Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Yapay zeka ile yeni bir vizyonun kapıları aralanıyor

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi, 2025-2026 akademik yılına, yükseköğretimde dijital dönüşümün merkezine yapay zekayı yerleştiren kapsamlı eğitim toplantılarıyla başladı. Üniversite, online oturumların ardından gerçekleşen yüz yüze çalıştay ile Türkiye’de yükseköğretimin geleceğine yön verecek vizyoner adım attı.

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi, yeni akademik yılı yapay zeka odaklı eğitim toplantılarıyla karşıladı. Üniversite, 2025-2026 güz dönemi öncesinde düzenlenen online oturumlar ve yüz yüze çalıştayla, ders planından araştırma süreçlerine kadar geniş yelpazede dijital dönüşümün yol haritasını çizdi.

“Türk eğitim öğretim sistemine vakıf üniversitelerinin katkısı çok büyük”

Üniversitenin 11-16 Eylül tarihleri arasında online olarak başlayan programı, 17 Eylül’de Elite World Grand Sapanca Otel’de düzenlenen çalıştayla devam etti. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Talip Emiroğlu’nun katıldığı çalıştayda, öğrenci merkezli yapay zeka destekli öğrenme ortamlarının tasarımı, ders materyallerinin üretiminde yapay zeka araçlarının kullanımı ve akademik araştırmalarda dijitalleşmenin getirdiği yeni fırsatlar konuşuldu. Dr. Talip Emiroğlu, önümüzdeki eğitim öğretim yılının hayırlı ve verimli olmasını dileyerek, “Bugün ülkemizdeki 800 bin öğrenci vakıf öğrencilerinde eğitim alıyor. Bunun 200 bini yüzde yüz burslu. Bu vakıf üniversitelerinin ücretsiz katkısıdır. Son 15 yıldır vakıf üniversitelerimiz Türk üniversiteleri olarak uluslararası ölçütlerde üst sıralara yükseldi. Demek ki Türk eğitim öğretim sistemine vakıf üniversitelerinin katkısı çok büyük” dedi.

Akademisyenlerden yenilikçi sunumlar

Rektör Prof. Dr. Muzaffer Elmas’ın moderatörlüğünde başlayan programda; Öğr. Gör. Sertan Turan ve Hilal Nur Tınas’ın öğrenci odaklı yapay zeka entegrasyonu üzerine yaptığı sunum dikkat çekerken, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Firdevs Karahan ve ekibi, ders planlamalarına yönelik uygulamalı örneklerle katkı sundu. Ayrıca Prof. Dr. Yurdanur Dikmen liderliğinde ders materyali üretiminde yapay zeka araçları sunumu dikkat çekti.

“Yeni bir vizyonun kapısını aralıyoruz”

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, toplantıların üniversitenin geleceği açısından dönüm noktası olduğuna vurgu yaparak, “Yapay zeka, yükseköğretimde sadece bir araç değil; aynı zamanda yeni bir vizyonun da kapısını aralıyor. Öğrencilerimizin öğrenme deneyimini güçlendirirken, öğretim üyelerimizin dijital dönüşüme liderlik etmesini hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda çalıştayımız başarıyla tamamlanmıştır. Katkısı olan ve katılan tüm akademisyenlerimize teşekkür ediyoruz. Ayrıca, üniversitemizin kalite ve akreditasyon çalışmalarını da hızla sürdürdüğümüzü belirtmek isterim. Bu süreçler eğitimde mükemmelliğe giden yolumuzun önemli bir parçasıdır” diye konuştu.

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi’nin tüm fakültelerinden akademisyenler ve eğitim yöneticilerinin katıldığı etkinlik, üniversitenin esnek, yenilikçi ve kalite odaklı eğitim vizyonunu bir kez daha pekiştirdi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Diş tedavisinde yapay zeka çağı

Yapay zeka sayesinde hastalıkların teşhisi ve tedavisinde devrim niteliğinde gelişmeler yaşanıyor. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Melisa Öçbe, “Gözle göremediğimiz, ayırt edemediğimiz lezyonları, kistleri, hatta kanser hastalıklarının ön tanısını bize sunuyor. Türkiye klinik ve eğitimde yapay zekayı kullanan öncü ülkelerden biri” dedi.

Dr. Melisa Öçbe, yapay zeka destekli tanı sistemlerinin Türkiye’de birçok klinikte aktif olarak kullanılmaya başlandığını söyledi. Öçbe, “Türkiye’deki diş hekimi meslektaşlarımın yaptıkları bilimsel çalışmalara baktığımda gelişmiş ülkelere çok yakın olduğunu ve hatta bazen çok daha iyi olduğunu görüyorum. Bu benim için büyük bir gururdur. Ülkemiz bu alanda klinik rutinine de, eğitime de yapay zeka uygulamalarını dahil eden öncü ülkelerden biri oldu” dedi.

“Gözle görülmeyen kistleri, lezyonları gösteriyor”

Yapay zekanın görüntü analizindeki başarısının oldukça yüksek olduğuna dikkat çeken Öçbe, şöyle devam etti:

“Diş hekimliğinde radyoloji alanında yapay zekayı sıklıkla kullanıyoruz, başarısı oldukça yüksek. Yapay zeka uygulamalarına panoramik röntgenleri ve radyolojik görüntüleri sunduğumuzda hastada mevcut olan diş çürüklerini, kanal tedavilerini, daha öncesinde yapılmış olan dolguları, gömülü dişleri, eksik dişleri, fazla dişleri ve diş eti çekilmesine bağlı gerçekleşen kemik kaybını bize gösteriyor. Yapay zeka aynı zamanda henüz olmamış problemleri bize başlangıç aşamasında, ’Bakın bu gerçekleşebilir’ gibi uyarılarla sunabiliyor. Henüz çürümeye başlamamış ya da gözle görülmeyen bir diş yapısındaki kaybı ’Burada mineral kaybı var, demineralizasyon var’ diye gösterebiliyor. Kemik içerisinde normalde iki boyutlu olan göremeyeceğimiz, kemik yıkımlarını, patolojik yapıları, kistleri, lezyonları yapay zeka analizlerde bize sunabiliyor”

“Kanser ön tanısı bile koyuyor”

Kemik içinde gizlenen lezyonlar ve kistlerin yanı sıra yapay zekanın bazı kanser türlerine yönelik ön tanı potansiyeline de dikkat çeken Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Melisa Öçbe, “Önce bizim gözle görebildiğimiz çürük gibi mevcut dolgular, kanal tedavileri gibi yapıları yapay zeka algoritmasına öğrettik. Algoritmanın şu anda geldiği nokta artık bizim de gözle göremediğimiz, seçemediğimiz, ayırt edemediğimiz gri tonlarını ayırıp bize mevcut lezyonların, mevcut kistlerin, tümörlerin hatta kanser hastalıklarının bir ön tanısını sunması. Yapay zeka üç boyutlu bir görüntü datasından, tomografi gibi manyetik rezonans görüntüleme gibi, lezyonları analiz ederek bir ön tanı sunabiliyor ve bu lezyonların hangi tedaviyle küçülebileceğini bize gösteriyor. Diyor ki: ‘Buna radyoterapi vermene gerek yok. Bu radyoterapiyle iyileşmeyecek bir kanser çeşidi’. Bu da hem devleti ekstra sağlık yükünden kurtarıyor hem hastayı ekstra komplikasyon ve yan etki riskinden kurtarıyor hem de hekimin iş gücünü azaltıyor. Bu hala geliştirilme aşamasında olsa da son 5 yıllık yapay zeka gelişiminde baktığımızda artık kliniklerde rutin olarak kullanabileceğimiz bir algoritma olması çok yakın gelecekte gibi gözüküyor”

“Kişiye özel tedavi planlıyor”

Yapay zekanın kişiye özel tedavi planlamasında oldukça yardımcı olduğuna dikkat çeken Melisa Öçbe, “Örneğin ortodontik tedavi veya implant planlamalarında hastanın mevcut kemik yapısına ve çenelerin birbirleriyle ilişkisine dayanarak hastaya özel bir tedavi planı çıkartmada çok yardımcı oluyor” dedi.

Tedavi planı çıkarmanın da oldukça kolay olduğunu ifade eden Öçbe, “Tedavi planlaması butonuna tıklıyoruz ve bize dolgu yapılması gereken dişleri, çekilmesi gereken dişleri, hatta eksik dişlerin yerlerini, implant yapılması gereken yerleri dahi gösteriyor” diye konuştu.

“Hastalarımız şaşırıyor”

Dr. Melisa Öçbe, yapay zeka ile tedavi sürecine hastanın da dahil edildiğini anlattı. Öçbe, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hastalarımıza ’Şimdi sizi yapay zeka ile muayene edeceğiz’ diye bir giriş yapıyorum ve hastalar buna çok şaşırıyorlar. ’Yapay zeka sizin dişinizdeki çürüğü gördü. Bir kemik kaybınız var, yapay zeka gösterdi’ gibi bilgilendirmelerle onları sürece dahil ediyorum. Yapay zeka patolojik yapıların rengini, şeklini, vurgusunu değiştirdiği için hasta bu görsellerden durumunu daha iyi anlıyor. Hastalarımızın tepkileri olumlu oluyor”

“İnanılmaz faydalı bir eğitim modeli”

2024 yılından itibaren Diş Hekimliği Fakültesi’nde yapay zeka uygulamasına başladıklarını vurgulayan Dr. Öçbe, “Bunun öğrencilerimiz için inanılmaz faydalı bir eğitim modeli olduğunu düşünüyoruz. Eskiden sınıfta sözlü bir şekilde ders anlatıyor, öğrencileri bilimsel olarak doyuramadığımı hissediyordum. Yapay zekayı derslerime katıyor olmam onların daha fazla ilgisi çekiyor. Yeni nesille daha iyi bağ kurabiliyorum. Teknolojik gelişmelerle mesleğin daha başındayken tanışmış olmaları ufuklarını genişletiyor” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Üniversite tercih dönemi başladı, adaylara altın değerinde uyarılar

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/08/universite-tercih-donemi-basladi-adaylara-altin-degerinde-uyarilar-0-dewTgNFN.mp4
Üniversite tercih dönemi başlarken, yüzbinlerce öğrenci için geleceklerini şekillendirecek tercihleri doğru yapmak son derece önemli. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü ve Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) eski Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, “Üniversite tercihi sadece bölüm seçimi değil, geleceği doğru okumaktır. Gideceği üniversite, diploma dışında kendisine ne verecek buna bakmalı” dedi.

Prof. Dr. Muzaffer Elmas, değişen dünyada üniversite eğitiminin yönünü ve adayların dikkat etmesi gereken yeni kriterleri değerlendirdi. Elmas “Dünyamız artık yeni bir değişim dönemine girdi. Bu dönem 25-30 sene devam edecek bir dönem. Özellikle son 10-15 senedir yüksek öğretim yetkilileri, rektörler, hocalar, hep ‘geleceğin üniversiteleri, geleceğin meslekleri, geleceğin yetkinlikleri’ derdik. Bana göre artık gelecek gelmiştir. Yükseköğretimi bugünün bilgileriyle yeniden dizayn etmemiz gerekiyor. YÖK’ün bu konuda yaptığı önemli çalışmalar ve hedefler var. Geleneksel yapının dönüştüğü bir dönemin tam içindeyiz” dedi.

“Bu akşam yapay zeka eğitimine başlayın”

Yapay zekanın bazı bölümlerde değil tüm bölümlerde olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Muzaffer Elmas, “Tüm bölümler, hocalar, tüm idari personel topyekun yapay zeka ile tanışmalı. Ben bu kadar birikimimle şöyle bir cümle kullanıyorum herkese. ’Bu akşam yapay zeka eğitimine başlayın’ diyorum. Ben de başladım. Bu artık kaçınılmaz bir şey. Bunun yaşla, süreyle, makamla bir ilgisi yok” diye konuştu.

“Yapay zekayla desteklenmeyen bir eğitim artık eksik kalıyor” diyen Elmas, “Biz, tüm bölümlere bu bakış açısını yerleştirdik. İşletme, hemşirelik ya da diş hekimliği fark etmiyor; her alan yapay zeka ile tanışmalı” şeklinde konuştu.

“Meslekler kaybolmayacak, dönüşecek”

Elmas, şöyle devam etti:

“Şu meslekler kaybolacak, geleceğin meslekleri şunlar gibi ifadeler kullanılıyor. Mesela ’Yazılım mühendisliğini artık yapay zeka yapacak’ gibi cümleler tamamen yanlış. Teknolojinin bir araç olduğunu bilmemiz gerekiyor. Aslında biz Türkiye olarak bunları daha önce yaşadık. Yüksek öğretime geleceğin meslekleri diye monte edilen birçok bölümün şimdi adı sanı duyulmuyor. Aslında meslekler kaybolmayacak, dönüşecek. Her meslek gerekli donanıma sahip olduğunda her zaman geçerliliğini koruyor”

“Sağlık alanı dünyanın her yerinde geçerli”

Sağlık ve teknoloji odaklı bölümlerin öneminin arttığını vurgulayan Elmas, hem Türkiye’de hem Avrupa’da bu alanların güçlü istihdam imkanları sunduğunu ifade etti. Prof. Dr. Muzaffer Elmas, “Diş hekimliği, hemşirelik, fizyoterapi ve ebelik gibi sağlık meslekleri her geçen gün daha popüler hale geliyor. Mezunlar yabancı dil bilgisiyle Avrupa’da kolaylıkla iş bulabilir” dedi.

“Meslek yüksek okulları mezunlarının iş bulma oranları yüksek”

Elmas, meslek yüksekokullarının iş dünyasıyla entegre olması durumunda mezunların büyük avantaj yakaladığını belirterek, “İyi yetişmiş MYO mezunlarının iş bulma oranları yüzde 80-90’a ulaşıyor. Biz bu şekilde yetiştirdiğimiz mezunlarımızı takip ediyoruz, iş bulma oranları çok yüksek” diye konuştu.

“Sevdiğiniz bölümü seçin, çok yönlü olun”

Adaylara, “Sevdiğiniz bölümü seçin” tavsiyesinde bulunan Elmas, “Aksi bir durumda okulu bırakma, bölüm değiştirme oranları hızla artıyor. Bunun yanında farklı alanlardan dersler alarak kendinize yeni beceriler katmaya çalışın. Üniversite tercihi sadece bölüm seçimi değil, geleceği doğru okumaktır. Gideceği üniversite, diploma dışında kendisine ne verecek buna bakmalı” şeklinde konuştu.

“Yapay zeka destekli esnek öğrenme modeli kurguladık”

Ayrıca, üniversite adaylarının iş dünyasının beklentilerine göre kendilerini yetiştirmesi gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Elmas, sözlerini şöyle tamamladı:

“Artık dünyanın her yerinde işe girişte diplomanın yanında sertifikaların önemi gün geçtikçe artmaktadır. Mesela 10 sene önce yetkinliklerin, sertifikaların işe kabuldeki etkisi yüzde 10 iken şu anda yüzde 50’lere kadar çıktı. Diplomanın yanında sertifika istenme oranının 10 sene içinde yüzde 70-80’lere çıkması bekleniyor. Bu nedenle eğitim sürecinde öğrencilere yetkinlik kazandıracak sistemleri kurmalısınız. Biz yapay zeka destekli esnek öğrenme modeli kurguladık. Üniversite tercihi sadece bölüm seçimi değil geleceği doğru okumaktır. Adaylar, gittiğim üniversite diploma dışında bana ne kazandıracak? Kendi alanım dışında bana ne verecek? Bunlara bakmalı. Bugün çok popüler olan meslekler dahil herkes kendini aşmak, başka koridorlara gitmek, başka bölümlerle ilişki kurmak zorunda olacak. Başka yetkinlikler kazanan, sertifikalarla kendisini donatan mezunlar dünyanın her yerinde, her zaman ayakta kalabilir, iş bulabilir”

Tercih dönemi 13 Ağustos’ta sona erecek

1 Ağustos’ta başlayacak tercih dönemi işlemleri 13 Ağustos’ta sona erecek. Adaylar ÖSYM’nin Aday İşlemleri Sistemi (AIS) veya mobil uygulaması üzerinden kılavuzda yer alan kurallara uygun şekilde tercihlerini yapacaklar.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Yapay zeka ile kurumsal dönüşüm masaya yatırıldı

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/07/yapay-zeka-ile-kurumsal-donusum-masaya-yatirildi-0-V2iwMuR8.mp4
Kocaeli’de düzenlenen çalıştayda, yapay zekanın karar alma süreçlerinden veri güvenliğine, kültürel kodlardan rekabet gücüne kadar uzanan etkileri masaya yatırıldı. Prof. Dr. Halit Keskin, yapay zekada verilerin güvenli şekilde depolanıp depolanmadığına ilişkin, “İnsan bir noktada kaygılanıyor. Düşük de olsa bir risk olmakla birlikte, büyük ölçüde bu verilerin güvenilirliğinin sağlandığını düşünüyoruz” dedi.

Kurumsal dünyada dengeleri kökten değiştiren yapay zeka, artık sadece bir araç değil, stratejik bir akıl ortağı. Yapay zekanın kurumsal yapılardaki etkilerinin masaya yatırıldığı “Kurumsal Yapay Zeka ile Yüksek Standartların İnşası Çalıştayı”, geniş katılımla gerçekleştirildi. Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB) Teknopark’ın ev sahipliğinde, kamu-sanayi-üniversite iş birliği modeliyle düzenlenen çalıştayda, yapay zeka teknolojilerinin işletmelere entegrasyonu, veri güvenliği, dijital dönüşüm ve yerli yapay zeka altyapılarının önemi ele alındı.

Yıldız Teknik Üniversitesi iş birliği ve özel sektör sponsorluğunda gerçekleştirilen etkinlikte, akademik çevreler ile farklı sektörlerden temsilciler bir araya gelerek, yapay zekanın karar alma süreçlerine, rekabet stratejilerine ve kurumsal standartlara olan etkisini çok yönlü olarak tartıştı.

Katılımcılar, dijital teknolojilerdeki baş döndürücü gelişmelere ayak uydurmanın artık bir tercih değil zorunluluk olduğunu vurgularken, bu tür etkinliklerin iş dünyası ile üniversiteler arasında sürdürülebilir bir köprü kurduğu ifade edildi. Çalıştayda ayrıca, Türkiye’de ilk kez bir çalıştayın çıktılarının yapay zeka destekli bir avatar tarafından 3 dakikada özetlenecek olması da dikkat çekti. Bu uygulama, teknolojinin yalnızca konuşulan değil, doğrudan deneyimlenen bir araç olarak da sürece entegre edildiğini gösterdi.

“Asıl korkmamız gereken husus, yapay zeka ve bu bağlamdaki gelişmeleri takip etmemek”

Yapay zekanın güvenilir olup olmadığı konusunda tartışmaların devam ettiğini söyleyen Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Keskin, “Artık dijital teknolojilerin çok önemli araçlarından birisi yapay zeka. Yapay zeka artık hayatımızın bir gerçeği oldu. Hem iş dünyasının gerçeği hem de bizim bireysel hayatımızın da bir gerçeği oldu. Bundan korkulacak bir şey yok. Asıl korkmamız gereken husus, yapay zeka ve bu bağlamdaki gelişmeleri takip etmemek ve bu konuda uyum sağlayamamak. Hem bireysel olarak rekabetçiliğimizi kaybederiz hem de bir ticari işletme isek bu anlamda da rekabetçiliğimizi kaybederiz. Asıl korkulacak olan ise yapay zeka ve dijital teknolojilerdeki gelişmeleri takip edip bu noktadaki değişime uyum sağlamamak olmalı” dedi.

“Büyük ölçüde bu verilerin güvenilirliğinin sağlandığını düşünüyoruz”

Verileri güvenli şekilde depolanıp depolanmadığı sorusuna Keskin, “Bu konuda da kaygılar var ama zaten kurumlar, bu konudaki firmalar, yapay zeka ile ilgili firmalar bunun güvencesini de vermekteler. Yüksek düzeyde bu verilerin güvenilirliği ve korumasının sağlandığı noktasında. Ama mutlaka insan bir noktada kaygılanıyor. Düşük de olsa bir risk olmakla birlikte, büyük ölçüde bu verilerin güvenilirliğinin sağlandığını düşünüyoruz” diye konuştu.

“Yapay zeka bir noktada insanı modelliyor”

Yapay zekanın gittikçe daha da zeki hale geleceğini belirten Keskin, “Çünkü sürekli olarak öğreniyor. Hem derin öğrenme var, hem makine öğrenmesi var. Bir noktada insanı modelliyor. Bir noktada bizim düşünce biçimimizin makinelere geçmesi aslında. Dolayısıyla daha da zeki olmaya devam edecek. ChatGPT gibi birçok yapay zeka aracı var. Bunları günlük hayatımızda çok yoğun olarak kullanıyoruz. İyi prompt verirseniz, iyi komut verirseniz, yönlendirirseniz işlerinizi kolaylaştırma noktasında çok katkı sağlayacak. Ama bu sizi tembelliğe alıştırmasın. Yani her şeyinizi ChatGPT’ye yaptırıp siz kendiniz düşünmekten, okumaktan vazgeçerseniz sizin gerilemenize sebep olabilir” şeklinde konuştu.

“Her şeyi yapay zekaya yapmak öğrencileri gerilettir”

Prof. Dr. Halit Keskin, sözlerine şöyle devam etti:

“Yapay zekanın bir araç olduğunu unutmayalım. Sizin işlerinizi planlama noktasında veya planlarınızı yaparken, karar verme süreçlerinizi oluştururken, destek olma noktasında çok önemli katkı sağlıyor. Ama siz her şeyi ona yaptırmaya çalışırsanız, özellikle öğrenciler ödevleri tamamen ChatGPT’ye yaptırırsa bunun tabii doğru olmadığını söylüyoruz. Bu öğrencileri geriletir. Dolayısıyla ChatGPT sizin kaynak araştırmanız noktasında, referans bulmanız noktasında çok fayda sağlar size. Ama asıl kurguyu siz yapacaksınız ve ödevlerinizi tabii ki kendiniz planlayacaksınız ve yapacaksınız. Karar verirken yapay zekayı asistan olarak kullanıyoruz ama artık yönetim kurulları yapay zekalardan oluşacak ve insanları danışman olarak kullanırsa çok garip görmeyelim. Bu noktada bu tip gelişmeler olacak gibi gözüküyor. Yapay zeka bireysel hayatımızdan iş hayatına kadar, üniversite hayatımızda kadar, üniversitedeki ders anlatma biçimlerine kadar her şeyi sil baştan yeniden tasarlamamız noktasında bizi artık yönlendiriyor. Dolayısıyla bu gelişmeleri takip edeceğiz. Durmak yok diyoruz. Almanların meşhur bir sözü var, ’dinlenmek mezarda’ diyor. Bizim sürekli olarak çok daha fazla efor sarf etmemiz lazım, çalışmamız lazım. Çünkü dünyada çok baş döndürücü gelişmeler söz konusu. Türkiye olarak biz de bütün kurumlarıyla, kuruluşlarıyla ve bireyleriyle bu gelişmelere çok çalışarak adapte olmamız lazım.”

“Teknolojinin kölesi olmayın”

Yeni neslin hem şanslı hem de şansız olduğunu aktaran Keskin, “Bizim çocukluğumuzda telefon da internet de yoktu. Hatta bırakınız çocukluğumu, ben yüksek lisans yaparken internet yoktu, bilgisayar yoktu. Ama şimdi yeni jenerasyon, asistan arkadaşlarımız oturduğu masadan bilgisayarlarını açıyorlar, dünyanın bütün veri tabanlarına ulaşabiliyorlar. Dolayısıyla bu anlamda çocuklarımız çok şanslı, yani yeni jenerasyon çok çok şanslı. Ama asıl amaçlarımıza katkı yapacak bir araç olarak kullanılması gerektiği hususunu kaybedersek, bu sefer o teknolojinin esiri durumuna geliyoruz. Teknolojinin kölesi olmasınlar. Çünkü artık o kadar kendilerini kaptırıyor ki hem zaman planlaması noktasında, hem eğitim öğretimini düzenli şekilde yapma noktasında sıkıntılar yaşamaya başlıyorlar. Özellikle küçük çocukların susturmak için ellerine telefon, tablet tutuşturmamız, onları daha bebek yaşlarda, kölesi haline getirebiliyor. Lütfen aileler bundan uzak dursunlar” ifadelerini kullandı.

“İlk defa çalıştayın sonuçları yapay zeka teknolojisiyle 3 dakikada avatar tarafından özetlenecek”

Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Çemberci, “Aynı zamanda GOSB Teknopark AŞ’nin genel müdürü olarak görev yapmaktayım. 9. çalıştayımızı yapıyoruz. Yapay zeka ve yapay zekanın iş süreçlerine, işletmelerin rekabet süreçlerine nasıl etki ettiğini konuşacağımız bir çalıştay gerçekleştiriyoruz. Sektörün gerçekten çok etkin ve etkili kurumları burada. Katılımcılar, önceden akademik bir disiplinle hazırlanmış soruları içtenlikle cevaplayarak çok önemli bilgilerin ortaya çıkmasına vesile oluyorlar. Kurumsal yapay zeka ile yüksek standartların inşasını konuşurken, işletmelerin hangi süreçlerine ne tür etkiler edeceğini, ne tür katkılar sağlayacağını, karar mekanizmalarına nasıl destek vereceğini de bugün bir farkındalık olarak ortaya koymaya çalışacağız. İlk defa çalıştayın sonuçları yapay zeka teknolojisiyle 3 dakikada avatar tarafından özetlenecek. Bu da bizim için oldukça heyecan verici ve deneyimlemekten memnuniyet duyacağımız bir süreç. Gerçek anlamda uygulamalı bir çalıştay olacak” dedi.

“Yapay zekanın şirketlere zarar vereceğini düşünmüyorum”

Rekabet ve yapay zeka stratejileri hakkında konuşan Çemberci, “İşletmeler karar alırken çok ciddi belirsizliklerle mücadele etmek zorundalar. Yapay zeka ise öğrenmeye devam ettikçe bu belirsizliklerin yani gri alanların daha şeffaf hale gelmesini, hatta beyaza dönüşmesini sağlayacak. Böylece işletmeler rakiplerine göre daha öne çıkacak. Bugünkü çalıştaydan da buna benzer sonuçların çıkacağını öngörüyoruz. Yapay zekanın şirketlere zarar vereceğini düşünmüyorum. Aksine, firmaların çok daha etkin ve verimli süreçler yürütmelerine, maliyetlerini düşürmelerine, farklılaşmalarına ve karar mekanizmalarında daha sağlam adımlar atmalarına katkı sunacaktır” diye konuştu.

“Eğer kendi verilerimizi başka bir kültürün ve şirketin yazılımın içerisine yüklersek arada bir boşluk oluşur”

Yapay zeka, dijital dönüşüm ve veri egemenliği üzerine bilgiler veren EVA-ICT ve Arketik AI’nin kurucusu Cihan Meriç Kaymaz ise “20 yıldan bu yana dijital dönüşüm alanında çok sayıda kurumla birlikte çalışarak, onların teknoloji adaptasyon süreçlerine eşlik ettik. Hem şirket olarak hem de bireysel olarak bu sürecin parçası olduk. Yapay zeka, hayatımıza 2022 Kasım ayında kararlı şekilde girdi ve yalnızca bir ayda dünya genelinde 100 milyon kullanıcıya ulaştı. 3 yıl gibi kısa bir sürede 1.2 milyar kullanıcıya erişti. Artık yapay zeka pratik hayatımızın içerisinde. Çok kısa sürede çok büyük gelişmeler yaşanıyor ve bu gelişmelere ayak uydurmak kolay değil. Ancak tartışmasız gerçek var. Yapay zeka artık hayatımızda. Bu varlığı kabul edip, adapte olma yollarını aramamız gerekiyor. Bu Amerika ve Çinlilerin oluşturduğu yazılımlar. Her şeyi en iyi şekilde bakıyor olsak bile bu Amerika ve Çinlilerin kültürü ile bezenmiş bir zeka. Bizim ülkemizin kendine özgü DNA’sı ve kültürü var. Kendine münhasır ahlak değerleri ile çalışma prensipleri var. Eğer kendi verilerimizi başka bir kültürün ve şirketin yazılımın içerisine yüklersek arada bir boşluk oluşur. Daha da olumsuz bir senaryoda kurumları kurum yapan, şirketleri ayakta tutan benzersiz veriler, reçeteler, finansal ve operasyonel sırlar, başka ülkelerin şirketleri tarafından elde edilebilir hâle gelir. Bu da, veri egemenliğinin kaybı demektir. Bunu önlemek için, kendi yapay zeka modellerimizi ve yerel altyapıyla çalışan zekamızı geliştirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde, başka bir zekanın sizin zekanızı yöneteceği bir dönemin kapılarını aralamış oluruz. Kibarca ifade edecek olursak sistemin eseri, ve o sistemin müsaade ettiği kadar hareket edersiniz” cümlelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Uzmanından yapay zeka ve ruh sağlığına dair kritik uyarılar: “Kontrollü kullanmak gerekiyor”

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi, yapay zekanın ruh sağlığı üzerindeki etkilerini Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın katılımıyla gerçekleştirdiği özel etkinlikte ele aldı. Tarhan, yapay zekanın insan hayatında kaçınılmaz olduğunu ancak kontrollü kullanıma dikkat çekerek, “Bilge insan yapay zekayı faydalı şekilde hayatına entegre edebilendir” dedi.

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi yapay zeka ile ilgili yeni gündemler oluşturmaya devam ediyor. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Talip Emiroğlu ve Rektör Prof. Dr. Muzaffer Elmas tarafından ağırlanan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yapay zekanın hızla geliştiği günümüzde ruh sağlığı üzerindeki etkilerini kapsamlı ve derinlemesine bakış açısıyla ele aldı. Moderatörlüğünü üniversitenin Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ali Ruhan Çelik’in yaptığı buluşmada, bu çağda psikolojik dayanıklılığı nasıl korunabileceği konusunda önemli bilgiler paylaşarak ruh sağlığının korunmasının önemine dikkat çekti Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yapay zeka kaçınacak bir şey değildir. Hayatımızı çok kolaylaştıran bir teknolojidir ve üzerine gitmemiz gerekir. Tabi muhakkak kontrollü olmamız lazım. Özellikle ergenlik çağında olan kişilerde kontrolü elden bırakmamak lazım. Bilge insan yapay zekayı faydalı şekilde hayatına entegre edebilendir” diye konuştu.

Yapay zeka ve ruh sağlığı

Söyleşiye ayrıca Kocaeli Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Ömer Karataş ve yönetimi, Türk Psikologlar Derneği Kocaeli Şubesi, Başiskele İlçe Sosyal Hizmetler Müdürü Meryem Şahin de katıldı. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi yetkilileri, bu tür öncü etkinliklerle hem akademik hem de toplumsal alanda fark oluşturmaya devam ettiklerini belirtti. Prof. Dr. Tarhan’ın engin deneyimi ve uzmanlığı sayesinde yapay zeka ve ruh sağlığı konularının geniş kitlelere ulaştığı vurgulandı. Etkinlik, katılımcılar tarafından yoğun ilgiyle karşılanırken, üniversite yönetimi geleceğe yönelik bu tür bilgilendirici programların artarak devam edeceğini açıkladı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Profesörden yapay zeka uyarısı: “Mesajlarınız okunuyor, analiz ediliyor”

Kocaeli’de “Yapay Zeka ve Geleceğin Meslekleri” söyleşisinde gençlerle bir araya gelen Prof. Dr. Yavuz Samur, “Senin en çok kullandığın uygulamalar WhatsApp ve Instagram. Buradaki mesajların okunuyor, aynı zamanda analiz ediliyor. Çok büyük bir güçten bahsediyoruz. Bizi ayrıca dinliyorlar” dedi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin EnFest etkinliğine konuk olan Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Samur, “Yapay Zeka ve Geleceğin Meslekleri” başlıklı söyleşi gerçekleştirdi. Yapay zekanın nasıl çalıştığını anlatan Samur, “Herkesin keşfetinde farklı farklı videolar var. Bunların her biri size özel tasarlanıyor. Peki Instagram nelerden hoşlandığınızı nasıl biliyor? Beğenilerimize, izlediğimiz videolara, girdiğimiz sitelere bakıyor. Peki Instagram mesajlarımızı okuyor mudur? Instagram ve WhatsApp kime ait? Mark Zuckerberg’e ait. Senin en çok kullandığın uygulamalar WhatsApp ve Instagram. Senin buradaki mesajların okunuyor, aynı zamanda analiz ediliyor. Çok büyük bir güçten bahsediyoruz. Bizi ayrıca dinliyorlar. Bugün yapay zeka konuşacağız. Akşam bir bakacaksınız keşfette yapay zeka olacak. Mesela Instagram’da bir videoyu izlemeye başlıyorsunuz. Videoyu 3 saniye izleyip geçtiniz. Instagram’a diyor ki, ’Ben bunu beğenmedim.’ Keşfet sayfanızı sizin beğendiğiniz içeriklere göre ayarlıyor” dedi.

“Makine, bir insandan daha iyi öğrendi”

Prof. Dr. Yavuz Samur, sözlerine şöyle devam etti:

“Google’a girip bir şeyler arıyoruz. Karşımıza bir sürü sayfa çıkıyor. Örneğin, ’Bana Kocaeli’deki en iyi 10 restoranı göster’ diyorum. Önceden 100 bin liste çıkarken şu anda milyonlarca liste çıkıyor. Bunlar birer değer veriyor. O kadar çok büyüdü ki biz buna ’Big Data’ diyoruz. Ama bu büyük bilgi o kadar çok büyüyünce biz, ’Bu veri çok büyüdü’ dedik. Bizim için anlamlı değil. Biz bunu anlamlı bir hale getirdik ve makineye dedik ki, sen bu veriyi öğren. Makineye öğrenmeyi öğrettik. Makine ve bilgisayara bir program yazdık. İnsan nasıl öğrenir? Makineye yükledik. Makine, bir insandan daha iyi öğrendi. Bunun adı makine öğrenmesi. Siz Google’a Kocaeli’deki en iyi restoran yazınca en iyi restoranlar otomatik olarak çıkıyor. Yapay zeka bunun da ötesinde bir şey. Biz makineye öğrenmeyi öğrettik. Makine bizim davranışlarımızı öğrendi ama biz makineden daha fazlasını istemeye başladık.”

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Yapay zeka üniversitelerin değerini arttıracak

‘Yükseköğretimde Yapay Zeka ve Dönüşüm’ konulu söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 97’inci konuşmacısı olan KOSTÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, “Yapay zeka yükseköğretimin mevcut yapısını kökten sarsacak bir dönüşüm. Bu ‘yıkıcı etki’ aynı zamanda üniversiteleri daha da değerli kılacak” dedi.

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 97’inci konuşmacısı, ‘Yükseköğretimde Yapay Zeka ve Dönüşüm’ konulu söyleşiyle Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ) Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas oldu. Moderatörlüğünü SUBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Fuat Boz’un üstlendiği söyleşide; yapay zekanın yükseköğretim kurumlarının eğitim süreçlerindeki dönüştürücü etkisi, kişiselleştirilmiş öğrenmenin öğrencilerin başarıları üzerindeki rolü ve yapay zeka tabanlı ölçme/değerlendirme sistemlerinin avantaj ve dezavantajları gibi konular üzerine konuşuldu. Elmas, “Yapay zekanın yükseköğretime 3-4 sene içinde çok yıkıcı bir etkisi olacak. Bu etkileri de yavaş yavaş görmeye başladık. Ben 10-15 yıldır konuşmalarımda hep ‘geleceğin meslekleri’, ‘geleceğin üniversiteleri’ gibi ifadeler kullanıyorum. Bugün itibarıyla biz o gelecek dediğimiz şeye gelmiş bulunuyoruz. Bu dönemin en çarpıcı kelimesi yapay zekadır. Aslında yapay zeka yeni bir konu değil. 1950’lerden beri gündemde olan bir alan. Ancak 2010’lardan itibaren, özellikle Amerika ve Çin bu alana yoğun yatırımlar yaptı. 2015-2017 yılları arasında bu çalışmalar meyvelerini vermeye başladı ama biz dışarıdan bakanlar hâlâ ‘bir şey olacak ama ne zaman, nasıl?’ diyerek izliyorduk. Gerçek değişim, son 2-3 yılda ChatGPT gibi araçların doğrudan kullanıcıya ulaşmasıyla başladı. Yükseköğretimde başlangıçta bu gelişmelere karşı bir direnç vardı. ‘Yapay zeka var ama önemli değil’, ‘kullanmayalım’ dendi. Hatta bazı üniversiteler bu araçları yasakladı. Bu konular yalnızca 1 buçuk yıl öncesinin konuşmalarıydı. Sonra ‘kullanalım ama kurallar koyalım’ anlayışı benimsendi. Bugün ise gelinen noktada, artık bu sürecin sadece kurallarla yönlendirilemeyeceği görülüyor. Üniversiteler, bu teknolojiyi kabul edip yaptıkları işe entegre etme aşamasına geçtiler. Özellikle bu yıl, dünya genelinde üniversitelerin yapay zekâyı kabullendiği ve uyum sağlamaya başladığı bir yıl olarak öne çıkıyor” dedi.

“Mevcut yapıyı kökten sarsacak

Üniversitelerde değişimin başladığını anlatan Elmas, “Üniversiteler yapay zeka ile gelen değişimi kabullenmiş durumda. Bugüne baktığımızda eğitim-öğretim süreçlerini başından sonuna kadar yapay zeka destekli araçlarla yürütülebilir hale geldi. Bir dersin her aşamasında yapay zekâdan destek alabiliyoruz. Hangi içeriğin evrensel normlara uygun olduğunu, hangi hedeflere ulaşıldığını bize gösterebiliyor. 4-5 haftalık bir sürecin sonunda yapay zeka, sınıftaki her öğrencinin öğrenme düzeyini, hızını, hangi konularda eksik olduğunu analiz edebiliyor. Bu da bizi kişiselleştirilmiş eğitime götürüyor. Eksikleri belirleyip öğrenciye özel yönlendirmeler yapabiliyoruz. Hatta mezuniyet notlarına kadar öğrencinin hangi yeterlilikleri ne düzeyde kazandığını görebiliyoruz. Bu da çok güçlü bir rehberlik imkânı sunuyor. Bölüm düzeyinde baktığımızda, bu verilerle genel yetkinlik analizleri yapabiliriz. Eksik kalan alanlara müdahale edebilir, öğrencinin zayıf olduğu alanlara özel sertifika programları önerebiliriz. Asıl kırılma noktası, eğer biz öğrencinin mezuniyet çıktısını net biçimde ölçebiliyorsak, o zaman klasik 8 yarıyıl gibi yapıları sorgulamaya başlarız. Yani bu, yükseköğretimin mevcut yapısını kökten sarsacak bir dönüşüm. Bu ‘yıkıcı etki’ üniversiteleri daha da değerli kılacak. Son olarak şunu unutmamak gerekir. Yapay zeka sadece bir araç. Bu aracı kullanan kişinin alan bilgisinin, temel insani ve etik değerlerinin çok güçlü olması gerekiyor. Bilgiyi değerlendirme yetkinliğiniz yoksa yapay zeka sizi yönlendirir, hatta esir alır” diye konuştu.

“Yapay zeka eğitimine hemen başlanmalı”

Öğrencilerin ve öğretim elemanlarının yapay zekayı etkin kullanması gerektiğini vurgulayan Elmas, “Öğrencilerin yapay zeka kullanımını teşvik etmek gerekir. Bizim yapmamız gereken, soru sorma, değerlendirme ve ders işleme biçimimizi değiştirmek. Bilgi zaten her yerde var. Önemli olan bu bilgiyi nasıl analiz ettiğimiz, kıyasladığımız ve yorumladığımız. Öğrencilerin eleştirel düşünme ve yorumlama becerilerini geliştirmemiz şart. Bu noktada öğrenciler için prompt mühendisliği gibi beceriler kazandıran eğitimler verilmesi gerekiyor. Onlara rehberlik etmeliyiz. Ben bile yapay zekâya ‘ben bir rektörüm, hangi yetkinliklerde eksiğim?’ diye soruyorum. Eksiklerime göre ücretsiz kurs öneriyor, içerik hazırlıyor, beni sınava tabi tutuyor. Öğrenci de aynısını yapabilir. Bu araçlar doğru kullanılırsa öğrenme bireyselleştirilebilir. Uzun süredir hocaların da rolünün değişeceğini söylüyorduk. Bilgi aktaran değil, öğrenciyi yönlendiren, rehberlik eden bir konuma geçecekler. Artık öğrenci merkezli bir anlayış gerekiyor. Bundan böyle hoca proje, yorum, analiz süreçlerini yönetecek. Üniversiteler bu dönüşümde öncü olmalı. Alan bilgisi sağlam verilmeli ama yanında yapay zekâ okuryazarlığı ve yetkinlikleri gösteren sertifikalar da eğitimin parçası olmalı. Çünkü günümüz işe alım süreçlerinde diplomaların yanında sunulan sertifikalar daha fazla dikkate alınıyor. Bu yüzden üniversiteler bu ekosistemi kurmalı, hocalar da bu dönüşümün içinde olmalı. Herkesin, hoca, öğretmen, öğrenci kim olursa olsun, bugün bu akşam yapay zekâ eğitimine başlaması lazım” dedi.

Kategoriler
Sağlık Haberleri SAĞLIK Tüm Sağlık Haberleri

Tek tuşla teşhis: İşte diş hekimlerinin yeni yardımcısı

Türkiye’de yalnızca 5 merkezde kullanılan yapay zeka destekli diş muayene sistemi, Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ’de devreye alındı. Yapay zeka destekli “Craniocatch” sistemi, diş çürüklerinden kemik kaybına kadar pek çok hastalığı tespit ederek erken teşhis imkanı sunuyor. Önümüzdeki süreçte bu sistemin ağız kanseri teşhisinde de kullanılması hedefleniyor.

Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ) Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi, yapay zeka destekli muayene dönemini başlattı. “Craniocatch” isimli yapay zeka programı, hastalıkları teşhis edip tedavi planı önererek diş hekimlerine yardımcı oluyor. Uygulamayı yaklaşık bir aydır kullanan Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, sistemin gelecekte kanser teşhisine de katkı sunabileceğini belirtti. Türkiye’de yalnızca 5 hastanede kullanılan bu teknolojinin, Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ’de devreye alındığı öğrenildi.

“Tanı koyuyor, yetmiyor tedavi yöntemi sunuyor”

KOSTÜ Diş Hekimliği Fakültesi’nde Ağız, Diş, Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı’nda görevli Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, “Craniocatch” isimli yapay zeka programının detaylarını anlattı. Bu programı yaklaşık bir aydır kullandıklarına dikkat çeken Öçbe, “100’den fazla hastayı yapay zeka ile muayene ettik. Hasta ilk muayeneye geldiğinde, rutin görüntüleme yöntemi olan 2 boyutlu panoramik röntgen çekiliyor. Craniocatch, bu panoramik radyografiyi analiz ederek hem anatomik noktaları belirliyor hem de çürük, periodontal hastalıklar gibi mevcut rahatsızlıkların tanısını koyuyor. Bununla da kalmayıp hasta için bu mevcut hastalıkların tedavi planını oluşturuyor. ’Bu diş çürük, buna dolgu yapılması lazım, kemik kaybı var, diş boşluğu var, implant yapılması gerekiyor’ gibi bize detaylı tedavi yöntemi sunuyor” dedi.

“Kocaeli’de ilk”

Hastanın herhangi bir zararlı etkiye maruz kalmadığını vurgulayan Dr. Öçbe, yapay zeka programının hasta yönetim sistemiyle entegre çalıştığını söyledi. Sistemin işleyişini de anlatan Öçbe, “Hasta röntgeni çekildiğinde tek bir tuşa basmamız yeterli oluyor. Röntgen analizi butonunu bastığımızda hastanın tüm mevcut hastalıkları ve tedavi yöntemleri bize sunulmuş oluyor. Yapay zeka kullanarak ağız muayenesi yapıyoruz. Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ Diş Hekimliği Fakültesi’nde bu sistemi kullanıyoruz. Türkiye genelinde de sayılı üniversitelerde yer alıyor. Biz de kendi verilerimizle bu derin öğrenme algoritmasını geliştirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

“Diş hekimleri olarak alışma sürecine giriyoruz”

Yapay zekanın muayene sürecine katkısına değinen Dr. Öçbe, şu bilgileri verdi:

“Şu an için sistemin verdiği verileri kontrol etmemiz gerektiğinden, muayene süresini kısaltmıyor. Ancak gelecekte ek algoritmalarla süreç daha hızlı hale gelebilir. Dünyada diş hekimleri olarak buna alışma sürecine giriyoruz. Beraber çalışmayı öğrenebileceğimiz bir zaman diliminde muayene süresini de kısaltacağını, tanıyı kolaylaştıracağını düşünüyorum. Türkiye’de bu algoritmanın kullanım yerinin 5’ten az olduğunu biliyorum. Umarım giderek yaygınlaşır”

Tanı ve tedavi yöntemi sunuyor

Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, kullandıkları bu algoritmanın tanı sürecine katkısına ilişkin de detaylı bilgilendirmelerde bulundu. Öçbe, “Yapay zeka algoritması, anatomik noktaları tespit ediyor. Çürük, diş eti hastalıkları, periodontal hastalıklara bağlı olarak kemik kayıpları gibi bir çok şeyi tespit edilebiliyor. Diş çürüklerinin büyüklüğüne göre tedavi endikasyonun dolgu ya da kanal tedavisini seçiyor. Ayrıca çene kemiği içerisinde bulunan radyoopak ya da radyolüsent kemik içi lezyonları tespit edebiliyor ve bunlar için ön tanı sunabiliyor. Hastanın sahip olduğu diş dolgularda uyumsuzluk ya da yeni başlayan çürük varsa bunu gösterebiliyor. Bir röntgen çekildiğinde hastada gözüken tüm anatomik noktaları tek tek görebiliyoruz. Bu eğitimde de öğrenciler için sık başvurduğumuz bir yöntem. Klasik anlamda öğrenciyle röntgeni değerlendirirken, ’Burası neresi?’ diye sorduğumuzda bilebiliyor, bilemiyor veya karıştırıyor. Craniocath ile beraber bu anatomik noktaların hepsini tek seferde gördüğümüzde farklı renklerle etiketlenmiş birçok alan öğrencinin aklına çok iyi yer ediyor” dedi.

“Bu algoritma kanseri teşhis edebilecek boyuta gelebilir”

Öçbe, Craniocath’ın gelecekte hastalıkları daha erken teşhis edebilme potansiyeline sahip olduğunu da vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

“Kullandığımız Craniocatch algoritması mevcut hastalıkların tanısına yönelik bir sistem. Fakat dünyada yapay zeka radyoloji alanında çok fazla ilerledi. Artık yapılan çalışmalarda yapay zeka radyomiks uygulamaları bir ağız kanserinin prognozunu bize sunabiliyor. ’Bu kanser ve radyoterapi uygulanırsa iyileşebilir, tümör küçülebilir ya da radyoterepi tümöre hiç etki etmeyecek’ diyor. O zaman boşu boşuna hastalar radyoterapi almamaya başlıyor. Yapay zekayı, radyomiksi bu anlamda dünyada kullanan örnekler mevcut. Biraz daha veriye ihtiyaç var. Farklı toplumlardan, farklı üniversitelerden, ülkelerden gelecek verilerle radyomiksin ağız kanserini tespit etmedeki ya da prognozunu belirlemedeki hatta hastanın yaşam süresini belirlemedeki rolü de giderek önem kazanacak. Bu algoritma kanseri teşhis edebilecek boyuta gelebilir. Şu ana kadar bu hala geliştirilme aşamasında kısa zamanda bunun da başarılacağını düşünüyorum”

“Bilgisayar başındayken öğrenebiliyor hale geleceğiz”

Yapay zekanın hasta üzerindeki önemine de değinen Öçbe, “Normalde biz 3 boyutlu tomografik kesitlerde bir lezyonu farklı gri tonlarında görüyoruz. Bu gri tonları gözümüzle ayırt edebildiğimiz skalanın ötesinde, radyomiksle daha derin analiz edildiğinde lezyonun ön tanısı bile konulabiliyor. Histopatolojik değerlendirme, lezyonun kesin tanısı için altın standarttır. Fakat yalnızca yapay zeka radyomiks uygulamaları kullanılarak, lezyonun histopatolojik değerlendirmeye yakın bir ön tanısı elde edilebiliyor. Bu sayede, daha bilgisayar başındayken, biyopsi almadan, cerrahi işlem yapmadan ve örneği laboratuvara göndermeden lezyon hakkında bilgi sahibi olabileceğiz” şeklinde konuştu.

“Her bölümde yapay zeka dersleri veriyoruz”

KOSTÜ’nün yapay zekaya büyük önem verdiğini belirten Öçbe, “Biz KOSTÜ olarak hem iç işleyişimizde hem de akademik çalışmalarımızda, öğrencilerimizin eğitim süreçlerinde yapay zekayı yoğunlukla kullanıyoruz. Rektörümüzün bu konuya verdiği önem ve bizlere verdiği destek sayesinde mühendislik fakültesi, diş hekimliği fakültesi, hemşirelik gibi KOSTÜ’nün her bölümünde yapay zeka dersleri veriyoruz” şeklinde konuştu.

“Yapay zekanın işimizi elimizden alacağını düşünmüyorum”

Yapay zekanın diş hekimlerinin işini tehdit edip etmediği sorusuna yanıt veren Dr. Melisa Öçbe, “Craniocatch’ın CEO’su, aynı zamanda çok saygı duyduğumuz ve örnek aldığımız Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi uzmanı olan Prof. Dr. İbrahim Şevki Bayrakdar, ’Yapay zeka diş hekimlerinin işini elinden almayacak. Ama gelecekte yapay zeka ile çalışabilen diş hekimleri daha avantajlı olacak’ der. Ben de buna yüzde 100 katılıyorum. Bu sebeple en kısa zamanda yapay zekayı tüm işleyişlerimizde dahil etmemizin hepimizin faydasına olacağını düşünüyorum. Yapay zekanın işimizi elimizden alacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Vodafone Vakfı’nın Global Hackathonu’nu kazananlara Bükreş’te ödülleri verildi

Global Vodafone Vakfı’nın daha kapsayıcı bir dijital toplum hedefiyle aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 9 Avrupa ülkesinde düzenlediği uluslararası hackathon’un ödül töreni Romanya’nın başkenti Bükreş’te yapıldı. Törene Türkiye birincisi EcoLeaks takımı da katıldı.

Global Vodafone Vakfı’nın Avrupa genelinde 6-19 yaş arası çocuk ve gençlere yönelik olarak düzenlediği hackathon’da dereceye girenlere ödülleri Romanya’nın başkenti Bükreş’te verildi. Törene Türkiye birincisi EcoLeaks takımı da katıldı. Etkinlikte, ülke birincilerine üreticiliklerini ve çığır açan fikirlerini uluslararası alanda sergileme fırsatının yanı sıra deneyimlerini paylaşma, bilgi alışverişinde bulunma ve ömür boyu sürecek dostluklar kurma imkânı da sunuldu.

Yerel sorunlara yenilikçi çözümler

Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Arnavutluk, İspanya, Yunanistan, Hollanda, İtalya, Portekiz ve Romanya’da “Dijital Uçurumu Kapatmak” temasıyla gerçekleştirilen hackathon’da, binlerce katılımcı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, kapsayıcılık ve dijital becerilere odaklanarak yerel sorunlarına yenilikçi çözümler geliştirdi. Türkiye’de Habitat Derneği işbirliğiyle “Yapay Zekâ İle Yarının Şehirleri” adı altında gerçekleştirilen hackathon’u Alinda Taşatar ve Mehmet Doruk Memik’in oluşturduğu EcoLeaks takımı kazandı. EcoLeaks’in geliştirdiği yapay zekâ tabanlı su patlaması tespiti projeleri, IoT cihazlarından alınan verileri analiz ederek su sistemlerindeki anormallikleri tespit etmeyi amaçlıyor. Yapay zekâ, su akışı, basınç, sıcaklık ve ses gibi verileri işleyerek erken uyarı sağlıyor, su kaybını azaltıyor ve bakım süreçlerini optimize ediyor. Diğer ülke birincilerinin ödül alan fikirleri arasında ise atıkları doğru şekilde tanıyan ve toplayan yapay zekâ çözümleri, okul çevresindeki sıkışıklığı çözen otomatik yürüyüş yolu sistemleri ve işe alımlarda bilinçsiz önyargıları ortadan kaldıran teknolojiler yer aldı.

Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, şöyle konuştu: “Habitat Derneği ile birlikte başlattığımız ‘Yapay Zekâ Yıldızları’ projesinde amacımız, genç nesillerin teknolojik bakımdan donanımlı olmalarını sağlamak, günümüzde her alanda gördüğümüz yapay zekâ teknolojisini öğrenip kullanarak üretici fikirlerini yeni teknolojilerle birleştirmelerini mümkün kılmak. Son olarak, global vakfımızın Türkiye dahil 9 Avrupa ülkesinde birden düzenlediği hackathon ile gençlere ulaştık. Gençlerimizin yalnızca teknik bilgilerini değil, aynı zamanda tutkularını, yenilikçi bakış açılarını ve fikirlerini de etkili çözümlere dönüştürme becerilerini teşvik ettik. Yarışmamızı kazanan Kocaelili ve İzmirli gençlerimiz ödüllerini Bükreş’te aldı. Kendilerini bir kez daha tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.”

Habitat Derneği İcra Kurulu Başkanı Bora Caldu, şöyle konuştu:

“Türkiye Vodafone Vakfı ile yürüttüğümüz ‘Yapay Zekâ Yıldızları’ projesi sayesinde yüzlerce gönüllü ve binlerce çocuğa ulaştık. Bu süreçte, gençlerin teknolojiyle ürettikleri yenilikçi çözümlerin uluslararası alanda da karşılık bulduğunu görmek, bizim için en büyük motivasyon kaynaklarından biri oldu. Teknolojinin hayatımızın her alanına entegre olduğu bu dönemde, en önemli hedefimiz yapay zekâ gibi akıllı teknolojileri insan yararına kullanmak. ‘Yapay Zekâ Yıldızları’ projesiyle gençlere bu alanda ihtiyaç duydukları bilgi ve becerileri kazandırarak, geleceğe hazır olmalarını sağlıyoruz. Kazanan gençlerimizi tebrik ediyor, onların bu yolda ilerlemeye devam etmelerini diliyoruz.”

‘Skills Upload Jr. Challenge’ girişimi 10 milyon kişiye ulaştı

Yapılan açıklamaya göre vakfı, Avrupa genelinde çocuk ve gençlere ihtiyaç duydukları dijital becerileri ve özgüveni kazandırmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Skills Upload Jr. Challenge’ girişimiyle 2021’den bu yana 10 milyon kişiye ulaştığını da duyurdu. Bu girişim, geçmişleri, cinsiyetleri veya coğrafyaları ne olursa olsun, gençlere özel eğitim merkezlerinde, özel web siteleri aracılığıyla ya da okullarında ulaşarak, üretici ve eleştirel düşünmelerini teşvik ediyor; dijital araçları kullanırken kendilerini güvende ve güçlü hissetmelerine yardımcı oluyor. Ayrıca, dijital becerilerin yalnızca bilgisayar bilimi derslerinde değil, tüm müfredatta uygulanmasını sağlamak için eğitmenlerin de özel içerik ve teknoloji araçlarına erişmesini hedefliyor.

Kategoriler
EĞİTİM Tüm Eğitim Haberleri

Büyükşehir’de yapay zeka dönemi başlıyor

Büyükşehir, akıllı şehircilikte de örnek bir kent olmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda vatandaş odaklı hizmet kalitesini artırmak için “Yapay Zekâ Tanıtım” toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda akıllı şehircilik, dijitalleşme ve yapay zekânın tüm detayları konuşuldu.

 

TOPLANTIYA ÜST DÜZEYDE KATILIM SAĞLANDI

Akıllı şehircilikte örnek bir şehir olmak için çalışmalarını sürdüren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, dijitalleşmeden sonuna kadar faydalanarak vatandaşların hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Yaşam standardı ve kalitesini arttırmak için önemli çalışmalar yürüten Büyükşehir Belediyesi, “Yapay Zekâ Tanıtım” toplantısı gerçekleştirdi. Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı koordinasyonunda, Kocaeli Üniversitesi akademik personellerinin danışmanlığında gerçekleşen toplantıya; Büyükşehir, İSU, İSAŞ, İZAYDAŞ ve UlaşımPark yöneticileri katılım sağladı.

 

YAPAY ZEKÂ İLE VATANDAŞ MEMNUNİYETİ ARTACAK

Vatandaşların cep telefonu üzerinde geliştirilen uygulamalar ile belediye hizmetlerine daha kolay ulaşıldığının anlatıldığı toplantıda bu uygulamaların iş ve işlemlerinin gerçekleştirebildiği örnekler ile gösterildi. Belediyeye ait uygulamalar ile toplanan verilerin server ve storagelerde saklandığının belirtildiği toplantıda çağın yakıtının veri olduğu, yapay zeka için de veri setlerinin önemli olduğu katılımcılara aktarıldı. Büyükşehir’in yapay zekâ ile bu verilerden bilgilere ulaşılacağı ve bu bilgiler ile vatandaş memnuniyetinin artacağı vurgulandı.

 

“KOCAELİ’Nİ AKILLI ŞEHİRCİLİKTE ÖN PLANA ÇIKARACAĞIZ”

Akıllı şehircilik kapsamında Kocaeli’ni ön plana çıkarmak için çalıştıklarını kaydeden Bilgi İşlem Dairesi Başkanı İsmail Gülsoy, ”Daire başkanlıkları, İSU ve tüm iştirakler ile bir araya gelerek yapay zekâ uygulamalarını kullanmayı amaçlıyoruz. Dijitalleşmeden sonuna kadar faydalanarak, vatandaşımızın hayatını kolaylaştırmak, yaşam standardı ve kalitesini arttırmak için çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

 

DOĞRU, HIZLI KARAR ALMADA ETKİLİ OLACAK

Yapay Zekânın aynı zamanda sadece vatandaş için değil, belediye personelleri ve yöneticilerin doğru, hızlı ve zamanında karar almalarını sağlayacağını belirten Gülsoy, “Belediyelerin iş süreçlerini de doğrudan ilgilendiren yönetim ve karar destek süreçleri ile bilgi sistemlerini güçlendirebilme yetkinliğine sahiptir. İşte tam da bu noktada mevzuat gerekliliklerinin veya zorunluluklarının ya da risklerinin yöneticiye raporlanması, mevzuat içinde alternatif yol haritalarının veya doğru karar almaya yarayacak veri kütüphanelerinin ya da algoritmalarının oluşturulması gibi yönetimsel fonksiyonları yapay zekâ ile desteklemeyi hedefliyoruz” dedi.

 

YAPAY ZEKÂ TOPLANTILARI DEVAM EDECEK

Akıllı şehircilik, dijitalleşme ve yapay zekânın tüm detaylarının konuşulduğu toplantı sonunda Gülsoy, yapay zeka tanıtım toplantılarının Kocaeli Üniversitesi ve Teknopark danışmanlığında, İSU ve diğer iştirakler ile devam edeceğini belirtti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version