Kategoriler
ÖZEL HABER

“Bu Hi̇zmet Avrupada Yok”

Kocaeli’ye sağlık sorunları sebebiyle tedavi amacıyla yurt dışından gelen ve barınma merkezinde ücretsiz olarak misafir edilen hasta ile refakatçileri, böyle bir hizmetin Avrupa’da bile olmadığını söyledi.

Şehir ve yurt dışından Kocaeli’ye sağlık sorunları nedeniyle gelip tedavi görmekte olan hasta ve refakatçilerin mağduriyet yaşamamaları için konaklama merkezinde ücretsiz hizmet veriliyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin “Hastanız size, siz de bize emanetsiniz” sloganıyla başlattığı ve misafirperverliği öne çıkaran hizmeti vatandaştan tam not alıyor. Büyükşehir, İzmit’teki Konaklama Merkezi’nde şehir dışından gelen hastalara ve refakatçilerine tedavi süreçleri boyunca konaklama hizmeti veriyor. Hastaneden tedavi gördüğüne dair evrakını teslim eden hasta ve refakatçisi barınma merkezine giriş yaparak, kendisine tahsis edilen odaya geçiyor. Ayrıca vatandaşlara sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam yemeği olmak üzere 3 öğün yemek, çay ve çamaşırlarının yıkanması hizmeti ücretsiz veriliyor. Son derece güvenli ortamda hasta ve yakınlarına nöbetçi personel tarafından 24 saat hizmet sunuluyor.

“Bu hizmet Avrupa’da yok”

Almanya Berlin’den gelen Fatma Reis yaşadığı hizmetin güzelliğini anlatarak, “Bu hizmet Avrupa’da yok. Avrupa Türkiye’yi bu konuda örnek almalı. Biz Avrupa’dan geliyoruz, eşim rahatsız. Eşim, ’Burada ölmek istemiyorum’ deyince Türkiye’ye geldik. 1,5 aydır buradayız, 2 haftamız kaldı. Burası evimiz gibi oldu çok memnunuz. Allah buranın eksikliğini göstermesin. Oğlum ’Berlin’e gel, böyle olmaz’ diyordu gelip buradaki hizmeti görünce çok şaşırdı. Avrupa’da bile artık böyle hizmet yok. İstanbul’daki dayımın oğlu doktor, bu hizmeti ona anlattım, ’Böyle bir hizmeti kimse vermiyor, nasıl olur’ diyerek şaşırdı. 3 öğün yemek veriliyor, çamaşırlarımız yıkanıyor, her şeyimizi veriyorlar, hizmet çok güzel. Bu hizmetin Türkiye’ye yayılmasını istiyoruz. Avrupa’nın örnek alacağı bir hizmet var burada, çok memnunuz. Ben Avrupa’da doğdum, eskiden çok iyiydi ama orası şu anda burada gördüğümüz hizmetlere bakınca çok geri kalmış durumda. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum” açıklamasını yaptı.

“Başkan Tahir Büyükakın’a teşekkür mektubumuzu ilettik”

Bir diğer hasta yakını Sevim Uzun ise “Kız kardeşimin rahatsızlığı için Karadeniz Ereğli’den geldik. Burada bize sunulan imkanları çok beğendik. Karşılaştığım bu hizmetin güzelliğinin karşılığını görmesi gerektiğini düşündüm. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a, burada çalışan personele yakınlıkları ve hizmetlerinden ötürü teşekkür etmek istedim. Bunun için Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Mehmet Köse’yi ziyarette bulunduk. Başkan Tahir Büyükakın’a teşekkür mektubumuzu ilettik. Burada sunulan bu imkanların devamlılığını dileriz” dedi.

“3 öğün yemek yiyoruz, çamaşırlarımız yıkanıyor”

Meryem Sivrioğlu, barınma merkezinde yaşadığı süreci şu şekilde anlattı: “Düzce’den geliyorum kanser hastasıyım. Düzce Tıp Fakültesinde kemoterapi gördüm. Düzce Atatürk Hastanesi’nde ameliyat oldum. Doktorum tedavi için Kocaeli’deki hastaneye gönderdi, 40 gündür buradayım. İnşallah şifa bulup gitmeyi ümit ediyorum. Kaldığım yerden çok memnunum, evimdeki gibi rahatım, kim düşündüyse Allah razı olsun. Burada 3 öğün yemek yiyoruz, çamaşırlar yıkanıyor, kalacak yerin temizliği çok iyi ve her şeyden önce hiçbir ücret ödemedik. Bu imkanı bize sunduğu için Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı’na çok teşekkür ediyorum, ona dualar ediyorum” diye konuştu.

“Burada evimden daha rahat ediyorum”

Barınma merkez sakinlerinden Sevgi Yazıcı ise “59 yaşındayım, göğüs kanseriyim. Buraya Bolu İzzet Baysal Hastanesi’nden gönderdiler. 1 aydır tedavi görüyorum. Biraz titiz biriyim, her yerde kalamam. O sebeple gelmek istememiştim ama burada evimden daha rahat ediyorum. Evimde gibiyim, her şey çok güzel, hizmet eden kardeşlerimiz çok iyi, Allah razı olsun. Kalacak yerimiz, güzel yemeklerimiz var. Çarşıya gidiyoruz, geziyoruz hiçbir kısıtlaması yok. Bize çok güzel davranıyorlar” şeklinde konuştu.

Merkeze kalan Özer Akbulut ise “Bolu’da yaşıyorum. Eşim kanser tedavisi görüyor, 1,5 aydır buradayız. Diğer belediyeler niye bu hizmeti vermiyor ki çok güzel bir hizmet. Bu hizmeti belediyelerin hepsinin vermesi gerekir” şeklinde konuştu.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Savcılık “Kovuşturmaya Yer Yok” Dedi̇, Anne “Adalet İsti̇yorum” Di̇yerek Dava Açtı

Kocaeli’nin Körfez ilçesinde, 25 yaşındaki genç, iş yerinde yetkisiz olarak arızalı vinç yüklü kamyonu tamire götürdüğü sırada uçuruma yuvarlanarak hayatını kaybetmişti. Olayın ardından anne Emel Karagöz, “Metehan olmasaydı, bugün bir başka çalışanın annesi mezar başındaydı” diyerek hukuk mücadelesi başlattı. Savcılığın “kovuşturmaya yer yok” kararına itiraz eden anne, dava açtı.

Olay, 29 Ocak 2024’te Hacı Osman Mahallesi Nihal Atsız Sokak’ta meydana geldi. Bir çocuk babası 25 yaşındaki Metehan Şahin, arızalı vinç yüklü kamyonu tamire götürmek için yola çıktı. Araç, seyir halindeyken sürücüsünün kontrolünden çıkarak yaklaşık 30 metrelik uçuruma yuvarlandı. Kazanın şiddetiyle kamyon paramparça oldu, Metehan Şahin ise araçta sıkıştı. Sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahalesinde Şahin’in hayatını kaybettiği tespit edildi. Metehan Şahin’in cansız bedeni, itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları neticesinde bulunduğu yerden çıkarıldı. Gencin olaydan bir hafta önce depo sorumlusu olarak işe başladığı öğrenildi.

Bilirkişi raporu: Araç asla trafiğe çıkmamalıydı

Kazanın ardından yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan bilirkişi raporu, kazaya karışan aracın çok eski, bakımsız ve trafiğe çıkmaya elverişsiz olduğunu ortaya koydu. Raporda, kamyonun lastiklerinin dişlerinin aşındığı, tellerinin çıktığı ve kullanılamayacak kadar yıprandığı belirtildi. Lastiklerdeki bu aşınmanın kazadan önce gerçekleşmiş olduğu, kazaya yol açan en önemli faktörün aracın kötü mekanik durumu olduğu vurgulandı. Ayrıca, aracın vinç yükü nedeniyle daha fazla hasar aldığı ve frenlerinin ısınarak yola tutunma kabiliyetini kaybettiği açıklandı. Raporda, Şahin’in ağır tonajlı araçların inmemesi gereken bir yolda uyarı levhasını dikkate almadığı da belirtildi. Bilirkişiler, Metehan Şahin’i trafiğe çıkamayacak durumda olan aracı kullanarak asli kusurlu buldu.

İş arkadaşı “Ben üşümeyeyim diye o kullandı” dedi

Hayatını yitiren Metehan Şahin’in daha önceden de tanıdığı ve kaza haftasında iş yerinde birlikte çalışmaya başladığı iş arkadaşı Orkun T. ise ifadesinde, “Metehan yaklaşık bir hafta önce işe başladı. Bu işletme iki yıldır vinç operatörüyüm. B.S.’ya ait vinç hidrolik pompası arızalı olan vinci almaya birlikte gittik. Gölcük Sanayi’ye götürecektik. Kendisi gelmek istedi, kıramadım. Vinci kullanması gereken operatör yoktu. Söylenmeye başladım. Bir yandan da nasıl götüreceğimizi konuşuyorduk. Mide ameliyatı geçirdiğim için soğukta kalmamam gerekiyordu, ’Sen üşüme abi, ben kullanırım’ dedi. Metehan da kendisi vinci almak istedi, bana da geldiğimiz araçla onu takip etmemi söyledi. Saat geç olmuştu, geç kalmak istemedik. Yola çıktık. Dörtlüleri yaktık. Ben arkadan diğer araçla takip ediyordum. 30 kilometre hızla falan gidiyorduk. Hızlanmaya başladı ve virajı aldığımızda gözden kayboldu. Yolu kontrol ederken soldaki bariyerlerin yıkık olduğunu gördüm. Aşağı yuvarlanmıştı ve aracın içinde sıkışmıştı. Seslendim ama cevap alamadım. Çevredekilerden yardım istedim. Ehliyetsiz olduğunu bilmiyordum. Aracın frenlerini de binmeden kontrol etmişti. Yaşananlardan dolayı üzgünüm” dedi.

Savcılık “Kovuşturmaya yer yok” dedi, anne dava açtı

Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı, kazayla ilgili başlattığı soruşturmayı tamamladı. Kaza tespit tutanağı, otopsi raporu ve bilirkişilerin araca ilişkin incelemeleri ve takograf hareketlerini içeren raporları doğrultusunda savcılık; kazada hayatını kaybeden Metehan Şahin’in trafiğe çıkamaz bir araçla trafiğe çıkmasından dolayı asli kusurlu buldu ve kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair hüküm verdi. Kararda; sürücü Şahin’in trafik levhalarına uymadığı, araçtaki takografın iki yıldır pasif olduğu ve Metehan Şahin’in ölümünde kimseye atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığına yer verildi. Kararı öğrendikten sonra anne Emel Karagöz yaşanan kazanın iş cinayeti olduğunu, oğlunun o gün orada bulunmasına ve o aracı kullanmasına izin verilmemesi gerektiğini belirterek, karara itiraz etti ve dava açtı.

“Oğlum depo işçisi olarak başlamıştı. Neden izin verdiler”

Anne Emel Karagöz, “Metehan işe alındığında depoda görevli olacaktı. Metehan o gün zaten görev alanının dışında. Yanında Orkun varmış. Başka bir insanın kullanması gerekiyormuş. O da orada değilmiş. Orkun da midesinden daha önce ameliyat olmuş. Metehan ’Rahatsız olduğun için aracı ben kullanayım’ demiş. Metehan önde, Orkun arkadan başka bir araçla gidiyormuş. Orkun, ’Metehan bir anda kayboldu. Baktığımda Metehan aşağıdaydı, uçurumdaydı’ dedi. Bilirkişi raporları şu anda elimde. Raporlara göre; lastiklerin tamamen bittiği, arabada çok kusur olduğu ve tamamen trafikten men olduğu görünüyor. Metehan cevap veremediği için aracı alıp gittiği söyleniyor. Metehan aracı alıp gittiyse neden şikayet edilmedi? Orkun 2 senedir orada çalışıyormuş. Orkun neden izin verdi? Zaten o aracın da normal şekilde gitme şansı yok. Kim kullansa aynı şeyi yaşayacaktı. Trafikten men bir aracın vinçle götürülmesi gerekiyor. Şoförlüğü yok. Metehan’ın ehliyeti yok. Metehan’ı zaten depocu olarak işe aldılar” dedi.

“Tek kusurlu benim çocuğum mu, adalet istiyorum”

“Hep o anı yaşıyorum” diyen Karagöz, “Nereden başlayacağım bilmiyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bilmiyorum yani o kadar berbat bir durumdayım. Tek kusurlu benim çocuğum mu? Orada aracı kullanması gereken Orkun’du, ona izin veren de Orkun’du. 2 senedir orada çalışıyor. Zaten iş güvenliğinde ehliyeti olmayan bir insana araba verilmiyor. Dışarda da verilmiyor. Ben adalet istiyorum. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim ben. Bilirkişi raporlarında Metehan’ı suçlu bulmuşlar. Sadece ufacık çocuğu olan, ona bakmak zorunda olan insan. Metehan şu an cevap veremiyor. Keşke olsaydı da cevap verseydi. Sadece Orkun’un sözleriyle yola çıkıyoruz. Orkun istediği gibi ifade verebiliyor çünkü yaşıyor. Ama Metehan yaşamıyor. Ben bugün işyerinde hasta oluyorum, hastaneye gidebilmek için elime evrak tutuşturuyorlar. Benim çocuğum depocu, depoda çalışıyor. Ama onu istedikleri yere alıp götürüyorlar. Patronu bir gün olsun kapıyı çalmadı. Umursamadı. Metehan umursanmayan bir çocuk haline geldi. Adalete başvurdum. Ben adalet istiyorum. Kimse, hiçbir anne yanmasın diye” şeklinde konuştu.

“Bitmeyen bir acım var”

Oğlu Metehan’ın mezarını her gün ziyaret etmekten başka hiçbir şey yapamadığını belirten ve adalet istediğini haykıran anne Emel Karagöz, “Metehan’ı kaybettiğimde 25 yaşındaydı. Beni evlatsız bıraktılar. Oğlunu da babasız bıraktılar. Sadece bir iş yerinin ihmalkarlığı yüzünden. Ben istiyorum ki başka anneler de bu acıları çekmesin. Evlatlarının evlerine oturmaya gitsin, her gün mezarlığına gelmesin. Her gün gelip konuşuyorum ama cevap bulamıyorum. Oğlum bana hep ’Anne nerde olursam olayım ara, hemen geleceğim’ derdi. Her gün o telefonu eline alıyorsun; arasan da, mesaj yazsan da cevap yok. Buraya geliyorsun, burada da cevap alamıyorsun. Ne olur, ben adalet istiyorum. Bilirkişi Metehan’ı suçlu görmüş. Ben iyi biliyorum ki Metehan suçsuz. Sadece çocuğuna bakmaya çalışan babaydı. Ne olur, cezalandırılsınlar. Metehan’ı oraya gönderen de, Metehan’a o anahtarı veren de, herkes… Trafikten men aracı kullanmak zorunda bırakıldı. Metehan olmasaydı, bir başka çalışanın annesi bugün mezar başındaydı. Ben mezar başında anne görmek istemiyorum. Annelerini ziyaret eden çocukları olsun. Ne olur. Ben tek bunu istiyorum. Şu anda bitmeyen bir acım var. Özlüyorum. Yapabilecek bir şeyim yok. Sadece buraya gelip özlem gidermeye çalışıyorum. Ben yandım, kimse yanmasın” ifadelerini kullandı.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version