Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Büyükşehir’den kadına şiddete karşı anlamlı etkinlik

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” kapsamında kadına şiddete karşı anlamlı bir etkinlik düzenledi. Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından organize edilen program, Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Kadına yönelik şiddete dikkat çekmek ve toplumsal bilinç oluşturmak amacıyla düzenlenen etkinliğe Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Nagehan Malkoç, şube müdürleri ve vatandaşlar katıldı.

 

KOCAELİ’NİN ÇİÇEK GİBİ KADINLARI

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda toplumsal duyarlılığı arttırmayı amaçlayan program, “Kocaeli’nin Çiçek Gibi Kadınları” korteji ile başladı. Başkan Vekili Berna Abiş ve beraberindekiler, Kocaeli Kadın Kooperatiflerinin stantlarını gezdi.

 

“KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN OLUŞMASINDA BİRÇOK ETKEN VAR”

Kocaelili kadınlarının yoğun ilgi gösterdiği programda konuşan Abiş, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1999 yılında kadının aile içinde, sokakta, iş hayatında maruz kaldığı şiddete dikkat çekmek için toplumda bir farkındalık oluşturmak istedi. Ve 25 Kasım gününü Kadına Şiddetle Mücadele Günü olarak ilan edildi. Yapılan çalışmalara göre şiddetin oluşmasında birçok etken var. Psikolojik faktörler, paranoid bozukluklar bireyde şiddet eğilimine neden olabiliyor. Uyuşturucu madde, alkol bağımlılığı ya da yetişkinlik döneminde dikkat eksikliği yine bu durumda pek çok şiddet nedenlerinden biri” ifadelerini kullandı.

 

“BÜYÜKŞEHİR OLARAK KADINA ŞİDDETİN KARŞISINDAYIZ”

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için 6284 sayılı kanunla birlikte son derece etkin ve kapsamlı bir mücadele yürütüldüğünü söyleyen Abiş, “Biz de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak bu kapsamlı mücadeleye elimizden geldiğince destek vermeye çalışıyoruz. Devletimiz, belediyelerimiz, üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, iş ve sanat dünyası kadına şiddetin önlenmesi için elinden gelen gayreti gösteriyor. Fakat ne olursa olsun fert fert hepimize görev düşüyor. Her birimiz çok duyarlı olmalı ve toplumda bilinci artırmak için çalışmalıyız. Her birimiz anne, teyze, halayız. Burada çocuk ve ailenin yönetilmesi, yetiştirilmesi ve eğitilmesi bizlerin üzerine düşüyor” dedi.

 

SEVGİNİN DİLİ MERHAMET

Programda klinik psikolog Serdar Vatansever de , “Sevginin Dili Merhamet” adlı bir seminer verdi. Katılımcılara öz şefkatin önemini anlatan Vatansever, “Kendine merhametli olan başkasının merhametsizliğine katlanmaz. Biz şiddetin ne olduğuna bakıp onu ayırt etmeye çalışacağımıza, bundan bizi korumayacak iç dünyaya şefkat göstermeye çalışıyoruz. Manipülasyon da bir şiddet türüdür. Kendimize vereceğimiz öz şefkat kısmında duygusal anlamda kendimizi manipüle ediyoruz. Hata yaptığınız zaman kendinizle ilişkinizi düzeltmeniz için önce iç sesinizle aranızı düzeltmeniz lazım” şeklinde konuştu. Seminerin sonunda Berna Abiş tarafından klinik psikolog Serdar Vatansever’e çiçek takdim edildi.

 

KADIN GİRİŞİMCİLİK EĞİTİMİ VE ÖDÜLLER

Diğer yandan Kocaeli Üniversitesi ve TEKNOPARK iş birliğiyle kadınlara yönelik “Kadın Girişimcilik Eğitimi” verildi. Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılara sertifika varildi. Ayrıca, Kocaeli’de kadınlara yönelik başarılı uygulamalar gerçekleştiren şirketler ödüllendirilerek farkındalık çalışmalarına destekleri için teşekkür edildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Kadın hukukçudan hadım yorumu: “Amerika’da olduğu gibi Türkiye’de de hadım cezasının uygulanması gerekiyor”

Çocuk istismarı, kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin önüne geçmek için 6284 sayılı kanun ve hadım meselesine değinen Avukat Buket Tekışık, “Amerika’da olduğu gibi Türkiye’de de hadım cezasının uygulanması gerekiyor” dedi.

Buket Aydın’a konuk olan Avukat Buket Nurşah Tekışık, ’Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ ile hadım tartışmalarına değindi. 6284 sayılı kanunun etkin uygulanması konusundaki eksikliğe değinen Tekışık, “6284 sayılı kanun, kadına şiddete dair alınan bir tedbirdir. Bir kadın takibe uğradığını ya da sosyal medyadan tehdit aldığını belirttiğinde, onun için koruma getiriliyor. Bu gibi durumlarda kişi mahkemeye başvururken veya kolluktan yardım isterken gizlilik kararı getirebiliyor. Yani TC kimlik numarasını gizleyebiliyor veya şiddet gören kadın kendi adresini belirtmek istemiyorsa Aile Mahkemesi’nden gizlilik kararı talep edebiliyor” diye konuştu.

“Bazı kesimler idamın geri getirilmesini istiyor”

Tekışık, “Ülkede idam cezası yok. İdam cezası 2004 yılında kaldırıldı. Bazı kesimler idamın geri getirilmesini istiyor. İdam neye göre geri gelsin? 2004 yılında idam kaldırıldı çünkü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun değildi ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giriş süreci vardı. İdam cezasının geri gelmesi demek, çok fazla açığın olması demek. Özellikle çocuklara karşı işlenen suçlar ve cinsel suçlar için idam istiyorlar ama bunun ne ölçüde genişleyeceğini ne siyasiler bilebilir ne de Türk halkı bilebilir. Bu yüzden idam cezasını geri getirmek, kontrol edilemez bir süreci başlatabilir. Hadım cezası, Amerika’da aktif olarak uygulanabilen bir yöntem. Cerrahi hadım ve kimyasal hadım olarak ikiye ayrılmış durumda. Cerrahi hadımda, kişinin cinsel organları alınıyor. Kimyasal hadımda ise belirli iğnelerle kişinin cinsel dürtüleri azaltılıyor. Bence Türkiye’de de kimyasal hadım aktif olarak kullanılabilir. Çünkü son dönemde cinsel suçların arttığını görüyoruz ve bu tür suçlar için çözüm olabileceğini düşünüyorum. Tabii ki cerrahi hadım yerine kimyasal hadım tercih edilmeli. Cerrahi hadım, birçok ülkede ciddi karışıklıklara yol açabilir ve daha geri kalmış bir yöntem olarak değerlendiriliyor. Amerika’da bile daha çok kimyasal hadım tercih ediliyor. Bence infaz kanunları bir an önce düzenlenmeli ve cinsel suçlar için hadım cezası uygulanmalıdır. Cinsel suçlara karşı en azından kimyasal hadımın uygulanması gerektiğini savunuyorum” diye konuştu.

“Bu sıkıntılar yalnızca Türkiye’de yaşanıyormuş gibi görünüyor ancak dünya genelinde de benzer olaylar yaşanıyor”

İstismarda sadece bir kişinin suçlu olmadığını, aile ortamının da bu sıkıntının parçası olduğunun altını çizen Tekışık, “Bu tür vakalarda anne rolü de sorgulanmalı. Nasıl bir anne böyle durumda sessiz kalır? Bu vakaları izlerken ben dehşete düşüyorum. Bu sorunlar yalnızca Türkiye’de yaşanıyormuş gibi görünüyor ancak dünya genelinde de benzer olaylar yaşanıyor. Türkiye’nin her bölgesinde bu tür vakalar meydana geliyor. Örneğin, Tekirdağ’da yaşanan olay, Karadeniz’de ya da Güneydoğu’da da yaşanabiliyor. Bu sorunlara çözüm bulmak için ne yapılabilir? Herkes sağcılar, solcular, iktidar ve muhalefet olarak ayrılıyor. Hayır, Türk toplumu olarak bu meseleye bakmalıyız. Ben anne değilim ama bir gün anne olursam, çocuğumu yalnızca mahalleye ya da adalet sistemine bırakmak istemem. Bugün babalar bile kız çocuklarını severken çekingen davranıyor. Çocuk farklı bir şey hisseder mi diye endişeleniyorlar. Türkiye’de herkesin kendi çekirdek ailesini savunması gerektiğini görüyoruz. Çocuklar, sosyal medya platformlarında pornografik içeriklerle tehdit ediliyor. Ancak hâlâ çaresiz kız çocukları görüyoruz, anne babalarından korkuyorlar. Anne babaların çocuklarına dostane şekilde yaklaşması, onlara arkadaşça davranmaları gerekiyor. Ne yazık ki toplumda şiddete karşı duyarsızlık artıyor” ifadelerini kullandı.

“Cinayetlerin hepsi sistematiktir”

Şiddet gören kadının yapması gerekenleri anlatan Buket, “Öncelikle bunu sevgi gösterisi olarak görmemek gerekiyor. Örneğin, eşim yapar gibi anlayışı bırakmaları gerekiyor. Cinayetlerin hepsi sistematiktir. Normal cinayetlerde ya bir ilişki ya da bir boşanma davası vardır. Tokatla başlayan ilişkiyi kesinlikle devam ettirmesinler. Kadın sığınma evlerine sığınabilirler. Kesinlikle telefonlarında KADES uygulamasının olması gerekiyor. Uygulamada o tuşa basıldığı anda konumunuz tespit edilerek en yakın ekip size yönlendiriliyor. Çalışmama gibi ihtimali kesinlikle yok. Muhakkak her kadının, her kız çocuğunun telefonunda KADES uygulamasının olması gerekiyor. Daha sonrasında küçük tokatta ’dur’ dediğinizde orada o adam şiddet göstermekten vazgeçecek. Sen ’dur’ diyerek orada onu sensizlikle cezalandırdın, şikayetçi olmasanız bile lütfen darp raporlarınızı muhakkak alın. ’Kocam cezaevine girer, ekonomik olarak özgürlüğüm gider’ diye asla düşünmeyin. Darp raporunuz elinizde olduğu sürece daha sonrasında da şikayet edebilirsiniz. Şikayetinizden sakın vazgeçmeyin çünkü o adam size bir kere şiddet uyguladığında onun arkası kesinlikle gelecek” sözlerini kullandı.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version