurlarıyla Karamürsel Alp Salonu’nda bir araya geldi. Prof. Dr. Haluk Selvi gerçekleştirdiği söyleşide, “Osmanlı Devleti’nin son 20 yılı savaşlarla doluydu, bir yandan da fikir olarak Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı yıllardı. Milli mücadele dediğimiz 1918-1922 tarihleri arası dönemi, Türk İstiklal Harbi olarak adlandırıyoruz. Kurtuluş Savaşı olarak adlandırıyoruz. Bu savaş verilirken yazışmalarda bu durum Mücahede-i Milliye diye geçiyordu. Bu ne demek milli cihat demektir. Hristiyan dünyasına karşı savaş veriyorsun yani inancımıza göre bir cihat yürütüyorsun” açıklamasında bulundu.

“İzmir’in işgali Milli Mücadele döneminin kırılma noktasıdır”

Savaşta bile edebiyata önem verildiğini ifade eden Selvi, “Savaş insanların hep uzak durduğu bir konu olmasına rağmen atalarımız, ’Sulhu saha hazır ol cenge’ der. Yani, böyle bir coğrafya da yaşıyorsan savaşa hazır olmalısın. Bugün Ortadoğu’da bunu görüyoruz. Edebiyat oradan çıkıyor. Bu durumu bizim tarihimizde de görüyoruz. Milli Mücadele döneminde yaşadığımız olaylar o dönemin edebiyatının temellerini oluşturdu. Örnek verecek olursak İzmir’in işgali. Milli Mücadele döneminin kırılma noktasıdır. İşgal İzmir’e münhasır değildi. İşgal, Anadolu’dan Gaziantep ile başladı. Ardından Edirne ve İstanbul kuşatıldı. Bizim edebi anlamdaki tepkilerimiz Yunanların İzmir’e çıkması kadar sert olmadı. Bunun en büyük nedeni Yunan’ın İzmir’i işgal ederken ilhak maliyetiyle gelmiş olması. Yani topraklarımızı kendi topraklarına katmak istemeleri. İstanbul’u işgal ederken hep geçici olduklarını Türklerin burada kalacaklarını ifade ettiler ama İzmir’den Uşak’a kadar işgal girişimi çok sert tepkilere neden oldu. Anadolu’nun 4 bir yanında mitingler düzenlendi. O dönem İstanbul’da da mitingler düzenlendi. Dönemin en meşhur edebiyatçıları 4 büyük mitinge katılmıştır. Edebiyatçılar bu mitinglerde konuştu. Halide Edip Adıvar’ın konuşması, kalabalıklara yemin ettirilmesi, kürsünün siyah bir bayrakla kapatılması. Ayasofya’yı almak için geliyorlar diye konuşması halkı coşturmuştur” ifadesini kullandı.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version