Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

TMO silolarındaki patlamaya ilişkin davaya devam edildi

Kocaeli’de Toprak Mahsulleri Ofisi silolarında 2 kişinin hayatını kaybettiği, 10 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davanın 3. celsesi görülürken, sanıklar duruşmaya katılmadı.

Kocaeli’nin Derince ilçesinde 7 Ağustos 2023’de Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) silolarında meydana gelen patlamada Ekrem Kalkan ve Elif Dayıoğlu hayatını kaybetmiş, 10 kişi de yaralanmıştı. Olayda TMO’nun 60 silosundan 13’ü zarar görmüştü. Soruşturmada ismi geçen 6 sanık hakkında “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan ayrı ayrı 2 yıldan 15 yıla kadar hapis talebiyle dava açılmıştı.

“Siloda görevli eksper beni aradı, patlama olduğunu söyleyerek itfaiye ve ambulans istedi”

Olaya ilişkin davanın 3. celsesi, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya ölen Elif Dayıoğlu’nun eşi Arif Dayıoğlu, oğlu Ali Eren Dayıoğlu ve avukatları Yaprak Gülen Şahin Karakuş katıldı. Sanıklar duruşmaya katılmazken, avukatları salonda hazır bulundu.

Tanık olarak dinlenen Füsun Ankın Çoşkun, “TMO’da alım muhafaza servis şefi olarak görev yapmaktaydım. Olay günü idari binada muhasebe servisindeydim. Bu esnada bir patlama duyduk ve dışarı çıktık. Siloda görevli eksper Funda H. beni aradı ve patlama olduğunu söyleyerek itfaiye ve ambulans istedi. Biz hemen siloya gittik ancak polis güvenlik gerekçesi ile bizi içeri almadı” dedi.

“En son kıymetli çıkıntı noktasında ne zaman heyet oluşturuldu hatırlamıyorum”

Olay tarihinde tesiste kaynak yapıldığına dair bilgisi olmadığını belirten Füsun Ankın Çoşkun, “Silolarda toz temizliği teknik işler servisinin sorumluluğundaydı, tahmil tahliye işleri, işçiler aracılığıyla günlük temizlenirdi. Alım muhafazada çalışan personel genelde ziraat mühendisi ve ziraat teknikeridir, alınan malzemenin kalitesi ile ilgili görevleri vardır. 2 Mayıs 2023 tarihli ISG toplantı tutanağından bilgim vardır. Biz depodaki hububatın tozundan sorumluyuz, döküm aşamasındaki tozdan teknik işler sorumludur. Gelen hububat depolara alınır, içerisindeki toz ve yabancı madde oranları belli bir sınırlardadır, ona göre depolara alınır. Kuyudaki tozların temizliği teknik işlere aittir. Tesisteki tozlar, temizlenip toplandıktan sonra bir kısmı piyasaya satılabilir olarak ayrıştırılabiliyor, buna kıymetli çıkıntı deniliyor. Kıymetli çıkıntının satışı, tesiste alım muhafaza şefliğince kurulan alım muhafaza şefliği ve teknik işler servisinden oluşan heyet vasıtasıyla tesise maddi kazanç olarak geri kazandırılıyor. Bu olaydan önce en son kıymetli çıkıntı noktasında ne zaman heyet oluşturuldu hatırlamıyorum” diye konuştu.

“Sanıklar bu olaydan dolayı kendilerini sorumlu hissetmiyorlar”

Sanıkların gerekli cezayı almasını isteyen ölen Elif Dayıoğlu’nun eşi Arif Dayıoğlu ise, “Sanki olaylar kendinden olmuş gibi bir hava oluşturulmaktadır, kimse sorumluluğu kabul etmemektedir ancak burada ihmaller açıktır, suçlular bellidir. Hiç kimse işini doğru düzgün yapmadı, başmüdür personel yönetimini yapamadı. Teknik işler müdürü, yangın tehlikesi olduğu halde baskı ile işleri devam ettiriyor. Bu kurumda mobing, baskı, hırs var ama kontrol yok. Yanlışa ’dur’ denilmemiş. Sanıklar bu olaydan dolayı kendilerini sorumlu hissetmiyorlar, duruşmaya bile katılmıyorlar. Kaynak yapıldığı bilirkişi raporu ile sabitken, hala daha kaynak yapılmadığı iddia edilmektedir. Bunu kabul etmiyorum. Olay yerinde kaynak yapıldığı açık ve bariz bellidir” ifadelerini kullandı.

“İhlas Haber Ajansı’nın elinde dosyada olmayan farklı görüntüler mevcuttur”

Tutuksuz sanık Kemal Ö’nün avukatı Zekeriya Yelok, “İhlas Haber Ajansı’nın elinde dosyada olmayan farklı görüntüler mevcuttur, bunların istenilmesini talep ediyoruz. İnternette patlama anına ilişkin görüntüler mevcuttur ancak kalitesi düşük olduğu için Ajans’tan orijinal görüntülerin temin edilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Mahkeme heyeti, sanıkların yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin devamına, yaralıların ayrıntılı kesin raporlarının temini için Adli Tıp Kurumu’na sevkine, tanıkların dinlenilmesine ve Avukat Zekeriya Yelok’un talebinin reddine karar vererek duruşmayı erteledi.

“Asli kusurlu olanlar farklı kurumlara tayin edilerek tabiri caizse terfi edilmiş gözüküyor”

Duruşma sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulunan Arif Dayıoğlu, “Mahkemede sanık sandalyeleri boştu. Kendilerine hiçbir şey olmayacaklarından çok eminler. Maalesef bizim buradaki acımızı ne savcılarımız, ne de hakimlerinizin çok dikkate alamadığını görüyorum. 2 insan öldü, belki 10 milyon dolarlık maddi hasar oluştu. Bunun karşılığında bir tutuklu dahi yok. Bilirkişi raporunda asli kusurlu olarak geçenler, farklı kurumlara tayin edilerek tabiri caizse terfi edilmiş gözüküyor. Oradaki görevleri devam ettiği sürece de burada çalışanları baskı altına alarak ifadelerinde çok detaya girmemelerini, bu şekilde işin içinden çıkacaklarını ifade ediyorlar” dedi.

“Kurum içinde lehimize olabilecek şekilde ifade verenlere de baskı altına alınıyor”

TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal’ın olay sonrasında kendisini aradığını söyleyen Dayıoğlu, “Eşim öldüğünde beni arayarak başsağlığı diledi, kendisine teşekkür ediyorum. Bana, ’Arif Bey, içinizde hiçbir kuşku olmasın. Bu iş şeffaf şekilde yürütülecek. Sorumlular en ağır şekilde cezalandırılacak’ demişti. Ahmet Bey, gelinen durumda görüyorum ki sizin söyledikleriniz havada kaldı. Ne görevden alma var, ne uzaklaştırma var. Aynı şekilde herkes görevine devam ediyor. Kurum içinde lehimize olabilecek şekilde ifade verenler de baskı altına alınıyor. Bunları dikkate almanızı istiyorum. Aksi halde burada ölen insanların kanı sizin üzerinizde olacak. İnsanların adil bir şekilde yargılanması, sorumluların ortaya çıkarılması gerekiyor” diye konuştu.

“2 insan öldü, bunun sonucunda hiçbir tutuklama yok”

Dayıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Burada milyonluk bir zarar var, 2 insan öldü, bunun sonucunda hiçbir tutuklama yok. Tam tersine avukatlar yurt dışı çıkış yasağını bile kaldırmak istiyor. Adalet tamamen güçlüden yana, sanki mağduru cezalandırma gibi adlandırılıyor. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, ’Geciken adalet, adalet değildir.’ Bugün 600 gün oldu hiçbir sonuç alamadık. Hala adliye koridorlarında adalet aramaya çalışıyoruz. Sürecin hızlandırılması, gerçek sorumluların cezalandırılması için kendi özelinizde olan soruşturma müfettişi ile bu işin detaylarını lütfen öğrenin. Kendi iç kurumların yaptığı müfettişlerin raporları kesinlikle gerçeği yansıtmıyor. Kamuoyuna öyle bir yansıtılıyor ki sanki kendi kendine patlama meydana geldi gibi. Böyle bir şey yok. Eksik personelle çalışma var. 15-16 kişilik vardiyadan 5-6 kişilik vardiyalara düşmüş. Sistem üç noktadan aktif olarak kullanılıyor. Gemiden mal boşaltılıyor, çiftçiden mal alınıyor ve ürünler dışarıya satılıyor. Üç fonksiyon 5-6 kişi ile yapılıyor. Temizlik hiçbir şekilde yapılamıyor. Filtre sistemi çalışmıyor, her yer toz. Bu da yetmezmiş gibi asıl olayın patlak verdiği yer ateşli işe izin veriliyor ve patlama meydana geliyor. İfadelerinde yeterli sayıda personel olmadığı için kimseyi görevlendiremediklerini söylüyorlar.”

“Olayın olası kast çerçevesinde değerlendirilmesini istiyoruz”

Avukat Yaprak Gülen Şahin Karakuş ise, “Biz en başından beri olayın olası kast çerçevesinde değerlendirilmesini istiyoruz. Bu tarz toplumsal olaylarda talepler bu şekilde oluyor ama neticeler çok da umulduğu gibi olmuyor. Biz gene de umudumuzu kaybetmedik. Yargılamalar uzun sürüyor ancak eninde sonunda adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz. Bizi üzen şey sanıklardan bir kişi bile duruşmada yoktu. Gerçek anlamda hayal kırıklığıydı. Olayın en başından beri kurumun tavrı daima hiçbir şekilde sorumluluklarının ya da kusurlarının olmadığı yönünde. Bu noktada mahkemenin adil bir karar vereceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

TMO silolarındaki patlamaya ilişkin davaya devam edildi

Kocaeli’de Toprak Mahsulleri Ofisi silolarında 2 kişinin hayatını kaybettiği, 10 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davanın 3. celsesi görülürken, sanıklar duruşmaya katılmadı.

Kocaeli’nin Derince ilçesinde 7 Ağustos 2023’de Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) silolarında meydana gelen patlamada Ekrem Kalkan ve Elif Dayıoğlu hayatını kaybetmiş, 10 kişi de yaralanmıştı. Olayda TMO’nun 60 silosundan 13’ü zarar görmüştü. Soruşturmada ismi geçen 6 sanık hakkında “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan ayrı ayrı 2 yıldan 15 yıla kadar hapis talebiyle dava açılmıştı.

“Siloda görevli eksper beni aradı, patlama olduğunu söyleyerek itfaiye ve ambulans istedi”

Olaya ilişkin davanın 3. celsesi, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya ölen Elif Dayıoğlu’nun eşi Arif Dayıoğlu, oğlu Ali Eren Dayıoğlu ve avukatları Yaprak Gülen Şahin Karakuş katıldı. Sanıklar duruşmaya katılmazken, avukatları salonda hazır bulundu.

Tanık olarak dinlenen Füsun Ankın Çoşkun, “TMO’da alım muhafaza servis şefi olarak görev yapmaktaydım. Olay günü idari binada muhasebe servisindeydim. Bu esnada bir patlama duyduk ve dışarı çıktık. Siloda görevli eksper Funda H. beni aradı ve patlama olduğunu söyleyerek itfaiye ve ambulans istedi. Biz hemen siloya gittik ancak polis güvenlik gerekçesi ile bizi içeri almadı” dedi.

“En son kıymetli çıkıntı noktasında ne zaman heyet oluşturuldu hatırlamıyorum”

Olay tarihinde tesiste kaynak yapıldığına dair bilgisi olmadığını belirten Füsun Ankın Çoşkun, “Silolarda toz temizliği teknik işler servisinin sorumluluğundaydı, tahmil tahliye işleri, işçiler aracılığıyla günlük temizlenirdi. Alım muhafazada çalışan personel genelde ziraat mühendisi ve ziraat teknikeridir, alınan malzemenin kalitesi ile ilgili görevleri vardır. 2 Mayıs 2023 tarihli ISG toplantı tutanağından bilgim vardır. Biz depodaki hububatın tozundan sorumluyuz, döküm aşamasındaki tozdan teknik işler sorumludur. Gelen hububat depolara alınır, içerisindeki toz ve yabancı madde oranları belli bir sınırlardadır, ona göre depolara alınır. Kuyudaki tozların temizliği teknik işlere aittir. Tesisteki tozlar, temizlenip toplandıktan sonra bir kısmı piyasaya satılabilir olarak ayrıştırılabiliyor, buna kıymetli çıkıntı deniliyor. Kıymetli çıkıntının satışı, tesiste alım muhafaza şefliğince kurulan alım muhafaza şefliği ve teknik işler servisinden oluşan heyet vasıtasıyla tesise maddi kazanç olarak geri kazandırılıyor. Bu olaydan önce en son kıymetli çıkıntı noktasında ne zaman heyet oluşturuldu hatırlamıyorum” diye konuştu.

“Sanıklar bu olaydan dolayı kendilerini sorumlu hissetmiyorlar”

Sanıkların gerekli cezayı almasını isteyen ölen Elif Dayıoğlu’nun eşi Arif Dayıoğlu ise, “Sanki olaylar kendinden olmuş gibi bir hava oluşturulmaktadır, kimse sorumluluğu kabul etmemektedir ancak burada ihmaller açıktır, suçlular bellidir. Hiç kimse işini doğru düzgün yapmadı, başmüdür personel yönetimini yapamadı. Teknik işler müdürü, yangın tehlikesi olduğu halde baskı ile işleri devam ettiriyor. Bu kurumda mobing, baskı, hırs var ama kontrol yok. Yanlışa ’dur’ denilmemiş. Sanıklar bu olaydan dolayı kendilerini sorumlu hissetmiyorlar, duruşmaya bile katılmıyorlar. Kaynak yapıldığı bilirkişi raporu ile sabitken, hala daha kaynak yapılmadığı iddia edilmektedir. Bunu kabul etmiyorum. Olay yerinde kaynak yapıldığı açık ve bariz bellidir” ifadelerini kullandı.

“İhlas Haber Ajansı’nın elinde dosyada olmayan farklı görüntüler mevcuttur”

Tutuksuz sanık Kemal Ö’nün avukatı Zekeriya Yelok, “İhlas Haber Ajansı’nın elinde dosyada olmayan farklı görüntüler mevcuttur, bunların istenilmesini talep ediyoruz. İnternette patlama anına ilişkin görüntüler mevcuttur ancak kalitesi düşük olduğu için Ajans’tan orijinal görüntülerin temin edilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Mahkeme heyeti, sanıkların yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin devamına, yaralıların ayrıntılı kesin raporlarının temini için Adli Tıp Kurumu’na sevkine, tanıkların dinlenilmesine ve Avukat Zekeriya Yelok’un talebinin reddine karar vererek duruşmayı erteledi.

“Asli kusurlu olanlar farklı kurumlara tayin edilerek tabiri caizse terfi edilmiş gözüküyor”

Duruşma sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulunan Arif Dayıoğlu, “Mahkemede sanık sandalyeleri boştu. Kendilerine hiçbir şey olmayacaklarından çok eminler. Maalesef bizim buradaki acımızı ne savcılarımız, ne de hakimlerinizin çok dikkate alamadığını görüyorum. 2 insan öldü, belki 10 milyon dolarlık maddi hasar oluştu. Bunun karşılığında bir tutuklu dahi yok. Bilirkişi raporunda asli kusurlu olarak geçenler, farklı kurumlara tayin edilerek tabiri caizse terfi edilmiş gözüküyor. Oradaki görevleri devam ettiği sürece de burada çalışanları baskı altına alarak ifadelerinde çok detaya girmemelerini, bu şekilde işin içinden çıkacaklarını ifade ediyorlar” dedi.

“Kurum içinde lehimize olabilecek şekilde ifade verenlere de baskı altına alınıyor”

TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal’ın olay sonrasında kendisini aradığını söyleyen Dayıoğlu, “Eşim öldüğünde beni arayarak başsağlığı diledi, kendisine teşekkür ediyorum. Bana, ’Arif Bey, içinizde hiçbir kuşku olmasın. Bu iş şeffaf şekilde yürütülecek. Sorumlular en ağır şekilde cezalandırılacak’ demişti. Ahmet Bey, gelinen durumda görüyorum ki sizin söyledikleriniz havada kaldı. Ne görevden alma var, ne uzaklaştırma var. Aynı şekilde herkes görevine devam ediyor. Kurum içinde lehimize olabilecek şekilde ifade verenler de baskı altına alınıyor. Bunları dikkate almanızı istiyorum. Aksi halde burada ölen insanların kanı sizin üzerinizde olacak. İnsanların adil bir şekilde yargılanması, sorumluların ortaya çıkarılması gerekiyor” diye konuştu.

“2 insan öldü, bunun sonucunda hiçbir tutuklama yok”

Dayıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Burada milyonluk bir zarar var, 2 insan öldü, bunun sonucunda hiçbir tutuklama yok. Tam tersine avukatlar yurt dışı çıkış yasağını bile kaldırmak istiyor. Adalet tamamen güçlüden yana, sanki mağduru cezalandırma gibi adlandırılıyor. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, ’Geciken adalet, adalet değildir.’ Bugün 600 gün oldu hiçbir sonuç alamadık. Hala adliye koridorlarında adalet aramaya çalışıyoruz. Sürecin hızlandırılması, gerçek sorumluların cezalandırılması için kendi özelinizde olan soruşturma müfettişi ile bu işin detaylarını lütfen öğrenin. Kendi iç kurumların yaptığı müfettişlerin raporları kesinlikle gerçeği yansıtmıyor. Kamuoyuna öyle bir yansıtılıyor ki sanki kendi kendine patlama meydana geldi gibi. Böyle bir şey yok. Eksik personelle çalışma var. 15-16 kişilik vardiyadan 5-6 kişilik vardiyalara düşmüş. Sistem üç noktadan aktif olarak kullanılıyor. Gemiden mal boşaltılıyor, çiftçiden mal alınıyor ve ürünler dışarıya satılıyor. Üç fonksiyon 5-6 kişi ile yapılıyor. Temizlik hiçbir şekilde yapılamıyor. Filtre sistemi çalışmıyor, her yer toz. Bu da yetmezmiş gibi asıl olayın patlak verdiği yer ateşli işe izin veriliyor ve patlama meydana geliyor. İfadelerinde yeterli sayıda personel olmadığı için kimseyi görevlendiremediklerini söylüyorlar.”

“Olayın olası kast çerçevesinde değerlendirilmesini istiyoruz”

Avukat Yaprak Gülen Şahin Karakuş ise, “Biz en başından beri olayın olası kast çerçevesinde değerlendirilmesini istiyoruz. Bu tarz toplumsal olaylarda talepler bu şekilde oluyor ama neticeler çok da umulduğu gibi olmuyor. Biz gene de umudumuzu kaybetmedik. Yargılamalar uzun sürüyor ancak eninde sonunda adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz. Bizi üzen şey sanıklardan bir kişi bile duruşmada yoktu. Gerçek anlamda hayal kırıklığıydı. Olayın en başından beri kurumun tavrı daima hiçbir şekilde sorumluluklarının ya da kusurlarının olmadığı yönünde. Bu noktada mahkemenin adil bir karar vereceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Karla mücadele anbean takip ediliyor

Büyükşehir Belediyesi’nin Solaklar’daki “Yol ve Bakım Dairesi Kocaeli Merkez Şantiyesi”nden tüm Kocaeli anbean takip ediliyor. Büyükşehir Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı merkeze giderek yapılan çalışmaları yerinde inceledi.

 

EKİPLER 7/24 GÖREV YAPIYOR

Büyükşehir, Sibirya üzerinden gelen ve “Altay Kar Fırtınası” olarak adlandırılan kar yağışından şehrin olumsuz etkilenmemesi için 7/24 görev yapıyor. 2.321 personel ve 623 araç-iş makinesi ile il genelinde yapılan mücadele Büyükşehir Belediyesi Yol ve Bakım Dairesi Kocaeli Merkez Şantiyesi’nde anbean takip ediliyor. Ekipler, gerekli durumlarda belirlenen noktalara yönlendiriliyor, müdahalede bulunuyor.

 

İL GENELİNDEKİ ÇALIŞMALAR TAKİP EDİLİYOR

Kocaeli’de etkisini gösteren kar yağışına karşı tüm tedbirleri alan Büyükşehir Belediyesi saha çalışmalarını anlık olarak takip ediyor. Yol Yapım Bakım Onarım Dairesi Başkanı Mustafa Dursun’un başkanlık yaptığı Büyükşehir Belediyesi Yol ve Bakım Dairesi Kocaeli Merkez Şantiyesi, il genelinde yürütülen karla mücadele çalışmalarını anbean takip ediyor.

 

GÜZERGÂHLAR DA ANLIK OLARAK İZLENİYOR

Harita tabanlı yapılan çalışmalarda il genelinde Büyükşehir Belediyesi’nin sorumlu olduğu yollar ilçe tabanlı belirlenen renklerde takip ediliyor. Ayrıca sistem üzerinden Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumlu olduğu güzergâhlar ve Kuzey Marmara Otoyolu da sürekli kontrol edilerek gözlemleniyor.

 

DR. BARAÇLI ÇALIŞMALARI YERİNDE İNCELEDİ

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, Yol ve Bakım Dairesi Kocaeli Merkez Şantiyesi’ni yerinde inceleyerek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Genel Sekreter Dr. Baraçlı’ya; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Numan Balaban ve Doç. Dr. Ali Yeşildal eşlik etti. Dr. Baraçlı, karla mücadele çalışmalarının etkin ve hızlı bir şekilde sürdürülebilmesi için ekiplerin özverili bir şekilde çalıştığını belirterek, Kocaeli halkının kış şartlarında daha güvenli bir ulaşım sağlaması amacıyla belediye ekiplerinin 7/24 görev başında olduğunu vurguladı.

 

SORUMLULUK ALANLARI KONTROL ALTINDA

Yol Yapım Bakım Onarım Dairesi Başkanlığı tarafından yönetilen Yol ve Bakım Dairesi Kocaeli Merkez Şantiyesi, belediyenin sorumluluğundaki 1.750 kilometrelik yolu anlık olarak izliyor. Karla mücadele plan haritası üzerinde sorumlu olunan yollar, araçlar ve çalışma yapılan alanlar anlık olarak takip ediliyor. Belediyenin sorumluluğunda olmayan kısımlar ise harita üzerinde siyah renkle gösteriliyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumlu olduğu Anadolu Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu, Kandıra yolu, D-100 ve D-130 Karayolları üzerindeki çalışmaları da izliyor. Karayolları Genel Müdürlüğü ekiplerinin bu yollarda gerçekleştirdiği çalışmalara, gerektiğinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi de destek veriyor

 

2.321 PERSONEL VE 623 ARAÇ-İŞ MAKİNESİ HAZIR KITA

Öte yandan İSU Genel Müdürlüğü ile Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı’nın da destek verdiği Karla Mücadele Ekibi, 2.321 personel ve 623 araç-iş makinesinden oluşuyor. İki vardiyalı olarak çalışan ekipler; Kartepe, Başiskele, Gölcük, Körfez İlimtepe ve İzmit Umuttepe gibi yüksek kesimler başta olmak üzere tüm ilçelerin şehir merkezlerinde görev yapıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
Asayiş Haber

LPG tankeri patlama davasında 24. celsede de karar çıkmadı

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/01/lpg-tankeri-patlama-davasinda-24-celsede-de-karar-cikmadi-0-vWerMpTw.mp4
Kocaeli’de 2017 yılında LPG tankerinde çıkan yangında 1 kişinin hayatını kaybetmesi, 9 kişinin de yaralanmasına ilişkin açılan davanın 24. celsesinde de karar çıkmadı.

İzmit Körfezi Tütünçiftlik açıklarında 27 Nisan 2017’de HABAŞ’a ait LPG tankeri, yükünü tesislerdeki platforma boşaltmaya başladı. İddiaya göre, boşaltma işleminden iki gün sonra saat 02.00 sıralarında geminin birinci kaptanı Murat P.’nin bilgisi dahilinde ikinci kaptan Yavuz P.’nin talimatıyla artık ve platforma basılamayan gazlar denize boşaltıldı. Saat 16.20 sıralarında ise Serdar-2 servis botu, tankların temizliği için gemiye malzeme bırakmaya gitti. Serdar-2 servis botundaki temizlik malzemelerinin LPG tanker gemisine yüklendiği sırada deniz yüzeyinde oluşan gazın patlaması neticesinde servis botu tamamen yandı. LPG tankerin bir kısmı da yandı. Gaz patlaması sebebiyle çıkan yangında gündelik ve sigortasız olarak çalıştırılan işçi Nail Demirci suda boğularak hayatını kaybetti, 9 kişi de yaralandı.

“Gemilerle alakalı herhangi bir yetkim ve sorumluğum yoktur”

Davanın 24. celsesi, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Duruşmaya taraf avukatları ve tutuksuz sanıklar Suat İ. ile Murat E. katıldı. Suçlamaları kabul etmeyen Murat E., “Ben Habaş Petrol Ürünleri Şirketi’nde 2007 yılında çalışmaya başladım. 2017 yılının Aralık ayında görevden ayrıldım. Benim sorumlu olduğum kısım şirkette otogaz ve tüpgaz alım satımından sorumlu müdür olarak görev yapıyordum. Gemilerle alakalı herhangi bir yetkim ve sorumluğum yoktur, bu husus doğrudan patrona bağlı bir birimdir. Gemilerin işletilmesi ve doldurulup boşaltılması konusunda herhangi bir yetkim ve sorumluluğum yoktur, bu sebeple beraatimi isterim” dedi.

Mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

HABAŞ yüzde 50 kusurlu bulunmuştu

Olaya ilişkin davanın 16. celsesinde bilirkişi raporu da sunulmuştu. Raporda, meydana gelen yangın ve patlamada HABAŞ Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yüzde 50, HABAŞ gemisi 2. kaptanı Yavuz P. yüzde 20, HABAŞ gemisi 1. kaptanı Murat P. yüzde 10, HABAŞ şirket yetkilisi Erdinç G. yüzde 10 ve Serdar-2 botu kaptanı Suat İ. ise yüzde 5 oranında kusurlu bulunmuştu.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version