Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Silo patlaması davasına ilişkin yeni görüntü ortaya çıktı

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/07/silo-patlamasi-davasina-iliskin-yeni-goruntu-ortaya-cikti-0-Dn2q4iyn.mp4
Kocaeli’de 2 kişinin hayatını kaybettiği Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) silo patlaması davasında, bilirkişi raporu ve temizlik ihmalleri ele alınıyor. Sanıklar sorumluluğu kabul etmezken, patlamadan 17 gün öncesine ait olduğu iddia edilen ve tesisteki yoğun toz birikimini gösteren yeni görüntüler ortaya çıktı.

Kocaeli’nin Derince ilçesinde 7 Ağustos 2023’de Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) silolarında meydana gelen patlamada Ekrem Kalkan ve Elif Dayıoğlu hayatını kaybetmiş, 10 kişi de yaralanmıştı. Olayda TMO’nun 60 silosundan 13’ü zarar görmüştü. Soruşturmada ismi geçen 6 sanık hakkında “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan ayrı ayrı 2 yıldan 15 yıla kadar hapis talebiyle dava açılmıştı.

“Bilirkişi raporu gerçeği yansıtmamaktadır”

Olaya ilişkin açılan davanın 5. celsesi, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya ölen Elif Dayıoğlu’nun eşi Arif Dayıoğlu ile avukatı Yaprak Gülen Şahin Karakuş, tutuksuz sanık Kemal Ö. ile müdafii avukat Zekeriya Yelok ve diğer tutuksuz sanıkların avukatları katıldı.

Sakarya TMO’da şu an başmüdür yardımcılığı yaptığını söyleyen Kemal Ö., “Kocaeli’de başmüdür yardımcılığı yapıyordum. Önceki savunmalarımı tekrar ediyorum. Kurum mevzuatı incelenerek varsa hatalardan eksikliklerden kimin sorumlu olacağı dair değerlendirme yapılmamıştır. Bilirkişi raporunda gösterilen patlama 2. patlamaya ait görüntülerdir, kamera kayıtlarına bakıldığında patlamanın ilk önce arka taraftan başladığı görülmektedir. Bilirkişi raporu gerçeği yansıtmamaktadır, suçlamayı kabul etmiyorum, yeniden bilirkişi raporu alınmasını ve beraatimi talep ediyorum. Rutin olarak temizlik yapıldığına dair tutanaklar mevcuttur” dedi.

“Liman silosu tamamıyla bana bağlı değildir”

Olaydan 4 gün önce izne ayrıldığını ifade eden Kemal Ö., “Bu 4 günlük süreçte ne olduğuna ilişkin bilgim yoktur. Temizliklere ilişkin servis şeflikleri vardır, bu servisin şefleri ilgilenmektedir, TMO’nun tozlarının temizliği benim sorumluluğum ve görevim dahilinde değildir, benim görevim teknik işler ile ilgili faaliyetlerin yürütülmesine ilişkin görev yapmaktayım. Liman silosu tamamıyla bana bağlı değildir, liman silosu içinde bana bağlı olmayan servislerinde çalışmaları vardır” diye konuştu.

“Temizliğin yapılmadığı açıktır, sanık Kemal Ö. suçtan kaçmaktadır”

Sanıklardan şikayetçi olduğunu söyleyen katılan Arif Dayıoğlu, “Sanıkların cezalandırılmalarını talep ediyorum. Temizliğin yapılmadığı açıktır, sanık Kemal Ö. suçtan kaçmaktadır” şeklinde konuştu.

“Tesisin temizlik faaliyetlerini önemsenmeyerek işler yürütmüştür”

Katılanların vekili avukat Yaprak Gülen Şahin Karakuş ise “Faaliyet raporlarında olay tarihinde ve öncesinde tesisin aktif olarak faaliyet gösterdiği görülmektedir. Bu ölümcül olaya neden olan şey tesisin temizlik faaliyetlerini önemsemeyerek işlerin yürütülmesine izin vermeleridir. Sanıklar hiç bir sorduğumuz soruya mantıklı, inandırıcı cevap vermemektedir, suçtan kaçmaya yönelik savunmalar yapılmaktadır. Burada olası kast olduğunu düşünüyoruz. Şikayetimiz devam etmektedir. Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“İş güvenliği uzmanı talep edilmişse de kurum tarafından bu sağlanmamıştır”

Dayıoğlu’nun 21 Temmuz 2023 tarihli kuyu diplerinin görüntüsünü sanığa izletmesi sonrasında sanık Kemal Ö’nün avukatı Zekeriya Yelok, “Müvekkilimizin beyanlarına iştirak ediyoruz. Gösterilen görüntüler 21 Temmuz’a ilişkindir, 25 Temmuz’da kıymetli çıkıntı satışı yapıldığını beyan etmiştir. Burası resmi bir kurum, müvekkilimiz sanki buranın işletmecisiymiş gibi karar verme yetkisi yoktur. Kurum içerisinde iş güvenliği uzmanı talep edilmişse de kurum tarafından bu sağlanmamıştır, genel merkeze yapılmış bir sürü talepler vardı” dedi.

“Bu olayda patlamanın nasıl gerçekleştiğini kimse bilmemektedir”

Sanık Osman T’nin avukatı Erhan Türkan de, “Bu olayda patlamanın nasıl gerçekleştiğini kimse bilmemektedir. Varsayım üzerine ceza yargılaması yapılmaktadır. Bu zamana kadar toplanan tüm delillerin boşa toplandığını düşünüyoruz, olay kaynaktan mı, hububat tozundan mı ya da başka bir durumdan mı oldu bilmiyoruz. Olabilir, edebilir denilerek iddianame hazırlanmıştır. Müvekkilimiz patlama gününde olay yerinde değildir. Patlama gününde kaynak yapıldığını gören bir kişi bile yoktur” ifadelerini kullandı.

Arif Dayıoğlu da sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti, sanıkların yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirlerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

“Maalesef sanıklar sanki cezasızlık algısının şımarıklığını gösteriyorlar”

Duruşma sonrasında açıklamalarda bulunan Arif Dayıoğlu, “Adalet arayışımıza devam ediyoruz. Maalesef sanıklar sanki cezasızlık algısının şımarıklığını gösteriyorlar. Hiçbir şekilde hiçbir sorumluluğu kabul etmiyorlar. Olay suç üstü halidir. Olayda açıkça suç unsurları bulunmasına rağmen hiçbir sorumluluk kabul edilmiyor. Fotoğraflarda ve bilirkişi raporunda kaynak yapıldığı, etrafın tamamen toz içinde olduğu açıkça belli. Tanık ifadeleri, temizlik ve kontrolün hiç yapılmadığını ortaya koyuyor. Ancak olay sanki yan fabrikada olmuş gibi sorumsuzluk hali var. Bunun gerekçesi uzayan adalet süreçleri, cezasızlık algısı ve herkesin görevine devam etmesi. Hiç kimse görevden alınmıyor, uzaklaştırılmıyor. Üstelik çalışanlara ’İfade verirseniz siz de sıkıntı yaşarsınız’ gibi üstü kapalı baskılar yapılıyor” diye konuştu.

“Adalet arıyoruz”

Dayıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Benzer yangın davalarında hızlı ilerlemeler sağlandı. Bizim davamızda ise neredeyse 2 yıl geçti, hala adalet arıyoruz. Olayda hayatını kaybeden 2 kişi, Bolu’da hayatını kaybedenlerden farklı değildi. Onlar da bu ülkenin evladıydı. Dava çok uzun sürdü. Olayla ilgili kimse tutuklanmadı. Herkes görevine devam ediyor. Oysa yaklaşık 20 milyon liralık maddi zarar ve iki can kaybı var. Ama sanki sıradan bir olay gibi davranılıyor. Yangının çıkma ihtimali ortadaydı. Bakım yapılması gereken bir alandı. Eğer zamanında müdahale edilseydi, yönlendirme yapılsaydı, belki de bu olay yaşanmayacaktı. Kifayetsiz, muhteris yöneticilerin hırsından kaynaklan bir durum yaşandı. Şu anda ilgili birimler suçu birbirine atıyor. Ancak burada asıl sorumlunun kim olduğunun Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde ortaya çıkarılması ve gerekli soruşturmaların başlatılması gerekiyor. Ne yazık ki şimdiye kadar hiçbir soruşturma açılmadığını duyduk. Bu çok üzücü. Bunca açık kanıta rağmen kimse harekete geçmiyor. Bu durum, olayın üstünün kapatılmaya çalışıldığını ve birilerinin kollandığını düşündürüyor”

“Yeni ’Elifler’ ölmesin, yeni gençler hayattan kopmasın”

Davanın peşini bırakmayacağını söyleyen Dayıoğlu, “Kaybettiklerimiz geri gelmeyecek ama bir daha kimsenin başına benzer bir şey gelmemesi için bu davanın peşini bırakmıyoruz. Amacımız, sadece adaletin sağlanması ve bundan sonra çalışacak insanların güvenliğinin korunması. Bu konunun kişisel bir husumetle ilgisi yok. Bizim tek derdimiz, kamu hizmetinin düzgün yapılması, önlemlerin zamanında alınması ve tedbirlerin gerçekten uygulanması. Kaybettiklerimizin geri gelmeyeceğini biliyoruz. Ama yeni ’Elifler’ ölmesin, yeni gençler hayattan kopmasın. İşi gerçekten bilen, liyakatli insanlar görev alsın. Hiç kimse kişisel hırslarıyla başkalarının canını riske atmasın” ifadelerini kullandı.

Yeni görüntü

Öte yandan, 21 Temmuz 2023 tarihli görüntüler de dosyaya girdi. Görüntülerde kuyu diplerinde yoğun toz yığını ve siloların dış cephesinde havada yoğun toz bulutu olduğu görülüyor.

Bilirkişi raporunda patlamanın oluş şekli anlatılmıştı

İddianamede yer alan bilirkişi raporunda, patlamanın meydana geldiği sırada silonun 6. katında kaynak işleminin yapıldığı, kaynak işlemi sırasında kıvılcımın 5. kata düşerek yanmanın başladığın ve tozlu ortamın alevlenmesiyle de primer patlama oluştuğu belirtildi.

Alevin elevatörler içindeki yoğun tozu tutuşturduğu, elevatörlerin baca görevi görerek alevi her bölgeye taşıdığı, patlama sonrasında oluşan titreşimin bölgede tozu havalandırdığının kaydedildiği raporda; havalanan tozun patladığı, yatay taşıyıcıların (konveyörler) patlamayı beton kule içine taşıdığı, beton kule içindeki tozun patlamasıyla oluşan yanma ve basıncın, beton kuleden beton silo (kuyu) altına sirayet ettiği, bu aşamada silo altındaki (yatay taşıyıcılar) konveyorler içindeki tozların ve beton silo (kuyu) altındaki tozların da patlayarak çok büyük bir basınç oluşturduğu aktarıldı.

Kategoriler
Gebze Haber

Baba ve kızını öldüren anne ile oğluna ayrı ayrı 65 yıla kadar hapis istemi

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/baba-ve-kizini-olduren-anne-ile-ogluna-ayri-ayri-65-yila-kadar-hapis-istemi-rYyjIstL.mp4
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde komşuları baba ve kızını öldüren, aileden de 2 kişiyi yaralayan anne ile oğlunun, ayrı ayrı 65 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.

Olay, 15 Ağustos 2021’de Osman Yılmaz Mahallesi 644. Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Hakan ve annesi Tülay Y., aynı binada altlı üstü oturan Avcı ailesi arasında defalarca komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan tartışma yaşandı. Olay günü de Ahmet Avcı, abisi Mustafa, eşi Fatma, kızları Ebru Avcı ile komşuları Tülay Y. ve oğlu Hakan Y. arasında tartışma yaşandı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi ile Avcı ailesinin tüm üyeleri anne ve oğul tarafından bıçaklandı. Baba Ahmet ve kızı Tülay Avcı hayatını kaybederken, yaralanan anne ve oğlu da tedavilerinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Mütalaada olayların nasıl geliştiği yer aldı

Davanın 12’nci celsesi Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Tülay Y. ile oğlu Hakan Y., katılan tutuksuz sanıklar Fatma Avcı, Mustafa Avcı ve taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, maktul ile sanıkların binada altlı üstlü oturdukları, taraflar arasında daha önceden kolluk ve adliyeye yansımış, komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan ihtilafların olduğu belirtildi. Olay günü sanık anne ve oğlun alışverişten döndüğü, Ahmet Avcı’nın abisi olan müşteki Mustafa Avcı’nın, sanık Hakan Y’ye hitaben ’Aldırırım’ şeklinde söz söylediği, daha sonra tarafların karşı karşıya gelerek tartışmaya başladıkları belirtildi. Üst kattan sanıklar ile müşteki Mustafa Avcı’nın tartıştığını gören Ahmet ve Ebru Avcı ile müşteki sanık Fatma Avcı’nın indiği, Fatma Avcı’nın elindeki sopa ile sanık Hakan’a vurduğu, sanık Tülay’ın bu durumu engellemeye çalıştığı, yine maktul Ahmet’in de sanık Hakan’a vurduğu, bu sırada maktul Ebru Avcı’nın sanık Tülay’ı iteklemesi üzerine, Tülay’ın yere düştüğü, müşteki Mustafa Avcı’nın Hakan Yiğit’e tokat attığı, kavganın büyüdüğü belirtildi. Gelişen olaylarda anne ve oğlun; Ahmet Avcı, Ebru Avcı, Mustafa Avcı ve Fatma Avcı’yı bıçakla yaraladığı, müşteki sanık Fatma Avcı’nın da elindeki sopayla sanıklar Tülay ve Hakan’a vurduğu ve onları BTM ile giderilebilecek şekilde yaralamasına neden olduğu belirtildi.

Dosyada mevcut otopsi raporu ile maktul Ebru Avcı’nın 12, Ahmet Avcı’nın 5 yerinden bıçaklandığı, Fatma ve Mustafa Avcı’nın göğsünde ve vücudunun değişik yerlerinde birden fazla kez yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralandığı belirtildi.

Anne ve oğula ayrı ayrı 65 yıla kadar hapis istemi

Taraflar arasında daha önceden sanıkların evinin önünde meydana gelen olayın görüntülerin olduğu ve bu görüntülerde müşteki sanık Fatma Avcı’nın elinde döner bıçağı olduğu belirtildi. Tüm dosya kapsamı ile cumhuriyet savcısı, sanıklar Hakan ve Tülay Y’nin haksız tahrik altında “Adam öldürme” suçundan ayrı ayrı 2 kez 12 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını istedi.

Sanıklar Hakan ve Tülay Y’nin; mağdurlar Mustafa ve Fatma Avcı’ya karşı haksız tahrik altında öldürmeye teşebbüs suçundan 2 kez 9 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanıklar Hakan ve Tülay Y’nin; mağdur Kürşat Barış Ayar’a karşı tehdit suçundan ayrı ayrı 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Katılan sanıklar için de ceza istendi

Sanık Kürşat Barış A’nın Tülay Y’ye yumruk atarak yaralaması sebebiyle 4 aydan 1 yıla kadar, sanık Mustafa Avcı’nın, sanık Hakan Y’ye karşı kasten yaralama suçundan 4 aydan 1 yıla kadar ve tehdit suçundan ise 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Son olarak sanık Fatma Avcı’nın, Tülay ve Hakan’a yönelik kasten yaralama suçundan ayrı ayrı 4 aydan 1 yıla kadar cezalandırılması istendi.

“Karşı tarafın davranışları olayın bu aşamaya gelmesini sağlamıştır”

Mütalaayı kabul etmeyen tutuklu sanık Hakan Y., “Olayın meydana gelmesinden önce polisi arayıp karşı tarafla alakalı şikayeti bildirmiştim. Bu hususun dikkate alınmasını ve tahliyemi istiyorum” şeklinde konuştu.

Sanık Tülay Y. ise, “Tahliyemi talep ederim. Karşı tarafın davranışları olayın bu aşamaya gelmesini sağlamıştır. Bizim kesinlikle karşı tarafımı öldürmek gibi bir kastımız yoktur” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, avukatların süre talep etmesi üzerine sanıkların tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version