Kategoriler
İzmit Belediyesi Tüm Belediye Haberleri

Başkan Hürriyet’ten vatandaşlara “iskan ve itfaiye raporu” uyarısı

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, iş yeri açmak veya mülk kiralamadan önce iskan ve itfaiye raporu sorgulaması yapılması konusunda vatandaşları uyardı
İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, iş yeri açmadan veya bir mülk kiralamadan önce, uygun yapı kullanma izin belgesi (iskan) ve yangın güvenliği raporu (itfaiye raporu) alınması gerektiğini vurguladı. Özellikle İzmit’teki eski binalarda, güncel mevzuata uyum sağlamada yaşanan zorluklara dikkat çeken Hürriyet, mülk satın almak veya kiralamak isteyenlere, ileride hukuki sorunlar yaşamamak ve güvenliği sağlamak için İzmit Belediyesine gelerek gerekli sorgulamaları yapmalarını tavsiye etti.
“İŞYERLERİNİ MÜHÜRLEMEK ZORUNDA KALIYORUZ”
Başkan Hürriyet konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; “ İş yeri açmak isteyen ya da var olan iş yerini devretmek ya da değiştirmek isteyenler için çok çok önemli bir duyuruda bulunuyoruz. İleride mağdur olmamanız için kuralları bilmeniz gerekiyor. Bizimle mutlaka iletişimde kalmanız gerekiyor. Bolu yangını sonrasında özellikle itfaiye raporları konusunda denetlenmeye başlandı. Tabii valilik, emniyet, bakanlıkların ilgili müdürlükleri, il müdürlükleri bu denetlemeler sonucunda tespit ettikleri aksaklıkları tabii ki belediyelere bildiriyorlar, bize bildiriyorlar. Biz de gereğini yapmak zorunda kalıyoruz ve çoğu zaman iş yerlerini mühürlemek zorunda kalıyoruz.
“İSKANSIZ RUHSAT VERMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”
Özellikle iş yeri açmadan önce bir yeri kiralayacaksanız o yerin iskanı var mı yok mu lütfen önce belediyeye gelin. İskansız o kadar çok yer var ki müteahhitler kafalarına göre yapıyorlar. Ne yazık ki iskan almadan bütün yerleri ya satıyorlar ya kiralıyorlar. Siz iş yerinizin içini dayıyorsunuz, döşüyorsunuz, bir sürü tadilatını yapıyorsunuz, tabelasına kadar takıyorsunuz. Vergi kaydınızı açıyorsunuz. Belediyeden iş yeri ruhsatı almaya geldiğinizde iskan olmadığı için ne yaparsak yapalım biz size iskansız bir yere iş yeri ruhsatı vermemiz mümkün değil.
“İTFAİYEDEN RAPOR ALMADAN RAPOR VEREMİYORUZ”
İşte lütfen tefrişat yapmadan, kiralama yapmadan, kiralama sözleşmesi imzalamadan önce lütfen önce belediyeye gelip bu bahsi geçen iş yeri konut mudur, mesken midir, iş yeri midir, ticari midir ve en önemlisi iskanı var mıdır? Bunun için önce lütfen bize gelin. Bazı iş merkezleri var çok eski ve buralara isteseniz de itfaiye raporu alamıyorsunuz. İtfaiye raporu da biliyorsunuz itfaiye müdürlüğü Büyükşehir’e bağlı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden alınıyor itfaiye raporu. Ve onlar itfaiye raporu vermeden, olumlu rapor vermeden biz yine ruhsat veremiyoruz.
“MÜLK SAHİPLERİ SİZİ MAĞDUR EDEBİLİR”
Dolayısıyla açmak istediğiniz iş yeri için bir yeri kiralamadan önce İskan var mı yok mu? Ve bu yere itfaiye raporu alıp alamayacağınızı mutlaka sorgulayın. Aksi halde ne yazık ki mülk sahipleri sizi mağdur edebilirler. Mağdur olmamanız için, boşu boşuna kira, depozito ve başka şeyler vermemeniz için lütfen iskânlı yapı mıdır? Ya da itfaiye raporu alıp alamayacağınızı Büyükşehir’den ve İzmit Belediyesi’nden mutlaka bir sorgulayın.
“İTFAİYE RAPORUNU BÜYÜKŞEHİR VERİYOR”
2005 tarihli yönetmelik ne yazık ki günümüz şartlarına uymuyor ve ihtiyaçları karşılamıyor. Merkezde Fethiye Caddemizde yer alan Emek İşhanı ve Karagöz İşhanı. En çok sıkıntı yaşadığımız iki yer. Bunlar özellikle çıkarılan imar barışı kanunları sebebiyle de sıkıntı yaşadığımız yerler. Bu İşhanları eski yönetmeliklere göre yapıldığı için şimdi orada herhangi bir iş yeri kapandığında veya devrettiğinde yeni yönetmeliklere göre ne yazık ki itfaiye raporu bir türlü alamıyorlar. Çünkü şartları taşımıyorlar. O yüzden de itfaiye raporu bize gelmediği için Büyükşehir’den biz de işe ruhsatı veremiyoruz. Şu anda elimizde böyle dosyalarımız var. Böyle bir sürü eski yapıda sıkıntılarımız var.
“İMAR KARARLARINA AYKIRI İNŞAATLAR YAPILIYOR”
Yine en önemli ikinci sorun ülkemizde sıklıkla çıkarılan imar barışı kanunları sebebiyle özellikle yapsat faaliyetinde bulunan müteahhitlerin imar mevzuatından ve belediye imar kararlarından uzaklaşarak inşaat yapmaları. Mevzuata aykırı yapılar, iskan dediğimiz yapı kullanma iznini, imara aykırı imalatlar veya eksik imalatlar sebebiyle bu iskanlarını alamıyorlar ve imar affı beklentisi içerisindeler ama vatandaşa satıyorlar ya da kiralıyorlar işyerlerini.
“GELİN BELEDİYEYE SORUN”
Bu sefer biz vatandaşla karşı karşıya kalıyoruz. Vatandaş elektrik suyunu açtırmak istiyor ya da işte satın aldığı yeri kiralamak istiyor, iş yerine döndürmek istiyor ama iskanı olmadığı için hiçbir şey yapamıyoruz. İşte bu yerleri satın almadan ve kiralamadan önce lütfen iskan olup olmadan önce gelin belediyeye sorun.
“BİLGİ ALINMASI ÇOK ÖNEMLİ”
O yüzden lütfen birbirimizi üzmemek adına müteahhitlerde ev almak isteyen, iş yeri almak isteyen ya da kiralamak isteyen vatandaşlarımız da ya da iş yeri açmak isteyen vatandaşlarımız da önce bizimle irtibata geçsinler. Önce iskanı var mı yok mu ve özellikle itfaiye raporu o binaya ya da o iş yerine, o konuta alınabiliyor mu alınamıyor mu lütfen bunun önce bir kontrolünü yapsınlar. Yine ruhsat denetim müdürlüğünden mevcut yapının ve bölgenin imar durumu yani konut alanı, ticaret alanı gibi konularda bilgi almaları önemli.
“EKSİKLİKLERİ EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ BİZE BİLDİRİYOR”
Ticari faaliyette bulunan iş yerleri, iş kuluna göre genel idari içinde yer alan kamu kurumlarınca denetleniyor. Ve bu denetim esnasında görünen eksiklikler gereği yapılması gerekenler için bize, belediyemize bildiriliyor. Umuma açık yerler ve konaklama hizmeti veren yerler. Oteller gibi yerler bunlar. Emniyet müdürlüğü denetliyor buraları. Eksiklik görüyor hemen bize bildiriyor. Diyor ki burada hemen gereğini yapın. Nedir gereği? Ya ruhsatını alacak ya gerekli belgelerini tamamlayacak ya da mühürleyeceksin kapatacaksın diyor emniyet müdürlüğü. Başka şansımız yok.
“VATANDAŞLA KARŞI KARŞIYA KALIYORUZ”
Ya da işte mevzuata uymadığı için yanlış imalatlar ne yazık ki bizi de zorda bırakıyor. Örneğin bakın yeni CİMER’den gelen bir şikayet. Bize gelmiş direkt CİMER diyorsunuz bize atıyor. CİMER’e vatandaş yazmış da yazmış. Neresiyle ilgili? Bütün Karagöz İş Merkezi’ndeki işletmeleri şikayet etmiş vatandaşın bir tanesi. Çünkü orada geçmişte kendisi iş yeri değişikliği nedeniyle bir ruhsat alamamış. Çünkü itfaiye raporu alamamış buraya. Kendisi alamadığı için de diğer bütün iş yerlerini şikayet etmiş. Ve direk CİMER’den geliyor bize. Şimdi biz zorlanıyoruz. Vatandaşla karşı karşıya kalıyoruz.
“KURUMLAR ARASI İRTİBAT SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Ve mecbur gereğini yapmak zorundayız. Başka şansım yok. İşte bunlarla ilgili aynı zamanda özellikle bu itfaiye raporunun kolaylaştırılmasıyla ilgili de kurumlar arası irtibat sağlamaya ve gereğini yapmaya çalışıyoruz ama doğrudan itfaiye raporu vermek benim de yetkimde değil. Bütün illerde, büyükşehirlerde her zaman büyükşehirlerin yetkisindedir itfaiye müdürlükleri.
“BİZE BAŞVURUN KONTROLLERİ YAPILSIN”
Bunlarla alakalı İzmit Belediyesi’ne ve Büyükşehir İtfaiye Dairesi’ne mutlaka müracaat etmeniz, sorgulamanız gerekiyor. İster yazılı sorabilirsiniz, ister sözlü sorabilirsiniz. Ama lütfen kiralama sözleşmesi yapmadan önce ya da satın alma yapmadan önce bize bir başvurun. Bu yerleri bir kontrol edin. Yarın öbür gün sıkıntı yaşamayalım.
“HOŞGÖRÜ VERE KARŞILIKLI İLETİŞİM BEKLİYORUZ”
Şimdiden bütün vatandaşlarımızı uyarıyoruz. Mağdur olmayın. Birbirinizi de mağdur etmeyin. Birbirinizi de sıkıntıya sokmayın. Biz de karşı karşıya gelmeyelim vatandaşlarımıza. Çünkü gerçekten sizin için var gücümüzle bütün ekibimizle çalışıyoruz. Herkes iyi olsun, mutlu olsun. Her şey kanuna uygun yürüsün istiyoruz. Kanunsuz bir şey yapmak istemiyoruz. Bu konuda da herkesten anlayış bekliyoruz. Sorumluluk bekliyoruz. Vatandaşlık sorumluluğu gereği de bu konuda hoşgörü ve karşılıklı iletişim bekliyoruz sizlerden.”
Kategoriler
İzmit Belediyesi Tüm Belediye Haberleri

“TAZMİNATI ALMADIM DİYEN İŞÇİNİN TAZMİNATI ÖDENDİ” İŞTE BELGELERİ

KENDİ İSTEĞİYLE İŞ AKDİNİ SONLANDIRMAK İSTEDİ

İlgili şahıs, Fen İşleri Müdürlüğü’nde görev yaparken iş disiplinine ilişkin ciddi sorunlar yaşanmış, bağlı bulunduğu amirlerinin olumsuz geri bildirimleri doğrultusunda, personel ihtiyacının bulunduğu Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne görevlendirilmiştir. Görev değişikliği üzerine ilgili kişi 27.11.2020 tarihli dilekçesinde açıkça, eski birimine iade edilmediği takdirde kendi isteğiyle iş akdini sonlandıracağını belirtmiştir.

TÜM HAK EDİŞLERİ ZAMANINDA VE EKSİKSİZ OLARAK ÖDENDİ

Bu süreçte hem ücretsiz izin kullanmış hem de görev yerine dönmesine rağmen hiçbir işi yerine getirmemiştir. Uzun bir süre boyunca verilen tüm görevleri reddetmiş, çalışmayı açıkça reddettiğini beyan etmiştir. Tüm bu süreç disiplin kurulu tarafından değerlendirilmiş, şahsın kendi iradesiyle verdiği dilekçe ve tavrı doğrultusunda iş sözleşmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-f maddesi uyarınca sonlandırılmıştır. Bu kararla birlikte, belediyemizce yasal yükümlülükler eksiksiz şekilde yerine getirilmiş, tüm hak edişleri zamanında ve eksiksiz olarak ödenmiştir.

ALACAK ÖDEMELERİ YAPILDI

Söz konusu kişi, iş akdinin feshi üzerine dava açmış, yargı süreci sonucunda işe iade kararı çıkmıştır. Bu doğrultuda İzmit Belediyesi üzerine düşeni bir kez daha yerine getirerek, yasal süre içinde davacı tarafından noter aracılığıyla talep edilen tüm alacak ödemelerini gerçekleştirmiştir. Ödemelere ilişkin dekont ve belgeler resmi kayıtlarımızda bulunmaktadır.

TEK TARAFLI ASILSIZ BEYAN

İzmit Belediyesinin eski personel üzerinden yapılan bu haber, tek taraflı bir beyana dayanarak, hiçbir belge ya da resmi kayıt sorulmadan servis edilmiştir. Oysa gazeteciliğin temel ilkesi, iddiaları sorgulamak ve tüm tarafların görüşünü almaktır.

TÜM SÜREÇLER YASAL

İzmit Belediyesi, her zaman çalışan haklarına saygılı, emekçinin yanında bir yönetim anlayışını benimsemektedir. Kurumumuzda keyfi uygulamalara yer verilmemekte, tüm süreçler yasal çerçevede, hakkaniyet ve kamu yararı gözetilerek yürütülmektedir.

Kamuoyunun, çarpıtılmış ve maksatlı yayınlara değil, somut belge ve hukuk temelli gerçeklere itibar etmesini önemle rica ederiz.

İZMİT BELEDİYESİ

Kategoriler
İzmit Belediyesi Tüm Belediye Haberleri

17 Ağustos Deprem Anma ve Farkındalık Müzesi gençlere deprem farkındalığı aşılıyor

Deprem bilincini geliştirmek amacıyla faaliyetlerini sürdüren İzmit Belediyesi 17 Ağustos Deprem Anma ve Farkındalık Müzesi ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. 2024 yılında yaklaşık 8 bin kişiyi ağırlayan Deprem Müzesi son olarak Yıldırım Meslek Lisesi öğrencilerini misafir etti. Gençlere İzmit Belediyesi Jeofizik Mühendisi Zeynep Küçükikiz tarafından deprem öncesi, sırası ve deprem sonrası neler yapılması gerektiğini anlatan sunum yapıldı.

TEKNİK BİLGİLER ANLATILDI

Sunum sırasında Depremin oluşumu, 17 Ağustos Gölcük ve 6 Şubat Maraş depremlerinin odak noktası, büyüklüğü, süreleri, derinliği, aktif yer küre oluşumu, hareketleri ve hasar tespit çalışmaları gibi teknik bilgiler anlatıldı. Deprem Simülasyon alanında yer hareketlerinin sarsıntısını 45 saniye deneyimleme ve Diaroma ( Yapay Enkaz ) alanı bölümü gezilerek simülasyondaki yer sarsıntılarının yapı ve binalar üzerindeki etkileri gösterildi.

DEPREM VE SONRASI İLE İLGİLİ HER DETAY

Buna bağlı olarak depremden etkilenmeyen ya da en az etkilenen yapıların nasıl olması gerektiği anlatılarak, İmar Yönetmeliği ve Yerleşime uygun mühendislik hizmeti almış yapılar hakkında bilgiler verildi. Öğrencilere müzede deprem sunumu içeriği yer alan 3 boyutlu sinema ve AFAD tarafından hazırlanan arama kurtarma filmi izletildi. Deprem Müzesini ziyaret etmek isteyen vatandaşlar, 329 29 00 telefon numarasından irtibat sağlayabilirler.

Kategoriler
İzmit Belediyesi Tüm Belediye Haberleri

Yaşar Kardaş’tan AKP’lilere yanıt

İzmit Belediyesi Başkan Yardımcısı Yaşar Kardaş AKP’li Halil Dokuzlar ve Erol Çalışkan’ın Sanal Gerçeklik Küresi ile Deprem Müzesi ile ilgili eleştirilerine ‘Hakaret ederek durumu kurtarmaya çalıştılar” derken İzmit Belediyesi de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Erol Çalışkan’ı tiye aldı
İzmit Belediyesi Başkan Yardımcısı Yaşar Kardaş sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda bulunarak sanal gerçeklik Küresi ile Deprem Müzesi’ni birbirine karıştıran AKP’lilere yanıt verdi. İzmit Belediyesi de AKP’lileri tiye alan bir paylaşımda bulundu. Yaşar Kardaş açıklamasında şu ifadelere yer verdi : “AKP’li İzmit Belediye Meclis Üyesi Erol Çalışkan, Sanal Gerçeklik Küresi ile Deprem Müzesi’ni birbirine karıştıran kendi partisinin hatasını görmek yerine hakaret ederek durumu kurtarmaya çalışmıştır.
BİZ VAHİM YANLIŞI DÜZELTTİK
Açık konuşalım: Cehaletinizle yüzleşmek yerine hakaret etmeyi seçiyorsanız, önce bir aynaya bakmanızı tavsiye ediyoruz. AKP İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, sanal gerçeklik müzesinde deprem eğitimi verildiğini iddia ederek büyük bir skandala imza attı. O müze depremle ilgili değil, uzay ve bilimle ilgili bir alan! Kendi yaptıkları binanın içeriğinden bile bihaberler. İzmit Belediyesi olarak biz de bu vahim yanlışı düzelttik.
ÇAMUR ATMAYA KALKIŞTILAR
Ancak, hatasını kabul etmek yerine hakaret yoluna sapan AKP’li Erol Çalışkan, “Zavallılar” diyerek seviyesini ortaya koymuştur. Zavallılık, deprem bilinci üzerine konuşurken neyin ne olduğunu bilmemektir! Zavallılık, kendi partisinin yanlışını örtmek için hakaret ederek siyaset yapmaya çalışmaktır! Zavallılık, yanlışını düzeltmek yerine çamur atmaya kalkışmaktır!
FAALİYETLER DEVAM EDİYOR
Ayrıca, İzmit Belediyesi’nin Deprem Müzesi’ni atıl hale getirdiği iddiası külliyen yalandır! Depremle ilgili eğitimler, simülasyon alanı, enkaz bölgesi, bilgilendirici alanlar ve eğitim salonları hâlâ aktif olarak çalışmaktadır. Burası İzmit Belediyesi Afet İşleri Müdürlüğü’ne bağlıdır ve SAR Arama Kurtarma Derneği ile yapılan protokol kapsamında faaliyetlerine devam etmektedir. Gerçekleri görmezden gelip çamur atarak kendinizi kurtarabileceğinizi sanıyorsanız, gerçekten yanılıyorsunuz!”
Kategoriler
EĞİTİM Tüm Eğitim Haberleri

Türk Üniversiteleri Akademik Çalışmaları ile Değil Yeşil Kampüsleriyle Dünya Listesinde!

Bilimsel çalışmalar açısından dünyadaki 500 üniversite arasında 3 üniversitesi yer alan Türkiye, yeşim kampüsleriyle dünya listesine girdi!

Yeşil kampüsler konusunda YÖK tarafından bir açıklama yapıldı. Yükseköğretim Kurulu’nun resmi internet sayfasından yapılan açıklamada, “2024 Yeşil Üniversite Endeksinde 6 üniversitemiz ilk 100’de, 45 üniversitemiz ilk 500’de yer almayı başardı. Toplam 94 üniversitesi ilk 1000’e giren Türkiye, bu alanda dünyada 1. sırada yer aldı” ifadelerine yer verildi.

Türkiye’nin dünya sıralamasında bilimsel çalışmalar açısından ilk 500’e giren sadece 3 üniversitesi bulunuyor.

Yeşil Üniversite Endeksi Platformu (UI GreenMetric) 2024 verilerine göre Türk üniversiteleri yeşil kampüsleriyle dünyanın zirvesine yükseldi.Toplam 94 üniversitesi ilk 1000’e giren Türkiye, bu alanda dünyada 1. oldu. 2023 yılında 87 üniversitemiz ilk 1000’e girmişti. Dünyanın en yeşil üniversiteleri sıralamasında Türkiye’den 6 üniversite ilk 100’de yer aldı. Türkiye ilk 100’de en fazla üniversitesi olan ülkeler sıralamasında Avrupa’da İtalya’nın (7) ardından 2, dünyada 5. oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) 38, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) 59, Erciyes Üniversitesi 80, Özyeğin Üniversitesi 82, Ege Üniversitesi 88 ve Yeditepe Üniversitesi 90. sırada listeye girmeyi başardı.

Sıralamalar üniversitelerimizin geçen yıla göre bu yıl daha üst basamaklara yükseldiğini gösterdi. 2023 yılında İTÜ 46., YTÜ 63., Erciyes Üniversitesi 85., Özyeğin Üniversitesi 89., Ege Üniversitesi 96., Yeditepe Üniversitesi 98. sırada yer almıştı. Türkiye’den 37 devlet ve 8 vakıf olmak üzere toplam 45 üniversite ilk 500’de yer aldı. Bu sayı ile Türkiye ilk 500’de en fazla üniversitesi olan ülkeler sıralamasında Avrupa’da 1. dünyada ise 2. sırada yer aldı

Yeşil Üniversite Endeksi

Yeşil Üniversite Endeksi, 2024 yılında dünya genelinde 95 ülkeden 1.477 üniversiteyi sıralamaya dahil etti. Toplam 118 Türk üniversitesi listede kendine yer buldu. Böylece Türkiye, Avrupa’da sıralamada en fazla üniversitesi bulunan ülkeler arasında da 1. olmayı başarırken, dünyada da 2. oldu. 2023 yılında sıralamada yer alan üniversite sayımız 96 olmuştu. Yükseköğretim Kurulunun “İklim Dostu Kampüs” projesiyle teşvik ettiği üniversiteler, sürdürülebilir, enerji verimli, doğayla uyumlu ve çevre dostu kampüsleriyle dünya yeşil üniversiteler sıralamalarında üst sıralara yükselmeye devam ediyor. 2010 yılında kurulan ve her yıl katılımcı üniversitelerin sürdürülebilirlik performansının derecelendirmesini yapan Yeşil Üniversite Endeksi Platformu 2024 yılı verileri, Türk üniversitelerinin uluslararası düzeydeki başarılarını gözler önüne serdi. Tüm dünyada saygın üniversitelerin katıldığı, uluslararasılaşmayı teşvik eden, sürdürülebilirliğe dikkat çeken ve çevre bilinci konusunda evrensel farkındalık yaratmayı amaçlayan Yeşil Üniversite Endeksi her yıl, altyapı, enerji ve iklim değişikliği, atıklar, su kaynakları, ulaşım ve eğitim-araştırma gibi alanlarda üniversiteleri değerlendirip sıralıyor.

Yeşil Üniversite Sıralamasına Giren Üniversiteler

Yeşil Üniversite Endeksi 2024 verilerine göre ilk 500’de yer almayı başaran Türk üniversiteleri ve sıralamaları şöyle oluştu:

İstanbul Teknik Üniversitesi (38), Yıldız Teknik Üniversitesi (59), Erciyes Üniversitesi (80), Özyeğin Üniversitesi (82), Ege Üniversitesi (88), Yeditepe Üniversitesi (90), Orta Doğu Teknik Üniversitesi (126), Başkent Üniversitesi (129), İnönü Üniversitesi (139), İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (140), Dokuz Eylül Üniversitesi (144), Sakarya Üniversitesi (153), Bartın Üniversitesi (183), Fırat Üniversitesi (211), Hasan Kalyoncu Üniversitesi (217), Sabancı Üniversitesi (230), Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi (236), Atatürk Üniversitesi (246), Mersin Üniversitesi (247), Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (254), Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (256), Hitit Üniversitesi (279), Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (280), Ondokuz Mayıs Üniversitesi (281), Düzce Üniversitesi (285), Afyon Kocatepe Üniversitesi (287), Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi (293), Antalya Bilim Üniversitesi (298), Hacettepe Üniversitesi (299), Çukurova Üniversitesi (303), Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (307), Kastamonu Üniversitesi (321), Mardin Artuklu Üniversitesi (332), Bursa Teknik Üniversitesi (350), Selçuk Üniversitesi (369), İstanbul Aydın Üniversitesi (379), Kapadokya Üniversitesi (399), Gazi Üniversitesi (401), Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi (417), Iğdır Üniversitesi (424), Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (444), Kocaeli Üniversitesi (452), Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (465), Artvin Çoruh Üniversitesi (473), Uşak Üniversitesi (489). (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Savcılık “Kovuşturmaya Yer Yok” Dedi̇, Anne “Adalet İsti̇yorum” Di̇yerek Dava Açtı

Kocaeli’nin Körfez ilçesinde, 25 yaşındaki genç, iş yerinde yetkisiz olarak arızalı vinç yüklü kamyonu tamire götürdüğü sırada uçuruma yuvarlanarak hayatını kaybetmişti. Olayın ardından anne Emel Karagöz, “Metehan olmasaydı, bugün bir başka çalışanın annesi mezar başındaydı” diyerek hukuk mücadelesi başlattı. Savcılığın “kovuşturmaya yer yok” kararına itiraz eden anne, dava açtı.

Olay, 29 Ocak 2024’te Hacı Osman Mahallesi Nihal Atsız Sokak’ta meydana geldi. Bir çocuk babası 25 yaşındaki Metehan Şahin, arızalı vinç yüklü kamyonu tamire götürmek için yola çıktı. Araç, seyir halindeyken sürücüsünün kontrolünden çıkarak yaklaşık 30 metrelik uçuruma yuvarlandı. Kazanın şiddetiyle kamyon paramparça oldu, Metehan Şahin ise araçta sıkıştı. Sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahalesinde Şahin’in hayatını kaybettiği tespit edildi. Metehan Şahin’in cansız bedeni, itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları neticesinde bulunduğu yerden çıkarıldı. Gencin olaydan bir hafta önce depo sorumlusu olarak işe başladığı öğrenildi.

Bilirkişi raporu: Araç asla trafiğe çıkmamalıydı

Kazanın ardından yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan bilirkişi raporu, kazaya karışan aracın çok eski, bakımsız ve trafiğe çıkmaya elverişsiz olduğunu ortaya koydu. Raporda, kamyonun lastiklerinin dişlerinin aşındığı, tellerinin çıktığı ve kullanılamayacak kadar yıprandığı belirtildi. Lastiklerdeki bu aşınmanın kazadan önce gerçekleşmiş olduğu, kazaya yol açan en önemli faktörün aracın kötü mekanik durumu olduğu vurgulandı. Ayrıca, aracın vinç yükü nedeniyle daha fazla hasar aldığı ve frenlerinin ısınarak yola tutunma kabiliyetini kaybettiği açıklandı. Raporda, Şahin’in ağır tonajlı araçların inmemesi gereken bir yolda uyarı levhasını dikkate almadığı da belirtildi. Bilirkişiler, Metehan Şahin’i trafiğe çıkamayacak durumda olan aracı kullanarak asli kusurlu buldu.

İş arkadaşı “Ben üşümeyeyim diye o kullandı” dedi

Hayatını yitiren Metehan Şahin’in daha önceden de tanıdığı ve kaza haftasında iş yerinde birlikte çalışmaya başladığı iş arkadaşı Orkun T. ise ifadesinde, “Metehan yaklaşık bir hafta önce işe başladı. Bu işletme iki yıldır vinç operatörüyüm. B.S.’ya ait vinç hidrolik pompası arızalı olan vinci almaya birlikte gittik. Gölcük Sanayi’ye götürecektik. Kendisi gelmek istedi, kıramadım. Vinci kullanması gereken operatör yoktu. Söylenmeye başladım. Bir yandan da nasıl götüreceğimizi konuşuyorduk. Mide ameliyatı geçirdiğim için soğukta kalmamam gerekiyordu, ’Sen üşüme abi, ben kullanırım’ dedi. Metehan da kendisi vinci almak istedi, bana da geldiğimiz araçla onu takip etmemi söyledi. Saat geç olmuştu, geç kalmak istemedik. Yola çıktık. Dörtlüleri yaktık. Ben arkadan diğer araçla takip ediyordum. 30 kilometre hızla falan gidiyorduk. Hızlanmaya başladı ve virajı aldığımızda gözden kayboldu. Yolu kontrol ederken soldaki bariyerlerin yıkık olduğunu gördüm. Aşağı yuvarlanmıştı ve aracın içinde sıkışmıştı. Seslendim ama cevap alamadım. Çevredekilerden yardım istedim. Ehliyetsiz olduğunu bilmiyordum. Aracın frenlerini de binmeden kontrol etmişti. Yaşananlardan dolayı üzgünüm” dedi.

Savcılık “Kovuşturmaya yer yok” dedi, anne dava açtı

Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı, kazayla ilgili başlattığı soruşturmayı tamamladı. Kaza tespit tutanağı, otopsi raporu ve bilirkişilerin araca ilişkin incelemeleri ve takograf hareketlerini içeren raporları doğrultusunda savcılık; kazada hayatını kaybeden Metehan Şahin’in trafiğe çıkamaz bir araçla trafiğe çıkmasından dolayı asli kusurlu buldu ve kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair hüküm verdi. Kararda; sürücü Şahin’in trafik levhalarına uymadığı, araçtaki takografın iki yıldır pasif olduğu ve Metehan Şahin’in ölümünde kimseye atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığına yer verildi. Kararı öğrendikten sonra anne Emel Karagöz yaşanan kazanın iş cinayeti olduğunu, oğlunun o gün orada bulunmasına ve o aracı kullanmasına izin verilmemesi gerektiğini belirterek, karara itiraz etti ve dava açtı.

“Oğlum depo işçisi olarak başlamıştı. Neden izin verdiler”

Anne Emel Karagöz, “Metehan işe alındığında depoda görevli olacaktı. Metehan o gün zaten görev alanının dışında. Yanında Orkun varmış. Başka bir insanın kullanması gerekiyormuş. O da orada değilmiş. Orkun da midesinden daha önce ameliyat olmuş. Metehan ’Rahatsız olduğun için aracı ben kullanayım’ demiş. Metehan önde, Orkun arkadan başka bir araçla gidiyormuş. Orkun, ’Metehan bir anda kayboldu. Baktığımda Metehan aşağıdaydı, uçurumdaydı’ dedi. Bilirkişi raporları şu anda elimde. Raporlara göre; lastiklerin tamamen bittiği, arabada çok kusur olduğu ve tamamen trafikten men olduğu görünüyor. Metehan cevap veremediği için aracı alıp gittiği söyleniyor. Metehan aracı alıp gittiyse neden şikayet edilmedi? Orkun 2 senedir orada çalışıyormuş. Orkun neden izin verdi? Zaten o aracın da normal şekilde gitme şansı yok. Kim kullansa aynı şeyi yaşayacaktı. Trafikten men bir aracın vinçle götürülmesi gerekiyor. Şoförlüğü yok. Metehan’ın ehliyeti yok. Metehan’ı zaten depocu olarak işe aldılar” dedi.

“Tek kusurlu benim çocuğum mu, adalet istiyorum”

“Hep o anı yaşıyorum” diyen Karagöz, “Nereden başlayacağım bilmiyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bilmiyorum yani o kadar berbat bir durumdayım. Tek kusurlu benim çocuğum mu? Orada aracı kullanması gereken Orkun’du, ona izin veren de Orkun’du. 2 senedir orada çalışıyor. Zaten iş güvenliğinde ehliyeti olmayan bir insana araba verilmiyor. Dışarda da verilmiyor. Ben adalet istiyorum. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim ben. Bilirkişi raporlarında Metehan’ı suçlu bulmuşlar. Sadece ufacık çocuğu olan, ona bakmak zorunda olan insan. Metehan şu an cevap veremiyor. Keşke olsaydı da cevap verseydi. Sadece Orkun’un sözleriyle yola çıkıyoruz. Orkun istediği gibi ifade verebiliyor çünkü yaşıyor. Ama Metehan yaşamıyor. Ben bugün işyerinde hasta oluyorum, hastaneye gidebilmek için elime evrak tutuşturuyorlar. Benim çocuğum depocu, depoda çalışıyor. Ama onu istedikleri yere alıp götürüyorlar. Patronu bir gün olsun kapıyı çalmadı. Umursamadı. Metehan umursanmayan bir çocuk haline geldi. Adalete başvurdum. Ben adalet istiyorum. Kimse, hiçbir anne yanmasın diye” şeklinde konuştu.

“Bitmeyen bir acım var”

Oğlu Metehan’ın mezarını her gün ziyaret etmekten başka hiçbir şey yapamadığını belirten ve adalet istediğini haykıran anne Emel Karagöz, “Metehan’ı kaybettiğimde 25 yaşındaydı. Beni evlatsız bıraktılar. Oğlunu da babasız bıraktılar. Sadece bir iş yerinin ihmalkarlığı yüzünden. Ben istiyorum ki başka anneler de bu acıları çekmesin. Evlatlarının evlerine oturmaya gitsin, her gün mezarlığına gelmesin. Her gün gelip konuşuyorum ama cevap bulamıyorum. Oğlum bana hep ’Anne nerde olursam olayım ara, hemen geleceğim’ derdi. Her gün o telefonu eline alıyorsun; arasan da, mesaj yazsan da cevap yok. Buraya geliyorsun, burada da cevap alamıyorsun. Ne olur, ben adalet istiyorum. Bilirkişi Metehan’ı suçlu görmüş. Ben iyi biliyorum ki Metehan suçsuz. Sadece çocuğuna bakmaya çalışan babaydı. Ne olur, cezalandırılsınlar. Metehan’ı oraya gönderen de, Metehan’a o anahtarı veren de, herkes… Trafikten men aracı kullanmak zorunda bırakıldı. Metehan olmasaydı, bir başka çalışanın annesi bugün mezar başındaydı. Ben mezar başında anne görmek istemiyorum. Annelerini ziyaret eden çocukları olsun. Ne olur. Ben tek bunu istiyorum. Şu anda bitmeyen bir acım var. Özlüyorum. Yapabilecek bir şeyim yok. Sadece buraya gelip özlem gidermeye çalışıyorum. Ben yandım, kimse yanmasın” ifadelerini kullandı.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version