Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Sosyal medyadaki büyük tehlike

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/06/sosyal-medyadaki-buyuk-tehlike-0-rrE2QuiW.mp4
Sosyal medyada çocuklar kendilerinden yaşça çok büyük kişileri örnek alıyor, özeniyor. En büyük görev ise ailelere düşüyor.

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi’nde öğrenciler ile bir araya gelen sosyal medya uzmanı Buğuhan Demircan, sosyal medya kullanımının çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çekti. İhlas Haber Ajansı’nın sorularını cevaplayan Demircan, ailelere önemli uyarılarda bulundu. Demircan, sosyal medyanın bilinçsiz kullanımıyla birlikte çocuklar için ciddi bir tehdit unsuru haline geldiğini ifade ederek, ailelere büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı.

Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerini değerlendiren Buğuhan Demircan, “Gündemimizde 16 yaş altı sosyal medya kullanımının yasaklanması var. Devletimiz bu konuda bir çalışma yürütüyor. Ailelere de bu konuda çok iş düşüyor ama aileler genelde, dışarı çıktığımızda sık sık görüyoruz, çocuklarına tableti verip kendi işlerine bakıyorlar. O çocuklar orada her şeye erişebiliyor. Sosyal medya tamamen bir çukur. Yani ben de bir sosyal medya danışmanı olarak 9 yıldır bu mesleğin içerisindeyim ama gerçekten bir çukur. Çocuklar her türlü şeyi oradan kapabilir. Çocuklarımız her şeye açık ve bunun önüne öncelikle ailelerin geçmesi gerekiyor. Her şey ailelerde bitiyor şu anda” dedi.

“Her şeyi devletten beklemek gerekmiyor”

Sosyal medyanın yalnızca bir tehdit unsuru değil, aynı zamanda bir meslek kolu haline geldiğini belirten Demircan, “Çocuklar her şeyi görüyor ve ona özeniyor. Birisini görüyorlar, örneğin 29-30 yaşlarında bir hanımefendiyi ve ona özeniyorlar. Buna hem erkek çocuklar hem kız çocukları dahil. Bunu ailelerin engellemesi lazım. Her şeyi devletten beklemek gerekmiyor. Her şeyin bir yasakla çözülmesi gerekmiyor. Ailelerin bilinçli bir şekilde bu süreci yönetmesi gerekiyor. Sosyal medya, benim de yaptığım gibi, bir iş kolu oldu artık. Bu iş koluna gençlerimizi yönlendirebiliriz. Ama sosyal medyanın doğru ve etkin kullanımı konusunda ailelerin de artık bilinçli olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
Tüm Yaşam Haberleri YAŞAM

“Sosyal medyayı yasaklamak yerine bilinçli kullanım öğretilmeli”

13 yaş altındaki çocukların sosyal medya kullanımına kısıtlama getirilmesi gündemde. Yasaklamanın çocuklarda merak uyandırarak onları bu yasakları aşmanın yollarını aramaya yönlendireceğini belirten Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, “Bu nedenle, yasaklarla birlikte çocuklara bilinçli sosyal medya kullanım alışkanlıklarının kazandırılması elzemdir” dedi.

Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, 13 yaş altına sosyal medya yasağının bilinçlendirme ve rehberlik ile desteklenmedikçe uzun vadeli çözüm sunmayacağı görüşünde. Özen, amacın, çocukları sosyal medyadan tamamen uzaklaştırmak değil; onlara güvenli ve sağlıklı bir kullanım alışkanlığı kazandırmak olması gerektiğini anlattı. “Çocuklar duyduklarını değil, gördüklerini öğrenir” diyen Prof. Dr. Özen, yetişkinlerin de sosyal medya kullanımında çocuklara rol model olması gerektiğini vurguladı.

Bilinçli kullanımın önemi

Sadece yasaklayarak çocukları sosyal medya kullanımının olumsuz etkilerinden korunmanın mümkün olmadığını söyleyen Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, sosyal medyanın hem pozitif hem de negatif yönleri olduğu gerçeğiyle çocukların bilinçli bir şekilde yönlendirilmesi için önerilerini sıraladı:

“-Dijital okuryazarlık eğitimi: Çocuklara sosyal medyada güvenli davranma, içerikleri değerlendirme ve mahremiyetlerini koruma becerileri kazandırılmalı.

-Medya Okuryazarlığı Dersleri: Okullarda ve ebeveynlerin rehberliğinde medya okuryazarlığı eğitimi verilmesi, çocukların sosyal medyayı anlamlı ve güvenli bir şekilde kullanmalarına yardımcı olabilir.

-Ebeveyn rehberliği: Ebeveynlerin, çocuklarıyla birlikte sosyal medya kullanım planı yapması ve hangi içeriklere ne kadar süre erişebileceklerini belirlemesi, çocukların doğru karar verme becerisi geliştirmesine yardımcı olabilir.

Teknolojik ve eğitimsel çözümler

-Filtreleme sistemleri ve güvenlik ayarları: Çocuklar için özel tasarlanmış teknolojik çözümler kullanılabilir.

-Yaş doğrulama sistemleri: Sosyal medya platformları, yaş doğrulama sistemlerini daha etkin hale getirerek küçük yaş gruplarını koruyabilir.

-Çocuklara yönelik içerikler: Platformlar, çocuklar için daha güvenli içerikler oluşturabilir.

Sosyal medyanın riskleri

Prof. Dr. Şirvanlı Özen, sosyal medyanın çocuklar için fırsatlar sunduğunu, ancak yanlış veya kontrolsüz kullanımın ciddi riskler doğurduğunu belirtti:

-Kıyaslama ve düşük benlik saygısı: Çocuklar, sosyal medyada gördükleri idealize edilmiş yaşamlarla kendilerini kıyaslayarak depresyon ve kaygı gibi sorunlar yaşayabilirler.

-Dijital zorbalık: Çevrim içi zorbalık, tehdit, alay veya dışlanma gibi davranışlarla çocukların sosyal medya deneyimini olumsuz etkileyebilir.

-Bağımlılık ve uyku bozuklukları: Sosyal medyanın anlık tatmin hissi, çocuklarda bağımlılığa yol açabilir ve fiziksel aktiviteyi kısıtlayarak uyku düzenlerini bozabilir.

-Güvenlik sorunları: Kimlik hırsızlığı, uygunsuz içeriklerle karşılaşma ve yabancılar tarafından istismar gibi riskler, çocukların dijital dünyada karşı karşıya kalabileceği tehditler arasında.

Ebeveynlerin rolü ve çözüm önerileri

Ebeveynlerin sosyal medya kullanımında çocuklarına rehberlik etmesi ve onlara örnek teşkil etmesi büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Özen, şu önerilerde bulundu:

“Çocuklarla sosyal medya kullanımına dair yargılayıcı olmadan konuşmak ve yaşadıkları olumsuzlukları anlamaya çalışmak gerekiyor. Sosyal medya kullanımına sınırlamalar getirilirken, bu sürece çocukların da dahil edilmesi, kuralların daha kolay benimsenmesini sağlar. Çocukların yaşlarına uygun ve güvenlik önlemleri bulunan platformları kullanmaları teşvik edilmelidir. Çocukların sosyal medyada yaşadıkları olumsuz deneyimlere karşı duygusal destek sağlanmalıdır.”

Çin, Fransa, İngiltere modeli uygulanabilir

Altınbaş Üniversitesinden Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen son olarak yurtdışı örneklerine de değindi. Dünyadaki sosyal medya kısıtlama örnekleri, ülkelerin toplumsal, kültürel ve yasal yaklaşımlarına göre farklılık gösterdiğine dikkat çekti. Bu tür düzenlemelerin çocukların dijital dünyadaki risklerden korunması amacıyla yapılsa da uygulama biçimleri ve başarılarının kültürel yapıya bağlı olduğunu kaydetti. Özen, “Türkiye’nin kendine özgü kültürel yapısı göz önüne alındığında, kısıtlamaların yanı sıra eğitim, bilinçlendirme ve sosyal medya platformlarının düzenlenmesine yönelik daha dengeli bir yaklaşım benimsenmesi gereklidir. Böyle bir yaklaşım, yasaklara bağlı gerilimleri azaltırken, çocukların dijital dünyada daha güvenli ve bilinçli hareket etmelerine imkan tanıyacaktır” dedi.

Şirvanlı Özen, önerileri şöyle tamamladı:

“Çin, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde sosyal medya kullanımının ebeveyn iznine bağlanması, Türkiye’deki aile yapısıyla uyumlu bir yaklaşım olabilir. Çin ve Güney Kore’de olduğu gibi gece saatlerinde cihaz kullanımı yasakları, çocukların uyku düzenlerini korumak ve bağımlılığı önlemek açısından etkili bir model olabilir. Bu tür uygulamalar, Türkiye’de de ebeveynler tarafından desteklenebilir.”

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

“Sosyal medya bizi dibine kadar kandırıyor”

Kocaeli’de “Sosyal medyada kullanan mı, kullanılan mısın?” adlı söyleşi de sevenleri ile bir araya gelen Yazar Yelda Kırçuval, “Sosyal medya bizi dibine kadar kandırıyor. Sanal ve doğru olmayan bilgilerle sosyal medya bize kendimizden uzaklaştırıyor. Sosyal medya insanda ve özellikle gençlerimizde kıyaslama duygusunu yaratıyor” dedi.

Bu yıl “Savaşın ve Acının Edebiyatı” teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, üçüncü gününde Kocaeli Kongre Merkezi’nde devam ediyor. Karamürsel Alp Salonu’ndaki söyleşilerde yazarlar Yelda Kırçuval ve Çetin Deniz katılımcılara hitap etti. “Beynini Konfor Alanından Çıkart” konulu söyleşisinde konuşan Yazar Çetin Deniz, şükretmenin insan beyni üzerindeki etkilerine değinerek, “Şükür etmek beynin kalitesini, aktivasyonunu, sağlıklı çalışmasını, konfor alanına girmeden üretken halde hayata devam etmesini sağlayan yapıyı da beraberinde oluşturuyor” diye konuştu.

“3 buçuk milyar dolarlık sağlıklı çalışan bir beyne sahip olduğumuzdan dolayı güne şükrederek başlamamız lazım”

İnsan beyninin düzgün çalışan sisteme sahip olduğunu belirten Yazar Çetin Deniz, “Sabah kalktığınızda kendinizi, çocuğunuzu, eşinizi, anne ve babanızı hatta aynaya baktığınızda kendinize güzel sözler söyleyen bir kişi ile karşı karşıya bulursunuz. Kendinizle sağlıklı iletişim kurabiliyorsunuz. Her sabah kalktığımızda bence 3 buçuk milyar dolarlık sağlıklı çalışan bir beyne sahip olduğumuzdan dolayı güne şükrederek başlamamız lazım. Beynin sağlık çalıştığını bilerek ve buna şükretmek gerekir. Bu düzgün çalışan 3 buçuk milyar dolarlık beyni bir virüs bozar mı? Evet bozar. Hiç fark etmezsiniz küçük virüsün bulaşması tüm sistemi altüst eder” şeklinde konuştu.

“Sosyal medya bizi kendimizden uzaklaştırıyor”

Yazar Yelda Kırçuval da Karamürsel Alp Salonu’nda okurlarıyla bir araya geldi. “Sosyal medyada kullanan mı, kullanılan mısın?” adlı söyleşisinde katılımcılara seslenen Kırçuval, “Sosyal medya bizde bağımlılık yaratıyor. Biz sosyal medyada bağımlı mıyız, yoksa sosyal medyaya bağımlı mıyız. İnsan hiçbir çıkar gözetmeksizin ailesine bağlıdır. Orada kayıtsız, şartsız ve karşılık olmadan, bir sevgi ve bağ vardır. Sosyal medya çok basit nasıl bizim iliklerimize kadar işliyor. Birincisi ve en basiti, sosyal medya bizi dibine kadar kandırıyor. Sanal ve doğru olmayan bilgileri, bize yansıta yansıta kendimizle aramıza koyacağımız kocaman mesafe haline getiriyor, kendimizden uzaklaştırıyor. Sosyal medya insanda ve özellikle gençlerimizde kıyaslama duygusunu yaratıyor. ’Onda var, bende niye yok’ diye düşündürüyor. Sosyal medya ne yapıyor seni başkaları ile kıyaslatarak seni bozuyor. Gençlerimiz de özellikle, ’Sen oralara gidemezsin, onun parası var, o gitti sen gidemezsin’ algısını veriyor sana” dedi.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version