Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Annesi ve kız kardeşini öldüren zanlı cinayeti işte bu yüzden işlemiş

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/09/annesi-ve-kiz-kardesini-olduren-zanli-cinayeti-iste-bu-yuzden-islemis-0-D6dFhVfT.mp4
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde annesi Dursune Bilgili ve üvey kardeşi Havva Nur’u öldüren 17 yaşındaki M.İ.G.’nin ifadesi ortaya çıktı. Zanlı, annesinin kendisine zaman zaman şiddet uyguladığını, kardeşini daha çok sevdiğini ve ölen babasına sürekli hakaret ettiğini iddia ederek, cinayetleri de olay günü babasına yine hakaret etmesi üzerine işlediğini söyledi. Annenin sosyal medya hesabında oğluyla olan fotoğraflarını ise “Canım oğlum sen yanımda ol yeter”, “Tek dayanağım canım oğlum” notlarıyla paylaştığı görüldü.

Olay, dün saat 17.30 sıralarında Beylikbağı Mahallesi 302. Sokak’ta bulunan bir apartmanın üçüncü katında meydana geldi. Komşular, daireden gelen ağır koku sebebiyle durumu polise bildirdi. İhbar üzerine adrese itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kapının kilitli olması sebebiyle daireye balkondan giren itfaiye ekipleri, anne Dursune Bilgili ve kızı Havva Nur Anzerli’yi hareketsiz yatarken buldu. Sağlık ekiplerinin yaptığı ilk incelemede, anne ve kızın yaklaşık 8-10 gün önce hayatını kaybettiği belirlendi. Dursune Bilgili’nin eşinden boşandığı öğrenildi.

Korkunç olaya ilişkin geniş çaplı inceleme başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro ekipleri, cinayeti Dursune Bilgili’nin oğlu M.İ.G.’nin (17) işlediğini tespit etti. M.İ.G., Kadıköy Moda Sahili’nde yakalandı. Gözaltına alınan zanlının işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.

Önce annesini, ardından üvey kardeşini öldürdü

Yapılan araştırmada, zanlı M.İ.G.’nin, Dursune Bilgili’nin 2017 yılında vefat eden ilk eşi Y.G.’den olan oğlu olduğu anlaşıldı. Annesi ve üvey kardeşini öldüren 17 yaşındaki M.İ.G., ifadesinde cinayetlere giden süreci anlattı. Zanlı, annesinin kendisine zaman zaman şiddet uyguladığını, kardeşini daha çok sevdiğini ve ölen babasına sürekli hakaret ettiğini iddia ederek, cinayetleri de olay günü babasına yine hakaret etmesi üzerine işlediğini söyledi. Bu arada, öldürülen 5 yaşındaki Havva Nur’un babasının ise, anne Dursune Bilgili’nin dini nikahlı eşi olduğu ve halen cezaevinde bulunduğu öğrenildi.

“Tek dayanağım canın oğlum”

Öte yandan, hayatını kaybeden Dursune Bilgili’nin sosyal medya hesabında, oğluyla çekilmiş bir fotoğrafını “Canım oğlum sen yanımda ol yeter” notuyla paylaştığı görüldü. Bilgili’nin bir başka paylaşımında ise oğlu için “Tek dayanağım canım oğlum” ifadelerini kullandığı anlar yer aldı.

Dursune Bilgili, sabah saatlerinde Gebze Pelitli Mezarlığı’nda toprağa verilirken, 5 yaşındaki Havva Nur Anzerli ise İstanbul’da amcaları tarafından defnedildi.

Beylikbağı Mahalle Muhtarı Osman Şahin, gazetecilere yaptığı açıklamada, üzücü bir olay yaşandığını ifade ederek, “Hiçbir yerde istemeyeceğimiz bir tür olaydan mahallemizin sakinlerinden bir ablamızla küçük bir çocuğu vefat etmiştir. Komşuların söylemesine göre, olayın 10 gün önce olduğu söyleniyor ama net bir bilgi değil” dedi.

Dursune Bilgili’nin 4 yıldır mahallede ikamet ettiğini belirten Şahin, “Eşinin de cezaevinde olduğu söyleniyor” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

17 Ağustos’tan geriye kalan yürek burkan hikaye: Kardeşinin düğün davetiyesini vermek için gelmiş

https://www.41.com.tr/wp-content/uploads/2025/08/17-agustostan-geriye-kalan-yurek-burkan-hikaye-kardesinin-dugun-davetiyesini-vermek-icin-gelmis-0-KeAMfjET.mp4
Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden Sakaryalılar, Serdivan Deprem Şehitliği’nde yad edildi. 26 yıl önce yaşanan depremde hayatını kaybeden Burak Şen’in, kardeşinin düğün davetiyesini babaannesine götürmek için geldiği Sakarya’da felakete yakalanarak hayatını kaybettiğini anlatan acılı anne, “Oğlum, Sakarya’da yaşayan babaannesinin yanına kızımın düğün davetiyesini vermek için gelmişti. Depremin yıl dönümünde İstanbul’dan geliyoruz buraya” dedi.

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 26’ncı yıl dönümü dolayısıyla Serdivan Deprem Şehitliği’nde anma programı düzenlendi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan anma programına katılan vatandaşlara helva ve su ikram edilirken, deprem şehitleri mezarları başında ziyaret edilerek yad edildi. O gece Sakarya’da babaannesinin yanında depreme yakalanarak hayatını kaybeden 23 yaşındaki Burak Şen’in hikayesi ise yürekleri dağladı. İstanbul’da yaşayan genç, kardeşinin düğün davetiyesini babaannesine teslim etmek ve misafir olmak için Sakarya’ya gelmişti. Ancak felaket, onu ve dedesini sevdiklerinden kopardı. Ayrıca Burak Şen’in, doğum gününün depremden yalnızca iki gün sonra olması da yürekleri dağladı.

“Babaannesine davetiye götürmüştü”

Acılı anne Sema Rahmanoğlu, yıllar geçse de dinmeyen acısını, “Biz İstanbul’da yaşıyoruz. Oğlum, Sakarya’da yaşayan babaannesinin yanına misafir olarak gitti hem de kızımın düğünü olacaktı davetiyeyi götürdü. Takdir-i ilahi, depreme burada yakalanarak hayatını kaybetti. Biz her sene yıl dönümünde İstanbul’dan geliyoruz. O depremin olduğu gece de İstanbul’daydık biz. Ve ben sadece depremin İstanbul’da olduğunu düşündüm. Biz radyodan Sakarya yerle bir oldu diye duyunca oğluma yöneldik hemen. Oğlum yaşasaydı mutlaka bana haber verirdi, gelirdi. Daha sonrasında eşimle birlikte Sakarya’ya geldik. Maalesef acı haberi aldık. Babaannesi depremden sağ kurtuldu, dedesi vefat etti. 23 yaşında evli değildi, bir buçuk sene olmuştu askerden geleli” sözleri ile dile getirdi.

“Oğlum, gelinim ve 7 aylık torunumu kaybettik”

Depremde oğlu, gelin ve 7 aylık torununu kaybeden ve enkaz altından çıkarılan Meliha Saraç ise, “Çok acılar yaşadık. Deprem olduğunu bile anlamadık o gece. Ben de enkazın altından çıkarıldım eşim ile birlikte. Biz kurtulduk ama maalesef yavrularım kurtulamadı. Evde 5 kişiydik; oğlum, gelinim ve 7 aylık torunum depremde vefat etti” diye konuştu.

“Depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor”

Serdivan İlçe Kaymakamı Ali Candan’da programda yaptığı konuşmada, “Acı bir gerçek ama bizim devlet ve millet olarak depremlere hazır olmamız gerekiyor. Devletimiz bu konuda AFAD özellikle gerçekten çok büyük mesafeler kat etti. Belediyelerimiz, imar konusuna çok dikkat ediyorlar. Ama deprem hayatımızın bir gerçeği, ülkemiz deprem kuşağında, hazırlıklı olmamız gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

2 gencin ölümüne sebep olan cinayet gibi kazada karar

Kocaeli’de kaldırımda yürüyen Ayber Erkut ile Muhammed Ali Kraan’ın ölümüne sebep olan trafik kazasına ilişkin yargılanan 2’si tutuklu 3 sanık hakkında karar açıklandı. Mahkeme, tutuklu iki sanığa 9’ar yıl, tutuksuz sanığa ise 4 yıl hapis cezası verdi. Duruşmada sinir krizi geçiren Muhammed Ali Kraan’ın annesi, “Benim oğlum dışında kimsem yoktu. Ablam oğlumun acısına dayanamadı kalp krizinden vefat etti. Ayber’in babası 3 kez felç geçirdi, 3 kez kalp krizi geçirdi ve oğlunun acısına dayanamayarak o da öldü. Aklımı oynatmak üzereyim” dedi.

Kaza, 20 Haziran 2024’de İzmit ilçesi Ömer Türkçakal Bulvarı’nda meydana geldi. Gökhan K. (33) idaresindeki 41 GK 691 plakalı cip, Sıla A. (20) hakimiyetindeki 41 ACR 774 plakalı otomobil ile çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle savrulan cip, kaldırımda yürüyen Muhammed Ali Kraan (24) ile Ayber Erkut’a (21) çarparak takla attı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrolde 2 gencin hayatını kaybettiğini belirledi. 2 gence çarpan cip sürücüsü Gökhan K. ve kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen Sıla A. ile İsmail O. (38) isimli sürücüler tutuklandı. Kısa bir süre tutuklu bulunan sürücüler serbest bırakılırken, avukatların yaptığı itiraz üzerine İsmail O. yeniden tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hakkında yakalama kararı bulunan Gökhan K. ise 4 ay sonra yakalanarak cezaevine gönderildi.

Kazada hayatını kaybeden Muhammed Ali Kraan’ın Kocaeli Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden 2024 yılında mezun olduğu ve özel bir firmada işe başladığı, Ayber Erkut’un ise yurt dışında 2 yıl tıp eğitimi aldığı ancak bu yıl ülkesine geri dönerek üniversite sınavına hazırlandığı öğrenildi.

Son celse

“Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olma” suçundan açılan dava, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanıklar Gökhan K., İsmail O., tutuksuz sanık Sıla A., Muhammed Ali Kraan’ın annesi Tezcan Tezgel, Ayber’in annesi Fatma Şennur Erkut ve taraf avukatları katıldı.

“Dağ gibi oğlumu öldürdüler”

Sanıklardan şikayetçi olan anne Tezcan Tezgel, “Dağ gibi oğlumu öldürdüler. 23 yaşındaydı, tek evladımdı, kimsesiz kaldım. Oğlumun kanını geri istiyorum. Yaptıklarının yanına kar kalmasın. Oğlumu paramparça ettiler, cesedini yıkayamadılar” dedi.

“Eşim oğlumun ölümüne dayanamadı”

Ayber Erkut’un annesi Fatma Şennur Erkut da, “Eşim oğlumun ölümüne dayanamadı, acıdan kalp krizi geçirdi ve vefat etti. Yalnız kaldım. sanıklardan şikayetçiyim” şeklinde konuştu.

3 sanık da tahliyesini istedi

Sanık Sıla A., beraatini isteyerek, üzgün olduğunu dile getirdi. İsmail O. ise “Yaşanan olaydan dolayı üzgünüm. 10 aydır cezaevindeyim. Arabada ailem, çocuklarım vardı. Kaçmadım, uzaklaşmadım. Herkese yardım ettim. Babam 15 yıldır yatalak. Bakmakla yükümlü olduğum 2 çocuğum var. Zor durumdayım. Verilecek cezaya razıyım ancak tahliyemi istiyorum” ifadelerini kullandı.

Gökhan K. de aileye başsağlığı dileyerek, olayda suçu olmadığını belirtti ve tahliyesini talep etti.

2 sanığa 9’ar yıl hapis, 1 sanığa 4 yıl hapis

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Gökhan K. ve İsmail O’yu, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 9’ar yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanıkların duruşmalardaki tutum ve davranışlarında samimi bir pişmanlık gözlemlenmediği gerekçesiyle cezalarında takdiri indirim uygulanmadı. Her iki sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilirken, ehliyetleri 2 yıl 6 ay süreyle geri alındı.

Diğer sanık Sıla A. ise takdiri indirim uygulanmaksızın 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak tahliyesine hükmedilen sanığın tutuksuz yargılanmasına devam edilmesine ve ehliyetinin 1 yıl süreyle geri alınmasına karar verildi.

“Kaldırımda yürüyen biri doktor, biri mühendis 2 genci keyfi süratle vurup öldürüyorlar”

Duruşma sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulunan acılı anne Tezcan Tezgel, “Ben bir anne olarak bu ceza yeterli görmüyorum. 2 aslan gibi genç hiç suçu yokken, sıfır hata ile öldü ve verilen cezalar çok komik. Bunların en az 20’şer yıl alması lazımdı ama kanunumuzda yok. Büyüklere sesleniyorum. Benim gibi ciğeri yanan çok insan var. Bu cezaların icabına bakın, caydırıcı olsun. Kaldırımda yürüyen biri doktor, biri mühendis 2 genci keyfi süratle vurup öldürüyorlar. Aldıkları ceza 9 sene, yatacağı 5 sene. Ben 23 sene oğlumu büyütmek için neler yaptım. Vatana, millete aslan gibi evlat yetiştirdim. Oğlum için mesleğimi, hayatı bir kenara koydum” dedi.

“Oğlum yoksa ben de yokum”

Karara itiraz edeceğini aktaran anne Tezgel, “Sağ olsunlar, hakim ve savcı çok özveri gösterdi. Eminim onlarda benim kadar çok üzgünler ama onların da yapacağı bir şey yok, kanun bu. Oğlum 2 üniversite bitirdi, 2 dil biliyordu. Daha işe yeni başlamıştı. Türkiye önemli bir değerini, geleceğini kaybetti. Gençler yetişmiyor, nüfus yaşlanıyor. Bu trafik cezalarına lütfen yaptırım getirin. Benim oğlum dışımda kimsem yoktu. Ablam oğlumun acısına dayanamadı kalp krizinden vefat etti. Ayber’in babası 3 kez felç geçirdi, 3 kez kalp krizi geçirdi ve oğlunun acısına dayanamayarak o da öldü. Benim halim zaten ortada. Tedavi görüyorum, beni hastaneye yatıracaklar ama kabul etmiyorum. Aklıma oynatmak üzereyim. Adalet istiyorum. Yemin ediyorum gelir Kocaeli Adliyesi’nin önünde kafama sıkarım. Oğlum yoksa ben de yokum. Ben adalet istiyorum” şeklinde konuştu.

“3 sanığın 2’si asli kusurlu, 1’i tali kusurlu olarak belirlendi”

Kraan Ailesi’nin avukatı İbrahim Eriz ise “Taksirle ölümü sebebiyet vermeden dolayı açılan davaydı. 3 sanığın 2’si asli kusurlu, 1’i tali kusurlu olarak belirlendi. Asli kusurlulara 9 yıl ceza ve tutukluluk hallerinin devamına, tali kusurluya da 4 yıl hapis ve daha önce de tahliye edildiği için de tutuksuz halinin devamına karar verildi” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
Körfez Haber

Oğluna tokat atan 9 yaşındaki çocuğa böyle şiddet uyguladı

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2024/12/ogluna-tokat-atan-9-yasindaki-cocuga-boyle-siddet-uyguladi-0-yLy15K7g.mp4
Kocaeli’de bir kişinin, 8 yaşındaki oğluna tokat atan 9 yaşındaki çocuğa sokak ortasında şiddet uyguladığı anlar saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı. Gözyaşlarıyla yaşananları anlatan çocuk, “Kendimi kötü hissediyorum. Arkadaşlar arasında kavga olurdu ancak 38 yaşındaki adamın beni dövmesi çok değişik bir şey. Annem babam bile beni dövmedi. O adam ne hakla bana vuruyor?” dedi.

Olay, Kocaeli’nin Körfez ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre K.B., 2’nci sınıfa giden oğluna tokat attığı gerekçesiyle 9 yaşındaki B. Kurt’u sokak ortasında durdurdu. B. Kurt’a oğluna neden tokat attığını soran K.B., ardından kendisi çocuğa tokat atarak şiddet uyguladı. Yaşananlar saniye saniye güvenlik kamerasına da yansıdı. Yaşadıkları karşısında korku dolu anlar yaşayan 9 yaşındaki çocuk, olayı ailesine de anlatamadı. Yaşananları B.’nin arkadaşının annesinden öğrenen aile, K.B.’den şikayetçi oldu.

“Oğlumu tokatlayarak tehdit etmiş”

Yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulunan B.’nin annesi Hatice Kurt, “Oğlum okuldan gelirken ikinci sınıftaki bir öğrenciyle münakaşa yaşamış. Tartışma sonucu oğlum, çocuğun küfür etmesi sebebiyle kendisine tokat atmış. Ertesi gün çocuğun babası, oğlumu ve arkadaşını yolda durdurmuş. ’Neden benim oğluma vurdunuz, siz eşkıya mısınız?’ diye tokat atmış ve tehdit etmiş. ’Velinizde gelsin, onun kafasını da kırarım. Bir daha böyle bir şey yaparsanız sizi şiddetli şekilde döverim. Siz kendinizi ne zannediyorsunuz?’ diye tehditlerde bulunmuş. Oğlum ister istemez psikolojik olarak etkilenmiş ve arkadaşıyla bahçelerinde ağlamış. Oğlum korktuğu için durumu bana söylemedi. Olayı arkadaşımın annesinden öğrendim” dedi.

“Oğlumun yaptığının arkasında değilim ama yetişkin biri de bu şekilde yapamaz”

B.’nin olay sebebiyle korktuğunu ifade eden Hatice Kurt, “Hiçbir kişinin, kimsenin çocuğuna bu şekilde müdahale etmeye hakkı yok. Tabii ki de uyarma hakkına sahipsin, gerekirse okula, aileye gelip şikayette bulunabilirsin. Bunun önlemini almaya biz de çalışırız. Ben çocuğumun yaptığının arkasında değilim. Tabii ki ben kendisini de uyardım, asla vuramaz. Ancak yetişkin biri de bu şekilde çocuğa müdahale edemez. Buna hakkı yok. Şikayette bulunduk. K.B.’de yasal yollardan hakkını arayabilirdi ama bunu seçmeyerek bir nevi eşkıyalığa soyundu. Çocuğa, ’Eşkıya mısın?’ derken asıl eşkıyalığı kendisi yaptı. Çocuklar arasında olabilecek bir şey. Yine konuşur, anlaşırlar. Büyüklerin buna müdahale etmesini biz kabul etmiyoruz. Oğlum korktuğu için okula gitmekten çekiniyor. Büyük bir insanın 9 yaşındaki bir çocuğa güç gösterisinde bulunmasını ben mantık dışı buluyorum. Üstüne titrediğimiz çocuğu dövmesine hakkı yok” şeklinde konuştu.

“Adam 38 yaşında ben 9 yaşındayım”

9 yaşındaki B. ise arkadaşlarıyla şakalaştığı sırada 2. sınıfa giden bir öğrencinin kendisine küfür ettiğini ve olayın bu şekilde başladığını söyleyerek, “Ben de ’Küfür etme yoksa sana vururum’ dedi. ’Yapamazsın, acımaz ki’ dedi. Bir kez yanağına dokundum. Diğer gün babası geldi. ’Siz eşkıya mısınız, niye çocuğu dövdünüz?’ dedi ve bana vurdu. Adam 38 yaşında ben 9 yaşındayım. Arkadaşımı da silkeledi. İkimizi tehdit etti. Daha sonra ikinci kez şiddetli şekilde vurdu ve başımı sıktı. Ondan sonra bir abla geldi, bizi kurtarmaya çalıştı, adam ‘Velisi gelsin onun da kafasını kırarım’ dedi. Abla bizi aldı ve götürdü. Okula korkuyla koşarak gidiyorum. Korktuğum için olayı anneme söyleyemedim. O günden bugüne çok zorluk çekiyorum” diye konuştu.

“38 yaşındaki adamın beni dövmesi çok değişik bir şey”

Konuşma sırasında gözyaşlarına hakim olamayan B., “Kendimi kötü hissediyorum. Arkadaşlar arasında kavga olurdu ancak 38 yaşındaki adamın beni dövmesi çok değişik bir şey. Annem babam bile beni dövmedi. O adam ne hakla bana vuruyor?” ifadelerini kullandı.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version