İzmit Belediyesi’nin ilkokul öğrencilerine yönelik hayata geçirdiği Beslenme Saati Projesi, Fevzi Çakmak İlkokulu’nda minik öğrencilerle buluştu. Proje kapsamında öğrencilere ücretsiz ve sağlıklı bir öğün besin ikram edildi.
FATMA BAŞKAN’IN SELAMINI İLETTİLER
İzmit Belediye Meclis Üyeleri Özcan Özer ve Erdem Arcan, programa katılarak öğrencilerin beslenmesini ikram edip öğrenci ve velilere İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in selamlarını iletti.
Körfez’de Kur’an kursu öğrencileri, İstanbul’un Fethi’nin 572. yıl dönümünü sahneledikleri gösteri ile kutladı.
Körfez Müftülüğü’ne bağlı Yeniyalı Mahallesi 4-6 Yaş Kur’an kursu öğrencileri, İstanbul’un Fethi’nin 572. yıl dönümünü anlamlı bir programla kutladı. Tütünçiftlik Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte minik öğrenciler, hem yeteneklerini hem de tarihi bilinçle sahneledikleri gösterileriyle izleyicilerden büyük beğeni topladı. Körfez İlçe Müftülüğü bünyesinde eğitim alan öğrenciler, Mekke’nin Fethi’ni temsili olarak canlandırarak başladıkları programda, İstanbul’un Fethi’ne uzanan süreci sahneledi. Özel olarak hazırlanan kostümler ve etkileyici anlatımlarla sahneye çıkan minikler, seyircileri hem duygulandırdı hem de gururlandırdı. Programda miniklerin sergilediği performans, salonda bulunan protokol üyeleri ve vatandaşlardan tam not aldı. Küçük yaşlarına rağmen sergiledikleri başarı ve özgüven, salondaki izleyicilerden büyük alkış aldı.
Etkinliğe; Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
“Bin 200 çocuğumuzla değerlerimizi yaşatıyoruz”
Açılış konuşmasını yapan Körfez İlçe Müftüsü Muhammed Aydın, 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarında eğitim gören yaklaşık bin 200 öğrenci bulunduğunu belirterek, “Devletimizin bizlere emanet ettiği bu görevi en güzel şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Çocuklarımızın kişisel gelişimlerinin yanı sıra el becerileriyle birlikte milli ve manevi değerlerle yetişmeleri için hocalarımız büyük bir fedakârlıkla çalışıyor. Programda emeği geçen tüm öğreticilere ve bizleri yalnız bırakmayan katılımcılara teşekkür ediyorum.” dedi.
Etkinlik sonunda protokol üyeleri sahneye çıkarak öğrencileri ve öğreticileri tebrik etti. Programa katkı sunanlara teşekkür belgeleri takdim edilirken, minik öğrenciler unutulmaz bir gün yaşamanın mutluluğunu aileleriyle birlikte paylaştı.
Kocaeli’ye, “Avrupa Birliği Erasmus Programı” kapsamında gelen 6 Hollandalı öğrenci, Antikkapı tarafından misafir edilerek Türk mutfağı ve kültürünü tanıdı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Antikkapı, 2019 yılından bu yana “Avrupa Birliği Erasmus Programı” kapsamında Hollanda’dan gelen öğrencileri ağırlıyor. Bu yıl Antikkapı’nın misafir ettiği 6 Hollandalı öğrenci, Hızır 41 Afet Mutfağı başta olmak üzere Maide Kafe ve Restoran’da Türk mutfağı ve kültürünü tanıyarak deneyim kazandı. Hollanda’nın Schiedam şehrinde Lentiz Life College kurumunda eğitim gören 6 öğrenci, Hızır 41 Afet Mutfağı ve Maide Kafe ve Restoran’da Türk mutfağının yemeklerini 12 gün süren staj programı ile öğrendi. Öğrenciler, 12-15 Mayıs tarihlerinde Maide Restoran’da, 16-23 Mayıs tarihlerinde ise Hızır 41 Üretim Tesisinde eğitim görerek iki ayrı mutfağı da deneyimleme fırsatı buldu.
2019 yılından bu yana toplamda 43 Hollandalı öğrenci staj yaptı
Gastronomi alanında staj yapan öğrenciler, hem geleneksel Türk yemeklerini deneyimledi hem de Türk kültürünü mutfak yoluyla tanıtımına katkı sağladı. Bu kapsamda Kocaeli’nin yöresel lezzetlerini tanıma ve uygulama fırsatı bulan gençler, aynı zamanda Türk misafirperverliğini yakından tanıyarak kültürel etkileşimi de güçlendirdi. Antikkapı A.Ş. 2019 yılından bu yana toplamda 43 Hollandalı öğrenciyi belirli dönemlerde gerçekleşen staj programları kapsamında Kocaeli’de ağırladı. Staj döneminde Erasmus öğrencileri, Türkiye’nin en büyük afet üssü olan Hızır 41 Afet Mutfağını yerinde inceleme fırsatı buldu. Hollandalı öğrenciler, Afet Mutfağı ve bilincini geliştirerek, afet zamanında gerçekleşecek aksiyon planlarını da yerinde incelemiş oldu.
“Beni etkileyen, burasının afet durumunda Marmara Bölgesi ve Türkiye’ye yardımda bulunacak olması”
Aslen Adanalı olan ve Hollandalı öğrenci grubunun danışman eğitimcisi olan Melisa Özbiçer, Hollandalı öğrencilere eşlik etti. İzmit Seka Park’ta bulunan Maide Kafe ve Restoranı çok beğendiğini, Hızır 41 Afet Mutfağının da çok modern tesis olduğunu belirten Özbiçer, “Tatlılar, etler, ekmekler ve yemekler çok güzel şekilde hazırlanıyor. Biz önce Maide Restoran’da, sonrasında ise Bu Hızır 41 Afet Mutfağında staj yaptık. Buradaki çalışanlar her alanda bize çok güzel şekilde yardımcı oldu. Beni etkileyen, burasının afet durumunda Marmara Bölgesi ve Türkiye’ye yardımda bulunacak olması. Bize bu staj imkanını sağlayan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a ve belediye personellerine çok teşekkür ederiz.” dedi.
Kocaeli’deki tiyatro festivalinde rolüne kendini fazla kaptıran öğrenci doğaçlama hareketle elini kırdı ama oyunu bırakmadı. Sahne tutkusunu “ilk tiyatromdu, acıyı hissetmedim” sözleriyle anlatan Yiğit Sarıyıldırım, izleyenlerin haberi bile olmadan oyunu tamamladı. Sanat uğruna gösterdiği bu örnek duruş, onu adeta “tiyatronun gazisi” yaparken, oyun ise birinci oldu.
Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği 17. Tiyatro Festivali’ne katılan Servetiye Cephesi Anadolu Lisesi Tiyatro Kulübü, sahnelediği “Scapin’in Dolapları” adlı oyunu ile büyük başarı elde etti. Servetiye Cephesi Anadolu Lisesi Tiyatro Kulübü öğrencileri, gösterdiği başarılı oyunla 11 okul arasından birinci olmayı başardı. Oyun esnasında öğrencilerden Yiğit Sarıyıldırım, rolüne kendini o kadar kaptırdı ki şiddetle yere vurarak elini kırdı ancak ne acı ne kırık onu durdurabildi.
“Eli kırıldı ama oyuna devam etti”
Festivalde rol alan öğrencilerden Yiğit Sarıyıldırım, oyun sırasında yaşadığı talihsiz kazaya rağmen sahneden kopmadı. Sahneye kaptırdığı anlarda rol dışı hareketle yere sert şekilde vurduğunu söyleyen Sarıyıldırım, “Normalde oyunda elimi yere vurma sahnem yoktu. Ama perdenin açılmasıyla birlikte heyecanla doğaçlama hareket yaptım ve elim kırıldı. O anki adrenalinle acıyı hiç hissetmedim. İlk tiyatromdu, heyecan çok yüksekti. Ancak oyun bittikten sonra ağrı başladı. Kimse fark etmedi, ben de fark etmedim. Bu durum, sahneye olan bağlılığımızı ve o anki duygusal yoğunluğu gösteriyor.” diye konuştu.
“Sahneye değil, birbirimize inandık”
Öğrencilerinin gösterdiği azmi ve dayanışmayı överek, başarının tesadüf olmadığını aktaran tiyatro kulübünün danışmanı, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Pelin Gürel Karakurt, “Bu yıl ilk kez böyle bir yarışmaya katıldık. Sadece sahnede değil, kulis arkasında da büyük inançla çalıştık. Her bir öğrencim role tutkuyla sarıldı. Çok güçlü ve donanımlı rakiplerimiz vardı ama biz inanarak yola çıktık. Birbirimize inandık, destek olduk, eksiklerimizi tamamladık. Bu ödül sadece birincilik değil aynı zamanda ekip olmanın, kenetlenmenin, birlikte üretmenin bir sonucu. Hepsiyle gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.
“Hayal ettik ve başardık”
Sahneye taşıdıkları karakterlere ruh katmaya çalıştıklarını ve bunun sonucunda başarıyı yakaladıklarını dile getiren tiyatro öğrencisi Ekin Ecrin Erbil, “Oyunda hepimiz sadece replikleri söylemek değil, o kişiyi yaşamak için uğraştık. Arkadaşımız kolunu kırmasına rağmen oyuna devam etti. Biz zaten iyi oynadığımızı düşünüyorduk, birinci olacağımıza da inanıyorduk. Hayal ettik, çalıştık ve başardık.” şeklinde konuştu.
’En iyi genç erkek oyuncu’ ödülünü kazandı
Festivalde “En İyi Genç Erkek Oyuncu” ödülünü kazanan Zafer Yiğit Kahraman, “Sıra bana geldiğinde adım söylendiğinde çok heyecanlandım ve gururlandım. Arkadaşlarımla birlikte geçirdiğimiz prova süreci, yönetmenimiz Yusuf’un bana verdiği tiyatrolu yönlendirmeler bu başarıda çok etkiliydi. Scapin karakterini oynarken, onun dolandırıcılıkla geçinmeye çalışan bir uşak olduğunu göz önünde bulundurarak sahnede sürekli aktif, hareketli ve hesapçı bir tavırla oynadım. Bu duyguyu hissettirebildiğim için çok mutluyum.” dedi.
https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/05/fabrika-gibi-lise-0-kgURWxCW.mp4
Kocaeli’de bulunan Körfez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi adeta fabrika gibi çalışıyor. Her bölümün kendine ait atölyesinde öğrenciler, öğretmenlerinin rehberliğinde hem üretiyor hem meslek öğreniyor. Mobilyadan kimyasala, metalden elektroniğe birçok alanda üretim yapan okul, yılda 5 milyon TL’ye ulaşan ciroyla dikkat çekiyor.
Esentepe Mahallesi’nde 1978 yılında kurulan Körfez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, hem eğitim hem üretim hem de istihdamda örnek bir başarı hikayesi yazıyor. Elektrik-Elektronik Teknolojisi, Makine Teknolojisi, Metal Teknolojisi, Mobilya ve İç Mekan Tasarımı ile Kimya Teknolojisi bölümlerinde eğitim veren okul, sadece öğrencileri meslek sahibi yapmakla kalmıyor, aynı zamanda üretim kapasitesiyle de dikkat çekiyor. Her bölümün kendi atölyesi bulunuyor ve bu atölyeler, tam anlamıyla birer üretim üssü gibi faaliyet gösteriyor.
Öğrenciler, öğretmenlerinin birebir rehberliğinde üretim süreçlerine katılıyor. CNC makinelerinden torna tezgahlarına, mobilya kesim ekipmanlarından elektronik devre sistemlerine kadar birçok ileri teknoloji aracı kullanmayı öğrenen öğrenciler, iş güvenliği ve ince işçilik konularında donanım kazanıyor. Atölyelerde okul sırası, dolap, temizlik ürünleri, kolonya, parfüm gibi pek çok ürün üretiliyor. Döner sermaye sistemiyle çalışan okul, bu üretimlerden yıllık ortalama 4 ila 5 milyon TL ciro elde ediyor.
“Yaklaşık 100 öğretmenimizle birlikte bin öğrenciye hizmet veriyoruz”
Okul Müdürü Harun Künü, okullarının Körfez’in en köklü meslek liselerinden biri olduğunu belirterek, “Yarım asra merdiven dayamış bir okuldur. Körfez’in en eski meslek liselerinden biridir. Yaklaşık 100 öğretmenimizle birlikte bin öğrenciye hizmet veriyoruz. Okulumuzda 5 bölüm ve 10 dalda eğitimler veriliyor. Elektrik, makine, mobilya, metal ve kimya alanımız bulunmaktadır. Okulumuzda hem akademik hem de mesleki eğitimler veriyoruz” dedi.
“Yıllık ortalama 4-5 milyon TL’lik bir ciro yapmaktayız”
Okulda döner sermaye işletmesinin bulunduğunu ifade eden Künü, “Yıllık ortalama 4-5 milyon TL’lik bir ciro yapmaktayız. Örneğin mobilya bölümümüz okul sıraları, dolapları ve okul donatım ürünleri üretiyor. Kimya alanımızda kolonya, parfüm, deodorant, çamaşır suyu gibi ürünler üretiyoruz. Son olarak Ders Aletleri Yapım Merkezi’ne 15 bin adet sıra üretimi gerçekleştirdik. Teslimatı da yapıldı. Döner sermayede ürettiğimiz ürünleri satabiliyoruz. Bunların kurumsal olarak Milli Eğitim aracılığıyla da satışını yapabiliyoruz, perakende satışını da gerçekleştirebiliyoruz. Vergi numaramız var. Almak isteyen vatandaşımız döner sermayeye bedelini ödediği zaman satışını gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
“Öğrenci 12. sınıftayken işi hazır oluyor”
Körfez Ticaret Odasınca başlatılan “Körfez Mesleklerinde Yıldızlarını Yetiştiriyor” projesi kapsamında 12. sınıf öğrencilerinin nitelikli ve iş garantili işletmelerde staj yaptığını kaydeden Künü, “Seçerek gönderdiğimiz için öğrenci 12. sınıftayken işi hazır oluyor” şeklinde konuştu.
“Nitelikli oldukları için asgari ücretin üstünde bir ücretle işe başladılar”
Geçen sene mezun olan 90 öğrenciden 65’inin staj yaptıkları işletmelerde iş başı yaptıklarını dile getiren Künü, “Nitelikli oldukları için asgari ücretin üstünde bir ücretle işe başladılar. Geri kalanlar öğrencilerimizin bir kısmı ise akademik eğitime devam etti” ifadelerini kullandı.
Künü, 12. sınıf öğrencisinin haftanın 2 günü okulda eğitim aldığını, 3 gün ise staj gördüklerini aktararak, “Birçok öğrenci staj yaptıkları işletmede işbaşı yapıyor. Sanayi zaten personel arıyor. Bizde öğrencilerimizi nitelikli şekilde yetiştiriyoruz” dedi.
“İşverenler, ’Çalışacak personel bulamıyoruz’ diyor”
Sektörlerde yaşanan nitelikli personel sorununa da dikkat çeken Harun Künü, sözlerini şöyle noktaladı:
“İşverenlerle konuşuyoruz. ’Çalışacak personel bulamıyoruz’ diyorlar. Geçenlerde yine bir işletme sahibiyle görüştüm. Kendisi, ’İyi ki Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) programı çıktı da birkaç çırak bulabiliyoruz, bu da olmasa çırak dahi bulamıyoruz. En büyük sıkıntımız bu’ dedi. Ülkemizin en büyük sıkıntısı gerçekten bu. Maalesef yurt dışından gelen kişiler işletmelerde çalışmaya başladı. Bunlar da ülkemize bırakın fayda sağlamayı, aslında ülkemizdeki teknolojileri alıp, kendi ülkelerine götürüyorlar. Bu bakımdan çok tehlikeli. Bizim niteliklerimizi alıp, kendi ülkelerine taşıyorlar. Mesleki eğitim çok önemli. Burada yetişen öğrencileri sanayiye entegre ettiğimiz zaman ülkemizin işçi problemi de karşılanmış olacak”
Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Kariyer Merkezi tarafından organize edilen “KariyerFest25” düzenlenen etkinliklerle başladı. Kariyer planlamasında öğrenci ve mezunlara yol göstermeyi hedefleyen organizasyonda 30’dan fazla firma stant açtı. İlginç yarışmalar, dans etkinlikleri, dj performanslarının düzenlendiği etkinlikte oyuncu Onur Akbay, öğrenciler ile söyleşi yaptı. Öğrenciler akşam saatlerinde ise yazlık sinemada nostalji keyfi yaşadı. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas stantları tek tek gezerek katılımcılar ile sohbet etti. Katılımcılara belge veren Rektör Muzaffer Elmas’a öğrenciler de yakın ilgi gösterdi.
Etkinliğin öneminden bahseden Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Kariyer Merkezi ve Özel Kalem Müdürü Nisa Tokatlıoğlu, “Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Kariyer Merkezi olarak, her yıl öğrenci ve mezunlara yönelik düzenlediğimiz kariyer günlerini bu yıl ‘Kariyer Fest 2025’ adıyla başladı. İş dünyasının profesyonelleriyle öğrencilerimizi buluşturuyoruz. İş ve staj başvurusu yapma imkanını doğrudan stant başında yapma fırsatıyla buluşturuyoruz. 30 farklı firma bugün burada. Kariyer Merkezi yetkilileri, bu organizasyonun firmalar ile öğrenci ve mezunlar arasında köprü görevi görüyoruz” diye konuştu.
“3 bin kişilik öğrenci sirkülasyonu beklemekteyiz”
3 binden fazla öğrenci sirkülasyonu olmasını beklediklerini söyleyen Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Sağlık Kültür Spor Daire Başkanı Furkan Albayrak, “Bugün burada ikincisini düzenlediğimiz kariyer festivali için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Etkinlikte, 3 bin kişilik bir öğrenci sirkülasyonu beklemekteyiz. Etkinlikler şu an başladı, zaten yoğun girişler oluyor. İlgiden çok memnunuz. Bu etkinliğimizde neler var? Oyunculuktan kariyer söyleşilerine, mesleki bilgilendirme stantlarına, seminerler, söyleşiler ve atölyeler mevcut. Bunun haricinde gün boyu sürecek DJ performansları, gençlerimizin ilgisini çekecek ahşap oyunlar, yetişkin oyunları mevcut. Yine çeşitli firmalarımızın yeme içme stantları olacak ve tabii ki arkamızda bulunan uluslararası öğrencilerimizin kurduğu geleneksel, yöresel etkinliklerinin, yemeklerinin, içeceklerinin, dans gösterilerinin olacağı çok çeşitli etkinlikler bugün burada yer alacak” şeklinde konuştu.
“50’ye aşkın ülkeden gelmiş olan 1000’e aşkın uluslararası öğrencimiz bulunmaktadır”
Üniversitede 50’den fazla ülkeden gelen 1000’in üzerinde uluslararası öğrenci bulunduğunu belirten Kocaeli Sanat ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bilim Koordinatörlüğü görevlisi Burçin Esen ise “Üniversitemizde 50’ye aşkın ülkeden gelmiş olan 1000’e aşkın uluslararası öğrencimiz bulunmaktadır. Bugün de üniversitemizde Uluslararası Kültür Şenliği yapmaktayız. 20’den fazla öğrenci standımız bulunmakta. Bugünkü amacımız ülkeleri kaynaştırarak, ülkeler arası arkadaşlıkları pekiştirerek mutlu bir gün geçirmek, öğrencilerimizin eğlenmesini sağlamak. Ayrıca kültürlerini paylaşmasını sağlamak” dedi.
Etkinliklerde eğlenceli yarışmalar da düzenlendi. Öğrenciler ve davetliler bir birleri ile kıyasıya mücadele etti. Canlı dj performansı sırasında alana öğrenciler bol bol eğlendi.
‘Yükseköğretimde Yapay Zeka ve Dönüşüm’ konulu söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 97’inci konuşmacısı olan KOSTÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, “Yapay zeka yükseköğretimin mevcut yapısını kökten sarsacak bir dönüşüm. Bu ‘yıkıcı etki’ aynı zamanda üniversiteleri daha da değerli kılacak” dedi.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 97’inci konuşmacısı, ‘Yükseköğretimde Yapay Zeka ve Dönüşüm’ konulu söyleşiyle Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ) Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas oldu. Moderatörlüğünü SUBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Fuat Boz’un üstlendiği söyleşide; yapay zekanın yükseköğretim kurumlarının eğitim süreçlerindeki dönüştürücü etkisi, kişiselleştirilmiş öğrenmenin öğrencilerin başarıları üzerindeki rolü ve yapay zeka tabanlı ölçme/değerlendirme sistemlerinin avantaj ve dezavantajları gibi konular üzerine konuşuldu. Elmas, “Yapay zekanın yükseköğretime 3-4 sene içinde çok yıkıcı bir etkisi olacak. Bu etkileri de yavaş yavaş görmeye başladık. Ben 10-15 yıldır konuşmalarımda hep ‘geleceğin meslekleri’, ‘geleceğin üniversiteleri’ gibi ifadeler kullanıyorum. Bugün itibarıyla biz o gelecek dediğimiz şeye gelmiş bulunuyoruz. Bu dönemin en çarpıcı kelimesi yapay zekadır. Aslında yapay zeka yeni bir konu değil. 1950’lerden beri gündemde olan bir alan. Ancak 2010’lardan itibaren, özellikle Amerika ve Çin bu alana yoğun yatırımlar yaptı. 2015-2017 yılları arasında bu çalışmalar meyvelerini vermeye başladı ama biz dışarıdan bakanlar hâlâ ‘bir şey olacak ama ne zaman, nasıl?’ diyerek izliyorduk. Gerçek değişim, son 2-3 yılda ChatGPT gibi araçların doğrudan kullanıcıya ulaşmasıyla başladı. Yükseköğretimde başlangıçta bu gelişmelere karşı bir direnç vardı. ‘Yapay zeka var ama önemli değil’, ‘kullanmayalım’ dendi. Hatta bazı üniversiteler bu araçları yasakladı. Bu konular yalnızca 1 buçuk yıl öncesinin konuşmalarıydı. Sonra ‘kullanalım ama kurallar koyalım’ anlayışı benimsendi. Bugün ise gelinen noktada, artık bu sürecin sadece kurallarla yönlendirilemeyeceği görülüyor. Üniversiteler, bu teknolojiyi kabul edip yaptıkları işe entegre etme aşamasına geçtiler. Özellikle bu yıl, dünya genelinde üniversitelerin yapay zekâyı kabullendiği ve uyum sağlamaya başladığı bir yıl olarak öne çıkıyor” dedi.
“Mevcut yapıyı kökten sarsacak
Üniversitelerde değişimin başladığını anlatan Elmas, “Üniversiteler yapay zeka ile gelen değişimi kabullenmiş durumda. Bugüne baktığımızda eğitim-öğretim süreçlerini başından sonuna kadar yapay zeka destekli araçlarla yürütülebilir hale geldi. Bir dersin her aşamasında yapay zekâdan destek alabiliyoruz. Hangi içeriğin evrensel normlara uygun olduğunu, hangi hedeflere ulaşıldığını bize gösterebiliyor. 4-5 haftalık bir sürecin sonunda yapay zeka, sınıftaki her öğrencinin öğrenme düzeyini, hızını, hangi konularda eksik olduğunu analiz edebiliyor. Bu da bizi kişiselleştirilmiş eğitime götürüyor. Eksikleri belirleyip öğrenciye özel yönlendirmeler yapabiliyoruz. Hatta mezuniyet notlarına kadar öğrencinin hangi yeterlilikleri ne düzeyde kazandığını görebiliyoruz. Bu da çok güçlü bir rehberlik imkânı sunuyor. Bölüm düzeyinde baktığımızda, bu verilerle genel yetkinlik analizleri yapabiliriz. Eksik kalan alanlara müdahale edebilir, öğrencinin zayıf olduğu alanlara özel sertifika programları önerebiliriz. Asıl kırılma noktası, eğer biz öğrencinin mezuniyet çıktısını net biçimde ölçebiliyorsak, o zaman klasik 8 yarıyıl gibi yapıları sorgulamaya başlarız. Yani bu, yükseköğretimin mevcut yapısını kökten sarsacak bir dönüşüm. Bu ‘yıkıcı etki’ üniversiteleri daha da değerli kılacak. Son olarak şunu unutmamak gerekir. Yapay zeka sadece bir araç. Bu aracı kullanan kişinin alan bilgisinin, temel insani ve etik değerlerinin çok güçlü olması gerekiyor. Bilgiyi değerlendirme yetkinliğiniz yoksa yapay zeka sizi yönlendirir, hatta esir alır” diye konuştu.
“Yapay zeka eğitimine hemen başlanmalı”
Öğrencilerin ve öğretim elemanlarının yapay zekayı etkin kullanması gerektiğini vurgulayan Elmas, “Öğrencilerin yapay zeka kullanımını teşvik etmek gerekir. Bizim yapmamız gereken, soru sorma, değerlendirme ve ders işleme biçimimizi değiştirmek. Bilgi zaten her yerde var. Önemli olan bu bilgiyi nasıl analiz ettiğimiz, kıyasladığımız ve yorumladığımız. Öğrencilerin eleştirel düşünme ve yorumlama becerilerini geliştirmemiz şart. Bu noktada öğrenciler için prompt mühendisliği gibi beceriler kazandıran eğitimler verilmesi gerekiyor. Onlara rehberlik etmeliyiz. Ben bile yapay zekâya ‘ben bir rektörüm, hangi yetkinliklerde eksiğim?’ diye soruyorum. Eksiklerime göre ücretsiz kurs öneriyor, içerik hazırlıyor, beni sınava tabi tutuyor. Öğrenci de aynısını yapabilir. Bu araçlar doğru kullanılırsa öğrenme bireyselleştirilebilir. Uzun süredir hocaların da rolünün değişeceğini söylüyorduk. Bilgi aktaran değil, öğrenciyi yönlendiren, rehberlik eden bir konuma geçecekler. Artık öğrenci merkezli bir anlayış gerekiyor. Bundan böyle hoca proje, yorum, analiz süreçlerini yönetecek. Üniversiteler bu dönüşümde öncü olmalı. Alan bilgisi sağlam verilmeli ama yanında yapay zekâ okuryazarlığı ve yetkinlikleri gösteren sertifikalar da eğitimin parçası olmalı. Çünkü günümüz işe alım süreçlerinde diplomaların yanında sunulan sertifikalar daha fazla dikkate alınıyor. Bu yüzden üniversiteler bu ekosistemi kurmalı, hocalar da bu dönüşümün içinde olmalı. Herkesin, hoca, öğretmen, öğrenci kim olursa olsun, bugün bu akşam yapay zekâ eğitimine başlaması lazım” dedi.
Trendyol 1. Lig’in şampiyonu Kocaelispor, futbolcuların okullarda çocuklarla buluşturduğu ’Bu Şehirde Çocuklar Kocaelispor’u Tutar’ temalı etkinliklerini tamamladı. Öğrencilerle son etkinlikte Furkan Gedik ve Onur Öztonga yer aldı.
16 yıllık aradan sonra Süper Lig’e yükselen Kocaelispor’da ’Bu Şehirde Çocuklar Kocaelispor’u Tutar’ sloganıyla haftalarca süren okul etkinlikleri, son iki okul ziyaretiyle tamamlandı. Futbolcularını, devlet ya da özel okul ayrımı yapmadan öğrencilerle buluşturan Kocaelispor, bu sezon yaklaşık 25 okula konuk oldu. Son öğrenci buluşmalarında ise İzmitli oyuncuları Furkan Gedik ve Onur Öztonga minik hayranlarıyla Mehmet Sinan Dereli Ortaokulu ve Fevzi Çakmak İlkokulu’nda bir araya geldi. Futbolcuların okullarına gideceğini öğrenen çocukların heyecanı, ilgisi ve hazırlıkları Furkan ve Onur’u çok mutlu etti.
Binlerce çocuğa ulaşılarak Kocaelispor sevgisi aşılandı
Sezon boyunca birçok okuldan davet alan, futbolcuların antrenman ve maç programını aksatmadan ilçe ilçe gezerek çocukların gönlünü kazanan Körfez ekibi, ligi bitirip şampiyonluk kupasını kaldırmasına rağmen ziyaret sözü verilen okullardaki çocukları kırmadı. Bol bol forma imzalayan futbolcular, Kocaelispor’un maskotuyla birlikte çocuklara unutmayacakları yaşattı. Yüzlerini boyayan, dövizler ve pankartlar hazırlayan öğrenciler, sürpriz hediyelerle de mutlu edildi. Kulübün organizasyon müdürü Mehmet Açık, okul organizasyonlarıyla bu sene farklı eğitim-öğretim kademelerinde binlerce öğrenciye ulaştıklarını kaydetti.
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde özel bir eğitim kursunda kimliği belirsiz bir kişi elinde bıçak ve sopayla sınıfa girerek 12. sınıf öğrencisine saldırdı. Bu anlar saniye saniye güvenlik kamerasına yansırken, yaralı öğrenci yaşadıklarını anlattı.
Olay, Mustafapaşa Mahallesi’nde bulunan Gebze Duru Özel Öğretim Kursu binasında meydana geldi. İddiaya göre, teneffüs sırasında bina dışında bulunan ve kimliği henüz belirlenemeyen bir şahıs ile öğrenciler arasında tartışma yaşandı. Tartışmanın ardından öğrenciler sınıfa döndü. Kısa bir süre sonra elinde sopa ve bıçakla sınıfa giren saldırgan, 12. sınıf öğrencisi T.A.K.’ye saldırdı. O anlar, kursun güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, şahsın sınıfa girerek T.A.K.’ye yöneldiği ve art arda darbeler savurduğu görüldü. Yaralı öğrenci saldırıdan güçlükle kurtulurken, sınıfa giren kurs sahibi saldırganı sakinleştirerek dışarı çıkardı. Saldırgan, kurstan ayrılarak uzaklaştı. Yaralı öğrenci ise kendi imkanlarıyla hastaneye başvurdu.
Polis tarafından gözaltına alınan şahıs, ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
“Sol elinde sopa ve sağ elinde bıçak ile bana saldırmaya başladı”
Yaşananları anlatan T.A.K., “Teneffüsün sonuydu. Teneffüs bitince, sınıfa girdi. Sınıftaki kızlar bir şey hakkında konuşuyordu. Bana da, ’dışarıya bakar mısın, bu adam bize ne söylüyor’ gibi bir şey söylediler. Dışarıya baktım, adam bize ciddi küfürler savuruyordu. Ben de sakin olması gerektiğini söyledim. Adamın engelli olduğunu düşünerek onun duymayacağı şekilde sınıftakilere, ’galiba engelli, fazla muhatap olmayın’ dedim. Sonra olay bitti. Derse başladık. Adam dershaneden içeri girdi, önce beni bulmak için yan sınıfa bakmış. Bulamayınca bizim sınıfa gelmiş. Bizim sınıfa gelip beni gördü. ’Ne konuşacaksın lan benimle’ diyerek, sol elinde sopa ve sağ elinde bıçak ile bana saldırmaya başladı. Sonra dershanenin sahibi geldi onu sakinleştirmeye çalıştı ve dışarıya çıkarttı” dedi.
“Sadece peçeteye kolonya döküp sırtıma koydular”
Kurs yönetimi tarafından konunun ailesine bildirilmediğini iddia eden yaralı öğrenci, “Dershaneden kendi imkanlarımla hastaneye gitmek zorunda kaldım çünkü ne velime haber verdiler ne de ilk yardım kiti verildi. Sadece peçeteye kolonya döküp sırtıma koydular. Ondan sonra dershaneyi erken kapatıp bizi evimize yolladılar. Adam yolda pusu da kurabilirdi. Biz kendi imkanlarımızla hastaneye gittik” diye konuştu.
Öte yandan, olayın ardından kurs yönetiminin sosyal medya üzerinden özel güvenlik görevlisi aradığı görüldü.
Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ), CO-PHARM’25 Eczacılık Öğrenci Kongresi’ne ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen öğrenciler, akademisyenler ve sektör temsilcileri, eczacılıkta yapay zekanın geleceğini konuşurken, parfümden kamu eczacılığına kadar geniş yelpazede oturumlar ve atölyeler düzenlendi.
Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde yer alan Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi, eczacılık alanının en önemli öğrenci organizasyonlarından biri olan CO-PHARM’25 Eczacılık Öğrenci Kongresi’ne ev sahipliği yaptı. Üniversitenin Eczacılık Fakültesi tarafından ilk kez düzenlenen kongre, Türkiye’nin dört bir yanından gelen eczacılık öğrencilerini, akademisyenleri ve sektör profesyonellerini bir araya getirdi. Etkinlik, mesleğin farklı yönlerini kapsayan zengin içeriğiyle dikkat çekerken, özellikle “Eczacılıkta Yapay Zeka” temalı oturumlar yoğun ilgi gördü. Etkinliğin açılış konuşmaları, Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gönül Şahin, Kocaeli Eczacılar Odası Başkanı Ecz. Mustafa Ezer ve CO-PHARM ‘25 Öğrenci Kongresi Başkanı Eczacılık Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi Sudenaz Yaşar tarafından yapıldı. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas yaptığı açılış konuşmasında; teknoloji ve yapay zekanın hakim olduğu bu dönemde eczacılık eğitiminin dönüşümü, gelecekteki ilaç üretim ve uygulama sürecine etkisi açısından kongrenin büyük önem taşıdığını ve üniversitenin buna yönelik öncü uygulamalarının dikkat çektiğini söyledi. Kongrede, yapay zekanın eczacılık mesleğine etkileri ve önümüzdeki 30 yılda mesleğin nasıl evrileceğine dair detaylı değerlendirmeler yapıldı. Ayrıca endüstri eczacılığı, dermokozmetik, kamu eczacılığı gibi alanlarda 6 ana oturum düzenlendi.
Atölyeler düzenlendi
Uygulamalı atölye çalışmaları da etkinliğin dikkat çeken yönlerinden biri oldu. Parfüm tasarımı ve aromaterapi gibi konularda düzenlenen atölyeler büyük ilgi gördü. Öğrenci bildirileri, poster sunumları ve sponsor iş birlikleriyle zenginleşen kongre, geleceğin eczacı adaylarına hem bilimsel hem de mesleki anlamda geniş bir vizyon sundu.
“Fakültemizin ilk öğrenci kongresi”
Fakülte Dekanı Prof. Dr. Gönül Şahin, etkinliğin önemine vurgu yaparak, “Bu fakültemizin ilk öğrenci kongresi. Öğrencilerimizin derslerinin yanı sıra büyük bir özveriyle yürüttüğü bu organizasyon, onların erken yaşta deneyim kazanmasına imkan sağladı. Hem akademik hem de sosyal anlamda ciddi bir kazanım sundu” dedi.
“Bize önemli fırsatlar sunuyor”
Kongre koordinatörlerinden Sudenaz Yaşar, Kocaeli’nin sanayi kenti olmasının öğrencilere sağladığı avantajlara değinerek, “Sanayi kenti olan Kocaeli, ilaç firmaları açısından büyük bir potansiyele sahip. Bu da biz öğrencilere hem staj hem de kariyer açısından önemli fırsatlar sunuyor. Kongremize olan yoğun ilgi, doğru bir iş yaptığımızı gösterdi” diye konuştu.
Kongrenin ilk gününe Doç. Dr. Muhammet Emin Çam, Ecz. Şevval Güven, Prof. Dr. Funda Yalçın, Doç. Dr. Songül Tezcan ve Uzm. Klinik Eczacı Müzeyyen Aksoy yer aldı. İkinci gün ise Ecz. Yücelen Gönen, Kaan Kalaycı, Beyza Nur Özdamar, Prof. Dr. Elif Damla Arısan, Uzm. Ecz. Hülya Kayhan ve Ecz. Şenay Can katıldı. Kongrede, teknoloji ve yapay zamanın hakim olduğu bu dönemde eczacılık eğitiminin dönüşümü, ilaç üretimi ve uygulama sürecine etkisi çarpıcı örneklerle paylaşıldı.