Kocaeli Adliyesi’nde mahkeme başkanı olan eski öğrencisini ziyaret eden Avukat Prof. Dr. Seyithan D., hediye ettiği Dubai çikolatası poşetinden 2 bin 500 dolar çıkması üzerine “rüşvet” iddiasıyla yargılanmaya başlanmıştı. Görülen son duruşmada mahkeme, sanığın avukat olması nedeniyle Adalet Bakanlığı’ndan alınması gereken soruşturma izninin bulunmaması gerekçesiyle kamu davasının durdurulmasına karar verdi.
Edinilen bilgiye göre, 2024 yılının kasım ayında Avukat Prof. Dr. Seyithan D. (55), hukuk fakültesinde öğrencisi olan, şu anda ise Kocaeli Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak görev yapan A.U’yu (34) ziyaret etti. İddiaya göre, sohbet sırasında Seyithan D., Kocaeli 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde FETÖ terör örgütü üyeliğinden yargılanan R.Y. hakkında yurt dışı çıkış yasağının kaldırılması için talepte bulunulduğunu söyledi. A.U. ise söz konusu dosyanın Yargıtay’da olduğunu, bu talebin ise Yargıtay kararı sonrası değerlendirileceğini ifade etti. Bunun üzerine Seyithan D., kendisinin de yurt dışı çıkış yasağının kaldırılması yönünde talepte bulunacağını söyleyerek odadan ayrıldı.
İddiaya göre, avukat Seyithan D., A.U.’nun odasına 25 Kasım’da yeniden gelerek elindeki çikolata poşetini hediye olarak bıraktı. Seyithan D. odadan çıktıktan sonra poşeti kontrol eden hakim A.U., içinde çikolata ve zarf içinde döviz banknotları olduğunu gördü. Hemen odadan çıkan A.U., bu sırada kalemde bulunan Seyithan D.’ye poşeti iade etti ve “rüşvet” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Gözaltına alınan ve suçlamaları kabul etmeyen avukat Seyithan D., ifadesinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Poşetin içinde ise 2 bin 500 dolar bulunduğu öğrenildi. 4 ay tutulu bulunan Seyithan D., ilk celsede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
“Sanık savunmaları suçtan kurtulmaya yönelik, itibar edilemez’”
Olayla ilgili açılan davanın 5. celsesi, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık Seyithan D. ve avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı mütalaasını yineledi. Savcı, sanığın savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu ve itibar edilemeyeceğini belirterek, Seyithan D.’nin kamu görevlisi olan müştekiye görevle ilgili bir işi yapması için doğrudan menfaat sağladığını ancak bu teklifin kabul edilmediğini vurguladı. Savcı, sanığın 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
“30 yıllık hukukçuyum”
Mütalaaya karşı savunma yapan Seyithan D., “Önceki savunmalarımı tekrar ediyorum. Bu olay nedeniyle ciddi manada maddi ve manevi zarara uğradım. Bu olay nedeniyle cezaevinde tecavüzcüler, insan öldürenlerle bir arada kaldım. Bir çok basın yayın organında haksız yere adım geçti. 30 yıllık hukukçuyum, 6 yıl dekanlık yaptım, 30 yıl hocalık yaptım, bir çok hukukçu yetiştirdim, böyle olmaması gerekirdi. İlk soruşturmayı yapan cumhuriyet savcısı, tutuklanmama karar veren hakim ve duruşma savcısı hakkında şikayetçi oldum. Beraatimi, aksi kanaatte lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum. Netice itibariyle soruşturma izni alınması gereken bir dosyadır, durma kararı verilmesini talep ediyorum. 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ilgili dosyasında çekildim, zira rahatsızlık oluşturmak istemedim. Benim için önemli olan biran önce beraat etmektir. Hakkımda konuşulanlar beni gerçekten yaralamaktadır. Biran önce aklanmak istemekteyim” diye konuştu.
Mahkeme: “Soruşturma izni gerekli”
Mahkeme heyeti, sanığın avukat olması ve olayın suçüstü hali teşkil etmemesi nedeniyle Avukatlık Kanunu uyarınca Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni alınması gerektiğine hükmetti. Dosyada böyle bir iznin bulunmadığını belirten mahkeme, bu nedenle yargılamanın sürdürülmesinin mümkün olmadığına karar vererek, kamu davasının durdurulmasına hükmetti.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak, Avukatlık Kanunu’nun 58 ve devamı maddeleri uyarınca Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni alınması, izin verilmesi durumunda ise kamu davasının yeniden açılması istendi. Dosya, muhakeme şartı tamamlandığında tekrar ele alınmak üzere kapatıldı.
Kocaelispor Teknik Direktörü İsmet Taşdemir, Esenler Erokspor maçının ardından yaptığı açıklamada, “Galibiyet alıp dönmek istiyorduk ama nasip olmadı. Kampta olduğumuz için şampiyonluğun tadını çıkaramadık. İzmit’e dönüp taraftarımızla bunu yaşayacağız. En çok üzülenler en çok sevinsin” dedi.
Trendyol 1. Lig’in 35. haftasında Süper Lig’i matematiksel olarak garantileyerek Esenler Erokspor karşılamasına çıkan ve 3-1 mağlup olan Kocaelispor’da teknik direktör İsmet Taşdemir maçı değerlendirdi. Taşdemir, “Özellikle dün gelen haberden sonra tabii ki çok kısa sürede maça mental olarak hazırlanmak zordu. Ama onu doğru yaptığımızı ve oyuncu kardeşlerimin de doğru oynadığını düşünüyorum, özellikle ikinci gole kadar. 3 pozisyon verdik ve önlem alamadık. Canları sağ olsun. Galibiyet alıp dönmek istedik ama nasip olmadı. Zorlu bir sezonda biz 4 hafta kala resmi olarak şampiyonluğumuzu garantiledik. Taraftarımızla kucaklaşmaya gideceğiz. Çok şükür 16 yıllık hasreti dindirdik. Oyuncularımla beraber gururluyum. Kalan 3 maçı da basit gol yemeden, doğru oyunumuzu ilerleterek sezon kapatmak istiyoruz” dedi.
“Kampta olduğumuz için şampiyonluğun tadını çıkaramadık”
Mental olarak Süper Lig’e hazır olup olmadıklarının sorulması üzerine deneyimli teknik direktör İsmet Taşdemir, “Bu şehir çok önemli zaferler kazandı. Önemli maçlar oynadı. Bu şehrin en tepesindeki kişiden en alttaki kişiye kadar neler yapılması gerektiğini herkes çok iyi biliyor. Geriye sadece doğru zamanda doğru işi yapmak kalıyor. Erken bitirdiğimiz için avantajlıyız. Hazırlanmak için bu sezondan 3 hafta, sonraki sezondan 1,5 aylık süre var. Önümüzdeki senenin planlamasını yapmak için herkes oturup çalışacak ama zamanı şimdi değil. Biraz daha zamanı var. Şu anda şampiyonluğun tadını çıkaralım. Biz kampta olduğumuz için tadını çıkaramadık. Herkesin hayal ettiği, bizim de hayal edip geldiğimiz şampiyonluğu yaşayalım sonra profesyonelce gerekli hazırlıkları yaparız” yanıtını verdi.
Ertuğrul Sağlam’a ve emeği geçen herkese teşekkür etti
Takımın başarısında emeği geçen herkese teşekkür etmeyi unutmayan ve üst üste alınan beraberliklerdeki eleştiriler hatırlatılan Taşdemir, “Konsantrasyonum hep üst seviyede. İlk gün nasılsa şu anda da öyle. Eleştiri tabii ki olacak. Hiçbir zaman bundan kaçmadım. Herkesin görüşü farklı. Saygı duyuyorum. O süreçte hedefe koşarken biraz daha ılımlı olunabilirdi. Bazı noktalarda olunmadı ama herkesin canı sağ olsun. Önemli olan sonunu getirmekti. 7 beraberlik aldık. Herkes ‘Nasıl olacak?’ derken 4 hafta kala garantileyebildik. Her sene liglerin ilk yarıları daha kolay oluyor. Dolayısıyla ikinci yarı küme düşme, şampiyonluk ve Play-Off mücadelesi işin içine giriyor. İlk yarı puan ortalaması 2’nin üzerindeyken ikinci yarı puan ortalaması 1,7-1,8’lerde bence çok önemli oluyor. Bizde bugünkü maçı saymazsa 2 puanla sürdürdük. Play-Off potasındaki hemen her rakibimizle deplasmanda oynadık. Onlara yenilmeden ikili averajı alarak dönmek de önemliydi. En başa dönüp tekrardan; amatörden bu noktaya gelene kadar emek veren tüm hocalarımıza, yöneticilerimize ve taraftarlarımıza, görevi devraldığımız Ertuğrul hocama (Ertuğrul Sağlam) teşekkür ediyoruz. Bize güvenen ve inanıp buraya getirenleri mahcup etmediğimiz için, bu şehre bu atmosferi yaşattığımız için mutlu ve gururluyuz” diye konuştu.
“En çok üzülenler en çok sevinsinler”
Son olarak İzmit’te kent meydanında kutlama yapmak için bekleyen taraftara ve Kocaelililere seslenen Taşdemir, “Gerçekten hak ettiler. Kocaelispor’u BAL’da (Bölgesel Amatör Lig) izledim. Hem de 3 kere izledim. Bütün kalbimle söylüyorum; o gün taraftara, camiaya hayranlık duymuştum. Hayranlığım kat kat arttı. Geçen yıl da rakiptik. Hak ettiklerini yaşasınlar. En çok üzülenler, en çok onlar sevinsinler. Çünkü hak ettiler” açıklamasında bulundu.
Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde istediği durakta inemediği için şoförle tartışan Erdal Kara’nın, otobüs sahibinin oğlu tarafından öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması görüldü. Savunmasında, olay günü Kara’nın evine, otobüste yaşanan gerginlik üzerine konuşmak için gittiklerini söyleyen tutuklu sanık, “Erdal abi elinde orak ve odunla dışarda bekliyordu. Elindekileri görünce aracımla yaklaşıp camdan konuşmayı tercih ettim. Erdal abi camdan orağı boynuma takıp küfür etti” dedi.
Olay, 30 Ağustos 2024’de Suadiye Mahallesi Karadere Caddesi’nde meydana geldi. Erdal Kara (50), eşi ile birlikte özel halk otobüsüne bindi. Bir süre sonra inmek için düğmeye basan Kara, aracın biraz daha ileride durması sebebiyle şoför Emirhan S. ile tartıştı. Şoförün duramadığını söylemesi üzerine Erdal Kara’nın, Emirhan S. ve otobüs sahibine küfür ederek araçtan indiği iddia edildi. Yaşananların otobüs sahibi Nizam K. ile oğlu Bedirhan K.’ye anlatılmasıyla olay daha da büyüdü. Bedirhan K., Emirhan S. ile birlikte Erdal Kara’nın evine gitti. Bir süre sonra Nizam K. da olay yerine geldi.
Burada çıkan kavgada Bedirhan K., tüfekle Kara’ya ateş etti. Kanlar içinde kalan Kara, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Gözaltına alınan Bedirhan K. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, babası ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
“Erdal isimli şahsın otobüse bindiğini ve küfür ettiğini söyledi”
Olayla ilgili açılan davanın ilk duruşması, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Bedirhan K., tutuksuz sanık Nizam K., taraf avukatları ve tanıklar katıldı. Savunması için söz hakkı verilen tutuklu sanık Bedirhan K., “Erdal abiyi aynı mahallede oturduğum için tanırım. Kendisiyle bir husumetim veya samimiyetim yoktur. Olay günü cuma namazını beklerken arkadaşım Emirhan telefonla ağlayarak beni aradı. Erdal isimli şahsın otobüse bindiğini ve küfür ettiğini söyledi. Babam Nizam, ’Gidin Erdal ile konuşun, konuyu kapatın, barışın’ dedi. Erdal abiyi arayarak konuşmak istediğimi söyledim. Evde olduğunu söyleyerek ’Gel’ dedi” dedi.
“Erdal abi orağı boynuma taktı”
Emirhan S. ile Erdal Kara’nın evine gittiklerini söyleyen Bedirhan K., “Erdal abi elinde orak ve odunla dışarda bekliyordu. Elindekileri görünce aracımla yaklaşıp camdan konuşmayı tercih ettim. Erdal abi camdan orağı boynuma takıp küfür etti. Boynumu kurtararak araçtan indim ancak Erdal abi bu sefer de orağı kafama salladı. Elimle müdahale ettim, hatta elim kesildi. Küfür etmeye davam etti ve kafa attı, burnum kanadı. Ben asla kendisine fiziki bir müdahalede bulunmadım, darp etmedim. Her yerimden kan akıyordu, bayılmak üzereydim. Buna rağmen konuyu kapatma, konuşma derdindeydim” diye konuştu.
“Bana vurması sıkıntı değildi ancak babama hamle yapınca ona zarar vereceğinden korktum”
Babası Nizam K.’nın da gelmesiyle Erdal Kara’nın daha da sinirlendiğini dile getiren Bedirhan K., “Erdal abi, babama doğru gidince ona da zarar vereceğin düşündüm. Erdal abinin bana vurması sıkıntı değildi ancak babama doğru hamle yapınca ona zarar vereceğinden korktum. Hemen bagaja yöneldim, levyeyi aldım. Ruhsatlı silahımı görünce onu da aldım. Havaya 2 el ateş ettim. Bunun üzerine Erdal abi üstüme gelmeye başladı. Endişe ve korkuyla yere, en fazla ayaklarına doğru yere ateş ederim diye düşündüm ve ateş ettim. Bacağından kan aktığını görünce hemen durdum ve yardım etmek istedim ancak Ayten Yenge de bana vurmaya başladı. Emirhan’a ilk yardım yapmasını söyleyerek tüfeği alıp karakola gittim ve teslim oldum. Ailesinden özür diliyorum. Pişmanım, zarar verme niyetim yoktu. Erdal abiyi kesinlikle darp etmedim ve küfür etmedim. Oraya gitmemin amacı ona zarar vermek değildi. Olayı anlamaktı, mevzuyu tatlıya bağlamak, sineye çekmekti” ifadelerini kullandı.
“50 metre mesafeyi bahane edip olay çıkarmış”
Maktul Erdal Kara’yı 40 senedir tanıdığını söyleyen tutuksuz sanık Nizam K., “Ben ona iyilikten başka bir şey yapmadım. Üzerimde onun şaşkınlığı var. 50 metre mesafeyi bahane edip olay çıkarmış. Erdal’ın bu olay sebebiyle bana kin beslediğini, husumet duyduğunu öğrendim. ’Ben onları döveceğim’ diyormuş. Oğlum Bedirhan’a kızdım, ’Gidin barışın. Bunlar otobüslerde olan şeyler’ dedim. Bedirhan ve Emirhan olayı tatlıya bağlamak için gittiler. Ben de olay yerine gittiğimde oğlum Bedirhan’ın yüzü kan içindeydi. Erdal bana doğru döndüğünde bana da aynısını yapacak korkusuyla oğlumun ateş ettiğini düşünüyorum. Kötü niyetim olsaydı çocuklarımı konuyu tatlıya bağlaması için göndermezdim, ben bir babayım” dedi.
“Babam ile Nizam arasının iyi olmadığını biliyorum”
Sanıklardan şikayetçi olan maktulün oğlu Eren Kara, “Sanıklar ile babam arasında gerçekleşen olaya şahit olmadım. Babamın Nizam ile problemi vardı. Ancak konunun ne olduğunu bilmiyorum. Silah mevzusundan aralarında husumet olduğunu duydum. Nizam’a silah çekilmiş, babam ise onu kurtarmış. Babam silahı Nizam’a vererek polise vermesini ve olayları anlatmasını istemiş. Ancak Nizam polise gitmeyerek silahı muhtara götürüyor. Bu sebeple babam ile Nizam arası açılıyor. Bunu olaydan sonra babamın arkadaşlarından öğrendik. Babamın Bedirhan ve Emirhan ile husumeti yoktu ancak Nizam ile arasının iyi olmadığını biliyorum” diye konuştu.
“Nizam, ’Seni öldürteceğim’ dedi”
Olaya ilişkin dinlenen tanık Edanur D., “Nişanlım kavga sesi duyunca olayı ayırmaya gitti. Bir süre sonra Bedirhan’ın babası geldi, elinde bıçak vardı. ’Seni öldürteceğim’ dedi. Hemen sonrasında Bedirhan bagajdan tüfek alarak ateş etti. Emirhan, yaralıya ilk yardımda bulundu” şeklinde konuştu.
“Bedirhan’da demirden beyzbol sopası vardı”
Tanık olarak dinlenen maktulün kuzeni Serkan Kara, “Sesleri duyunca hemen koşup kavgayı ayırmaya çalıştım. Bedirhan’da demirden beyzbol sopası vardı. Nizam ise uzaktan bakıyordu. Bedirhan benden kurtulup silah alıp ateş etti. Sonra kaçıp gitti” ifadelerini kullandı.
“Küfür etti”
Tanık Emirhan S. ise “İtfaiyecilik yapıyorum. Olay günü vardiya çıkışı Nizam amcanın isteği üzerine şehir içi otobüsünde şoförlük yapmaya başladım. Zira o gün şoför bulamamıştı. İsmini sonradan öğrendiğim Erdal ve karısı İzmit’ten araca bindi. Bir süre sonra ayağa kalktı ve inmek istediğini söyledi. Ayakta olduğu için ani fren yapamadım. Biraz daha ileride durmak durumunda kaldım. ’Ben Erdal Kara, seni de, mal sahibini de sinkaf ederim’ diyerek küfür etti. Beni tehdit etti, üstüme yürüdü. ’Abi kusurum ne?’ dedim ancak o küfür etmeye devam etti. Ben de mal sahibi Nizam’ı aradım, ’Kim bu adam?’ dedim, durumu anlattım. Nizam amca, ’Gidin bu işi çözün’ dedi. Bedirhan ile taksiye bindik. Bedirhan sakin olmamı istedi, ’Bir kusur varsa özür dileriz’ dedi. Bedirhan, Erdal’ı aradı ’Gelin lan evdeyim’ dedi” ifadelerini kullandı.
“Erdal otobüste ana avrat bana küfür etti. Onurum zedelendi”
Olay yerine gittiklerinde Erdal’ın kendilerini orakla karşıladığını söyleyen Emirhan S., “Erdal, araç camından orağı Bedirhan’ın boynuna taktı. Konuşmaya geldiğimizi söyledim. Daha sonra Erdal, orakla Bedirhan’ın kafasına hamle yaptı. Bedirhan eliyle müdahale etti ve eli kesildi. Erdal daha sonra Bedirhan’a kafa attı ve küfür etti. Erdal’ın eşi de Bedirhan’ı darp etmeye başladı. Ben onları engellemeye çalışıyordum. Bir süre sonra Nizam amca geldi. Erdal sinkaflı küfür etti. Bedirhan bagajdan silah alarak ateş etti. Bedirhan giderken benim orada kalmamı, müdahale etmemesi istedi. Gerekli müdahaleyi yaptım. Ambulans gelene kadar başından ayrılmadım. Lisanslı 10 yıllık boksörüm. Erdal’a vurmak istesem vururdum ancak biz oraya konuşmaya gittik. 30 yaşındayım, Erdal otobüste ana avrat bana küfür etti. Onurum zedelendi. Hatta olayı ağlayarak anlattım” dedi.
İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, kentimizde gerçekleşen yoğun kar yağışı ile mücadele eden ekipleri mahallelerde ziyaret etti. Yuvam Akarca Mahallesi’nde incelemelerde bulunan Başkan Hürriyet, pazarcı esnafını da ziyaret etti
Kentimizde gerçekleşen yoğun kar yağışı ile birlikte sahaya inen İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, Yuvam Akarca Mahalle Muhtarı Müyesser Yıldız ile yoğun kar yağışı ile birlikte Yuvam Akarca Pazarcı esnafını ziyaret etti. Pazarcı esnafıyla her zaman yan yana olan Başkan Hürriyet, pazarcı esnafına kolaylıklar dileyerek hayırlı pazarlar dileklerini iletti.
ESNAFLA HER DAİM YAN YANA
Pazarcı esnafı ve vatandaşlar, kar yağışı ve soğuk kış günlerine rağmen kendilerini yalnız bırakmadığı için Başkan Hürriyet’e teşekkür etti. Pazarcı esnafı ve vatandaşlar Başkan Hürriyet’e, yaptığı ziyaretten dolayı memnuniyetini dile getirerek, gerçekleştirilen ziyaretin kendilerini moral verdiğini söyleyerek çalışmalarında başarılar diledi.
Kocaeli’de sosyal medya üzerinden tanıştığı 16 yaşındaki lise öğrencisine otobüste cinsel istismar uyguladığı iddia edilen şoför, delil yetersizliğinden beraat etti.
Olay, 2022 yılında İzmit’te meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, otobüs şoförlüğü yapan S.E.F. (32), o dönem henüz 16 yaşında olan ve liseye giden G.Ö. ile otobüse binmesiyle tanıdı. Sosyal medya hesapları üzerinden başlayan konuşma, iddiaya göre S.E.F.’nin G.Ö.’ye otobüste taciz etmesiyle son buldu. G.Ö.’nün şikayeti üzerine S.E.F., ifadesi sonrasında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bir süre cezaevine kalan sanık, serbest yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
G.Ö. ifadesinde, birden fazla kez S.E.F.’nin kendisini otobüs içinde taciz ettiğini, soyunduğunu dile getirdi.
“Müvekkilim onu reddettiği için husumet besliyor, intikam almak istiyor”
“Çocuğun cinsel istismarı” suçundan açılan davanın 8. celsesi, Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık S.E.F. ve taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı, sanığın cinsel istismar suçundan cezalandırılmasını talep etti.
Mütalaayı kabul etmeyen sanık avukatı, “Mağdur, sürekli otobüsüne binmek için çaba sarf ediyor. Müvekkilimi eşinden ayırmak için mesaj yazıyor, kendisine musallat oluyor. Müvekkilim onu reddettiği için husumet besliyor, intikam almak istiyor. Aşk kovalamacası var. Sanık hiçbir buluşmada yalnız değil. Mağdur, her buluşmada sanığın ona mermi verdiğini, toplam 60 mermi aldığını söylüyor. Bunlar gerçeği yansıtmamaktadır. Mağdur, sanığın kendisini reddetmesiyle intikam güdüsüyle hareket ediyor” dedi.
Beraat etti
Sanık S.E.F. ise “Suçlamaları kabul etmiyorum. Otobüs şoförü olduğum için G.Ö.’yü arabama binmesi sebebiyle simaen tanırdım. Kendisi beni sosyal medyadan eklemesiyle ismini öğrendim. Ben kendisine evli ve 30 yaşında olduğumu söyledim ancak o arkadaş olmak istedi. Ben reddettikçe G.Ö. saplantılı şekilde bana ve eşime ulaşmaya çalıştı. Beraatimi talep ediyorum” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, delil yetersizliğinden sanığın beraatine karar verdi.
Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde kendisini defalarca dövdüğü ve tehdit ettiğini iddia ettiği arkadaşını öldüren sanık, “Pişmanım. Maktul, uyuşturucu etkisiyle yanıma geldi. 3 metre önümdeydi, isteseydim kafasına sıkardım. Nasıl oldu ben de bilmiyorum” dedi.
Olay, 2 Haziran 2023’te Arslanbey Yeni Mahalle’de meydana geldi. Engin Yılmaz (33) ile Burak Y. (23) arasında kavga çıktı. Çıkan kavgada Burak Y. tabanca ile Engin Yılmaz’a ateş etti. Yılmaz hayatını kaybetti, Burak Y. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
“Çok pişmanım. Maktul, uyuşturucu etkisi ile yanıma geldi”
Cinayete ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık Burak Y. ve taraf avukatları katıldı. Savunma yapan Burak Y., pişman olduğunu söyleyerek, “Tahliyemi istiyorum, çok pişmanım. Maktul, uyuşturucu etkisiyle yanıma geldi. 3 metre önümdeydi, isteseydim kafasına bile sıkardım. Nasıl oldu ben de bilmiyorum” dedi.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İlk duruşmadaki savunması
Öte yandan, sanık Burak Y., ilk duruşmadaki savunmasında, “Engin’e uyuşturucu parasından dolayı borcum vardı. İlk başta ödeyememiştim, sonra ödedim. Engin, borcu sebebiyle beni defalarca darp etti ve silahla tehdit etti. Olay tarihinde de beni dövdü ve gece evime geldi. Küfür ederek seslendi, dışarı çıkmamı istedi. Ben de silahla dışarı çıktım. Elini beline götürünce 3 el yere, bir el de ayağına ateş ettim. Öldürme kastıyla hareket etmedim, öldürmek isteseydim kafasına sıkardım. Tabancamda 9 mermim daha vardı. Olaydan sonra polisi ve ambulansı aradım. Borcu ödememe rağmen akşam evime geldi. Yaşananlardan dolayı pişmanım” ifadelerini kullanmıştı.
Olay, 4 Ocak 2024 yılında Abdi İpekçi Mahallesi 152/1 sokak üzerinde meydana geldi. Şefik K., 2 yıl önce boşandığı eşi Tülay Dağaşan’a (44) tabanca ile 5 el ateş etti. Kadın kanlar içinde yere yığılırken, Şefik K. ise aracına binerek kaçtı. Hastaneye kaldırılan kadın yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Şefik A., olay gecesi polis ekiplerine teslim oldu. Yerel televizyonun reklam departmanında çalışan Tülay Dağaşan’ın eski eşinden defalarca tehdit aldığı ve 2 çocukları olduğu öğrenildi.
Kasten öldürme suçunun cezasını araştırmıştı, savcı ağırlaştırılmış müebbet talep etti
Şefik K. hakkında açılan davanın duruşması Gebze 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya sanık Şefik K., müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı, önceki celse verdiği mütalaayı tekrar etti. Mütalaada, sanık ile eşinin 2 yıl önce boşandıkları, evli oldukları dönemde aralarında aldatma meselesi sebebiyle tartışmalar yaşandığı, Tülay Dağaşan’ın boşandıktan sonra işe girerek yeni bir hayata başladığı belirtildi. Sanığın Tülay Dağaşan’ı ve özel yaşantısını sürekli takip ederek rahatsızlık verdiği, hayatını sürdürmesini kabullenemediği ve de Tülay Dağaşan’ı öldürmeye karar verip bir plan yaptığı, bu plan doğrultusunda ruhsatsız tabanca temin ettiği ifade edildi. Ayrıca mütalaada, sanığın cezaevi şartları ve alacağı muhtemel ceza konusunda internet üzerinden araştırma yaptığı, cezaevinde kalacağı süre içeresinde gerekli eşyalar için çanta hazırladığı, öldürme kararında sebat ve ısrar gösterip, olay tarihine kadar makul bir süre geçmesine rağmen bu kararından dönmediği kaydedildi.
Mütalaada, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün raporu da yer aldı. Raporda, telefonundaki mesaj içeriklerinde sanığın Tülay Dağaşan’ın başka adamlarla ilişkilerinin olduğunu iddia ettiği yer aldı. Ayrıca yine aynı raporda, sanığın internet üzerinden kasten öldürme suçunun cezasını, kadın cinayeti ve Kocaeli 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuyla ilgili araştırmalar yaptığı belirtildi.
“Tülay’a 28 senemi verdim, pişmanım”
Pişman olduğunu söyleyen tutuklu sanık Şefik K., “Böyle olmasını istememiştim. Beni aldattığı için şiddetli bir üzüntü duymuştum. Kendisine bunu yapmak istemediğim halde sürekli aynı şeyleri tekrarladığı için böyle bir olay oldu. Benimle evliyken eşim beni aldattı. Buna çocuğum şahittir. Kendisi her şeyi sakladı. Tülay’a 28 senemi verdim. 22 sene birlikte evli kaldık. Ben günlerce iş yerlerinde yattım. Ailem kimseye minnet etmesin diye hep çalıştım. Ben bunları hak etmedim. Hüküm mahkemenindir, yaptığım için çok pişmanım böyle olmasını istemezdim. Tahliyemi talep ederim. Tülay, işe gidiyorum diyerek beni aldattığı adam ile buluştu. Böyle olmasını istemezdim” diye konuştu.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis
Mahkeme heyeti sanığa, “boşandığı eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Tahrik ve iyi hal indirimi de uygulanmadı. Ayrıca sanığa ruhsatsız silah taşıma suçundan 2 yıl hapis ve 50 gün adli para cezası verildi.
“Kardeşimin kanı yerde kalmadı”
Duruşmadan sonra Dağaşan’ın ailesi ve avukatlar açıklama yaptı. Aile kararı alkışlarla karşılarken Tülay Dağaşan’ın ablası Nuray Kolsuzoğlu, “Kardeşimin kanı yerde kalmadı. Mahkemeden güzel bir sonuç çıkmasaydı sonuna kadar gidecektim. Son nefesime kadar kardeşimin kanını almadan gitmezdim” şeklinde konuştu.
“Benim çocuğum geri gelmiyor ama kanı da yerde kalmadı”
Maktulün annesi Gülbahar Dağaşan karardan mutlu olduğunu söyleyerek, “Adalete sonsuza kadar güveniyorum. Benim çocuğum geri gelmiyor ama kanı da yerde kalmadı. Sanık ömür boyu hapis yatsın, yılan gibi sürünsün. Benim acımın bin katını Allah ona çektirsin. Kararla yine içime biraz su serpildi” ifadelerini kullandı.
“Sanık duruşmada tam 20 kez ’Beni aldattı’, 18 kez de ‘Ben eski karımı seviyordum’ dedi”
Maktul aile avukatı Semra Yıldız ise, “Karar nedeniyle çok mutluyuz. Türk yargısı kadın cinayetlerine karşı hem 1 sene önce gelen, kadına karşı işlenen cinayetlerde nitelikli hal alması, yasanın bu anlamda değişmesi Türk yargısı ve hukuku için çok umut verici gelişmelerdir. Ben bir avukat, kadın, anne olarak gurur duyuyorum. Sanık ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Sanık duruşmada tam 20 kez ‘Beni aldattı’, 18 kez de ‘Ben eski karımı seviyordum’ demesine rağmen heyet burada hiçbir indirim sebebi vermeden, savcının da mütalaasına uygun bir şekilde ağırlaştırılmış ve tasarlayarak öldürmekten ömür boyu hapse çarptırdı. Bu kararı olumlu, mutlulukla karşıladık. Mutluyuz, gururluyuz. Bir daha Tülaylar, anneler öldürülmesin, bir daha çocuklar annesiz kalmasın; kadınlar toprağa girmesin. Buradayız, mücadeleye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/01/unlu-avukattan-mahkeme-baskanina-dubai-cikolatasi-icinde-rusvet-iddiasi-0-rhRFuY33.mp4 Kocaeli Adliyesi’nde mahkeme başkanı olan eski öğrencisini ziyaret eden ünlü avukat, hediye verdiği Dubai çikolatası poşetinin içinden 2 bin 500 dolar çıkınca “rüşvet” iddiasıyla tutuklandı. Suçlamaları kabul etmeyen avukat, profesör unvanına sahip olduğunu ve uzun yıllar çeşitli üniversitelerde dersler verdiğini ifade ederek, “Birçok TV kanallarına aktif olarak çıkmaktayım. Bunları söylememin sebebi bu tarz işlere tenezzül etmeyeceğimi anlatmak içindir” dedi.
Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz kasım ayında Avukat Prof. Dr. Seyithan D. (55), hukuk fakültesinde öğrencisi olan, şuanda ise Kocaeli Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak görev yapan Alper Utku’yu (34) ziyaret etti. İddiaya göre, sohbet sırasında Seyithan D., Kocaeli 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde FETÖ terör örgütü üyeliğinden yargılanan R.Y. hakkında yurt dışı çıkış yasağının kaldırılması için talepte bulunulduğunu söyledi. Utku ise söz konusu dosyanın Yargıtay’da olduğunu, bu talebin ise Yargıtay kararı sonrası değerlendirileceğini ifade etti. Bunun üzerine Seyithan D., kendisinin de yurt dışı çıkış yasağının kaldırılması yönünde talepte bulunacağını söyleyerek odadan ayrıldı.
“Poşette döviz banknotları vardı”
İddiaya göre avukat Seyithan D., Alper Utku’nun odasına 25 Kasım’da yeniden gelerek elindeki çikolata poşetini hediye olarak bıraktı. Seyithan D. odadan çıktıktan sonra poşeti kontrol eden hakim Alper Utku, içinde çikolata ve zarf içinde döviz banknotları olduğunu gördü. Hemen odadan çıkan Utku, bu sırada kalemde bulunan Seyithan D.’ye poşeti iade etti ve “rüşvet” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Avukat tutuklandı
Gözaltına alınan ve suçlamaları kabul etmeyen avukat Seyithan D. ifadesinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Poşetin içinde ise 2 bin 500 dolar bulunduğu öğrenildi. Seyithan D. hakkında “rüşvet vermek” suçundan hazırlanan iddianame, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede Seyithan D.’nin 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle yargılanması talep edildi. Ayrıca iddianamede, 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Alper Utku, sanık Seyithan D. ile tanığın ifadeleri de yer aldı.
“Öğrencisi olduğumu ve buraya atandığımı öğrendiği için ziyaretime geldiğini söylemişti”
Alper Utku, iddianamede yer alan ifadesinde, olaydan yaklaşık 10 gün önce Seyithan D.’nin makam odasına geldiğini ve kendisini nezaketle karşıladığını söyledi. Utku, “Kendisi öğrencisi olduğumu ve buraya atandığımı öğrendiği için ziyaretime geldiğini söylemişti. Konuşma sırasında, mahkememizde derdest esas sayılı dosyasında başka bir avukatın yurt dışı yasağının kaldırılması talebinde bulunduğunu söyledi. Ben de dosyayı hatırladığımı, dosyanın Yargıtay’da olduğunu, adli kontrol kaldırma talebinin Yargıtay sonrası değerlendirileceğini söyledim. Kendisi de yeniden talepte bulunacağını ifade etti. Ben de bunun mümkün olduğunu ve Yargıtay’dan cevap geldiğinde değerlendirebileceğimizi söyledim. Sonrasında odamdan ayrıldı” dedi.
“Odaya girerken elindeki poşetin içerisinde çikolata olduğunu söyledi”
25 Kasım’da Seyithan D.’nin yeniden odasına geldiğini, elinde ise turuncu renkli karton poşet bulunduğunu ifade eden Alper Utku, sözlerine şöyle devam etti:
“Odaya girerken elindeki poşetin içerisinde Dubai çikolatası olduğunu söyledi. Ben de nezaketen alıp masamın köşesine bıraktım. Yaklaşık 10 dakika odamda kalmıştı. Bu süre zarfında daha önceki yurt dışı çıkış yasağının kaldırılması talebini UYAP’tan gönderdiğini ifade etti. Bende dosyanın halen Yargıtay’da olduğunu ve ilk olarak başka avukat tarafından sunulan dilekçenin cevabının da henüz dönmediğini, yeniden bu talebi Yargıtay’a göndereceğimizi cevap yazısı geldiğinde değerlendireceğimizi söyledim. Sonrasında kendisi televizyonlara çıktığını, bilirkişilik yapmış olduğunu ifade etti. Ayrıca Kocaeli Adliyesi’nde Marmara Üniversitesi’nden mezun başka hakim ve savcıların olup olmadığını sordu. Ben de bilmediğimi söyledim. Sonrasında odadan ayrılıp kaleme gideceğini, UYAP’tan göndermiş olduğu evrakların çıktısını alınmasını söyleyeceğini ifade ederek odamdan çıktı”
“Olayın şokuyla poşeti alıp odamdan çıktım”
Hakim Alper Utku, Seyithan D. odadan çıktıktan sonra merak edip poşeti kontrol ettiğini belirterek, “Poşette çikolata ve hafif aralıklı olan beyaz zarf içerisinde birden fazla döviz cinsi banknot paralar olduğunu gördüm. Olayın şokuyla poşeti alıp odamdan çıktım ve kaleme doğru elimdeki poşetle gittim. O sırada Seyithan D.’de kalemdeydi. Kendisine elimdeki poşeti uzatıp ’Bu poşet senin’ dedim. Kendisi poşeti aldı ve hiç bir itirazda bulunmadı. Daha sonrasında olayı tutanağa bağlayıp suç duyurusunda bulundum” şeklinde konuştu.
“Rüşvet verdiği ve yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs ettiği için şikayetçiyim”
4 Aralık’ta Seyithan D.’nin yeniden odasına geldiğini aktaran Utku, “Seyithan D., odamın kapısını tıklayıp içeriye girmeye çalıştı. Kendisi geçen ki olay nedeniyle özür dilemeye geldiğini ifade etti. Kapıyı kapatmaya çalıştığı sırada kapıya yöneldim ve dışarıya çıkmasını söyledim. Kendisine ne yüzle geldiğini sordum. Sonrasında hızlıca kaleme doğru geçtim. Kendisi o sırada koridordan uzaklaştı ve bu olayı da tutanağa bağladık. Seyithan D.’den bana rüşvet verdiği ve yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs ettiği için şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
“Oda kapısında başkanın ismini görünce öğrencim olduğunu hatırladım”
İddianamede savunması yer alan sanık Seyithan D. ise 21 Kasım’da avukat İ.T.’nin yetkilendirmesiyle dosyaya sunulan dilekçenin akıbetini öğrenmek için Kocaeli 6. Ağır Ceza Mahkemesi kalemine gittiğini anlatarak, “Dosya talebimin Yargıtay’a gönderildiğini öğrendim. Adliyeye gelmişken oda kapısında başkanın ismini görünce Marmara Hukuk Fakültesi ve Yalova Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde öğrencimiz olduğunu hatırladım. Kapısını tıklatıp içeri girdim. Zaten kendisi beni tanıyarak buyur etti. Çay ve çikolata ikram etti. Bir müddet sohbet ettik. Ben kendisine bilirkişilik yaptığımı söyledim. Dosyaya talep sunduğumuzu ancak talebimizin Yargıtay’a gönderildiğini söyledim. Aramızda bu şekilde konuşma geçti. Kocaeli Adliyesi’nden o gün ayrıldım” dedi.
“Oğlum Dubai çikolatasını sevdiği için sürekli bu çikolatadan alır”
Seyithan D., savunmasına şöyle devam etti: “25 Kasım’da oğlum Avukat O.S.D. ile birlikte daha öncesinden iflas ertelemesi yaptığımız firmayı ziyaret etmek amacıyla Kocaeli’ye geldik. Erken varmamız sebebiyle mahkemelere bilirkişilik ve konkordato komiserliği yaptığımı bildirmek amacıyla Kocaeli Adliyesi’ne de geldik. O sırada oğlum aracı otoparka bırakacağı için, içinde çikolata olduğunu bildiğim çantayı bana teslim etti. Oğlum Dubai çikolatasını sevdiği için sürekli bu çikolatadan alır. Ben poşeti alarak arabadan indim, oğlum ise park yeri aramak için araçla hareket etti. Kocaeli Adliyesi’ne girdiğimde ticaret mahkemesinin burada olmadığını fark ettim. 4. ve 5. ağır ceza mahkemesinin kalemlerine uğrayarak hileli iflas konusunda bilirkişilik yaptığımı söyledim.”
“Çikolatayı odasında unuttuğumu zannederek başkan beyin getirdiğini düşündüm”
Kalemde bilirkişilik bilgilendirmesini yaptıktan sonra Kocaeli 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Alper Utku’yu ziyaret için odasına gittiğini dile getiren sanık D., “Elimdeki çikolatayı da başkan beye bırakırım diye düşündüm. İçeri girdim ve çikolatayı bıraktım. Odasında normal sohbet ettik. İş ile ilgili konuşmadık. Hileli iflas konusunda bilirkişilik ihtiyacı olursa yapabileceğimi söyledim. Akabinde kendisinin yanına çıkarak 6. Ağır Ceza Mahkemesinin kalemine uğradım. Kalemde dosya numarasını söylerken başkan bey kaleme gelerek çantayı bana verdi. Herhangi bir şey söylemedi. Ben de çikolatayı odasında unuttuğumu zannederek başkan beyin getirdiğini düşündüm. Çantayı aldım ve kalemden ayrıldım” şeklinde konuştu.
Adliyeden çıktıktan sonra oğlu O.S.D.’nin otomobiline bindiğini belirten avukat Seyithan D., “Arabaya bindiğimde çantanın içerisine baktım ve beyaz bir zarf olduğunu gördüm. Oğluma bunun ne olduğunu sorduğumda kendisi bana, ’Benim param, yurt dışı telefonumun kaydını yaptırmak amaçlı almıştım. Bugün dövizi bozacağım, arabayı otoparka bırakacağız diye poşetin içerisine koyup sana verdim’ dedi. Ben de o an, ’Eyvah. Demek ki başkan poşeti bu yüzden iade etti’ diye söylendim. ’Çikolatayı niye iade ettiğini anlamamıştım’ dedim. Oğlum bana, ’Baba nereden bileyim, çikolatayı sana verdim. Başkalarına vereceğini düşünmedim. Gidip izah edelim’ dedi. Ben de çok mahcup oldum. ’Şu aşamada izah edemem, gerekirse sonra izah ederim’ dedim. 4 Aralık’tan önce de iş yoğunluğumdan dolayı Kocaeli’ye gelemedim. Ancak sonra fırsat bulup gelebildim. Başkan beye çıkıp durumu izah etmek istedim. Ancak sözlerime başladığım sırada başkan bey odasından hızlıca çıkarak kaleme doğru gitti. Ben de adliyeden ayrıldım” ifadelerini kullandı.
“2 bin 500 dolar için bu duruma düştüm”
Bu olay sebebiyle çok üzgün olduğunu kaydeden Seyithan D., şöyle konuştu: “Böyle bir durumun başıma gelebileceğine inanmazdım. Poşetin içerisinde para olduğunu adliyeden ayrıldıktan sonra arabaya binince oğlumun bana söylemesi neticesinde öğrendim. Poşet içerisindeki zarfta bulunan ve miktarını oğlumdan öğrendiğim 2 bin 500 dolar için bu duruma düştüm. Nasıl izah edeceğimi de bilmiyorum. Yanlış anlaşılmaya sebebiyet verildiği için özür diliyorum. Durum anlattığım şekilde gerçekleşmiştir. Profesör unvanına sahibim. Aktif olarak avukatlık yapmaktayım. Bu tarz şeylere tenezzül edecek yapıda biri değilim. Yalova Hukuk Fakültesinde 2 dönem kurucu dekanlık yaptım. Uzun yıllar çeşitli üniversitelerde dersler verdim ve kadrolu hocalıklar yaptım. Birçok TV kanallarına aktif olarak çıkmaktayım. Bunları söylememin sebebi bu tarz işlere tenezzül etmeyeceğimi anlatmak içindir. Benim bu tarz eylemlerin bana çıkaracağı sonucun meslek hayatımın ve kariyerimi doğrudan etkileyeceğini biliyorum. Söyleyeceklerim bundan ibarettir suçsuzum. Takipsizlik kararı verilmesini istiyorum.”
“Çikolatanın ikram edilme olasılığını hiç düşünmedim”
Şüphelinin kendisi gibi avukat olan oğlu tanık O.S.D. ise “Olay tarihinde Dubai çikolatası aldım. Evden de 2 bin 500 dolar nakit paramı almıştım. Çikolatayı aldıktan sonra site içerisinde babamı alıp birlikte Kocaeli Adliyesi’ne geldik. Otopark yeri bulamadık. Ben babama, ’Arabayı park edeyim, yanına gelirim’ dedim. Aracın içerisinde çikolatayı ve içinde döviz bulunan zarfı bırakmak istemediğimden dolayı poşeti babama verdim. ’Bu poşet sende dursun ben senden alırım’ dedim. Babamın çikolatayı ikram edeceğini bilmiyordum. Babam adliye içerisine girdi. Ben de araca park yeri bulmak için adliye etrafında tur attım. Bir süre sonra babam beni arayarak, ’İşim bitti, gel beni al’ dedi. Adliyenin önüne geldim ve babam arabaya bindi. Babamın bana arabaya bindiğinde, ’Bunda para mi vardı?’ şeklinde serzenişte bulunduğunu hatırlıyorum. Ruh halinin de kötü olduğunu gözlemledim. Babam poşetin içerisinde para olduğunu bilmiyordu. Zarfın bile poşette olduğundan habersizdi. Ben gayri ihtiyari olarak poşetin içerisine zarfı koydum. Çikolatanın ikram edilme olasılığını hiç düşünmedim. Çikolatayı kendim yiyecektim” diye konuştu.
Olay, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana geldi. Polis ekipleri, Doğukan Y. ile Polat S.’nin İstanbul’dan Kocaeli’ye gelerek uyuşturucu ticareti yapacakları ihbarını aldı. Bunun üzerine şahıslar takibe alındı. Polis ekipleri şüphelilerin içinde bulunduğu aracı durdurmak istedi ancak şahıslar kaçmaya başladı. Bir süre ilerleyen araç, trafik ışıklarında durduğu esnada yanına yaklaşan 2 polis aracıyla kontrol altına alınmak istendi. Araçta yolcu olarak bulunan Doğukan Y., bu kez de araçtan atlayarak elindeki silahla 41 EV 794 plakalı aracı gasp etti ve kaçmaya başladı. Polat S. ise fırsattan yararlanarak 34 NJS 80 plakalı otomobile çarptıktan sonra otomobil ile birlikte kaçtı.
Durumun bildirilmesi üzerine çok sayıda polis ekibi, Gebze istikametine doğru seyreden 2 aracı kovalamaya başladı. Körfez ilçesi Hereke bölgesinde önü kesilen Doğukan Y., ters istikamete girerek D-100 Karayolu’nda uzun süren bir kovalamaca sonucunda Şirinyalı mevkisinde durduruldu. Bu süreçte Doğukan Y., 2’si sivil, 1’i resmi olmak üzere toplamda 3 polis aracına çarptı. Yaralanan Doğukan Y., polis ekiplerince araçtan çıkarılarak hastaneye götürüldü. Kaza sonucu 2 polis memuru da yaralandı. Yaralı polisler, olay yerine sevk edilen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından kendi imkanlarıyla hastaneye giderek tedavi altına alındı. Öte yandan, diğer şüpheli Polat S. de polis ekipleri tarafından yakalandı.
Uyuşturucu ticaretinden hapse mahkum edildiler
Uyuşturucu ticaretine yönelik Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın duruşmasında Doğukan Y.’nin 10 yıl, Polat S’nin ise 8 yıl 4 ay hapis cezası aldığı öğrenildi. Doğukan Y.’ye yönelik Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Gece vakti silahla yağma, trafik güvenliğini tehlikeye sokma, ruhsatsız silah ve mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme” suçlarından açılan davanın ilk celsesi de görülmeye başlandı. Duruşma salonunda müştekiler ve baro tarafından sanık için atanan avukat hazır bulundu. Sanık Doğukan Y. ise SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Doğukan Y., baro tarafından atanan avukatı istemediğini, gelecek celse özel müdafisi eşliğinde savunmaya yapacağını dile getirdi.
“İçinde bulunduğumuz 2 ekip otosuna çarptı”
Olay yerinde bulunan polis memuru V.T., “Gelen anons üzerine ekip arkadaşımla beraber gasp edilen aracı takip ettik. Araç Kuruçeşme’den tersten geldi. Hereke’de yolu trafiğe kapattırdık. Tepe lambalarımız yanık şekilde bekledik. Doğukan çok hızlı şekilde geliyordu, içinde bulunduğumuz 2 ekip otosuna çarptı, şikayetçiyim” dedi.
“Yaralandık, ekip otomuzda hasar gördü”
Sanıktan şikayetçi olan polis memuru İ.E., “Olay günü bir aracın gasp edildiği anonsuyla harekete geçtik ve hemen takip ettik. Araç bizden kaçarak yollarda tersten ilerledi. Daha sonra Doğukan önce diğer ekip arkadaşımızın aracına, ardından bizim aracımıza çarptı. Yaralandık, ekip otomuzda hasar gördü ve şikayetçiyim” diye konuştu.
“Sanık, ’Peşimdeler arabayı bana ver’ dedi”
Aracı gasp edilen H.E.D., “Aracımın içinde beklerken sanık elinde silahla arabaya bindi. ’Peşimdeler arabayı bana ver’ dedi. İlk başta direndim ancak daha sonra aracı bıraktım. Aracımla kaza yapmış ancak zararımı karşıladı, şikayetçi değilim” ifadelerini kullandı.
Tanık olarak dinlenen polis memuru Y.B. de, “Gelen anonsla aracı takip ettik. Doğukan araçtan inerek yaya olarak kaçmaya başladı. Elinde silahı vardı, polis olduğumuzu söyleyince silahı kafasına dayadı ve vatandaşın aracına yöneldi. Araç sürücüsüne silahı doğrulttu ve vatandaşı indirip kaçtı, biz de takibe deva ettik” ifadelerini kullandı.
İhbar üzerine şahısları takibe aldıklarını söyleyen polis T.K., “Şahısların uyuşturucu ticareti yapacakları ihbarı üzerine İstanbul’dan gelen aracı takip ettik. Aracı durdurmak istedik ancak sanık araçtan atlayarak yaya devam etti. Sivil olmamız sebebiyle bizi vatandaş sandı. Polis olduğumuzu söyleyince kafasına silahı dayadı, ’Kendimi öldürürüm’ dedi. Silah zoruyla bir vatandaşın aracını gasp eti ve kaçtı. Biz araçla takip ettik, daha sonra arkadaşların ekip otosuna çarpmış” dedi.
“Ahirette hesaplaşacağız”
Tanıkların ve müştekilerin ifadelerinin ardından savunması için söz hakkı verilen tutuklu sanık Doğukan Y. ise “Neredeyse 2 senedir tutukluyum. Kaza sonrasında polis ekipleri elmacık kemiğimi kırarak kaza süsü verdiler. Suçum sabit, alacağım cezaya razıyım ama kendileri yemin ediyor. Bende uyuşturucu yoktu. Yemin ederim benim cebime uyuşturucu polisler koydu. Uyuşturucu sebebiyle bana 10 sene ceza aldırdılar. Ahirette hesaplaşacağız. Ben yaralanmışsam beni ambulansla hastaneye getirmeleri lazım. Siz cerrah mısınız ki beni aracınızla götürüyorsunuz. Ben kimseyi darp etmedim. Ellerinde silahla bizi durdurduklarında sivil olmaları sebebiyle polis olduklarını anlamadım. Bu sebeple kaçtım” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Türkiye Basketbol Ligi’nin dördüncü hafta karşılaşmasında Çayırova Belediyesi, sahasında OGM Ormanspor’u 86-79 mağlup etti.
Türkiye Basketbol Ligi’nde mücadele eden Çayırova Belediyesi Basketbol Takımı, yoluna dolu dizgin devam ediyor. Çayırova Kapalı Spor Salonu’nda OGM Ormanspor’u konuk eden Çayırova Belediyesi, sahadan 86-79 galip ayrılmayı başardı. Başantrenör Engin Gençoğlu’nun öncülüğünde maça Ali Efe Barış, Diante Watkins, Jamari Traylor, Murat Atar ve Merthan Mutlu beşiyle başlayan Çayırova Belediyesi, ilk periyodu 22-20 önde kapattı. İkinci periyotta Diante Watkins’in etkili oyunuyla maça ağırlığını koyan Çayırova Belediyesi, savunmada da sertliğini artırınca, devreyi 49-34 önde kapattı.
İkinci yarıya da hızlı başlayan Çayırova Belediyesi, karar periyoduna 66-50 önde girdi. Son çeyrekte OGM Ormanspor farkı bir ara 3 sayıya kadar düşürse de tecrübeli oyuncularıyla birlikte rakibine yanıt verdi ve maçtan 86-79 galip ayrılmayı başardı. Çayırova Belediyesi’nde maçın en skorer oyuncusu 33 sayılık performansıyla Diante Watkins olurken, Jamari Traylor’un 14 sayı 11 ribaunt 5 blok, Oğuz Savaş’ın 12 sayı 6 ribaunt ve Merthan Mutlu’nun 10 sayılık performansı galibiyette büyük rol oynadı.
Ligde oynadığı dördüncü maçında üçüncü galibiyetini alan Çayırova Belediyesi, maç fazlasıyla ligde ikinci sıraya yükseldi. Takımı tebrik eden Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, “Sahamızda OGM Ormanspor’u 86-79 mağlup eden bizim çocukları kutluyorum” dedi.
Çayırova Belediyesi ligin beşinci haftasında 9 Ekim Çarşamba günü Gaziantep Basketbol deplasmanına konuk olacak.