https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/09/turkcellden-teknofestte-5g-ile-kitalararasi-otonom-surus-0-F58PRT6F.mp4 Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, “5G, Türkiye’nin dijital ekonomisini büyütecek stratejik bir kaldıraç rolü üstlenecek. Verimliliği artıracak, yeni iş modellerini mümkün kılacak ve ülkemizi bölgesel dijital üs konumuna taşıyacak. 30 yılı aşan birikimimiz, stratejik iş birliklerimiz ve güçlü insan kaynağımızla 5G’ye hazırız. 5G denildiğinde de akla gelen ilk operatör Turkcell olacak” dedi.
Turkcell, dünyanın en büyük teknoloji festivali TEKNOFEST kapsamında ilklerden birine daha imza attı. TÜBİTAK’ın Gebze Kampüsü’ndeki yerli ve yüzde 100 elektrikli otonom araç, Atatürk Havalimanı’nda yer alan Turkcell standından başarıyla kontrol edildi. Şirketin TEKNOFEST 2024’te düzenlediği demo gösterimde, Kocaeli’nde bulunan bir iş makinası, Adana’daki Turkcell standından kontrol edilmişti. Bu Mayıs ayında ise KKTC’de düzenlenen TEKNOFEST’te de bir başka yeniliğe daha imza atarak karadan denize ilk 5G denemesini başarıyla gerçekleştirmişti.
“5G, Türkiye’nin dijital ekonomisini büyütecek stratejik bir kaldıraç”
Söz konusu demo gösteriminin 5G’nin sağladığı hız, güvenlik ve verimliliği gösterdiğine dikkat çeken Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, “5G sadece bir hız artışı değil; tüm iş kollarında ve hayatın her alanında dönüştürücü etki oluşturacak bir teknoloji. Sanayi, ulaşım, sağlık, eğitim ve akıllı şehirlerde köklü bir dönüşümü mümkün kılarken dijitalleşmede yeni bir çağ açıyor. Gerek iletişimde gerekse de ulaşımda yeni bir dönemi müjdeliyor. Otonom araçlar, nesnelerin interneti (IoT) ve yapay zekâ uygulamaları, yaşantımızın rutin birer parçası haline gelecek” ifadelerini kullandı.
5G’nin aynı zamanda Türkiye’nin dijital ekonomisini büyütecek stratejik bir kaldıraç olarak verimliliği artıracağını belirten Dr. Ali Taha Koç, “Bu yeni nesil iletişim teknolojisi, yeni iş modellerini mümkün kılacak ve ülkemizi bölgesel dijital üs konumuna taşıyacak. Şirket olarak, Türkiye’nin 5G’ye geçişinde öncü rol üstleniyoruz. TÜBİTAK iş birliğiyle, yeni nesil teknolojilerin toplumla buluşma noktası TEKNOFEST’te gerçekleştirdiğimiz deneme, şirketimizin 5G’ye ne denli hazır olduğunun bir göstergesi. Turkcell olarak; stadyumlardan havalimanlarına kadar halka açık alanlarda 5G deneyimi yaşatarak bu teknolojiyi günlük hayatın bir parçası haline getiriyoruz. Stratejik iş birliklerimiz, güçlü insan kaynağımız ve 30 yılı aşan birikimimizle bu teknolojiyi halkımıza sunmak için gün sayıyoruz” dedi.
“5G denilince akla gelen ilk operatör Turkcell olacak”
Şirketin 5G alanındaki hazırlık ve yatırımlarına da değinen Dr. Ali Taha Koç şöyle devam etti: “5G teknolojisi, tam anlamıyla 1 Nisan 2026 itibarıyla hayatımıza girecek. Kurulduğumuz günden beri, ülkemize 28 milyar doları aşkın yatırım yaptık. Bu yatırımların önemli bir kısmı, mobil altyapımızı güçlendirmek ve yeni teknolojilere hazırlık için kullanıldı. Türkiye’nin en çok mobil altyapı yatırımı yapan ve en geniş baz istasyonu ağına sahip operatörüyüz. 4.5G altyapımızın 5G’ye dönüşümü için çalışmalarımızı tamamladık. Şebekemizin büyük bölümünü modernize ettik. Yeni nesil baz istasyonlarının şebekemize entegrasyonunu sağladık. Altyapı ve regülasyon hazırlıklarımızı gerçekleştirdik. En geniş baz istasyonu ağı, artan fiberleşme oranı ve yapay zekâ destekli şebeke mimarimizle gerek teknik gerekse de finansal olarak 5G’ye hazırız. 2G, 3G ve 4.5G’de olduğu gibi 5G’de de standartları biz belirleyeceğiz. 5G denince akla gelen ilk operatör yine Turkcell olacak.”
5G ile uzaktan sür, puanları topla
Şirket 17-21 Eylül arasında düzenlenen TEKNOFEST 2025 İstanbul programı kapsamında etkinliklerini sürdürdü. Yapılan açıklamaya göre, etkinliğe özel geliştirilen yarışma konsepti ile 5G bağlantılı otonom aracın sürüş parkuruna sanal hedefler konumlandı. 5G bağlantısı ile aracı kontrol eden yarışmacılar, manevralar yaparak bu hedef noktalardaki puanları toplamaya çalışıyor. TÜBİTAK BİLGEM ekibi tarafından araç üzerinde geliştirilen LİDAR destekli 3D canlı haritalama özelliği de Turkcell 5G teknolojisi sayesinde gerçek zamanlı şekilde deneyimleniyor. Ayrıca bu yıl şirketin öncülüğünde ilk kez gerçekleştirilen 5G Konumlandırma Yarışması’nda ödül alan ekiplere ödülleri de yine TEKNOFEST kapsamında verilecek.
İzmit Belediyesi gençleri önemsemeye ve onların hayatına dokunmaya devam ediyor. Bilgi İşlem Müdürlüğü tarafından Yahya Kaptan Mahallesinde kente kazandırılacak olan Teknoloji Geliştirme Merkezinin çalışmalarını İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet yerinde inceledi.
“HEM TEKNOLOJİ MERKEZİ HEM DE GÜLÜMSE KAFE”
Fatma Başkan yaptığı açıklamada, “Yahya Kaptan Mahallesinde otogarın karşısında bulunan alanda gençlerin hem teknoloji merkezi hem de gülümse kafe olarak kullanabileceği bir proje hazırladık. Başladığımız projenin yavaş yavaş sonuna geliyoruz. Portatif yapılarla projeyi hazırlıyoruz. Teknoloji Geliştirme Merkezi yani Tekonogaraj diyeceğimiz bir alan hazırlıyoruz. Gençlerimizin bu alanlardaki çalışmalarına destek vermek istiyoruz.
“ÖNÜMÜZDEKİ YIL AÇMAYI PLANLIYORUZ
Hemen yanında da Kafe Garaj adı verilen bir sosyal alan olacak. Bu alanı tamamen gençlik merkezi olarak kullanmış olacağız. 2-3 ay içerisinde bitirip 2026 yılında açılışını gerçekleştireceğiz. Gençlerimize çok ciddi bir hizmet alanı sunacağımızı inanıyoruz. Bilgi İşlem Müdürlüğümüz sadece belediyenin bilgisayarlarını tamir etmiyor. Teknoloji üretip bilgiyi paylaşan bir müdürlük haline geldi. Fen İşleri Müdürlüğümüzde bölgeyi daha ışıl ışıl hale getiriyor” dedi.
DEMİR, “BURASI BİR TEKNOLOJİ ÜSSÜ OLACAK”
Proje hakkında bilgi veren Bilgi İşlem Müdürü Samet Can Demir, “Teknogaraj projemizde gençlik ve teknolojiyi buluşturmak istiyoruz. Gençlerimize katkı sunacak alanlar oluşturmak amacındayız. Gençlerimize hem burada gerekli eğitimleri vermek hem de serbest çalışan olarak dünya çapında işler yapabilmesi için sosyal ve ticari alanlar oluşturmak istiyoruz. Burası bir teknoloji üssü olacak” diye konuştu.
GÜREŞEN, “ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”
Fen İşleri Müdürü Burak Güreşen, “Şehit Ali İhsan Çakmak Caddesi, Akarsu Caddesi, Kızılay Sokak’taki plan ve proje çalışmalarımız devam ediyor. Alt yapı çalışmaları bitti. Bizde aydınlatma çalışmalarının alt yapılarını üstlendik. Bundan sonra da asfalt ve parke çalışmalarımız olacak. Yaklaşık 2,5 ay sonra bölgedeki çalışmalarımız bitmiş olacak” dedi.
TEKNOFEST Teknoloji Yarışmaları kapsamında, Bilişim Vadisi ve TÜBİTAK iş birliğiyle düzenlenen Robotaksi Binek Otonom Araç Yarışması, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki Bilişim Vadisi’nde 10-13 Ağustos tarihlerinde yapılan yarışmaya ‘Özgün Araç’ ve ‘Hazır Araç’ kategorilerinde 568 başvuru yapıldı. 17 ilden ve 2 farklı ülkeden gelen 45 finalist takım, gerçek pist ortamında belirlenen görevleri tamamlamak için yarıştı. Bakan Kacır ve Bayraktar, final yarışmalarını takip ederek takımların stantlarını ziyaret etti, otonom araç projeleri hakkında öğrencilerden bilgi aldı. Yarışmada ‘Özgün Araç’ kategorisinde birinciye 250 bin TL, ikinciye 200 bin TL, üçüncüye 175 bin TL; ‘Hazır Araç’ kategorisinde ise birinciye 200 bin TL, ikinciye 175 bin TL, üçüncüye 150 bin TL ödül verileceği açıklandı.
“TEKNOFEST’e tüm milletimizi bekliyoruz”
TEKNOFEST’te katılım rekoru kırılmasını beklediklerini ifade eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “TEKNOFEST robotaksi yarışma finallerinde Türkiye’nin teknoloji üstü Bilişim Vadisi’ndeyiz. Burası Gebze’de 500’den fazla teknoloji girişimine ev sahipliği yaptığımız Türkiye’nin en büyük teknoparklarından biri Bilişim Vadisi. 2018’den bu yana TEKNOFEST’te robotaksi araç yarışmalarını düzenliyoruz. Bu yarışmaların adresi de Bilişim Vadisi. Burası Türkiye’nin mobilete teknolojilerinin geliştiren şirketlerinin gelişimlerinin kümelendiği bir merkez. Burada yine 500’den fazla takımın başvuru yaptığı ve 50’den fazla takımın finallerde yarıştığı robotaksi yarışmasını gerçekleştirmek. Bizim için gerçekten mutluluk meselesi TEKNOFEST yıldan yıla büyüyen 81 şehrimizde heyecana ve coşkuya vesile olan dünyanın en büyük teknoloji festivali. Geçtiğimiz yıl 1 milyon 650 binden fazla yarışmacıyla TEKNOFEST yarışmalarına imza atmıştık. İnanıyorum bu yıl yeni rakamları TEKNOFEST kuşağıyla birlikte kıracağız. 17-21 Eylül’de İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştireceğimiz TEKNOFEST’e tüm milletimizi 7’den 77’ye beklediğimizi ifade etmek istiyorum” dedi.
“Tüm herkesi Next Sosyal’e bekliyoruz”
Türkiye’nin yeni sosyal medya platformu ‘Next Sosyal’ uygulamasına katılmaya davet eden TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, “Bu yarışmayı 2018 yılından beri düzenliyoruz. Bilişim Vadisi ve TÜBİTAK’ın düzenlediği robotaksi yarışması. Bir yandan da hayatımıza giren otonom araçların teknolojisini geliştiriyorlar. Buradaki TEKNOFEST kuşağı dünyayı değiştirecekler. Bir yandan yıkıldığı yerden ayağa kaldıracaklar. Dünyayı daha iyiye daha güzele taşıyacaklar dost doğru değerlerle hem ülkemizi hem tüm kardeş coğrafyalar için teknoloji üretecekler bizi daha bağımsız ve müreffeh kılacaklar. TEKNOFEST kuşağının son eseri Next Sosyal Türkiye’nin sosyal mecrası. Herkesi tüm dost ve kardeş coğrafyaları Next Sosyal’e bekliyoruz. Buradaki kardeşlerimizin hepsi zaten girmişlerdi onların eseri. Onların gayretlerini başarılarını kutlamaya tebrik etmeye tüm herkesi Next Sosyal’e bekliyoruz. TEKNOFEST mavi vatan kapsamında bu yıl ilk defa Deniz Kuvvetlerimiz ’in eserleri sergilenecek. Mavi vatanda bizi bağımsız kılacak eserler sergilenecek. Sürprizler de olacak aynı zamanda 3 farklı TEKNOFEST yarışmamız da olacak. 30-31 Ağustos da İstanbul Tersanesi’nde TEKNOFEST Mavi Vatan düzenlenecek sonrasında da 17-21 Eylül’de İstanbul Atatürk Havalimanı’nda TEKNOFEST İstanbul düzenlenecek. Herkesi bekliyoruz” dedi.
https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/07/yapay-zeka-ile-kurumsal-donusum-masaya-yatirildi-0-V2iwMuR8.mp4 Kocaeli’de düzenlenen çalıştayda, yapay zekanın karar alma süreçlerinden veri güvenliğine, kültürel kodlardan rekabet gücüne kadar uzanan etkileri masaya yatırıldı. Prof. Dr. Halit Keskin, yapay zekada verilerin güvenli şekilde depolanıp depolanmadığına ilişkin, “İnsan bir noktada kaygılanıyor. Düşük de olsa bir risk olmakla birlikte, büyük ölçüde bu verilerin güvenilirliğinin sağlandığını düşünüyoruz” dedi.
Kurumsal dünyada dengeleri kökten değiştiren yapay zeka, artık sadece bir araç değil, stratejik bir akıl ortağı. Yapay zekanın kurumsal yapılardaki etkilerinin masaya yatırıldığı “Kurumsal Yapay Zeka ile Yüksek Standartların İnşası Çalıştayı”, geniş katılımla gerçekleştirildi. Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB) Teknopark’ın ev sahipliğinde, kamu-sanayi-üniversite iş birliği modeliyle düzenlenen çalıştayda, yapay zeka teknolojilerinin işletmelere entegrasyonu, veri güvenliği, dijital dönüşüm ve yerli yapay zeka altyapılarının önemi ele alındı.
Yıldız Teknik Üniversitesi iş birliği ve özel sektör sponsorluğunda gerçekleştirilen etkinlikte, akademik çevreler ile farklı sektörlerden temsilciler bir araya gelerek, yapay zekanın karar alma süreçlerine, rekabet stratejilerine ve kurumsal standartlara olan etkisini çok yönlü olarak tartıştı.
Katılımcılar, dijital teknolojilerdeki baş döndürücü gelişmelere ayak uydurmanın artık bir tercih değil zorunluluk olduğunu vurgularken, bu tür etkinliklerin iş dünyası ile üniversiteler arasında sürdürülebilir bir köprü kurduğu ifade edildi. Çalıştayda ayrıca, Türkiye’de ilk kez bir çalıştayın çıktılarının yapay zeka destekli bir avatar tarafından 3 dakikada özetlenecek olması da dikkat çekti. Bu uygulama, teknolojinin yalnızca konuşulan değil, doğrudan deneyimlenen bir araç olarak da sürece entegre edildiğini gösterdi.
“Asıl korkmamız gereken husus, yapay zeka ve bu bağlamdaki gelişmeleri takip etmemek”
Yapay zekanın güvenilir olup olmadığı konusunda tartışmaların devam ettiğini söyleyen Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Keskin, “Artık dijital teknolojilerin çok önemli araçlarından birisi yapay zeka. Yapay zeka artık hayatımızın bir gerçeği oldu. Hem iş dünyasının gerçeği hem de bizim bireysel hayatımızın da bir gerçeği oldu. Bundan korkulacak bir şey yok. Asıl korkmamız gereken husus, yapay zeka ve bu bağlamdaki gelişmeleri takip etmemek ve bu konuda uyum sağlayamamak. Hem bireysel olarak rekabetçiliğimizi kaybederiz hem de bir ticari işletme isek bu anlamda da rekabetçiliğimizi kaybederiz. Asıl korkulacak olan ise yapay zeka ve dijital teknolojilerdeki gelişmeleri takip edip bu noktadaki değişime uyum sağlamamak olmalı” dedi.
“Büyük ölçüde bu verilerin güvenilirliğinin sağlandığını düşünüyoruz”
Verileri güvenli şekilde depolanıp depolanmadığı sorusuna Keskin, “Bu konuda da kaygılar var ama zaten kurumlar, bu konudaki firmalar, yapay zeka ile ilgili firmalar bunun güvencesini de vermekteler. Yüksek düzeyde bu verilerin güvenilirliği ve korumasının sağlandığı noktasında. Ama mutlaka insan bir noktada kaygılanıyor. Düşük de olsa bir risk olmakla birlikte, büyük ölçüde bu verilerin güvenilirliğinin sağlandığını düşünüyoruz” diye konuştu.
“Yapay zeka bir noktada insanı modelliyor”
Yapay zekanın gittikçe daha da zeki hale geleceğini belirten Keskin, “Çünkü sürekli olarak öğreniyor. Hem derin öğrenme var, hem makine öğrenmesi var. Bir noktada insanı modelliyor. Bir noktada bizim düşünce biçimimizin makinelere geçmesi aslında. Dolayısıyla daha da zeki olmaya devam edecek. ChatGPT gibi birçok yapay zeka aracı var. Bunları günlük hayatımızda çok yoğun olarak kullanıyoruz. İyi prompt verirseniz, iyi komut verirseniz, yönlendirirseniz işlerinizi kolaylaştırma noktasında çok katkı sağlayacak. Ama bu sizi tembelliğe alıştırmasın. Yani her şeyinizi ChatGPT’ye yaptırıp siz kendiniz düşünmekten, okumaktan vazgeçerseniz sizin gerilemenize sebep olabilir” şeklinde konuştu.
“Her şeyi yapay zekaya yapmak öğrencileri gerilettir”
Prof. Dr. Halit Keskin, sözlerine şöyle devam etti:
“Yapay zekanın bir araç olduğunu unutmayalım. Sizin işlerinizi planlama noktasında veya planlarınızı yaparken, karar verme süreçlerinizi oluştururken, destek olma noktasında çok önemli katkı sağlıyor. Ama siz her şeyi ona yaptırmaya çalışırsanız, özellikle öğrenciler ödevleri tamamen ChatGPT’ye yaptırırsa bunun tabii doğru olmadığını söylüyoruz. Bu öğrencileri geriletir. Dolayısıyla ChatGPT sizin kaynak araştırmanız noktasında, referans bulmanız noktasında çok fayda sağlar size. Ama asıl kurguyu siz yapacaksınız ve ödevlerinizi tabii ki kendiniz planlayacaksınız ve yapacaksınız. Karar verirken yapay zekayı asistan olarak kullanıyoruz ama artık yönetim kurulları yapay zekalardan oluşacak ve insanları danışman olarak kullanırsa çok garip görmeyelim. Bu noktada bu tip gelişmeler olacak gibi gözüküyor. Yapay zeka bireysel hayatımızdan iş hayatına kadar, üniversite hayatımızda kadar, üniversitedeki ders anlatma biçimlerine kadar her şeyi sil baştan yeniden tasarlamamız noktasında bizi artık yönlendiriyor. Dolayısıyla bu gelişmeleri takip edeceğiz. Durmak yok diyoruz. Almanların meşhur bir sözü var, ’dinlenmek mezarda’ diyor. Bizim sürekli olarak çok daha fazla efor sarf etmemiz lazım, çalışmamız lazım. Çünkü dünyada çok baş döndürücü gelişmeler söz konusu. Türkiye olarak biz de bütün kurumlarıyla, kuruluşlarıyla ve bireyleriyle bu gelişmelere çok çalışarak adapte olmamız lazım.”
“Teknolojinin kölesi olmayın”
Yeni neslin hem şanslı hem de şansız olduğunu aktaran Keskin, “Bizim çocukluğumuzda telefon da internet de yoktu. Hatta bırakınız çocukluğumu, ben yüksek lisans yaparken internet yoktu, bilgisayar yoktu. Ama şimdi yeni jenerasyon, asistan arkadaşlarımız oturduğu masadan bilgisayarlarını açıyorlar, dünyanın bütün veri tabanlarına ulaşabiliyorlar. Dolayısıyla bu anlamda çocuklarımız çok şanslı, yani yeni jenerasyon çok çok şanslı. Ama asıl amaçlarımıza katkı yapacak bir araç olarak kullanılması gerektiği hususunu kaybedersek, bu sefer o teknolojinin esiri durumuna geliyoruz. Teknolojinin kölesi olmasınlar. Çünkü artık o kadar kendilerini kaptırıyor ki hem zaman planlaması noktasında, hem eğitim öğretimini düzenli şekilde yapma noktasında sıkıntılar yaşamaya başlıyorlar. Özellikle küçük çocukların susturmak için ellerine telefon, tablet tutuşturmamız, onları daha bebek yaşlarda, kölesi haline getirebiliyor. Lütfen aileler bundan uzak dursunlar” ifadelerini kullandı.
“İlk defa çalıştayın sonuçları yapay zeka teknolojisiyle 3 dakikada avatar tarafından özetlenecek”
Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Çemberci, “Aynı zamanda GOSB Teknopark AŞ’nin genel müdürü olarak görev yapmaktayım. 9. çalıştayımızı yapıyoruz. Yapay zeka ve yapay zekanın iş süreçlerine, işletmelerin rekabet süreçlerine nasıl etki ettiğini konuşacağımız bir çalıştay gerçekleştiriyoruz. Sektörün gerçekten çok etkin ve etkili kurumları burada. Katılımcılar, önceden akademik bir disiplinle hazırlanmış soruları içtenlikle cevaplayarak çok önemli bilgilerin ortaya çıkmasına vesile oluyorlar. Kurumsal yapay zeka ile yüksek standartların inşasını konuşurken, işletmelerin hangi süreçlerine ne tür etkiler edeceğini, ne tür katkılar sağlayacağını, karar mekanizmalarına nasıl destek vereceğini de bugün bir farkındalık olarak ortaya koymaya çalışacağız. İlk defa çalıştayın sonuçları yapay zeka teknolojisiyle 3 dakikada avatar tarafından özetlenecek. Bu da bizim için oldukça heyecan verici ve deneyimlemekten memnuniyet duyacağımız bir süreç. Gerçek anlamda uygulamalı bir çalıştay olacak” dedi.
“Yapay zekanın şirketlere zarar vereceğini düşünmüyorum”
Rekabet ve yapay zeka stratejileri hakkında konuşan Çemberci, “İşletmeler karar alırken çok ciddi belirsizliklerle mücadele etmek zorundalar. Yapay zeka ise öğrenmeye devam ettikçe bu belirsizliklerin yani gri alanların daha şeffaf hale gelmesini, hatta beyaza dönüşmesini sağlayacak. Böylece işletmeler rakiplerine göre daha öne çıkacak. Bugünkü çalıştaydan da buna benzer sonuçların çıkacağını öngörüyoruz. Yapay zekanın şirketlere zarar vereceğini düşünmüyorum. Aksine, firmaların çok daha etkin ve verimli süreçler yürütmelerine, maliyetlerini düşürmelerine, farklılaşmalarına ve karar mekanizmalarında daha sağlam adımlar atmalarına katkı sunacaktır” diye konuştu.
“Eğer kendi verilerimizi başka bir kültürün ve şirketin yazılımın içerisine yüklersek arada bir boşluk oluşur”
Yapay zeka, dijital dönüşüm ve veri egemenliği üzerine bilgiler veren EVA-ICT ve Arketik AI’nin kurucusu Cihan Meriç Kaymaz ise “20 yıldan bu yana dijital dönüşüm alanında çok sayıda kurumla birlikte çalışarak, onların teknoloji adaptasyon süreçlerine eşlik ettik. Hem şirket olarak hem de bireysel olarak bu sürecin parçası olduk. Yapay zeka, hayatımıza 2022 Kasım ayında kararlı şekilde girdi ve yalnızca bir ayda dünya genelinde 100 milyon kullanıcıya ulaştı. 3 yıl gibi kısa bir sürede 1.2 milyar kullanıcıya erişti. Artık yapay zeka pratik hayatımızın içerisinde. Çok kısa sürede çok büyük gelişmeler yaşanıyor ve bu gelişmelere ayak uydurmak kolay değil. Ancak tartışmasız gerçek var. Yapay zeka artık hayatımızda. Bu varlığı kabul edip, adapte olma yollarını aramamız gerekiyor. Bu Amerika ve Çinlilerin oluşturduğu yazılımlar. Her şeyi en iyi şekilde bakıyor olsak bile bu Amerika ve Çinlilerin kültürü ile bezenmiş bir zeka. Bizim ülkemizin kendine özgü DNA’sı ve kültürü var. Kendine münhasır ahlak değerleri ile çalışma prensipleri var. Eğer kendi verilerimizi başka bir kültürün ve şirketin yazılımın içerisine yüklersek arada bir boşluk oluşur. Daha da olumsuz bir senaryoda kurumları kurum yapan, şirketleri ayakta tutan benzersiz veriler, reçeteler, finansal ve operasyonel sırlar, başka ülkelerin şirketleri tarafından elde edilebilir hâle gelir. Bu da, veri egemenliğinin kaybı demektir. Bunu önlemek için, kendi yapay zeka modellerimizi ve yerel altyapıyla çalışan zekamızı geliştirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde, başka bir zekanın sizin zekanızı yöneteceği bir dönemin kapılarını aralamış oluruz. Kibarca ifade edecek olursak sistemin eseri, ve o sistemin müsaade ettiği kadar hareket edersiniz” cümlelerini kullandı.
Türk savunma sanayisine yerli ve milli ürünler geliştiren Türk firması CTech IDEF 2025’te yerli ve milli ürünleriyle yerini aldı. Fuarda, KAAN uçağının kara kutusu, SecureARX Karıştırmaya Dayanıklı Uydu Haberleşme Modemi sergilendi.
Uydu modemi SecureARX ve UfukLink Ufuk Hattı Haberleşme ürün ailesi hakkında bilgi veren CTech Genel Müdürü Cüneyd Fırat, “Uydu haberleşme konusunda ANKA serisi insansız hava araçları uzun yıllardan beri uçuş yapıyor. Ürünlerimiz, 400 bin uçuş saatlerini buldu. SecureARX ürünü bu görmüş olduğunuz cihaz bir modemdir. Uydu modemidir. NATO’ya vermeye başladık. SecureARX sürümümüz Ekvator bölgesinde çalışabilir” dedi.
Fırat, “İDEF Dünya fuarı. Savunma, havacılık, uzay gibi yüksek teknoloji bir alanında dünya markası diyebileceğimiz bir fuar. En önem verdiğimiz fuar. En geniş katılımı olan İDEF bu seni düzenlenen. CTech 20 yıllık birikimiyle, özellikle savunma, havacılık, uzay ve telekomünikasyon gibi oldukça üst düzey niteliklerin standartların olduğu alanlarda haberleşme, cihaz ve çözümleri üreten tasarlayan, üreten ve bunları destekleyen bir firma. Uydu haberleşme konusunda örneğin ANKA serisi insansız hava araçları Uzun yıllardan beri uçuş yapıyor. Ürünlerimiz, 400 bin uçuş saatlerini buldu. Bu çok önemli bir referans dünya çapında” diye konuştu.
“SecureARX markasıyla sunduğumuz bu ürünü en son NATO’nun kendi komuta kontrol altyapısına vermeye başladık”
“SecureARX ürünü NATO’ya vermeye başladıklarını belirten Fırat, “Şimdi burada hemen hemen bütün ürünlerimize numuneler getirdik. Şu anda bu mesele SecureARX ürünü bu görmüş olduğunuz cihaz bir modemdir. Uydu modemidir. Savunma havacılık uzay alanlarına uygun olarak tasarlanmış NATO’nun 46,06 standardına ki bu standart 500 sayfaya yakın bir standarttır. Çok üst düzey güvenlik sağlar. Bunun içinde çok yüksek bir teknoloji var. 20 yıllık bir birikim var ve biz bu birikimle bu görmüş olduğumuz SecureARX markasıyla sunduğumuz bu ürünü en son NATO’nun kendi komuta kontrol altyapısına vermeye başladık. Geçen yıl itibariyle sözleşmeyi imzaladık. Çünkü bu teknoloji müstesna, bir teknoloji NATO üye ülkeler içinde sadece Fransa ve Türkiye’de olan bir teknoloji. Daha önce hep Fransa menşeli olarak karşılanırken, Türkiye’nin de oyuna dahil olmasıyla CTech’de oyuna dahil olmasıyla uzun bir ihale ve rekabet süreci sonucunda buyurunuzu mesela NATO’ya vermeye başladık. Bu çok önemli. Artık bu ürün, NATO gibi çok üst düzey bir kuruluş tarafından tercih edilen kullanılan dünyada üst segment bir teknoloji ürünü. Gittikçe artan arası müşterilerimiz var ürünlerimiz Afrika’da Cezayir’de, Çatta, Angolada, Malezya’da inşallah bu yıl Endonezya. İtalya’ya veriyoruz, Körfez bölgesinde Suudi Arabistan. Katar. Bizim NATO ile bu ihale sürecine girdiğimiz aşamada zaten yıllardır ürünümüz sahada Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılıyordu. Ürünlerle ilgili sürekli AR-GE çalışması yapıyoruz. Ciddi ekibimiz var, 270 kişi ekibimiz var. Yurt dışında da Leonardo gibi dünyanın önde gelen şirketleriyle iş yapan bir firmayız” ifadelerini kullandı.
Fırat, “İnsansız hava araçları ya da diğer hava araçları için insanlar için de olabilir, hareket halinde uydu haberleşmesini sağlayan takipli anten sistemi terminali. Biz bunu yıllardır üretiyoruz tasarlıyoruz. Bunun farklı versiyonları var. Farklı büyüklükleri var ama şu görmüş olduğunuz ürünü de ilk defa bu fuarda lansmanını yapıyoruz. Bu Ekvator bölgesinde çalışabilir. Ekvator bölgesinde hava şartları tropikal haberleşmesini etkiliyor. Bunun için ciddi tedbirler aldık. Teknolojimizde adaptasyonlar yapıyoruz. Onun ötesinde gördüğünüz gibi dikey takip yapabiliyor, çok yönlü bir manevra ve takip niteliği var. Zira ekvator bölgesinde uydu antenlerinin 90 bakması gerekiyor. Uydularla haberleşebilmesi için bu ise buradaki gördüğünüz hareket sistemini oldukça zorlayan. Çok hassas dengelemeler ve kontrol yapılmasını gerektiriyor. Bu ürün de SecureARX sürümümüz. Gelişen gelişmeye devam eden bu fuarda da bu ürünümüzü ilk defa lansmanını yapmış oluyoruz. Bundan dolayı da mutluyuz inşallah hani yeni fırsatlara da yol açacaktır” diye konuştu.
Türk savunma sanayiinde milli ve yenilikçi sistemler geliştiren STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Tic. A.Ş., Türkiye’ye sahada oyun değiştirici teknolojiler kazandırmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) öncülüğünde STM mühendislerince geliştirilen ve geçtiğimiz yıllarda kabulleri tamamlanan Küresel Konumlama Sistemi Bağımsız Otonom Seyrüsefer Sistemi Geliştirilmesi (KERKES) Projesi, STM’nin milli gözcü İHA’sı TOGAN’a entegre edildi. Yapılan testlerin ardından KERKES teknolojisi ile donatılan çok sayıda TOGAN’ın Türk güvenlik güçlerine teslimatı gerçekleştirildi. KERKES teknolojisi ile donatılan TOGAN, 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF-2025) sergileniyor.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, “Sınırları aşan milli teknolojilerimizle gök vatandaki hakimiyetimizi perçinlemeye devam ediyoruz. Taktik İHA’larımızın GNSS olmayan sahalarda görev yapmasını sağlayan KERKES teknolojimizi milli gözcü İHA’mız TOGAN’a entegre ederek, Mehmetçiğimizin hizmetine sunduk. Dünyada sayılı ülkenin üzerinde çalıştığı bu teknolojiyle mini İHA’larımız, karıştırma, yanıltma, köreltme gibi elektronik harp tehdidinden etkilenmeden görevini başarıyla yerine getirebiliyor. Muharebe ortamında oyun değiştirici teknolojilerimizle ordumuza güç vermeye devam edeceğiz. Emeği geçen STM ailesini tebrik ederim” ifadelerini kullandı.
TOGAN KERKES entegrasyonu tamam, sırada vurucu İHA’lar var
STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz ise, STM’nin milli mühendislik gücüyle geliştirdiği taktik mini İHA sistemlerinin terörle mücadelede etkin kullanıldığını ve ihracat başarıları yakaladığını belirterek, “Amacımız sadece KARGU, TOGAN, BOYGA gibi uçan bir platform ortaya koymak değil. Yapay zekâ, makina öğrenmesi, bilgisayarlı görü gibi geleceğin teknolojilerini bir araya getirerek muharebe alanında iletişim olmadığında da görevine devam edebilen platformları da sahaya sürmek. Bu doğrultuda Türkiye’ye kazandırdığımız KERKES kabiliyeti ile İHA’ların elektronik harp tehdidinden etkilenmeden görev gerçekleştirmesini sağladık. Güvenlik güçlerimizin yanı sıra iki farklı ülke tarafından aktif olarak kullanılan gözcü İHA TOGAN’a KERKES’i entegre ederek, yeni ürünlerimizin teslimatını ordumuza gerçekleştirdik. TOGAN’dan sonra ailemizin vurucu üyelerine de bu kabiliyeti kazandırıyoruz” dedi.
Elektronik harp tehdidi KERKES ile bertaraf edildi
SSB ile STM arasında 23 Ağustos 2019 tarihinde Küresel Konumlama Sistemi Bağımsız Otonom Seyrüsefer Sistemi Geliştirilmesi, kısa adıyla KERKES Projesi imzalandı. Sofistike bilgisayarlı görü teknikleri ve yapay zeka algoritmaları ile STM mühendislerinin geliştirdiği KERKES Projesi 2022 yılında başarıyla tamamlandı ve teslim edildi. Bu teknoloji ile mini/mikro sınıfı İHA’lar, GNSS’in (Küresel Navigasyon Uydu Sistemi) olmadığı durumlarda artık gece ve gündüz şartlarında görev icra edebiliyor. KERKES, harita ve sensör verileriyle İHA’nın konumunu belirliyor. GPS’in çalışmadığı ya da engellendiği durumlarda bile İHA’ların rotasını kaybetmeden uçmasına olanak tanıyor. Bu sayede elektronik harp saldırıları etkisiz hâle geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “KERKES bizim için büyük önem arz ediyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2020 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesi 2 Yıllık Değerlendirme Toplantısı’nda, “KERKES bizim için büyük bir proje, büyük önem arz ediyor” sözleriyle projenin önemine vurgu yapmıştı.
Kocaeli’de 17-19 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek KODELİG’25 Robotik Kodlama Yarışması’nda 815 öğrenci farklı kodlama branşlarında hünerlerini sergileyecek.
Kocaeli’de geleceğin teminatı olan gençlere her fırsatta destek olan büyükşehir belediyesi, öğrencileri robotik ve kodlama alanındaki çalışmalara teşvik etmek için KODELİG yarışmaları düzenliyor. Gençlik ve spor hizmetleri dairesi başkanlığı tarafından 17-19 Haziran tarihleri arasında Şehit Polis Recep Topaloğlu Spor Salonu’nda lise, ortaokul ve ilkokul çağındaki öğrencilere yönelik gerçekleştirilecek KODELİG’25 Robotik ve Kodlama Yarışması, Kocaeli’nin teknolojiye açılan kapısını aralayarak geleceğin teknoloji liderlerini bir araya getirecek. Yarışmada birinciler 30 bin, ikinciler 20 bin, üçüncüler ise 10 bin TL ödül kazanacak.
Yarışmada 10 kategori bulunuyor
Kocaeli’de yaşayan ve eğitim gören gençleri teknoloji ile buluşturmak, bilişim teknolojileri dallarına olan ilgilerini arttırmak, yeteneklerini keşfetmelerini sağlamak, sosyal ve kültürel alanda gelişmelerine destek olmak amacıyla bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan KODELİG’25 Robotik ve Kodlama Yarışması’nda; temel çizgi izleyen (ortaokul), ileri çizgi izleyen (lise), hızlı çizgi izleyen (ortaokul), micro sumo (ortaokul, lise), mini sumo (lise), robot futbolu (ilkokul, ortaokul), robot dans (ilkokul, ortaokul), sıfır atık temiz Körfez (lise), hedefi bul (lise) ve tozkoparan Kocaeli olmak üzere 10 kategori bulunuyor.
Yarışmaya 815 kişi katılacak
Toplam 440 takım başvurusunun alındığı KODELİG’25 Robotik ve Kodlama Yarışması’na 815 kişi katılacak. Yarışmada katılımcıların 39’u ilkokul, 302’si ortaokul, 371’i lise ve 103’ü bağımsız başvuru yapan öğrencilerden oluşuyor. Bu yıl 815’i öğrenci olmak üzere danışmanlarla toplam bin 255 kişi yarışmaya katılım gösterecek. Üçüncüsü düzenlenecek olan KODELİG’25 Robotik ve Kodlama Yarışması’na diğer yıllara oranla bu yıl başvuru sayısı rekor seviyede seyretti. Farklı kodlama branşlarında hünerlerini sergileyecek öğrenciler, teknolojiyle dolu heyecan verici bir deneyim yaşayacak.
Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi, yapay zekanın ruh sağlığı üzerindeki etkilerini Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın katılımıyla gerçekleştirdiği özel etkinlikte ele aldı. Tarhan, yapay zekanın insan hayatında kaçınılmaz olduğunu ancak kontrollü kullanıma dikkat çekerek, “Bilge insan yapay zekayı faydalı şekilde hayatına entegre edebilendir” dedi.
Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi yapay zeka ile ilgili yeni gündemler oluşturmaya devam ediyor. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Talip Emiroğlu ve Rektör Prof. Dr. Muzaffer Elmas tarafından ağırlanan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yapay zekanın hızla geliştiği günümüzde ruh sağlığı üzerindeki etkilerini kapsamlı ve derinlemesine bakış açısıyla ele aldı. Moderatörlüğünü üniversitenin Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ali Ruhan Çelik’in yaptığı buluşmada, bu çağda psikolojik dayanıklılığı nasıl korunabileceği konusunda önemli bilgiler paylaşarak ruh sağlığının korunmasının önemine dikkat çekti Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yapay zeka kaçınacak bir şey değildir. Hayatımızı çok kolaylaştıran bir teknolojidir ve üzerine gitmemiz gerekir. Tabi muhakkak kontrollü olmamız lazım. Özellikle ergenlik çağında olan kişilerde kontrolü elden bırakmamak lazım. Bilge insan yapay zekayı faydalı şekilde hayatına entegre edebilendir” diye konuştu.
Yapay zeka ve ruh sağlığı
Söyleşiye ayrıca Kocaeli Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Ömer Karataş ve yönetimi, Türk Psikologlar Derneği Kocaeli Şubesi, Başiskele İlçe Sosyal Hizmetler Müdürü Meryem Şahin de katıldı. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi yetkilileri, bu tür öncü etkinliklerle hem akademik hem de toplumsal alanda fark oluşturmaya devam ettiklerini belirtti. Prof. Dr. Tarhan’ın engin deneyimi ve uzmanlığı sayesinde yapay zeka ve ruh sağlığı konularının geniş kitlelere ulaştığı vurgulandı. Etkinlik, katılımcılar tarafından yoğun ilgiyle karşılanırken, üniversite yönetimi geleceğe yönelik bu tür bilgilendirici programların artarak devam edeceğini açıkladı.
https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/05/turk-muhendisler-uretti-sahte-yagi-bitirecek-donem-0-SifvKAus.mp4
Gebze’de Türk mühendisler tarafından geliştirilen teknoloji, ünlü markaların sahte üretilen madeni yağlarının önüne geçecek. Sürücülerin adeta kabusu olan sahte yağı ayırt edecek ’marker’ teknolojisi sayesinde tüketici artık el cihazıyla bile ürünün orijinalliğini kontrol edebilecek. Özel çözelti sayesinde madeni yağlar üretim aşamasında izlenebilir hale gelecek.
Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) Teknoparkı’nda Prof. Dr. Ahmet Ceyhan Gören ve ekibi tarafından geliştirilen ‘marker’ teknolojisi, Türkiye’de madeni yağ alanında ilk olma özelliği taşıyor. Sistem, sektördeki önemli bir boşluğu doldurmayı hedefliyor. Özellikle küçük sanayi sitelerindeki esnafın da adeta kabusu olan ünlü markaların madeni yağlarının sahtesi artık kolayca tespit edilebilecek.
Jandarma 21 bin ton ele geçirmişti
Öte yandan, Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, kaçakçılık suçlarıyla mücadele kapsamında önceki gün operasyon düzenlemiş, sanayi işletmelerinden topladığı atık madeni yağları arıtarak, ünlü markalara ait sahte kutu ve ambalajlara doldurmak sureti ile piyasaya sürdüğü tespit edilen şüpheliye operasyon yapmıştı. Yapılan aramada, piyasa değeri yaklaşık 12 milyon TL olan sahte 21 bin 600 litre madeni yağ ele geçirildi. Olaya ilişkin şüpheli hakkında adli işlem başlatıldı.
“Bu teknoloji, ülkemiz açısından büyük bir değer taşımaktadır”
Gebze Teknik Üniversitesi Teknopark bünyesinde yaklaşık 150 firmanın faaliyet gösterdiğini ifade eden Teknopark Genel Müdürü Yusuf Çalık, “Üniversitemizin değerli akademisyenlerinin rehberliğinde geliştirilen bu sistem, özellikle yağ testleri ve kaçak yağ tespiti konusunda önemli katkılar sunacak. Bu teknoloji, ülkemiz açısından büyük bir değer taşımaktadır” dedi.
“Dünyada da bir ilk olabilir”
Prof. Dr. Ahmet Ceyhan Gören ise ’marker’ projesinin 2021 yılından bu yana sürdüğünü belirtti. Marker sisteminin madeni yağ üretiminde 20 ila 50 ppm seviyelerinde ürüne katıldığını ve bu sayede sahada kolaylıkla tespit edilebildiğini açıkladı. Gören, “Geliştirdiğimiz özel çözelti, hem yüksek sıcaklıklara hem de madeni yağın içeriğindeki kimyasallara dayanıklı olacak şekilde üretildi. Örneğin yalnızca 0.02-0.2 litre çözeltiyle, 10 ila 50 tonluk üretim tankları markalanabiliyor. Bu yöntemle üretim sürecine ek bir işlem gerekmiyor. Firmalar, ürünlerini kolayca izlenebilir hale getirebiliyor. Dünyada da benzer bir teknolojiye ilgi artıyor. Bu teknoloji dünyada da bir ilk olabilir, ancak bu konuda kesin bir araştırma yapmadığımız için net konuşmak istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kullanıcı, ürünün sahte olup olmadığını anlayamıyor”
Teknolojiyi hemen kullanmaya başladıklarını söyleyen Arı Petrol ve Kimya Endüstri Şirketi Genel Müdürü Mustafa Güzelgül ise sahte madeni yağların sektördeki en büyük problemlerden biri olduğunu vurguladı. Güzelgül, “Motor yağı, antifriz ve hidrolik sıvılar gibi ürünlerdeki sahtecilik, kullanıcıya ciddi zararlar verebiliyor. Son kullanıcı, ürünün sahte olup olmadığını anlayamıyor. GTÜ Teknopark’ın geliştirdiği ’marker’ teknolojisi sayesinde ürünler artık güvenilir ve izlenebilir hale geliyor. Kullanıcı, el cihazlarıyla veya GTÜ laboratuvarlarında yapılacak analizlerle ürünün sahte olup olmadığını öğrenebiliyor.” dedi.
Genel Müdür Mustafa Güzelgül ürünlerin üzerindeki bandroller, ambalaj ya da şüpheli durumlarda kullanıcıların firmaya başvurarak ürünü test ettirebildiklerini ve bu yolla sahte ürünlerin piyasadan ayıklanabildiğini belirtti.
Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Konferans Salonunda gerçekleşen “Sağlık Hizmetlerinde İnovasyonun Önemi” konulu etkinliğe Kocaeli Vali Yardımcısı Aslan Avşarbey, Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yurdanur Dikmen, Kocaeli Şehir Hastanesi Başhekimi Bahri Elmas, öğrenciler ile davetliler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan etkinlik çerçevesinde, sağlık hizmetlerinde inovasyonun rolü ve teknoloji üretimindeki yeri detaylı şekilde katılımcılar ile paylaşıldı. Programda konuşan Kocaeli Vali Yardımcısı Aslan Avşarbey, teknolojinin çok geliştiğini ve yapay zekanın bunları yapabildiğini söyleyerek yapay zekanın da düzgün kullanılması gerektiğine dikkat çekti.
“Gelecek gelmiştir”
Günümüzde değişimin çok hızlı geldiği ve değişim atmosferine girdiğimiz bugünlerde inovasyon temasının da oldukça anlamlı olduğuna dikkat çeken Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, “Üniversite olarak teknolojik gelişmeleri çok hızlı adapte etmeye çalışan, eğitim programlarımıza yönetimimize ve bütün süreçlere, özellikle yapay zekanın etkilerini de burada öğrencilerimizin benimsemesini, kullanmasını istiyoruz. Bu bizim hedefimizdir. Dolayısıyla bu konuda yoğun çalışma ve toplantılarımız vardır. Sürekli bu konuyu gündemde tutuyoruz. Çünkü gerçekten dünyanın dönüşüm içinde olduğu bir gündeyiz. Değişimin geldiği gündeyiz. Gelecek gelmiştir. Değişimin içindeyiz. Öğrencilerimizi yetiştirirken bugüne göre her şeyimizi planlarsak bunu dikkate alarak yaparsak önümüzdeki 30 seneyi kurtarmış oluruz. Bundan sonra olacaklar şu andaki gelişmelerin hacminin artması olacaktır. Biz de bunun tam içindeyiz. Bu konuda sürekli çalışıyoruz, gayret sarf ediyoruz. Ayrıca YÖK’ün bu vizyonu doğrultusunda açılmasına karar verdiği dijital sağlık sistemleri teknikerliği, tıbbi işleme teknikerliği ve tele sağlık teknikerliği gibi bölümlerin bu süreci destekleyeceğini düşünüyoruz. Bu bakımdan YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’a teşekkür ederiz” dedi.
“Klinik sahadan inovasyon hikayelerini paylaşacaklar”
Uluslararası hemşireler birliği tarafından her yıl kutlanan Dünya Hemşirelik Haftası etkinliği çerçevesinde “Hemşireler geleceğimiz” ve hemşirelerin ekonomik gücü adı altındaki temayla uyumlu teknolojiden üretim ve üretkenlik anlamında inovasyondan bahsetmek istediklerini söyleyen Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yurdanur Dikmen, “Bu etkinliğimizde öğrencilerimiz mezun olurken onların inovasyon ve teknolojiden farkında bir şekilde mezun olmalarını istiyoruz. Bu etkinliğimizin aslında en önemli konularından bir tanesi de Kocaeli Şehir Hastanesi inovatif hemşireler tarafından, en inovatif kurum olarak ödül almasıdır. Bizlerde hem meslektaşlarımızı hem de Kocaeli Şehir Hastanesi’ndeki yöneticileriyle öğrencilerimizi bir araya getirerek böyle bir etkinlik planladık. Bu etkinlikte inovasyon teması çerçevesinde Kocaeli Şehir Hastanesi yöneticileri ve çalışanları öğrencilerimizle birlikte olacaklar. Kendileri klinik sahadan inovasyon hikayelerini paylaşacaklar ve ilham verici hikayeleri öğrencilere de ilham vermesi gelecekte teknoloji ve inovasyon konusunda daha çok desteklemesi ve motivasyonlarını arttırmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Yenilikçi sağlık uygulamalarının hasta bakım kalitesine katkısı, hemşirelik mesleğinin dönüşümündeki etkisi ve geleceğe yönelik profeksiyonların değerlendirildiği etkinlikte İnovatif Hemşireler Derneği tarafından “En İnovatif Kurum Ödülü’ne” layık görülen Kocaeli Şehir Hastanesi yöneticileri de öğrencilerle söyleşiler gerçekleştirdi. Hemşirelik öğrencilerinin inovatif düşünme becerilerini geliştirmeleri, sağlık teknolojilerindeki güncel gelişmeleri yakından tanımaları ve mesleki motivasyonlarının güçlenmesinin hedeflendiği programda TÜBİTAK 2209-A Öğrenci Araştırma Projeleri teşekkür belgeleri takdim edildi. Program, “Hemşireler Geleceğimiz: İnovasyon” ve Klinikten İnovasyon hikayeleri söyleşileri ile son buldu.