Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Kayıp kedisine günler sonra kavuştu, bu kez mutluluktan ağladı

Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde yaşayan Zülfi Satar, 22 Haziran’da kaybolan “Pars” isimli sağır Ankara kedisini günler sonra buldu. Bir vatandaş tarafından evine yakın yerde bulunan kedisine kavuşan Satar, bu kez mutluluk gözyaşları döktü.

Gölcük’te yaşayan evli ve bir çocuk babası Zülfi Satar (46), ailesinin parçası olarak gördüğü “Pars” isimli Ankara kedisini 22 Haziran’da evinin önünden kaybetti. Sağır olan kedisini bulmak için günlerce sokak sokak gezen ve gözyaşlarıyla çevreden yardım isteyen Satar’ın bu çağrısı yanıtsız kalmadı. Pars, duyarlı bir vatandaş sayesinde Gölcük Kavaklı Mahallesi’nde bulundu. Günler sonra kedisine kavuşan Satar, bu kez sevinç gözyaşları döktü.

Ayrıca Zülfi Satar, daha önce kedisini bulana 10 bin TL ödül vereceğini açıklamıştı. Ancak Pars’ı bulan vatandaşın bu ödülü kabul etmediği öğrenildi.

“Şu an kelimeler dudaklarımda, yüreğimde”

Duygularını anlatan Satar, “Şu an kelimeler ağzımda, dudaklarımda, yüreğimde. Yani ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Dün gece sabaha kadar uyumadım. Gelen ihbardan sonra sabaha kadar onu aradım. Çok yeri aradım ama şu an ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. İnanın, anlatacak kelime yok. Bu duyguyu anlatmaya kelime yok. Çok özlemişim. O kadar mutluyum ki” dedi.

“Pars’ı görünce yığıldım”

Satar, kayıp haberi üzerine Adem Güven isimli vatandaşın kendisini aramasıyla umutlarının yeniden yeşerdiğini söyleyerek, “Bir heyecanla gittim. ’Abi hiçbir yerde arama, kedin bende’ dedi. Haberlerden görmüş. Gittim, kediyi gösterdi. O an bilmiyorum, yığıldığımı hatırlıyorum en son. Çökmüşüm. Kediyi kucağıma getirmiş. Ağlamak mı, hıçkırık mı, sevinç mi, mutluluk mu, nasıl bir şey olduğunu şu an hatırlamıyorum. Şu an hala titriyorum. Elim, ayağım hala titriyor. Ama kadar mutluyum ki” diye konuştu.

“Bu kokuyu almam gerekiyordu”

Pars’ı aradığı süreçte Türkiye’nin dört bir yanından destek telefonları aldığını belirten Satar, “Sayenizde o kadar çok ihbar geldi ki. Çok kişi aradı. Ankara’dan bile arayan oldu. Bir kişi ’Kedin Ankara’ya gelmiş olabilir mi? Biz de bulduk aynısını’ dedi. Dün birçok yere gittim. Değirmendere’ye gittim, İzmit’te birkaç yere gittim, cami avlularına gittim, hepsine baktım. Fotoğraf atıyorlar. Fotoğraflarda gerçekten çok benziyor kediler birbirlerine. Canlı görmem gerekiyor, bu kokuyu almam gerekiyordu ama bu sabah bu kokuyu aldım. Şu an dünyanın en mutlu insanlarından bir tanesi benim” şeklinde konuştu.

“Dişi kırılmış”

Kedisinin sağlık durumu hakkında bilgi veren Satar, “Veteriner hekime götürdüm. Herhangi bir problemi yok. Stresi biraz geçtikten sonra dış bakımı yapılacak. Dış bakımını yapıp, tüylerini, vücudunu temizleyip, aşısını yapıp ondan sonra evimize geçeceğiz. Dişinin bir tanesinde kırık var. Kolay değil, kaç gündür sokaklarda. Vücuduna baktığınız zaman görürsünüz, herhangi bir eve alınmamış büyük ihtimalle, sokaklarda yaşamış. Evime de yakın bir yerde çıktı aslında” ifadelerini kullandı.

“Bana deli diyorlar”

Bu süreçte sosyal medyada bazı olumsuz yorumlarla da karşılaştığını aktaran Zülfi Satar, sözlerini şöyle noktaladı:

“Hayvan sevgisi olmayan insanların o şekilde yorum yapmasına hiç üzülmüyorum gerçekten. İçinde hayvan sevgisi yoksa o yazdığı yorumun bence hiçbir anlamı yok. Bana deli diyorlar. ’Sen kediyi ne kadar çok seviyorsun?’ diyorlar. Sevemez miyim? Hayvan sevmek güzel bir şeydir. Sonuçta bu da bir can. Evimizdeki çocuğumuz gibi. Milyonlarca insan kedi bakıyor. Sevmeyebilirsiniz. İstediğiniz yorumu yapabilirsiniz, ben hiçbir şey demiyorum ama çok güzel yorum yapanlar da var. Çok arayan oldu. Çok duyarlı insanlar var. Dediğim gibi Ankara’dan, Eskişehir’den insanlar aradı. Kocaeli’nin birçok ilçesinden, Gebze’den arayanlar oldu ama kedim Gölcük’te çıktı. Sayenizde, yapmış olduğunuz haber sayesinde birçok insan ulaştı bana. Hepsine buradan minnettarlıklarımı sunuyorum. Hepinize teşekkür ediyorum.”

Kategoriler
Gebze Belediyesi BELEDİYELER Tüm Belediye Haberleri

Gebze Belediyesi’nden ’Atığını Getir Kahveni Götür’

Gebze’de atıklarını getiren öğrenciler, geri dönüşüme katkı sağladıkları için ücretsiz kahve ikramı ile ödüllendiriliyor.

Gebze Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü, Çevre Haftası’nda ’Atığını Getir, Kahveni Götür’ adlı program düzenledi. Programa Gebze Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, İlçe Sağlık Müdürü İlhan Kadıoğlu, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı. Burada konuşan Başkan Zinnur Büyükgöz, “Yaptığımız şeyin amacı insanın sağlıklı yaşayabilmesi. Peki kim kirletiyor diye sorduğumuzda yine cevap insan oluyor. Temiz olmasını isteyen de insan ama kirleten de yine insan. Bu sebeple farkındalığı arttırmak, gelecek kuşaklara yaşanılabilir bir çevre bırakmak istiyorsak bunun geçiş toplumunu Türkiye’de yaşıyoruz. Dolayısıyla bizim her konuda farkındalığı arttırmamız gerekiyor. Gebze Belediyesi olarak sıfır atık konusunda çok büyük mücadeleler verdik. Bu arkamda gördüğünüz araç bakanlığımız tarafında sıfır atık konusundaki başarılı uygularımız neticesinde hibe olarak verildi. Bugün burada bu aracı hizmete almış oluyoruz. Gebze Belediyesi olarak arkadaşlarımız mahallelerde hane hane gezerek sıfır atık konusunda eğitimler verdiler ve bunun neticesinde çok olumlu sonuçlar aldık. Biz Gebze Belediyesi olarak daha yaşanılabilir bir çevre için çalışmalarımıza ara vermeksizin devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

Gebze Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit ise, “Atık meselesi tüm dünyanın üzerine düştüğü, insanca yaşamanın temeli kabul edilen bir alan. Tabii bunun yanı sıra bu işin bir de ekonomik boyutu var. Nitelikli atık dediğimiz atıkların dönüşümü var. Eğer biz bu dönüşümü iyi yapmazsak doğal kaynaklarımızı daha çok tüketeceğiz. Burada üniversitenin seçilmesiyle çok isabetli bir iş yapılmış. Toplumun en seçkin kesimi üniversitelerimizdeki hocalarımız. Ben inanıyorum ki gençlerimiz de bu işin takipçileri olacak. Bu işin öncüleri olarak toplumun her kesimine örnek olmaya devam edeceğiz” dedi.

Daha sonra kurdele kesimiyle mobil atık toplama aracı hizmete alındı. Etkinlik kapsamında üniversiteye yerleştirilen mobil atık aracı, hafta sonuna kadar öğrencilere hizmet vermeye devam edecek. Atıklarını getiren öğrenciler, geri dönüşüme katkı sağladıkları için ücretsiz kahve ikramı ile ödüllendiriliyor.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Solaryumda kabusu yaşadı: “O makinenin durması gerekiyordu”

Kocaeli’de bir güzellik merkezinde solaryuma giren Gülşah Bodur (33), cihazın otomatik kapanma sisteminin devre dışı kaldığı iddiasıyla 22 dakika boyunca yüksek ısıya maruz kaldı. Vücudunda yanıklar oluşan Bodur, yaşadığı sağlık sorunlarının ardından işletmeyi mahkemeye verdi. Verilen cezanın hafifliğine tepki gösteren Bodur, karara itiraz edeceğini de belirtti.

Olay, 22 Mayıs 2024’te bir güzellik merkezinde meydana geldi. 33 yaşındaki Gülşah Bodur, bir süredir hizmet aldığı merkeze solaryum seansı için gitti. İddiaya göre, seans sırasında cihazın otomatik kapanma sistemi devre dışı kaldı. Kabin içinde uyuyakalan Bodur, vücudunda sıcaklık hissedince uyandı. Toplam 22 dakika boyunca yüksek ısıya maruz kalan Bodur, akşam saatlerinde fenalaşarak hastaneye başvurdu. Vücudunda yanıklar oluşan genç kadın, yaşanan ihmal nedeniyle olayı yargıya taşıdı.

“Uyandığımda 22. dakikaydı”

Bir süredir aynı merkezden hizmet aldığını belirten Gülşah Bodur, olay gününü şöyle anlattı:

“Güvendiğimiz işletmeydi. O gün içim geçmiş. O sıcakta o şekilde davranmak istedim açıkçası. Başlat düğmesine bastım, gözlüğümü taktım ve uyandığımda 22. dakikaydı. Bir halsizlik hissetmedim o anda ama panik oldum, kalktım. Giyinmeye başlamadan kapıyı açtım ve personellere seslendim. Onlar da makinenin kapanmadığını söyledi. Giyinmeye devam ettim. Tekrar çalıştı makine, o sırada tekrar kapattılar. Ben o sırada hemen giyindim ve dışarı çıktım. Kasanın önünde kamera görüntüsü de var zaten, orada kısa süreli bir tartışma yaşandı. Ben kendimi bozmak istemedim. Pişmanım aslında, o anda polise haber verip, şikayet edebilirdim. Şikayetçi olmak istemedim, insanlık hali diye düşündüm ama onların beni suçlaması biraz beni bastırdı. Ne yapacağımı şaşırdım”

“Eve gidince rahatsızlandım”

Olay sonrası evine gittiğini ve akşam saatlerinde rahatsızlandığını söyleyen Bodur, “Ateşlendim, sıtma tuttu. O zamana kadar yine onlara bu şekilde yaklaşımda bulunmak istemedim. Hastaneye gittim. Beni yönlendiren hastanenin polisi oldu. ’İnsanlar saçını boyarken bir kusur gördüğünde bile dava açıyor. Siz neden bu kadar sakinsiniz?’ dedi. Polise ifademi verdim. Beni muayene eden doktor da aynı şeyi söyleyince ben bu süreci başlattım. Cildiye doktoruna göründüm. Süreç bu şekilde ilerledi, dava açtım. Olay 1 sene önce oldu. Verilen cezanın hafifliği beni hırslandırdı. Sağlık bu kadar ucuz olmamalı. 5 bin 800 TL para cezası, 5 yıl da denetim şartı verildi. Bu para komik bir rakam. Bu onlara ceza gibi gelmez. Tekrar olabilir, olmaması için uğraşıyorum. Ceza olarak görmüyorum, sağlık bu kadar ucuz olmamalı, bunu öderler. Ben bu durumda kendimi sindirilmiş gibi görüyorum. Bastırılmış hissediyorum. Bu cezaya itiraz edeceğim” diye konuştu.

“Adım atınca bile eklem yerlerim acıyordu”

Hastanede yaşadıklarını da anlatan Bodur, “Ben ateşlendiğim için hastaneye gitmiştim. Acile başvurdum. Serum taktıktan sonra vücuduma baktılar. Bende durumu anlattım. O anda cildim acımaya başladı, dokunulamıyordu, tenim hassaslaştı. Adım atarken, kollarımı hareket ettirirken bile eklem yerlerim acımaya başlamıştı. Gece yarısından sonra bu acı daha da yükseldi. Beni rapor almam için cildiyeye yönlendirdiler. Raporu aldım ve mahkemeye sundum” şeklinde konuştu.

“Uyumam hata olabilir ama insanlık hali”

İşletme yetkilileri tarafından olay sonrası arandığını da söyleyen Gülşah Bodur, “Beni aradıklarında, ’Ücretinizi iade edelim, ne gerekiyorsa yapalım’ denildi. Ben ücret istemiyorum. Onlara da hakkımı arayacağımı söyledim. ’Sizde hatalısınız, uyumamanız gerekiyordu’ denilince daha da hırslandım. Uyumam hata olabilir ama insanlık hali. O makinenin ne olursa olsun kontrol edilmesi lazım. İçinde bir insan var sonuçta. Ben 22 dakika değil de 42 dakika sonra uyansam daha kötü olabilirdi. Görüntüler de mevcut. Bir de ben merkeze boş saatlerde gittim. Akşam seansları daha yoğun oluyor. Boş zamanda müşterileri unutabiliyorlar ama yoğun zamanda kapıyı tıklatıp, ’Biraz acele eder misiniz? Arkanızdaki müşteri sizi bekliyor’ gibi şeyler diyebiliyorlar. Bir de benim içeri giriş ve hazırlanma sürecim var. Yarım saat bence unutulmamalı. ’İyi misiniz?’ diye sorulmalı ama bu da olmadı” ifadelerini kullandı.

“22 dakika beyaz tenli bir insan için çok ağırdır”

Gülşah Bodur, sosyal medyada maruz kaldığı eleştirilere de yanıt verdi. Bodur, “Belki solaryum ortamı zararlı olabilir ama biz de keyfi olarak gitmiyoruz. Cildim hassas olduğu için gidiyorum. Yaz aylarında ten rengimin kırılması için gidiyorum. Esmer bir tene zaten sahip olamam. Örneğin sosyal medyada bana yapılan kötü yorumlar oldu. 22 dakika komik bir dakika gibi göründü. Bilenler bilir, 22 dakika beyaz tenli bir insan için çok ağırdır. Sorun aslında 22 dakika da değil. Sorun, makinenin 2 dakika bile fazla çalışması. O makinenin durması gerekiyordu, bunu da ben fark ettim ve durdurdum. Bu durumlarda lütfen herkes hakkını arasın ve çoğalalım. Ne kadar sinersek bu cezalar o kadar basitleşir” dedi.

Kategoriler
Diğer Spor Haberleri SPOR

Kandıra Belediyesi’nin düzenlediği turnuvada lisanslı hakem öldüresiye darp edildi

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/04/kandira-belediyesinin-duzenledigi-turnuvada-lisansli-hakem-olduresiye-darp-edildi-0-K4ppFOdx.mp4
Kandıra Belediyesi tarafından mahalleler arası düzenlenen turnuvada TFF’ye kayıtlı 23 yaşındaki lisanslı hakem, maçtan çekilmek isteyen rakip takım tarafından öldüresiye darp edildi. Yaralı hakem Sakarya’da tedavisini sürdürürken yaşanan acı olayı anlatan kardeşi, “Dün sabah kahvaltıda birlikte gülüp eğlenerek yemek yediğim ağabeyim akşamında sedye ile hastaneye kaldırıldı. Futbolda, şiddet çok gereksiz. İnsanlar boşu boşuna birbirlerini darp ediyorlar. Skor, insan hayatından önemli olmamalı” dedi.

Kandıra Belediyesi tarafından ilçe stadında düzenlenen turnuvanın çeyrek finalinde dün Atılım Yapıspor ile Kurtyerispor karşı karşıya geldi. 4-3’lük mağlubiyet yaşayan Kurtyerispor, attığı golle beraberliği yakaladı fakat TFF’ye kayıtlı 23 yaşındaki hakem Ekrem Efe, kaleciye faul yapıldığı gerekçesiyle golü iptal etti. Maçın aynı dakikalarında ise Atılım Yapıspor rakip kalenin filelerini havalandırarak skoru 5-3 yaptı. Kurtyerispor oyuncuları maçtan çekilmek istedi, hakem Efe’de düdüğü çalarak maçı tatil etti. Yaşanan durum sonrasında 23 yaşındaki genç hakem, maçtan çekilmek isteyen takım tarafından öldüresiye darp edildi. Ambulansla hastaneye kaldırılan genç hakemin kaburgası zedelenirken 10 gün istirahat raporu aldı.

Yataktan kalkamayan hakemin kardeşi yaşananları anlattı

Kocaeli’de diş hekimliği fakültesinde okuyan ve Sakarya’da ikamet eden genç hakem, yaşadığı darp olayından sonra yataktan kalkamıyor. Genç hakemin kardeşi Şevval Efe ise yaşananları anlatarak sitem etti. Şevval Efe, “Kandıra Belediyesi’nin düzenlediği bir futbol müsabakası. Ağabeyime saldırıyorlar, biranda üzerine atlıyorlar. Yumruklar atıp yere düşürüyorlar, yerde de tekmeliyorlar. Şu anda kaburgasında ezilmeler mevcut. Kocaeli’de Diş Hekimliği bölümü öğrencisi ve futbola da ilgisi vardı bununla birlikte hakemliğe başladı. Ağabeyim hem kendine hem de aileye destek için hakemliği de sürdürüyordu ama böyle bir olay ile karşılaşmak bizi çok üzdü. Cüzi bir miktar için kaburgası zedelendi, yürüyemiyor evde istirahat ediyor kötü durumda kendisi. Bu maçtan yaklaşık 350 TL para kazanacaktı, o para için kaburgası zedelendi. Belediye tarafından düzenlenen bir organizasyonda böyle bir olayın başımıza gelmesi çok üzücü ve vahşice” dedi.

“Ağabeyim hastaneye sedye ile kaldırıldı, yürüyemiyordu”

Ağabeyinin aldığı darbeler neticesinde yürüyemediğini aktaran Efe, “Ağabeyim hastaneye sedye ile kaldırıldı, yürüyemiyordu. Hastanede beklediği esnada oradaki doktor bile ‘bu çocuğu kim bu hale getirdi’ diye tepki vermiş. Zaten belediye başkanı da ziyarete geldi. Sonrasında karakola giderek ifade verdi. Görüntülerde, ağabeyime saldırı anı gözüküyor zaten. Ben görüntüleri gördüğümde çok kötü oldum. Ağabeyimi o şekilde görünce elim, ayağım titredi. Eğer birisinin elinde bıçak olsaydı veya o tekmelerden biri omurgasına gelseydi daha kötü bir durum ile karşı karşıya kalacaktık diye düşündüm” diye konuştu.

“Skor, insan hayatından önemli olmamalı”

Ağabeyinin başına gelenlerden sonra futboldan uzaklaştığını aktaran Efe, “Dün sabah kahvaltıda birlikte gülüp eğlenerek yemek yediğim ağabeyim akşamında sedye ile hastaneye kaldırıldı. Onu o şekilde gördüğümde içim parçalandı. Futbolda, şiddet çok gereksiz. İnsanlar boşu boşuna birbirlerini darp ediyorlar. Skor, insan hayatından önemli olmamalı. Spor için insan hayatı karartılmamalı. Benim ağabeyimin başına orada farklı bir şey gelebilirdi, felç kalabilirdi. Allah korusun yaralanabilir, kan kaybından çok daha ciddi şeyler olabilirdi. Ben asla desteklemiyorum zaten bu olaydan sonra da futbol izlemeyi düşünmüyorum” şeklinde konuştu.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Ünlü yazar gençlere seslendi: “Büyük düşünün ve cesur adımlar atın”

Kocaeli’de okurlarıyla bir araya gelen ve gençlere tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Nurullah Genç, “Büyük düşünün ve cesur adımlar atın” dedi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Milli İrade Meydanı’nda düzenlediği Ramazan etkinlikleri devam ediyor. “Çay-Sohbet-Muhabbet” adı altında düzenlenen söyleşilerin konuğu ünlü yazar ve şair Prof. Dr. Nurullah Genç oldu. Kocaeli’yi yakından tanıyan ve her zaman kente olan sevgisini dile getiren yazar, Ramazan ayında kendisini okurlarıyla buluşturduğu için Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Milli İrade Meydanı Sanat Kafe’de Nur Haktan moderatörülüğündeki söyleşiye Kocaelililer yoğun ilgi gösterdi. Söyleşide ağırlıklı olarak kelimenin gücünün yanı sıra edebiyatın insan hayatındaki önemi üzerinde duruldu. Bu çerçevede okurlarına ilham verici örnekler aktaran Genç, “Sanat ve edebiyat olmadan kelimeyi güzelleştiremeyiz. Çünkü kelimenin hemen üzerinde eskilerin deyimiyle kelam-ı kibar, onun üzerinde şiir, onun üzerinde de mukaddes metinler vardır. İnsanları kelimelerin üzerinde yaşatabilmek için sanat ve edebiyatın öncülüğüne ihtiyaç var” diye konuştu.

“Başarı, düşünce dünyanızda başlar”

Nurullah Genç, söyleşide gençlere seslenerek önemli tavsiyelerde bulundu. Gençlerin büyük düşünmeleri ve cesur adımlar atmaları gerektiğini söyleyen Genç, bu konuda ebedi kariyerinde yaşadığı hayat tecrübelerinden örnekler verdi. Gençlerin kendi potansiyellerini keşfetmeleri gerektiğini kaydeden yazar, “Başarı, düşünce dünyanızda başlar. Kaleminizi ve düşüncelerinizi cesurca kullanmalısınız” şeklinde konuştu.

Saygı ve ölçü kavramlarının önemi de söyleşide gündeme geldi. İki kavramın insan hayatının yanı sıra edebiyat için de önemli olduğunu ifade eden Genç, esas itibariyle her şeyin insanın kendisine olan saygısı ile başladığın ifade etti. Güldüren hatırlarını okurlarıyla paylaşan yazar, Anadolu insanına ait olan irfan, vefa, alçakgönüllülük ve fedakârlığın da bu topraklara ait hasletler olduğunun altını çizdi. Söyleşide Nurullah Genç başta “Yağmur” olmak üzere, “Söyle Bana Hindiba” ve “Rüveyda” gibi sevilen şiirlerini konukları için okudu.

Kategoriler
YAŞAM Tüm Yaşam Haberleri Yaşam Haberleri

Bayram öncesi baklavada ıspanak, bezelye ve yer fıstığı oyununa gelmeyin

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/03/bayram-oncesi-baklavada-ispanak-bezelye-ve-yer-fistigi-oyununa-gelmeyin-0-L89RXhIy.mp4
Ramazan Bayramı’na sayılı günler kala, baklavacıları da tatlı bir telaş sardı. Bayrama ikramlık baklava düşünenlerin tepsi tepsi siparişleri gelirken, baklava ustaları ise merdiven altı diye tabir edilen ucuz baklavadaki ıspanak, yer fıstığı ve bezelye oyununa dikkat çekti.

Ramazan ayının sonlarına geldiğimiz şu günlerde baklavacılar da tatlı bir koşuşturmacanın içerisine girdi. Ramazan Bayramı’nda ziyaretlerde sofraların vazgeçilmezi baklava ikram etmek isteyenler, tepsi tepsi tatlı siparişlerini vermeye başladı. Bir tepsi fıstıklı baklava 3 kilo 300 gram gelirken, 1 kilosu bin 200 liradan satışa sunuluyor. Cevizli bir tepsi baklavanın kilosu ise 800 liradan tezgahta yerini alıyor.

Şerbetiyle birlikte fokurdayan baklavalar insanın iştahını kabartırken, merdiven altı diye tabir edilen ucuz baklavalardaki ıspanak, bezelye ve yer fıstığı gibi bir çok farklı hileler ise ustalar tarafından tek tek gün yüzüne çıkarıldı. Cevizli ve fıstıklı baklavadaki oyunların insanın cebine hitap ettiğini ancak ağız tadını ve insan sağlığını da olumsuz etkilediğini söyleyen 55 yıllık geçmişe sahip Hacı Hasan Oğulları Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Aktaş, “Bayram için verilen siparişlere yetişmeye çalışıyoruz. Yaklaşık 200 çeşit baklava var. Fıstıklı baklavadan dilber dudağına, ballı kadayıftan gelin bohçasına kadar binbir çeşit ürünlerimizle tezgahlardaki yerimizi alıyoruz. Ancak bunların başını fıstıklı ile cevizli baklava çekmektedir. 3,5-4 kiloluk tepsiye 600 gram fıstık gidiyor. Bizim üretmiş olduğumuz baklava çeşitlerinin kilosu 800 liradan başlamaktadır. Türkiye’de kaliteli baklava dendiği zaman, 800’den başlayıp bin 800 liraya kadar özel üretim baklava fiyatları vardır. Kaliteli deyip de, 300-450 liraya satıyorsan, bunun içerisine 100 gram fıstık koyup tereyağı koymazsın ancak maliyetini karşılarsın. Baklava, baklavacıdan alınır. Her yerden baklava alınmaz. İnsanlarımız artık alacakları yeri iyi biliyor. Biz kaliteden ödün vermeden gerçek cevizli baklavayı 800’den, fıstıklı baklavayı bin 200 TL’den başlayan fiyatlara satabiliyoruz. Bunun altında baklava olmaz” dedi.

“Baklavada oyuna gelmeyin”

Arge laboratuvarı, 2 adet dev soğuk hava deposu, çalışanlara ayrılan odalarıyla dikkat çeken 10 bin metrekare kapalı alana sahip baklava fabrikasında tamamen steril ortamda yapılan baklava üretimini ve baklava çeşitlerini anlatan Yüksel Aktaş, merdiven altı üretim yapanların bayram üzeri yaptığı hileleri anlattı. Aktaş, “Fıstıklı baklava yapmak için yola çıkan, ancak fıstık yerine bezelye, ıspanak veya yer fıstığı boyayıp fıstığa benzetip baklavanın içine koyuyor. Fıstığın kilosu bin 500 lira, yer fıstığının kilosunu ise 50 liraya bulabilirsin. Yer fıstığına boya katıp, bir çuval fıstıkla bir çok baklavayı yaparsın. Ispanağı öğütüp içine bir tutam fıstık koyduğun zaman görüntüsü, fıstıklı baklava gibi olur. Ancak yediğin zaman ne yediğini bilemezsin. Fıstıklı baklavada olduğu gibi cevizli baklavada da hileler yapılıyor. İrmik, ekmek kırıntısı ve yeşil mercimeğe kadar hileye başvuruluyor. Vatandaşlarımız ağız tadı ile baklava yemek veya sipariş etmek istiyorsa, fiyatı kadar aldığı yerin markasına da önem göstersin” diye konuştu.

“Laboratuvar gibi üretim tesisi”

Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Bölümü Başkanı Prof. Dr. Utku Çopur ile bu fabrikayı inşa etmek için gerekli Ar-Ge çalışması yaptıklarını ifade eden Aktaş, “Yaklaşık 2 yılda bu tesisi inşa ettik. Türkiye’de hatta dünyada böyle baklava tesisinin olduğunu düşünmüyorum. Biz yüreğimizi koyduk. Bu işte birinci olmak istedik. Türkiye’de baklava denince akla Gaziantep geliyor. Ancak biz bunu kırarak Bursa’nın adını duyurmak istiyoruz. Bütün yağından hamuruna, süslemesinden fırınlanmasına, şerbetlenmesinden paketlenmesine kadar her şey otomasyonla otomatik olarak ilerliyor. Bütün her şey gramajı gramajına, kaliteli bir şekilde insanların damağına hitap ediyor. Herkesin bu fabrikayı gezmesini istiyoruz. Yatırımlarımızın karlığında da bu güzelim tatlılarımızı çıkarmış oluyoruz” dedi.

“5 kıta 100 ülkeye ihracat yapıyoruz”

Sadece Bursa’ya değil, Türkiye’ye ve dünyaya baklava çeşitlerini gönderdiklerini belirten Aktaş, “Üretimimizin yüzde 95’ini dünyanın dört bir yanına gönderiyoruz. Orta Doğu ve Avrupa olmak üzere 5 kıta 100 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2025 yılında Amerika, Almanya, Dubai, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin gibi ülkelerde şube açmayı düşünüyoruz. Bursa’nın ve Türkiye’nin tadını oradaki insanlara ulaştıracağız” diye konuştu.

Orta Doğu’ya Suriye tatlılarını ihraç ediyor

Yapılan çalışmaların sadece Bursa’ya veya Türkiye’ye özgü olmadığını belirten Aktaş, “Yaptığımız araştırmalarla, Suriye tatlılarının aldığımız ustalarla üreterek bir çok ülkeye ihraç etmeye başladık. Çünkü bizim ürünlerimizle aynı malzemelerle yapılıyor. Bugün yaptığımız çalışmaların karşılığında, Suriye tatlılarını, Umman, Dubai, Sudi Arabistan, Katar gibi bir çok Orta Doğu ülkesine ihraç ediyoruz. Gerçekten de o bölgenin insanlarının ilaç gibi tükettiği tatlılar” şeklinde konuştu.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Lider Akademisi’nde bahar dönemi hızlı başladı

Büyükşehir’in Lider Akademisi Eğitim Programı’nda bahar dönemine geçildi.

Teorik eğitim sürecini tamamlayan öğrenciler liderlik yolculuğunda ilerliyor

 

Lider Akademisi’nde bahar dönemi hızlı başladı

 

Büyükşehir’in lisans ve ön lisans öğrencilerine kendilerini keşfetme, geliştirme ve liderlik yolculuğuna adım atma fırsatı sunduğu Lider Akademisi Eğitim Programı’nda bahar dönemi Yazar Savaş Şafak Barkçin’in konferansı ile başladı.

 

EĞİTİM SONRASI STAJ İMKÂNI

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin model ve ödüllü gençlik projesi ‘Kılavuz Gençlik’ çatısı altında lisans ve ön lisans öğrencilerine medeniyet bilinci, liderlik becerileri ve güncel problemlere çözüm üretebilecek yetkinlikler kazandırmak amacıyla hazırlanan Lider Akademisi Eğitim Programı, güz ve bahar dönemi olarak iki ayrı dönemde uygulanıyor. Gerekli beceri ve donanıma sahip 150 öğrenciyle başlayan eğitim programında liderlik dersleri, nizam seminerleri, atölyeler, kitap tahlil programları, geziler ve kamplar yer alıyor. Teorik eğitim sürecini başarıyla tamamlayan öğrenciler, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan Bilgievleri, Akademi Liseler ve Gençlik Merkezlerinde staj görüyor.

 

BAHAR DÖNEMİ BARKÇİN İLE BAŞLADI

Lider Akademisi Eğitim Programı’nda güz döneminin yoğun ilgi ve devamlılıkla sona ermesinin ardından bahar dönemi süreci başladı. Lisans ve ön lisans öğrencilerine kendilerini keşfetme, geliştirme ve liderlik yolculuğuna adım atma fırsatı sunan Lider Akademisi Eğitim Programı kapsamında Yazar Savaş Şafak Barkçin, Halkevi Gençlik Merkezi’nde “Biz ve Dünya” konulu bir konferans verdi. Kocaeli’ndeki faaliyetlerin kalitesini ve yoğunluğunu çok iyi bildiğini belirten Yazar Barkçin, “İyi bir lider herkesten daha fazla dirayet, feraset ve basiret sahibi olmalıdır. Gençler liderlik yetkinliklerini geliştirmeleri için önce kendileri olmaları gerekir. Allah’ın ona verdiği kabiliyet, yetenek, renk ve zevkleri asla boşta tutmamalı, bu tarlaların hepsini aynı anda sürmelidir” diye konuştu.

 

“BİREYE DEĞİL İNSANA İHTİYACIMIZ VAR”

Barkçin konuşmasının devamında, “Benim her zaman en önemli tavsiyem ahlaktır. Ahlaksızlık bildiren, onları öven, tavsiye eden işlerden uzak durulmalı. Herkes ilkesiz davranırken siz öyle davranmayın. Herkes hayatta bir çile çekiyor, siz de onun çilesini çekin. Doğruluk için fedakârlık yapın, kötülük için feragat etmeyin. Bu yüzden işin temeli ahlaktır. Çünkü ahlak olmayınca insanlık olmaz. Bizim insana ihtiyacımız var, bireye ihtiyacımız yok. Birey çok, insan-ı kâmil çok az. İnsan olan insan az. Bizim buna ihtiyacımız var. Yeniden gençlerle birlikte olmaktan dolayı çok mutlu oldum. Allah hepsine hayırlı ömürler nasip etsin” ifadelerini kullandı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
BELEDİYELER GÜNCEL HABERLER Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Tüm Belediye Haberleri

“Kadın; ailenin yüreği, toplumun mayasıdır”

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yayınladığı mesajda; insanı insan yapan, toplumu şekillendiren, ülkeleri ve medeniyetleri yaşatan en önemli unsurun kadın olduğunu ifade ederek, “Kadın, ailenin yüreği, toplumun mayası, medeniyetin ışığıdır” dedi.

Medeniyetimizin temelinde insan hakları, eşitlik ve adalet yattığını ifade eden Başkan Büyükakın şöyle devam etti: “Bizim tarihimizde kadınlar, sosyal hayatta daima çok önemli, belirleyici, saygıdeğer bir yere sahip olmuştur. Yalnızca aile içerisinde değil bilimde, siyasette, savaşta ve toplumsal hayatın her alanında güçlü ve öncü roller üstlenmişlerdir. Nene Hatun’un cesaretiyle, Kara Fatma’nın dirayetiyle, Şerife Bacı’nın fedakârlığıyla şekillenen tarihimiz, kadının varlığıyla güç kazanarak geleceğe uzanmıştır.

Bugün de kadınlarımız, eğitimden bilime, ekonomiden sanata, siyasetten spora kadar her alanda başarılarıyla gurur kaynağı olmaya devam etmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki, kadınların gücünü ortaya koyabilmesi için, onlara hak ettikleri saygının gösterilmesi, şiddet ve ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamaları en temel insan hakkıdır. Adaletin, özgürlüğün ve insan haklarının teminatı olan bir medeniyetin mirasçıları olarak, kadınlarımızın haklarını savunmak ve onlara layık oldukları saygıyı göstermek hepimizin sorumluluğudur.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etmesi, kadınlarımızın ve aile kurumunun güçlendirilmesi adına atılmış önemli bir adımdır. Bizler de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak, kadınlarımızın her alanda daha güçlü, özgüvenli ve daha mutlu bireyler olarak varlık göstermesi için tüm gücümüzle çalışıyoruz.

Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığımız bünyesindeki 7 ilçe, 12 tesis ve uzman kadromuz ile hanım kardeşlerimizin sosyal, kültürel ve ekonomik hayata aktif katılımını destekleyen, aile bağlarını güçlendiren çalışmalar yürütüyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadele, sağlıklı yaşam, girişimcilik ve eğitim konularında projeler geliştirerek toplumun temel yapı taşı olan kadınlarımızın gelişimlerine destek oluyoruz. İstihdamdan, eğitime kadar satırlara sığdıramayacağım birçok projeyi kadınlarımıza adadık. Onların emeğini gören, sesini duyan, hayallerine ortak olan bir şehir inşa etmek için yola çıktık ve bu yolda kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle, başta şehit ve gazi anneleri olmak üzere, hayatımıza anlam katan tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Fedakârlıklarıyla, sevgileriyle ve azimleriyle dünyamızı güzelleştiren kadınlarımıza sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir ömür diliyorum.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Mevlana, 751’inci vuslat yıl dönümünde Kocaeli’de yad edildi

Kocaeli’de Hazreti Mevlana’nın 751. vuslat yıl dönümü dolayısıyla anma programı düzenlendi. “Yad-ı Mevlana” programında, aslına uygun sema mukabelesi gerçekleştirildi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile Uluslararası Mevlana Vakfı işbirliğinde organize edilen program, Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Hz. Mevlana’nın 23. kuşak torunu ve Uluslararası Mevlana Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Azra Çelebi Kumcuoğlu’nun, mukabele ve yapılacak ritüellerle ilgili bilgi aktarımı yaptığı programda, Mevlevi dervişlerinin katılımıyla aslına uygun sema mukabelesi gerçekleştirildi.

Sema mukabelesinin bir dua olduğunu ve gösteride alkış olmamasını isteyen Kumcuoğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ev sahipliği yapmasından dolayı teşekkür etti.

Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş ise programda yaptığı açıklamada, “Anadolu’muz, erenlerin, ariflerin, alimlerin, ozanların, abdalların, şairlerin, gönül insanlarının yurdudur. Gönül insanlarının bol ve bereketli olarak yetiştiği bu topraklar, insanlık düşün tarihine çok ciddi katkılar sunmuş, faziletin, erdemin, merhametin, sevginin ve aşkın ne olduğunu, nasıl olduğunu, yaşayarak ve yaşatarak göstermiştir. Sadece kendi çıkarı için yaşayan modern insan, insani değerlerden uzaklaştıkça aslında kendi kuyusunu kazımakta, kendi hazin sonuna yaklaşmaktadır. İşte tam da bu noktada bizim Mevlana’mız, Yunus’umuz, Hacı Bektaş’ımız ve Anadolu irfanımız devreye girmekte, insana insan olduğunu hatırlatmaktadır” dedi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Mevlana aşkı salona sığmadı

Büyükşehir, Hz. Mevlana’nın vuslatının 751. yıldönümü münasebetiyle “Yâd-ı Mevlana” programı düzenledi. SDKM Büyük Sahne’de gerçekleştirilen programa vatandaşlar büyük ilgi gösterdi.

 

YOĞUN KATILIM VARDI

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Hz. Mevlana’nın vuslatının 751. yıldönümü münasebetiyle “Yâd-ı Mevlana” programı düzenledi. Uluslararası Mevlana Vakfı ile Süleyman Demirel Kültür Merkezi Büyük Sahne’de ortaklaşa gerçekleştirilen programa vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Murat Yavuz, Hz. Mevlâna’nın 23. kuşak torunu ve Uluslararası Mevlâna Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Azra Çelebi Kumcuoğlu ve çok sayıda Kocaelili programa katılım sağladı.

 

SEMA MUKABELESİ YAPILDI

Azra Çelebi Kumcuoğlu’nun mukabele ve gerçekleştirilecek ritüellerle ilgili bilgi aktarımı yaptığı programda Mevlevi dervişlerinin katılımı ile aslına uygun sema mukabelesi gerçekleştirildi. Sema mukabelesinin bir dua olduğunu ve gösteride alkış olmamasını isteyen Kumcuoğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ev sahipliği yapmasından dolayı teşekkür etti.

 

“ANADOLU GÖNÜL İNSANLARININ YURDUDUR”

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş ise, “Anadolu’muz, erenlerin, âriflerin, âlimlerin, ozanların, abdalların, şairlerin, gönül insanlarının yurdudur. Gönül insanlarının bol ve bereketli olarak yetiştiği bu topraklar, insanlık düşün tarihine çok ciddi katkılar sunmuş, faziletin, erdemin, merhametin, sevginin ve aşkın ne olduğunu, nasıl olduğunu, yaşayarak ve yaşatarak göstermiştir” dedi.

 

“İNSANİ DEĞERLERİMİZİ YAŞATIYORUZ”

Berna Abiş ayrıca, “Sadece kendi çıkarı için yaşayan modern insan, insani değerlerden uzaklaştıkça aslında kendi kuyusunu kazımakta, kendi hazin sonuna yaklaşmaktadır. İşte tam da bu noktada bizim Mevlana’mız, Yunus’umuz, Hacı Bektaş’ımız ve Anadolu irfanımız devreye girmekte, insana insan olduğunu hatırlatmaktadır. Yaratılanı Yaratan’dan ötürü seven bir medeniyetin evlatları olarak, insani değerlerimizi tıpkı yüzyıllar öncesinde olduğu gibi bu gün de yaşıyor, yaşatıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“MİLLİ MANEVİ DEĞERLERİ ÖNCELİYORUZ”

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak milli manevi değerleri önceleyerek çalıştıklarını söyleyen Abiş, “Bu yöndeki tüm çalışmaları da destekliyoruz. Bu vesile ile tüm Anadolu erenlerini rahmet ve minnetle anıyorum. Vefatının 751. yılında Mevlana Celaleddin-i Rumi’yi anma etkinliği kapsamında programa emek veren tüm arkadaşlarımızı kutluyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version