Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Okul bahçesindeki korkunç cinayette 6 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/04/okul-bahcesindeki-korkunc-cinayette-6-saniga-agirlastirilmis-muebbet-hapis-talebi-0-UuUX7np8.mp4
Kocaeli’nin Derince ilçesinde 33 yaşındaki adamın, 7 yaşındaki oğlunu almak için geldiği okulun bahçesinde öldürülmesine ilişkin yargılanan 6 sanık yeniden mahkeme karşısına çıktı. Tahliyesini talep eden tutuklu sanık Mehmet K., “Oğlum öyle bir insan değil, nişanlısı tarafından dolduruşa getirildiği için bu duruma geldi. Erkekler olarak mağduruz” dedi.

Cumhuriyet savcısı, 6 sanığın tasarlayarak ve azmettirme suçlarından ağırlaştırışmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Olay, 5 Şubat 2024’te Yenikent Mahallesi’ndeki Tufan Sokak’ta bulunan okul bahçesinde meydana geldi. Murat Tosun (33), 7 yaşındaki oğlunu almak için geldiği ilkokulun bahçesinde 2 kişinin bıçaklı saldırısına uğradı. Vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanan Tosun ağır yaralandı, saldırganlar ise kaçtı. İlk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırılan Murat Tosun, kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

6 şüpheliden 4’ü tutuklandı

Olaya ilişkin inceleme başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay yerinde bulunan Mehmet K. (51), oğlu Bilal K. (24) ile müstakbel gelini H.B.’yi ve olaya karıştığı tespit edilen K.K., eşi B.K. ile kızı S.O.’yu gözaltına alındı. İfadesi alınan şüphelilerden B.K. ve kızı S.O. serbest bırakılırken, diğer 4 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Geçtiğimiz celse görülen duruşmada K.K. de tahliye edildi.

“Erkekler olarak mağduruz”

Olaya ilişkin açılan davanın 2. celsesi, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Tahliyesini talep eden tutuklu sanık Mehmet K., “Planlı veya öldürmek için olay yerine gitmedik. Murat’ın oğlumun nişanlısını rahat bıraksın diye olay yerine gittik. Oğlum öyle bir insan değil, nişanlısı tarafından dolduruşa getirildiği için bu duruma geldi. Erkekler olarak mağduruz. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.

Pişman olduğunu söyleyen tutuklu sanık Bilal K., öldürme kastının olmadığını, çok üzgün olduğunu ve konuşmak amacıyla olay yerine gittiğini belirtti.

“Yaralama kastı ile hareket ederken öngörmediği ölüm gerçekleştirmiştir”

Bilal K.’nın avukatı ise “Müvekkilim, maktulün kendi nişanlısı H.B.’ye tekrardan cinsel saldırı gerçekleşmemesi için anlık öfke ve tahrikle olayı gerçekleştirmiştir. Öldürme gibi bir kastı ve amaçla hareket etmemiştir. Yaralama kastı ile hareket ederken öngörmediği ölüm gerçekleştirmiştir” şeklinde konuştu.

Tutuklu sanık H.B. de önceki beyanlarını tekrar ettiğini söyleyerek, tahliyesini istedi.

“Savaşa gider gibi gidip oğlumu bıçaklamışlar”

Sanıklardan şikayetçi olan Murat Tosun’un babası İsmail Hakkı Tosun, “Savaşa gider gibi gidip oğlumu bıçaklamışlar. Bilal, oğlum kanlar içinde yatarken yardım için gelenleri de engelliyor. Bu cinayetten başka bir şey değil, bile isteye olayı gerçekleştirmişler” dedi.

Mütalaada cinayetin işleyişine yer verildi

yapılan savunmaların ardından cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Mütalaada, maktul Murat Tosun ile sanıklar S.O., annesi B.K. ve babası K.K. arasında, Tosun’un öz yeğeni olan S.O.’ya yönelik geçmişteki eylemleri nedeniyle husumet bulunduğu belirtildi.

Sanık H.B.’nin ise daha önce yaşadığı bir ilişkiden hamile kaldığı ve bu durumu nişanlısı Bilal K.’den gizlediği ifade edildi. Savcı, H.B.’nin, bekaret konusunda hassas olan nişanlısını kandırmak için, gerçekte yaşanmamış bir taciz ve tecavüz girişimini uydurduğunu ve bunu tanımadığı bir kişinin gerçekleştirdiğini söylediğini aktardı.

Mütalaada, sanık Bilal K.’nın, nişanlısı H.B.’nin iddialarını araştırmakta ısrarcı olduğu ve bu süreçte geçmişte benzer suçlamalarla adı geçtiğini bildiği maktul Murat Tosun’u hedef aldığı ifade edildi. Bilal K.’nın, maktulü bulmak amacıyla, Tosun ile husumetli olan sanıklar S.O. ve B.K.’den fotoğraf temin ettiği belirtildi.

Ayrıca mütalaada, sanıklar S.O., B.K., K.K. ve H.B.’nin maktulü Bilal K.’ye hedef göstermede azmettirdikleri ifade edildi. Devamında sanık K.K.’nın, Murat Tosun’un evinin bulunduğu sokağa Bilal K., H.B. ve diğer sanıklardan Mehmet K.’yi götürdüğü ve maktulü bizzat gösterdiği mütalaada yer aldı.

Olay günü sanıklar Bilal K., Mehmet K. ve H.B.’nin birlikte hareket ederek maktulü takip ettiklerinin ifade edildiği mütalaada, saldırının gerçekleştiği noktada ise Bilal K.’nın sustalı bıçakla, Mehmet K.’nın ise “mınçıka” olarak tabir edilen yasaklı bıçakla maktule birden fazla darbe vurduğu ve bu şekilde Murat Tosun’un ölümüne sebep oldukları belirtildi.

Tüm sanıklar için ağırlaştırılmış müebbet talebi

Cumhuriyet savcısı tarafından sunulan mütalaada, sanıklar Bilal K. ve Mehmet K’nın, “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Ayrıca her iki sanığın, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanun’a muhalefet suçundan da 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıyla ayrı ayrı cezalandırılmaları istendi.

Yine mütalaada, sanıklar H.B., B.K., K.K. ve S.O.’nun ise olayda azmettirici oldukları gerekçesiyle ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.

Söz hakkı verilen sanıklar ise mütalaayı kabul etmediklerini söyledi.

Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Küfür yüzünden çıkan bıçaklı kavgaya 11 yıl hapis

Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde iki arkadaş grup arasında sokak ortasında çıkan bıçaklı ve sopalı kavgayla ilgili yargılanan sanık hakkında karar verildi. Olayın küfür nedeniyle yaşandığını ve pişman olduğunu söyleyen sanığa 11 yıl hapis cezası verildi.

Olay, geçtiğimiz yıl ekim ayında Ataevler Mahallesi Yağmur Sokak’ta meydana geldi. İki grup arasında küfür sebebiyle çıkan tartışmada gençler sopa ve bıçaklarla birbirlerine saldırdı. Kavgada Veysel A. bıçaklandı. Şahıs kanlar içinde yerde kalırken, diğer şahıslar ise kaçtı. Yaralı, sağlık ekiplerinin ilk müdahalelerinin ardından hastaneye kaldırıldı. Polis ekipleri olayla ilgili Muhammed D. gözaltına aldı. İfadesi alınan zanlı, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

“Sanık elinde bıçakla bana kafa attı”

Sanık hakkında “Kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın son celsesi görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Muhammed D. ve avukatı katıldı. Pişman olduğunu söyleyen Muhammed D., “Veysel bana ana avrat küfür etti. Pişmanım, keşke öyle bir şey olmasaydı. Öldürme niyetim yoktu. Beni yaraladığı için olay gerçekleşmiştir. İstemeden oldu, tahliyemi talep ediyorum” dedi.

11 yıl hapis

Mahkeme heyeti, sanığa Veysel A’ya yönelik işlediği “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 11 yıl hapis cezası vererek, tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Müştekinin ilk celse verdiği ifade

Müşteki Veysel A. ise “Arkadaşlarımla otururken Efe olarak bildiğimiz Taner M. yanımıza 2 kişi ile geldi. Önce sigara istediler verdik. Uyuşturucu madde vermek istediler kabul etmedik. Alkol almaya başladılar. Efe adlı şahıs üzerime alkol döktü ve bıçak çıkardı. Ben de kendimi savunmak amacıyla alkol şişesini aldım. Bunun üzerine sanık Muhammed ve yanında 5-6 kişi geldi. Sanık elinde bıçakla bana kafa attı. Kaçtım ancak sanık peşimden gelerek beni bıçakladı. Elimdeki şişeyi fırlattım ama kendisine değmedi. Sanık beni bıçakladıktan sonra kaçıp gitti, şikayetçiyim” ifadelerini kullanmıştı.

“Müşteki çok alkol almıştı, çok küfür ediyordu”

Olaya ilişkin ilk celse dinlenen tanık Altay Ö. de, “Müşteki ve sanığı olay öncesinde tanırım. Sanık olay yerine gelmeden ben müştekinin yanında bulunuyordum. Sanık tek başına geldi. Sanık gelir gelmez müşteki ile konuştu ve aralarında tartışma çıktı. Müşteki çok alkol almıştı, çok küfür ediyordu. Bu küfürleri sanığa karşı da yapmıştı. İlk küfür Veysel tarafından gerçekleşti. Muhammed’in küfür ettiğini duymadım. Veysel’in küfürleri üzerine Muhammed Veysel’e kafa attı. Veysel’de taşla Muhammed’in koluna vurdu. Veysel ile Murat V., bira şişesini sanığın ve bizim bulunduğumuz yere fırlattı, sonra Veysel kaçtı. Taner’in Veysel’in peşinden gitti ancak Muhammedin gittiğini görmedim. Bıçaklanma anını görmedim” şeklinde konuşmuştu.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Genç adam 15 kurşunla öldürülmüştü, 3 sanığa ceza yağdı

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/03/genc-adam-15-kursunla-oldurulmustu-3-saniga-ceza-yagdi-0-TdYpe3V1.mp4
Kocaeli’nin İzmit ilçesinde 30 yaşındaki gencin, 15 el ateş edilerek öldürülmesine ilişkin yargılanan 3’ü tutuklu 4 sanık hakkında karar çıktı. Gözyaşları içinde sanıklardan şikayetçi olan gencin annesi, “Ciğerimi bilerek öldürdüler, olayı tasarladılar. Oğlumun kefenini açarken kurşun yaralarını gördüm. Güvenlik kamerası görüntülerini gördüm, 15 kurşun yemiş. Gerekli cezayı vererek yüreğime bir damla da olsa su serpin” dedi. Tutuklu sanıklardan 2’si “kasten öldürme” suçundan müebbet, diğeri ise 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Kemalpaşa Mahallesi Yalı Cami Sokak’ta 19 Ekim 2022’de meydana gelen olayda, husumetli iki grup sokak ortasında tartıştı. Tartışmanın büyümesiyle Abdullah A. (31), Çağrı T. (23) ve Ömer K. (32) isimli 3 arkadaş, diğer grupta bulunan Emrah Akkuş’a (30) kurşun yağdırdı. Olay sonrasında 3 şüpheli olay yerinden kaçarak uzaklaştı. Emrah Akkuş hayatını kaybetti, yaralanan arkadaşı Mehmet C. ise hastanede tedavi altına alındı. Yapılan araştırma neticesinde olaya karışan Abdullah A., Çağrı T. ve Ömer K. ile “Delilleri yok etmek” şüphesi bulunan Nilüfer A. (22) gözaltına alındı. İfadeleri sonrasında Nilüfer A. serbest bırakıldı, diğer 3 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İddianame

Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede, Abdullah A., Çağrı T. ve Ömer K.’nin yakın arkadaş oldukları belirtildi. Emrah Akkuş’un olaydan bir gün önce Abdullah A.’nın işletmeciliğini yaptığı eğlence mekanına gittiğinin vurgulandığı iddianamede, burada kavga çıktığı ve olayda Abdullah A. ile bazı arkadaşlarının darp edildiği ifade edildi. İddianamede, bu husumetten dolayı Abdullah A.’nın olay saatinden önce arkadaşları Ömer K. ve Çağrı T.’ye “Olay var toplanın” şeklinde sözler söyleyerek şüphelileri eğlence mekanına çağırdığı, şahısların olay saatine kadar eğlence mekanı civarındaki sokaklarda Emrah Akkuş’u arayıp sordukları bilgisine yer verildi. Ayrıca iddianamede, tartışma sırasında sanıkların daha önceden bu olay için aldıkları silahlarla yakın mesafeden çok sayıda ateş etmeleri sonucunda Emrah Akkuş’un öldürüldüğü vurgulandı.

“Oğlumun kefenini açarken kurşun yaralarını gördüm”

Nilüfer A. hakkında “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan, Abdullah A., Çağrı T. ve Ömer K. hakkında ise “Tasarlayarak kasten öldürme”, “Olası kastla silahla yaralama”, “Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma” suçlarından açılan davanın duruşması, Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Maktulün annesi Simamperi Akkuş ve avukatı ise duruşmaya Van’dan SEGBİS ile bağlandı. Sanıklardan şikayetçi olan ve ağlayan maktulün annesi Simamperi, “Ciğerimi bilerek öldürdüler, olayı tasarladılar. Oğlumun kefenini açarken kurşun yaralarını gördüm. Güvenlik kamerası görüntülerini gördüm, 15 kurşun yemiş. Gerekli cezayı vererek yüreğime bir damla da olsa su serpin” diye konuştu.

“Maktul, bana ve çalışanıma yönelik darp eylemi gerçekleştirdi”

Son sözleri sorulan tutuklu sanık Abdullah A., “Yaşanan olaydan dolayı üzgünüm. Maktul, bana ve çalışanıma yönelik darp eylemi gerçekleştirdi. Ben olayı büyütmek istemediğim için çevreden yardım istedim. En son mekanı kapatacağım esnada olay meydana geldi. Kasıtlı, bilerek, isteyerek yapılan bir şey değildir” şeklinde konuştu.

“Asla öldürme kastım yoktu”

Tutuklu sanık Çağrı T. ise “Pişmanım. Olayda Öldürmeye dair kastım yoktur. Önceki savunmalarımı tekrar ediyorum” ifadelerini kullandı.

Öldürme kastı olmadığını belirten sanık Ömer K., “Maktul yanıma geldiğinde göğsüme yumruk attı ve elini belini attı. Silah çıkaracağını düşündüm. Ben yere ateş ettim. Asla öldürme kastım yoktu” dedi.

Karar açıklandı

Mahkeme heyeti, sanık Abdullah A.’ya “kasten öldürme” suçundan haksız tahrik indirimi uygulayarak 24 yıl, ruhsatsız silah bulundurma suçundan ise 1 yıl hapis cezası verdi. Sanık Çağrı T., Emrah Akkuş’u “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis, ruhsatsız silah bulundurma suçundan ise 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ömer K. de “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis, ruhsatsız silah bulundurma suçundan 1 yıl hapis, ayrıca Mehmet C.’yi yaralama suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası aldı.

Sanık Nilüfer A. ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan beraat etti.

Kategoriler
Asayiş Haber

Genç kızı kaza süsü vererek öldürdüğü iddia edilen sanık:

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/genc-kizi-kaza-susu-vererek-oldurdugu-iddia-edilen-sanik-0-9Pavt3Nq.mp4
Kocaeli’de cinsel birliktelik teklifini geri çevirdiği iddia edilen kızı, boynuna ip bağlayarak bayıltan ve kamyonetle birlikte uçurumdan atarak kaza süsü veren sanık, “Rümeysa ile sadece arkadaşlık yaşıyorduk. Tuvaletimi yaparken aracın hareket ettiğini gördüm. Rümeysa’nın şaka yaptığını, duracağını düşündüm. Kısa süre sonra araç uçuruma uçtu. Olay, maktulün sebebiyet verdiği bir kazadan ibarettir, benle ilgisi yoktur” dedi.

Olay, 19 Mayıs 2024 tarihinde saat 02.30 sıralarında Halıdere Eskiköy Caddesi’nde meydana geldi. Kamyonetin uçuruma düştüğü ihbarı üzerine bölgeye giden polis ve sağlık ekipleri, kamyonetin 15 metre ilerisinde 18 yaşındaki Rümeysa Meriç Özcan’ın boynuna ip bağlı haldeki cansız bedeniyle karşılaştı. Özcan’ın cansız bedeni, olay yerindeki incelemelerin ardından otopsi için morga kaldırılırken, polis ekipleri Tunay A. (23), Eşref K. (21), Yaser A.A. (21) isimli erkekler ile Ceylan Ç. (21) ve Kibar N.K. (17) isimli kızları gözaltına aldı. Olaya ilişkin gözaltına alınan 5 şüpheliden Tunay A. tutuklanırken, Eşref K., Yaser A.A., Ceylan Ç. ve Kibar N.K. ise serbest bırakıldı.

3 kez ifade değiştirdi

Tunay A., polise ilk ifadesinde olayın kaza olduğunu belirtmiş, olay mahallindeki incelemenin ardından tekrar ifadesi alınan zanlı cinayeti işlediğini itiraf etmişti. Savcı karşısına çıkarılan zanlı Tunay A., tekrar ifadesini değiştirerek olayın kaza olduğunu belirtmişti. İddianamede de Tunay A.’nın olay günü 0.47 promil alkollü olduğunun belirtilmişti. Sanığın, hem kadına karşı hem de cinsel saldırı suçunu işleyememekten dolayı duyduğu infialle kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, “Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan ise 2 yıldan 7 yıla kadar cezalandırılmasına yönelik iddianame hazırlanmıştı.

“Rümeysa’nın annesi ile tanıştık”

Tunay A. hakkında “Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “Başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme” “Kadına karşı kasten öldürme” suçlarından açılan davanın 2. celsesi Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşma salonunda tutuklu sanık Tuncay A., avukatları, maktulün annesi Kevser Erden ve avukatı katıldı. Olaya ilişkin ilk celse konuşmayan sanık bu celse ise verdiği savunmada, “Olayla ilgili emniyette 2 ifade verdim. Biri kendi rızamlaydı. Kendi rızamla verdiğim ifadeyi kabul ediyorum. CMK avukatıyla alınan ifademi kabul etmiyorum. Polisin beni darp etmesi ile suçu işlediğimi söyledim ancak bu doğru değildir. Olay günü Rümeysa ile buluştuk, alkol içtik. Sonra Yuvacık Barajı’na ardından Ereğli Sahili’ne gittik. Orada Rümeysa’nın annesi ile tanıştık. Ardından Rümeysa’nın arkadaşları ile eğlence mekanına gittik. Ancak bizi mekana almadılar, Rümeysa bu sebeple taşkınlık çıkardı. Yaser ile Eşref geldi, başka mekana gittik ancak oraya da alınmadık” diye konuştu.

“Rümeysa’nın şaka yaptığını düşündüm”

Diğer arkadaşlarla ayrıldıklarını belirten tutuklu sanık Tunay A., “Rümeysa ile sahilde kalan biralarımızı içtik. Rümeysa güzel bir manzara olduğunu söyledi. Onun tarifi ile oraya gittik. Amacımız sadece oturup eğlenmekti. Sadece arkadaşlık yaşıyorduk. Ben aracın arkasına tuvalet yapmaya gittim, o sırada araç çalışır vaziyetteydi. Aracın hareket ettiğini gördüm. Rümeysa’nın şaka yaptığını, ileride duracağını düşündüm. Kısa süre sonra araç uçuruma uçtu. Olay öncesinde Rümeysa ile tartışmamız olmadı. Kamyonetin içinde bulunan halat yük içindi. Ancak ben o halatı ne gördüm ne biliyorum. Ben olay yerine dahi inmedim, bilmiyorum” şeklinde konuştu.

“Olay, maktulün sebebiyet verdiği bir kazadan ibarettir”

Rümeysa’nın araç içinden nasıl düştüğünü bilmediğini belirten Tunay A., “Rümeysa ile herhangi cinsel bir yakınlaşmamız olmadı. Kendisinin tavsiyesi üzerine o bölgeye gittik. Güzel manzarası olduğunu söyledi. Kamp sandalyelerimizi alıp oturduk. Olay, maktulün sebebiyet verdiği bir kazadan ibarettir, benle ilgisi yoktur. Araç hareket ederken peşinden koştum ancak yetişemedim. Polisleri ben olay yerine götürdüm. Emniyette, ’Halatı boynuna bir tur dolabım ve onu sarstım’ ifademi kabul etmiyorum, polislerin beni darp etmesi ve zorlaması ile böyle bir ifade verdim. Rümeysa’yı 3 aydır tanıyordum, 1 aydır samimiyiz. 1 ayda 10 defa buluşmuşuzdur. Uyuşturucu kullanmam, Rümeysa’nın kullanıp kullanmadığını bilmiyorum” ifadelerini kullandı.

Olaya ilişkin tanık olarak dinlenen Kibar N.K., olay tarihinde sanık ve maktulle buluştuklarını, aralarında herhangi bir kavgaya şahit olmadığını, olayı görmediğini belirtti. Sanık avukatı ise emniyette alınan ifadenin hukuka aykırı olduğunu söyledi.

Mahkeme heyeti, avukatların keşif talebini reddederek sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Tek çocuğunu kazada kaybeden acılı anne: “Ağzımda diş, kafamda saç kalmadı”

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/tek-cocugunu-kazada-kaybeden-acili-anne-agzimda-dis-kafamda-sac-kalmadi-0-xWDOq3Uc.mp4
Kocaeli’de kaldırımda yürüyen 2 gencin hayatını kaybettiği trafik kazasına ilişkin 2 sanık tali, bir sanık ise asli kusurlu bulundu. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, 3 sanığın “birden fazla insanın ölümüne sebep olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti. Sanıklar raporu kabul etmezken, ölen gencin ses sanatçısı annesi sinir krizi geçirdi. Adalet istediğini söyleyen acılı anne, “Ağzımda diş, kafamda saç kalmadı. Bu ülkeye yıllarca sanatçı olarak hizmet ettim. En azından onun hatırı olsun. İçim yanıyor, yangınımı Allah görüyor” dedi.

Kaza, 20 Haziran 2024’de İzmit ilçesi Ömer Türkçakal Bulvarı’nda meydana geldi. Gökhan K. (33) idaresindeki 41 GK 691 plakalı cip, Sıla A. (20) hakimiyetindeki 41 ACR 774 plakalı otomobil ile çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle savrulan cip, kaldırımda yürüyen Muhammed Ali Kraan (24) ile Ayber Erkut’a (21) çarparak takla attı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrolde 2 gencin hayatını kaybettiğini belirledi. 2 gence çarpan cip sürücüsü Gökhan K. ve kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen Sıla A. ile İsmail O. (38) isimli sürücüler tutuklandı. Kısa bir süre tutuklu bulunan sürücüler serbest bırakılırken, avukatların yaptığı itiraz üzerine İsmail O. yeniden tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hakkında yakalama kararı bulunan Gökhan K. ise 4 ay sonra yakalanarak cezaevine gönderildi.

Kazada hayatını kaybeden Muhammed Ali Kraan’ın Kocaeli Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden 2024 yılında mezun olduğu ve özel bir firmada işe başladığı, Ayber Erkut’un ise yurt dışında 2 yıl tıp eğitimi aldığı ancak bu yıl ülkesine geri dönerek üniversite sınavına hazırlandığı öğrenildi.

Gökhan K. ve Sıla A. tali kusurlu, İsmail O. ise asli kusurlu

“Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olma” suçundan açılan dava, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanıklar Gökhan K., İsmail O., tutuksuz sanık Sıla A., ölen Muhammed Ali Kraan’ın acılı annesi Tezcan Tezgel ve taraf avukatları katıldı. Geçtiğimiz celse, Trafik Bilirkişi Raporu ile Adli Tıp Kurumu (ATK) Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan rapor arasında çelişki bulunması nedeniyle, kazaya karışanların kural ihlalleri ve kusur durumlarının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespiti için Adli Tıp Kurumu Üst Kurulu’ndan yeni rapor hazırlanmasını talep edilmişti. Mahkemede, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu’ndan gelen yeni raporda; Gökhan K. ve Sıla A’nın tali kusurlu, İsmail O’nun ise asli kusurlu olduğu belirtildi.

Mütalaa açıklandı

Cumhuriyet savcısı mütalaasında, “birden fazla insanın ölümüne sebep olma” suçundan 3 sanığın 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Sanıklar gelen raporu kabul etmedi

Gelen raporda kusur durumunu kabul etmeyen tutuklu sanık Gökhan K., “Olay nedeniyle çok üzgünüm. Kazada kusurum yoktur” diye konuştu.

Kusurlarını kabul etmeyen tutuklu sanık İsmail O., “Babam yatalaktır, tüm ihtiyaçlarını ben üstleniyorum. Bu hususun gözetilerek karar verilmesini istiyorum. Ateş düştüğü yeri yakıyor, olay sebebiyle üzgünüm” şeklinde konuştu.

Tutuksuz sanık Sıla A. da gelen raporu kabul etmeyerek, olay sebebiyle üzgün olduğunu söyledi.

Anne duruşmada sinir krizi geçirdi

Oğlunun fotoğrafını sanıklara göstererek fenalık geçiren anne Tezcan Tezgel, “Oğluma bakın, onu öldürdünüz. Herkes suçsuz olduğunu söylüyor, o zaman bu çocukları kim öldürdü? Bunlara gerekli ceza verilsin. Sanıklardan şikayetçiyim. Evladımı benden aldılar. Evladımı geri istiyorum” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, avukatların süre talep etmesi üzerine sanıkların tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi.

“Sıla’nın da asli kusurlu olduğuna ilişkin adli tıptaki heyette 3 muhalefet şerri var”

Duruşma sonrasında açıklamalarda bulunan Kraan Ailesi’nin avukatı İbrahim Eriz, “Geçtiğimiz celse Adli Tıp Kurumu’ndan sanıkların kusur durumları ile ilgili rapor gelmişti ancak çelişki sebebiyle rapor üst kurula gönderildi. Gelen raporda, tali kusurlu 2, asli kusurlu 1 sanık olduğu belirlendi. Ancak sanıklardan Sıla’nın da asli kusurlu olduğuna ilişkin adli tıptaki heyette 3 muhalefet şerri var. Olayda bilinçli taksir olduğuna ilişkin savunma yaptık. Trafik kuralları ve trafik yasası hükümlerine göre sanıkların gerekli kurallara uymaması nedeniyle de bilinçli taksir olduğu düşüncesindeyiz” dedi.

“Ağzımda diş, kafamda saç kalmadı”

Oğlunun ölümünden sonra saçları tamamen dökülen Muhammed Ali Kraan’ın annesi Tezcan Tezgel ise “Adalete güvenmek ve sanıkların ceza almasını istiyorum. Kaldırımda yürüyen 2 masum çocuk öldü. Sanık Gökhan yarış yapıyormuş, makas ata ata geliyormuş. Polisler, ’Bunlar birilerinin başını yakacak’ demişler ve 3 dakika sonra kazaya şahit olmuşlar. Adalet istiyorum. Oğlum 23 yaşındaydı, tek çocuğum vardı, elimden aldılar. Ağzımda diş, kafamda saç kalmadı. Bu ülkeye yıllarca sanatçı olarak hizmet ettim. En azından onun hatırı olsun. Aslan gibi evlat yetiştirdim. Oğlum pırıl pırıl bir çocuktu. Kamuoyundan destek istiyorum. Böyle kanun olmaz. Kaldırımda yürüyen insanları öldürüyorlar ve 2-3-5 sene ile yargılanıyorlar. Allah korkunuz yok mu? İçim yanıyor. Yangınımı Allah görüyor. İnşallah yandığımı savcılar, hakimler ve adalet de görür” ifadelerini kullandı.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Kavgayı ayırmaya gelen arkadaşını kazara öldürmüştü: 40 yıl 11 ay hapse çarptırıldı

Kocaeli’nin İzmit ilçesinde iki grup arasında çıkan, 1 kişinin hayatını kaybettiği, 5 kişinin yaralandığı silahlı, sopalı kavgaya ilişkin açılan davada karar çıktı. Kavgayı ayırmak için olay yerinde bulunan arkadaşını yanlışlıkla öldürdüğünü söyleyen Emre A., “Hep Halil’i düşünüyorum. O benim çok sevdiğim abimdi. Asla ölmesini istemezdim” diyerek gözyaşı döktü. Emre A. toplamda 40 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı, diğer 7 sanığa da değişen oranlarda hapis cezası verilirken, bir kişi ise beraat etti.

Olay, 23 Eylül 2023’de Serdar Mahallesi İnce Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, telefonda küfürleşen şahıslar sokak ortasında bir araya geldi. Yaşanan tartışma, kısa süre içinde sopa ve silahlı kavgaya dönüştü. Çıkan kavgada, arayı bulmaya çalışan Halil Eser (44), arkadaşı Emre A.’nın silahından çıkan kurşunla göğsünden vurularak hayatını kaybetti, 5 kişi de sopa ve kurşunla yaralandı. Olayla ilgili inceleme başlatan Cinayet Büro Amirliği ekipleri, 11 kişiyi gözaltına aldı. İfadeleri alınarak adliyeye sevk edilen şahıslardan Emre A., Yavuz A. ve Yusuf Ç. tutuklandı. 5 kişi adli kontrol şartıyla, 3’ü ise serbest bırakıldı. 9 sanık hakkında dava açıldı.

“Hep Halil’i düşünüyorum”

Olaya ilişkin açılan davanın 4. celsesi Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanıklar Yusuf Ç., Emre A., Yavuz A., tutuksuz sanık Enis B. ve taraf avukatları katıldı. Olayın kazara meydana geldiğini söyleyen Emre A., “Hep Halil’i düşünüyorum. O benim çok sevdiğim abimdi. Asla ölmesini istemezdim” diyerek ağladı.

Emre A’ya 40 yıl 11 ay hapis

Sanığın savunmasının ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Buna göre, Emre A., Halil Eser’i “olası kastla öldürme” suçundan 23 yıl, Devran G’ye yönelik “öldürmeye teşebbüs” suçundan 9 yıl, Erhan Tatar’a yönelik “kasten yaralama” suçundan 2 yıl 11 ay, ruhsatsız silah bulundurma suçundan ise 6 yıl hapis ve 12 bin TL para cezası verilerek, toplamda 40 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Diğer sanıklara da ceza

Tutuklu sanık Yavuz A’ya, “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 9 yıl, “kasten yaralama” suçundan 2 yıl 11 ay, “ruhsatsız silah bulundurma” suçundan ise 5 yıl hapis ve 10 bin TL para cezası verildi. Tutuklu sanık Yusuf Ç., “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 12 yıl, “kasten yaralama” suçundan 3 yıl 6 ay, “ruhsatsız silah bulundurma” suçundan 5 yıl hapis ve 10 bin TL para cezası aldı.

Tutuksuz sanık Enis B’ye, “kasten öldürmeye teşebbüse yardım etme” suçundan 5 yıl, “kasten yaralamaya yardım etme” suçundan ise 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verildi. Tutuksuz sanık Yakup G., “kasten yaralama” suçundan 1 yıl 45 gün hapis cezasına çarptırıldı. Devran G., Emre T. ve Erhan T. ise “kasten yaralama” suçundan ayrı ayrı 11 ay 2 gün hapis cezası aldı. Sibel S. de beraat etti.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

İcra memurunu silahla yaralayan avukata 13 yıl 6 ay hapis

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/icra-memurunu-silahla-yaralayan-avukata-13-yil-6-ay-hapis-0-a3iggnEu.mp4
Kocaeli’de dosyadan haksız şekilde kendisini azlettirdiği iddiasıyla icra memurunu tabancayla yaralayan avukat hakkında açıklanan mütalaada, “kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs” suçundan cezalandırılması talep edildi. Korkutmak amacıyla hareket ettiğini söyleyerek, mütalaayı kabul etmeyen sanık, toplamda 13 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Olay, 26 Aralık 2022 yılında Kadıköy Mahallesi Ilgaz Sokak’ta meydana geldi. İcra memuru Bünyamin Alyakut, işe gitmek için evinden çıktığı sırada silahlı saldırıya uğradı, şahıs ise olay yerinden kaçtı. Alyakut yaralı halde hastaneye kaldırılırken, zanlının avukat Teoman E. olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan Teoman E., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

İfadesinde, Bünyamin Alyakut ile birlikte iş takibi yaptıklarını söyleyen sanık Teoman E., “Bünyamin müvekkilime beni azlettirmek suretiyle mağdur etti, hakaret etti. Dosyadan haksız yere azlettirildiğim için icra takibi açtık, Bünyamin mahkemeyi yanıltarak mahkemede yalan tanıklık etti, kendisini bu sebeple vurdum” ifadelerini kullanmıştı.

Olaya ilişkin açılan davanın 7. celsesi, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Salonda taraf avukatları hazır bulunurken, tutuklu sanık Teoman E. ise duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Savcı mütalaasında, sanığın, “Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs ve ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma” suçlarından cezalandırılmasına talep etti.

“Haksızlığa uğrayan kişiyim”

Mütalaayı kabul etmeyen tutuklu sanık Teoman E., “Öldürme gibi bir niyetim yoktu. Öyle bir niyetim olsa yapardım. Benim amacım şahsı korkutmaktı. Bunun için sonuç meydana gelmiştir. Haksızlığa uğrayan kişiyim, bu hususun gözetilmesini istiyorum. Atılı suçtan beraatimi, aksi halde lehe olan hükümlerin uygulanarak hükümle birlikte tahliyemi talep ederim. Tutuklu bulunduğum süreçte ailem mağdur oldu, eşim boşanma davası açtı. Olay sebebiyle pişmanlığım vardır. Kendi rızamla teslim oldum, bunun gözetilmesini talep ederim” diye konuştu.

Toplam 13 yıl 6 ay hapis

Mahkeme heyeti, suçun işleniş biçimi, eylemin ağırlığı, sanığın kastının yoğunluğu ve güttüğü amaç dikkate alınarak, suçun “kasten yaralama” olduğu sonucuna vardı ve mütalaaya katılmayarak sanığa 7 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Ayrıca sanık, “ruhsatsız silah bulundurma” suçundan da 6 yıl hapis ve 30 bin TL para cezasına hükmedildi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

Eski eşi Ajda’yı restoranda öldürmüştü, ilk kez konuştu

https://41.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/eski-esi-ajdayi-restoranda-oldurmustu-ilk-kez-konustu-0-vwEfjdVj.mp4
Kocaeli’nin Körfez ilçesinde eski eşi Ajda Yatar’ı restoranda yemek yediği sırada tabanca ile ateş ederek öldüren sanık, ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık savunmasında, kız çocuğunun dayısı tarafından istismara uğradığını, şikayet etmek istediğinde kendisini dağa kaçırmakla tehdit ettiklerini, olay günü ise Ajda ile konuşmak istediğini ancak ettiği küfür sebebiyle cinayeti işlediğini öne sürdü. Olay günü Ajda’nın yanında bulunan arkadaşı ise “Sanık Ajda’ya, ’Sen nasıl beni bırakırsın? Nasıl pantolon giyersin?’ diyerek bir şeyler söyledi ve küfür etti. Sanık 4-5 el ateş ettikten sonra hiçbir şey olmamış gibi çıktı” dedi.

Olay, 22 Kasım 2023’de Güney Mahallesi Adnan Kahveci Caddesi’nde bulunan dönerci dükkanının 2. katında meydana geldi. Arkadaşıyla birlikte yemeğini yiyen Ajda Yatar’a (28), eski eşi Vahyettin P. (39) tarafından tabanca ile kafasından 4 el ateş edildi. Kurşunların hedefi olan kadın kanlar içinde yere yığıldı, zanlı ise geldiği araçla olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri Ajda Yatar’ın hayatını kaybettiğini belirledi. 3 çocuk annesi Ajda Yatar, 10 yıl önce evlendiği eşinden 2 Kasım 2023’de boşanmıştı. Olay sonrasında kayıplara karışan Vahyettin P., yakalanarak cezaevine gönderildi. Vahyettin’in kaçmasını yardım ederek suçluyu kayırmadan ise Mehmet Y. ve Burhan Ö. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

“Örgüte üyeyiz seni dağa kaldırırız dediler, korkudan bir şey diyemedim”

“Tasarlayarak boşandığı eşe karşı kasten öldürme” suçundan açılan davanın ilk celsesi Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Vahyettin P., tutuksuz sanıklar, tanıklar, maktulün ailesi ve taraf avukatları katıldı.

Savunması için söz hakkı verilen sanık Vahyettin P., “2012 yılında eşimle görücü usulüyle evlendik. Güzel bir evliliğimiz vardı. Eşimin akrabalarının dağda öldüğünü öğrendik, cenazelerine gitmedim, bu sebeple sorunlar başladı. Eşimin öz abisi tarafından ters ilişkiye maruz kaldım. Örgüte üyeyiz seni dağa kaldırırız dediler, korkudan bir şey diyemedim, şikayetçi olmadım. Eşim de 15 yaşlarındayken istismara uğradığını bana söylemişti” iddialarında bulundu.

“Kızımın dayısı tarafından istismara uğradığını öğrendim”

2022 yılında kızının rahatsızlığı sebebiyle ameliyat olduğunu belirten Vahyettin P., iddialarına şöyle devam etti:

“Çocuğum bir türlü iyileşmiyordu. Kızımın ilaçlarını satın almama rağmen ilaçların verilmediğini öğrendim. 2022’nin ekim ayında kızım için randevu oluşturdum. Kayınpederim bizim eve geldi, çay içtikten sonra kızımı hastaneye götüreceğimi söyledim, müsaade istedim. Kızım arabada, ’Bu tür insanları neden evimize alıyorsun?’ dedi. E. dayısının kendisini soyduğunu ve kötü şeyler yaptığından bahsetti. Annesine ve dedesine söylediğini ancak konuyu kapattıklarını söyledi. ’Seni aramak istediğimde beni pencereden sarkıttılar’ dedi. Evime döndüğümde kayınpederim evden çıkmıştı. Eşime sorduğumda durumu ağlayarak kabul etti. Kayınpederimi aradığımda beni tehdit etti, ’Arkamızda örgüt var’ dedi. Şikayetçi olmayı düşündüm ancak eşim kabul etmedi, ’Babamın evine giderim, her şeyi reddederim’ dedi. 1 hafta bunun mücadelesini verdim ve şikayet etmeye kabul etti. Doktor, ’Çocuk ilaçları kullanmazsa ölecek’ dediği için ilaçları bilerek vermemişler. Kızımın istismar olayını şikayet edeceğim gün Ajda durumu ailesine anlatmış. Şikayet etmeyeyim diye eşim kendisini darp ettiğimi iddia ederek şikayette bulunmuş. Darp raporu istedim, darp raporunda bir şey çıkmadı. Ben olaya anlam veremeden eşim boşanma davası açtı. Ben de çocuklarım için suç duyurusunda bulundum. Çocuğumun ifadeleri Yalova’da alınmıştır. Bu süreç içerisinde kayınpederim tehditler savuruyordu, beni darp etmeye çalıştılar. Anlaşmalı boşanmak için tehditler savurdular, ’Dağa kaldırırız’ dediler. Kızım öz dayısı tarafından istismara uğramış, dünyam başıma yıkılmıştı. Anlaşmaya boşanmaya razı oldum”

“Ciddi bunalım yaşıyordum”

Boşanma sürecini de anlatan tutuklu sanık, ” İmzayı atmadan önce hakim eşime sordu, ’Çocuklarınla görüşmek istemiyor musun?’, ’Hayır, hiçbiri işe görüşmek istemiyorum’ dedi. Hakim, ’Kızım aklın başına geldiği zaman çocuklarını alabilirsin’ dedi. Eşim, bunu sürekli bana koz olarak kullandı, ’Şikayetinden vazgeçmezsen çocukları alırım, kızımı örgütün hizmetçisi yaparım, ben de başkasıyla evlenirim’ dedi. Ciddi bunalım yaşıyordum. Çok kez intihar etmek istedim. Çocuğum tek böbrekli, böbreğimi ona vermek için intihar etmedim, yoksa ben kendimden geçtim. Olay günü adliyeye şikayet için gidecektim. Ancak öğle arasına girdiği için adliye kapalıydı. Ben de kahvaltı yapmak istedim, kafede oturarak poğaça yedim. Karşıdan eşim ve arkadaşının yürüdüğünü gördüm. 50 metre takip ettim sonra geri döndüm. Arabayı park ettiğim yere gittim. Eşimin bana baktığını gördüm” dedi.

“Eşimi çok seviyordum, ayrılmak da istemiyordum”

Ajda ile sakince konuşmak için yanına gittiğini söyleyen Vahyettin P., “Lokantanın 2. katına çıkar çıkmaz Ajda masasından kalkarak bana saldırdı, küfür etti. ’Beni neden takip ediyorsun? Seni öldürtürüm’ dedi. Beni azarlamasına, ağza alınmayacak küfürlere rağmen onu sakinleştirmeye çalıştım. ’Ben başkasıyla evlenirim, sen de köpek gibi peşimden koşarsın’ dedi. Oradaki insanlar da bana hakaretlerde bulundular ve üstüme yürüdüler. Ben kontrolden çıktım ve olaylar yaşandı. Olaydan dolayı pişmanım. Yanımda bulundurduğum silahı beni tehdit ettikleri için üstümde taşıyordum. Çocuklarından dolayı psikolojim yerinde değildi. Tetiğe bastım, dünyam başıma yıkıldı. Daha önce uzaklaştırmayı ihlal ettiğim için gün cezaevinde yattım. Eşimi çok seviyordum, ayrılmak da istemiyordum” diye konuştu.

“Vahyettin’e teslim olmasını söyledim”

Vahyettin P’nin kaçmasına yardım ederek “suçluyu kayırma” suçundan tutuksuz yargılanan Mehmet Y., “Olaydan haberimiz yoktu. Olayı öğrenince Burhan ile sanığın aile evine gitmeye karar verdik. Yolda sanığın kardeşi Erhan bizi aradı. Onu da yoldan aldık. Erhan, abisinden haber alamadığını söyledi, Karamürsel’e kadar gittik. Vahyettin geldi arabaya bindi, teslim olmasını söyledim. Ancak kabul etmedi, eşine ateş ettiğini ancak ölüp ölmediğini bilmediğini söyledi. Ben yanlarından ayrıldım. Burhan, Vahyettin’i hiç görmedi o benden önce araçtan indi” dedi.

Burhan Ö’de suçlamayı kabul etmeyerek Mehmet Y’nin dediklerini doğruladı.

“İstismar olayını gerçekleştirdiği iddia edilen abim yüzde 99 görme engellidir”

Ajda’nın abisi Aydoğan Yatar, sanığın ailesi hakkında iftira attığını ifade ederek, “Sanık, kız kardeşime baskıda bulunuyordu. Sanığın kardeşi ve ablası kız kardeşime şiddette bulundu. Sanık tehditleri sebebiyle kardeşim çocuklarını almadı. Kardeşim 10 yıllık süreç içerisinde gördüğü şiddetten dolayı onlarca kez küsüp baba evine gelmiştir. Kız kardeşimi zorla da olsa ikna ederek geri evine gönderiyorduk. Tüm sanıklardan şikayetçiyim. İstismar olayı iftiradır. İstismar olayını gerçekleştirdiği iddia edilen abim yüzde 99 görme engellidir. Sanık defalarca kız kardeşimin başına silah dayayıp ’Sen balkondan atla, elimi kana boyama’ demiştir. Sanık annemin önünü keserek, ’Senin 4 oğlunu öldüreceğim’ diyerek tehdit etmiştir. Şikayetçiyim” diye konuştu.

“Beni PKK ile itham ediyor, senaryo yazıyor”

Ajda’nın babası Haydar Yatar ise “Kızımın evlilik sürecinde hep huzursuzluk vardı. Ben neymişim de sanığı o kadar tehdit etmişim? Korucu başlığı yaptım. 9 çocuk babasıyım. Çocuklarımın hepsi evli, diğer dünürlerim ile sorun olmadı da sanıkla mı oldu. Ben senaryo yazmasını bilemem, yaşananları anlatıyorum. Beni PKK ile itham ediyor, senaryo yazıyor. Sanıktan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.

“Ajda, eşinin onu kemerle dövdüğünü söyledi”

Olay günü Ajda Yatar birlikte olan tanık Melek E., “Ajda arkadaşım olur. Eşinin onu kemerle dövdüğünü, çocuklarını özlediğini, zorlayarak imzayla çocuklarından uzak kaldığını söyledi. Vefatından bir kaç gün önce sanık bizi takip ettiğini öğrendik. Olay günü Ajda ile sınava, sonrasında da yemek yemeye gittik. Ajda elini yıkamaya gittiği sırada olay yaşandı. Çok yakından ateş etti. Sanık Ajda’ya, ’Sen nasıl beni bırakırsın? Nasıl pantolon giyersin?’ diyerek bir şeyler söyledi ve küfür etti. Sanık 4-5 el ateş ettikten sonra hiçbir şey olmamış gibi çıktı” şeklinde konuştu.

Restoranda çalışan tanık Medine A., “Olay günü 2 kadın geldi, yemeklerini yedi. Tam kalkacakken sanık geldi, direkt ateş etti. Kadın yalvardı. Ben panikle aşağıya kaçtım” ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi.

“Sanık çocuklarının geleceğini yakarak kendine çıkış yolu sağlamaya çalıştı”

Duruşma sonrasında açıklamalarda bulunan Ajda’nın abisi Aydoğan Yatar, “Sanık, kız çocuklarının geleceği ile oynamaktadır, iftiralar atmaktadır. Bu şekilde indirim almaya çalışmaktadır. Bahsettiği kız çocuğu, ablasının çocukları tarafından istismara uğradı. Biz bunu dile getirmek istemedik. Kız çocuğunun geleceği etkilenmesin dedik ama sanık bugün çocuklarının geleceğini yakarak kendine çıkış yolu sağlamaya çalıştı. Söylediklerinin tamamı iftiradan ibarettir. Umarım gereken cezayı alacaktır. Yeğenlerimin arkasındayım. Sanık, kendini kurtarmak için çocuklarını harcadı. Yeğenlerim için canımı vermeye hazırım. Onlar bize Ajda’nın emaneti” dedi.

Kategoriler
GÜNCEL HABERLER Körfez Haber Tüm Güncel Haberler

Eski eşi Ajda’yı restoranda öldürmüştü, ilk kez konuştu

Kocaeli’nin Körfez ilçesinde eski eşi Ajda Yatar’ı restoranda yemek yediği sırada tabanca ile ateş ederek öldüren sanık, ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık savunmasında, kız çocuğunun dayısı tarafından istismara uğradığını, şikayet etmek istediğinde kendisini dağa kaçırmakla tehdit ettiklerini, olay günü ise Ajda ile konuşmak istediğini ancak ettiği küfür sebebiyle cinayeti işlediğini öne sürdü. Olay günü Ajda’nın yanında bulunan arkadaşı ise “Sanık Ajda’ya, ’Sen nasıl beni bırakırsın? Nasıl pantolon giyersin?’ diyerek bir şeyler söyledi ve küfür etti. Sanık 4-5 el ateş ettikten sonra hiçbir şey olmamış gibi çıktı” dedi.

Olay, 22 Kasım 2023’de Güney Mahallesi Adnan Kahveci Caddesi’nde bulunan dönerci dükkanının 2. katında meydana geldi. Arkadaşıyla birlikte yemeğini yiyen Ajda Yatar’a (28), eski eşi Vahyettin P. (39) tarafından tabanca ile kafasından 4 el ateş edildi. Kurşunların hedefi olan kadın kanlar içinde yere yığıldı, zanlı ise geldiği araçla olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri Ajda Yatar’ın hayatını kaybettiğini belirledi. 3 çocuk annesi Ajda Yatar, 10 yıl önce evlendiği eşinden 2 Kasım 2023’de boşanmıştı. Olay sonrasında kayıplara karışan Vahyettin P., yakalanarak cezaevine gönderildi. Vahyettin’in kaçmasını yardım ederek suçluyu kayırmadan ise Mehmet Y. ve Burhan Ö. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

“Örgüte üyeyiz seni dağa kaldırırız dediler, korkudan bir şey diyemedim”

“Tasarlayarak boşandığı eşe karşı kasten öldürme” suçundan açılan davanın ilk celsesi Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Vahyettin P., tutuksuz sanıklar, tanıklar, maktulün ailesi ve taraf avukatları katıldı.

Savunması için söz hakkı verilen sanık Vahyettin P., “2012 yılında eşimle görücü usulüyle evlendik. Güzel bir evliliğimiz vardı. Eşimin akrabalarının dağda öldüğünü öğrendik, cenazelerine gitmedim, bu sebeple sorunlar başladı. Eşimin öz abisi tarafından ters ilişkiye maruz kaldım. Örgüte üyeyiz seni dağa kaldırırız dediler, korkudan bir şey diyemedim, şikayetçi olmadım. Eşim de 15 yaşlarındayken istismara uğradığını bana söylemişti” iddialarında bulundu.

“Kızımın dayısı tarafından istismara uğradığını öğrendim”

2022 yılında kızının rahatsızlığı sebebiyle ameliyat olduğunu belirten Vahyettin P., iddialarına şöyle devam etti:

“Çocuğum bir türlü iyileşmiyordu. Kızımın ilaçlarını satın almama rağmen ilaçların verilmediğini öğrendim. 2022’nin ekim ayında kızım için randevu oluşturdum. Kayınpederim bizim eve geldi, çay içtikten sonra kızımı hastaneye götüreceğimi söyledim, müsaade istedim. Kızım arabada, ’Bu tür insanları neden evimize alıyorsun?’ dedi. E. dayısının kendisini soyduğunu ve kötü şeyler yaptığından bahsetti. Annesine ve dedesine söylediğini ancak konuyu kapattıklarını söyledi. ’Seni aramak istediğimde beni pencereden sarkıttılar’ dedi. Evime döndüğümde kayınpederim evden çıkmıştı. Eşime sorduğumda durumu ağlayarak kabul etti. Kayınpederimi aradığımda beni tehdit etti, ’Arkamızda örgüt var’ dedi. Şikayetçi olmayı düşündüm ancak eşim kabul etmedi, ’Babamın evine giderim, her şeyi reddederim’ dedi. 1 hafta bunun mücadelesini verdim ve şikayet etmeye kabul etti. Doktor, ’Çocuk ilaçları kullanmazsa ölecek’ dediği için ilaçları bilerek vermemişler. Kızımın istismar olayını şikayet edeceğim gün Ajda durumu ailesine anlatmış. Şikayet etmeyeyim diye eşim kendisini darp ettiğimi iddia ederek şikayette bulunmuş. Darp raporu istedim, darp raporunda bir şey çıkmadı. Ben olaya anlam veremeden eşim boşanma davası açtı. Ben de çocuklarım için suç duyurusunda bulundum. Çocuğumun ifadeleri Yalova’da alınmıştır. Bu süreç içerisinde kayınpederim tehditler savuruyordu, beni darp etmeye çalıştılar. Anlaşmalı boşanmak için tehditler savurdular, ’Dağa kaldırırız’ dediler. Kızım öz dayısı tarafından istismara uğramış, dünyam başıma yıkılmıştı. Anlaşmaya boşanmaya razı oldum”

“Ciddi bunalım yaşıyordum”

Boşanma sürecini de anlatan tutuklu sanık, ” İmzayı atmadan önce hakim eşime sordu, ’Çocuklarınla görüşmek istemiyor musun?’, ’Hayır, hiçbiri işe görüşmek istemiyorum’ dedi. Hakim, ’Kızım aklın başına geldiği zaman çocuklarını alabilirsin’ dedi. Eşim, bunu sürekli bana koz olarak kullandı, ’Şikayetinden vazgeçmezsen çocukları alırım, kızımı örgütün hizmetçisi yaparım, ben de başkasıyla evlenirim’ dedi. Ciddi bunalım yaşıyordum. Çok kez intihar etmek istedim. Çocuğum tek böbrekli, böbreğimi ona vermek için intihar etmedim, yoksa ben kendimden geçtim. Olay günü adliyeye şikayet için gidecektim. Ancak öğle arasına girdiği için adliye kapalıydı. Ben de kahvaltı yapmak istedim, kafede oturarak poğaça yedim. Karşıdan eşim ve arkadaşının yürüdüğünü gördüm. 50 metre takip ettim sonra geri döndüm. Arabayı park ettiğim yere gittim. Eşimin bana baktığını gördüm” dedi.

“Eşimi çok seviyordum, ayrılmak da istemiyordum”

Ajda ile sakince konuşmak için yanına gittiğini söyleyen Vahyettin P., “Lokantanın 2. katına çıkar çıkmaz Ajda masasından kalkarak bana saldırdı, küfür etti. ’Beni neden takip ediyorsun? Seni öldürtürüm’ dedi. Beni azarlamasına, ağza alınmayacak küfürlere rağmen onu sakinleştirmeye çalıştım. ’Ben başkasıyla evlenirim, sen de köpek gibi peşimden koşarsın’ dedi. Oradaki insanlar da bana hakaretlerde bulundular ve üstüme yürüdüler. Ben kontrolden çıktım ve olaylar yaşandı. Olaydan dolayı pişmanım. Yanımda bulundurduğum silahı beni tehdit ettikleri için üstümde taşıyordum. Çocuklarından dolayı psikolojim yerinde değildi. Tetiğe bastım, dünyam başıma yıkıldı. Daha önce uzaklaştırmayı ihlal ettiğim için gün cezaevinde yattım. Eşimi çok seviyordum, ayrılmak da istemiyordum” diye konuştu.

“Vahyettin’e teslim olmasını söyledim”

Vahyettin P’nin kaçmasına yardım ederek “suçluyu kayırma” suçundan tutuksuz yargılanan Mehmet Y., “Olaydan haberimiz yoktu. Olayı öğrenince Burhan ile sanığın aile evine gitmeye karar verdik. Yolda sanığın kardeşi Erhan bizi aradı. Onu da yoldan aldık. Erhan, abisinden haber alamadığını söyledi, Karamürsel’e kadar gittik. Vahyettin geldi arabaya bindi, teslim olmasını söyledim. Ancak kabul etmedi, eşine ateş ettiğini ancak ölüp ölmediğini bilmediğini söyledi. Ben yanlarından ayrıldım. Burhan, Vahyettin’i hiç görmedi o benden önce araçtan indi” dedi.

Burhan Ö’de suçlamayı kabul etmeyerek Mehmet Y’nin dediklerini doğruladı.

“İstismar olayını gerçekleştirdiği iddia edilen abim yüzde 99 görme engellidir”

Ajda’nın abisi Aydoğan Yatar, sanığın ailesi hakkında iftira attığını ifade ederek, “Sanık, kız kardeşime baskıda bulunuyordu. Sanığın kardeşi ve ablası kız kardeşime şiddette bulundu. Sanık tehditleri sebebiyle kardeşim çocuklarını almadı. Kardeşim 10 yıllık süreç içerisinde gördüğü şiddetten dolayı onlarca kez küsüp baba evine gelmiştir. Kız kardeşimi zorla da olsa ikna ederek geri evine gönderiyorduk. Tüm sanıklardan şikayetçiyim. İstismar olayı iftiradır. İstismar olayını gerçekleştirdiği iddia edilen abim yüzde 99 görme engellidir. Sanık defalarca kız kardeşimin başına silah dayayıp ’Sen balkondan atla, elimi kana boyama’ demiştir. Sanık annemin önünü keserek, ’Senin 4 oğlunu öldüreceğim’ diyerek tehdit etmiştir. Şikayetçiyim” diye konuştu.

“Beni PKK ile itham ediyor, senaryo yazıyor”

Ajda’nın babası Haydar Yatar ise “Kızımın evlilik sürecinde hep huzursuzluk vardı. Ben neymişim de sanığı o kadar tehdit etmişim? Korucu başlığı yaptım. 9 çocuk babasıyım. Çocuklarımın hepsi evli, diğer dünürlerim ile sorun olmadı da sanıkla mı oldu. Ben senaryo yazmasını bilemem, yaşananları anlatıyorum. Beni PKK ile itham ediyor, senaryo yazıyor. Sanıktan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.

“Ajda, eşinin onu kemerle dövdüğünü söyledi”

Olay günü Ajda Yatar birlikte olan tanık Melek E., “Ajda arkadaşım olur. Eşinin onu kemerle dövdüğünü, çocuklarını özlediğini, zorlayarak imzayla çocuklarından uzak kaldığını söyledi. Vefatından bir kaç gün önce sanık bizi takip ettiğini öğrendik. Olay günü Ajda ile sınava, sonrasında da yemek yemeye gittik. Ajda elini yıkamaya gittiği sırada olay yaşandı. Çok yakından ateş etti. Sanık Ajda’ya, ’Sen nasıl beni bırakırsın? Nasıl pantolon giyersin?’ diyerek bir şeyler söyledi ve küfür etti. Sanık 4-5 el ateş ettikten sonra hiçbir şey olmamış gibi çıktı” şeklinde konuştu.

Restoranda çalışan tanık Medine A., “Olay günü 2 kadın geldi, yemeklerini yedi. Tam kalkacakken sanık geldi, direkt ateş etti. Kadın yalvardı. Ben panikle aşağıya kaçtım” ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi.

“Sanık çocuklarının geleceğini yakarak kendine çıkış yolu sağlamaya çalıştı”

Duruşma sonrasında açıklamalarda bulunan Ajda’nın abisi Aydoğan Yatar, “Sanık, kız çocuklarının geleceği ile oynamaktadır, iftiralar atmaktadır. Bu şekilde indirim almaya çalışmaktadır. Bahsettiği kız çocuğu, ablasının çocukları tarafından istismara uğradı. Biz bunu dile getirmek istemedik. Kız çocuğunun geleceği etkilenmesin dedik ama sanık bugün çocuklarının geleceğini yakarak kendine çıkış yolu sağlamaya çalıştı. Söylediklerinin tamamı iftiradan ibarettir. Umarım gereken cezayı alacaktır. Yeğenlerimin arkasındayım. Sanık, kendini kurtarmak için çocuklarını harcadı. Yeğenlerim için canımı vermeye hazırım. Onlar bize Ajda’nın emaneti” dedi.

[kanews-related-post title=”Video Haber” ids=”52528″ tag=”div”][kanews-related-post title=”Asayiş Haber” ids=”52528″ tag=”div”]
Kategoriler
GÜNCEL HABERLER

16 yaşındaki kızı otobüste istismar ettiği iddia edilen şoför beraat etti

Kocaeli’de sosyal medya üzerinden tanıştığı 16 yaşındaki lise öğrencisine otobüste cinsel istismar uyguladığı iddia edilen şoför, delil yetersizliğinden beraat etti.

Olay, 2022 yılında İzmit’te meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, otobüs şoförlüğü yapan S.E.F. (32), o dönem henüz 16 yaşında olan ve liseye giden G.Ö. ile otobüse binmesiyle tanıdı. Sosyal medya hesapları üzerinden başlayan konuşma, iddiaya göre S.E.F.’nin G.Ö.’ye otobüste taciz etmesiyle son buldu. G.Ö.’nün şikayeti üzerine S.E.F., ifadesi sonrasında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bir süre cezaevine kalan sanık, serbest yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

G.Ö. ifadesinde, birden fazla kez S.E.F.’nin kendisini otobüs içinde taciz ettiğini, soyunduğunu dile getirdi.

“Müvekkilim onu reddettiği için husumet besliyor, intikam almak istiyor”

“Çocuğun cinsel istismarı” suçundan açılan davanın 8. celsesi, Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık S.E.F. ve taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı, sanığın cinsel istismar suçundan cezalandırılmasını talep etti.

Mütalaayı kabul etmeyen sanık avukatı, “Mağdur, sürekli otobüsüne binmek için çaba sarf ediyor. Müvekkilimi eşinden ayırmak için mesaj yazıyor, kendisine musallat oluyor. Müvekkilim onu reddettiği için husumet besliyor, intikam almak istiyor. Aşk kovalamacası var. Sanık hiçbir buluşmada yalnız değil. Mağdur, her buluşmada sanığın ona mermi verdiğini, toplam 60 mermi aldığını söylüyor. Bunlar gerçeği yansıtmamaktadır. Mağdur, sanığın kendisini reddetmesiyle intikam güdüsüyle hareket ediyor” dedi.

Beraat etti

Sanık S.E.F. ise “Suçlamaları kabul etmiyorum. Otobüs şoförü olduğum için G.Ö.’yü arabama binmesi sebebiyle simaen tanırdım. Kendisi beni sosyal medyadan eklemesiyle ismini öğrendim. Ben kendisine evli ve 30 yaşında olduğumu söyledim ancak o arkadaş olmak istedi. Ben reddettikçe G.Ö. saplantılı şekilde bana ve eşime ulaşmaya çalıştı. Beraatimi talep ediyorum” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, delil yetersizliğinden sanığın beraatine karar verdi.

Telefon
WhatsApp
Exit mobile version