Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Kocaeli Kitap Fuarı yazarları okuyucuları ile buluşturuyor

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Türkiye’nin etkinlik ve ziyaretçi sayısı bakımından en büyük kitap fuarı olan Kocaeli Kitap Fuarı’nda etkinlikler devam ediyor. Özgürlükçü bakış açısı, her kesimden görüşün kendisine alan bulduğu Kitap Fuarı, 14. kez hem kentin hem de ülkenin marka değeri olduğunu kanıtladı. Her yıl olduğu gibi bu yılda fuarda Türkiye’nin en ünlü kalemleri, yüzlerce şair, yazar ve fikir insanı Kocaelili okurlarla yüz yüze buluşarak fikirlerini aktarma imkânı buluyor.

 

GRAFOLOJİ DİL BİLMEK GİBİDİR

Söyleşi ve etkinliklerin gerçekleştiği salonlardan olan Karamürsel Alp Salonu dün de önemli yazarları kitap dostlarıyla buluşturdu. Bu yazarlardan İbrahim Oktay;  “El Yazısı ve İmza ile Kişilik Analizi” konulu söyleşisiyle okuyucularının karşısına çıktı. İnsanın kişilik analizinin el yazısı ve imza ile anlaşılabileceğini ifade eden Oktay; “Kalemin ucu kâğıda dokunduğu andan itibaren bırakılan izler, desenler, şekiller, semboller kişinin kimliğini tıpkı bir parmak izi veya DNA gibi eşsiz bir şekilde yansıtır. Grafoloji, el yazısından karakter tahlili yapmaya çalışan bir çalışma sahasıdır. Grafoloji dil bilmek gibidir, bu dili bilen herkes kişiyi okuyabilir” ifadesini kullandı.

 

MİNİK OKURLAR SEVİM AK’I DİNLEMEYE GELDİ

Karamürsel Alp Salonu’nun konukları arasında yer alan Çocuk Edebiyatı Yazarı Sevim Ak, “Bir tanışma öyküsü üzerine” atölye etkinliğinde minik okurlarıyla bir araya geldi. Sevim Ak kendisini dinlemeye gelen okuyucularına teşekkür ederek, kitap sevgisinin her zaman yüreklerinde olmasını diledi. Yazar Erol Erdoğan, “Kim Kitap Okuyor, Kim okumuyor?” söyleşini gerçekleştirdi.

 

KİTAP FUARI’NDA SANTUR SESLERİ

Öte yandan Karamürsel Alp Salonu’nda sözün yanı sıra notalar da kendilerine yer buldu. Sedat Anar okuyucuları için ‘Müziği Anlamak’ temasını işledi. Müziğin insan ruhu için önemine dikkat çeken Anar, kitap severler için santur çaldı. Kendi eserlerini seslendiren Anar, dinleyicilerine güzel bir kitap fuarı anısı bıraktı. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Saliha Erdim, “Çocuklar, anne ve babalarının aynasıdır”

Bu yıl “Savaşın ve Acının Edebiyatı” teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, yoğun ilgi ile Kocaeli Kongre Merkezi’nde devam ediyor. Akçakoca Salonu’nda yazarlar Yavuz Yiğit ve Saliha Erdim kitapseverler ile bir araya geldi. Çocuğun 0-7 yaş dönemindeki aile eğitiminin çok önemli olduğunu vurgulayan Yazar Saliha Erdim, “Bu dönem çocuğun gördüğünün, sezdiğinin, hissettiğinin, hayatının her aşamasında onu etkileyecek kadar en derinlere kodlandığı dönemdir. Çocuklar anne ve babaların aynasıdır” dedi. 

 

“0-7 YAŞ HAYATIMIZIN ‘ÇÜNKÜ’ DÖNEMİDİR”

Allah’ın ‘insanı hiçbir şey bilmez olarak yaratık’ ayetine atıfta bulunan Yazar Saliha Erdim, “Rabbimiz buyuruyor ki, ‘biz insanı hiçbir şey bilmez olarak yarattık.’ Peki insan nerede öğreniyor, ailede öğreniyor. Nasıl öğreniyor? 0-7 yaş arasında öğrenerek öğreniyor. Anne ve baba ne yaparsa onu görüyor. Söylediklerini algılama, idrak etme ve gereğini yapma gibi akıl ve muhakeme olguları henüz olmadığı için soyut kavramaları görerek algılıyor. 0-7 yaş hayatımızın “çünkü” dönemidir. Bu da yaptıklarımızı modellediğimiz içindir. Çocuğa ‘başını niye kapatıyorsun’ derseniz ‘annem kapatıyor diye ben de kapatıyorum’ der. ‘Niye namaz kılıyorsun?’ ‘Çünkü babam namaz kılıyor’ der. ‘ Niye şunu yaptın çünkü abim de yapıyor’ der. O yüzden iyi bir insan yetiştirmek istiyorsanız; 0-7 yaş önemli. Dindar bir evlat yetiştirmek istiyorsanız; 0-7 yaş. İnsanları seven, insanlara değer veren, kendisine değer veren bir evlat yetiştirmek istiyorsanız; 0-7 yaş” şeklinde konuştu.

 

“EN AHLAKLI OLMAMIZ GEREKEN YER AİLEMİZDİR”

Yazar Erdim ilgiyle izlenen söyleşisinde anne ve baba arasındaki ilişkinin çocuğu doğrudan etkilediğine dikkat çekti  “Anne ve babanın birbirine bakışındaki duyguyu bile çocuk sezer. Anne ve baba birbirine güzel mi bakıyor sinirli mi bakıyor diye algılamalar yapar” diyen Erdim, “Çocuk anne ve baba arasındaki bakışı anlar, anne şudur baba şudur, çocuk olmak şudur diye tanımlar oluşturur. Kendi zihninde bunları bir anlama dönüştürür. Çocuğa nasihat verirsiniz çocuğum saygılı ol dersin, çok doğru bir söylemdir. Sen çocuğuna saygı duymazsan çocuk saygıyı öğrenemez. Anne ve baba, evde başka davranıp dışarıda başka davranırsa çocuk şunu öğrenir, dışarıda iyi olmak zorundasın evde nasıl olduğun önemli değil. Şuan toplumun  böyle bir derdi var. Dışarda melek içerde zehir zemberek. Bizim aile hayatımız en iyi halimizi sergilememiz gereken yerdir. En ahlaklı olmamız gereken yer ailemiz yani kalemiz. Ben eşime kötü davrandığımda çocuğumun dengesini bozacağımı bileceğim” ifadelerini kullandı.

 

“GÖSTERİŞ ÇAĞINDA YAŞIYORUZ”

Akçakoca Salonu’nda Yazar Yavuz Yiğit ise “Heyecan Aşısı Nasıl Yapılır?” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Y Kuşağına ait çocukların son sokak çocukları olduğunu, 2000’li yılların başında doğanların da bu çerçeve içerisine dahil edilebileceğini ifade eden yazar şöyle konuştu:  “Ama 2010’dan sonra doğan çocuklar artık sokak çocukları değil. Sokak kalmadı çünkü sokakta alan kalmadı. Eskiden aileler çocuklarını sokağa ve top sahasına rahatça gönderiyordu. Ama şimdi bakıyorum şuan çocuklarınızı, otobüse bindirip bir yere göndermezsiniz. Sokak çocuğu olmak insana takım çalışmasını katar, sokak çocukları daha dayanıklıdır.”

 

ÜÇ TEMEL SORUN

Günümüz çocuklarının üç temel sorunu olduğunu kaydeden; bunlardan birincisini ise bolluk paradosku olarak belirleyen yazar  şunları söyledi:  “Birçok seçeneğin içerisinde yaşıyorlar. Bu bolluk içerisinde çocuklarımız ve gençlerimiz tercihte bulunmada zorlanıyorlar. Bu devrin çocuklarının ikinci büyük sorunu; aşırı bir gösteriş çağında yaşıyoruz. Çocuklar ve gençler sosyal medyadan dünyanın birçok yerindeki en zevkli yiyecek ve eğlencesini görebiliyor. Ülkemizde gençlere soruluyor ‘elinizde imkân olsa yurt dışında yaşamak ister misiniz?’ Sonuçta yüzde 65, ‘evet yurt dışında yaşamak istiyorum’ diyor. Fransa’da bu durum yüzde 70, İngiltere’de yüzde 72, aslında oradaki gençlerde başka bir yerde yaşamak istiyor. Biz burada o kadar çok mutsuz hissettiriliyoruz. İnsanlık tarihin  en iyi çağını yaşıyor. 1980’de reflü olsanız midenizin yarısını alıyorlardı. Bugün hastalık bir ilaç ile tedavi ediliyor. 1930’da dünya ortalama yaşam ömrü 35, o dönemin müreffeh ülkelerinden İngiltere’de ortalama ömür süresi 40 yıldır. Ama şimdi biz daha mutsuzuz sebebi neden eskiden kimse bizim gözümüzün önünde bizi kıskandırmıyordu. Elinizde telefondan birçok farklı şehirdeki insanların faaliyetlerini görebiliyorsunuz. Ama aslında elindeki telefonunla mutlu da olabilirdin. Bu sosyal medya hayatımıza son 15 yılda soktu bir şeydir. Gençler ve çocuklarla alakalı üçüncü sorunumuzda dikkat dağınıklığı sorunu yaşıyoruz. Bu devirde dikkatinizi bir yere yarım saat odaklamanız bütün firmalar tamamen zarardır.”

 

İYİ, DOĞRU VE DÜRÜSTLÜK ERDEMLERİNİN ÖNEMİ

Konuşmasının son bölümünde çocukların ve gençlerin yetiştirilmesinde iyi, doğru ve dürüstlük gibi erdemlerin dikkate alınmasının gerekliliğine dikkat çeken Yazar Yiğit, film ve çizgi film karakterlerinden örnek vererek, çocukların ve gençlerin her zaman buradaki iyi karakterleri tutarak, tercih ederek ve bunun bilincinde olarak yetiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Yazar Yiğit, “Günün sonunda yetenekli çocuklar yetiştireceğiz evet, çocuklara bir dava vereceğiz ama erdemli  insan, insan haklarına saygılı insan yetiştireceğiz. İnsan onuruna değer veren bir çocuklar yetiştirmezsek, günün sonunda yetenekli bir çocuğun manası yok” dedi. Yazar Yiğit, söyleşisinin sonunda okurlarından gelen sorulara da yanıt verdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
EĞİTİM Tüm Eğitim Haberleri

Yazar Ayaz” Eğitim su gibi ekmek gibi bir ihtiyaçtır”

Bu yıl “Savaşın ve Acının Edebiyatı” teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, yoğun ilgi ile Kocaeli Kongre Merkezinde devam ediyor. Süleyman Paşa Salonundaki söyleşilerde yazarlar Mehmet Rıza Ayaz, Çiğdem Zülfikar, Erdal Kara ve Umut Dinçşahin kitapseverlerle bir araya geldi. Yazar Mehmet Rıza Ayaz, eğitimin gıda gibi hava gibi bir ihtiyaç olduğunu belirterek bir insanın, milletin ve devletin güçlü olabilmesi için iyi bir eğitim almasının şart olduğunu belirtti.

 

 

“KONSANTRASYON BİLİNÇLİ SEÇİMLER YAPMAYI SAĞLAR”

İnsanın farklı yaş dönemlerinde de farklı zihinsel kapasiteler ortaya çıkardığını ifade eden Araştırmacı Yazar Çiğdem Zülfikar “O yüzden kendini tanımak ve yönetmek konusunda ‘adanmak’ anahtarlardan bir tanesidir. Bir kişi düşünce kalıplarını değiştirdiği müddetçe hayatını değiştirebilir. Çevresel koşulları her zaman değiştiremezsin ama zihnimize bir bekçi ve filtre koyarak zihnimizi kontrol edebiliriz” şeklinde konuştu.

 

“EĞİTİM GERÇEK BİR İHTİYAÇTIR”

Süleyman Paşa Salonundaki “Çocuk Yaşta Evlilik ve Eğitimin Önemi” söyleşisinde konuşan Yazar Mehmet Rıza Ayaz, “İnsanı Allah beyin olarak çok büyük bir kapasite ile yaratmıştır. Beynimizi bilgi ile doğru ile her gün daha anlamlı şeylerle doldurmamız lazım. İnsanın kalbi ve beyni boşluğu kabul etmez. Eğer boşluk olursa orada başarısızlık gelir. İnsan öğrenmeye ve gelişmeye otomatik olarak yaratılmış ve bizim DNA yapımız buna göre programlanmıştır. Eğitim gerçek bir ihtiyaçtır. Hayatta gıda gibi barınma gibi eğitim de çok önemlidir. Bir insanın, bir milletin ve bir devletin güçlü olabilmesi için iyi bir eğitim, iyi bir öğretim görmesi gerekiyor” dedi.

 

“KIYAYA VURAN ÖYKÜ” KISA FİLMİ İZLENDİ

Savaş, savaşta yaşanan zorluklar ve çocukların savaşlarda yaşadığı zorluklar üzerine çeşitli değerlendirmelerde bulunan Yazar Erdal Kara’nın konuşmasından sonra yazarın kendisine ait “Kıyaya Vuran Öykü” adlı kısa filmin gösterimi gerçekleştirildi. Gösterim sonrasında Yazar Kara ve katılımcılar, kısa film üzerine değerlendirmelerini dile getirdiler. Yazar Umut Dinçşahin ise “Elveda Yorgunluk” adlı söyleşisinde yorgunluğun giderilmesine yönelik ve bu bağlanmadaki birçok konu hakkında katılımcılara sunum gerçekleştirdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

14. Kocaeli Kitap Fuarı

14. Kocaeli Kitap Fuarı’nda çocuk, anne, baba ilişkisi üzerine konuşan yazar Hatice Kübra Tongar, “Çocukların 3 ebeveyni vardır. Anne, baba ve anne-babasının ilişkisi. Çocuklarınıza bırakabileceğiniz en kıymetli miras, anne babanın mutlu ilişkisine onları şahit etmektir” diye konuştu.

Büyükşehir belediyesinin düzenlediği 14. Kocaeli Kitap Fuarı, kitap tutkunlarını sevdikleri yazarlarla bir araya getirmeye devam ediyor. Bu kapsamda Kocaeli Kongre Merkezi Akçakoca Konferans Salonu’nda Yazar Hatice Kübra Tongar sevenleri ile buluştu. “Bağırmayan anne ve baba olmak” adlı söyleşide konuşan Yazar Hatice Kübra Tongar, “Aile sistemi içinde gevşeklikler oluşturduğumuz zaman araya çok kötü şeyler giriyor. Ailede safları sıkı tutmak zorundayız. Bu zamanın ailelerinin en şikayet ettiği konu cinsiyetsizleştirme. Aileler, çocukları cinsiyetine uygun yetiştirirken zorlanıyor. Bu konuda dikkat etmemiz, eşimizle ve çocuklarımızla sağlıklı iletişim kurmalıyız” ifadelerini kullandı.

“Çocukların 3 ebeveyni vardır. Anne, baba ve anne-babasının ilişkisi”

Çağımızın en büyük probleminin kontrolsüz internet kullanımı olduğunu vurgulayan Tongar, “Çocukların eline kontrolsüz hiçbir şeyin verilmemesi gerekiyor. Siz kontrol ettikçe çocuklar tabii ki bu durumdan memnun olmayacak. Bizim ebeveyn olarak görevimiz çocukları memnun etmek değil onları korumak. Birbirimizle ilişki kurmayı unutmayalım. Karı koca ilişkisini lütfen ihmal etmeyelim. Çocukların 3 ebeveyni vardır. Anne, baba ve anne-babasının ilişkisi. Çocuklarınıza bırakabileceğiniz en kıymetli miras, anne babanın mutlu ilişkisine onları şahit etmektir” diye konuştu.

Yazara konuşmalarının sonunda büyükşehir belediyesinin Kocaeli’nin tanıtımı için hazırlamış olduğu Havadan Fotoğraflarla Kocaeli adlı kitap hediye edildi.

Kategoriler
EĞİTİM Tüm Eğitim Haberleri

”Bir sayfa kitap okumayan, okumuşlar ülkesiyiz”

Farklı alanlardaki söyleşi programları ve imza etkinlikleriyle düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarında, birçok yazar, edebiyatçı, akademisyen ve entelektüel isim kitapseverlerle bir araya geliyor. Bu kapsamda Kocaeli Kitap Fuarı’nın ilk gününde birbirinden önemli isimler Akçakoca Konferans Salonu’nda söyleşi düzenledi. Yazar Hayati İnanç, Psikolog Dr. Acar Baltaş, oyuncu ve yazar Aydan Şener düzenlenen oturumlarda deneyimlerini katılımlarıyla paylaştı. İnanç, “Türkiye, bir sayfa kitap okumayan okumuşlar ülkesidir” dedi.

 

“KAYNAK PROBLEMİMİZ YOK, İDRAK PROBLEMİMİZ VAR”

“Hayata şiirden bakmak” adlı söyleşisiyle sevenleriyle buluşan Yazar Hayati İnanç, Türkçe’nin yeterince anlaşılmadığını bu nedenle kütüphane kültürünün oluşması gerektiğini söyledi. İnanç, “Fatih’te Millet Yazma Eser Kütüphanesi var. 35 bin kitap var içinde. Fakat okumuyoruz. Bizim edebiyatımız çok zengin. Kaynak problemimiz yok, idrak problemimiz var” değerlendirmesinde bulundu. 

 

“GÜVENMEK, FIRSATLARA AÇIK OLMAK DEMEKTİR”

Kitap Fuarının bir diğer konuğu olan Psikolog Dr. Acar Baltaş ise hayal kırıklığı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Baltaş, güvendiğimiz zaman hayal kırıklığına uğramamızın kaçılmaz olduğunu bilerek yaşamamız gerektiğini söyledi. Baltaş, “İnsanlara güvenirseniz mutlaka hayal kırıklığına uğrarsınız. İnsanlara güvenmezseniz sürekli diken üzerinde yaşarsınız. Güvenmek, yeni yollar denemek ve gelişmek için fırsatlara açık olmak demektir. En kritik olan ise güven her türlü ilişkide hızı artırır. Güvensizlik varsa özel hayatta da iş hayatında da kontrol vardır” diye konuştu.

 

“HAYAT KARŞISINDAKİ TUTUMUMUZ BİZİ BELİRLER”

Enerjimizi nereye koyarsak hayatın orada gelişeceğini anlatan Baltaş, “Enerjimizi kendimizi, koşulları suçlamaya yönelttiğimiz zaman kurban rolünü seçer ve kozamızı kalınlaştırırız. Enerjimizi değiştiremeyeceğimiz olmuş olana değil, değiştirebileceğimiz olacak olana yöneltmemiz lazım. Hayat karşısındaki tutumumuz bizi belirler. Mesele iyimser olmak değil. İyimserlik zannedildiği kadar iyi bir şey de değil. Bir miktar kaygı hayatı uzatıyor. Dolayısıyla olumlu tutum önemli. En olumsuz durumda bile “Şu anda iyi olan ne?” sorusu önemli. Durumu değiştirmek istiyorsan sahip olduklarına odaklan. Durumu değiştirecek kaynak sahip olduklarındır” diye konuştu.

 

“İÇ GÜZELLİK MUTLAKA YÜZE YANSIYOR”

Oyuncu ve yazar Aydan Şener de “Kadına Dair” adını verdiği kitabıyla ilgili konuştu. Şener, kendisini takip edenlere kitap yazmasının ana nedenlerini anlattı. Şener, “Kitabımda, kadınların sorunlarından hayvan haklarına; kariyeri boyunca yaşadıklarından, özel hayatına kadar geniş bir yelpazede duygu ve düşüncelerini kaleme aldım” diye konuştu. Günümüzde değişen güzellik algısına da değinen Şener, “Benim için güzellik iyi kalpli olmak demek. İnsanın iç güzelliği mutlaka yüzüne de yansıyor. Ayrıca güzellik zarafetle birleştiği zaman anlamlı oluyor. Pozitif olmak, insanları, hayvanları ve doğayı sevmek gerekiyor. Pozitif olmak, aklı başında hareket etmek, jest ve mimiklerle süslemek, kendimizi geliştirmek güzelliğimize güzellik katıyor” ifadelerini kullandı. Yazarlara konuşmalarının sonunda Büyükşehir Belediyesi’nin Kocaeli’nin tanıtımı için hazırlamış olduğu Havadan Fotoğraflarla Kocaeli adlı kitap hediye edildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version