Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Kuyumculuk davası 11’inci yılına girdi: Savcı 4 sanık için beraat, 4 yöneticiye hapis cezası talep etti

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/09/kuyumculuk-davasi-11inci-yilina-girdi-savci-4-sanik-icin-beraat-4-yoneticiye-hapis-cezasi-awuTULel.mp4
Kocaeli’de 2014 yılında onlarca vatandaşı mağdur eden kuyumculuk davası 11’inci yılına girerken, 22. celsede savcı mütalaasını sundu. 4 sanık için beraat, 4 şirket yöneticisi için ise toplam 79 kez ’hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma’ suçundan 1 ila 7 yıl hapis ve adli para cezası talep edildi.

Edinilen bilgiye göre, 26-27 Haziran 2014’te onlarca kişiyi mağdur eden kuyumculuk şirketine ilişkin dava 11’inci yılına girerken, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 22. celsede cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Mütalaada, sanıkların İzmit’te faaliyet gösteren kuyumculuk şirketinde uzun yıllardır esnaflık yaptıkları, müşterilerin güvenini kazanarak altın ve dövizlerini yatırım veya güvenlik gerekçesiyle emanet aldıkları, karşılığında kartvizit üzerine yazılı belge verdikleri ancak daha sonra iş yerini kapatıp ortadan kaybolarak mağdurları zarara uğrattıkları ifade edildi.

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu

Cumhuriyet savcısı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin emsal kararlarına atıf yaparak, somut olayda ’dolandırıcılık’ suçunun unsurlarının oluşmadığını, eylemlerin TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğunu belirtti.

Beraat talep edilen sanıklar

Savcı, şirketin yöneticisi olmayan Esengül Uludağ, Perihan Tüysüz, Turgay Tüysüz ve Melike Zortaş hakkında yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat talep etti. Ayrıca, bazı sanıklar yönünden Bankacılık Kanunu’na muhalefet suçunun unsurlarının oluşmadığı ifade edilerek, beraat gerektiği vurgulandı.

Ceza talep edilen sanıklar

Şirketin yöneticileri olan Cengiz Tüysüz, Turgut Tüysüz, Yüksel Hancızade ve Cemalettin Albayrak hakkında ise 79 müştekiye karşı işlenen eylemler nedeniyle TCK’nın 155/2. maddesi kapsamında ’hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma’ suçundan ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edildi. Buna göre sanıkların her biri için 1 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 3 bin güne kadar adli para cezası öngörüldü.

11 yıllık dava karar celsesi için ertelendi

Sanık Cengiz Tüysüz’ün avukatı Hakan Ruşen Arda, mütalaayı kabul etmediklerini belirterek, savunma için ek süre talep etti. Katılan vekilleri de mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere süre isteyince mahkeme heyeti duruşma ertelendi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Yargıtay, gazeteci Güngör Arslan cinayetinde beraat kararını bozdu

Kocaeli’de gazeteci Güngör Arslan’ın öldürülmesine ilişkin sanık Ersin Kurt hakkında verilen beraat kararı, Yargıtay tarafından bozuldu.

Kocaeli’de yerel gazete sahibi gazeteci Güngör Arslan 19 Şubat 2022 tarihinde ofisinde uğradığı silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybetmişti. Arslan’ı öldüren katil zanlısı Ramazan Özkan, olaydan kısa bir süre sonra yakalanmıştı. Yürütülen soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan Ersin Kurt, Burhan Polat, Can Yılmaz, Emrah Yıldırım, Ferhat Yıldırım, Hasan Emre Çelik, Özgür Taşkıran, Kadir Yıldırım ve Ramiz Saatçi de tutuklanmış, Abdullah Yürük, Erdal Tilki, Erdal Yıldırım ve Yadigar Başyurt’un ise tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti.

Sanıklar hakkında verilen karar

Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Ocak 2023’teki karar duruşmasında, Arslan’ı vuran sanık Ramazan Özkan’ı “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “ruhsatsız silah taşıma” suçundan ise 7 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Sanık Burhan Polat’a “tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veren mahkeme heyeti, sanık Ersin Kurt’un ise tüm suçlardan beraatine karar vermişti.

Heyet, sanıklar Ferhat Yıldırım ve Hasan Emre Çelik’i “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme” suçundan 20’şer yıl, Ramiz Saatçi’yi de “ruhsatsız silah taşıma” suçundan 7 yıl hapisle cezalandırmıştı.

“Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmeye teşebbüs” suçundan sanıklar Erdal Tilki, Yadigar Başyurt ve Erdal Yıldırım’a 2 yıl 3’er ay hapis cezası verilirken, “suçluyu kayırma” suçundan Özgür Taşkıran 3 yıl 6 ay, Can Yıldırım ise 2 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmıştı. Sanıklar Emrah Yıldırım, Kadir Yıldırım ve Abdullah Yürük’ün ise beraatine hükmedilmişti.

Dava yeniden görülecek

Yargıtay, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 9 Ocak 2023’te verdiği bir sanık hakkındaki kararı bozdu. Daire, sanık Ersin Kurt hakkında “tasarlayarak kasten öldürmeyi azmettirme suçundan”, “Sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri satın alınması taşınması, bulundurulması” suçlarından verilen beraat kararının bozulmasına hükmetti. Kararın bozulmasıyla sanık Ersin Kurt, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yargılanacak.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Anne ve 2 kızının ölümüne sebep olan tır sürücüsünün uyuşturucu kullandığı tespit edildi

Kocaeli’nin İzmit ilçesinde trafik ışıklarında otomobile çarparak anne ve 2 kızın ölümüne, babanın ise yaralanmasına sebep olan tır sürücüsünün yargılanmasına devam edildi. Bilirkişi raporunda yüzde 100 kusurlu bulunan sanığın, idrarında da yüksek miktarda uyuşturucu tespit edildiği bildirildi.

Kaza, 18 Temmuz 2024 tarihinde İzmit ilçesi D-605 Karayolu Çayırköy mevkiinde meydana geldi. Yusuf Y. (37) idaresindeki 41 APV 561 plakalı damperli tır, trafik ışıklarında bekleyen 38 AFN 983 ve 16 FCH 74 plakalı otomobillere çarptı. Kazanın ardından tır sürücüsü olay yerinden kaçtı. 16 FCH 74 plakalı otomobilde bulunan sürücü Şenol Kaya, eşi Hatice Kaya (43) ile kızları Miray (14) ve Elif (7) hastaneye kaldırıldı. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen Anne Hatice Kaya ve 2 kızı hayatını kaybetti. Kaçan sürücü ise jandarma ekiplerine teslim oldu ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Trafik bilirkişi raporunda sanık yüzde yüz kusurlu bulundu

“Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan açılan davanın 2. celsesi Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık Yusuf Y. ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanınca trafik bilirkişi raporu okundu. Raporda sanığın yüzde 100 kusurlu olduğu belirtildi. Sanık Yusuf Y., raporu kabul etmediğini, freninin tutmadığını dile getirdi. Katılanlar vekili Avukat İbrahim Balkır, “Araçta yük fazlası vardır, o da ayrıca bir kusurdur. Bu raporda geçmemiştir. Bunu da değerlendirilmesini istiyoruz. Şikayetimiz devam etmektedir.” dedi. Cumhuriyet savcısı, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden sanığın kusur durumunun belirtir rapor alınmasını ve sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti, savcının talebini kabul ederek sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

“Arabanın frenleri tutmadı, kazaya engel olamadım”

Sanığın ilk celse verdiği beyanlar da ortaya çıktı. Yusuf Y., “Olay günü saat 17.00 sıralarındaydı. Havada yağmur yoktu. Hızım yaklaşık 40-45 kilometreydi. Tek gidişli yoldu. Orta şeritten hareket halineydim. Frenler tutmayıp araba hızlanmaya başlayınca sağ şeride geçtim. Vitese almaya çalıştım ancak vites çalışmadı. Bunun üzerine hız devam etti. Kırmızı ışıkta durabilmek adına tehlikeyi atlatmak için sol şeride geçtim ancak kazaya engel olamadım, pişmanım. Ben uyuşturucu kullanmamıştım ancak kaza gerçekleştikten sonra olay yerine gidecektim. Arkamda seyir halinde olan arkadaşım beni aradı ve ’Kaza yerine gelme, sıkıntılı olabilir’ dedi. Bunun üzerine benzinliğe gittim. Elimi yüzümü yıkadım ve metamfetamin kullandım. Ancak arabayı kullanırken uyuşturucu kullanmamıştım.” diye konuştu.

“Eşim ve 2 kızım hayatını kaybetti”

Sanıktan şikayetçi olan mağdur Şenol Kaya (51), “Olay günü ailemle birlikte kullandığım araçla hareket halindeydim. Sanığın kullandığı tırdan balata kokusu geliyordu. Tırı solladık ancak hızı fazlaydı. Daha sonra kırmızı ışıkta beklerken sanığın kullandığı araç arkadan bize çarptı. Eşim ve 2 kızım hayatını kaybetti. Kazanın, hızdan kaynaklandığını düşünüyorum” şeklinde konuştu. Müştekiler vekili avukat ise “Sanık beyanları doğru değildir. Olay yeri görüntüleri mevcuttur. Sanığın kullandığı aracın hızı 100 km civarındadır. Tır’da tonaj fazlası vardır. Geldiği yol 5-6 kilometre rampa aşağıdır. Bu rampada düşük viteste inilmesi gerektiğini herkes bilir ancak sanık uyuşturucu etkisinde olduğu için hızının farkında değildir. Müvekkilin durmakta olan aracına arkadan vurmuş ve yaklaşık 2 kilometre sürüklemiştir. Olay aslında bir trafik kazası değildir, taksirli değil kasıtlı bir eylemdir. Tüm bu sebeplerle sanığın üst hadden cezalandırılmasını talep ediyoruz. Aracın arızalı olduğuna dair sanık beyanını da kabul etmiyoruz. Soruşturma aşamasında araçta inceleme yapılmış ve aracın faal ve bakımlı olduğu, hiçbir arızası olmadığı tespit edilmiştir. Uyuşturucunun araç kullanımına engel olup olmayacağı hususunda Adli Tıp incelemesini mahkemenizin takdirine bırakıyoruz. Sanıktan şikayetçiyiz, davaya katıma talebimiz vardır, dedi.

İddianamede sanığın idrarında metamfetamin tespit edildiği belirtildi. Ayrıca sanık araç freninin patladığını iddia ederken, alınan bilirkişi raporuna göre bunun doğru olmadığı da yer aldı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Otizmli çocuğa 4 gün boyunca istismar eden sanığa 34 yıl 7 ay hapis

Kocaeli’de evden kaçan 15 yaşındaki otizmli çocuğa tır içinde 4 gün boyunca cinsel istismarda uygulayan sanık, bozulan karar sonrası yeniden hakim karşısına çıktı. Suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanığa 34 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi, 2 tutuksuz sanık ise beraat etti.

Olay, 2021’de Kocaeli’de meydana geldi. İstanbul’dan Hatay’a gitmek için evden kaçan 15 yaşındaki otizmli E.Z.İ. isimli kız çocuğu, Kocaeli’de Mahmut C. isimli şahsın tırına bindi. İddiaya göre E.Z.İ., tır içerisinde 3 şüphelinin cinsel istismarına maruz kaldı, olaydan 4 gün sonra ise Körfez ilçesine bırakıldı. Olayın ortaya çıkmasıyla tır şoförü Mahmut C., Orhan D. ve Ümit K. gözaltına alındı. Şüphelilerden Mahmut C. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yapılan muayenelerde E.Z.İ’nin cinsel istismara uğradığı tespit edildi.

37 yıl 9 ay hapis cezası almıştı

Olaya ilişkin 11 Nisan 2023’te Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmada Mahmut C.; E.Z.İ.’ye karşı işlemiş olduğu “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan 22 yıl 6 ay, “Kişiyi hürriyet yoksun kılma” suçundan 6 yıl, “Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü ve sesi hukuka aykırı ifşa etmek” suçundan 3 yıl, “Çocuğu fuhşa teşvik” suçundan ise 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Orhan D. ile Ümit K’ye ise “Reşit olmayanla cinsel ilişkiye girme” suçundan ayrı ayrı 3 yıl hapis cezası verilmişti. Mağdur E.Z.İ’nin gerçek yaşının tespiti için verilen ceza sanık avukatlarının itirazı üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi tarafından bozuldu.

“E.Z.İ., yaşını yanlış söyleyerek bizi yanılttı”

Yeniden görülen duruşmanın 5. celsesi, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Salonda tutuksuz sanık Orhan D. ve taraf avukatları hazır bulunurken, Mahmut C. ise tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Tutuksuz sanık Orhan D., beraatini istedi. Savunma yapan Mahmut C., “E.Z.İ., yaşını yanlış söyleyerek bizi yanılttı. Buna rağmen ben kendisi ile cinsel birliktelik yaşamadım. Kendisine herhangi bir zorlamada da bulunmadım. Bu hususun gözetilerek hakkımda karar verilmesini talep ederim. E.Z.İ. ile herhangi bir alıp veremediğim yoktur. Kendisi gerçekleri söylememektedir, pişmanlığım vardır” diye konuştu.

Mahmut C’ye 34 yıl 7 ay 15 gün hapis verildi, 2 sanık beraat etti

Mahkeme heyeti, Mahmut C’ye, E.Z.İ.’ye karşı işlemiş olduğu “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan 22 yıl 6 ay, “Kişiyi hürriyet yoksun kılma” suçundan 6 yıl, “Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü ve sesi hukuka aykırı ifşa etmek” suçundan 3 yıl, “Çocuğu fuhşa teşvik” suçundan ise 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 6 bin TL adli para cezası verdi.

Tutuksuz 2 sanık beraat etti

Mağdurenin suç tarihinde 18 yaşından büyük olduğu, mağduru bulunduğu olayda fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasına ve fiile ruhsal yönden mukavemet etmesine mani olacak mahiyet ve derecede gelişimsel bozukluğunun bulunduğu ancak bu durumun hekim olmayanlarca ilk bakışta anlaşılamayabileceğinin ve yakından tanıyanlarca ya da tekrarlayan görüşmelerde anlaşılabileceğinden sanıklar Orhan D. ile Ümit K’ye “Cinsel istismar” suçundan beraat verildi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Servis şoförü cinayetten 7 ay önce de tehdit edilmiş: “Onu vuracağım”

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/06/servis-soforu-cinayetten-7-ay-once-de-tehdit-edilmis-onu-vuracagim-0-lz3Hd7sM.mp4
Kocaeli’nin Körfez ilçesinde servis şoförü Yılmaz Sınıksaran’ı tabancayla başından vurarak öldüren sanığın yargılanmasına devam edildi. Cinayete ilişkin dinlenen tanık, “Suç tarihinden 7 aydan önce şirket hattına isimsiz telefon geldi. Telefondaki kişi, ’Yılmaz’ı işten çıkarın o sübyancı, onu vuracağım’ dedi. Yılmaz’ı yanıma çağırarak olanları anlattım” ifadelerini kullandı.

Olay, 9 Şubat 2024 tarihinde Yeniyalı Mahallesi Hürriyet Caddesi’nde meydana geldi. Bir fabrikanın servis otobüsünü kullanan Yılmaz Sınıksaran (48), 41 P 1710 plakalı otobüsü tamirci dükkanı önünde durdurarak ön sol lastiğin jant kapağını takmak istedi. Bagajdan aldığı jantı takmak için eğilen Sınıksaran, koşarak gelen Şahin A.’nın tabancalı saldırısına uğradı. Başına tek el ateş edilen Sınıksaran, işçilerin gözü önünde kanlar içinde yere yığıldı. Sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılan Sınıksaran, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Şahin A. ise olayda kullandığı tabancayla polis merkezine giderek teslim oldu.

“Olaydan 7 ay önce isimsiz biri arayarak Yılmaz’ı vuracağını söyledi”

“Kasten öldürme” suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapsi istenen Şahin A’nın Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık Şahin A., taraf avukatları ve tanık katıldı. Sanık avukatının duruşmanın gizli yapılmasına ilişkin talebi savcı tarafından reddedildi.

Olaya ilişkin dinlenen tanık G.T., “Yılmaz’ın çalıştığı firmada baş şoförlük yapıyordum. Suç tarihinden 7 aydan önce şirket hattına isimsiz telefon geldi. Telefondaki kişi, ’Yılmaz’ı işten çıkarın o sübyancı, onu vuracağım’ dedi. Yılmaz’ı yanıma çağırarak olanları anlattım” dedi.

“Cezaevinde zor zamanlar geçiriyorum”

Söz hakkı verilen sanık, “Basında hakkımda yer alan haberlerden dolayı cezaevinde zor zamanlar geçiriyorum. Duruşmanın kapalı yapılmasını talep ediyorum” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

İlk duruşmada sanığın ifadesi

Öte yandan, sanık Şahin A. ilk duruşmadaki savunmasında, daha önce aynı iş yerinde çalışmaları sebebiyle birbirlerini tanıdıklarını söyleyen sanık Şahin A., “Yılmaz, 2010 yılında tırda bana cinsel saldırıda bulundu. Telefon numaramı dinlenme tesislerindeki erkekler tuvaletine yazdı. 2013 yılında çevremden kötü şeyler duyduğum için onu dövdüm. Maktul, ’Şoförünüz arabada uygunsuz şeyler yapıyor’ dediği için işten atıldım. Beni İzmit’te barındırmak istemedi. 12 yılda 20 iş yerinden bu yüzden atıldım. Çalışmaya başladığım iş yerlerine benim uygunsuz fotoğraflarımı atıyordu. Beni işimden etti. Herkesin beni parmakla gösterdiği toplumda dışlandım. Yılmaz beni tehdit ettiği için 2018 yılında silah aldım. Yılmaz’ı öldürmek isteseydim 12 yıl önce öldürürdüm. Olay günü yükümü bıraktıktan sonra tesadüfen Yılmaz’ı gördüm. Beni görünce panikledi. Amacım onu ayaklarından vurmaktı ama bana doğru koşan biri olduğunu görünce Yılmaz’ın akrabası olduğunu sandım. Yılmaz, elini beline doğru attığı için onu vurdum, yoksa ayaklarına sıkacaktım. Öldürecek olsam daha önce öldürürdüm” ifadelerini kullanmıştı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Genç kızı kaza süsü vererek öldürdüğü iddia edilen sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/05/genc-kizi-kaza-susu-vererek-oldurdugu-iddia-edilen-saniga-agirlastirilmis-muebbet-hapis-talebi-0-xwMtbdlz.mp4
Kocaeli’de cinsel birliktelik teklifini geri çevirdiği iddia edilen genç kızı boynuna ip bağlayarak bayıltmak ve kamyonetle birlikte uçurumdan atarak kaza süsü vermekten tutuklanan sanığın yargılanmasına devam edildi. Cumhuriyet savcısı, sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.

Olay, 19 Mayıs 2024 tarihinde saat 02.30 sıralarında Halıdere Eskiköy Caddesi’nde meydana geldi. Kamyonetin uçuruma düştüğü ihbarı üzerine bölgeye giden polis ve sağlık ekipleri, kamyonetin 15 metre ilerisinde 18 yaşındaki Rümeysa Meriç Özcan’ın boynuna ip bağlı haldeki cansız bedeniyle karşılaştı. Özcan’ın cansız bedeni olay yerindeki incelemelerin ardından otopsi için morga kaldırılırken, polis ekipleri Tunay A. (23), Eşref K. (21), Yaser A.A. (21) ile Ceylan Ç. (21) ve K.N.K. (17) adlı kızlar gözaltına aldı. Olaya ilişkin gözaltına alınan 5 şüpheliden Tunay A. tutuklanırken, Eşref K., Yaser A.A., Ceylan Ç. ve K.N.K. serbest bırakıldı.

Üç kez ifade değiştirdi
Tunay A., polise verdiği ilk ifadesinde olayın kaza olduğunu belirtti. Olay mahallindeki incelemenin ardından tekrar ifadesi alınan zanlı, cinayeti işlediğini itiraf etti. Savcı karşısına çıkarılan Tunay A., tekrar ifadesini değiştirerek olayın kaza olduğunu belirtti. Olayla ilgili hazırlanan iddianamede Tunay A.’nın olay günü 0.47 promil alkollü olduğu belirtildi. Şüphelinin hem kadına karşı hem de cinsel saldırı suçunu işleyememekten dolayı duyduğu infialle kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, “cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan ise 2 yıldan 7 yıla kadar cezalandırılmasına yönelik iddianame hazırlandı.

Tunay A. hakkında açılan davanın 3. celsesi, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşma salonunda tutuklu sanık Tuncay A., avukatları, maktulün annesi Kevser Erden ve avukatı hazır bulundu. Tanık olarak dinlenen polis memuru, “Olayın birimimize intikal etmesi üzerine şüpheli birimimize teslim edildi. Sanık baro avukatı huzurunda savunması alındı. Bu savunma asayiş birimince alındı. Sanık bize teslim edildikten sonra sanık sözlü olarak o gece yaşadıklarını anlattı. Olayı kendisinin yaptığını, olayın kaza olmadığını söyledi. Sanık olayın ne şekilde olduğunu bize sözlü olarak anlattı, yanında herhangi bir müdafisi yoktu. Önce Rümeysa ile aralarında boğuşma olduğunu, sonrasında iple kafa kısmını bağlayıp arabanın arkasına doladığını söyledi. Aşırı derecede alkollü olan maktulü araç ile aşağı saldığını, direğe çarpmadan uçuruma gittiğini anlattı. Rampa aşağı el frenini indirdiğini, direğe vurup kaza sürü vermek istediğini ancak aracın direğe vurmadığını, aracın kafa üstü dikildiğini bize anlattı. Sanık bu anlatımından önce komşuya giderek yardım istediğini ve trafik ekibinin geldiğini anlattı” dedi.

“Arabam uçurumdan düştü, içinde kız arkadaşım da var”
Olay yerine yakın evi olan tanık K.İ. ise, “Olay tarihinde saat 02.30 civarı sanık elinde telefonla gelerek, ’Ağabey senin benimle gelmen lazım. Arabam uçurumdan düştü, içinde kız arkadaşım da var’ dedi. Polisi aramasını söyledim ancak şarjının olmadığını söyledi. Bunun üzerine ben 112’yi aradım, ilk önce polis ekibi geldi, yanımda bulunan sanığı aldı” diye konuştu.

Soruşturma aşamasında sanığın müdafiliğini yapan avukat S.T. de tanık olarak dinlendi. S.T., sanığın kendisine olayın kaza olduğunu o tarihte söylediğini ifade etti.

Maktulün annesi Kevser Erden, ağlayarak sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.

Ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi
Cumhuriyet savcısı, mütalaasında olay tarihinde sanık Tunay A’nın maktul Rümeysa Meriç Özcan’ı cebir kullanmak suretiyle ve cinsel bir gaye ile hürriyetinden yoksun kıldığını, akabinde maktulün kendisine karşı koyması üzerine kollukta alınan ifadesinde belirttiği üzere ve olay yerinde de maktulün boynuna dolanmış vaziyette bulunan halat tarzı ipi maktulün boynuna doladığını ve kafasını aracın içinde bulunan koltuk başlığı kısmına defaten vurduğunu belirtti. Sanığın maktulün öldüğünü varsayarak trafik kazası süsü vermeye çalıştığı belirtildi. Savcı, sanığın hem kadına karşı hem de cinsel saldırı suçunu işleyememekten dolayı duyduğu infialle öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Savcı, ayrıca kişiyi hürriyetinden alıkoyma suçundan da sanık hakkında 3 yıldan 10 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep etti.

“Olay kazadır, suçu kabul etmiyorum”
Mütalaayı kabul etmeyen tutuklu sanık Tunay A., “Rümeysa araca binerek sürdü ve kaza meydana geldi. Olay yerine inmedim. Maktul kız arkadaşım olur. Kasıtlı eylemim olmamıştır. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum” ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayi erteledi.

“Hayallerimi bitirdi”
Duruşma sonrası basın mensuplarını açıklama yapan maktulün annesi Kevser Erden, “Sanığın en ağır şekilde indirim uygulanmadan cezalandırılmasını istiyorum. Yavrumu hayattan kopardı. Hayallerimi bitirdi. Sanığın cezaevinden çıkmasını istemiyorum. Adaletin yerini bulmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Kuzen cinayetine müebbet hapis talebi

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/05/kuzen-cinayetine-muebbet-hapis-talebi-0-FOJQ2WGJ.mp4
Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde kuzeni Muzaffer Ece’yi çay ocağında öldüren sanık hakkında mütalaa açıkladı. Cumhuriyet savcısı, sanığın “kasten öldürme” suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Dumlupınar Mahallesi’ndeki Gölcük Otogarı’nda 29 Mart 2024’de meydana gelen olayda, Muzaffer Ece çay ocağında oturduğu esnada kuzeni Osman Ç.’nin tabancalı saldırısına uğradı. Kurşunların isabet ettiği Ece kanlar içinde yere yığıldı, Osman Ç. ise olay yerinden kaçtı. Ece, ilk müdahalesinin ardından ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti, Osman Ç. de tutuklandı.

Cinayetin sebebinin, maktulün ağabeyi ile sanık arasında yaşanan ticari anlaşmazlıktan kaynaklanan husumet olduğu öğrenilmişti.

Müebbet hapis talebi

Cinayete ilişkin açılan davanın 3. celsesi, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Osman Ç., taraf avukatları ve maktulün ailesi katıldı. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanığın “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis ve 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet suçundan cezalandırılmasını talep etti.

“Bütün şarjörü maktulün üzerine boşalttığında canavarla hisle öldürmüştür”

Sanığın en ağır cezayı almasını talep eden katılanların avukatı, “Muzaffer ile sanık arasında husumet yoktur. Sanık, İskender’i bulamadığı için kardeşini hedef almıştır. Sanık maktulü öldürmek için uzun süre plan yapmış. Bütün şarjörü maktulün üzerine boşalttığında canavarla hisle öldürmüştür. Sanığın canavarla hisle öldürme suçundan cezalandırılmasını istiyoruz. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaksızın karar verilmesini talep ediyorum” dedi.

“Olay, 4 yıl önce onları mahkemeye verdikten sonra başladı”

Avukatın söylemlerine itiraz eden sanık Osman Ç., “Olay benim anlattığım şekilde meydana gelmiştir. Öncelikle ifadeleri tekrar ederim. Olay, 4 yıl önce onları mahkemeye verdikten sonra başladı. Anlatmış olduğum savunmalardan başka eklemek istediğim husus yoktur” şeklinde konuştu.

Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının savunma için süre talep etmesi üzerine, Osman Ç’nin tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

İlk duruşmada verilen savunma

İlk duruşmadaki savunmasında, pişman olduğunu söyleyen Osman Ç., maktulün abisi İskender ile beraber ortaklaşa arazi satın aldıklarını, burayı iş yeri yaptıklarını ancak bir süre sonra anlaşamadıklarını ve ortaklığı bitirmek istediğini, tapu iptal tescil davası ve alacak davası açtığını söyleyerek, “Ben davayı açtıktan sonra bunlar bana düşman kesildi. İskender Almanya’ya gitmişti. İskender, WhatsApp üzerinden bana küfür etti. Aynı şekilde Muzaffer de beni arayarak küfür etti. Sessiz kalmayı denedim, bir süre sonra telefonla olan tartışmalarımız artmaya başladı. İş yerinde yapılan keşifte Muzaffer bana vurdu. Muzaffer bana vurduğu için darp raporu aldım. Muzaffer yanındaki taksi şoförüne, benim için ’Bu adam buranın bekçisiydi, ne sahibi. Bizim malımıza ortaklık yapmaya çalışıyor’ dediğini bana söylediler. Ben de telefonla Muzaffer’i aradım. Nerede olduğunu sordum. Küfürle cevap vererek terminalde olduğunu söyledi. Terminale gittiğimde yine küfür etti. Ben belimdeki silahı çıkardım 2-3 el ateş ettim. Ondan sonrasını ne yaptım bilmiyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Kategoriler
Derince Haber GÜNCEL HABERLER Tüm Güncel Haberler

Sahildeki tartışma cinayetle bitmişti: 2 sanık beraat etti, 1 sanığa 5 yıl 6 ay hapis

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/04/sahildeki-tartisma-cinayetle-bitmisti-2-sanik-beraat-etti-1-saniga-5-yil-6-ay-5xwNGkrT.mp4
Kocaeli’nin Derince ilçesinde 45 yaşındaki adamın darp edilerek hayatını kaybetmesine ilişkin yargılanan, biri tutuklu 3 sanık hakkında karar çıktı. Sanıklardan 2’si beraat ederken, bir sanık ise haksız tahrik altında, “kasten yaralama sonucu ölüme neden olma” suçundan 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Olay, 16 Ocak 2024 tarihinde saat 01.00 sıralarında Çenedağ Mahallesi Harikalar Sahili’nde meydana geldi. İddiaya göre, Cem K., (21) Çağlar B. (21) ve 18 yaşından küçük olan Ayberk E. ile Cafer Karaman ve arkadaşı Tarık B.G. arasında önce sözlü ardından fiziki kavga yaşandı. Meydana gelen olayda Cafer Karaman darp neticesinde ağır yaralandı. Sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan Cafer Karaman hastaneye kaldırıldı ancak olaydan 11 gün sonra hayatını kaybetti. Cafer Karaman’ın ölümüne ilişkin Cem K., (20) Çağlar B. (20) ve Ayberk E. gözaltına alındı. Emniyette tamamlanan işlemlerinin ardından Cem K., Çağlar B. ve Ayberk E., “Kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Geçen celselerde Çağlar B. ve Ayberk E. tahliye edildi.

“Üstüme çullandılar, kendimi korumak amacıyla yumruk salladım Cafer’e denk geldi”

Olaya ilişkin açılan davanın son duruşması, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Cem K., tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Üzgün olduğunu söyleyen tutuklu sanık Cem K., “Olay günü işten çıkmıştım. Arkadaşlarımın beni araması üzerine sahile gittik. Oturuyorduk, maktul ve yanındaki şahıs bize bela oldular, rahatsızlık verdiler. Biz kaçmak istedik ancak izin vermediler. Tek amacımız kaçmaya yönelikti. Gücümüzün yetmeyeceğini anladık. Arabaya bindiğimizde maktul Cafer aracın kaputunu tutuyordu, diğer şahıs ise aracın kapısını açmaya çalışıyordu, kaçamıyorduk, mecbur arabadan inmek zorunda kaldım. Üstüme çullandılar, kendimi korumak amacıyla yumruk salladım Cafer’e denk geldi. Maktul yere düştü. Olayın şoku ve heyecanıyla araca binerek uzaklaştık. Sonrasında karakola gittik” dedi.

“Kimseye vurmadık”

Tutuksuz sanık Çağlar B. ise “Yaşanan olay sebebiyle çok üzgünüm. Kendi halimizde oturuyorduk. Bize sataştılar. Gitmelerini istedik gitmediler. Ben hiç kimseye vurmadım” diye konuştu.

Ayberk E. de kimseye vurmadığını, yaşanan olay sebebiyle üzgün olduğunu söyleyerek, beraatini istedi.

Maktulün eşi Emine Karaman, 3 sanıktan da şikayetçi olduğunu söyleyerek “1 yıldır hayatım alt üst oldu. 3 çocukla bir başıma kaldım” ifadelerini kullandı.

“Olayda haksız tahrik bulunmamaktadır”

Sanıkların iştirak halinde suçu işlediklerini söyleyen Karaman’ın aile avukatı ise “Sanıklar olayda muşta kullanmış olup bu maddi deliller sabittir. Olayda haksız tahrik bulunmamaktadır. Bu hususta karar verilmesini talep ederiz. Sanıklar birlikte hareket ederek maktulü darp etmişlerdir. Sanıklar olaydan sonra kaçmış, savunmalarını hazırlamış ve karakola gitmişlerdir. Olayda haksız tahrik unsuru bulunmamakla birlikte sanıkların iştirak halinde kasten öldürme suçundan cezalandırılmalarını talep ediyoruz” dedi.

Sanık avukatları ise “Müvekkillerinin ağır küfürlere maruz kaldıklarını, Cem K’nin taciz edildiğini, kaçmaya çalışırken ise olayın yaşandığını dile getirdi.

5 yıl 6 ay 20 gün hapis

Mahkeme heyeti, Cem K’ya haksız tahrik altında “kasten yaralama sonucu ölüme neden olma” suçundan 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası vererek, tutukluluk halinin devamına hükmetti. Diğer 2 sanık ise beraat etti.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

2 gencin ölümüne sebep olan cinayet gibi kazada karar

Kocaeli’de kaldırımda yürüyen Ayber Erkut ile Muhammed Ali Kraan’ın ölümüne sebep olan trafik kazasına ilişkin yargılanan 2’si tutuklu 3 sanık hakkında karar açıklandı. Mahkeme, tutuklu iki sanığa 9’ar yıl, tutuksuz sanığa ise 4 yıl hapis cezası verdi. Duruşmada sinir krizi geçiren Muhammed Ali Kraan’ın annesi, “Benim oğlum dışında kimsem yoktu. Ablam oğlumun acısına dayanamadı kalp krizinden vefat etti. Ayber’in babası 3 kez felç geçirdi, 3 kez kalp krizi geçirdi ve oğlunun acısına dayanamayarak o da öldü. Aklımı oynatmak üzereyim” dedi.

Kaza, 20 Haziran 2024’de İzmit ilçesi Ömer Türkçakal Bulvarı’nda meydana geldi. Gökhan K. (33) idaresindeki 41 GK 691 plakalı cip, Sıla A. (20) hakimiyetindeki 41 ACR 774 plakalı otomobil ile çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle savrulan cip, kaldırımda yürüyen Muhammed Ali Kraan (24) ile Ayber Erkut’a (21) çarparak takla attı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrolde 2 gencin hayatını kaybettiğini belirledi. 2 gence çarpan cip sürücüsü Gökhan K. ve kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen Sıla A. ile İsmail O. (38) isimli sürücüler tutuklandı. Kısa bir süre tutuklu bulunan sürücüler serbest bırakılırken, avukatların yaptığı itiraz üzerine İsmail O. yeniden tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hakkında yakalama kararı bulunan Gökhan K. ise 4 ay sonra yakalanarak cezaevine gönderildi.

Kazada hayatını kaybeden Muhammed Ali Kraan’ın Kocaeli Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden 2024 yılında mezun olduğu ve özel bir firmada işe başladığı, Ayber Erkut’un ise yurt dışında 2 yıl tıp eğitimi aldığı ancak bu yıl ülkesine geri dönerek üniversite sınavına hazırlandığı öğrenildi.

Son celse

“Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olma” suçundan açılan dava, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanıklar Gökhan K., İsmail O., tutuksuz sanık Sıla A., Muhammed Ali Kraan’ın annesi Tezcan Tezgel, Ayber’in annesi Fatma Şennur Erkut ve taraf avukatları katıldı.

“Dağ gibi oğlumu öldürdüler”

Sanıklardan şikayetçi olan anne Tezcan Tezgel, “Dağ gibi oğlumu öldürdüler. 23 yaşındaydı, tek evladımdı, kimsesiz kaldım. Oğlumun kanını geri istiyorum. Yaptıklarının yanına kar kalmasın. Oğlumu paramparça ettiler, cesedini yıkayamadılar” dedi.

“Eşim oğlumun ölümüne dayanamadı”

Ayber Erkut’un annesi Fatma Şennur Erkut da, “Eşim oğlumun ölümüne dayanamadı, acıdan kalp krizi geçirdi ve vefat etti. Yalnız kaldım. sanıklardan şikayetçiyim” şeklinde konuştu.

3 sanık da tahliyesini istedi

Sanık Sıla A., beraatini isteyerek, üzgün olduğunu dile getirdi. İsmail O. ise “Yaşanan olaydan dolayı üzgünüm. 10 aydır cezaevindeyim. Arabada ailem, çocuklarım vardı. Kaçmadım, uzaklaşmadım. Herkese yardım ettim. Babam 15 yıldır yatalak. Bakmakla yükümlü olduğum 2 çocuğum var. Zor durumdayım. Verilecek cezaya razıyım ancak tahliyemi istiyorum” ifadelerini kullandı.

Gökhan K. de aileye başsağlığı dileyerek, olayda suçu olmadığını belirtti ve tahliyesini talep etti.

2 sanığa 9’ar yıl hapis, 1 sanığa 4 yıl hapis

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Gökhan K. ve İsmail O’yu, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 9’ar yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanıkların duruşmalardaki tutum ve davranışlarında samimi bir pişmanlık gözlemlenmediği gerekçesiyle cezalarında takdiri indirim uygulanmadı. Her iki sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilirken, ehliyetleri 2 yıl 6 ay süreyle geri alındı.

Diğer sanık Sıla A. ise takdiri indirim uygulanmaksızın 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak tahliyesine hükmedilen sanığın tutuksuz yargılanmasına devam edilmesine ve ehliyetinin 1 yıl süreyle geri alınmasına karar verildi.

“Kaldırımda yürüyen biri doktor, biri mühendis 2 genci keyfi süratle vurup öldürüyorlar”

Duruşma sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulunan acılı anne Tezcan Tezgel, “Ben bir anne olarak bu ceza yeterli görmüyorum. 2 aslan gibi genç hiç suçu yokken, sıfır hata ile öldü ve verilen cezalar çok komik. Bunların en az 20’şer yıl alması lazımdı ama kanunumuzda yok. Büyüklere sesleniyorum. Benim gibi ciğeri yanan çok insan var. Bu cezaların icabına bakın, caydırıcı olsun. Kaldırımda yürüyen biri doktor, biri mühendis 2 genci keyfi süratle vurup öldürüyorlar. Aldıkları ceza 9 sene, yatacağı 5 sene. Ben 23 sene oğlumu büyütmek için neler yaptım. Vatana, millete aslan gibi evlat yetiştirdim. Oğlum için mesleğimi, hayatı bir kenara koydum” dedi.

“Oğlum yoksa ben de yokum”

Karara itiraz edeceğini aktaran anne Tezgel, “Sağ olsunlar, hakim ve savcı çok özveri gösterdi. Eminim onlarda benim kadar çok üzgünler ama onların da yapacağı bir şey yok, kanun bu. Oğlum 2 üniversite bitirdi, 2 dil biliyordu. Daha işe yeni başlamıştı. Türkiye önemli bir değerini, geleceğini kaybetti. Gençler yetişmiyor, nüfus yaşlanıyor. Bu trafik cezalarına lütfen yaptırım getirin. Benim oğlum dışımda kimsem yoktu. Ablam oğlumun acısına dayanamadı kalp krizinden vefat etti. Ayber’in babası 3 kez felç geçirdi, 3 kez kalp krizi geçirdi ve oğlunun acısına dayanamayarak o da öldü. Benim halim zaten ortada. Tedavi görüyorum, beni hastaneye yatıracaklar ama kabul etmiyorum. Aklıma oynatmak üzereyim. Adalet istiyorum. Yemin ediyorum gelir Kocaeli Adliyesi’nin önünde kafama sıkarım. Oğlum yoksa ben de yokum. Ben adalet istiyorum” şeklinde konuştu.

“3 sanığın 2’si asli kusurlu, 1’i tali kusurlu olarak belirlendi”

Kraan Ailesi’nin avukatı İbrahim Eriz ise “Taksirle ölümü sebebiyet vermeden dolayı açılan davaydı. 3 sanığın 2’si asli kusurlu, 1’i tali kusurlu olarak belirlendi. Asli kusurlulara 9 yıl ceza ve tutukluluk hallerinin devamına, tali kusurluya da 4 yıl hapis ve daha önce de tahliye edildiği için de tutuksuz halinin devamına karar verildi” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Ünlü halıcıyı baltayla parçalara ayırıp asitle eritmişlerdi: İşte 6 sanığa istenen ceza

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/04/unlu-haliciyi-baltayla-parcalara-ayirip-asitle-eritmislerdi-iste-6-saniga-istenen-ceza-0-ysAFS2mO.mp4
İstanbul’da darp edildikten sonra halıya sarılarak otomobilin bagajında Kocaeli’ye getirilen ve cesedi parçalara ayrılıp, asitle eritilen Herekeli ünlü halıcı Nurhan Ör’ün cinayetine ilişkin tutuklanan 6 sanık hakkında mütalaa verildi. Cumhuriyet savcısı, tüm sanıkların ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalarını talep etti.

Herekeli ünlü halıcı Nurhan Ör’den (56) 7 Kasım 2023’den itibaren haber alamayan yakınları durumu polise bildirmişti. Polis ekiplerince yapılan çalışmalar neticesinde Nurhan Ör’ün otomobilini Gebze’de terk edilmiş halde bulmuştu. Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince bin saatlik kamera kaydı incelenerek olay aydınlatılmıştı. İstanbul Sultanbeyli’de bulunan oto galeriye getirilen Nurhan Ör’ün darp edilerek bayıltıldığı, daha sonra halıya sarılıp otomobilinin bagajına konularak Kartepe ilçesindeki çiftliğe getirildiği belirlenmişti. Ör’ün vücudunun parçalara ayrılarak, asitle eritildiği tespit edilmişti.

Polis ekiplerinde gözaltına alınan Işık E. (57), Ahmet T. (58), Bahadır T. (31), Ceyhun A. (58), Emrah D. (35), Ferdi G. (38) tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Kan dolduran cinayette zanlılardan Işık E., Ahmet T. ve Ceyhun A’nın lise yıllarından Nurhan Ör ile arkadaş olduğu öğrenilmişti.

Mütalaa verildi

Cinayete ilişkin açılan davanın 3. celsesi, Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanıklar, maktulün ailesi ve taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı cinayetin nasıl planlandığını mütalaada yer verdi.

Mütalaada, sanıklardan Işık E., Ahmet T. ve Ceyhun A’nın maktul Nurhan Ör ile liseden arkadaş oldukları, diğer sanıklardan Bahadır T.’nin sanık Ahmet T.’nin oğlu, Ferdi G. ve Emrah D.’nin de sanık Bahadır T.’nin arkadaşları olduğu belirtildi. Olay tarihinden yaklaşık 1 yıl kadar önce sanık Işık E.’nin uzun yıllar sonra Whatsapp grubu üzerinden maktul Nurhan Ör ile irtibat kurduğu ve görüşmeye başladığı, kısa süre sonra aralarında samimi bir ilişki geliştiği ifade edildi. Maktul Nurhan Ör’ün kardeşleri ile birlikte Hereke’de halı atölyelerinin bulunduğu, sanık Işık E.’nin Nurhan Ör ile gayrı resmi halı ticareti yapma konusunda görüşmelerinin bulunduğu, Nurhan Ör’ün Körfez ilçesi Kirazlıyalı’da bulunan babadan kalma apartmanın boş olan bir dairesini sanık Işık E.’ye tahsis ettiği, Işık E.’nin zaman zaman bu evde, zaman zaman da İstanbul Üsküdar’da bulunan annesinin evinde kaldığı kaydedildi.

Sanık Bahadır T. adına kayıtlı İstanbul’da oto galerinin bulunduğu, bu galerinin sanık Bahadır T. ile babası Ahmet T.’nin birlikte işlettiğinin vurgulandığı mütalaada, Işık E.’nin maktul Nurhan Ör’ü Bahadır T.’nin galerisine götürdüğü ve burada Bahadır T. ile tanıştırdığı, bu vesileyle maktul Nurhan Ör’ün sanık Ahmet T. ile de görüşmeye başladığı bilgisine yer verildi.

“En iyi cinayet işleme asitle yok etmek, ceset yoksa cinayette yoktur”

Zaman içerisinde Nurhan Ör’ün şahsi arabalarının satılması için Bahadır T’nin oto galerisine bıraktığı, sanıklardan Ceyhun A’nın Kocaeli Kartepe ilçesi Ketenciler köyünde çiftlik işletmesinin bulunduğu, Işık E’nin maktulün ailesi ve kardeşleri ile de tanıştığı, Nurhan Ör’ün sanıklardan Işık E’nin eşinin arkadaşı olan Esra A. ile evlenmek amacıyla tanıştırıldığı ifade edildi.

Esra A’nın gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında tanık olarak alınan ifadesinde özetle; Işık E. ile 9 Mayıs 2023 tarihinde evlenme amacıyla tanıştırıldığını, yaklaşık 2 ay arkadaşlık ettiklerini, bu sırada Işık E’nin maktul Nurhan Ör’ü kastederek “Şanslı domuz” şeklinde sözler söyleyerek kıskandığını, yine sohbet sırasında en iyi cinayetin, öldürüp cesedi asitle yok etmek olduğunu, “Ceset yoksa cinayet de yoktur” şeklinde sözler söylediği belirtildi.

“Senet imzalatacağız”

Dosya kapsamına göre, sanık Işık E. önderliğinde tüm sanıkların eylem ve fikir birliği içinde Nurhan Ör’ün senet imzalatmak ve başka yöntemlerle menfaat temin etmek amacıyla alıkonulması, maddi menfaat temin edildikten sonra öldürülmesi ve cesedinin asitle yok edilmesinin ayrıntılı olarak planlandığı belirtildi.

Bu plan çerçevesinde, temmuz 2023 ayından itibaren sanıklar arasında görüşmeler sıklaştığı ve sanıkların zaman zaman 2-3’erli gruplar halinde veya tek tek sanık Ceyhun A’nın çiftliğine ve sanık Bahadır T’ye ait oto galeriye gelip gitmeye başladıkları vurgulandı. Olaydan yaklaşık 2 ay önce Işık E. ve Ahmet T’nin sanık Ceyhun A’ya hitaben, “Senin çiftliğin bulunduğu yer çok sakin, ileride buraya bazı insanları getireceğiz ve birkaç gün tutacağız, senet vs. imzalatacağız. Tansiyon yükselir, bağrışma çağrışma olur, burada kimse duymaz. Burası çok uygun. Sana da bunun karşılığında para veririz” şeklinde sözler söyledikleri belirtildi.

Kameralar söküldü

Ceyhun A’nın ifadesinde, maddi sıkıntıları nedeniyle bu işe girdiğini, olaydan önce de Işık E’nin kendisine 15-20 bin TL civarında para verdiğini beyan ettiği ifade edildi. Sanık Işık E. önderliğinde yapılan planlamaya göre, maktul Nurhan Ör’ün, sanık Bahadır T’ye ait oto galeride bayıltıcı sprey kullanılıp etkisiz hale getirilecek ve sanık Ceyhun A’nın sahibi olduğu çiftliğe götürüleceği ifade edildi. Çiftlikte bir süre alıkonulduktan ve maddi menfaat temin edildikten sonra da öldürüleceği ve cesedi asitle eritilerek yok edileceği planı da mütalaada detaylıca yer aldı. Bu plan çerçevesinde, Işık E’nin talimatıyla olayın gerçekleştiği günden 1 hafta kadar önce 29 Ekim 2023’de, Bahadır T’ye ait oto galeride bulunan görüntü ve kamera sisteminin Bahadır T. ve Emrah D. tarafından sökülerek devre dışı bırakıldığı da mütalaada yer aldı.

“Maktule benzemek için sakallını boyatıp peruk aldı”

Mütalaanın devamında, maktulü oto galeride bayıltmak için sanıklardan Işık E’nin gerekli kimyasal maddeyi araştırması için sanık Ferdi G’yi görevlendirdiği bilgisine yer verildi. Olay tarihinden önce sanıklardan Emrah D. ile Ferdi G’nin maktulü etkisiz hale getirmek için bayıltıcı sprey, uyku ilacı ve biber gazı cinsinden kimyasal malzemeyi tedarik ettikleri belirtildi.

Yapılan planlamaya göre, maktulü öldürdükten sonra cesedi yok etmek için gerekli olan asit ve malzemenin alınması için Işık E. tarafından Ahmet T. ve Ferdi G. görevlendirildiği kaydedildi. 5 kontörlü hat satın alındığı, alınan hatların cinayetin işlendiği ve ertesi gün sanıklar tarafından kullanıldığı da mütalaada anlatıldı. Sanık Emrah D’nin maktule benzemek için olaydan 1 gün önce sakallarını beyaza boyattığı ve peruk aldığı da belirtildi. Mütalaada, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanık Işık E. önderliğinde tüm sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri aktarıldı.

“Her öldürme olayında cezalandırmanın mutlak surette cesedin bulunması gibi bir şarta bağlanamaz”

Cumhuriyet savcısı mütalaasında, maktulün cesedinin parçalara ayrılarak sülfürik asit bulunan varillerde eritildiğinin, sanıklar Ceyhun A. ve Ferdi G’nin beyanlarından anlaşıldığını bildirdi. Mütalaada, olay yerinde maktule ait DNA bulunması itibarıyla maktulün cesedine ulaşılamamış olmasının, hayatın olağan akışına aykırılık oluşturmadığı; sırf maktulün cesedinin bulunamamasının onun öldürülmediği anlamına gelmeyeceği, her öldürme olayında cezalandırmanın mutlak surette cesedin bulunması gibi bir şarta bağlanmasının hukuken ve fiilen mümkün olmayacağı vurgulandı.

Bu durumun ceza adaleti ile de bağdaşmayacağı, sanıkların birden fazla kişi ile silahla maktulü hürriyetinden yoksun kıldıkları, tasarlayarak bir suçu gizlemek, başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak için maktulü öldürdükleri, birden fazla kişi ile silahla yağma suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı, ayrıca Ceyhun A. ve Ferdi G’nin yasak niteliği haiz silah bulundurarak 6136 Sayılı Kanun’a muhalefet ettikleri kaydedildi.

Ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi

Cumhuriyet savcısı, mütalaasında sanıklar Işık E., Ahmet T., Bahadır T., Ceyhun A., Emrah D. ve Ferdi G’nin “Tasarlayarak bir suçu gizlemek, başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak için öldürme” suçundan dolayı her birinin ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalarını talep etti. Tüm sanıkların “Birden fazla kişi ile cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan dolayı ayrı ayrı 2 yıldan 7 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Ayrıca, haklarında “Birden fazla kişi tarafından silahla yağmaya teşebbüs” suçundan da 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Öte yandan, sanıklar Ceyhun A. ve Ferdi G’nin “Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma” suçundan da ayrı ayrı 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Sanık avukatları mütalaaya itiraz ederek, müvekkillerinin tutuksuz yargılanmalarını talep etti. Mahkeme heyeti bu talebi reddederek duruşmayı erteledi.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version